Devlet tiyatroları tartışması giderek büyürken, tiyatroda da Ergenekon benzeri bir örgütlenme var olduğu iddia ediliyor. Tiyatrocu Ahmet Yenilmez, tiyatrolarda var olan örgütsel yapılaşmanın tiyatroya istediği kişileri alabilmek için sınavları gece yarısı yaptığını ileri sürdü. Askeriyede ve siyasette olduğu gibi süregelen bir statükonun artık yıkılmak üzere olduğunu söyleyen Yenilmez, gösterilerde ön plana çıkan tiyatrocuların Cumhuriyet mitinglerinde önde olan insanlarla aynı olduğunu söyledi. Gerçekten de Tarık Akan, Müjde Ar, Müjdat Gezen, Bedri Baykam, Rutkay Aziz ve Levent Kırca gibi sanatçılara bakıldığında Ergenekon davaları aleyhinde açık bir tutum takındıkları görülebilir.
02.05.2012 20:24Devlet tiyatrolarında maaşlı çalışan sanatçıların, devletin bazı düzenlemelere kalkışmasına tepki göstermesiyle başlayan kriz giderek büyürken tiyatro sanatçılarından aykırı bir ses geldi. Samanyolu Haber TVdeki Güncel Durum programında bugün Başbakan´ın ´Özelleştireceğiz´ dediği Devlet Tiyatroları konusu konuşuldu. Asım Yıldırım´ın stüdyo konuğu tiyatrocu Ahmet Yenilmez konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
-´Sanattaki Ergenekon rahatsız´-
Sanatın ya devlet himayesinde ya da burjuva himayesinde hayat bulacağını söyleyen Yenilmez, ?Konservatuar sayıları arttı, milli manevi, yerli ve halisane düşünen insanlar burjuva olmaya başladı. Siyasetteki Ergenekon yapılanma, ticaretteki Ergenekon yapılanma en sonunda sanattaki Ergenekon benzeri yapılanma bundan rahatsız oldu.? dedi. ?Devşirme zihniyetin oluşturduğu kurumsal yapıda tiyatro sınavları gece yarısı yapıldı. Devlet tiyatrosu ve şehir tiyatrosuna oyuncu kadrosundan alınacak insanların öyle duyuruyla ilanla falan pek işi olmadı. Yakın zamanlarda bu hassasiyet gösterilmeye çalışılıyor. Ve oranlar korunmadı. Burada her şeyi konuşturmayın bana. Dünyada tiyatro alanında kadroda kadın erkek oranı bile korunmadı.
-´Gösterilerde öne çıkanlarla Cumhuriyet mitinglerindekiler aynı´-
Askeriyede ve siyasette olduğu gibi süregelen bir statükonun artık yıkılmak üzere olduğunu söyleyen Ahmet Yenilmez, gösterilerde ön plana çıkan insanların Cumhuriyet mitinglerinde önde olan insanlarla aynı olduğunu söyledi. ? Ben bir örnek vereyim. Genco Erkal. Ben Muammer Karaca Tiyatrosu´nda 6 yıl müdürlük yaptım. Muammer Karaca Tiyatrosu benim dönemimde İstanbul Büyükşehir Belediyesi´ne bağlı bir tiyatroydu. Şu anda Beyoğlu Belediyesi´nde. Buranın yıllık programı Genco Erkal´ın oyun saatlerine göre ayarlanır. O talep eder ve hiç kimse onun talebine karşı hayır demez.´
-´Sanat dünyasında mahalle baskısı var´-
? İddia ediyorum Cumhuriyet tarihinin en fazla salon açan hükümeti bu iktidarıdır? diyen Yenilmez, rollerin artık rol model olduğunu, yaşanan kavganın da bu rol modele sahip olma kavgası olduğunu belirtti. ?Şu Cihangir´deki kahvelere kamera gönderin günde bir simit ve bir bardak çayla gününü geçiren gençler var bu ülkede. Korktuğu için mahalle baskısı yüzünden dizi setlerinde sahursuz oruç tutan oyuncular var. Ben şahidim. Birisi sesini çıkardığı zaman ya diziden atılıyor, ya dışlanıyor ya yardımı kesiliyor. ( Star)
-Bu sanatçıların Ergenekon yanlısı tavırları dikkat çekiyor-
Tiyatrocu Ahmet Yenilmez´in Ergenekon konulu iddialarını güçlendiren gelişmeleri gözlemlemek mümkün. Tiyatrocu Ahmet Yenilmez, tiyatrolarda var olan örgütsel yapılaşmanın tiyatroya istediği kişileri alabilmek için sınavları gece yarısı yaptığını ileri sürüyor. Askeriyede ve siyasette olduğu gibi süregelen bir statükonun artık yıkılmak üzere olduğunu söyleyen Yenilmez, gösterilerde ön plana çıkan tiyatrocuların Cumhuriyet mitinglerinde önde olan insanlarla aynı olduğunu söylüyor. Gerçekten de Tarık Akan, Müjde Ar, Müjdat Gezen, Bedri Baykam, Rutkay Aziz ve Levent Kırca gibi sanatçılara bakıldığında sadece Cumhuriyet mitingleri ve benzer gösterilerde ön planda yer almakla kalmıyor, Ergenekon davaları aleyhinde ki her girişimde sanatçılar adına birlikte hareket ettikleri, açık bir tutum takındıkları görülebilir.
Hızını alamayan bu sanatçılar Hanefi Avcı´nın Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınmasını protesto etmiş, serbest bırakılması için pankartlar dahi açmışlardı. Solcu geçinen bu sanatçıların bu şaşkın tavrı sol camiada da rahatsızlık nedeni olmuştu. Çünkü Hanefi Avcı, sol kesimin yıllardır nefret ettiği bir polis müdürü. Avcı´nın Devrimci Karargah davasında halen beraber yargılandığı diğer sanıklar onunla aynı salonda bulunmaya şiddetle tepki göstermişlerdi. Mahkemenin bulduğu çözüm ile Hanefi Avcı duruşmalarda açıklamalarını yaptıktan sonra diğer sanıklar salona alınıp duruşmaya öyle devam ediliyor. Hanefi Avcı, derin devletin adamı, Ergenekon´un yöneticisi olarak görülüyor sol camiada. Dev-Sol içindeki Bedri Yağan grubunun infaz edilerek örgütün derin devletin kontrolündeki Dursun Karataş grubuna teslim eden polis operasyonunu bizzat Hanefi Avcı´nın yönettiği yıllar sonra ortaya çıkmıştı. Tüm bu bulgulara karşın bu sanatçıların Ergenekon´un yöneticisi olduğu düşünülen Hanefi Avcı´ya sahip çıkması oldukça düşündürücü görülüyor.
-Fatma Meral´den o sanatçılara tokat gibi sözler-
Hanefi Avcı´nın ´Devrimci Karargah´ adlı örgüte yardım ve yataklık ettiği iddiasıyla tutuklandıktan sonra kamuoyunda sanatçı, aydın ve demokrat kimlikleriyle tanınan bazı isimlerden açık destek bulması, 6 Mart 1993´te Dev-Sol operasyonunda katledilen Menekşe Meral´in kız kardeşi Fatma Meral´i de isyan ettirmişti. Meral´e göre, adliye önünde açıklanan ´Avcı´ya hukuk ve özgürlük´ bildirisini ´Manisalı çocuklara yapılan işkence´yi açığa çıkartan CHP´li Sabri Ergül´ün okumuş olması da bir başka garabetti. Fatma Meral, adliye önünde Hanefi Avcı´ya destek bildirisine imza atanlar arasındaki isimlerden Ercan Karakaş, Müjde Ar, Tarık Akan ve Ahmet Hakan´a yazdığı açık mektupta, ?Onu tanıyorum. Hani bildirinizde dürüst sıfatıyla tanımlayıp, tutukluluğunun kamu vicdanında rahatsızlık yarattığını tespit ettiğiniz Hanefi Avcıyı. Kendisi ablamın katili olur? dedi. Avcı hakkında dava açacağını da duyuran Meral, Avcı´nın mahkemesinde gösterilen performansın benzerinin bu davada da gösterilmesini istemişti. Fatma Meral´in, Hanefi Avcı´ya destek açıklaması yapanlara yönelik açık mektubu özetle şöyle idi:
?Duydum ki Hanefi Avcı için hukuk istemişsiniz. Onu tanıyorum. Hani bildirinizde dürüst sıfatıyla tanımlayıp, tutukluluğunun kamu vicdanında rahatsızlık yarattığını tespit ettiğiniz Avcı´yı. Kendisi ablamın katili olur. Ve başka birçoklarının da katili ve bazı şanslıların sadece işkencecisi. Ailemiz 7 Mart 1993 sabahı Menekşe´nin katliam haberine uyandı. Ertesi günkü gazete haberlerinde çatışma haberleri, ama aynı gazetelerin aynı sütunlarında haberleri yalanlayan infaz fotoğrafları vardı. Bu öyle bir çatışmaydı ki, ´çatışarak ölenler´ bacak bacak üstüne atmış oturuyorlardı. İnfazın ardından açtığımız davada yetkili mercilerin operasyonda bulunduğunu bildirdiği isimler yargılandı (!). Dava hızla yargılanan polislerin beraatiyle sonuçlandı. İlk duruşmada yargılanan polislerin tutuklanmasını isteyen savcıyı bir daha mahkeme salonunda görmek mümkün olmadı. Bu isimlerden biri yıllar sonra Ayşe Arman´a ´Bin kişiyi öldürdüm´ röportajı veren Ayhan Çarkın, bir diğeri bir bar çıkışında bulunduğu karanlığın ortasına giden Oğuz Yorulmaz´dı. Avcı bu davanın sanığı olmadı. Hanefi Avcı´nın kitabında bu operasyon, kendisinin yönettiği başarı hanesinde geçiyor. Elbette infaz kısmına hiç girmemiş. O gün ablamla birlikte öldürülen Asiye-Rıfat Kasap çiftinin çocukları da o evdeydi. Biri altı aylık Sabahat´ti. Şimdi 17 yaşında. Abisi de şu anda 20´li yaşlarında olmalı. Anne ve babalarını hiç görüp tanıyamadılar. Avcı, yıllar sonra bazı işkence kurbanlarını bulup kabul edenlerden özür dilemiş. Biz de Avcı´yı affedeceğiz. Menekşe´yi bize, Bedri´yi, Gürcan´ı ailelerine, Asiye ve Rıfat´ı çocuklarına geri verdiği zaman. Hanefi Avcı´ya bu infaz için kendi söylediklerinin ihbar kabul edilerek dava açma hazırlığındayız. Bu süreçte de herkes için hukuk şiarınızı yinelemenizi ve mahkeme önü performansınızı göstermenizi bekliyoruz.?
MİLLETİN PARASIYLA MİLLETİN DEĞERLERİNE HAKARET!
Türk tiyatrosunun en prestijli ödülü ?Afife Tiyatro Ödülleri? töreni, Başbakan Tayyip Erdoğan´ın ?Siz kimsiniz? ve ?Tiyatrolar özelleşecek? açıklamaları ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi´ne tepkilere sahne oldu. Bu yıl 16´ncı kez verilen Yapı Kredi Afife Tiyatro Ödülleri için Haliç Kongre Merkezi´nde dün tören düzenlendi. Açılış konuşmasını yapan Haldun Dormen ?Bizlere çok sert davranan bazı siyasetçilere Atatürk´ün bir sözü ile seslenmek istiyorum. Her şey olabilirsiniz ama sanatçı olmazsınız? dedi. Usta tiyatrocu Ayşen Gruda da tepkisini şu sözlerle dile getirdi: ?Afife Jale sana sesleniyorum. Sen bu hayattan gittiğinden bu yana tüm tiyatrocular kendisini geliştirdi. Ancak bu süre içerisindeki hükümetler hiç gelişmedi, hep geri kafalı kaldı.? Müjdat Gezen ise sahneye ödül vermek için çıktı ancak ödüle dokunmayarak tepkisini gösterdi. ´Selamun aleyküm´ diyerek sahneye çıkan Gezen, kadın eli de sıkmayarak müslümanların değerleriyle alay etti. Tiyatro kostümüyle sahneye çıkan Gezen´in ?Ben 20 yıllık Büyükşehir Belediyesi temizlik görevlisiyken şimdi yönetim katına çıktım? demesi salonda alkışlarla desteklendi. Belediyeden maaş alan sanatçıların belediyeyi bu şekilde eleştirmesi kamuoyunu şok etti. Törende ödül almaya çıkan tiyatrocular konuşmalarında ?Şehir tiyatroları yok edilemez? vurgusu da yaptı.
-Haldun Dormen Atatürk´ün sözünü hatırlattı-
Önceki gece gerçekleştirilen ödül töreninin açılışını tiyatro oyuncusu ve Yapı Kredi Sanat Danışmanı Haldun Dormen yaptı. Dormen Tiyatro her zamankinden daha canlı, her hafta perde açan 300´e yakın tiyatro var. Bizlere sert davranan siyasetçilere, Atatürk´ün ´Efendiler! Bakan, Başbakan hatta Cumhurbaşkanı olabilirsiniz... Ancak sanatçı olamazsınız´ sözünü hatırlatmak istiyorum dedi.
-Korhan Abay takla attı-
Dormen´in ardından sahneyi gecenin sunuculuğunu üstlenen Korhan Abay, devraldı. Abay sözlerine, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin´e atıfta bulunarak başladı. Nereden bileceğim bu gece mutlu olduğunuzu, bir kişi bile takla atmadı diyen Abay, Ben Afife Ödülleri Töreni´nde olduğum için gerçekten mutluyum dedi ve takla attı. Bir anda salondan kahkahalar yükseldi.
-Müjdat Gezen İslami değerlerle alay etti-
Geceye damga vuran sahnelerden bir diğeri ise, Müjdat Gezen´in Muhsin Ertuğrul Özel Ödülü´nü Nedret Güvenç´e takdim etmek üzere sahneye çıkmasıyla yaşandı. Sahneye Muhafazakâr belediye bürokratı tiplemesiyle çıkan Gezen, ´selamun aleyküm´ dedi. Tokalaşmak için elini uzatan Nedret Güvenç´le de tokalaşmadı, elini göğsüne götürerek teşekkür etti. İslami değerlerle bu şekilde alay eden Gezen, bir aşağılamayı da İstanbul Büyükşehir Belediyesi´ne yaptı. Canlandırmanın ardından, ?Ben 20 yıllık temizlik görevlisiyken şimdi yönetim katına çıktım? diyerek Şehir Tiyatroları´ndaki yönetmelik değişikliğini protesto eden Gezen alkışlandı. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
TİYATROCULARA İÇERİDEN DERİN ELEŞTİRİ!
03.05.2012 12:42 Başbakan Erdoğan´ın tiyatrocuları ayağa kaldırdı ancak protestoculara en anlamlı cevap yine meslektaşlarından geldi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan´ın ´Tiyatrolar özelleşecek, buyurun istediğiniz gibi oynayın´ açıklamasına bazı kesimlerden tepki gelmeye devam ediyor. Tepkilerin yersiz olduğunu savunan sanatçılar ise marjinal çevrelerin çıkışlarına dikkat çekici cevaplar veriyor. ´Milat´a konuşan usta oyuncu Ahmet Yenilmez, ?Deniz bitti, kara göründü ve telaş başladı. Artık bu yapının içinde sanat yaptıklarını iddia edenler çağdışı kaldı. Yıllarca devlet içinde at oynattılar, parayı verenlere de sahnelerden hakaret ettiler. Ülke kültürüne hiçbir destek vermediler ama sürekli beslendiler. Yunus Emre, Necip Fazıl Kısakürek ve Mehmet Akif Ersoy gibi üstatlarımızı yıllarca yok saydılar? dedi.
-Devletten temizlensinler-
?Düşünün eski para ile şehir tiyatroların yıllık gideri 48 trilyon iken geliri 4 trilyon. Böyle bir skandal olur mu?? diye soran Yenilmez, ?80 milyon nüfusa sahip ülkede 1.700 tiyatro seyircisi var. Yani sadece yüzde 2. Artık yeniden bir organizasyon ile bu yapı tamamen değiştirilmelidir. Daha fazla zaman kaybına gerek yok. Anadolu çocukları vergi versin, savaş çıkınca da gitsin cepheye anlayışına hakim olanlara dokunulsun. Yani sanattaki Ergenekoncular deşifre edilerek, devletten temizlensin? şeklinde konuştu.
-Klinik bir vaka-
Senarist Serap Gül Ateş ise, ?Son derece ideolojik ve ötekileştirmeye yönelik eserler ile karşı karşıyayız. Klinik bir vaka ile karşı karşıya iken ?Devlet bize para versin, oyunlarımızın içeriğine karışmasın? demek, biz istediğimiz gibi at koştururuz anlamına gelmektedir. Bu anlayış kabul edilemez bir durumdur. Bu anlayışın ortaya koyduğu oyunların içeriğinde yıllardır kendi kültürümüz yok iken, medeniyetimiz ile uyuşmazken nasıl olurda buna devletten para istenir? Yıllardır milli manevi değerlerimize sahnelerden hakaret edecekler bir de devletten para isteyecekler. 75 milyonun içinde olmadığı eserlere devletin kasasından para vermek doğru değildir? dedi.
-Dertleri ideoloji ve para-
?Sadece Tiyatrolar değil, Opera ve Bale´lere de dokunulmalıdır? diyen Ateş, ?Biz sanata karşı değiliz, sanat eliyle değerlerimizi hiçe sayarak, milletin vergileri ile geçim sağlayanlara tepkiliyiz. Yoksa elbette sanat desteklenmeli. Unutulmamalı ki gelişmiş ülkelerde tiyatroların hepsi özel. Örnek aldıkları Batı´da durum böyle iken sergiledikleri tutum tek kelimeyle skandal... Tiyatroyu propaganda alanı olarak kullananları üzülerek izliyorum. İnanın bunların sanatsal kaygılar yok. Dertleri ideoloji ve para...? şeklinde konuştu.
-Uzlaşma sağlanabilir-
Devlet Tiyatroları eski Genel Müdürü Rahmi Dilligil ise, özelleştirmeye karşı olmadığını belirterek, ?Konu mutlaka tartışılmalıdır. Ama ortak bir yol bulunmalıdır. Sanatçı ve devlet birlikte hareket ederek sorunu kısa sürede çözmelidir. Özelleştirmeye karşı değilim, elbette yapılması mümkündür. Ancak özelleştirme sonrası destek kesilmemelidir. Bir platform oluşturularak, uzlaşma sağlanmalıdır Sanatın bir hak olduğu da asla unutulmamalıdır? dedi. ( Milat)
(02 Mayıs 2012), son güncel.: (03 Mayıs 2012)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
28 ŞUBAT SÜRECİYLE İLGİLİ MANŞETLERİMİZ
Operasyonlar 1000 yıl sürsün
51997 operasyon daha var
28 Şubat´a şok balans: 31 gözaltı
28 Şubat´ta 2. dalga: 12 gözaltı
1000 yılın 3. haftasında 3. dalga
Flaş!!! YÖK´e 28 Şubat operasyonu
28 Şubat: 4 memur sorgulandı
28 Şubat yargısına inceleme
Flaş!!! 28 Şubat´a soruşturma