2007´de Malatya´da Zirve Yayınevi´nde biri Alman uyruklu 3 kişinin öldürülmesi olayına ilişkin davanın 49. duruşması başladı. Duruşmada sanık savunmalarının alınmasına devam ediliyor.
14.11.2012 11:13 2007´de Malatya´daki Zirve Yayınevi´nde biri Alman uyruklu 3 kişinin boğazının kesilerek öldürülmesine ilişkin davanın 49. duruşması başladı. Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen duruşma nedeniyle sabah saatlerinden itibaren Malatya Adliyesi içerisinde ve çevresinde yoğun güvenlik önlemi alındı. Tutuklu sanıklar, cezaevi araçlarıyla adliyeye getirildi. Zirve Yayınevi´nde öldürülen Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske´nin eşi Suzanne Geske ve müdahil avukatları, duruşmayı izlemek üzere koruma eşliğinde adliyeye geldi.
SANIK HAYDAR YEŞİL´İN SAVUNMASI
Duruşmada tutuklu sanık Binbaşı Haydar Yeşil dün başladığı savunmasına devam etti. Zirve Yayınevi cinayetleri davasını etkilemeye yönelik yoğun faaliyetler olduğunu iddia eden Yeşil, Tanık ve sanık İlker Çınar´ın değişik tarihlerde verdiği ifadeler, sözde TUSHAD örgütüne yönelik ifadeleri, sözde TUSHAD kartı, yayınlanan bazı kitaplar ve bazı basın mensuplarına verilen bilgiler dezenformasyon maksatlıdır savunmasında bulundu. Üzerine atılı suçlarla ilgili iddia makamının tek bir kanıt göstermesini isteyen Yeşil, dezenformasyon neticesinde kovuşturmanın etkilendiğini ileri sürdü. Yapılan dezenformasyonlar sonucu sanık sandalyesine oturtulduğunu, itibarsızlaştırıldığını savunan Yeşil, dezenformasyon yaptığına ilişkin ikinci iddianamede yer alan suçlamaları tamamiyle reddettiğini söyledi.
Yeşil, tutuksuz sanıklardan Aykut Saka´nın Zirve Yayınevi ve misyonerlik faaliyetleriyle alakası olmadığını ileri sürerek, Jandarma Genel Komutanlığı Aykut´a haksızlık yapmış, kurulan oyunu fark edemeyerek işten atmıştır dedi.
Zirve Yayınevi cinayetlerine ilişkin hazırlanan ikinci iddianamede, Jandarma tarafından misyonerlik faaliyetleriyle ilgili çalışmalar yapıldığının belirtildiğini aktaran Yeşil, İl Emniyet Komisyonu toplantılarında da misyonerlikle ilgili bölümler yer almasına rağmen iddianamede emniyetin bu çalışmalarına hiç yer verilmediğini savundu. Haydar Yeşil, iddianameyi hazırlayanların, Jandarma´nın misyonerlikle ilgili çalışmalarını illegal göstermeye çalıştığını ileri sürerek, yasa dışı ithamlarla mahkemenin yanıltılmaya çalışıldığı iddiasında bulundu.
Zirve Yayınevi çalışanlarını adım adım takip ettikleri iddialarının yanlış olduğunu savunan Yeşil, dönemin İl Emniyet Müdürü Ali Osman Kahya ve personelinin Zirve Yayınevi çalışanlarını adım adım takip etmelerine rağmen, haklarında hiçbir iddia bulunmadığını ileri sürdü. Malatya Emniyet Müdürlüğü´nü suçlamadığını dile getiren Yeşil, MalatyaEmniyet Müdürlüğü, kendilerine verilen yasal görevi yapmıştır, tıpkı bizim gibi dedi.
Yeşil, personelin ve kendisinin Zirve Yayınevi´nde cinayet işleneceğine dair en ufak bir bilgi almadıklarını söyledi.
-´İllegal dinlememiz yoktur´-
İddianamede yer alan yasa dışı dinlemelere de savunmasında yer veren Yeşil, İllegal dinlememiz yoktur. Şahsıma ve kurumuma karşı etkisizleştirme, itibarsızlaştırma vardır dedi.
Davanın tanığı ve sanığı İlker Çınar´ın çelişkili ve gerçeğe aykırı ifadeleri bulunduğunu ileri süren Yeşil, O dönemde Malatya´da sadecemisyonerlik yapan 3 kişi mi vardır ki, bunlar üzerinde eylem planlansın. Cinayet öncesinde ismini dahi bilmediğiniz, varlığından haberdar olmadığımız Emre Günaydın´ın resmini İlker Çınar´a göstermemiz mümkün değildir ifadelerini kullandı.
Hiyerarşik yapı itibariyle dönemin Malatya İl Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Mehmet Ülger´in İlker Çınar´a bilgi vermesinin akla ve mantığa aykırı olduğunu savunan Yeşil, HTS kayıtlarına göre Çınar´ın ifadelerinin kurgulandığını öne sürdü.
Bir dönem Protestan Kiliseleri Birliği Başkanlığı yapan Behnan Konutgan´ayönelik eylem yapacağı iddialarını da reddeden Yeşil, bu kişinin ismini ilk kez İlker Çınar´dan duyduğunu, Çınar´ın Konutgan´ın Zirve ve Kayra Yayınevleriyle bağlantısı olduğundan bahsettiğini savundu.
Yeşil, iddianamede geçtiği gibi dezenformasyon amaçlı ses düzeneği kurmadığını, düzenek kurma emri almadığını ve bu konuda emir vermediğini, ses kaydı yapmadığını ileri sürdü.
İddianamede, dönemin Malatya İl Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Mehmet Ülger´le görüştüğüne değinildiğini hatırlatan Yeşil, bu görüşmenin örgütsel ve dezenformasyon amaçlı olmadığını savundu.
Zirve Yayınevi davasının tanığı ve sanığı İlker Çınar´ın ifadesinde, davanın tutuklu sanığı Emre Günaydın´ı Turgut Özal Tıp Merkezi´nde ziyaret ettiğine ve ondaki sim kartı başka bir sim kartla değiştirdiğine ilişkin kendisine yönelik iddiaları olduğunu hatırlatan Yeşil, ancak gelen ihbar mektubunda ise kendisinin cezaevinde bir mahkumu ziyaret ettiğinin ve ondaki sim kartı başka bir sim kartla değiştirdiğinin yazdığını, bu mahkumun Emre Günaydın olduğuna dair mektupta bir ifade olmadığını anlattı. Şemdin Sakık´ın bile Ergenekon davasında açıktan tanıklık yaptığını ancak İlker Çınar´ın gizlendiğini savunan Yeşil, ´Şemdin Sakık´ın can güvenliği sağlanıyor da İlker Çınar´ın can güvenliği sağlanamıyor mu?´ dedi.
Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa, iddianamede geçen dijital dosyanın 2049 yılında düzenlendiğine yönelik savunma verdiğini hatırlatarak, bununla neyi kast ettiğini sorması üzerine sanık Haydar Yeşil, bilgisayar verilerinin güvenli olmadığını kast ettiğini belirterek, bunun bilgisayarın tarihinin yanlış ayarlanmasından dahi kaynaklanabileceğini ifade etti. Yeşil, söz konusu dosyalardan birinin kendisinin gözaltına alındığı tarihte düzenlenmiş olduğunu ileri sürdü.
Tutuksuz sanık ve Zirve Yayınevi çalışanı olduğu belirtilen Hüseyin Yelki´nin Jandarma İstihbarat Birimi´nin elemanı olup olmadığının sorulması üzerine Yeşil, Yelki´nin kendilerinin adamı olmadığını söyledi.
Mahkeme Başkanı Kısa´nın, ´Misyonerlikle ilgili uzun takipler yapmışsınız. Bu uzun takiplerin sonunda 3 ölü var. Bu da şüpheleri sizin üzerinizde yoğunlaştırıyor. Bununla ilgili ne diyeceksiniz-´ ifadeleri üzerine Yeşil, 5 yılda birim olarak 130 bin liranın üzerinde harcama yaptıklarını, misyonerlikle ilgili harcamaların toplam harcamalar içinde çok az yer tuttuğunu, en büyük harcamalarının kaçakçılık ve organize işlere gittiğini söyledi. Yeşil, Zirve Yayınevi cinayetlerine ilişkin, ´Ne yapmış olurlarsa olsunlar, o insanların o şekilde ölmelerini kabul edemeyiz´ diye konuştu.
-´Hakimi kandırıp dinleme yapmışsınız´ hatırlatmasını geçiştirdi-
Yaadışı dinleme yapmadık diye savunmasını yapan sanık Yeşil´e Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa duruşmada şok bir soru yöneltti. Kısa´nın, müdahil avukatlardan Orhan Kemal Cengiz ve Zirve Yayınevi´nde öldürülen Alman uyruklu Tilman Geske´nin eşi Suzanne Geske´nin telefonlarının dinlendiğini belirterek, ´Orhan Kemal Cengiz´i Malatya´da oturuyor gibi göstererek hakimi kandırmış, dinleme yapmışsınız´ demesi üzerine Yeşil, Cengiz´in avukat olduğunu bilmediğini savundu. Yeşil´in, mahkemeyi aldatarak dinleme yapılması konusunu ise geçiştirdiği gözlendi.
Hayrettin Kısa´nın, ´Misyonerleri bu kadar takip etmişsiniz. Cinayetin sanıklarıyla ilgili hiçbir irtibatınız olmadı mı?´ sorusu üzerine Yeşil, olayın birden gelişmiş gibi göründüğünü, sanıklarla irtibatı olmadığını söyledi.
-Savcı Zekeriya Öz´e verdiği ifadesini yalanladı-
Bir dönem Ergenekon davasına bakan Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz´e verdiği ifadede, Emre Günaydın´ın babası Mustafa Günaydın´ı tanıyıp tanımadığı sorulduğunda, ´İnönü Üniversitesi´nde çalışır. Tamir mamir işlerini iyi yapar´ dediğinin hatırlatılması üzerine sanık Yeşil, bunun doğru olmadığını, Mustafa Günaydın´ı görmediğini, telefonla bir irtibatı bulunmadığını öne sürdü.
Mahkeme Başkanı Kısa, Yeşil´in Şemdin Sakık´la ilgili söylediklerini hatırlatarak, ´Şemdin Sakık görüntülü bir sistemle ifade verdi. Talebiniz olursa İlker Çınar da bu şekilde ifade verebilir´ dedi.
Mahkeme Başkanı Kısa, ´Bak, Ergenekon diye bir örgüt var. Bunlar, reklam vardı ya hani, ´alıyoruz, satıyoruz, hesap ödemiyoruz.´ Bunun gibi hesap vermediğini düşünüyorlardı. AK Parti iktidara gelince bu adamlar ´Kardeşim bu iktidar bize uymuyor. Azınlıklarla AK Parti´nin ve Gülen cemaatinin sorunu var diye bir algı oluşturalım´ dediler. Önce Rahip Santoro cinayeti, sonra Hrant Dink ve sonra Zirve. Bunların hepsi aynı türden cinayetler. Küçük yaşta sayılabilecek çocuklar cinayet işlemiş görünüyor. Siz bir dönem Protestan Kiliseleri Birliği Başkanlığı yapan Behnan Konutgan´ı da dinleyince kamuoyunda şöyle bir endişe oluştu, sıra Behnan Konutgan´da mı?´ Bununla ilgili ne diyeceksiniz´ deyince sanık Yeşil, Konutgan´ı tanımadığını, ondan kendisine sadece İlker Çınar´ın bahsettiğini ileri sürdü.
İlker Çınar´a özel telefon tahsis ettiğinin hatırlatılması üzerine Yeşil, bu telefonun en ucuz cihazlardan biri olduğunu belirterek, verdikleri hattın da kontörlü bir hat olduğunu kaydetti. İlker Çınar´ı neden kullandıklarının sorulması üzerine Yeşil, Çınar´ın 10 yıl misyonerlerin içinde kaldığını ifade ederek, ´Bu konuda bu insandan daha sağlıklı bir kaynak olur mu?´ dedi.
Davanın görülmesine yarın devam edilecek.
(14 Kasım 2012), son güncel.: (15 Kasım 2012)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Dink ve Zirve aynı ekibin işi
Çınar´dan mahkemede şok iddialar
Zirve´yi başlatan papazdan şok itiraflar
Zirve davaları birleştirildi
İşte 761 sayfalık ek iddianame
Zirve ek iddianamesi kabul edildi
Tushad kimlikleri ek klasörlerde
Ergenekon 1993´e uzandı: Tushad
Malatya Zirve Katliamı ve Ergenekon bağlantısı manşetlerimiz
Ergenekon ve Balyoz, Malatya´da ´zirve´ yapmış
Tanık: Malatya ve Dink ´Kafes´ işi
Zirve Yayınevi Katliamı ile Kafes davaları birleşebilir
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap