Ergenekon davasında tanık olarak dinlenen Doktor Mustafa Bolkan, Bülent Ecevit´in rahatsızlığını tam olarak bilmedikleri için acil müdahale gerektiği durumlarda nasıl bir ilaç verilmesini sormak için gittikleri Başkent Üniversitesi Hastanesi´nde, Doktor Rengin Erdal´ın kendilerine, ´Hasta sizin, bizi ilgilendirmez´ dediğini belirtti. Bolkan, ´Bu ifadeyi duyunca şok oldum. Yanlış tedavi yapılarak Ecevit´in ölmesinin amaçlandığını düşünüyorum. Bu durumdan Mehmet Haberal´ın da haberi olduğuna inanıyorum´ dedi. Daha önce gündeme gelen ve Ecevit´e iş göremez raporu verilerek başbakanlıktan düşürülmesinin amaçlandığına dair iddiaları güçlendiren bu yeni ifade üzerine Haberal da duruşmaya katıldı ve sorular yöneltti.
09.07.2012 13:05 İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen 68´i tutuklu 273 sanıklı davanın Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi´nin içinde bulunan büyük salonda yapılan 201. duruşmasında, Mustafa Balbay, Veli Küçük ve Tuncay Özkan´ın da aralarında bulunduğu 44 tutuklu sanık hazır bulundu. Eski Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ, Mehmet Haberal, Hurşit Tolon ve Levent Ersöz´ün de aralarında bulunduğu 24 tutuklu sanık ise duruşmaya katılmadı.
TANIK MUSTAFA BOLKAN´IN İFADESİ
Duruşmada merhum Başbakan Bülent Ecevit´in sağlık durumu ile ilgili oluşturulan acil müdahale ekibinden Doktor Mustafa Bolkan´ın ifadesine başvuruldu. Bülent Ecevit´in başbakan olduğu dönemde Ankara İl Sağlık Müdür Yardımcısı görevinde olduğunu belirten Bolkan, İl Sağlık Müdürü Taner Gökçimen, beni odasına çağırdı ve Ankara Valisi Yahya Gür tarafından talimat verildiğini belirterek, Ecevit´in acil bir sağlık problemi olması ihtimaline karşı acil müdahale için bir ekip oluşturulmasını istedi. 4 hemşire ve 4 şoförden oluşan bir ekip oluşturduk. Teamüllerde, böyle bir durumda yazılı bir emir uygulaması bulunmamasına, sözlü talimat verilmesine rağmen biz bu durumu yazıya döktük. İki nüsha halinde hazırladık. Görevlendirilen kişilere bu emri imzalattık. Bir nüshasını Recai Birgün´ün yanında bulunan bir korumaya verdim. Poliste ve bizde olmayan 65.11 gibi bir telsiz kodu da belirledik ki acil durumlarda anons edildiğinde ulaşılabilsin . Bu acil durumlarda 10 ya da 11 kavşağın tutulması durumları da vardı. diye konuştu.
Kendisinin de acil müdahale uzmanlığı olduğunu belirten Bolkan, 3 gün nöbet tuttuktan sonra acil bir durum söz konusu olursa nasıl müdahale ederiz diye düşündüm. Neticede Başbakan da olsa 70 yaşında 55-60 kilo ağırlığında bir adam. Yanlış bir sıvı verme durumunda komaya girmesine de neden olabiliriz, diye endişe duydum. Bu nedenle Başkent Üniversitesi´ne giderek Başhekim Rengin Erdal´a gidip acil durumda nasıl bir sıvı kullanmamız gerektiğini sordum. O da bunu bana söyleyemeyeceğini ifade etti. Beni tanımadığı için söylemediğini düşünerek isterse valilikten resmi yazı getirebileceğimi söyledim. Ancak iki elini yana açarak ´Hasta sizin, bizi ilgilendirmez.´ cevabını verdi. Şok olmuştum. Bu etik olarak da uygun bir davranış tarzı değildi. Durumu İl Sağlık Müdürü´ne aktardım. Önce Vali´ye durumu anlattılar. Ardından da Sağlık Bakanı Osman Durmuş´a durumu ilettiler. Bu aşamada bizim bir şey yapmamamızı söylemişler. Biz de ekibi lağvettik. Güvenlik nedeniyle de yazılı ekip oluşturma emrini ben kendi ellerimle imha ettim. ifadesini kullandı. Başkan Çalmuk´un soruları üzerine Bolkan, Şimdiki aklım olsaydı bu imha ettiğim yazılı görevlendirme emrini yok etmezdim ve devlet arşivlerine gönderirdim. dedi.
-Avukat Ülgen´den zorbalık ve taşkınlık: Söz verilmez alınır!-
Dursun Çiçek´in de aralarında bulunduğu bazı tutuklu sanıkların avukatlığını yürüten Celal Ülgen, Bolkan´ın savunması öncesi konuşmak için söz istedi. Ancak Başkan Çalmuk, söz vermeyeceğini, tanık dinleyeceklerini söyledi. Ülgen´in, önünde bulunan masaya da vurarak söz verilmez, alınır. Söz vermek zorundasınız. diye tepki göstermesi üzerine Çalmuk, Duruşmanın inzibatını sağlayan benim. Gerekirse sizi dışarı çıkarırım avukat bey. ifadesini kullanması üzerine avukat Ülgen, Hangi kanuna göre beni dışarı çıkarırsınız? O kanun kalktı artık. Beni dışarı çıkaramazsınız. diye bağırdı.
Ülgen´in masaya vurmaya devam etmesi ve sesini yükselterek konuşması üzerine Başkan Çalmuk, Ceza Muhakemesi Kanunu´nun 203. maddesini okuyorum. Duruşmanın düzeni, mahkeme başkanı veya hâkim tarafından sağlanır. Avukat diye bir tabir kullanılmıyor ama b bendinde de ´Mahkeme başkanı veya hâkim, duruşmanın düzenini bozan kişinin, savunma hakkının kullanılmasını engellememek koşuluyla salondan çıkarılmasını emreder.´ ifadesi var. Aynı maddenin c bendinden ise ´Kişi dışarı çıkarılması sırasında direnç gösterir veya karışıklıklara neden olursa yakalanır ve hâkim veya mahkeme tarafından, avukatlar hariç, verilecek bir kararla derhal dört güne kadar disiplin hapsine konulabilir. Ancak çocuklar hakkında disiplin hapsi uygulanmaz.´ deniliyor. açıklamasını yaptı. Bunun üzerine Ülgen yine bağırarak Ben kişi değilim, avukatım. Beni dışarı çıkaramazsınız. Beni ancak kolluk kuvveti ile zor kullanarak atabilirsiniz. dedi. Çalmuk ise jandarma görevlilerinden Ülgen´in çıkmasına refakat etmelerini istedi. Ülgen ise kendi isteği ile dışarı çıktığının kayıtlara geçmesini istedi. Aksi halde kendisini mahkemenin dışarı çıkaramayacağını söyledi. Ülgen´in dışarı çıkmasının ardından da Başkan Çalmuk, tutanaklara geçmesi için Ülgen´in salondan dışarı çıktığını söyledi. ( Cihan)
-Haberal da duruşmaya katıldı-
Tanık Mustafa Bolkan´ın duruşmanın öğleden önceki kısmında dile getirdiği iddialar Mehmet Haberal´ın da duruşmaya katılmasına neden oldu. Başbakan Bülent Ecevit´e bilinçli olarak yetersiz tedavi uygulandığı, bu yolla Ecevit´e ´iş göremez´ raporu aldırılarak başbakanlıktan düşürülmesinin amaçlandığı iddia ediliyordu. Tanık Bolan´ın iddiaları da bu iddiayı güçlendiren nitelikte olduğu için önemli görülüyor.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen Ergenekon davasında tanık Mustafa Bolkan´ın, Yanlış tedavi yapılarak Ecevit´in ölmesinin amaçlandığını düşünüyorum. Bu durumdan Mehmet Haberal´ın da haberi olduğuna inanıyorum. sözleri nedeniyle tutuklu sanık Mehmet Haberal, duruşmanın öğleden sonraki kısmına katıldı. Duruşmanın öğleden sonraki oturumu, sanık Mehmet Haberal´ın tanık Bolkan´a soruları ile başladı.
Haberal, Bolkan´a, Acil sağlık ekibi ne zaman, hangi tarihte, hangi belge ile kurulmuş ki bizim bilgimiz, haberimiz olmamış? diye sordu. Bolkan ise emrin sözlü olarak verildiğini açıkladı.
Haberal´ın soruları sırasında Başkan Çalmuk, tanık Bolkan´a Sizin görevlendirildiğiniz dönem Başbakan Ecevit´in omurga çökmesi rahatsızlığı olduğu ilk dönem miydi? Yoksa vefatına ilişkin süreç miydi? diye sordu. Bolkan ise ilk tedavi süreci olduğunu belirtti.
Mahkeme Başkanı Çalmuk´un yine araya girerek sorduğu bir soruya ise Bolkan, Benim demek istediğim, neden tedavisini yürüten Başkent Üniversitesi değil de Sağlık Müdürlüğü´nden ekip oluşturulması istenmiştir. Bu bir muamma. Bu durum hep aklımızı karıştırmıştır. Hastanın tedavisini yürüten hastane ve doktorları hastanın durumunu daha iyi bilir. Bizden her türlü araç ve teçhizat istenebilir ve biz de karşılayabilirdik bu isteği. Yani bir acil müdahale ekibi kurulacaksa bunu Başkent Üniversitesinin yapması gerekirdi. ifadesini dile getirdi.
Tanığın bu açıklamalarının ardından Haberal, Biz taburcu etmiştik. Taburcu işlemlerinden sonra da Başbakanlık Müsteşarı Ahmet Şaar´a 24 saat gözetim altında bulundurulması gerektiğini söyledik. ifadesini kullandı. Başkan Çalmuk´un, Ancak tanık, tedaviyi yürüten hastanenin bu ekip oluşturma işlemini yapması gerektiğini söyledi. hatırlatması üzerine Haberal, Hayır sayın başkan, bizim taburcu işlemimizden sonra hasta 7 ay daha başbakanlık yapmıştır. Toplamda da 4,5 yıl daha yaşamış ve sonra vefat etmiştir. Acil müdahale ekibini müsteşarlık nerenin kurmasını isterse orası kurar. dedi.
Haberal´ın, Ecevit´in raporlarını okudunuz mu? sorusuna tanık Bolkan Hayır cevabını verdi. Haberal´ın Hastalığının ne olduğunu biliyor muydunuz? sorusuna ise Bolkan, Tam da aynı noktadayız. Biz durumunu ve rahatsızlığını bilmiyoruz. Buna rağmen bizim ekip kurmamız istendi. dedi.
Tanık Bolkan, Bugün dahi cumhurbaşkanı ve başbakan´a bir enjeksiyon için uçakla Ankara´ya giden hekimlerimiz var dedi. Tanık Bolkan ayrıca Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai´nin uçakla Türkiye´nin üzerinden geçerken rahatsızlandığının bilgisi gelmesi üzerine görevlendirildiğini, ardından Esenboğa Havalimanına gittiğini ancak Karzai´nin uçağının inmeyerek devam ettiğini ve bu görevin de kendisine şifai olarak bildirildiği bilgisini verdi. Haberal´ın soruları üzerine tanık Bolkan, kurulan sağlık ekibinin 8-10 gün görev yaptığını, Bülent Ecevit´in GATA´ya sevk edilmesinin ardından da görevlerinin sona erdiğini anlattı.
Haberal´ın soruları üzerine cevap veren tanık Bolkan, dönemin Ankara Valisi Yahya Gür´ün ve İl sağlık Müdürü Taner Gökçınar´ın sözlü emriyle sağlık ekibi kurulduğunu tekrarladı. Haberal´ın sözlü emir ile sağlık ekibi kurulmasını eleştirmesi üzerine tanık Bolkan, Sağlık müdürü ve vali bana emir verecek ve ben yapmayacağım. Amirin emrini yerine getirmemem söz konusu olamaz. diye konuştu. Haberal, tanık Bolkan´ın iftira attığını belirterek mahkemenin suç duyurusunda bulunmasını talep etti. ( Cihan)
-Avukat Ülgen hakkında suç duyurusu-
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´ndeki duruşmada, tutuklu sanıklardan Muzaffer Tekin´in eşi Müge Tekin tanık olarak dinlenildi. Müge Tekin, eşi tutuklandıktan yaklaşık 3 ay sonra soruşturmayı yürüten savcı Zekeriya Öz´e basında eşiyle ilgili yer alan haberleri de içeren bir mektup yazdığını ve bunu elden verdiğini söyledi. Muzaffer Tekin´in, Veli Küçük´ün elini öptüğü fotoğrafın basında çok kullanıldığını belirten Müge Tekin, ´Aralarında örgütsel ilişki varmış gibi yazıldı. Eşimin basında yazılanlar gibi olmadığını, iftira atıldığını, eşi olarak derinden üzüntü duyduğumu anlatmak için mektup yazdım. Eşim Veli Paşa´yı tanımıyor. Sınıf arkadaşının ondan bahsetmesi üzerine, ´İlk gördüğüm yerde elini öpeceğim´ demişti. İlk karşılaştığı yerde de elini öptü´ dedi.
Müge Tekin´in dinlenilmesinin ardından mahkeme heyeti, avukat Celal Ülgen´in, duruşmanın başında düzeni bozucu davranışlarda bulunduğunu, izinsiz konuştuğunu, yüksek sesle bağırarak bilgisayara vurduğunu kaydetti. Mahkeme, Ülgen´in bu davranışları nedeniyle Silivri Cumhuriyet Savcılığı´na suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.
Sanıkların merakla beklediği tahliye talepleriyle ilgili herhangi bir gelişmenin yaşanmadığı duruşma, yarına ertelendi.
(09 Temmuz 2012, 13:05)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
ECEVİT´İN ´İŞ GÖREMEZ´ RAPORU İLE BAŞBAKANLIKTAN DÜŞÜRÜLME PLANI MANŞETLERİMİZ
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap