Ergenekon davasına 262. duruşma ile devam ediliyor. Duruşmada, 1999 yılında ´Adnan Hocacılar´ grubu operasyonu olarak bilinen Bilim Araştırma Vakfı´na yapılan operasyonda gözaltına alınan Emre Çalıkoğlu tanık olarak dinlenildi. Çalıoğlu, Ergenekon sanıklarından espi polis şefi Adil Serdar Saçan hakkında bildiklerini anlattı. Duruşmada tanık olarak dinlenen emekli Binbaşı Zahit Engin ise çok çarpıcı bilgiler verdi, Ergenekon örgütünün varlığını doğruladı.
16.11.2012 12:47 Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal ile emekli Tuğgeneral Veli Küçük´ün de aralarında bulunduğu 65´i tutuklu 274 sanıklı ´Ergenekon´ davasının 262. duruşması başladı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi´nde oluşturulan küçük salonda görülen duruşmaya, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, gazeteci Tuncay Özkan ve Alparslan Arslan´ın da aralarında bulunduğu 31 tutuklu sanık katıldı. Duruşmaya, CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, emekli Orgeneral Hurşit Tolon, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ile men cezası verilen emekli Tuğgeneral Veli Küçük´ün de aralarında bulunduğu 34 tutuklu sanık gelmedi.
TANIK EMRE ÇALIKOĞLU´NUN İFADESİ
Duruşmada, 1999 yılında ´Adnan Hocacılar´ grubu operasyonu olarak bilinen Bilim Araştırma Vakfı´na yapılan operasyonda gözaltına alınan Emre Çalıkoğlu tanık olarak dinlenildi.
Çalıkoğlu, 12 Kasım 1999 yılında İstanbul Organize Suçlar Şubesi´nce gözaltına alınarak 6 gün işkence gördüğünü belirterek, dönemin şube müdürü olan davanın tutuksuz sanıklarından Adil Serdar Saçan ile gözaltında tutulduğu dönemde diyalogları olduğunu ifade etti.
Çalıkoğlu, ´Kendisini derin devlet diye adlandırdı. Bundan gurur duyduğunu söylediğine, bizzat şahit oldum. ´Ergenekon´ soruşturmasından sonra Saçan´ın sözünü ettiği derin devletin ´Ergenekon´ yapılanması olduğunu anladım. Bunun üzerine ´Ergenekon´ soruşturmasını yürüten savcılığa dilekçe verdim´ dedi.
Askerlik görevini yaptığı bir dönemde gözaltına alındığını belirten Çalıkoğlu, ´Ağır işkencenin ardından 4-5 gün sonra Saçan beni odasına aldırdı. İyi polis şeklinde konuşma yaptı. Asker olduğumu söyledim. Bana alaycı bir şekilde, ´seni askere aldırdım´ dedi. Telefonda sürekli ´komutanım´ diye, itaatkar şekilde hitap ediyordu´ diye konuştu.
Gözleri ve elleri bağlı şekilde nezarethanenin girişinde bulunan taşın üzerine oturtulduklarını, işkencelerin gece saat 01.00´dan sonra yapıldığını ifade eden Çalıkoğlu, daha sonra basından Ahmet İhtiyaroğlu olduğunu anladığı kişinin işkenceden sorumlu olup, kendilerine işkence yaptığını iddia etti.
-İşkence davası-
Saçan hakkında 2003 yılında işkence suçundan dolayı şikayetleri üzerine dava açıldığını dile getiren Çalıkoğlu, dava sonucunda işkence gördüklerine karar verildiğini ancak, suçun faillerinin tespit edilemediği için Saçan´ın beraat ettiğini kaydetti.
Çalıkoğlu, Saçan´ın kendiyle birlikte gözaltına alınan bazı kişilere de ´derin devlet sizin faaliyetlerinizden memnun değil, esas devlet biziz´ şeklinde tehditvari bir şekilde konuşmalar yaptığını duyduğunu anlattı.
Savcı Mehmet Ali Pekgüzel´in sorusu üzerine 2003 yılındaki işkence davasında neden derin devletten söz etmediğini, ´O zaman ´Ergenekon´ yoktu. O dava işkence davasıydı´ şeklinde açıklayan Çalıkoğlu, 1999 yılındaki gözaltı sürecinde ifadelerini daha imzalamadan Doğan Medya Grubu´nda haber olduğunu söyledi.
Dava sanıklarından Tuncay Özkan´ın o dönem Doğan Medya Grubu´nda çalıştığını, bu haberlerin sorumlusunun Özkan olduğunu söyleyen Çalıkoğlu, kendileri hakkında yapılan haberler nedeniyle Saçan ve Özkan´ın bağlantısı olduğunu düşündüğünü kaydetti.
Tuncay Özkan da, büyük bir grup olan Doğan Medya´nın her biriminin ayrı ayrı sorumluluğu olduğunu, kendisinin o dönemde bütün gruptan sorumlu bir pozisyonda bulunmadığını belirterek, Çalıkoğlu´na ´Sizinle ilgili benim imzamın olduğu bir haber var mı. Bana haberden dolayı dava açtınız mı?´ diye sordu.
Çalıkoğlu da, Özkan´ın kendisiyle ilgili imzalı bir haberi olmadığını, Özkan´a haberlerden dolayı dava açmadığını ifade ederek, ´İmzanız gerekiyor mu? Sizin sorumlu olduğunuz kurumda yayınlandı. Bütün Doğan Grubu´nda bunu gerçekleştirdiniz´ dedi.
Özkan´ın ´Hangi gazetede sizinle ilgili haber yaptım´ sözleri üzerine Çalıkoğlu, ´Siz Saçan´dan elde ettiğiniz bizimle ilgili sahte bilgileri bütün kanallara servis ettiniz´ diye konuştu.
Özkan´ın ´Benim servis ettiğimi nereden biliyorsunuz´ sözleri üzerine de Çalıkoğlu, ´Ben öyle olduğunu düşünüyorum´ şeklinde konuştu.
Özkan da, hayatı boyunca iddianamesi hazırlanmamış davalarla ilgili haber yapmadığını belirtti. Duruşmaya ara verildi.
TANI ZAHİT ENGİN´İN İFADESİ
Verilen aranın ardından diğer bir tanık olarak emekli Binbaşı Zahit Engin´in dinlenmesine geçildi. 2002´de Jandarma´dan Binbaşı rütbesi ile emekli olduğunu söyleyen Engin, 1999 yılında Ankara´da içkili bir yemekteki sohbet ortamında Ergenekon´u duydum. Sivillerin bulunduğu bir masaydı, kimin söylediğini hatırlamıyorum. İçki masasında konuşulanların üzerinde durmadım. İçki masasında konuşulanları ciddiye bile almadım dedi. Danıştay Saldırısı´nın arkasında Ergenekon yapılanmasının olduğunu iddia eden tanık Engin, saldırıdan sonra gazeteci Uğur Dündar´ın kendisini arayarak televizyon programına çıkarmak için ikna etmeye çalıştığını söyledi. Dündar´ın program teklifini kabul etmediğini belirten Engin, Dündar´a ´Vatan - milleti düşünüyorsan Ergenekon´u araştır´ dedim. Telefonda 45 dakika konuştuk dedi.
Savcı Mehmet Ali Pekgüzel´in, Bu iddianızı neye dayanarak söylüyorsunuz, iddianızı somutlaştırır mısınız? diye sorması üzerine tanık Engin şunları söyledi: Danıştay saldırısıyla ilgili çok haber okudum ve araştırdım. Sordum sorguladım. Çok büyük bir iddia sahibi de değilim. Cemaatlerin böyle bir eyleme giremeyeceğini, bu işin arkasında Ergenekon yapılanmasının olacağını düşündüm. Uğur Dündar beni aradı, Ben de ´Siz Ergenekon´u araştırın´ dedim. Bunlar benim değerlendirmelerimdir. Değerlendirmelerim içimdeki bir histir.
-Tanığa ölüm tehditleri-
Tehdit edildiğini belirten Engin, Ankara´dan Bahçelievler´e giderken devre arkadaşım Zeki Ayan ile telefonla görüştük. 100-200 metre sonra arabayla karşıma çıktı. ´Silahsız dolaşıyorsun sana bir şey olursa üzülürüm´ dedi. Ben de bu tehdidi gönderenlere söyle ´ölürsem bir şey yok ama, ben ölmeyip eşim ve çocuğum ölürse genel komutanı, kurmay başkanını alnının ortasından vurmazsam şerefsizim´ dedim. Başka bir arkadaşım da vuracaklar seni, Cem Ersever´in başına gelenleri düşünmüyor musun?´ dedi diye konuştu. Kimin tehdit etiğine ilişkin soru üzerine Engin, O zaman kimdi bilmiyorum. Ya Levent Ersöz, ya da Halil Helvacıoğlu diye cevap verdi.
-Tanık Binbaşı: Ergenekon´un beyni Encümen-i Daniş-
Tanık Zahit Engin, Ergenekon duruyor dimdik değil ama korktu, belki de sindi. Bir sürü insanı Ergenekon diye topladılar. Ama bir Encümen-i Daniş üyesini getiremediler. Emniyette ifade verirken, ´savcı Zekeriya Öz çağırsın, ben yol göstereyim´ dedim. Acaba maksat ´Ergenekon´u bitirmek mi, tamamen sindirmek mi? Belki ben yüzde 5, yüzde 10´u biliyorum. O da gördüklerim, duyduklarım falan. 30 sene sonrada ben aynı bildiklerimi anlatırım. Ama ´Ergenekon´ yolundan çıktı. Kurunun yanında yaşı da yakmaya başladı. Türkiye´de bir koro vardı. Bir olay olduğunda koro aynı gün, aynı şeyleri söylemeye başlıyordu. Bunun içinde emekli subaylar, generaller var. Her emekli olan genelkurmay başkanı yok. Hilmi Özkök yok. Ama daha az rütbeliler içinde bulunuyor. İlk zamanlar Başbakan Erdoğan´a da toplantı tutanaklarını göndermişler. O da ´dağıtın bunları´ demiş. Bunlar kendilerine bir rol biçtiler. Toplantılarına devam ettiler. Devletin gerçek sahibi ya bunlar. ´Ergenekon´un beyni Encümen-i Daniş´ dedim. Encümeni Daniş ´Türkiye nasıl yönetilir´ diye toplantılar yapıyordu. Ergenekon operasyonlarından sonra Encümen-i Daniş daha az toplantı yapmaya başladılar. Bir sürü günahsız adam burada yatıyor. Rahip Santoro cinayetiyle başlayan ve devam eden olayların arkasında Ergenekon´un olduğunu düşünüyorum dedi.
-Hablemitoğlu cinayeti-
Necip Hablemitoğlu suikastının da tarikatlar, cemaatler tarafından işlenmediğini düşündüğünü söyleyen Engin, cinayetin ardından asker tarafından çok detaylı kriminal inceleme yapıldığını söyleyerek şunları anlattı: Harekete dayalı saat ayarlı bombaydı. Çift düzenekli bombayı ilk defa orada duydum. Yakalanan adamların yapacağı bir iş değildi. 1 hafta İran´da bomba eğitimi gördük diyorlardı.
-33 er olayı-
Bingöl´de 1993´te 33 askerin şehit edilmesinden sorumlu tutulduğunu söyleyen tanık Zahit Engin, ´Gaffar Okkan cinayetini de Zahit Engin işledi´ diyorlar. Bu iddialar yüzünden yarın öbür gün torunlarım benden nefret edecek. Ben 2 kez kurşun yemiş ölümden dönmüş insanım. 6-7 Kasım tarihlerinde mahkemenizde tanık olarak dinlenen PKK´nın eski yöneticilerinden Şemdin Sakık, 33 erin şehit edilmesi olayını ben yapmadım diyor. Genelkurmay´ın bir arşivi olsa da telsiz konuşmalarını ortaya çıkardı. Terör örgütü lideri Abdullah Öcalan telsiz konuşmasında Şemdin Sakık´a teşekkür etti. Abdullah ´Öcalan ben yapmadım´ diyor diye konuştu.
-Balyoz davası-
Engin, Balyoz Davası´nda bazı listelerde adı olduğu için cezaevinde yatan askerler var. Vicdanım bunlara sızlıyor. Beni suçlayanlara değil. Ben kimseye iftira atmadım. ´Ergenekon´ Türkiye gündeminde değilken bile, ben konuşuyordum dedi. (DHA)
İtirafçı Abdülkadir Aygan´ın ifadesinde geçen ´JİTEMCİ Zahit´in kendisi olduğunu belirten Engin, Aygan´ın kendisi hakkında bazı beyanları olduğunu söyledi.
Engin, 1999´da Ulucanlar Cezaevi´ne yapılan operasyon sırasında Ankara İl Jandarma Asayiş Şube Müdürlüğü yaptığını belirterek, operasyon sırasında kendisinin de başından yaralandığını kaydetti. Bu operasyonun ardından haklarında dava açıldığını ifade eden Engin, dosyanın Yargıtay aşamasında olduğunu dile getirdi.
Engin, Şemdin Sakık´ı da Irak´tan getirildiğinde Diyarbakır Havaalanı´nda kendi ekibinin teslim aldığını ifade ederek, ´Sakık´ı uyku tulumlarının içinde aldık. Getirildiğinde hala uyuyordu. Irak´tan Özel Kuvvetler timi almış. Sakık´ı Diyarbakır İl Jandarma´ya götürdük. Ben sorgusuna girmedim´ dedi.
TUTUKLULUKLARA DEVAM
Zahit Engin´in tanık olarak dinlenilmesinin tamamlanmasının ardından mahkeme heyeti tarafından alınan ara kararlar açıklandı. Buna göre, duruşmayı 19 Kasım Pazartesi gününe erteleyen mahkeme, o gün yapılacak celsede Abdullah Öcalan´ın eski avukatlarından İrfan Dündar´ın tanık olarak dinlenileceğini kaydetti. Mahkeme, aralarında eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal´ın da bulunduğu 65 tutuklu sanığın bu hallerinin devamına karar verdi.
ORG. TAŞDELER HAKKINDA 2. YAKALAMA KARARI
17.11.2012 15:54 İnternet Andıcı davası sanığı Orgeneral Nusret Taşdeler hakkında ikinci kez yakalama kararı çıkarıldı. Yüksek Askeri Şura üyesi olarak görev yapan Taşdeler hakkında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından alınan yakalama kararı dün Ankara Merkez Komutanlığı´na iletildi. İlgili kuruma gönderilen kararda, Orgeneral Taşdeler´in yakalanarak 13. Ağır Ceza Mahkemesi´ne teslim edilmesi istendi. Öte yandan aynı karar Emniyet Genel Müdürlüğü´ne de iletildi. Söz konusu şahsın yakalanması durumunda Merkez Komutanlığı´na teslim edilmesi talep edildi. İddialara göre polis, askerle karşı karşıya gelmemek için Taşdeler´in yakalanmasında geri planda duracak. Daha önce de hakkında çıkarılan yakalama kararı üzerine Taşdeler, rahatsız olduğunu savunmuştu. Emekli general GATA´da tedavi altına alınmıştı. (Zaman)
(16 Kasım 2012), son güncel.: (17 Kasım 2012)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Ergenekon ve benzer davaları tanıkları deşifre ve tehdit ederek etkisiz bırakma gayretleri
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap