Malatya Zirve katliamında ortaya çıkan yeni ayrıntılar, Genelkurmay, MİT ve Jandarma´nın kafa kafaya vererek, imkanlarını seferber ederek ve plan yaparak katliamı gerçekleştirdiğini gösteriyor. Gazeteci Mümtazer Türköne, yazısında bu korkunç iddiayı işliyor. Sözü, özel yetkili mahkemelerin sınırlandırılması çalışmalarına getiren Türköne, bu gerçekleşirse bu tür katliam girişimlerinin soruşturulamayacağını savunuyor. Türköne, çok çarpıcı bir cümle ile yetkileri kısmaya çalışanları uyarıyor: ´Erzincan komplosu, sanıklarıyla birlikte yargılanmadan duruyor. Buyurun size özel mahkemelerin yetkisi dışında bir olay. Neden sonuç alınamıyor?´
12.06.2012 10:57 Mümtaz´er Türköne (Zaman): Ergenekon´un zirvesi.. Ortaya dökülen bilgileri hayal gücünü kullanarak bir araya getirince, Ergenekon Örgütü´nü insan yapımı bir ahtapota benzetmiştim. Adem Yavuz Arslan´ın yeni çıkan Ergenekon´un Zirvesi isimli kitabı, birçok kolu olan bu ahtapotun karanlık makine dairesine kuvvetli bir ışık tutuyor. Parlak bir araştırmacı-gazetecilik örneği olan bu kitap, gündemimizdeki soyut-teorik tartışmaları da gerçek zeminine taşıyor. En sonuncusu, özel yetkili mahkemeler değil mi? Buyurun bu kitapta yer alan bilgilerin peşine düşecek, delilleri toplayacak ve yargılamayı yapacak bir mahkemeyi somut olarak tasavvur edin. Neyin nerede aksadığını ve neye ihtiyacımız olduğunu, Arslan´ın kitabının sayfaları arasında dokunarak hissedeceksiniz.
Belgeleri bir araya getiren Arslan´ın iddiası vahim: Genelkurmay´ı, MİT´i, Jandarma´sı kafa kafaya veriyor, imkânlarını seferber ediyor, plan yapıyor ve Zirve Yayınevi katliamını gerçekleştiriyor. Bu iddia doğru ise, yani ülkemizin istihbarat ve güvenlik örgütleri elbirliği ile cinayet hatta katliam işlemişse ne yapmamız gerekir?
Önce durumun vahametini ifade edelim. Şayet devletin güvenlik ve istihbarat örgütlerinin içinden birileri bu katliamı işlemişse devlet, devlet olmaktan çıkmış demektir. Vatandaşların hakkını hukukunu geçin, millî varlığınızdan, ülkenizin menfaatlerine kadar her şey tehdit altındadır. Hiç kimse bir devlete bu kadar büyük zarar veremez. Bu bir ihanet halidir. Bu örgütlerin tamamının yokluğu bile, bu suçların işlenmesinden ehvendir. Başka çareniz kalmadıysa topunu kapatırsınız. Ülkeniz daha fazla güvenlik içinde olur. Çünkü bu örgütlerle güvenliği sağlayamazsınız, ülkenizi koruyamazsınız. Kaldırıp çöpe atmak, bütün yönetici kadrosunu hapse tıkmak, kanunundan yönetmeliğine kadar her şeyi yeni baştan tasarlamak mecburiyetindesiniz. Her şey tek tek gözden geçirilecek, ayıklanacak ve yeniden düzenlenecek.
Adem Yavuz Arslan´ın kitabındaki iddialar, bu sıralananların tamamının bütün işi gücü bırakıp en kısa zamanda tamamlanması gerektiğini gösteriyor. Yaklaşık olarak 200 bin civarında üyesi olan, devletin güvenlik birimleri içine yerleşmiş ve devlet şemsiyesi altında iş gören para-militer bir örgütten bahsediyoruz. Yargının ulaştığı bilgiler ve deliller dışında, bu fesat-cinayet örgütünden emin yaşamak için elimizde hiçbir garanti yok.
Antik heykellerde, kabartmalarda örnekleri çoktur. Tahtında oturan kralın hemen yanı başında terbiye edilmiş bir aslan durur. Zinciri kralın elindedir. Ergenekon´un boynuna tasma geçirildi, zincirlendi ve bu zincirin ucu meşru devlet iktidarının eline verildi. Meşru devlet iktidarını Başbakan Erdoğan temsil ediyor. Devletin güvenlik birimlerinin, onun yanında terbiyeli aslana dönmesi bizi yanıltmasın. O aslanın zincirini tutan el, 75 milyonun gücünü kullanıyor. Ama artık o aslanın bir kafesin içine yerleştirilmesi ve asli işine dönüp bu ülkenin düşmanlarını korkutması lâzım.
Aslanı kafesin içine yerleştirmek için ve yönünü bize değil, dışarıya çevirmek için güçlü bir yargıya ihtiyacımız var. Özel yetkili mahkemeler, Adem Yavuz Arslan´ın detaylı bilgilerini verdiği komploları açığa çıkartmak ve suçluları yakalayıp cezalandırmak için gerekli. Bu kadar derin ve kapsamlı bir örgüt ile, bu kadar ayrıcalığı ve dokunulmazlığı olan suçlularla kim baş edebilir? Özel yetkili savcılar, özel yetkili mahkemeler bu iş için icat edildi. Türkiye´nin son beş yıldır hakkıyla tecrübe ettiği üzere işlerini hakkıyla yaptılar, yapıyorlar.
İşte bu yüzden, bu mahkemelerin özel yetkilerini sınırlamaya kalkanların bizi tatmin etmesi lâzım. Bir kafes inşa ettiniz mi? Aslanı içine yerleştirdiniz mi? Zirve Yayınevi katliamında payı olanların bağlı olduğu örgütün ne kadarını deşifre ettiniz? Atatürkçü-laik görüşleriyle tanınan önde gelen kişiler, provokasyon amacıyla bu örgütün saldırılarından emin mi? Muhafazakâr insanlar bir komplonun kurbanı olmaktan kurtulabilecek mi? Özel yetkili mahkemeler dışında teminatımız var mı?
Erzincan komplosu, sanıklarıyla birlikte yargılanmadan duruyor. Buyurun size özel mahkemelerin yetkisi dışında kalan bir olay. Neden sonuç alınamıyor? ( Mümtazer Türköne / Zaman)
(12 Haziran 2012, 10:57)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Zirve´de ek iddianame tamam
Zirve katliamı azmettirildi
Katliamdan önce Ergenekon zirvesi
MALATYA ZİRVE KATLİAMI VE ERGENEKON BAĞLANTISI MANŞETLERİMİZ
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap