Ergenekon davasına 232. duruşma ile devam ediliyor. Duruşmada tanık olarak dinlenen Burhan Yılmaz, Ergenekon soruşturmalarının açılmasına neden olan ve sanık Oktay Yıldırım´a ait olduğu ileri sürülen 27 el bombasının bulunduğu gecekonduda yapılan aramalarla ilgili bilgi verdi.
18.09.2012 14:10 Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal ile emekli Tuğgeneral Veli Küçük´ün de aralarında bulunduğu 65´i tutuklu 274 sanıklı ´Ergenekon´ davasının 232´inci duruşması başladı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi´nde oluşturulan salonda görülen duruşmaya, CHP İzmir Milletvekilli gazeteci Mustafa Balbay, gazeteci Tuncay Özkan, emekli Tuğgeneral Veli Küçük ve eski Özel Harekat Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin´in de aralarında bulunduğu 39 tutuklu sanık katıldı. Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, emekli Orgeneral Hurşit Tolon, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve Sedat Peker´in de aralarında bulunduğu 26 tutuklu sanığın gelmediği duruşmada, ´Odatv´ davasının tutuklu sanığı bu davadan tutuksuz yargılanan Yalçın Küçük de hazır bulundu.
Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese, tutuklu sanıklardan Mehmet Demirtaş´ın tanığı Burhan Yılmaz´ın hazır olduğunu, dün rahatsızlandığı için ifadesi alınamayan başka suçtan tutuklu yargılanan tanık Emrah Özdemir´in de sağlık sorunlarını bildiren dilekçe gönderdiğini kaydetti.
TANIK BURHAN YILMAZ´IN İFADESİ
Duruşmada daha sonra 12 Haziran 2007´de Ümraniye´de ele geçirilen 27 el bombasının bulunduğu gecekondunun ön tarafındaki büfede çalışan Burhan Yılmaz tanık olarak dinlenildi. ´Ergenekon´ soruşturması kapsamında 19 Haziran 2007´de emniyette ifadesi alınan Yılmaz, bombaların bulunduğu evin ön tarafındaki büfeyi kendisinin çalıştırdığını, bu gecekonduda dayısı Mehmet Demirtaş´ın kiracısı olarak kalan tutuksuz sanıklardan Ali Yiğit´in de yanındaki manavı işlettiğini söyledi. Yılmaz, daha önceden Mehmet Demirtaş´ın işlettiği otogaz istasyonunda da çalıştığını ifade ederek, tutuklu sanıklardan Oktay Yıldırım´ın istasyona arada sırada geldiğini belirtti. Oktay Yıldırım´ın büfeye de 5-6 kere geldiğini anlatan Yılmaz, ´Ali Yiğit ve Mehmet Demirtaş, Oktay Yıldırım´a ´komutanım´ diyordu. Demirtaş ve Yıldırım çay içerken kendi aralarında konuşuyorlardı. Ancak ne konuştuklarını duymadım´ dedi.
Başkan Özese´nin soruları üzerine Yılmaz, el bombalarının eve nasıl getirildiği konusunda bilgisi olmadığını belirterek, Ali Yiğit ile aynı evde kalan babası Şevki Yiğit´in de kendisine bombalardan söz etmediğini dile getirdi.
Yılmaz, savcı Mehmet Ali Pekgüzel´in soruları üzerine de, polisler tarafından evde yapılan aramayı şöyle anlattı: ´Arama yapılmadan 15 gün önce Ali Yiğit evden taşındı. Saat 10.00-11.00 arasında gürültü koptu. Polisler geldi. Bahçeyi aradılar. Bana ´Sen karışma otur yerine´ dediler. Amirlerine çay yaptım. Mehmet Demirtaş´ı aradım, geldi. Ali Yiğit de tesadüfen oradan geçiyormuş. ´Anahtarı getireyim, kapıyı kırmayın´ dedi. Yiğit anahtarı getirmeye gidince polisler çatıda ´bingo´ dediler. Ellerinde bir poşet içinde kutu vardı. El bombası olduğunu daha sonra gazetelerden öğrendim. Bombaları daha önceden görmedim. Saat 14.00-15.00 gibi polislerin işi bitti. Ertesi gün Ali Yiğit´i tatbikata getirdiler. Sonra da köpeklerle gelip, arama yaptılar. Beni de emniyete götürdüler.´
Gecekondunun çatısına dışarıdan çıkıldığını belirten Yılmaz, merdiven dayanarak manavdan ve manavın yanındaki balıkçıdan da çatıya çıkılabileceğini anlattı. ( AA, Cihan)
-Ergenekon sanıkları, duruşma salonunu terk etti-
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde bazı sanıklar yargılama koşulları, mahkemenin tutumu ve usule ilişkin konularla ilgili konuşmak için söz istedi. Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, duruşmada tanık dinleneceğini belirterek, sanıklara söz vermedi. Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan´ın da aralarında bulunduğu sanıklar kendilerine söz verilmesi konusunda ısrar etti. Sanıkların büyük çoğunluğunun bu konuda söz istediği gözlendi. Başkan Özese, ısrarlarına devam eden sanıkları, yerlerine oturmaları konusunda uyardı. Ancak ısrarına devam eden sanık Tuncay Özkan, salondan dışarı çıkarıldı.
Başkan Özese, duruşma sırasında sanıklar ile sanık bölümü dışındakiler arasında herhangi birşey alınıp verilmesinin de yasak olduğunu söyledi. Başkan Özese ile bir süre tartışan tüm tutuklu sanıklar, daha sonra duruşma salonunu terk etti. Bu sırada duruşmaya ara verildi. Ara sırasında tutuklu sanık Tuncay Özkan, Başkan Özese´nin sanıkların avukatlarla yaptıklarını söylediği alışveriş konusuyla ilgili açıklama yaptı. Özkan, ´Sıfırcı hoca´ lakabıyla tanıdıkları Prof. Dr. Kurthan Fişek´in, üniversiteden kendi hocaları olduğunu belirterek, ölümü nedeniyle hazırladığı başsağlığı ilanını avukatına verirken üye hakim Ercan Fırat´ın müdahale ettiğini söyledi. Üye hakimin ilanı okuduktan sonra kendisine geri vererek avukatına iletebileceğini söylediğini kaydeden Özkan, mahkemenin tutumunu eleştirdi.
Mustafa Balbay da, Giderek ağırlaşan yargılama koşullarıyla karşı karşıyayız. Bu yargılama değil yargılama işkencesi. Hiç tanımadığımız insanlar bizim hakkımızda konuşuyor. dedi. Böyle bir yargılamayı kabul etmediklerini belirten Balbay, Bunu mahkeme başkanına söylemek istedik. Söz hakkı vermiyor. Avukata dilekçe vermeyi bile biz kontrol edeceğiz diyorlar. Giderek katılaşan uygulamalar söz konusu. Mahkeme kendi usulünü oluşturmaya başladı. Talep konuşmaları kaldırıldı. 28 Temmuz´da 58 sayfa tahliye gerekçe yazıldı. 24 Ağustos´ta tahliye talepleri yine değerlendirildi ve 28 Temmuz´daki gerekçeler geçerlidir yazıyor. Bu mahkemeler yasayı da tanımıyor.´ ifadesini kullandı.
TANIK EMRAH ÖZDEMİR´İN İFADESİ
Aranın ardından duruşma başlarken tutuklu sanıklar tekrar salon dışına çıktı. Salonda sadece tutuksuz sanıklardan Hayrettin Ertekin´in bulunduğu gözlendi. Başkan Özese, dinlenecek olan tanık Emrah Özdemir´in sanıkların bulunmadığı bir ortamda ifade vermek istediğini belirterek Ertekin´in de salon dışına çıkmasını istedi. Ertekin´in de salon dışına çıkmasının ardından tanık Özdemir´in ifadesinin alınmasına başlandı. Özdemir dün rahatsızlanmış, ifade veremeyeceği anlaşılınca ifade verme işlemi bugüne ertelenmişti. ( Cihan)
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen Ergenekon davasında tanık Emrah Özdemir, tutuklu sanıkların duruşma salonundan çıkarılmasından sonra gizli tanık odasından ifade vermeye başladı. Orjinal sesinin ve görüntüsünün bozulmadan duruşma salonuna yansıtıldığı tanık Özdemir ifade verdiği sırada tutuksuz sanık Hayrettin Ertekin ile ilgili iddialarda da bulunduğu için Ertekin´in duruşma salonunda bulunmasına izin verildi. Daha sonra da başka bir cinayet davasından hükümlü bulunan Emrah Özdemir´in ifadesinin alınmasına geçildi.
Tanık sıfatıyla mahkemede ifade vermek istediğine dair dilekçe vermesinin ardından ölümle tehdit edildiğini belirten Emrah Özdemir´in Malatya´da geçtiğimiz ay Kazım Çillioğlu ve Rıdvan Özden´in öldürülmesi hakkında verdiği ifade okundu. Bu sırada ifadesinde geçen olaylarla ilgili net tanıklığı olup olmadığı sorulan tanık, Ben bire bir olaylara tanık olmadım. Babam kumarhaneler kralı olarak tanınan Ömer Lütfü Topal´ın şoförüydü. O nedenle çok ortama girip çıktım. Ömer Lütfi Topal´ın yanına sık sık gelip gitmesi nedeniyle tanıdığım ve samimi olduğumuz, benden önce Ergenekon davasında tanıklık da yapan Adil Timurtaş ağabeyden duydum bunları. Ancak burada duyduklarımı değil gördüklerimi anlatmak istiyorum. dedi.
Tanık olmak istediğine dair dilekçe vermesinin ardından tehdit edildiğini de iddia eden tanık, Hasan Atilla Uğur ile hastanede karşılaştık. Cezaevinde komutanlara hayli toleranslı davranılıyor. Silivri 1 Nolu Cezaevi´nde görevli infaz koruma memurları tarafından bana onlar aracılığıyla para ve haber getiriliyor. Bir ay önce bin lira, bir hafta önce de 500 lira para geldi. Bu para ifade vermemem içindi. Ayrıca avukat Zeynep Küçük de para vermiş. Ben cezaevi savcısına şikayette bulundum. Bugün yarın soruşturma başlar. Veli Küçük, Hayrettin Ertekin, Hasan Atilla Uğur ve Sedat Peker ağabey aracılığıyla uyardılar. Sedat Peker ile sürekli zaten mektuplaşıyoruz. Benden gencim, cahillik ettim şeklinde ifadelerle dilekçemi geri çekmemi istediler. Hayrettin Ertekin´in, Sedat Peker´i hiç tanımadığı şeklinde ifade verdiğini duydum. Oysa çok iyi tanır, ofisine sürekli gelir giderdi. şeklinde konuştu. Savcı Pekgüzel, tanığa Zeynep Küçük´ü görseniz tanır mısınız diye sordu. Tanık, Hayır cevabını verdi.
Tanık Özdemir, Adil Timurtaş´ın da aralarında bulunduğu bazı PKK terör örgütü itirafçısı olan ve sonradan JİTEM´ci olan kişilerin, Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından Hayrettin Ertekin´in yanında çalıştıklarını söyledi. Timurtaş´ın, gittiği her yere kendisini de beraberinde götürdüğünü belirten Özdemir, Ergenekon davasının tutuklu sanıkları Veli Küçük, Muzaffer Tekin, Kemal Kerinçsiz ve Sedat Peker ile tutuksuz sanık Arif Doğan´ı da Timurtaş´la gidip geldiği yerlerde tanıdığını kaydetti. Küçük, Tekin, Kerinçsiz ve Peker´in Ataşehir´de Sahan Restoran ile Süreyyapaşa Sineması ve patrikhanede toplantı yaptıklarını söyledi. Özdemir, Süreyyapaşa Sineması´ndaki sinema izler gibi yapılan başka bir toplantıda da bu isimlerden farklı olarak Hayrettin Ertekin´in de katıldığını ifade etti.
Bu toplantılarda Olayın değişmesi lazım. Her yeri Fethullahçılar ele geçirdi. Eskiden her istediğimizi yapıyorduk. Yine söz sahibi olmamız için kaos ortamı oluşturmak gerekiyor... şeklinde konuşmalar geçtiğini belirten Özdemir, Ayrıca Orhan Pamuk, Ahmet Türk ve Osman Baydemir´in öldürülmesi gerektiğinden bahsediyorlardı. diye konuştu. Araçlarına kurşun geçirmez cam takmaktan bahsettiklerini belirten tanık Özdemir, Rahmetli Kuddusi Okkır ile birlikte çeşitli illerde kongreler yapacaklarmış. Yavuz Ataç´ın isminden çok bahsediyorlardı. Veli Küçük ile Korkut Eken arasındaki kırgınlığı çözebilecek kişinin Ataç olduğunu söylüyorlardı. sözlerini kaydetti.
Susurluk kazası olduğunda Veli Küçük paşanın, Drej Ali lakaplı Ali Yasak´ı olay yerine gönderdiklerinin de bu konuşmalarda geçtiğini anlatan Özdemir, Çatlı´nın aslında kazada ölmediği, Veli Paşa tarafından öldürüldüğü, araçta bulunan evrakların ve çantanın Ali Yasak tarafından alındığından bahsettiklerini söyledi.
Tanık Özdemir, daha sonra da sanık Hayrettin Ertekin´in resmi ve gayriresmi çok büyük mal varlığı olduğunu belirtti. Özdemir, bu mal varlığının da kuyumculukla elde edilemeyecek bir varlık olduğunu söyledi.
Ertekin´e GATA´dan zaman zaman komutan misafirler geldiğini ifade eden tanık Özdemir, Genelkurmay Başkanı olmadan önce İlker Başbuğ ve Ergin Saygun´un kendilerine nasıl yardım edebileceklerini konuşuyorlardı. Konuşmalarında Yaşar Büyükanıt´tan çok konuşurlardı. dedi.
JİTEM´in Arif Doğan ve Cem Ersever tarafından kurulduğunu Arif Doğan´dan duyduğunu aktaran Özdemir, Cem Ersever, Veli Küçük´ün talimatıyla öldürüldü. JİTEM´deki anlaşmazlık yüzünden öldürüldü. Cem Ersever kendi kadrosunu kurmak istedi. Ben bu beyanları Adil Timurtaş´tan duydum. şeklinde konuştu. ( Cihan)
BALBAY VE ÖZKAN´A 16 DURUŞMA MEN CEZASI
Mahkeme heyeti yaklaşık 2 saatlik aranın ardından aldıkları 2 sayfalık ara kararları açıkladı. Mahkeme Başkanı Özese davada tanık olarak dinlenen Emrah Özdemir´in tansiyonu yükseldiği ve yorulduğu için dinlenmesine ara verildiğini söyledi.
Tanık Özdemir´in beyanı alındığı sırada Tuncay Özkan , Mustafa Balbay ve Oktay Yıldırım´ın söz istediklerini hatırlatan Mahkeme Başkanı Özese sanıklara söz verilmemesi üzerine yüksek sesle ve toplu bir şekilde söz almakta ısrar ettiklerini belirtti. Sanıkların uyarıları dikkate almadığı ve mahkemeyi itham edici beyanlarda bulunduklarını belirten Özese, Diğer sanıklara ön ayak olup protesto amacıyla topluca duruşma salonunu terk ettikleri ve bunun üzerine de duruşmaya ara verildi dedi. Başkan Özese, sanıkların bu disiplinsiz eylemleri nedeniyle duruşma düzeni ve disiplininin bozulduğunu söyledi. Bütün bu gerekçelerle mahkeme, Balbay, Özkan ve Yıldırım´ın 16 oturum duruşmalara katılmaktan men edilmelerine karar verdi.
PERİNÇEK´E TÜM DURUŞMALARDAN MEN CEZASI
Öte yandan Mahkeme Heyeti, tutuklu sanık İşçi Parti Genel Başkanı Doğu Perinçek´in esas hakkındaki savunması alınıncaya kadar duruşmalardan men edildiğini açıkladı. Mahkeme kararında, 11 Eylül 2012 tarihinde tanık Muharrem Mutlu Arıkan´ın beyanlarının alındığı sırada, sanık Perinçek´in iddia makamına yönelik hakaret ve tehdit içeren sözleri ile disiplinsiz eylemlerde bulunduğunu belirtti. Mahkeme yine aynı gerekçelerle tutuklu sanık Erkan Önsel´in 16 oturum duruşmalara katılmaktan men edilmesine karar verdi. Erkan Önsel, Kararı tanımıyorum, reddediyorum diye bağırdı. 65 sanığın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti duruşmayı 24 Eylül Pazartesi gününe erteledi.
BALBAY: EĞER BİR KARAR VERDİYSELER KESSİNLER CEZAYI KIRSINLAR KALEMİ
Kararın açıklamasının ardından gazetecilerin bulunduğu bölüme doğru gelerek açıklama yapan Balbay, Ben salonu terk etmedim. Mahkeme Başkanı duruşmaya ara verdiklerini açıkladı. Bu sırada savcı Pekgüzel de ´Madem Başkan usule ilişkin taleplerinizi yazılı yapmanızı istiyor, siz de yazılı olarak talepte bulunun´ dedi. Ben de daha sonra yazılı verdim. Ben, ´Arkadaşlar duruşma salonunu terk edin´ demedim. Tutanaklar ortada. Madem kararda ´Duruşma salonunu terk ettikleri´ diyor, Herkesin gördüğü bu olayı, heyet bu şekilde değerlendiriyorsa dava dosyasını, iddiaları nasıl inceleyeceğini kamuoyunun dikkatine sunuyorum. ´Böyle yargılama olmaz´ dememizin de ne kadar haklı olduğu gösteriyor. Bu yargılamayı kabul etmiyoruz. Suç, delil her şey anlamını yitirdi. Eğer bir karar verdilerse kessinler cezayı, kırsınlar kalemi dedi. ( DHA)
(18 Eylül 2012, 14:10)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Ergenekon ve benzer davaları tanıkları deşifre ve tehdit ederek etkisiz bırakma gayretleri
Ergenekon, Balyoz ve benzer davaları engelleme girişimleri
Ergenekon, Balyoz ve diğer iddianamelerde arama yap