Ergenekon davasına tanık M.A´nın ifade vermesi ile devam ediliyor. Tanığın, hayatının tehlikeye gireceği gerekçesiyle seyircisiz dinlenilme talebi üzerine duruşmadaki, milletvekillerinin de aralarında olduğu seyirciler, duruşma salonundan çıkarıldı. Duruşmaya izleyici olarak katılan CHP´li milletvekilleri ise bu karara tepki göstererek mahkeme başkanı ile tartıştı.
03.09.2012 13:20 Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal ile emekli Tuğgeneral Veli Küçük´ün de aralarında bulunduğu 65´i tutuklu 274 sanıklı ´Ergenekon´ davasının 223´üncü duruşması başladı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi´nde oluşturulan salonda görülen duruşmaya, CHP İzmir Milletvekili gazeteci Mustafa Balbay, eski Özel Harekat Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin ile gazeteci Tuncay Özkan´ın da aralarında bulunduğu 15 tutuklu sanık katıldı. Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, Doğu Perinçek ve Sedat Peker´in de aralarında bulunduğu 50 tutuklu sanığın gelmediği duruşmada, bu davadan tutuksuz yargılanan ´Odatv´davasının tutuklu sanığı Yalçın Küçük de hazır bulundu. CHP Grup Başkan Vekili ve İstanbul Milletvekili Akif Hamzaçebi ile CHP İstanbul Milletvekilleri Celal Dinçer, Ali Özgündüz ve Mevlüt Aslanoğlu´nun da duruşmayı izlemek için salona girdikleri görüldü. Milletvekilleri, tutuklu sanıklardan CHP Milletvekili Mustafa Balbay ile bir süre görüştü.
-Ergenekon´da sanık sayısı 1 arttı, 274 oldu-
Adı Abdülvahit Özkaya olan tutuksuz bir sanığın, ´Kuvayı Milliye Derneği´nde ele geçirilen bir istihbarat notu üzerindeki el yazısının kendisine ait olması´ nedeniyle, ´Ergenekon´ örgütüne bilerek ve isteyerek yardım ettiği´ iddiasıyla yargılandığı bir dava dosyasının, bu dava dosyasıyla birleştirildiği görüldü. ´Ergenekon´ davası kapsamında yargılanan sanık sayısı böylece 274´e çıktı.
-Sanık Dönmez, oğlunun ölüm haberini aldı-
Duruşma başlamadan önce duruşma salonuna alınan sanıkların arasında bulunan tutuklu Yarbay Mustafa Dönmez´e, staj için Azerbaycan´a gittiği öğrenilen 21 yaşındaki oğlu Alp Kaan Dönmez´in, trafik kazasında hayatını kaybettiği haberi verildi. Tutuklu sanıklardan Tuncay Özkan, sanıklar Mustafa Balbay ve Sevgi Erenerol ile birlikte yanına gittiği Dönmez´e, oğlu Alp Kaan Dönmez´in trafik kazasında hayatını kaybettiğini söyledi. Haberi alan baba Dönmez, gözyaşı akıtırken, çevresindeki Balbay, Özkan ve Erenerol tarafından teselli edildi. Yarbay Dönmez, duruşma salonundan çıkarıldı. Bu arada Dönmez´in, oğlunun ölümü nedeniyle mahkemeden yol hariç 2 gün izin aldığı ve bugün Bandırma´da ikindi namazına müteakip kıldırılacak cenaze namazına katılacağı öğrenildi. Makine mühendisi olduğu ve Azarbeycan´a staj için gittiği belirtilen Alp Kaan Dönmez´in, karşıdan karşıya geçerken bir arabanın çarpması sonucu yaşamını yitirdiği kaydediliyor. Kaan´ın cenazesinin Cumartesi akşamı uçakla Türkiye´ye getirildiği ve babası Mustafa Dönmez´in katılabilmesi için cenaze töreninin bugüne ertelendiği bilgisi de alındı. Mustafa Dönmez´in olanlardan habersiz bir şekilde, duruşmaya öğleden sonra katılacağını bildirdiği ve ancak mahkemenin, huzurda dinlenilecek tanığın kendisiyle ilgili beyanları olduğu gerekçesiyle Dönmez´i, sabah oturumuna çağırdığı da ifade edildi. Cezaevine götürülen Dönmez´in gerekli işlemlerin tamamlanmasının ardından feribotla Bandırma´ya götürüleceği de öğrenildi.
-CHP milletvekilleriyle salon tartışması-
Başlayan 223´üncü duruşmada, daha önce dinlenilmesine karar verilen tanıklardan M.A´nın dinlenilmesine geçildi. Tanık M.A´nın, hayatının tehlikeye gireceği gerekçesiyle seyircisiz dinlenilme talebi üzerine duruşmadaki, milletvekillerinin de aralarında olduğu seyirciler, duruşma salonundan çıkarıldı. CHP Grup Başkan Vekili Mehmet Akif Hamzaçebi, salondan çıkarılmalarının yasalara aykırı olduğunu ve yasama temsilcilerinin salondan çıkarılmaması gerektiğini belirterek, mahkeme heyeti başkanı Hüseyin Özese ile bir süre tartıştı. Hamzaçebi başkan Özese´ye, ´Lütfen kuvvetler ayrılığı ilkesine saygılı olun´ dedi. Başkan Özese de, Milletvekili olmanız durumu değiştirmez, karar aldık. Zorluk çıkarmayın. dedi. Özese, mahkemenin seyircisiz tanık dinlenilmesi ara kararı verdiğini kaydederek, milletvekillerinin taraf olmadıklarını ve seyircilerle birlikte salondan çıkmaları gerektiğini söyledi.
TANIK M.A´NIN İFADESİ
Milletvekillerinin de olduğu seyircilerin salondan çıkarılmasının ardından tanık M.A´nın, kimlik ve iş bilgilerinin saklı tutulması kaydıyla anlatımına geçildi. Duruşma, tanık M.A´nın beyanlarıyla devam ediyor. ( AA)
Duruşmada ifade veren tanık M.A, herhangi bir ceza davasının olmadığı ve sabıkasının bulunmadığını belirterek, emekli Orgeneral Aytaç Yalman´ın hakkında açtığı bir dava bulunduğunu söyledi. Özel sektörde yönetici olarak çalıştığını ve 1996-1997 yılları arasında çalıştığı şirkete Mehmet Çelik adlı bir kişinin gelerek, şirkete talip olduğunu söylediğini belirten M.A, daha sonra şirketin art niyetli olduğunu anladığını, uyarması sonucu Çelik´in şirketi almaktan vazgeçtiğini, Çelik ile 7 ay beraber geçirdiklerini, güçlü bağlantıları olduğunu ve bu süreçte Yarbay Mustafa Dönmez ile tanıştığını söyledi.
Tanıdığı bu kişiler arasındaki karanlık ilişkileri fark ettiğini ve onlardan ayrıldığını aktaran M.A, deşifre olacağından korktuğu için bütün isimleri o dönem jandarma istihbaratına ihbar ettiğini, henüz Ergenekon sürecinin başlamadığını, o kişilerin kendisine paraları nasıl götürdüklerini anlattıklarını, Ergenekon sürecinin devreye girmesiyle ihbarda bulunduğu jandarmanın işi savsakladığını ve zarar görmemek için bu kez Adana´da terörle mücadele birimiyle görüşerek isimleri verdiğini ifade etti.
Bu sırada söz alan tutuklu sanık emekli Tuğgeneral Veli Küçük´ın avukatı ve kızı Zeynep Küçük, tanığın, salonda bulunmayan Mustafa Dönmez ile ilgili beyanda bulunamayacağını belirterek, usül ile ilgili konuşmak istediğini söyledi. Ancak mahkeme heyeti başkanı Hüseyin Özese, Küçük´ün beyanda bulunmasına izin vermedi.
-´Kıbrıs´a sevk edilen milyon dolarlar´-
Yeniden konuşan tanık M.A, bu davanın sanıklarından Ertaç Giray´ın da para transferiyle ilgili, bankacılarla birlikte bir toplantıya katıldığını ve Mehmet Çelik´in toplantıya telefonla katıldığını belirterek, ´Ertaç Giray bana, İsrail kökenli, İsviçre vatandaşı bir Türk olan Rıfat isimli bir şahsın İsviçre´de off shore hesabının olduğunu, yüklü miktarda mevduata sahip olduğunu söyledi. Toplantıda, Rıfat´ın bu hesaptan para transfer edebileceği, Türkiye´de Mehmet Çelik´e verileceği konuşuldu. Çelik, bu duruma karşı çıktı. Kredi görünümüyle getirilmesi gerektiğini ifade etti´ diye konuştu.
Mahkeme heyeti başkanı Özese´nin, ´Transfer edilecek bu paranın kaynağı nedir?´ şeklinde sorusuna da M.A, şu karşılığı verdi:
´Paranın kaynağının ne olduğunu 3 kişiden duydum. Bana fotokopi belgeleri gösterdiler. Kaynağı, Kuveyt´in işgali sırasında Kuveyt Merkez Bankası´ndan Iraklı komutanlar tarafından kaldırılan altın ve paralarmış. 3 konteynır altın Suriye´ye götürülürken, paralar da Kıbrıs´a götürülerek askeri bir depoda saklanmış. Sigorta şirketi sahibi Albert Keller adlı bir kişi depoya nakledilmiş bu paraları sigorta sistemine sokup, komisyonunu alıp geri kalan 420 milyon doları Zürih´teki off shore hesabına Mehmet Çelik adına yatırıyor. Kara paranın izi bulunmasın diye yapılıyor bu. Depodaki paraların meta olarak değeri kalmayınca paraların bir kısmı yakılıyor. Sigortadan paranın karşılığını alıyorlar. Bu paranın Kıbrıs´a sevki sırasında Aytaç Yalman ve Veli Küçük de nezaret etmişler diye duydum.´
Tanık M.A´nın anlatımının ardından, emniyete verdiği ifadeler okundu.
Daha sonra söz alan sanık Veli Küçük´ün kızı Zeynep Küçük´ün, ´Metin Çelik ile Veli Küçük arasındaki irtibatı size Reşit Güzel anlatmış. Bu bilgi haricinde sizin Metin Çelik, Veli Küçük ve Zeynep Küçük irtibatıyla ilgili başka bilginiz var mı?´ şeklindeki sorusuna karşılık da M.A, ´Hayır. Bana eski AK Parti Milletvekili Ali Güven, Reşit Güzel ve Mehmet Çelik de aynı hikayeyi anlattılar. Veli Küçük´ü zaten irtibatlandırmamıştım ben ifadelerimde de. Duyduklarımı söyledim´ dedi.
Tanık M.A, Mersin´deki bir depoda bulunan 480 milyon Kuveyt Dinarı ile ilgili, paranın bir banka tarafından sigortalandığını gösteren döküm belgesini gördüğünü de iddia ederek, buna ilişkin yırtılarak çöpe atılan dökümü çöpten çıkarıp yapıştırdığını, bu belgeyi jandarma istihbaratına verdiğini ve bu paraların Albert Keller tarafından sigorta sistemine sokulduğunu duyduğunu öne sürdü.
-´Mehmet Çelik diye birini tanımıyorum´-
Bu anlatımlardan sonra mahkeme başkanı Özese, sanık Veli Küçük´e, ´Mehmet Çelik diye birini tanıyor musun?´ diye sordu.
Veli Küçük de, ´Hayır, onu da, diğer isimlerin hiç birini de tanımıyorum. Telefonla görüşmüş müyüm diye araştırdım ama yine bir kayda rastlamadım. Bu isimleri ilk kez burada duyuyorum´ dedi.
Başkan Özese, bu kez tanık M.A´ya, ´İfade verdikten sonra size tehdit veya baskı oldu mu?´ şeklinde sordu.
M.A da, Mehmet Çelik´ten yüzyüze bile tehdit aldığını, 1 hafta önce de Mehmet Çelik´in bir adamı tarafından İstanbul´a gelmesi ve mahkemede tanıklık yapacak olması nedeniyle Mersin´de darp edilip gözünün morartıldığını söyledi. M.A, ´Bana, ´kendine dikkat et. Seni doğduğun yere gömmek benim işim´ şeklinde tehditlerde bulundular´ dedi.
Duruşma, diğer tanık S.K´nın anlatımlarıyla devam ediyor. ( AA)
TANIK SALİH KURT´UN İFADESİ
Diğer tanık Salih Kurt ise, ?dönemin Giresun Jandarma Bölge Komutanı olan Veli Küçük´ün, teknoloji ve istihbarat elemanı olarak görev yaptığı Akçaabat İlçe Jandarma Komutanlığı´nda içinde kriptolu belge bulunan bir zarf unuttuğunu ve Öcalan ile ilgili olan bu belgenin fotokopisinin kendisi tarafından Başbakanlık Teftiş Denetleme Kurulu Başkanlığı´na götürüldüğünü, bunun üzerine 3 kez işkence gördüğünü ve işkence görürken Veli Küçük´ün de orada olduğunu, GATA´da 7 gün yoğun bakımda kaldığını? iddia etti. ( Star)
(03 Eylül 2012), son güncel.: (04 Eylül 2012)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: