1993´te 33 köylünün katledildiği Erzincan Başbağlar Katliamı´na ilişkin açılan davanın hakimlerinden Şakir Kadıoğlu, yıllar süren suskunluğunu Yeni Şafak için bozdu. ´Katliamdan dolayı tutuklananların olayla hiçbir ilgisi yoktu´ diyen Kadıoğlu, Başbağlar davasının Türkiye hukuk tarihinin yüzkarası olduğunu söyledi.
09.08.2012 09:56 Türkiye´de karanlık eller tarafından Alevi-Sünni çatışması çıkarmak için tertiplenen ve 33 kişinin hunharca öldürüldüğü Başbağlar Katliamı sonrası açılan davaya bakan hakim, Yeni Şafak´a konuştu. 2 Temmuz 1993´teki Sivas Katliamı´ndan yalnızca birkaç gün sonra, 5 Temmuz 1993´te meydana gelen Başbağlar Katliamı ile ilgili yıllar süren suskunluğunu bozan emekli hakim Şakir Kadıoğlu, O davada hiçbir sanık suçlu değildi. Olay yeri incelemelerini savcı değil, oradaki görevli bir asker yaptı. O kimin adını yazdıysa, mahkeme karşısına da o çıkarıldı. Başbağlar Türkiye´nin hukuk tarihinde bir yüz karasıdır. Yazıktır, günahtır dedi.
BALİSTİK RAPORLAR HİÇ GELMEDİ
Başbağlar Katliamı davasının 3 kişilik mahkeme heyeti üyelerinden Şakir Kadıoğlu, olayda kaç silah kullanıldığının bile belli olmadığını dile getirdi. Bulunan boş kovanların kaç silahtan çıktığı, o kovanların hangi silahlardan çıktığı bile belli değil. Bu kovanların balistik incelemesi bile mahkemeye hiç gelmemiş. Yani 500 küsur kovan bir silahtan da atılmış olabilir, üç silahtan da atılmış olabilir diyen Kadıoğlu, evleri kimlerin yaktığının tespit edilemediğini, dosyada şahit de olmadığını aktardı. Katliamla ilgili duruşmaya alakasız sanıkların getirildiğini dile getiren Kadıoğlu, Peki, kimler geldi mahkemeye? Aleviler! Tunceli´de ´tırpancı´ olarak tabir edilen bölgenin Alevilerinden yakaladıkları bazı kişileri çıkardılar. Getirilenlerin hepsi ´Bu işi biz yapmadık´ diyorlardı şeklinde konuştu.
SAVCILIK SORUŞTURMA BİLE AÇMAMIŞ
İşlenen suç ´Ağır Cezalık cürüm´ olduğu için, soruşturmayı o zamanki adıyla DGM Savcılığı´nın ya da Ağır Ceza Mahkemesi savcılarının yapmasının gerektiğini belirten Kadıoğlu, Başbağlar´la ilgili süreçte bunun yapılmadığını belirtti. Kadıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: Savcılık soruşturma bile yapmadı. Bu soruşturmada neden Ağır Ceza Savcısı görevlendirilmedi? Bu işte direkt savcının bizzat keşfe gidip soruşturma yapması gerekirdi. Erzincan´ın Kemaliye ilçesinde görev yapan bir Astsubay Uzman Çavuş, Başbağlar´da kendi aklınca soruşturma yapmış. Kimden şüphelenilmişse onların adlarını yazıp ifadelerini yazmış. O dosya da savcıya gönderilmiş. Savcı da ona göre fezlekeyi hazırlamış ve Erzincan Ağır Ceza Mahkemesi´ne sunmuş. Erzincan Ağır Ceza Mahkemesi de Adalet Bakanlığı´na demiş ki, ´Can güvenliği açısından bu dosyanın görülmesinde sakınca var.´ Böyleyken dosya Erzincan´dan İzmir´e gidiyor. Ankara, Erzurum gibi yakın yerlere göndermiyor, İzmir´e gönderiyor. Dosya böyle geliyor.
AVUKATLAR HAPSE GÖNDERMEYE UĞRAŞTI!
Dava İzmir´de görülürken kendisinin Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) üyesi olduğunu hatırlatan Kadıoğlu, şunları söyledi: Davada yargılanan hiç kimse suçunu kabul etmedi. Başbağlar Köyü´nün avukatları da ´bizim elimizde şu şahitler var´ demek yerine, ´bu deliller var´ demek yerine, aslında gerçekten suçu olmayan kişilerin tutukluluklarının devamına diye karar çıkartmak için uğraşıp durdular. Yani davanın kendisi kadar, avukatların savunmalarındaki strateji de kusurlarla doluydu. Ben mahkeme heyetindeyken bile içimden bunlara şöyle kızardım. Kardeşim tutukluluğun devamı da, 33 tane can gitmiş, tutukluluğun devamına demeyle olmuyor ki bu işler. Olayı ortaya koy. Şahitleri bul. Tanık getir. İsim söyle... Ama yok! Bu davada deliller bile ortaya konulamadı.
İntikam provokasyonu
1993 senesi, Türkiye´nin en karanlık dönemlerinden biri olarak tarihe geçti. 2 Temmuz´da Sivas´ta Madımak Oteli´nin yakılması sonucu 33´ü Pir Sultan Abdal Şenlikleri´ne gelen isimlerden olmak üzere 37 kişi hayatını kaybetti. Bu olaydan sadece 2 gün sonra Erzincan´ın Başbağlar Köyü´nde beliren kanlı katiller kadın, çocuk, yaşlı demeden 29 kişiyi kurşuna dizerek katletti. 1´i kadın 4 kişi de yakılmakta olan evlerinde saklandıkları sırada, alevlerin altında kalarak can verdi. Sivas´ta Alevilerin hedef alındığını ileri sürenler, Başbağlar´da da Sünni katliamına imza atıyordu. Katliamı yapan PKK´lı grubun köye bıraktığı nottaki Sivas´ın intikamı alındı ifadesi provokasyon için her şeyi açıklıyordu.
´Neden şimdi konuşuyorsun´
Dava avukatı Kadir Kartal, mahkeme heyetinden emekli hakim Şakir Kadıoğlu´nun bu açıklamalarına tepki gösterdi. Kendilerinin dava sürecinde büyük mücadeleler verdiğini belirten Kartal, Madem bu kadar kusurlu bir süreçti, kendisi neden şimdi konuşuyor. Onca kişinin tahliyesinde dahli varsa ben hakkımı helal etmem dedi.
Olayla ilgileri yok
Başbağlar Katliamı ile ilgili davanın görüldüğü mahkemenin üyesi Şakir Kadıoğlu, dava dosyasını okuduktan sonra, duruşma için DGM´ye getirilenlerin olayla hiçbir bağlantısı olmadığına kanaat getirdiğini belirtti. Kadıoğlu, Olayları başkaları yapmış, bize başkaları getirilmişti. Onlarla ilgili tahliye talebinde bulundum. Ama mahkeme heyeti bunu kabul etmedi. Bu işte asıl faillere ulaşmak yerine süreç böyle devam etti. Olan da bana oldu ve adım ´Kızılbaş´a çıktı. ´Bu hakim Kızılbaş olduğundan karar değiştirdi´ dediler. Erzurumluyum. Ben dosyanın gereğini yaptım. O davada asıl zanlılara ulaşamayanlar bu davanın gereğini yapmayanlardır. Bu üç dört kişiye örgüt üyeliği ve örgüte yardım yataklıktan ceza verildi. Dosya kapatıldı şeklinde konuştu.
SAHİPSİZ KALDILAR
Başbağlar´ın sahipsiz kaldığına dikkat çeken emekli hakim Şakir Kadıoğlu, kimsenin Başbağlar´da gerçeğin ortaya çıkarılması için çaba sarfetmediğini belirtti. Başbağlar sahipsiz kaldı. İzmir´deki duruşmalar sessiz sakin, eylemsiz yapıldı. Davalar sessizce görüldü. Kimse sormadı, ´Arkadaş bu davanın soruşturmasını nasıl bir Başçavuş yapar´ diye... Kimse adliyenin önünde pankart açmadı, slogan atmadı, bağırıp çağırmadı. Sonuç da bu oldu. Bakın diğer davalara kadın kız, çoluk çocuk o kampüs önünde nöbet tutuyor.
Katliamın Erzincan´ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar Köyü´nde 5 Temmuz 1993 tarihinde olduğunu hatırlatan Kadıoğlu, Bu katliamla ilgili anlatılanların çoğu tevatüre dayanır. Yine bu davayla ilgili konuşanların çoğu da dava dosyasında ne yazdığını bile bilmez. Bazıları çıkıp Başbağlar´da ne yaşadığını anlatır. Önce topladılar, sonra kurşuna dizdiler diye... Bu açıklamalar davayı bağlamaz. Çünkü dava dosyasına göre olayın hiçbir görgü tanığı yok. Yani mahkemeye intikal eden dosyada, hiçbir görgü tanığının ´Şu işi şu yaptı. Bu adamı şu öldürdü´ gibi bir ifade bulunmuyor. Kabataslak ifadeler var diye konuştu.
Seneye zaman aşımında
5 Temmuz 1993´teki Başbağlar Katliamı´na ilişkin açılan dava 20 yıl sonra, yani 5 Temmuz 2013´te zaman aşımına uğrayacak. Konunun gerçek bağlantılarıyla birlikte ortaya çıkarılamadığını söyleyen Başbağlar davası avukatlarından Kadir Kartal, Eğer olayı gerçekleştirenlerden biri bulunamazsa, o bağlantı ifşa edilemezse, bu dava önümüzdeki yıl tamamen kapanmış olacak uyarısında bulundu. ( Yenişafak)
BAŞBAĞLAR HAKİMİ: YÜZLEŞME YAPMADAN BU DAVA NASIL KAPATILDI?
29.12.2012 14:13 Başbağlar köyünde 1993 yılında 33 vatandaşın hunharca katledildiği olayın faillerini yargılayan eski İzmir DGM hâkimlerinden Feyzi Oylupınar, yeterli soruşturmanın yapılmadığını belirtiyor. Dosya eksiklik olduğunu vurgulayan emekli hâkim, ?Sanıklarla tanıkların yüzleştirilmesi yapılmadan verilen kararı Yargıtay nasıl onaylar?? diye soruyor. Oylupınar´a göre yargılama yenilenmeli.
Erzincan´ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyünde 33 vatandaşın katledilmesinin üzerinden 20 yıla yakın bir zaman geçti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 5 Temmuz 1993´teki olayın araştırılması için Devlet Denetleme Kurulu´nu görevlendirirken davanın ilk hâkimlerinden Feyzi Oylupınar, Zaman´a çarpıcı açıklamalar yaptı. 1997´ye kadar İzmir DGM´de asil üye hâkim sıfatıyla duruşmalara katılan Oylupınar, yeterli soruşturmanın yapılmadığını, dava dosyası önlerine geldiğinde birçok eksikliğin olduğunu söylüyor. ?Sanıklarla tanıkların yüzleştirilmesine karar verdim. Daha sonra görev sürem dolduğu için başka mahkemeye gönderildim. Yüzleştirme yapılmadan karar verildiyse, Yargıtay bunu nasıl onayladı?? diye soruyor. Bu durumu hukuk açısından skandal olarak gören emekli hakim, yargılamanın yenilenmesi gerektiğini vurguluyor. Güvenlik gerekçesiyle Erzurum´dan İzmir DGM´ye nakledilen davada, 15´i idam talebiyle olmak üzere 20 kişi yargılanmış, 18´i beraat ederken 2´si örgüt üyeliğinden ceza almıştı. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 24 Ekim 1998´de İzmir DGM´nin vermiş olduğu kararı 5 ay gibi kısa bir sürede onaylayarak dosyayı kapattı. 9. Ceza Dairesi Sivas davasına da bakmış, Ankara 1 No´lu Devlet Güvenlik Mahkemesi´nin Aziz Nesin´in tahrikini gerekçe göstererek cezalarda indirim yapma kararını bozmuştu. Başbağlar davasının müdahil avukatlarından Cüneyt Toraman, yüzleştirmeyi kendilerinin de talep ettiğini fakat bu talebin dikkate alınmaması sebebiyle dosyadan istifa ettiklerini dile getiriyor.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 5 Temmuz 1993 yılında 33 vatandaşın katledildiği Başbağlar olayının tüm yönleriyle araştırılması için Devlet Denetleme Kurulu´nu görevlendirmişti. Alevi-Sünni çatışması çıkartılmak istenen olayda 28 vatandaş köy meydanında kurşuna dizilmiş, 5 kişi de yakılarak öldürülmüştü. Katliama ilişkin yargılama ilk olarak Erzurum Devlet Güvenlik Mahkemesi´nde (DGM) yapıldı. Güvenlik gerekçeleriyle dava Erzurum´dan İzmir DGM´ye nakledildi. 1998´de 15 kişinin idamla yargılandığı davada 20 sanıktan 18´i beraat ederken 2´si örgüt üyeliğinden ceza aldı.
1997´ye kadar İzmir DGM´de asil üye hâkim sıfatıyla duruşmalara katılan Feyzi Oylupınar, dosyanın kendilerine geldiğinde eksikliklerle dolu olduğunu belirtiyor. Soruşturma ve yargılama sürecinde tanıklarla sanıkların yüzleştirilmediğini ifade eden Oylupınar, ?Olayla ilgili delil yetersizliği söz konusuydu. Tanıkların ifadelerine bakıldığında katliamı işleyen kişilerin yüzlerini tespit edebilecekleri anlaşılıyordu. Bu nedenle mahkeme başkanlığına vekâlet ettiğim duruşmada tutuklu bulunan sanıkların tanıklarla yüzleştirilmesine karar verdim. Ardından görev sürem dolduğu için başka bir adliyeye görevlendirildim.? diyor.
Katliamdan yaralı kurtulan tanıkların ifadeleri doğrultusunda 20 kişinin tutuklandığını hatırlatan emekli hâkim, ancak bu soruşturmanın eksik olduğunu, dosyaya bakan Erzincan DGM savcısının da bu eksikliği görmediğini kaydediyor. Bu durumu hukuk açısından skandal olarak gören Oylupınar, ?Delil yoksa tanıklarla sanıklar yüzleştirilir. Bu soruşturmanın seyri için en önemli uygulamadır. Sanıklar soruşturma ve yargılama sürecinde ifade değiştirebilir.? tespitinde bulunuyor. Başbağlar davasının İzmir´e gönderilmesini de eleştiren emekli hakim, yargılamanın daha sağlıklı yapılması için davanın suç mahalline yakın bir yerde görülmesinin önemini dile getiriyor. Oylupınar, yargılamadaki sorunu şöyle özetliyor: ?Mahkeme heyeti sadece Başbağlar´a değil diğer dosyalara da ilgisizdi. Toplumu ilgilendiren böyle bir olayda dosyayı okuma gereği bile duymadılar.?
MÜDAHİL AVUKATLAR DA TEPKİLİ
Başbağlar davasının müdahil avukatlarından Cüneyt Toraman, İzmir DGM´de mahkeme heyetinden tanıklarla sanıkların yüzleştirilmesini talep ettiklerini söylüyor. Emekli Hâkim Feyzi Oylupınar´ın başkanlığını yaptığı duruşmada yüzleştirilme kararı verdiğini ifade ederken, mahkeme heyeti değiştikten sonra bu kararın yok sayıldığını vurguluyor. Israrla yüzleştirmelerin yapılmaması üzerine dosyadan istifa ettiklerini belirten Toraman, Başbağlar davasında bir hukuk cinayetinin işlendiğini aktarıyor. Bir diğer müdahil avukat Hüsnü Tuna ise Başbağlar dosyasının kapatılmak üzere Yargıtay tarafından İzmir DGM´ye gönderildiğini düşünüyor. (Mustafa Gürlek / Zaman)
(09 Ağustos 2012), son güncel.: (29 Aralık 2012)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Başbağlar katliamıyla ilgili manşetlerimiz
Başbağlar katliamcılarını Erzincan DGM serbest bıraktı
Tanık, Başbağlar katillerini açıkladı
Sivas dosyası yeniden açılsın
TİKKO üyesi Ulaş Özel´in şok itiraflarında Madımak ve Başbağlar
Sivas-Başbağlar: Amaç mezhep çatışması
Ergenekon-PKK bağlantısıyla ilgili manşetlerimiz
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde ara