2007´de Malatya´da Zirve Yayınevi´nde biri Alman uyruklu 3 kişinin öldürülmesi olayına ilişkin davanın 50. duruşması başladı. Duruşmada sanık savunmalarının alınmasına devam ediliyor.
15.11.2012 12:00 2007´de Malatya´daki Zirve Yayınevi´nde biri Alman uyruklu 3 kişinin boğazının kesilerek öldürülmesine ilişkin davanın 50. duruşması başladı. Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen duruşma nedeniyle sabah saatlerinden itibaren Malatya Adliyesi içerisinde ve çevresinde yoğun güvenlik önlemi alındı. Tutuklu sanıklar, cezaevi araçlarıyla adliyeye getirildi. Zirve Yayınevi´nde öldürülen Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske´nin eşi Suzanne Geske ve müdahil avukatları, duruşmayı izlemek üzere koruma eşliğinde adliyeye geldi.
SANIK HAYDAR YEŞİL´İN ÇAPRAZ SORGUSU
Duruşmada, iki gündür savunma yapan tutuklu sanık Binbaşı Haydar Yeşil´in çapraz sorgusu yapıldı. Yeşil, avukatı Murat Dinçer´in, Hristiyan ya da misyonerlikle ilgili herhangi bir suç tanımı yapılmıyor. Misyonerlikle ilgili bir suç tanımı olmadığı halde Zirve Yayınevi çalışanlarını takip ettiniz. Herhangi bir suç duyumu aldınız mı? Bununla ilgili yapılan bir çalışma var mı? Sorusuna, Benim dönemimde olmadı. Takip etme benim kişisel tercihim değil. Bu, istihbaratını yapmamız gereken konulardan biridir. cevabını verdi.
Dinçer´in, Malatya´da bir otelde misyonerlikle ilgili toplantı yapıldığını, bu toplantıya katılıp katılmadıkları ve tutuklu sanık Emre Günaydın´ın o toplantıda görülüp, görülmediğiyle ilgili soruyu da cevaplayan Yeşil, 2006 Noel kutlamasına tesadüfen bir haber elemanı davetli olarak gitmiş. Bunun ödeme makbuzu da var. Emre Günaydın´ın orada olduğuyla ilgili bir bilgi yok dedi.
-Misyonerlerin otel toplantısı-
Hayrettin Kısa´nın, cinayetin olduğu tarihten kısa süre önce bir otelde misyonerlerin toplantı yapacağını bilip bilmediğini sorması üzerine sanık Yeşil, söz konusu oteldeki tüm toplantıları bilemeyeceğini söyledi.
Kısa´nın misyonerleri izlediğini hatırlatması üzerine Haydar Yeşil, cinayetin işlendiği tarihten önce aralık ayında misyonerlerin söz konusu otelde bir toplantı yaptıklarını, bu toplantıya bir haber elemanını gönderdiğini ifade etti.
Avukatların ´Bu toplantıda sanık Emre Günaydın´ı tespit ettiniz mi?´ sorusu üzerine Yeşil, Günaydın´ı tespit etmediklerini söyledi.
Bunun üzerine mahkeme başkanı Kısa, Emre Günaydın´a bu toplantıya gidip gitmediğini sordu. Emre Günaydın, bu toplantıya gitmediğini, Nisan ayında yapılan toplantıya gittiğini ifade etti.
-Maktul Geske´nin eşi sanığı yalanladı-
Zirve Yayınevi´nde öldürülen Alman uyruklu Tilman Geske´nin eşi Suzanne Geske, söz alarak, aralık ayındaki toplantıda Emre Günaydın´ı gördüğünü iddia etti. Geske, Günaydın´ın boynunda bir puşi olduğunu söyledi. Suzanne Geske, Nisan ayındaki toplantıda ise Emre Günaydın´la birlikte tutuksuz sanık Adem Gedik´i de gördüğünü öne sürerek, ´Adem Gedik, otelin girişinde bir sandalyede oturuyor, elindeki gazeteyi okuyor gibi yapıyor, gazetenin üstünden gelenleri izliyordu´ iddiasında bulundu.
-Misyonerlerin devlet emriyle takib edildiğine dair belge gösteremedi, topu MGK´ya attı-
Müdahil avukatlar, Yeşil´in ifadesinde misyonerliğin istihbar edilmesi emrini devletin ve hükümetin verdiği yönündeki sözlerini hatırlatarak, sanığa böyle bir emrin geldiğine dair elinde belge olup olmadığını sordu. Avukatlar, Yeşil´den varsa böyle bir belge, ibraz etmesini istedi.
Elinde böyle bir belge olmadığını belirten Yeşil, bu kararın Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantılarında alınmış olduğunu iddia ederek, ´MGK toplantısından sonra bu emir ilgili kurumlara Başbakanlık genelgesi yoluyla iletiliyor. Ben cezaevinde tutukluyum. Savcı genelgeyi iddianame dosyasına koysaydı, ben de size ibraz ederdim´ diye konuştu.
Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa´nın, ´MGK´da misyonerliğin tehdit olarak görülmediği, taşradaki yapılanmanın MGK´da böyle bir algı oluşturduğu söyleniyor´ şeklindeki sözleri üzerine sanık Yeşil, bunun doğru olmadığını söyledi.
Avukatların, misyonerleri neden uzun süre dinlediğini ve bir suç unsuruna rastlayıp rastlamadığını sorması üzerine Yeşil, suçu önlemeye ve geleceğe yönelik dinleme yaptıklarını belirtti.
SANIK MEHMET ÜLGER´İN SAVUNMASI
Haydar Yeşil´in savunmasını tamamlanmasının ardından tutuklu sanıklardan emekli Albay Mehmet Ülger´in savunmasına geçildi. Dönemin Malatya İl Jandarma Alay Komutanı olan Ülger, hakkında isnat edilen suçları kabul etmedi. HTS kayıtları olmadığı halde İlker Çınar´ın ifadelerinin doğru kabul edilerek, hakkında suç isnadı yapıldığını belirten Ülger, basın yayın organlarının da buna alet olduğunu, tarafına karşı kin ve nefretle beslenen bir haksız itibarsızlaştırma yapıldığını ileri sürdü. Ülger, bu durumun suç örgütlerine cesaret verdiğini savundu.
Hakkında işlem yaptığı personeli ile yakaladığı, illegal faaliyetleri olan kişilerin husumeti sonucu suçlamalara maruz kaldığını ileri süren Mehmet Ülger, iddianamede konum tespiti için kullanılan HTS kayıtlarının uyumsuz olduğunu savundu. Aleyhinde tanıklık yapan gizli tanık Adıyaman, eski Kerkük Kardeşlik Derneği Başkanı Veysel Şahin ile İlker Çınar´ın ifadelerinin maksatlı olduğunu öne süren Ülger, darbe ve darbecilere karşı olduğunu ifade etti.
1980 ihtilaline değinen Ülger, ´Ailesi bundan en çok zarar gören insanlardan biriyim. Demokrasiye saygılıyım, darbelere karşıyım. Görevim boyunca hükümetin emirlerini yerine getirdim. Hükümetin aleyhinde bir eylem olacağını hissetsem ilk önce ben karşı çıkarım. Devletime ve hükümetime karşı gelecek bir insan değilim. Harp Okulu´nda öğrenci olduğum dönemden tutun da meslek hayatıma varıncaya kadar en ufak yüzümü kızartacak bir suça bulaşmadım. Kanunlardan ve Allah´tan korkarım. Vicdan sahibi bir insanım. Bununla birlikte sözde TUSHAD adlı örgütte aktif görev aldığım iddia ediliyor. Genelkurmay Başkanlığı bu sözde örgütün olmadığını açıkladığı halde İlker Çınar´ın aleyhimdeki ifadelerini delil kabul eden iddia makamı subjektif yorumlarda bulunuyor´ ifadelerini kullandı. Savunması sırasında ağlamaklı olan Ülger, İlker Çınar´ın TUSHAD örgütüne ait olduğunu söylediği kimliğinin askeri araç plakası gibi olduğunu savunarak, Çınar´ın bu belgelerin gerçekliğini ispat etmekle mükellef olduğunu söyledi. Ülger, ´İlker Çınar, olmayan bir örgütten benim de haberim olduğu algısını oluşturmaya çalışıyor. Ben üçüncü bölge sorumlusuymuşum, o birinci bölge sorumlusuymuş. Buna rağmen Hurşit Tolon onun kimliğini bana göndermiş. Ben ona teslim etmişim. İkimiz de sözde yapılanmada aynı seviyedeysek neden kimliğini ben teslim ediyorum´ dedi.
Cinayet günü Malatya´da olduğu belirlenen Ahmet Hurşit Tolon ile hiç görüşmediğini söyleyen Ülger, Tolon´un, şehre geldiğini, davayla ilgili haberlerden öğrendiğini kaydetti.
Ülger, cezaevine gidip sanık Cuma Özdemir´in üzerinden çıkan sim kartı değiştirdiği iddiasını ise kabul etmedi. Evine gelen ihbar mektubuna da değinen Ülger, mektupta yazanları okudu. Kendisine hitaben yazılan, Gördün mü Malatya sana da kalmadı. ifadesiyle başlayan mektuba değinen Ülger, ´Bu mektupla şahsımı itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Ben bu yazılan iki satırla itibarsızlaşmam. Şerefli bir Türk subayıyım´ ifadelerini kullandı. Söz konusu mektubun, 2009 yılında gözaltına alındığı sırada geldiğini, eşinin, moralinin bozulmaması için kendisine daha sonra verdiğini anlatan Ülger, Mektup, ben gözaltına alınmadan 1 hafta önce gelmiş, eşim de moralim bozulmasın diye bana göstermemiş. Gözaltına alınınca bu mektubu gördüm, bir suretini de Jandarma İstihbarat Başkanlığı´na teslim ettim, kim olduğunu onlar bulsun diye, muhtemelen hakkında yasal işlem yaptırdığım, birinin husumeti nedeniyle yazdığını düşünüyorum. diye konuştu. Söz konusu mektupta ...Sen bu boğazlarını keserek öldürttüğün insanlar gibi bağıra bağıra son nefesini verirsin mutlaka... ifadeleri yer alıyordu.
´Misyonerlik, tarafımdan tehdit olarak algılanmamıştır´ diyen Ülger, misyonerlerin tehdit olarak algılanması kararının MGK´da alındığını, İl Emniyet Komisyonu´nun da bunu görüşerek gerekli önleyici tedbirler için çalışma yapılmasına karar verdiğini öne sürdü.
(15 Kasım 2012, 12:00)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Dink ve Zirve aynı ekibin işi
Çınar´dan mahkemede şok iddialar
Zirve´yi başlatan papazdan şok itiraflar
Zirve davaları birleştirildi
İşte 761 sayfalık ek iddianamesi
Zirve ek iddianamesi kabul edildi
Tushad kimlikleri ek klasörlerde
Ergenekon 1993´e uzandı: Tushad
Malatya Zirve Katliamı ve Ergenekon bağlantısı manşetlerimiz
Ergenekon ve Balyoz, Malatya´da ´zirve´ yapmış
Tanık: Malatya ve Dink ´Kafes´ işi
Zirve Yayınevi Katliamı ile Kafes davaları birleşebilir
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap