Ölümü şüpheli bulunarak mezarı açılan 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal´dan alınan örneklerde yapılan analizlerde yüksek miktarda etkili bir zehir olan ´striknin kreatin´ maddesi belirlendiği öne sürüldü. Ancak Adli Tıp Başkanı tarafından ilerleyen saatlerde yapılan açıklamada, bazı bulguların olduğu ve teyit yapılmaya çalışıldığı belirtildi. Açıklamada, Striknin Kreatin maddesinin bulunduğu iddiası ise yalanlandı. İnce´nin açıklamasındaki bu çelişkiler kafaları karıştırdı. İnce´nin açıklamasında dikkat çeken diğer ayrıntı da, raporu Aralık ayında savcılığa ileteceklerini belirtmesi oldu. Bu ayrıntı da zehirlenme gibi olayın cinayet olduğunu doğrulayan çok somut bir gelişmenin ardından saoruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının gözaltı operasyonlarına başlayabileceği, Adli Tıp Başkanı´nın ise bu sonucun resmi olarak savcılığa aksetmeden ve dolayısıyla da olası operasyonlara sekte vurmamak için bu açıklamayı yapmış olabileceği şeklinde değerlendiriliyor. Eğer haberde iddia edildiği gibi bir zehirlenme tespit edildi ise bu tespitin Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük olaylarından birini oluşturacağı, zincirleme gelişmelerin yaşanacağı değerlendiriliyor.
02.11.2012 10:21 Ölümü şüpheli bulunarak mezarı açılan 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal´dan alınan örneklerde yapılan analizlerde yüksek miktarda etkili bir zehir olan ´striknin kreatin´ maddesi belirlendiği öne sürüldü.
Bugün gazetesinin haberine göre, adli tıp uzmanları kemik ilikleri, iç organ parçaları ve bedenin diğer yerlerinden alınan örnekleri masaya yatırdı. İnceleme sonucunda Özal´ın vücudunda yüksek miktarda ´striknin kreatin´maddesi bulundu. Uzmanlar, tahnit işleminde kullanılmayan ´striknin kreatin´maddesinin etkili bir zehir olduğunu vurguladı. Toksikoloji ve Adli Tıp uzmanları bu maddenin vücut fonksiyonlarını bozarak solunum yollarını felç ettiğini ve kalp krizine yol açtığını kaydetti. Fare ve köpekleri öldürmek için kullanılan zehrin yasaklandığını belirtiliyor. Zehirli maddenin Özal´ın yiyecek ya da içeceğine karıştırılmış olabileceği tahmin ediliyor.
Şok gelişmeyi ortaya çıkaran süreç Devlet Denetleme Kurulu´nun raporunun ardından harekete geçen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı´nın talimatıyla başlatılmış, ailenin Özal´a ait saç tellerini vermemesi üzerine savcılık örnekler almak için mezarın açılmasına karar vermişti. Mezar 2 Ekim´de açılmıştı.
ADLİ TIP BAŞKANI: STRİKNİN KREATİN BULUNMADI!
Adli Tıp Kurumu Başkanı Prof. Haluk İnce, geçtiğimiz ay mezarı açılan 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın vücudunda zehir bulunduğuna dair iddialar üzerine açıklama yaptı. TRT Haber´in canlı yayınında konuşan İnce şunları söyledi:
Eylül´den itibaren Özal´la ilgili hazırlıklarımızı yaptık. 2 Ekim´de cenazeyi Adli Tıp´a getirdik. 2 Ekim´den beri çalışmalarımız devam ediyor. Bayramda da arkadaşlarımız çalıştı. 2 Ekim´de bu sonuçların 2 aydan önce açıklanmayacağını aktarmıştım. Biten rapor yok. Çıkan bir takım sonuçlar var. Bu sonuçları birkaç defa çalışarak teyit haline getiriyoruz. Şu anda bir yere gönderdiğimiz rapor yok. Söylediğimiz sürede de raporumuzu Başsavcılığa göndereceğiz. Bir takım bulgularımız var. Bu bulguları mutlaka rapor haline getirmemiz lazım. Birinci İhtisas Kurulu´nda yapılacak olan ölüm sebebinin tespiti sorusuna cevap vermek. Ben Adli Tıp´ta yürütülecek çalışmaların Aralık ayında Cumhuriyet Başsavcılığı´na gönderileceğine dair umudum var. Elimizde bulgular var ama bu bulguların sonuçlarıdır diyebileceğimiz bir şey yok.
Gazetede yer alan maddeyi biz bulmadık. Bu haber nasıl oluştu onu da bilmiyoruz. Taahhüt ettiğimiz sürede raporu hazırlayıp göndereceğiz. Çalışmanın başından itibaren disiplinli bir çalışma yürütüyoruz. Bu süreçler sizin olduğu kadar bizim de kafamızı karıştırıyor. Bu tip haberlere itibar edilmemesinin bizim için önemli olduğunu belirtmek istiyorum. Her işin en iyi uygulamaları var. Herkesin buna riayet etmesi gerekiyor.
Sabahtan beri 50 küsur telefon aldım. Bu haberin nasıl çıktığıyla ilgili bilgim yok. Bu haberin kaynağı biz değiliz. Herkesin yaptığı işe özen göstermesi gerekiyor. Gece 12´de analizlerden çıkan çocuklar var. Bu konuda özen istiyorum. Önümüzdeki hafta sonuna doğru İhtisas Kurulu´na sonuçları verebiliriz diye düşünüyorum. Bu önemli bir dosya. Arkadaşlarımız gereken hızı gösterecektir. Raporu biz hazırlamayacağız. Açıklamak isterse Savcılık açıklayacak. Biz sadece onların istediği şekilde bilgi desteği sağlıyoruz.
ADLİ TIP´IN YALANLAMASI SAVCILIK OPERASYONLARINA ENGEL OLMAMAK İÇİN Mİ?
Adli Tıp Kurumu Başkanı Haluk İnce´nin, zehirlenme maddesi olarak ´striknin kreatin´ bulunduğu iddiasını yalanlaması, ancak Bulguları önce rapor haline getirmemiz gerekiyor. Bulguları teyit ediyoruz diyerek zehirlenme iddiasını doğrular şekilde örtülü konuşması kafaları karıştırdı. İnce´nin, açıklamasında raporu Aralık ayında savcılığa ileteceklerini, açıklamayı savcılığın yapacağını belirtmesi de dikkat çekti. Bu ayrıntı da zehirlenme gibi olayın cinayet olduğunu doğrulayan çok somut bir gelişmenin ardından saoruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının gözaltı operasyonlarına başlayabileceği, Adli Tıp Başkanı´nın ise bu sonucun resmi olarak savcılığa aksetmeden ve dolayısıyla da olası operasyonlara sekte vurmamak için bu açıklamayı yapmış olabileceği şeklinde değerlendiriliyor.
ADLİ TIP KAYNAKLI İDDİA DOĞRU ÇIKARSA TÜRKİYE CUMHURİYETİ TARİHİ SARSILACAK
Eğer haberde iddia edildiği gibi bir zehirlenme tespit edildi ise bu tespitin Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük olaylarından birini oluşturacağı, zincirleme gelişmelerin yaşanacağı da değerlendiriliyor.
20 DAKİKADA ÖLDÜREN ZEHİR
Şok iddiayı dile getiren Bugün gazetesinin haberi ise şu şekilde:
Ölümünden 20 yıl sonra ´Feth-i Kabir´ yapılarak vücudundan örnekler alınan Özal´ın otopsi raporuna BUGÜN ulaştı. Vücudunda yüksek miktarda etkili bir zehir olan ´striknin kreatin´ maddesi belirlendi
SÜRECİ DDK RAPORU BAŞLATTI
Şok gelişmeyi ortaya çıkaran süreç Devlet Denetleme Kurulu´nun raporunun ardından harekete geçen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı´nın talimatıyla başladı. Ailenin Özal´a ait saç tellerini vermemesi üzerine savcılık örnekler almak için mezarın açılmasına karar verdi. Mezar 2 Ekim´de açıldı.
VÜCUDUNDA BOZULMA YOKTU
Mezardan çıkarılan naaş herkesi şaşırttı. Vücudun büyük oranda bozulmadan kaldığı anlaşıldı. Uzmanlar kemik ilikleri, iç organ parçaları ve bedenin diğer yerlerinden alınan örnekleri masaya yatırdı. İnceleme sonucunda Özal´ın vücudunda yüksek miktarda ´striknin kreatin´maddesi bulundu.
O ZEHİR ŞİMDİ YASAK LİSTESİNDE
Adli tıp uzmanları tahnit işleminde kullanılmayan ´striknin kreatin´maddesinin etkili bir zehir olduğunu vurguladı. Fare ve köpekleri öldürmek için kullanılan zehrin yasaklandığını belirtti. Zehirli maddenin Özal´ın yiyecek ya da içeceğine karıştırılmış olabileceği tahmin ediliyor.
BİR DÖNEMİ AYDINLATACAK ŞOK GELİŞME: BEDENİNDEN ZEHİR ÇIKTI
Mezarı açılarak otopsi yapılan 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın zehirlendiği öne sürüldü. Özal´ın bedeninde yüksek miktarda ´striknin kreatin´ maddesi belirlendi. Toksikoloji ve Adli Tıp uzmanları bu maddenin vücut fonksiyonlarını bozarak solunum yollarını felç ettiğini ve kalp krizine yol açtığını kaydetti
Ankara Cumhuriyet Savcılığı´nın yürüttüğü soruşturma kapsamında otopsi için mezarı açılan 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın zehirlendiği öne sürüldü. Tamamlanmak üzere olan otopsi işlemlerinde ilk belirlemelere göre Özal´ın bedeninde yüksek miktarda ´striknin kreatin maddesinin belirlendiği iddia edildi. Toksikoloji ve Adli Tıp uzmanları ´striknin kreatin´ maddesinin etkili bir zehir olduğunu açıkladı. Zehirli maddenin kişiye temas etmesi halinde vücut fonksiyonlarını bozarak solunum yollarını felç ettiğini ve kişiyi boğduğunu belirtti. Ayrıca kalp krizine de yol açabileceğini vurguladı.
METABOLİZMAYI ALTÜST EDER
Adli Tıp´taki işlemlerinin tamamlanmasının ardından defnedilen Özal´ın kemik ilikleri, iç organ parçaları ve bedeninden alınan diğer örnekleri inceleyen Adli Tıp uzmanları şok bir maddeye ulaştı. İncelenen örneklerde yüksek miktarda ´striknin kreatin´ maddesi tespit edildi. Bu maddenin Özal´ın yiyecek ya da içeceğinin içerisine karıştırılmış olabileceği üzerinde duruluyor.
Özal´ın naaşına tahnit yapıldığında dikkat çekilirken uzmanlar striknin kreatinmaddesinin tahnit işlemlerinde kullanılmadığını da kaydediyor. Özal´ın bedeninde tespit edilen ´striknin kreatin´ maddesini BUGÜN´e değerlendiren toksikoloji ve Adli Tıp uzmanları çarpıcı bilgiler verdi.
Toksikoloji profesörü bir uzman ?Striknin bir zehir, kreatin ise bir proteindir. Kreatin striknin proteine bağlı hali olduğu için ikisini birlikte kullanıldığında striknin kreatin diye adlandırılıyor. Ciddi bir zehir olan striknin kişiye temas ettiğinde vücut fonksiyonlarını bozarak solunum yollarını felç ediyor ve kişi boğuluyor. Çünkü öyle bir etkili zehirdir ki metabolizmayı altüst ediyor. Ayrıca solunum yolları bozukluğu dışında kalp krizine de yol açabilir? dedi.
15-20 DAKİKADA ÖLÜME GÖTÜRÜR
Striknin kreatin maddesinin yemekle ve suyla verilmiş olabileceğini belirten toksikolog profesör, ?Verildiği gibi etkisini 15-20 dakika gibi kısa bir sürede göstermeye başlar. Kişi o anda ölür. Burada zehrin hedef dokuya ulaşması önemli. Eğer hedef dokuya ulaşmadıysa bir müddet sonra vücuttan atılır. Etki yapma gücü de verilen doza bağlı. Mesela Striknin LD50 dozu 100 hayvana verildiğinde yarısını öldürme gücüne sahip? diye konuştu. Eskiden fare zehrinde kullanılan maddenin sonradan yasaklandığını vurguladı.
YÜKSEK DOZ HER CANLIYI ÖLDÜRÜR
Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Hamit Hancı striknin maddesiyle ilgili şöyle konuştu: ?Bir zehir türüdür. Eskiden köpekleri zehirlemek için kullanılıyordu. Hayvan haklarına aykırı diye yasaklandı. Çok etkili bir zehir olduğu için insanı zehirlemek için de kullanılabilir. Yüksek doz verildiğinde her canlıyı öldürme gücüne sahip. Zehirdir ama tedavi amaçlı da kullanılabilir. Özellikle kalp ilaçlarında düşük dozda kullanıldığını biliyorum.? Saç tellerini vermeyince süreç başladı Şok gelişmenin yaşandığı süreç Devlet Denetleme Kurulu´nun hazırladığı raporla başlamıştı.
Raporun ardından harekete geçen Ankara Cumhuriyet Savcılığı aileden daha önce alındığı açıklanan saç tellerini istemiş ancak ailenden gelen olumsuz cevap üzerine mezarın açılmasına karar vermişti. Özal´ın mezarı 2 Ekim tarihinde Adli Tıp Uzmanları ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı´nın nezaretinde açılmıştı.
SAĞLIKLI SONUÇLARA ULAŞILACAK
Özal´ın bedeninin büyük bir bölümünün bozulmadan durduğunun ortaya çıkması adli tıp uzmanlarını bile şaşırtmıştı. Bu durum Adalet Bakanı Sadullah Ergin´in açıklamalarına da yansımıştı. Ergin, mezarın açıldığı gün yaptığı açıklamada ?20 yıllık bir naaştan daha fazlası ortada. Adli Tıp çalışanlarının bir takım endişeleri vardı. Ama şu anda o endişeler gitti. Bizi sağlıklı sonuçlara ulaştıracak bir tablo var? diye konuşmuştu.
?ZEHiRLENME BULUNABiLiR?
Özal´ın bağırsak ve böbrek gibi bazı organlarının da sağlam olduğu belirlenmişti. Özal´ın naaşının boğazından beline kadar fazla zarar görmediği ve doku halini koruduğu kaydedilmişti. Kafası ve belden aşağısı kemikleşen ve iskelet haline dönüşen Özal´ın gövdesinin zarar görmemesi uzmanları ve savcıları şaşırtmıştı. Gövdedeki iç organlardan bağırsak ve böbrek gibi bazı organların da sağlam olduğu belirtilirken, biraz siyahlaşan gövdedeki organların sağlam olması nedeniyle herhangi bir zehirlenme olması halinde bunun tespitinin yapılabileceği kaydedildi.
DDK, organofosfat zehirlenmesine dikkat çekmişti
TARIM İLACI ŞÜPHESİ
DDK raporunda Turgut Özal´ın ağzından çıkan köpükte bulunan organofosfatmaddesine dikkat çekilmişti. Raporda bu iddia şu ifadelerle yer almıştı: ?Tıbbi Uzmanlar Heyeti Raporu´nda merhumun ölüm nedeni olarak ´ani kalp ölümü olasılığının´ tamamen dışlanamamakla birlikte ´uzak bir ihtimal olarak´ görüldüğü, ´kalp dışı ve özellikle de doğal ölüm nedenleri dışındaki ihtimallerin´ de düşünülmesi gerektiği ve bazı bulguların ise ölüm nedeni olarak ´organofosfat zehirlenmesini´ akla getirebileceği ifade edilmektedir. ?
DDK´nın raporu: Vefat günü yaşananlar akıl tutulması
Devlet Denetleme Kurulu (DDK), Cumhurbaşkanı Abdullah Gül´ün talimatıyla hazırladığı Turgut Özal raporunun bazı bölümlerini 13 Haziran´da açıkladı. Şüpheli ölümün incelendiği raporda vefat günü yaşananlar ´akıl tutulması´ olarak nitelendirildi. Özal´ın saç tellerinin incelenmesi gerektiği vurgulandı. DDK, uzun süren incelemelerin ardından Özal´ın ölümünün ´şüpheli´ olduğunu vurguladı. Görevi başında ve ani şekilde ölen bir cumhurbaşkanının ölümü her zaman ´şüpheli´ bir ölümdür tespiti yapılırken otopsi ve Köşk´te delil tespiti benzeri işlemlerin yapılmamış olmasının tuhaflığına dikkat çekildi.
Özel doktoru Cengiz Arslan tarafından alınan saç tellerinin, günümüz teknolojisiyle olayın aydınlanmasına katkı sağlayacağı vurgulandı. Belirsizlikler ve çelişkiler Raporda, rahatsızlanma anı ve şekliyle ilgili belirsizlikler ve çelişkiler, alınan kan örneklerine ilişkin tahlillerin akıbetinin belirsizliği nedeniyle Özal´ın ölüm nedeninin bugün itibarıyla da bilinmezliğini koruduğu aktarıldı. Özal´ın ölümünün üzerinden 20 yıl geçmesine rağmen bu süre içerisinde ölümü ile ilgili olarak ortaya atılan çeşitli iddialar hakkında bugüne kadar herhangi bir idari araştırma ve inceleme ile kapsamlı bir adli soruşturma yapılmamış olması da yine ´akıl tutulması´ olarak değerlendirildi.
KÖŞK´TE AMBULANS YOKTU
Raporda, ölümöncesi ve sonrasındaki ihmallere dikkat çekilmişti. Merhumun geçmiş sağlık bilgileri ve yoğun program trafiği bilinmesine rağmen derhal müdahaleye uygun ve yeterli sağlık personeli, ekipmanı ve donanımlı bir ambulansın Köşk´te bulundurulmamasının, ´kabul ve izah edilebilir olmadığı´ belirtilmişti. Cumhurbaşkanı´nın acil bir rahatsızlık geçirmesi anında izlenecek yöntem ve süreçlerin tanımlanmadığının altı çizilmişti. Özal´ın hastaneye götürüldüğü ambulansla ilgili olarak da ´tıbbi donanımın bulunmadığı, sadece basit bir sedyenin olduğu, arka bölümde sadece bir kişinin oturabileceği sabit koltuğun bulunduğu´ belirtilmişti.
HASTANEDE YAŞIYOR MUYDU?
Özal´ın hastaneye ulaştırıldığında ´ölü mü, sağ mı´ olduğu yönündeki tereddütlerin zaman zaman dile getirildiğine dikkat çekilirkenSolunum aktivitesinin ve kalp ritminin bulunmadığı, göz bebeklerinin büyümüş olduğu, nabzının atmadığı ve tansiyonunun alınmadığı hususlarının tespit edildiği kaydedilmişti.
ÖNCE GATA´YA HABER VERİLDİ
Köşk´te yer alan Muhafız Alayı Komutanlığı bünyesinde bulunan sağlık ünitesi, personeli ve ambulansından merhum Cumhurbaşkanı´nın rahatsızlandığı sırada gerekli tıbbi müdahalenin ve hastaneye naklin daha hızlı bir şekilde yapılabileceğinin anlaşıldığı, ancak söz konusu birimden yararlanılması için herhangi bir planlama yapılmadığı, rahatsızlığın ciddiyetinin ve aciliyetinin yeterince kavranamadığı ve öncelikle GATA´ya haber verilmiş olmasından dolayı bu hizmetin temin edilemediği dile getirilmişti.
´Özel kayıt neden yok´ şüphesi
Raporda, başyaverlik tarafından tutulan ceride kayıtları şu sözlerle eleştiriliyordu: Cumhurbaşkanı´nın resmi ve özel günlük faaliyetlerinin kaydedildiği ceride defterinin defterinin beklenen amaca hizmet etmekten uzak olduğu, daha önce görev yapan cumhurbaşkanları döneminde tutulan ceride defterlerindeki kayıtlar ile karşılaştırıldığında, defterin sol tarafında yer alan özel meşguliyetlere ilişkin bölümüne, hiçbir bilginin dercedilmediği, ceride defterinde merhum Cumhurbaşkanı´nın vefat ettiği günün sabahı rahatsızlanması anına kadar geçen süreye ilişkin herhangi bir kaydın ve tespitin bulunmadığı görülmüştür.
TEK TANIK BAŞDANIŞMAN
Raporda Özal´ın sergi ziyaretinde içtiği limonatadan zehirlendiği iddialarına ilişkin, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Arif Yüksel´in şüpheleri dışında somut herhangi bir bilgiye ve tanığa ulaşılamadığı ifade edilmişti. Söz konusu iddiaların bu aşamada araştırılmasının ve ispatlanmasının imkânının bulunmadığı savunulmuştu.
Arif Yüksel otopsi istedi
Arif Yüksel´in ölüm günü yaşananları anlatırken kullandığı ifadeler ise rapora şöyle yansıdı: Ölüm günü saat 22.00 sularında cenazesi GATA´ya götürülmüştü.
Burada yıkanması sırasında kardeşi Korkut Özal, oğlu Ahmet Özal, GATA komutanı Ömer Şarlak ve Bedrettin Dalan vardı. Başka kişiler de olduğunu hatırlıyorum. Ben burada hâkim olduğumu, Adalet Bakanlığı müsteşarlığı yaptığımı belirterek, bu ölümün şüpheli olduğunu ve otopsi yapılması gerektiğini sesli olarak ifade ettim. Ama orada bulunanlar bu talebimi ´aile istemiyor´ diye olumsuz karşıladılar. Ben de ´Bu durum yarın tartışmalı olabilir, dikkat etmek lazım´ diye söyledim.
YOL KISA DİYE HACETTEPE´YE
Devlet Denetleme Kurulu (DDK) raporunda, Cumhurbaşkanı Özal´ın rahatsızlandıktan sonra GATA´ya götürülmek için hareket edildiği ve yolda trafik yoğunluğu gerekçesiyle Başyaver Kurmay Albay Aslan Güner´in talimatıyla Hacettepe Hastanesi´ne gidildiği belirtilmişti. Özal´ın hastaneye çocuk acil kapısından girilmesinden dolayı hastane içinde dolaşıldığı ve hastane personelinin hazırlık yapmadığına dikkat çekilmişti. Güner´in tuttuğu ´ceride defteri´nde Hacettepe´ye gitme gerekçesi olarak yolun kısalığı ve Cumhurbaşkanı´nın durumunun gösterildiğine işaret edilmişti.
İkinci tören
Özal´ın naaşındaki otopsi işlemlerinin tamamlanmasının ardından anıt mezarda ikinci bir tören düzenlenmişti. Törene devlet erkanı ve ailesi de katılmıştı. Ayrıca yeni mezar ailenin istediği üzerine eskisi gibi taştan değil topraktan yeniden düzenlenmişti. ( Bugün)
AHMET ÖZAL NE DEDİ?
Yapılan inceleme sonucunda Turgut Özal´ın vücudunda yüksek miktarda zehirli madde ´striknin kreatin´ bulundu iddiasıyla ilgili olarak; Ahmet Özal, Hiç şaşırmadım 18 yıldır biliyordum. Bunun gerisi gelecek, failler ortaya çıkacak. Benimle alay edildi ama haklılığım ortaya çıktı dedi.
DİNÇERLER: ASIL SÜREÇ ŞİMDİ BAŞLIYOR
Özal hükümetlerinde görev yapan eski bakan Vehbi Dinçerler ise konuya ilişkin şunları söyledi: ?Bu işte akıl tutulması var. 19 yıl beklenmemeliydi mezarının açılması için Biz bugüne kadar aklımız yok gibi davranmışız. DDK´nın raporu bu işe şüphe ışığı vurdu. 15-20 dakikada öldürür bu zehir diyorlar. Köşk´te mi öldü, dışarıda mı öldü, hastaneye gittiğinde ölmüş müydü? Zehir resepsiyon sırasında verildiyse ertesi gün öldü? Nasıl olacak? Bu şüphelerin aydınlatılması lazım. Asıl süreç şimdi başlıyor. 88 suikastı, iç ve dış güçlerin tezgahıdır. Çözümün kaynağı 88 suikastının aydınlanmasıdır.?
PROF. DR. HANCI: HİÇBİR PROFESYONEL BU ZEHİRİ KULLANMAZ
Bugün Gazetesi´nin, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın ön otopsi raporunda, vücudunda yüksek miktarda etkili bir zehir olan ?striknin kreatin? maddesi belirlendiği iddiası büyük tartışma yarattı. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı öğretim üyesi ve Adli Bilimciler Derneği Başkanı Prof. Dr. Hamit Hancı, Hürriyet´e köpekleri zehirlemekte kullanılan ?striknin kreatin? maddesinin kimyasal değil bitkisel olduğunu ve 20 yıl sonra çıkmasının fennen mümkün olmadığını savundu. Hancı, şu değerlendirmeleri yaptı:
20 YIL SONRA ÇIKMAZ
?Striknin kreatin, bitkisel bir zehirdir. Hindistan´da yetişen karga büken bitkisinin tohumundan elde ediliyor. Daha çok köpeklerin zehirlenmesinde kullanılıyor. Yiyecek ve içeceğe karıştırılabiliyor. Ancak 20 yıl sonra çıkması fennen mümkün bir olay değildir. Kesin raporu beklemek gerekiyor. Ama 20 yıl sonra bu zehir vücutta çıkmaz. Naaşa topraktan geçmiş de olamaz. Yarı ömrü çok kısa olan bitkisel bir zehirdir. 20 yıl sonra toprakta da kalmaz. Hiçbir yerde kalmaz.
PROFESYONELLER BUNUNLA ZEHİRLEMEZ
Bu zehir karaciğer ve böbreği harap eder. Kaslarda kasılma, seyirme yapar, kusturur ve çok ızdırap vererek öldürür. 20 dakika içinde zehirlenme belirtileri görülür. Daha sonra da öldürür. Bu zehirlenme bulguları olsaydı, Sayın Özal´ın etrafındakiler ailesi de mutlaka fark ederdi. Profesyonel birisi bu zehiri kullanmaz, bununla zehirlemez. Çünkü belirtileri çok aşikadır. Etrafındakiler ve eşi mutlaka fark ederdi. Çünkü çok acı ve verirdi.
OLAĞANÜSTÜ DURUM YOK
Ceset bulunduğu ortama göre ya sabunlaşır ya da mumlayalaşır. Anlatımlardan ve gazetenin haberine göre sabunlaşma söz konusu. Sayın Özal´ın mezarından su çıktığı da medyaya yanmıştı. Bunu da dikkate alırsak, nemli ortamda sabunlaşma olmuş. Bu kimyasal birleşimde de vücudun yağlı kısımları bozulmadan kalıyor. Kokuşma olmuyor, Bu sabunlaşmaya giriyor. Bu olay çok sık görülen bütün tıp fakültesi öğrencilerinin bildiği bir olaydır. Hiçbir olağanüstülüğü de yoktur.? ( Hürriyet)
(02 Kasım 2012, 10:21)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
TURGUT ÖZAL´IN ŞÜPHELİ ÖLÜMÜ MANŞETLERİMİZ
Özal: Dertleri beni tasfiye etmek
DDK: Özal´ın mezarı açılmalı
DDK raporunun tam metni
Özal ailesinden garip tavır
DDK´nın Özal´ın vefatına dair raporun orjinalini Cumhurbaşkanlığı sitesinden indirmek için tıklayın
DDK´nın Özal´ın vefatına dair raporun orjinalini sitemizden indirmek için tıklayın
DDK Özal´ın ölümüne yoğunlaştı
Özal suikastinde çember daralıyor
Özal ve komutan cinayetleri bağlantılı
Özal suikasti muhteşem bir Özel Harp işiydi, amacına da ulaştı
Korkut Özal: Kardeşimi Ergenekoncular öldürdü
Kaynak: Özal´ın o dönem ölmesi birilerince uygundu
Ergenekon, Balyoz ve diğer iddianamelerde arama yap