Adalet Platformu, CHP´nin kapatılması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı´na dilekçe gönderdi. Platform, başvuruya gerekçe olarak CHP´nin İşbankası´nda hissesinin bulunmasını gösterdi. Platform ayrıca Rahibe afişi olayı ile Tunceli milletvekili Hüseyin Aygün´ün terör örgütü PKK´lıları övmesini de diğer gerekçeler olarak gösterdi.
27.09.2012 21:23 Adalet Platformu, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)´nin kapatılması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı´na dilekçe gönderdi. Platform Koordinatörü Adem Çevik, CHP´nin tüccar parti olduğunu savundu. İstanbul Adalet Sarayı´na gelen Çevik, dilekçesini Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı´na ulaştırılmak üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı´na verdi. Çevik, CHP´nin İşbankası´nda hissesinin bulunmasını hatırlatarak, tüccar bir parti olduğunu savundu. Bunun dünyada örneği olmadığını belirten Çevik, Milli Mücadele döneminde Pakistan, Afganistan gibi ülkelerden gelen yardım paralarının İşbankası´na sermaye olarak aktarıldığını ileri sürdü.Referandum öncesi ´rahibe afişi´ olarak gündeme gelen olayda CHP´nin Müslümanlara, Hristiyanlara ve Yahudilere hakaret ettiğini kaydeden Çevik, Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün´ün kaçırılma olayından sonra terör örgütü üyeleri için kullandığı ifadelere de yer verdi. Aygün´ün terör örgütü üyelerine ´iyi çocuklar´ dediğini kaydeden Çevik, bu nedenlerden dolayı CHP´nin kapatılması gerektiğini savundu.Çevik, CHP´nin İşbankası´ndaki hesabıyla ilişiğinin kesilerek payının vakıflar üzerinden Diyanet İşleri Başkanlığı´na devredilmesi gerektiğini söyledi. Partinin mal varlıklarının da devlete irad edilmesini isteyen Çevik, fezleke hazırlanarak Anayasa Mahkemesi´ne gönderilmesini talep etti. (Cihan)
Önceki suç duyuruları takdir hakkına takıldı
Adalet Platformu, CHP, İşçi Partisi ve bu partilerin bazı üyelerinin adının karıştığı çok sayıdaki olayda görevinin gereği olarak soruşturma başlatması gerekirken başlatmayan, bu partilere sessiz kalan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya hakkında bir kaç kez suç duyurusu yapmış ancak Yargıtay 1. Başkanlar Kurulu üyeleri soruşturma açma takdirinin başsavcıya ait olduğuna oybirliği ile karar vermiş ve herhangi bir işlem başlatmamıştı. Platform´un son suç duyurusu karşısında Yargıtay´ın tavrının değiştirip değiştirmeyeceği, takdir hakkını yine CHP´den yana kullanarak suç duyurusunu görmezden gelip gelmeyeceği merak ediliyor.
ALMAN VAKIFLARININ YARDIMI BELGELENDİĞİ HALDE KAPATMA DAVASI AÇILMADI
Alman vakıfları konusu Ergenekon soruşturması sürecinde bir çok kez gündeme geldi. Araştırmacı yazar Necip Hablemitoğlu´nun bu vakıfların Türkiye´deki siyasi girişimlerini araştırırken Ergenekon örgütü tarafından öldürüldüğü iddia ediliyor. Ergenekon´un Almanya ile sıkı bağlantıları oduğuna ve bu cinayette Ergenekon´un rol aldığına dair Bu somut bulgular var. Kısa bir hatırlatma olarak, Ergenekon´un firari sanığı Bedrettin Dalan´a Alman makamlarınca sahte pasaport verildiği, onun Almanya´da yaşadığı ve Türkiye´ye iade edilmediği belgelerle kanıtlandı. Pasaport ortaya çıktı. Almanya hem kendi ülkesinde hem de diğer ülkeledeki Ergenekon sanıkalrının iade edilmemesi için etkili olduğu İnterpol kurumuna baskı yapıyor. Alman vakıflarının CHP´ye ve Ergenekon sanıklarına maddi yardımlarda bulunduğu iddia ediliyor. CHP´ye yardım iddiasını ispatlayan belgeler Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi. Ancak başka partiler için internet andıcı sitelerindeki yalan haberler dahi kapatma davası açılmasına yeterli görülürken CHP hakkındaki bu şok iddia, belgelerle desteklendiği halde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya harekete geçmedi.
Birinci Ergenekon davasının 19 Ocak 2012 tarihindeki görülen 209. duruşmasında ifade veren Tanık Talip Doğan Karlıbel, Alman vakıflarına ve bu vakıfların Türkiye´deki Ergenekon sanıkları ve CHP´yle bağlantılarına dair çarpıcı iddialarda bulundu. İfadesinde 1997´ye kadar 11 yıl Alman emniyetinde çalıştığını, tercümanlık yaptığını, uyuşturucu alanında da çalıştığını dile getiren Karlıbel, çeşitli Alman Vakıflarından para alan Ergenekon sanıklarını ve aldıkları para miktarını ´belgeleriyle´ tek tek açıkladı. Karlıbel, Alman vakıflarının 1970 yılından bu yana Türkiye´ye 350 milyon dolar para transfer ettiğini savundu. Alman vakıflarının CHP´ye yaptığını iddia ettiği yardıma ilişkin dekontu, dönemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya´ya verdiğini belirten Karlıbel, ancak Başsavcının CHP ile ilgili bu iddianın üzerine gitmediğini öne sürdü. Karlıbel, Ankara 2 No´lu DGM´de görülen Alman vakıflarıyla ilgili davada da eski CHP Milletvekili avukat Şahin Mengü´nün yönetimindeki avukat grubunun, bu vakıfların avukatlığını yaptığını kaydetti. Alman siyasi vakıflarının, CHP ve bazı siyasi partiler ile bölücü örgütler gibi hükümete karşı olan bütün örgütlerle iç içe olduğunu tespit ettiğini savundu.
YARGITAY İŞÇİ PARTİSİNİ DE GÖRMEMEZLİKTEN GELİYOR
12 yöneticisi ile 11 üyesi, silahlı terör örgütü kurmak ve üye olmak, silahlı isyana teşvik ile yasak belgeleri temin etmek suçlamasıyla Ergenekon davasında yargılanan İşçi Partisi hakkında Yargıtay´da açılması gereken dava da bir türlü açılmıyor. Eski Başsavcı Abdurrahman Yalçınkaya gibi yeni Yargıtay Başsavcısı Hasan Erbil de dava açmaya gerek görmüyor. CHP gibi İP´in de yüksek yargı tarafından kollandığı iddiaları güçleniyor. Aynı durumda başka bir partinin, örneğin AK Parti´nin olması durumunda başsavcılığın farklı davranacağına ve hemen dava açacağına kamuoyunda kesin gözüyle bakılıyor.
TAKDİR HAKKI HEP CHP VE İP LEHİNDE, AK PARTİ ALEYHİNDE!
Abdurrahman Yalçınkaya, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı olduğu dönemde Akit gazetesine konuşmuş, ?İşçi Partisi´nin birçok yöneticisi, Ergenekon Terör Örgütü yöneticisi olduğu gerekçesiyle yargılanıyor. İP hakkında kapatma davası açmadınız. Yargıtay 1. Başkanlık Kurulu, şahsınızın Ergenekon Terör Örgütü ile yakın teması olan İP hakkında kapatma davası açmamasını, ?takdir hakkını kullanmak? olarak değerlendirdi. İP´e dava açmamanız eleştiriliyor...? şeklindeki sorusuna şöyle cevap vermişti: ?Siyasi parti hakkında dava açmamız için bilindiği gibi bir odaklaşma kriteri, süreklilik ve devamlılık ve kesin de delil ararız. Biz şimdilik şu anda, kesin delil görmüyoruz. Mahkeme sonuçlanmadı. Daha iddianamelerin okunma safhasında... Savunmalar alınıyor...?
Yargıtay 1. Başkanlık Kurulu da, İP hakkında kapatma davası açmamasını, ?takdir hakkını kullanmak? olarak değerlendirmişti. 22 Eylül 2008 tarihinde toplanan Yargıtay 1. Başkanlık Kurulu, Abdurrahman Yalçınkaya´nın, Anayasa ve yasalardan kaynaklanan takdir hakkını kullanmasından dolayı işlem yapılmasına yer olmadığına oybirliğiyle karar verdi.
ERGENEKON ASKERİ DARBE İLE DEVİREMEDİĞİ HÜKÜMETİ YARGI DARBESİYLE DEVİRMEK İSTEDİ
İddialara göre Ergenekon terör örgütü, seçimle gelen hükümeti yıpratmak, zor durumda bırakmak hatta görevden almak için en fazla yargı yolunu kullandı. Yargı konusu olan iddialara göre bunun en önemli örneği de AK Parti´ye açılan kapatma davası oldu. Buna göre, Ergenekon örgütü darbe yaparak deviremediği AK Parti hükümetini ´kapatma davası´ açtırarak devre dışı bırakmayı amaçladı. Öyle ki, 2008 yılının Mart ayında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya´nın AK Parti´nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi´nde açtığı dava kamuoyunda şok etkisi yaptı. AK Parti´nin ´laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği´ gerekçesiyle hazırladığı iddianamede, partinin kapatılması ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül dahil 71 kişinin 5 yıl süre ile siyasetten uzaklaştırılması istendi. Beklenti Anayasa Mahkemesi´nin AK Parti´yi kapatmasıydı. Ama kritik bir sayıyla, 6´ya karşı 5 oyla kapatma kararı çıkmadı. Bu süreçte yaşanan olağanüstülükler daha sonra 2. Ergenekon iddianamesinde ayrıntılarıyla yer aldı. AK Parti´nin kapatma davasına bakan Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Osman Paksüt´ün davadan önce dönemin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ´la görüştüğü ortaya çıktı. Paksüt´ün eşi Ferda Paksüt, ikinci Ergenekon davasında sanık oldu. Ferda Hanım, dava dosyasına giren görüşmelerinde partinin kapatılacağını söylüyordu.
YALAN HABERLER AK PARTİ´Yİ KAPATMAK İÇİN YETERLİ, GERÇEK HABERLER CHP İÇİN YETERSİZ
Genelkurmay bünyesinde emir komuta zinciri içerinde ´andıç´ ile kurulan yalan haber ve kara propaganda sitelerinde sürekli Ak Parti hükümeti hakkında yalan ve karalama amaçlı haberler yayınlandı. Bunlardan bazıları doğruluğu dahi araştırılmadan Ak Parti hakkında açılan kapatma davasına delil olarak konuldu. Çok sayıdaki delilin yalan olduğu AYM´deki görüşmelerde ortaya çıktı ve dosyadan çıkarıldı. Ergenekon örgütünün uydurduğu yalan haberleri dahi dosyaya koymaktan çekinmeyen Yargıtay Başsavcılığı´nın CHP ve İP hakkındaki gerçek delilleri dikkate almaması takdir hakkı olarak değerlendiriliyor.
KAPATMA DAVASINDA ERGENEKON GÖLGESİ: BİR YALAN UYDURDU, DİĞERİ DAVA AÇTI
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından AK Parti´nin kapatılmasına yönelik hazırlanan iddianamede delil olarak gösterilen 400 maddenin 370´i Anayasa Mahkemesi tarafından reddedilmişti. Savcıların hazırladığı delillerin çoğunluğu tekzip edilmiş gazete küpür ve internet bilgilerinden oluşmuş olması nedeniyle, kamuoyunda ´google davası´ olarak anılmıştı. Delillerin bir kısmının, AK Parti hükümetini devirmek için hazırlanan İnternet andıcı kapsamında hazırlanmış sahte kara propaganda haberleri olduğu da ortaya çıkmıştı.
Kapatma davası 15 Mart 2008´de açıldı. İstihbarat birimleri, birkaç aydan beri İlhan Selçuk´u teknik takibe almıştı. Gazeteciler arasında geçen konuşmalar, sonuçları hesaplanarak davanın açıldığını gösteriyor. İlginç bir gelişme olarak da, Ergenekon davasına bakan 13. Ağır Ceza Mahkemesinin, kapatma davasının Ergenekon örgütü tarafından açtırıldığı iddiaları üzerine gitmesi ve kapatma davasının iddianamesini hazırlayan 5 yargıtay savcının ifadesini almaya karar vermesi olmuştu. Sabah yazarı Nazlı Ilıcak, bu gelişmeyi şu satırlarla yorumluyordu:
Yargıtay 8. Ceza Dairesi üyesi Hamdi Yaver Aktan, Yargıtay Başkanlığı yarışı için 3 isim belirlemişti. (İnternete düşen ses kaydında) Kim kendilerine daha iyi hizmet ederse, onun destekleneceğini söylüyordu. Aktan´ın, Yargıtay 10. Hukuk Dairesi üyesi Fatih Arkan´la yaptığı konuşma: Kenarda yan çizerek, oturarak olmayacağını anlasınlar. Herkesin bir projesi var. Ersan´a da açık söyledim. Bunu yaparsanız geçersiniz. Kadir´e de söyledim; 3´ünüz varsınız. Abdurrahman Bey bir dava daha açabilir... Açılırsa seçimi olumsuz etkiliyor... O da müthiş korkak, hepimizi içeri atarlar... Neyi atıyorlar, Yargıtay Başsavcılığı´ndan içeri atarlarsa... Bu ülkede ihtilâl olur. İçeriye girmekten çıkmaktan korkuyorsan, o zaman bir takım görevlere talip olma. Bırak başkası yapsın. Bu konuşma, yargının hangi tertipler içinde bulunduğunu göstermiyor mu? Demek birinci davadan sonra Başsavcı Abdurrahman Yalçınkaya´ya bir dava daha sipariş edilmiş.
İŞTE O KRONOLOJİ
9 Şubat 2008 tarihinde, yıllardır süren başörtüsü yasağını üniversitelerde sona erdirecek olan Anayasa Değişiklik Teklifi´nin, TBMM´de ezici çoğunluğu oluşturan 411 oyla kabul edilmesi ve Köşk´e gönderilmesinin ardından Ergenekon Terör Örgütü yöneticisi olduğu iddiasıyla yargılanan Jandarma Eski Genel Komutanı Emekli Orgeneral Şener Eruygur´un harekete geçtiği ve Ergenekon sanıklarının yüksek yargı üyeleri ile görüşmesi için randevu aldığı ortaya çıkmıştı. Emekli Orgeneral Şener Eruygur, 11 Şubat 2008 tarihinde Ergenekon sanığı ÇEV Başkanı Gülseven Yaşer´i aramış, kendisi ve ÇEV yöneticilerinin 12 Şubat 2008 tarihinde saat 11:00´da Danıştay Başkanı Sumru Çörtoğlu, saat 13:30´da Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, saat 14:00´da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya ile görüşmesini sağlamış. Bu faaliyetlerle örtüşen ve aşağıda kronolojik olarak sıraladığımız Ergenekon bağlantılı diğer bazı gelişmeler de peşpeşe geldi.
24 OCAK 2008: Ergenekon Terör Örgütü üyesi sanığı Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve Başyazarı İlhan Selçuk, İktidar partisi zanlı köşe başlıklı bir yazısında, Savcı, kırmızı çizgiyi çiğneyip bölücülük ya da dincilik yapan siyasi partiye dava açmasın, görür gününü dedi ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya´ya gözdağı verdi.
1 ŞUBAT 2008: TBMM Anayasa Komisyonu´nda başörtüsünün yükseköğretimde serbest bırakılmasını içeren Anayasa değişikliği teklifi kabul edildi. Komisyon, AK Parti ve MHP´li milletvekillerince verilen Anayasa değişikliği teklifi üzerindeki görüşmelerini 11 saatte tamamladı. Komisyon, teklifi 4 ret oyuna karşılık 17 oyla kabul etti.
5 ŞUBAT 2008: Ergenekon Terör Örgütü üyesi olduğu gerekçesiyle tutuklanan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bedri Gültekin´i aradı ve, 16´sında Anayasa Mahkemesi´nde görüşülmeden önce ona destek amacı ile büyük eylem yapalım dedi.
7 ŞUBAT 2008: Ergenekon zanlısı İlhan Selçuk, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Yıldız´a, YÖK elden gidiyor... Gidiyor, yani her şey elden gidiyor, tuhaf bir durum var, bakalım ne olacak.. Şimdi yalnız 2 tane şey var; eğer kapatma davası açılırsa, bir de üstüne ekonomik kriz gelirse, Türkiye biraz karışırsa, belki bir umut doğabilir yani... Çünkü normal yollardan bunlar mümkün değil artık dedi.
8 ŞUBAT 2008: İlhan Selçuk, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Yıldız´a, Zannediyorum yargı da yürüyecek. Bunlar da yürüyecek, yargı da yürüyecek. Bir yerde bir hesaplaşma olacak herhalde. Yani şöyle bir şey aklıma geliyor; YARGI, KAPATMA KARARINA DOĞRU GİDİYOR, HABERİNİ DE VERDİLER. Kapatma kararını verdiği anda bunlar da diyecekler ki; biz milli iradeyiz, şey başlıyacak, ben milli iradeyim diyecek, birtakım şeyler yapmaya çalışacak; çünkü göğsünde KAPATILMIŞTIR levhası dururken, AKP bir şey yapamaz. Bir şey yapabilir, isim değiştirir dedi.
9 ŞUBAT 2008: Yıllardır süren başörtüsü yasağını üniversitelerde sona erdirecek olan Anayasa Değişiklik Teklifi, TBMM´de ezici çoğunluğu oluşturan 411 oyla kabul edildi ve Köşk´e gönderildi. CHP, söz konusu değişikliği Anayasa Mahkemesi´ne götüreceğini açıkladı.
12 ŞUBAT 2008: 68´liler Vakfı Başkanı Merdan Aslan ve Çağdaş Eğitim Vakfı (ÇEV) yöneticilerinin de bulunduğu sivil toplum kuruluşları temsilcileri, 5-6 kişilik bir heyetle Danıştay Başkanı, Yargıtay Başsavcısı, Yargıtay Başkanı ve Anayasa Mahkemesi üyesi ile görüştü.
13 ŞUBAT 2008: İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul İl Başkanı Erkan Önsel, 13 Şubat 2008 tarihinde İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek´i aradı ve 68´liler Birliği Vakfı´nın Genel Sekreteri Merdan Aslan´ın, Danıştay Başkanı, Yargıtay Başsavcısı, Yargıtay Başkanı ve Anayasa Mahkemesi´nin bir üyesi ile görüştüğünü söyledi. Merdan Aslan, Doğu Perinçek´e yaptığı görüşmeleri anlattı ve, Son derece emin, son derece kararlı konuştular. Son derece olumlu yanıtlar verdiler ve ´Hukuk olarak, Hukuk çerçevesinde, yargı olarak sonuna kadar direneceğiz ve kimse merak etmesin´ dediler. Selma Hanım diye bir bayanla görüştük ama çok akıllı, çok militan.. (Selma Hanım´ı kastediyor). Anayasa Mahkemesi´nde üye... dedi.
22 ŞUBAT 2008: Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yükseköğretimde başörtüsünün serbest bırakılmasını öngören 5735 sayılı, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası´nın Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunu onayladı.
14 MART 2008: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği iddiasıyla AK Parti´nin temelli kapatılması talebiyle Anayasa Mahkemesi´nde dava açtı.
ERGENEKON YARGITAY´A SIÇRADI MI?
Erzincan´da yürütülen Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner´in soruşturma sürecinde dinlendiğine yönelik resmi evrakların Yargıtay´dan Cihaner´e fakslandığı ve böylece dikkatli olması konusunda uyarıldığı ortaya çıkmıştı. Yargıtay binasında yer alan Siyasi Partiler Bölümü´nden İlhan Cihaner´in telefonunun mahkeme kararıyla dinlendiğine yönelik mahkeme kararı İlhan Cihaner´e fakslanmış, böylece dikkatli olması istenmişti. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı´na ait 0 312 425 99 .. numaralı telefondan 31 Aralık 2009 tarihinde saat 14:03´te Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner´e faks çekilmiş. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya ve Cumhuriyet Savcısı Ömer Faruk Eminağaoğlu, İlhan Cihaner´e süren soruşturmayla ilgili neden faks çekildiği ve söz konusu faksın içeriği hakkında konuşmaktan kaçınmış, olay kapatılmıştı. Kontrgerillanın yargıda nasıl örgütlendiğini somut şekilde gösteren bu şok gelişme üzerine yüksek yargı mensupları sessiz kalmıştı.
Cihaner davasının Erzurum´da görülmesi sürecinde de inanılmaz baskılar yaşandı. Davanın 1 nolu sanığı sanığı Org. Saldıray Berk´e bağlı savaş uçakları duruşma görülürken mahkeme salonunun üzerinde alçak uçuş dahi yaptı. Dava daha sonra skandal şekilde Yargıtay´a aldırıldı. Ortaya çıkan ses kayıtları, kamuoyunun skandaldan haberdar olmasını sağladı. Ses kayıtları, başka şekilde ortaya çıkarılamayacak olan bir girişimi, davanın yargıtaya alınması sürecinde Ergenekon örgütünün yargıdaki uzantısının rol oynadığını düşündürdü. Bu ihtimal, yani Ergenekon örgütünün yargıtaya sıçramış olabileceği ihtimali, 12 Eylül darbecilerine yönelik ilk iddianame hazırlayan ve bu nedenle mesleğinden atılan efsanevi savcı Sacit Kayasu tarafından açıkça dile getirildi. Kayasu, ses kayıtlarının bu korkunç şüphenin kanıtlanmasında ne kadar önemli olduğunu dile getirdi. Yargıtay´ın, vatandaşın davalarını birinci derece mahkemesi olarak göremeyeceğini vurgulayan Kayasu, Cihaner davasında yalnız kendisinin değil onunla beraber Saldıray Berk ve MİT elemanlarının da yargılandığını hatırlatıyordu. Onların yargılanma yerinin Yargıtay değil adli mahkemeler olduğunu ifade eden Kayasu, şöyle devam ediyordu: Bir ses kaydı olmasaydı, hadi derdiniz ´hukuki hata.´ Ama o ses kaydından sonra ´acaba bu işin arkasında başka şeyler var mı; Ergenekon terör örgütü Yargıtay´a da sıçradı mı?´ gibi insanın aklına ister istemez bu sorular geliyor.
YARGITAY´DAKİ EVRAK HIRSIZLIĞI CHP´Lİ TEKİN´E MİLLETVEKİLLİĞİ YOLUNU AÇTI
2011 yılında yapılan genel seçimler öncesinde Kadıköy Belediye Başkan Yardımcısı CHP üyesi Gürsel Tekin milletvekili adayı olmak için CHP´den başvurdu. Ancak bundan 6 yıl önce belediye görevinde karıştığı bir usülsüzlük olayından yargılandığı için milletvekili olması beklenmiyordu. Çünkü yerel mahkemede görülen davası suçun sabit görülerek ceza almasıyla sonuçlanmıştı. Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya temyiz için gelen dosyayı 1,5 yıl bekletti. Daha sonra dava dosyası içinden abzı evrakların çalındığı anlaşıldı. Bu olay seçimlere yakın bir dönemde gerçekleşti. Evraklar olmayınca karar verilemedi. Böylece cezası Yargıtay´ca onanamayan Tekin milletvekilliği seçimlerine katılabildi ve CHP´den seçildi.
SONUÇ: CHP´YE KAPATMA DAVASI AÇILAMAZ, ÇÜNKÜ...
Başsavcı Abdurrahman Yalçınkaya 23 Mart 2011 tarihinde HalkTV ilişkisi nedeniyle CHP´ye kapatma davası konusunda görüş bildirdi. Peki Başsavcı CHP´ye kapatma davası açabilir mi? ´Türkiye´nin mevcut anayasal düzeninde Yargıtay Başsavcılığı´nın CHP´ye kapatma davası açma yetkisi de, niyeti de yoktur, olamaz. CHP Derin Devlet´in önemli ama tali bir unsurudur.´ Star gazetesi yazarı Ergun Babahan köşe yazısında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının CHP´ye kapatma davası açmak istemediğini çok çarpıcı satırlarla ifade ediyor ve şöyle diyordu:
Yalçınkaya CHP´ye Dava Açamaz. Türkiye bir siyasi parti mezarlığıdır ama suç işleyen kamu görevlilerinin dokunulmazlığı olduğu gibi, CHP´nin de bu konuda tam bir dokunulmazlığı vardır. O yüzden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Yalçınkaya´nın ´eğer´ ifadeleri taşıyan açıklaması yok hükmündedir. ´Eğer tespit edersek davayı açarız´ buyurmuş Başsavcı. Açmazsınız, açamazsınız... Türkiye´nin mevcut anayasal düzeninde Yargıtay Başsavcılığı´nın CHP´ye kapatma davası açma yetkisi de, niyeti de yoktur, olamaz. Çünkü bu parti, bugün yaşadığımız bütün sıkıntıların temel nedenlerinden biridir. Bütün partiler, CHP´nin yargıya da yansıyan ideolojik duruşu nedeniyle kapatılmış, yöneticileri bu nedenle cezalandırılmıştır. 1960 Darbesi´nden başlayarak askerin tüm müdahalelerinin arkasında bu parti ve onun zihniyeti vardır. Bu partinin Susurluk´un üzerine giden Fikri Sağlar´ın adaylığını kabul etmeyip Ergenekon´un kilit sanığı Mehmet Haberal´ı, devletçi Oktay Ekşi´yi baştacı etmesinin nedeni budur. Haberal, CHP zihniyetinin bir sonucudur. Günümüz şartlarında bir ´Alien´dır (Yaratık, yabancı) ama eski sistemle kan bağı mevcuttur. Daha ötesi, CHP şu anda devekuşu konumunda bir partidir, yani ne deve, ne de kuştur. Günümüz koşulları ağırlıklı olarak deve olmasına izin vermemektedir. İktidarın halk oyundan geçtiğini bilmesi gerçeği onu kuş olmaya zorlamaktadır ama geçmişin günahlarının ağırlığı da uçmasına izin vermemektedir. Amerikan Büyükelçisi Pearson´ın Derin Devlet yapılanması analizinde eksik olan da tam budur, yani CHP´nin bu yapıdaki rolü.
CHP, iktidar olmadan asker kontrolündeki Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Yargıtay gibi kurumlar sayesinde Türkiye´ye hükmetmiştir. CHP´nin iradesi milletin iradesinden bu yolla üstün kılınmıştır. Cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP´nin 367 başvurusu ve mahkemenin bunu derhal kabulü asker-yargı-CHP işbirliğinin en açık ve utanç verici dışa vurumudur. AK Parti iddianamesini bu partiye yakın insanlarla yazdığı iddia edilen sorunlar nedenle CHP´ye kapatma davası açmaz, açamaz. Olayın gerçeği budur. CHP ´askere gitmeyen herkese bin dolar, her eve 2 bin dolar´ vaadinde bulunsa da, iktidar şansı olmamasının ardında yatan gerçeklik budur. Halk CHP´nin özünde kendinden değil de devletten yana olduğunu görmektedir. AK Parti´nin en büyük şansı da odur. Özetle, CHP Derin Devlet´in önemli ama tali bir unsurudur. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(27 Eylül 2012), son güncel.: (28 Eylül 2012)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
CHP´ye kapatma davası açılamaz, çünkü..
Adalet Platformu ile ilgili manşetlerimiz
CHP´ye sessiz kalan başsavcıya suç duyurusu
Rahibe afişiyle ilgili manşetlerimiz
Ses kaydı: Yargıtay´ın Cihaner planı
Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya ile ilgili manşetlerimiz
Yargıda Kontrgerilla örgütlenmesi
Yargıtay İşçi Partisi´ne kör
İşçi Partisi ile CHP´ye hala kapatma davası açılmadı
CHP fezlekeleri ne zaman gelecek?
Kontrgerilla yargısı suskun: Ya aynı şeyi AK Parti yapsaydı?..
TBMM´den Başsavcıya: Bildiriyi geri çek milletten özür dile
Yargıtay Başsavcılığı işgal altında: Cumhurbaşkanına suç duyurusu
İşte Kontrgerilla yargısı: CHP´nin yüksek yargıda dokunulmazlığı var
Yargıtay´ın Cihaner faksına örtbas
CHP hakkında şok iddialarda bulunan Ergenekon tanığı Talip Doğan Karlıbel´le ilgili tüm manşetlerimiz
Örneklerle CHP´nin Ergenekon davalarında sempatizanlıktan öte tavırları
´Ergenekon ve CHP´ manşetlerimiz
Ergenekon´un yüksek yargı ile kaos buluşmaları
CHP´NİN HALKI SOKAK ÇATIŞMASINA ÇAĞIRMASI MANŞETLERİMİZ
CHP: Sokak sokak direniriz
Flaş!!! CHP´den kışkırtma: Meclis´e yürüyüş
Kılıçdaroğlu çıldırdı: İhtilal hak!