Malatya Zirve Yayınevi´ndeki cinayetlerle ilgili hazırlanan ek iddianame, olayın Ergenekon Terör Örgütü´nün işi olduğunu, Rahip Santoro ve Hrant Dink´in de aynı örgüt tarafından öldürüldüğünü ortaya koydu.
25.07.2012 10:03 Malatya´da 1´i Alman uyruklu 3 kişinin katledildiği Zirve Yayınevi´ndeki cinayetlerle ilgili hazırlanan ek iddianame, olayın Ergenekon Terör Örgütü´nün Malatya´daki hücre yapılanması tarafından planlandığını ortaya koydu. Mahkemenin kabul ettiği iddianamede, Ergenekon´un, TUSHAD ve İlker Çınar aracılığıyla yürüttüğü saha çalışmaları sonucu cinayetleri hayata geçirdiği anlatılıyor. Basın-yayın yolu kullanılarak eylemler için ortam oluşturulduğu, 5 Şubat 2006´da Trabzon´da Rahip Santoro´nun, 19 Ocak 2007´de de Ermeni asıllı gazeteci Hrant Dink´in öldürüldüğünün anlaşıldığı belirtiliyor.
Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen 761 sayfalık 19 sanıklı ek iddianamede, Zirve Yayınevi cinayeti, Rahip Santoro ve Dink suikastları arasındaki bağlantılara dikkat çekildi. İddianamede, Ergenekon terör örgütünün TUSHAD ve İlker Çınar aracılığıyla yürüttüğü saha çalışmaları sonucu azınlıklara yönelik gerçekleştirilmesi planlanan eylemlere zemin hazırlamak için basın-yayın yolunu kullandığı, akademisyenlere bilimsel nitelikli çalışmalar yaptırdığı belirtildi.
Bu çalışmalar sonucu oluşturulan ortamdan faydalanılarak eylemlerin hayata geçirildiği anlatılan iddianamede, bu kapsamda 5 Şubat 2006´da Trabzon´da Rahip Santoro´nun, 19 Ocak 2007´de gazeteci Hrant Dink´in öldürüldüğünün anlaşıldığı ifade edildi. Zirve Yayınevi´nde öldürülen kişilerin ilk olarak 1 Ekim 2005´te bir sempozyumda zikredildiği anlatılan iddianamede, 2006 yılı Ocak ayında Albay Mehmet Ülger´in Malatya jandarma Komutanlığı görevine atandığı dile getirildi. Ülger´in şehre atandıktan sonra, daha önce hiç gündemde olmayan misyonerlik konusu İl Emniyet Komisyonu toplantılarına taşıdığı anlatıldı.
Ocak 2007´de misyonerlik konusunda ilk çalıştayın gerçekleştirildiği aktarılan iddianamede, yayınevindeki kişiler tanıtılarak eylem planı kapsamında görev dağılımı yapıldığına değinildi. Eski papaz olan İlker Çınar´a provokasyon amaçlı raporlara katkı sunma, İnönü Üniversitesi´nde araştırma görevlisi olan Ruhi Abat´a akademik sonlandırma, İstihbarat Şube Müdürü Haydar Yeşil´e koordinasyon, astsubay Murat Göktürk´e ise istihbarat toplama, bağlantı kurma görevlerinin verildiği anlatıldı.
Olayın azmettiricileri arasında olduğu iddia edilen Varol Bülent Aral´ın Emre Günaydın´ı eyleme ikna ve motive ettikten sonra, cinayetlerle bağlantısını gizlemek amacıyla Adıyaman´da Kalaşnikof tüfek yakalatarak cezaevine girdiği iddia edildi. Aral´ın görevi Zirve Yayınevi´ne haber elemanı olarak yerleştirilen diğer azmettirici Hüseyin Yelki´ye devrettiği iddia edildi. Yelki´nin Günaydın´ı ikna ve motive ettiği belirtildi.
İddianamede, Şüpheli Emre Günaydın´ın 3 Ocak´tan olayın bir gün öncesi olan 17 Nisan´a kadar 29 kez Telekom bayilerinden arandığı, aramaların cinayet tarihine yakın dönemde sıklaştığı tespit edildi. Aramaları yapan kişinin, telefonu aynı saatlerde söz konusu bayi yanında sinyal veren Astsubay Murat Göktürk olduğu, Göktürk´ün görüşmeler sonrası Fırat mahallesinde bulunan eski Jandarma Alay binasına giderek Mehmet Ülger ve Haydar Yeşil´e bilgi verdiği anlaşılmıştır. ifadeleri kullanıldı.
Olayın asli faili olan Emre Günaydın ve arkadaşlarının cinayet tarihinden 1 gün önce gerekli malzemeleri hazırladığı, araç kiraladıkları, yayınevi önünde keşif yaptıklarının telefon sinyalleriyle de doğrulandığı vurgulandı. Cinayet günü 10.30 sularında yayınevine gittikleri iddia edilen sanıklardan plan çerçevesinde ilk önce Emre Günaydın ile Abuzer Yıldırım´ın içeri girdiği, bir süre maktuller ile sohbet ettikleri dile getirildi. Bir süre sonra azmettirici olarak yargılanan Hüseyin Yelki ile görüştüğü, ardından lavaboya giden Emre Günaydın´ın aşağıda bekleyen arkadaşlarını ´Yukarısı müsait´ mesajıyla çağırdığına yer verildi. Ardından Salih Gürler, Hamit Çeker ve Cuma Özdemir´in içeri alındığı, saat 12.00´da cinayetlerin işlenmeye başlandığı anlatıldı. 12.15 sularında tanıklar Gökhan ve eşi Özge Talas´ın kapıyı çaldıkları, açılmayınca yedek anahtarla açmaya çalıştıkları, kapının yine açılmaması üzerine polise ihbarda bulunulduğu ifade edildi. Polisin olay yerine gelmesiyle birlikte Abuzer Yıldırım´ın balkondan alt kattaki daireye atladığı, Emre Günaydın´ın ise aynı şekilde atlamaya çalışırken yere düşerek yaralandığı kaydedildi. Olay sonrası İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi´ne kaldırılan Emre Günaydın´ın Mehmet Ülger ve ekibi tarafından kontrol altında tutulduğu, hastane kamera kayıtlarını silindiğine yer verildi. ( Zaman)
ZİRVE KATLİAMI NEDİR?
Malatya´da, 18 Nisan 2007´de, Zirve Yayınevi´nde çalışan Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske ile Necati Aydın ve Uğur Yüksel bıçaklanarak öldürüldü, zanlılardan Salih Gürler(20), Cuma Özdemir (20), Hamit Çeker (19) ve Abuzer Yıldırım (19) olay yerinde yakalandı. Üçüncü katın penceresinden kaçmaya çalışırken düşerek yaralanan Emre Günaydın, İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezinde tedavi edildikten sonra tutuklandı. Günaydın´ın olaydan yaklaşık 2 yıl sonra cezaevinde cumhuriyet savcısına verdiği ifade doğrultusunda, olayı azmettirdiği gerekçesiyle Varol Bülent Aral ve Zirve Yayınevi çalışanı olduğu belirtilen Hüseyin Yelki de tutuklandı. Yelki, 22 Mayıs 2009, Aral ise 20 Ağustos 2009´daki duruşmalarda tahliye edildi, ancak duruşmada tanık olarak dinlenilen Erhan Özen´in ifadelerini dikkate alan mahkeme, Aral´ın yeniden tutuklanmasına karar verdi.
-Ergenekon savcısı Öz ikinci soruşturmayı başlattı-
Öte yandan, Ergenekon savcısı Zekeriya Öz, katliamın Ergenekon´la bağlantısına dair ulaştığı deliller üzerine ikinci bir soruşturma başlattı. Soruşturma dosyası, Öz´ün İstanbul Cumhuriyet Başsavcı vekili olmasının ardından soruşturmaya atanan savcı Cihan Kansız tarafından görevsizlik kararı verilerek Malatya´ya gönderildi. Eski Malatya Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Mehmet Ülger, İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Araştırma Görevlisi Ruhi Abat´ın da aralarında bulunduğu 7 kişinin tutuklandığı bu ikinci soruşturma kapsamında hazırlanan iddianame kabul edilerek ikinci bir dava açıldı. İkinci davanın en önemli yönü, katliamın Ergenekon örgütü tarafından ´Kafes Eylem Planı´ doğrultusunda işlendiği iddiasını, yani katliamda Ergenekon Terör Örgütü bağlantısını yargılayacak olması. 9 Temmuz 2012 tarihinde iki dava birleştirildi. Hurşit Tolon´un da aralarında bulunduğu 19 sanık, 3 Eylül 2012´de hakim karşısına çıkacak.
-Yargılanacak 19 sanık-
Emekli Orgeneral Tolon´un, Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği görevini yürüttüğü 1993 yılında, Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde Türkiye Ulusal Stratejiler ve Harekat Dairesi (TUSHAD) isimli gizli bir yapılanmayı, Ergenekon terör örgütünün talimatları doğrultusunda, bu örgüte bağlı kurarak faaliyete geçirdiğinin belirlendiği ileri sürülen iddianamede şu 19 isim sanık olarak yer alıyor: Emekli Orgeneral Hurşit Tolon, eski Malatya Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Mehmet Ülger, Binbaşı Haydar Yeşil, astsubay Abdullah Atılgan, uzman çavuşlar Murat Göktürk, Mehmet Çolak, Adem Gedik ve Adil Akçay, İnönü Üniversitesi öğretim görevlisi Ruhi Abat, Levent Ercan Gelegen, Aykut Saka, İlker Çınar, olaya ilişkin devam eden mevcut davada da sanık olarak bulunan Emre Günaydın, Abuzer Yıldırım, Salih Gürler, Cuma Özdemir, Hamit Çeker, Varol Bülent Aral ve Hüseyin Yelki.
(25 Temmuz 2012, 10:03)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Zirve davaları birleştirildi
İşte 761 sayfalık Zirve ek iddianamesi
Zirve ek iddianamesi kabul edildi
Malatya Zirve Katliamı ve Ergenekon bağlantısı manşetlerimiz
Ergenekon ve Balyoz, Malatya´da ´zirve´ yapmış
Zirve´yi başlatan papazdan şok itiraflar
Tanık: Malatya ve Dink ´Kafes´ işi
Zirve Yayınevi Katliamı ile Kafes davaları birleşebilir
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap