DHKP-C terör örgütünün önemli isimlerinden Merkez Komite Üyesi Necmi Suna Moldova´da yakalandı. Örgütün kara kutusu Necmi Suna, 1990´lı yıllardaki eylemlerinde örgütün istihbarat ve talimatlarını veren ´derin kurye´ olarak tanınıyor. Suna´nın o yıllarda generallere yönelik suikastlerde yer aldığı ileri sürülüyor. Bu suikastlerin TSK´daki tayin zincirini kırdığı ve 28 Şubat kadrosunun 1996´da ordunun yönetimine hakim olmasının önünü açtığı iddia ediliyor. Örgütün hedef aldığı generallerin Turgut Özal´a yakın isimler olduğuna da dikkat çekiliyor. Suna´nın ismi Ergenekon iddianamesinde gizli tanıkların ifadelerinde de geçiyor.
11.05.2012 10:37 DHKP-C terör örgütünün önemli isimlerinden Merkez Komite Üyesi Necmi Suna Moldova´da yakalandı. 2011´de çıkan kırmızı bültene istinaden 4 Mayıs´ta havalimanında yakalanan Suna´nın iadesi için Türkiye devreye girdi. Ancak Suna´nın avukatları, Türkiye´ye verilirse işkence göreceğini ileri sürerek iade kararına itiraz etti. Bu gelişme üzerine Moldova adli makamları Türkiye´den Necmi Suna hakkında daha fazla bilgi talep etti. Adalet Bakanlığı´nın yakından takip ettiği konuyla ilgili hazırlanan detaylı dosya Bakan Sadullah Ergin´in masasına geldi. Bürokratik sürecin Moldova´daki 18 günlük gözaltı süresi sona ermeden bitirileceği aktarıldı.
-20 yıl sonra fezleke-
Eski bir astsubay olan 1964 Adana doğumlu Necmi Suna, DHKP-C içerisinde önemli görevler yürüttü. Ankara´daki Jandarma Genel Komutanlığı´nda görev yaptığı sırada örgüte bilgi sağladığı öne sürüldü. En önemli eyleminin ise Ankara´da 23 Mayıs 1991´de şehit edilen emekli Korgeneral İsmail Selen suikastı olduğu iddia edildi. Eylem için gerekli bilgileri Suna´nın verdiği tespit edildi. Bu olay üzerine Haziran 1991´de yakalanan Suna, tutuksuz yargılandığı sırada kendisine verilen 12 yıl 6 aylık ceza sonrası 1996´da yurtdışına kaçtı. Yurtdışında bulunduğu süreçte örgütün Merkez Komitesinde görev alan Suna için, 20 yıl sonra 2011´de kırmızı bülten düzenlendi. Kırmızı bülten fezlekesinde DHKP-C´nin karanlık ilişkilerini düzenlediği, çok ön plana çıkmadığı ancak illegal eylemlerde söz sahibi olduğu, Dursun Karataş ile özel görüşmelerinin bulunduğu, içeriğinden diğer merkez komite üyelerinin dahi bilgisinin bulunmadığı ifadeleri yer alıyordu.
Ergenekon davası kapsamında ise ´Gizli Tanık İsmet´, şunları söylemişti: 88-89 yıllarında jandarma A tip özel kuvvetler birlikleri kuruldu. Bu birliklerde subay olarak görev yapan görevlilerle örgütün talimatıyla görüşmeler yapıyorduk. 1989´da Dursun Karataş´ın cezaevinden firarı ile birlikte suikastların yapıldığı sürece geçildi. Eylem için silah ve patlayıcıya ihtiyaç vardı. O dönemde Jandarma A tipi Özel Kuvvetlerinde görevli Necmi Suna vasıtasıyla patlayıcı, silah ve istihbarat tedarik ediyordum. Bana karanlık gelen suikastlardan birisi Temel Cingöz suikastıdır. Cingöz, Adana´da Adnan Temiz isimli Dev-Sol militanının ekip komutanlığını yaptığı SDB ekibince taranarak öldürüldü. Temiz, Necmi Suna´nın akrabasıdır. Temiz Adana´da Amerikan Mozelle isimli çavuşun öldürülmesi eylemine karıştı. Malatya Cezaevi´nde tutuklu bulunduğu sırada örgüte ihanetten öldürüldü.
-Terfi zincirini kıran suikastlar-
DHKP-C´nin kara kutusu Necmi Suna, 1990´lı yıllardaki eylemlerinde örgütün istihbarat ve talimatlarını veren ´derin kurye´ olarak tanınıyor. O yıllarda generallere yönelik suikastların tayin zincirini kırdığı ve 28 Şubat kadrosunun 1996´da ordunun yönetimine hakim olmasının önünü açtığı iddia ediliyor. Örgütün hedef aldığı generallerin Turgut Özal´a yakın isimler olduğuna dikkat çekiliyor. Suna´nın ismi ayrıca Ergenekon iddianamesinde de geçiyor. ( Bugün)
(11 Mayıs 2012, 10:37)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: