Emekli Albay Cemal Temizöz´ün de yargılandığı faili meçhuller davasında ifade veren tanık, Silopi ile Cizre arasındaki jandarmaya ait Botaş arama noktasında itirafçılar tarafından alınan ve daha sonra kafaları ezilmiş halde bulunan 4 kişinin ölümüyle ilgili bildiklerini anlattı.
31.08.2012 15:12 Şırnak´ın Cizre ilçesinde 1993-95 yıllara arasında işlenen 20 faili meçhul cinayetlerle ilgili davanın görülmesine Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi´nde devam edildi. Bugünkü duruşmanın sabahki oturumuna tutuklu sanıklar emekli Albay Cemal Temizöz, eski Cizre Belediye Başkanı Kamil Atağ, korucubaşı Kamil Atağ, itirafçı Abdülhakim Güven (Fırat Altın), Hıdır Altuğ ve Adem Yakin ile tutuksuz yargılanan Temer Atağ katıldı. Duruşmada 1994 yılında Cizre ile Silopi arasındaki jandarma arama noktasında durdurulan taksinin şoförü Ömer Candoruk ile arabada bulunan A.Aziz Gasyak, Süleyman Gasyak, Yahya Akman´ın sivil kişiler tarafından gözaltına alınması ve 3 gün sonra cesetlerinin bulunması ile ilgili olayın tanığı dinlendi. Tanık Agit Malgaz, köy minibüsüyle Cizre´ye gelirken arama noktasında bekletildikleri sırada komşusu olan Ömer Candoruk´un arabasının jandarmanın kullandığı iki binek araba tarafından durdurulduğuna şehit olduğunu söyledi. Agit, Candoruk ve arabada bulunan 3 kişinin indirilip diğer arabaya bindirildiğini, bir sivil kişinin de onun arabasını kullanarak Cizre´ye doğru hareket ettiğini belirtti.
ÖLDÜRÜLECEĞİNİ ANLADI EHLİYETİNİ ARABADAN ATTI
Bu sırada arama noktasındaki işlemlerinin bittiğini ve Cizre´ye doğru hareket ettiklerini anlatan Malgaz, üzerinde anteni bulunan 2 jandarma aracı ve biri de Candoruk´un arabası olmak üzere 3 aracın önlerinde seyir halinde olduğunu kaydetti. Üç araba bir köy yoluna girerken Ömer Candoruk´un ehliyetini arabadan attığını gördüğünü anlatan Malgaz, Bu sırada minibüs şoförüne rica ettim durduk ehliyeti aldık. Ehliyeti Cizre´ye gittiğimde taksi durağındaki abisine teslim ettim ve itirafçıların kardeşini kaçırdığını anlattım. Daha sonra eve döndüm. dedi. Cizre´deki evindeyken Yahya Akman´ın eşi Leyla Akman´ın kendisini aradığını belirten Malgaz, Ben ona da yaşananları anlattım. İtirafçıların alıp götürdüğünü söyledim. Aynı mahallede oturduğumuz için arabadaki dört kişiyi de tanıyordum. şeklinde konuştu.
İTİRAFÇILAR RAMBO´YA BENZİYORDU
Sanık ve mağdur avukatlarının sorularını da yanıtlayan tanık Malgaz, itirafçı Abdülhakim Güven ile Adem Yakin´in çelik yelek, kot pantolon ve poşu giydiklerini kaydetti. Malgaz, Sivil giyimli jandarma istihbarat ve itirafçılar Rambo´ya benziyorlardı. Suçları uzun, top sakal bırakmışlardı. Onlar meşhur kişiler olduğu için Cizre´deki hemen herkes tanıyordu. ifadelerini kullandı.
MÜDAFİ AVUKATLARI: MAHKEMENİN İYİ NİYETİNDEN ŞÜPHE DUYUYORUZ
Söz alan sanıklardan Abdülhakim Güven ile Cemal Temizöz, tanığın 2002 yılında Şırnak Ağır Ceza Mahkemesi´nde yapılan fotoğraf teşhisinde sanıkları tanımadığını belirttiğini hatırlattı. Mahkeme heyeti bunun üzerine tekrar fotoğraf teşhisi yaptı. Tanık, fotoğrafta kişinin Güven´e benzediğini ancak ´odur´ diyemeyeceğini kaydetti. Söz alan müdafi avukatlarından Tahir Elçi, Şırnak ve Diyarbakır´daki mahkemeler fotoğraf teşhisi yaparken nüfus cüzdanındaki eski ve silik fotoğrafı neden gösteriyorlar. O döneme ait büyük ve renkli fotoğrafla neden teşhis yapılmıyor? Biz mahkemenin iyi niyetinden şüphe duyuyoruz. dedi.
TERCÜME YÜZÜNDEN GERGİNLİK YAŞANDI
Türkçe bilmeyen tanık Malgaz´a mahkeme heyeti adliye personelinden birini tercüman olan görevlendirdi. Kürtçe bilen avukatlar tanığın anlattıklarının Türkçeye eksik aktarıldığını belirterek itiraz etti. Mahkeme heyeti itirazı reddetti. Tercümanın Kürtçe bazı kelimeleri anlamamasına tepki gösteren avukatlar, mahkeme heyetine tekrar itirazda bulundu. İtirazlarının kabul edilmemesine tepki gösteren avukatlar, İsterseniz biz tercüme edelim, göreceksiniz tanığın anlattıkları çok farklı. dedi. Mahkeme heyeti fotoğraf teşhisi konusunda hem tercümana hem da avukatlara Türkçe çeviri yaptırdı. Görevli tercümanın eksik çevirdiği tanığın, Fotoğraftaki kişiyi tanımıyorum demediği, Fotoğraftaki kişiyi tanıyorum ama Hakim olduğundan emin değilim sözlerini kullandığı olduğu ortaya çıktı.
Kısa süren gerginlikten sonra duruşmaya ara verildi. ( Cihan)
ANNE SANIKLARA BAĞIRDI: SUÇU NEYDİ KURŞUNA DİZDİN?
Öğleden sonraki duruşmasında tanıkların dinlenmesine devam edildi. 1994 yılında 4 kişiyle birlikte öldürülen 14 yaşındaki Yahya Akman´ın annesi Bedriye Akman, müdafi olarak söz aldı. Anne Akman, duruşma salonunda oturan ve oğlunu kurşuna dizmekle suçladığı sanıklardan Abdülhakim Güven ile Adem Yakin´e bağırdı. Akman, 5 kızım tek oğlum vardı. Henüz 14 yaşındaydı. Ne evlenmişti ne askerliğini yapmıştı. Yokluk içinde büyüttüm. Evin tek erkeğinin yolunu yıllarca gözledik. Suçu neydi kurşuna dizdin. diye bağırdı.Duruşmanın öğlenden sonraki bölümüne tutuklu sanıklar emekli Albay Cemal Temizöz, eski Cizre Belediye Başkanı Kamil Atağ, itirafçı Abdülhakim Güven (Fırat Altın), Hıdır Altuğ, Adem Yakin ile tutuksuz yargılanan Temer Atağ katıldı. Duruşmada 1994 yılında Cizre ile Silopi arasındaki jandarma arama noktasında durdurulan taksinin şoförü Ömer Candoruk ile arabada bulunan A.Aziz Gasyak, Süleyman Gasyak, Yahya Akman´ın sivil kişiler tarafından gözaltına alınması ve 3 gün sonra cesetlerinin bulunması ile ilgili olayın tanığı dinlendi. Duruşmada söz alan Yahya Akman´ın annesi Bedriye Akman, oğlunun katillerinin belli olduğunu ve bunların Cemal Temizöz, Adem Yakin, Hakim Güven, Selim, Cebbar ve Hoca olduğunu savundu.
Akman, Benim hayatta tek oğlum vardı, onu da benden aldınız. Ciğerimi parçaladınız. Ne suçu vardı. Sizi Allah´a havale ediyorum. dedi. Bu sırada ayağa kalkan sanıklardan Adem Yakin, Akman´ın kendisine beddua ettiğini belirterek, tepki gösterdi. Müdafi avukatlarının ayağa kalkmasıyla kısa süreli gerginlik yaşandı. Tanıklardan Emine Tadikli ise göçer olduğunu belirterek, 1994 yılında Ömer Candoruk, A.Aziz Gasyak, Süleyman Gasyak ve Yahya Akman´ın getirilip bir çukurda kurşuna dizildiklerini gördüğünü söyledi. Tadikli, 4 kişinin öldürüldükten sonra üzerine toprakla örtüldüğünü ve daha sonra gelenlerin bölgeden uzaklaştığını söyledi. Tadikli, o dönemde can güvenliklerinin olmadığını ve hemen köye döndüklerini kaydetti.
TANIK BOTAŞ KOMUTANI İLE TANIK KÖY KORUCUSU YÜZLEŞTİRİLDİ
Duruşmada 1994 yılında düzenlenen bir operasyon sırasında öldürüldüğü iddia edilen Mustafa Aydın olayının tanıkları yüzleştirildi. Duruşmada daha önce iki kez dinlenen Arafat Aydın, 1994 yılında Cudi Dağı´na büyük bir operasyon yapıldığını belirterek, buna gönüllü köy korucusu olarak kaldığını söylemişti. Aydın, Hisar taburuna götürüldük. Taburda oturan Bedran kod adlı Adem Yakin ve Tayfun kod adlı Hıdır Altuğ bizi çağırdı. Bizi 300 metre bir dereye götürdüler. Burada Bedran bize silah dayatarak el ve ayaklarımızı bağladı. Başımıza poşet geçirdi. Bizi soyarak çıplak halde diken içine yatırdı. Bu sırada taş vurdu. Tayfun beni yere yatırarak boynumuza bastı. Çok yalvardık hatamız nedir diye. Onlar bize ´biz Müslüman değiliz bize bu soruları sormayın´ dedi. Tayfur bana ´yalan söyle, teröre yardım ettim´ dememi istedi. Mustafa işkenceden sonra bayıldı. Karakolda midesinin üstüne büyük bir taş bırakıldı ve saatlerce öyle bekletildi. Daha sonra Mustafa´yı Bedran ve Tayfur dereye doğru götürdüler. Aynı günün akşamına doğru derede Mustafa öldürüldü. Mustafa´yı defin ettikten sonra Temizöz tabura gelerek bana ve oradakilere ´Mustafa kayadan düştü, Tayfur ve Bedran öldürmedi.´ şeklinde dememizi istedi ve yemin ettirdi. Korktuğumuz için hiçbir yere şikâyet etmedik. O dönemde karakol komutanı Hakan adında biriydi. Ben de yaralandım, Hakan yaramı pansuman etti ve üzüldü. şeklinde ifade vermişti. Aydın´ın bu ifadesi üzerine duruşmaya tanık olarak çağrılan dönemin karakol komutanı Hakan Kültür, böyle bir olayı hatırlamadığını söyledi. Kültür, karakola tank yerleştirildiği için üst komutan olarak görevlendirildiğini ancak adli işlemleri asıl karakol komutanı olan astsubay rütbesindekiler yaptığını savundu. Kültür´ün açıklamalarından söz alan tanık Aydın ise Hakan Kültür´ün o dönemde üsteğmen olduğunu, kafası ve bacağındaki yarayı bizzat kendisinin pansuman ettirdiğini, hatta öldürülen Mustafa Aydın´ın cenazesini de köye götürdüğünü söyledi. Hakan Kültür´ün ise çelişkili cevapları dikkat çekti. ( Cihan)
DAVA ERTELENDİ
Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi´nde tutuklu olarak yargılanan emekli Albay Cemal Temizöz, eski Cizre Belediye Başkanı Kamil Atağ, itirafçı Abdülhakim Güven (Fırat Altın), Hıdır Altuğ ve Adem Yakin´in tutukluluk halinin devamına karar verilerek, dava ileri bir tarihe ertelendi. ( Cihan)
TEMİZÖZ ÖLÜ KİMLİĞİ KOLEKSİYONU YAPMIŞ
02.09.2012 17:22 Diyarbakır´da görülen faili meçhuller davasında anne Bedriye Akman ve müdahil avukatı Mehmet Emin Aktar´dan şok ifadeler... Diyarbakır´da görülen faili meçhuller davasında anne Bedriye Akman, 14 yaşındaki oğlunu öldürenlere, ?Oğlumdan ne istediniz? diye sordu. Tek oğlu olduğunu belirten Akman, ?Öldürdükten sonra kulaklarını ve parmaklarını kestiler? diye feryat etti. Duruşmada 1994 yılında öldürülen Abdulaziz Gasyak,Ömer Candoruk, Süleyman Gasyak ve 14 yaşındaki Yahya Akman cinayetlerine ilişkin olarak tanıkların dinlenmesine devam edildi. Olayın yaşandığı yerde kenger bitkisi topladığını söyleyen Emine Tadik tanık olarak ifade verdi. Tercüman aracılığıyla Kürtçe ifade veren Tadik, şunları söyledi: ?Yanımızdan 3 otomobil geçti. Arabalar Botaş karakolu istikametinden geldi. Çukur bir yere duran araçlardan öldürülen 4 kişi ile birlikte 7-8 kişi daha indi. Sivillerdi. Ellerinde bulunan uzun namlulu silahlarla bu 4 kişiye ateş ettiler. Sırtı bize dönüktü, kim olduklarını göremedim. Olaydan sonra silahlı kişiler arabalarına atlayıp Cizre istikametine gitti. Başlarında puşi vardı. Çok korkmuştum. Maktulleri aynı aşiretten olduğumuz için tanıyorum. Korkudan bu olayı kimseye anlatmadım. Olayın ertesi günü yakınları onları aramaya gelmişti. Ben de o zaman olayı gördüğümü anlattımve onlarla birlikte olay yerine gittik.?
´BENİM CİĞERİMİ YAKTILAR´
Duruşmada daha sonra olayda öldürülen Yahya Akman´ın annesi Bedriye Akman söz alarak konuşmak istediğini söyledi. Tercüman aracılığıyla dinlenen anne Akman, evlerinin Cizre Jandarma Karakolu´nun hemen arkasında olduğunu belirterek, ?Benim çocuğum daha 14 yaşındaydı. O araca otostop çekerek binmişti. Oğlum günahsız yere katledildi. 5 kızım bir oğlum vardı. Yahya tek oğlumdu. Yüreğim yanıyor. Oğlumu öldürmeye hakları yoktu. Çocuğumun hiçbir suçu yoktu. Oğlumu öldürdükten sonra kulaklarını ve parmaklarını kestiler. Benim oğlum onlara ne yapmıştı? Benim ciğerimi yaktılar? dedi.
´OĞLUMU SEN ÖLDÜRDÜN´
Daha sonra sanıkların olduğu yere dönen Bedriye Akman, ?Benden, oğlumdan ne istediniz? Sen benim oğlumu öldürdün. Allah´tan korkmuyor musunuz? diyerek tepki gösterdi. Bunun üzerine yerinden kalkan Adem Yakın, ?Sus, beni rezil ettin. Beddua ederek hakaret ediyor bana. Sus dedim sana? diye bağırdı. Salonda yaşanan gerginlik sırasında avukat ve müşteki yakınlarına doğru yürümek isteyen Yakın görevli askerler tarafından engellenirken, anne Akman da sanık sandalyesine doğru yürüyerek sarf ettiği sözleri yüksek sesle tekrarladı. Bunun üzerine araya giren mahkeme başkanı Adem Yakın´a ?Seni dışarı atarım. Duruşmanın disiplini için sözünü kesiyorum? diye uyardı.
Sanıkların 3. yargı talebi reddedildi
Dava dosyasına giren evrakları okuyan mahkeme heyeti Cemal Temizöz ve Kamil Atağ´ın 3. yargı paketi kapsamında adli kontrol kararı ile bırakılmalarına ilişkin yapılan başvuruyu reddettiğini açıkladı.
TEK JİTEM DAVASI
Daha sonra söz alan müdahil avukatı Mehmet Emin Aktar, bu dosyanın JİTEM oluşumuyla ilgili tek dava olduğunu ifade ederek, ?Bunun dışında dava yok. Biz 1993´te Cizre´de yaşananları tartışıyoruz. Bu kişiler suç işlemiş. Cemal Temizöz bir koleksiyon yapmış. Ölenlerin kimliklerini saklamış. Ölenlerin hiçbirinde kimlik yok. Dosyada 2 gizli tanık deşifre oldu. Bu sanıkların organizasyon içinde oldukları ortaya çıktı. Yapılan baskılarla bunun hâlâ sürdüğünü gördük´ dedi.
Oy verirseniz kardeşinizi bırakırım
1994 yılında kaçırılan İhsan Aslan´ın kardeşi Yusuf Aslan da duruşmada tanık olarak dinlendi. Kardeşinin Kamil Atağ´ın oğlu Kukel tarafından kaçırıldığını öğrendiğini belirten Yusuf Aslan, ?Cizre´nin ileri gelenlerinden biriyle Kamil Atağ´ın evine gittik. Kardeşimi bırakmasını söyledim. Kardeşimin onlarda olmadığını söyledi. Evden çıktıktan sonra bir adam bana kardeşimin Kamil Atağ´ın oğlu Kukel´in evinde olduğunu söyledi. Kukel´in evine gittim. Ama kardeşimin orada olmadığını söylediler. Korucu ve silahlı adamlar vardı. Korkup geri geldim. Kuzenim savcıya dilekçe verdi ama kabul edilmedi. İşyerimi kapattım ve iflas ettim. Nerede bir cenaze bulunsa birini gönderip baktırıyordum. Kamil Atağ´a birçok tanıdık gönderdik. Ama bir sonuç alamadık. Kamil Atağ, belediye başkanlığına aday olduğunda ona oy verirsek kardeşimi bırakacağını söyledi. Atağ, belediye başkanı oldu. Hatta ben ona bir koç götürdüm. Benim silahım yoktu. Kamil´in 300 korucusu bir tabur kadar cephaneliği vardı. Ben esnaftım, o kadar malım vardı. Şimdi İstanbul´da hamallık yapıyorum´ dedi. ( Bugün)
İDDİANAMEDEN
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 104 sayfalık iddianamede, sanıkların TCK´nın ´Adam öldürmek´, ´Cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak´ ve ´Adam öldürmeye azmettirmek´ suçlarından cezalandırılmaları isteniyor. Sanıklardan Cemal Temizöz´ün dokuz, Kamil Atağ´ın yedi, Tamer Atağ´ın iki, Adem Yakin´in yedi, Hıdır Altuğ´un üç, Fırat Altın´ın altı, Kukel Atağ´ın ise bir kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor. Sanık Temizöz´ün 1993´te Cizre´de ´Terörle mücadele ediliyor´ görüntüsü altında ´Korucu, itirafçı ve uzman çavuşlardan bir grup oluşturduğu, grubun süreç içerisinde asli görevinden ayrılarak, terör örgütü PKK´ya yardım ettiğinin değerlendirildiği ya da özel sebeplerden dolayı gözaltına aldıkları kişileri sorguladığı´ ileri sürülen iddianamede, grubun sorgulanan bu kişilerden bir kısmını öldürdüğü iddia ediliyor.
(31 Ağustos 2012), son güncel.: (02 Eylül 2012)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Temizöz´le ilgili tüm manşetlerimiz
Temizöz iddianamesinde arama yap