Tam
EskidenYeniye
 

1 Mayıs´ta kontrgerilla yokmuş

12 Eylül dava dosyasında, Emniyet ve MİT´in 1 Mayıs 1977´deki olaylara ilişkin gönderdiği raporlar da yer aldı. Raporlara göre, olaylar sol gruplar arasında çıkan çatışma sonucu meydana gelmiş. ´Solda bölünme olmaması´ adına 1 Mayıs olaylarından güvenlik kuvvetlerinin sorumlu tutulduğu da raporlarda iddia ediliyor.

Önceki haber title=Sonraki haber

23.04.2012 11:51 12 Eylül darbesinin mimarları Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya hakkında açılan dava dosyasında, Emniyet ile MİT´in 1 Mayıs 1977´deki olaylara ilişkin gönderdiği raporlar da yer aldı. İstanbul Emniyeti tarafından 1 Mayıs 1977 olaylarından hemen sonra hazırlanan üç raporda, olayların sol gruplar arasında çıkan çatışma sonucu meydana geldiği iddia ediliyor. Emniyet raporlarında ayrıca olaylarda ´solda bölünme olmaması´ adına 1 Mayıs olaylarından güvenlik kuvvetlerinin sorumlu tutulduğu ve bunun da kesinlikle doğru olmadığı öne sürüldü.

13 Mayıs 1977 tarihli raporda, özellikle meydanda bulunan DİSK görevlilerinin eli sopalı olduğuna dikkat çekildi. Raporda, DİSK yürüyüşçüleri ile geriden gelen grup arasında sol ideoloji yönünde farklılıklar bulunduğu kaydedilerek ?Gerek Beşiktaş´ta gerekse Saraçhane Meydanı´nda toplanan yürüyüş ve gösterilerin çoğunluğunu teşkil eden DİSK yanlısı kişilerle, bunların arka tarafından aynı şekilde dizilen kişilerin oluşturduğu topluluğun birbirlerini Moskova yanlısı ve Maocu diye tarif ve itham ettikleri görülmekte idi? denildi.

-Polis: Sular idaresi üstünde kimseyi yakalayıp serbest bırakmış değiliz-

10 Haziran 1977 tarihli ´Markist Leninist ve Maoist Gruplar´ hakkındaki ´çok gizli´ ibareli raporda ise o yıllarda, sol gruplar arasındaki ayrışma ve bu nedenle yaşanılan çatışmalar, örnekleriyle anlatıldı. İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü´nün 25 Ekim 1977 tarihli ´Gizli´ ve ´Çok ivedi´ ibareli raporda da 1 Mayıs 1977 olaylarının iki sol grup arasındaki çatışma olarak gösterilerek şöyle denildi: ?Bu olayla ilgili olarak kamuoyunda ve basında oluşturulan bazı eleştiriler ve iddialar arasında, olayların başladığı sırada su deposu üzerinde bazı kişiler tespit edilerek, polisçe yakalanıp, bilahare serbest bırakıldığı iddiasıyla gerekli inceleme yapılmıştır. Konu ile ilgili olarak işaret olunan açıdan yapılan değerlendirme su deposu üzerine bazı kişilerin polisçe yakalandığı ve bilahare serbest bırakıldığı gibi bir iddianın tamamen asılsız olduğu, bu iddiaların bilhassa sol mihraklardan ve kaynaklardan maksatlı olarak kamuoyunu başka yöne saptırmayı amaçlayan bazı kalemlerin iddiaları olduğu kanısına varılmıştır.? (Radikal)

-MİT: Devletin zirvesine ´gruplar arasında çatışma ihtimali´ olduğunu bildirdik-

Polis belgelerinde olduğu gibi MİT´in 12 Eylül davasına gönderdiği 1 Mayıs 1977 belgelerinde de ateş edenler gizlendi, göstericiler suçlandı. Milli İstihbarat Teşkilatı´nın (MİT), 12 Eylül davasında mahkemenin isteği üzerine 1977 yılında Taksim´de yaşanan ?Kanlı 1 Mayıs? katliamına ilişkin gönderdiği belgede, olayların Maocular tarafından çıkarıldığı ileri sürüldü. 1 Mayıs 1977 öncesinde devletin zirvesine çok sayıda istihbarat raporu göndererek kutlama hazırlıklarını anlatan MİT, törenlere katılacak olan ?illegal örgütler arasında çatışma ihtimali? olduğunu bildirdi. Kontrgerilla iddialarına yer verilmeyen raporda, Sular İdaresi binası çatısından ve İntercontinental Oteli´nin üst katlarından kalabalığa sıkılan kurşunlara ise değinilmedi.

Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi, 12 Eylül askeri darbesine giden süreçte yaşanan 1 Mayıs Taksim, 1977 Sivas, 1978 Maraş ve 1980 Çorum katliamlarına ilişkin MİT ve Emniyet Genel Müdürlüğü´nden ellerindeki bilgi ve belgeleri, varsa raporları istemişti. İki kurum da hazırladığı yüzlerce sayfalık belgeleri, mahkemeye gönderdi. Mahkeme, özellikle MİT´in 1 Mayıs olaylarına ilişkin gönderdiği bazı belgeleri ?devlet sırrı? kapsamında olabileceği gerekçesiyle davanın müdahillerine vermedi. Mahkemenin elinde bulundurduğu MİT ve Emniyet´in, 1 Mayıs Taksim, Çorum, Sivas, Maraş katliamlarına ilişkin ?çok gizli? ibareli belgelere Cumhuriyet gazetesi ulaştı. MİT, 1 Mayıs katliamıyla belgeleri, hazırladığı ?çok gizli? ibareli üç sayfalık özet bilgi notu eşliğinde gönderdi. Bilgi notunun ekinde ise 68 sayfalık; 1 Mayıs olayları öncesi ve sonrasına ilişkin dönemin Cumhurbaşkanlığı, Başbakan, Genelkurmay Başkanlığı, MGK Genel Sekreterliği ile İçişleri Bakanlığı´na gönderilen istihbarat raporları yer aldı. Belgelerden, 1 Mayıs öncesi MİT´in devletin zirvesini sürekli bilgilendirdiği, DİSK ve diğer örgütlerin kutlamalara ilişkin hazırlıklarını gün gün raporlaştırdığı anlaşıldı. Hatta, grupların atacakları sloganlar dahi MİT tarafından önceden öğrenildi.

-´Militan işçiler´-

13 Nisan 1977 tarihli ?çok gizli? ibareli ?DİSK´in 1 Mayıs Bayramı Hazırlığı? başlıktı ´Etüt´te özetle şöyle denildi: ?Türk Demir Döküm Fabrikası işyeri ve lokal temsilcileri militan kadrolar kurmaya başladı. Bu kadrolar, sloganlarını duvarlara yazacak ve afiş yapıştıracak. Militan işçilerce söz konusu eylemler sırasında çevrede güvenlik tedbiri alınacak. Türk Demir Döküm Fabrikası´nda işçilerin büyük bir kısmı silahlanmıştır. DİSK´in kutlayacağı 1 Mayıs´a, işçi kuruluşları, derneklerle seçimlerde destekleyeceği CHP ve Türk-İş´ten bazı sendikaların da katılma ihtimali kuvvetlidir.?

-´Gruplar çatışabilir´-

27-28 Nisan 1977 tarihli ´Etüt´lerde ise ?1 Mayıs´ta vukuu (çıkması) beklenen eylemler?e işaret edilerek şu uyarılar yapıldı: ?1 Mayıs için eylem birliği kararı alan Türkiye Halkın Kurtuluş Ordusu (THKO), Türkiye Komünist Partisi Marksist Leninist (TKP M-L) ve Türkiye Halk Kurtuluş Partisi/Cephesi Marksist-Leninist´in (THKP/C M-L) büyük gösteriler düzenlemek istedikleri, izinsiz gösteri yapmaya niyet edebilecekleri yönünde duyumlar bulunmaktadır. Her üç örgütün mensuplarının silaha sahip oldukları göz önüne alınarak ihtiyatlı davranılmasında yarar görülmüştür.? Yine 29 Nisan´da devletin zirvesine gönderilen raporda, ?illegal örgütlerin? 1 Mayıs törenlerine katılmaları ve ısrarla kendi sloganlarını kullanma kararında oldukları belirtilerek buna karşı DİSK´in kesinlik kazanan tutumunun İstanbul´da yaşanan törenlerde ?çatışma ihtimalini kuvvetlendirdiği? ifade edildi. 1 Mayıs sabahı MİT, yine devletin zirvesine gönderdiği notta, ?gruplar arasında çatışma ihtimalinin bulunduğunu? bildirdi.

-MİT´in gözünden katliam-

MİT, katliamdan hemen sonra Cumhurbaşkanlığı, Başbakan, Genelkurmay ve MGK´ye ?gizli? ve ?kişiye özel? ibareli rapor gönderdi. Altına ?Okunduktan sonra imha edilmesi..? notu düşülen raporda, ?alınan son bilgiler? şöyle anlatıldı: ?Bugün İstanbul-Taksim Meydanı´nda toplanan DİSK taraftarları ile Maocular arasında 19.00´da Maocuların Kürdistan´a özgürlük vb. sloganlar söylemeye başlamalarıyla artan gerginlik üzerine bölgeye jandarma kaydırılmıştır. Buna rağmen 19.05´te her iki grup arasında silahlı çatışma başlamıştır. Sayıları 7000 civarında olan Maocularla DİSK taraftarları arasındaki çatışmanın çok büyük ve şiddetli olduğu, arbede esnasında patlamaların duyulduğu, panzerlerin topluluk üzerine devamlı su sıktıkları, Tarlabaşı´nın ara sokaklarında polisle saldırgan grup arasında çatışmaların devam ettiği, çatışmanın sadece İntercontinental Oteli´nin önünden jandarmaya doğru yapıldığı, Taksim Meydanı´ndaki topluluğun büyük bir ölçüde dağıtıldığı öğrenilmiştir.? (Cumhuriyet)

12 EYLÜL İDDİANAMESİNE GÖRE KATLİAM BÖYLE ÖRTBAS EDİLDİ

12 Eylül 1980 darbesine ilişkin iddianamede, 1 Mayıs 1977 tarihinde Taksim´de meydana gelen olayların da darbeye zemin hazırladığı ifade ediliyor. İddianamede dönemin şahitlerinin dikkat çekici açıklamaları bulunuyor. Cumhuriyet Savcısı Çetin Yetkin, 1 Mayıs 1977 olayında kendisinin duruşmada savcı olduğunu söylüyor. İlk duruşmada soruşturmanın genişletilmesi ve esas faillerin bulunmasını istediğini dile getiren Yetkin, Bazı kamu görevlileri de açıkça suçlu oldukları dosyadan anlaşıldığı gibi, haklarında dava açılmasını ister istemez hemen bu görevden alındım. Yani bu davanın o şekilde yürütülmesini İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı istemedi ve beni görevden aldı. diyor. 1 Mayıs Davası Cumhuriyet Savcısı Muhittin Cenkdağ ise bir gün önce İntercontinental Oteli´nin resmen kapatıldığını belirtiyor. Uçakla bir sürü Amerikan isimli insanların Yeşilköy´e geldiğini anlatan Cenkdağ şöyle devam ediyor:

Olay gecesi kayıtlarda yok, otel kayıtlarında yok. Ama onların oraya geldikleri sabit.´, ´...ve onlar ateş etmeye başlıyorlar. Amaç halkı 1 Mayıs´tan soğutmak, Sosyalizme karşı uzak kalmayı sağlamak.´, ´Onlar emniyetin şurada burda artık şeyi telafi etmek için, bir sanık elde edebilmek amacıyla yaptığı girişimler. Yüzde 80´i serbest bırakıldı ve takipsizlik kararı aldılar. Yanılmıyorsam yirmi küsur kişi ancak mahkemeye verildi. Bunun da 7-8 kişisi tutuklanmıştı. Onun üzerinde de tabanca falan bulunmalarından dolayı. Yoksa onların direkt 1 Mayıs olaylarıyla ilgisi yoktu.

Dönemin İstanbul Mali Polis Müdürü Recep Ordulu da o günün şartlarında herkesin gergin olduğuna dikkat çekiyor. Çeşitli kaynaklardan, basından olaylı geçeceği, sıkıntılar olacağı gibi duyumlar alındığını ifade eden Ordulu, Tedirgin 1 Mayıs geliyordu. Bizim kendini bilmez ekipler. O beyaz Renault dediğimiz, Renault(tan) elini çıkarmış, şeyden havaya ateş ediyor. O arkadaşımız şimdi bir büyük ilde Emniyet Müdürüdür yani. Rütbeli, 1. Şubenin o zamanki Ekipler Amiri şahıstı. Bir panik yani, kimin ne yaptığı çıkmış şeyden, işte bu arada panzerlere emir verildi işte, panzer müdürü tarafından panzerler başladı şeyin etrafında dönmeye, heykelin etrafında dönmeye. Polisin orada yaptığı tek şey paniği artırıp ölü adetini artırmaktı yani, bir teskinlik şeyi görülemedi. diye konuşuyor.

Eski Başbakanlardan ve o dönemin CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit, daha ilk günden karşılarına duvarların çıkmaya başladığını vurguluyor. Ecevit, Yani ateşi açıp, halkı paniğe kaptırıp 30´un üzerinde insanın ölümüne neden olanlar belli. Yani emniyet onları mutlaka filmini çekmiş olmalıydı. Ona rağmen hiçbir bilgi alamadık. ifadelerini kullanıyor.

Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin ise olayı şöyle değerlendiriyor: 1 Mayıs 1977 tarihinde meydana gelen ve 34 kişinin ölümü ile birçok kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan olayların oluş şekli, görgü tanıklarının anlatımları, olayda gerek İntercontinental Oteli´nden gerekse Sular İdaresi binasının üstünden ateş edenlerin birçok kişi tarafından görülmüş olmasına rağmen güvenlik güçlerinin gerçek suçluların hiçbirisini yakalayamamış olması hususları gözetildiğinde, olayın toplumu kaosa ve iç çatışmaya sürüklemek, nihai hedef olarak ise askeri darbeye zemin hazırlamak amacıyla devlet içinde yönetimi ele geçirmek isteyenlerin yönlendirmesi ve kurgulamasıyla çıkarılmış bir provokasyon olduğu ve etkili güçlerin polisin de görev yapmasını engellediği kanaatine varılmaktadır.

-Ergenekon klasörlerindeki telsiz konuşmaları-

1 Mayıs 1977´de 36 kişinin katledildiği kanlı saldırıya ait telsiz konuşmaları Ergenekon davası sanığı Doğu Perinçek´in arşivinden çıktı. Belgedeki şok iddialara göre, otelin tepesinden göstericilere ateş eden Binbaşı Alaattin Sezginkurt´tu. Amaç ise seçimi erteletip darbeye zemin hazırlamaktı. Ergenekon davasının iddianamesinde yer alan 441 klasörlerinin 404´üncü klasörünün 166´ncı sayfası ve devamında 1 Mayıs 1977 Katliamını Kontrgerilla Düzenledi başlığı altında o gün örgüt üyelerinin kendi aralarında yaptığı telsiz görüşmeleri yer aldı. Doğu Perinçek ve İşçi Partisi arşivinden, iddianame eklerine taşınan belgeye göre, daktilo edilmiş telsiz konuşmalarının üç ayrı merkezden yapıldığı tahmin ediliyor. Konuşmalarda, Ocak, Santiago-Dalyan ve İstasyon kodları kullanılıyor. Ayrıca, 1, 2, 3, 4ve 6numara ile kotlanmış kişiler bu merkezlerle konuşuyor . Konuşmayı yapanların yürüyüş kolları içinde olduğu ve birinin de DİSK Başkanı Kemal Türkler´in evinde bulunduğu yine telsiz konuşmalarından anlaşılmakta. Konuşmalar sabah 09.45´te başlıyor ve 11.55´te bitiyor. İkinci konuşma ise olaylardan sonra saat 19.00 da başlıyor 20.40´ta bitiyor. Dolayısıyla olayın olduğu akşam saatlerine ilişkin herhangi bir kayıt bulunmuyor.

-Polislerin konuşması değil-

Gazeteci İpek Çalışlar ve Güldal Kızıldemir, 1 Mayıs katliamındaki polisin telsiz konuşmalarını gün ışığına çıkartıp 1986 yılında Nokta dergisinde yayınlamıştı. Bu telsiz konuşmalarının tamamı güvenlik güçlerine ait ve kod sistemi bulunmuyordu. Bu konuşmalar sabahın erken saatlerinden, gece geç saatlere kadar kesintisiz devam ediyordu. Bu telsiz konuşmalarından sonra Ergenekon iddianamesi eklerinde yer alan telsiz konuşmaları da, 1 Mayıs olaylarıyla ilgili ortaya çıkarılan 2. telsiz konuşmaları. Telsiz konuşmalarında geçen ifadelerin güvenlik güçlerinin kendi aralarında gerçekleştirdiği konuşmalara benzemediğinin vurgulandığı belgede yer alan iddialar şöyle:

-Büyük ihtimal Sheraton´daydı-

Bu konuşmalar da 1 Mayıs 77 katliamının kontrgerilla tarafından düzenlediğini bir kez daha ortaya koyuyor. Bütün kişileri yöneten bir merkez var. Kendisini ´Ocak´ diye tanıtıyor. ´Ocak´ büyük olasılıkla Sheraton Otel´in tepesindeydi. 1986´da yayınlanan ilk telsiz konuşmalarındaki üslup ile iddianame ekinde ortaya çıkan telsiz konuşmalarındaki üslupta ciddi bir farklılık olduğuna dikkat çekilen belgede, 1 Mayıs günü polis dışında gizli bir gücün olayları yakından izleyip, yönlendirdiği ortaya atılıyor. Öte yandan kontrgerilla üyelerinin polis telsizlerini de bozduğu iddia ediliyor, O gün polis telsizlerinin sık sık kesilmiş olduğu saptanıyor.

-Ateş açan Alaattin Sezginkurt-

Belgenin devamında Sheraton Otel´in çatısından halkın üzerine ateş açanın o zaman binbaşı olan piyade subayı Alaattin Sezginkurt olduğu söyleniyor. Sezginkurt´un 1 Mayıs katliamına katılmak için Samsun´dan geldiği belirtiliyor, ?Görevli bulunduğu Samsun Sıhhiye Taburu´ndaki görevini bırakarak Sheraton Oteli´ndeki kontrgerilla karargahında bulunduğu tespit edildi? denildi. Belgede ortaya atılan diğer büyük iddia ise şöyle: Ersun cuntasının beyni, 5 Haziran seçimlerini önleme operasyonunun ve 1 Mayıs katliamının ardındaki adam Genel Kurmay Özel Kalem Müdürü Kurmay Albay Orhan Kilercioğlu´dur. Kilercioğlu, Özel Harp Dairesi´nin cuntacı ekiple bağlantıyı kuran ve yürüten kişiydi.

-1980 darbesine götüren provokasyonlar-

01) 1 Mayıs 1977´de Taksim Meydanı´nda 1 Mayıs´ı kutlayanların üzerine ateş açıldı, 34 kişi öldü çok sayıda kişi yaralandı.

02) 16 Mart 1978´de İstanbul Üniversitesi´nin önünde bomba patlatıldı, 7 öğrenci öldü, 47 kişi yaralandı.

03) 24 Mart 1978´de Ankara´da savcı Doğan Öz öldürüldü. Öz, Başbakan Bülent Ecevit´in talimatıyla kontrgerilla konusunu araştırıyordu.

04) 17 Nisan 1978´de Malatya Belediye Başkanı Hamid Fendoğlu (Hamido), evine gönderilen bombalı paketin patlaması sonucunda hayatını kaybetti.

05) 11 Temmuz 1978´de Ankara´da Doç. Bedrettin Cömert öldürüldü.

06) 10 Ağustos 1978´de Ankara´nın Balgat semtinde kahvehane tarandı. 5 kişi öldü, 14 kişi yaralandı.

07) Eylül 1978´de Ankara Ulubey Mahallesi´nde taranan kahvehanede 2 kişi öldü.

08) 8 Ekim 1978´de Ankara Bahçelievler´de 7 TİP´li öğrenci öldürüldü.

09) 20 Ekim 1978´de Prof. Bedri Karafakioğlu öldürüldü.

10) 18 Aralık 1978´de Adana´da TMMOB Başkanı Akın Özdemir suikasta uğradı.

11) 1 Şubat 1979´da Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi öldürüldü.

12) 16 Mayıs 1979´da Ankara Piyangotepe´de kahvehane taranması sonucu 7 kişi hayatını kaybetti.

13) 28 Eylül 1979´da Adana Emniyet Müdürü Cevat Yurdakul öldürüldü.

14) 27 Ekim 1979´de İstanbul Bayrampaşa´da kahvehane tarandı, 6 kişi can verdi.

15) 20 Kasım 1979´da Prof. Yaşar Ümit Doğanay öldürüldü.

16) 28 Kasım 1979´da Kayseri´de kahvehane tarandı, 5 kişi hayatını kaybetti.

17) 7 Aralık 1979´da Prof. Cavit Orhan Tütengil öldürüldü.

18) 16 Aralık 1979´da İstanbul Beşiktaş´ta kahvehaneye bomba atıldı, 5 kişi katledildi.

19) 27 Mayıs 1980´de MHP´li Gümrük ve Tekel Bakanı Gün Sazak faili meçhul bir suikasta uğradı.

20) 1980 yılı Mayıs ve Temmuz aylarındaki Çorum Olayları´nda 57 kişi öldü.

21) 22 Temmuz 1980´de DİSK ve Maden İş Sendikası Genel Başkanı Kemal Türkler öldürüldü.

22) 11 Eylül 1980´de (darbeden 1 gün önce) Ankara Kızılay Meydanı´nda 100´e yakın bombalı pankart asıldı. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)

KANLI 1 MAYIS OLAYLARININ RAPORU MAHKEMEDE

29.04.2012 12:27 12 Eylül Mahkemesi´ne bir yazı gönderen emniyet, 34 kişinin öldüğü 1977 1 Mayıs olaylarında topluluğun üzerine ateş açan kişilerle ilgili bir bilginin olmadığını bildirdi. 12 EYLÜL darbesini yargılayan Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi´ne kanlı 1 Mayıs olaylarıyla ilgili raporunu gönderen Emniyet, Taksim Meydanı´na 9 istihbaratçı yerleştirdiklerini ancak kitleye açılan ateşle ilgili bilginin olmadığını anlattı. GATA´nın Tahsin Şahinkaya raporun usule uygun hazırlanmadığı iddia edildi.

-Provokasyonla ilgili duyum almadık-

12 Eylül darbesini yargılayan Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi´nin isteği üzerine kanlı 1 Mayıs olaylarıyla ilgili istihbarat raporunu gönderen Emniyet, Taksim Meydanı´na 9 istihbaratçı yerleştirdiklerini ancak kitleye açılan ateşle ilgili bilginin olmadığını aktardı. Suikast ve provokasyona ilişkin daha önce yazışmaların ve duyumun olmadığı belirtilen raporda ihmallere dikkat çekildi. Emniyet´in, 34 kişinin yaşamını yitirdiği 1977 yılındaki 1 Mayıs kutlamalarında topluluğun üzerine ateş açılan noktalardan biri olan Intercontinental Oteli´ne bir komiser ve iki polis memuru yerleştirildiği iddiasına karşın kitleye açılan ateşle ilgili ´bilgi yok´ demesi ise kafalarda soru işareti bıraktı.

-Genelkurmay: Bunlar devlet sırrı-

12 Eylül 1980 askeri müdahalesine dair Genelkurmay Karargahı´ndan gönderilen belgelerin ise devlet sırrı olduğunun altı çizildi. ?Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Süleyman İnce tarafından incelenebilir? denilen belge ve raporlar davaya müdahil olanlara verilmedi. Gelen belgeleri sadece mahkeme başkanının okuyarak davaya ilişkin olanlar hakkında rapor hazırlayacağı öğrenildi. Belgelerle ilgili kararı Başkan İnce verecek.

GATA´NIN RAPORU USULE UYGUN ÇIKMADI

12 Eylül davası kapsamında İstanbul Adli Tıp Kurumu´ndan darbeciler Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya´nın raporları beklenirken Şahinkaya´nın İstanbul GATA Haydarpaşa Hastanesi´nden aldığı sağlık raporunun usulsüz olduğu iddia edildi. Şahinkaya için Nöroloji ve Hemotoloji bölümünden alınan raporlarda protokol ve hekim sicil numarasıyla birlikte kurum üst yazısının olmadığı ortaya çıktı. Tek hekimin imzasının olduğu raporda tarihin de yazılmadığı bildirildi. GATA´nın raporunda psikiyatri yönünden bir rahatsızlığa rastlanmazken, parkinson rahatsızlığı olduğu belirtilmişti. (Star)

-MİT, 1 MAYIS RAPORUNU MAHKEMEYE GÖNDERDİ-

04.05.2012 20:18 Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarlığı, 12 Eylül darbesine ilişkin davanın görüldüğü Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi´ne, 1 Mayıs 1977 olaylarına ilişkin hazırlanan raporları gönderdi.MİT Müsteşarlığı´nın, 29 Nisan 1977 tarihli raporunda, ´İllegal örgütlerin 1 Mayıs törenlerine katılmaları ve ısrarla kendi sloganlarını kullanma kararında olmaları, buna karşı DİSK´in kesinlik kazanan tutumunun İstanbul´da yapılacak törenlerde çatışma ihtimalini kuvvetlendirdiği, İstanbul dışında ise izinsiz yapılmak istenecek törenlerde gerek yasa dışı davranışlar gerekse karşıt grupların törenlere yönelik girişimleri nedeniyle yer yer çatışmaların meydana gelebileceği´ değerlendirmesinde bulunuldu.

AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, 1 Mayıs 1977 olaylarına ilişkin MİT Müsteşarlığı´nın hazırladığı raporlar, davanın görüleceği Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi´ndeki dosyaya girdi.

Buna göre, 13 Nisan 1977 tarihli, ´DİSK´in 1 Mayıs Bayramı hazırlığı´ başlıklı raporda, özetle ´DİSK Yürütme Kurulu´nun kararıyla 1 Mayıs´ın sadece İstanbul´da kutlanacağı, Türk Demir Döküm Fabrikası iş yeri ve lokal temsilcilerinin militan kadrolar kurmaya başladıkları, bu kadroların sloganları duvarlara yazacakları ve afiş yapıştıracakları, militan işçiler tarafından söz konusu eylemler sırasında çevrede güvenlik tedbiri alınacağı, Türk Demir Döküm Fabrikası´ndaki işçilerin büyük bir kısmının silahlandığı, DİSK´in kutlayacağı 1 Mayıs´a aynı paralelde faaliyet gösteren işçi kuruluşları, dernekler ile seçimlerde destekleyecekleri CHP´nin ve Türk-İş´ten bazı sendikaların da kuvvetli olduğu´ ifadesine yer verildi.

MİT´in 28 Nisan 1977 tarihli ´1 Mayıs´ta vuku beklenen eylemler´ başlıklı raporunda ise DİSK başta olmak üzere çeşitli grupların 1 Mayıs´la ilgili hazırlıkları ve buna ilişkin değerlendirmeler yer aldı.

Raporun değerlendirme bölümünde, ´1 Mayıs için eylem birliği kararı alan Türkiye Halkın Kurtuluş Ordusu (THKO), Türkiye Komünist Partisi Marksist Leninist (TKP M-L), Türkiye Halk Kurtuluş Partisi/Cephesi Marksist-Leninist´in (THKP/C ML) imkan buldukları ölçüde büyük gösteriler düzenlemek istedikleri, izinsiz gösteriler yapmaya niyet edebilecekleri yönünde duyumlar bulunduğu, her 3 örgütün mensuplarının silaha sahip oldukları göz önüne alınarak, ihtiyatlı davranılmasında yarar görüldüğü´ vurgulandı.

MİT´in 29 Nisan 1977 tarihli raporunda ise Halkın Kurtuluşu Grubu ile Maoist grupların, üç grup halinde yürüyüşe geçerek törenlere katılacaklarının kesinlik kazandığı, bu grupların törende yer almalarına DİSK´in kesinlikle karşı ve gerektiğinde bunlara karşı fiili müdahalede bulunmaya kararlı olduğu ifade edildi.

Raporda, ´İllegal örgütlerin 1 Mayıs törenlerine katılmaları ve ısrarla kendi sloganlarını kullanma kararında olmaları, buna karşı DİSK´in kesinlik kazanan tutumunun İstanbul´da yapılacak törenlerde çatışma ihtimalini kuvvetlendirdiği, İstanbul dışında ise izinsiz yapılmak istenecek törenlerde gerek yasa dışı davranışlar, gerekse karşıt grupların törenlere yönelik girişimleri nedeniyle yer yer çatışmaların meydana gelebileceği´ değerlendirmesinde bulunuldu.

-MİT´in gözünden 1 Mayıs 1977 günü yaşananlar-

Mahkemeye gönderilen belgelerde MİT´in, 1 Mayıs 1977´de Taksim´de yaşanan olayları anı anına raporladığı da görüldü.

DİSK tarafından, İstanbul´daki törenler için 20 bin kişinin görevlendirildiği belirtilen raporda, toplantı ve yürüyüşe katılmak üzere sabah saat 10.00´dan itibaren çeşitli semtlerde toplanmaların olduğu, il dışından 200 otobüs ve 50 minibüsle gelenlerin bulunduğu, saat 14.15´ten sonra çevre semtlerden Taksim´e doğru yürüyüşün başladığı belirtildi.

Site Öğrenci Yurdu´nda toplanan Maocu bir grubun ise yurttan hareket ederek Aksaray yoluyla Saraçhane başına doğru yürüyüşe geçtiği, sayısı daha sonra 5-6 bine ulaşan grubun yürüyüşünü sürdürdüğü ve saat 13.40´da Saraçhane başına geldiğine değinilen raporda, ´Bu arada DİSK kortejinden söz konusu gruba iltihaklar olduğu görülmüştür. DİSK kortejini zorlayarak buradan geçip Taksim´e gitmek istemişler, bu durum dolayısıyla çok gergin bir hava meydana gelmiş ise de neticede DİSK korteji organizatörlerin disiplinli ve kuvvetli olmaları dolayısıyla bir olay çıkması önlenmiş, Maocular korteji yaramamışlardır´ denildi.

Maocu grubun, DİSK kortejinin gitmesinin ardından Taksim´e doğru saat 15.45´te yürümeye başladığı dile getirilen raporda, DİSK yöneticileri tarafından alınan sıkı ve disiplinli emniyet tedbirleri nedeniyle olağanüstü haller dışındaki bir olayın çıkmasının muhtemel görülmediği belirtildi.

Raporda, ´Ancak yürüyüşün bitmesinden sonra katılanların gruplar halinde dağılması sırasında Maocuların kendilerini kuvvetli hissederek bazı olaylar çıkarmaları ihtimal dahilindedir´ ifadesi kullanıldı.

-MİT raporunda çatışma anı-

Taksim Meydanı´nda toplanan DİSK taraftarları ile Maocular arasında artan gerginlik üzerine bölgeye jandarma kuvveti kaydırıldığı belirtilen raporda, şunlar kaydedildi:

´Buna rağmen saat 19.05´te her iki grup arasında silahlı çatışma başlamıştır. Sayıları 7 bin civarında olan Maocular ile DİSK taraftarları arasındaki çatışmanın çok büyük ve şiddetli olduğu, arbede esnasında patlamaların duyulduğu, panzerlerin topluluk üzerine devamlı su sıktıkları Tarlabaşı´nın ara sokaklarında polis ile saldırgan grup arasında çatışmaların devam ettiği, neticede güvenlik kuvvetlerinin duruma hakim oldukları, çatışmanın sadece İntercontinental Oteli´nin önünden jandarmaya doğru yapıldığı, Taksim Meydanı´ndaki topluluğun büyük ölçüde dağıtıldığı, çok sayıda yaralının bulunduğu, bu arada 4 sivil ile 3 polisin Gümüşsuyu Hastanesi´ne kaldırıldıkları, İlk Yardım Hastanesi´ne hasta götüren arabaya ateş açıldığı, bir polis arabasının devrildiği öğrenilmiştir.´

Taksim´de çıkan çatışmada 30´un üzerinde ölü ve çok sayıda yaralının bulunduğu, bunların İlk Yardım Hastanesi, Şişli Çocuk Hastanesi, Esnaf Hastanesi ve Beyoğlu Belediye Hastanesi´ne kaldırıldıkları ifade edilen raporda, Kabataş´ta polis ile ufak çapta çatışmanın olduğu, Taksim Meydanı´ndaki topluluğun dağıldığı, arbede durmuşsa da ara sokaklara kaçan küçük grupların yeniden olay çıkarmasından endişe duyulduğu, silahlıların tek tek yakalandıkları aktarıldı.

MİT Müsteşarlığı´nın 1 Mayıs 1977 tarihinde meydana gelen olaylarla ilgili hazırladığı 5 Mayıs 1977 tarihli istihbarat raporu da Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi´ne gönderildi.

-Sanıkların muayene ve tetkiklerinin yapılması istendi-

Bu arada, İstanbul Adli Tıp Kurumu, Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi´ne gönderdiği yazıda, davanın sanıkları Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya´nın, muayene ve tetkiklerinin bir eğitim ve araştırma hastanesinde yapılarak, sonuçların gönderilmesini talep etti.

Öte yandan, 27 Aralık 1979´da dönemin Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk´e verilen, ´Türk Silahlı Kuvvetleri´nin Görüşü´ başlıklı ´Uyarı mektubu´nun orjinali de mahkemeye ulaştı.

Yükseköğretim Kurulu´ndan da (YÖK), 12 Eylül döneminde üniversitelerden atılanlara ilişkin bilgilerin mahkemeye gönderildiği öğrenildi. (AA)

KANLI 1 MAYIS´IN FAİLLERİ DEŞİFRE

15.03.2013 15:29 34 kişinin hayatını kaybettiği, 136 kişinin de yaralandığı ´Kanlı 1 Mayıs´a ilişkin ilginç bir konuşma ortaya çıktı. Kanlı 1 Mayıs´ın tertipçileri cuntanın içinden çıktı. 12 Eylül darbesinin harekât planı olan Bayrak Harekât Planı Direktifini hazırlayan dönemin 1. Ordu Komutanı Necdet Üruğ´un darbe öncesi Sıkıyönetim Koordinasyon Toplantısı´nda yaptığı konuşmanın teyp bandı metinlerine ulaşıldı. Teyp bantları deşifre edildiğinde ilginç diyaloglar var. Toplantıda dönemin Başbakanı Bülent Ecevit´e sunum yaptığı görülen Necdet Üruğ´un, 1 Mayıs´ta alanlara inecek olan işçilere silah kullanılacağını, Atatürkçülüğü korumak adına onların başlarını ezeceklerini söylediği görülüyor.

12 Eylül darbesinin harekat planı olan Bayrak Harekât Planı Direktifini hazırlayan dönemin 1. Ordu Komutanı Necdet Üruğ´un darbe öncesi Sıkıyönetim Koordinasyon Toplantısı´nda yaptığı konuşmanın teyp bandı metinlerine ulaşıldı. Toplantıda dönemin Başbakanı Bülent Ecevit´e sunum yaptığı görülen Üruğ´un Türkiye de devlet otoritesinin bulunduğunu ispatlamak ve devlet otoritesini muhafaza etmek adına 1 Mayıs´ta alanlara inecek olan işçilere silah kullanılacağını Atatürkçülüğü korumak adına başlarını ezeceklerini söylediği görülüyor.

Ben izin vermiyorum

Başbakan´a hitaben yaptığı konuşma da işçi bayramını gündeme getiren Üruğ, ?1 Mayıs İstanbul´da 1 Mayıs mitingine ve gösteri yürüyüşüne izin verilip verilmemesine herhalde bir münakaşa konusu olarak huzurunuzda kabul etmeyeceğiniz kanısındayım. Gerek vermiş olduğunuz sıkı yönetim ilanında, vermiş olduğunuz genel konsept, gerekse İstanbul´un gerekleri sıkı yönetimin sade ve sıkı yönetimce böyle bir mitingin yapılmasına asla müsait değildir. Ve hükümetimizin ve Genel Kurmay Başkanlığı´nca tayin edilmiş bir komutan olarak da buna sureti katiye de müsaade etmez. Bunun için malumlarınız da zamanın da arz edildiği şekilde Şubatın 9´undan itibaren ve en son olarak da böyle bir mitingin yapılması halinde alınacak tedbirlerde, askeri tedbirlerde huzurlarınıza ve malumlarınıza sunulmuştur? diyor.

Devlet otoritesi için ne gerekiyorsa yaparız

?DİSK´i gayet nezaketle ve yasalar içinde yasaya saygılı olmaya davet ederiz? diyen Üruğ, ?Yasaya girmek kar, yahut da olmaz artık. Bu bizim kontrolümüzden çıkmıştır. Sıkı yönetim komutanlarımızca yalnız bizim bundan sonraki vazifemiz yasaya hâkim kılmak ve Türkiye de devlet otoritesinin bulunduğunu ispatlamak ve devlet otoritesini muhafaza, müdafaa korumak ve kollamaktır. Eğer siz yürüyüş ve gösteriyi her ne pahasına olursa olsun yapmaya kalkarsa ki bugün için bu miting ve gösteri yürüyüşü dış mihraplarca DİSK kanalı ile devlet otoritesinin varlık veya yokluğunun denenmesi ve Türk Silahlı Kuvvetleri´nin Atatürk ilkelerine ne derece bağlı olduğunun ve ne derece ideolojik etkileşim altında bulunduğunun incelenmesi için düzenlenmiş olduğunu, güçlü bir devlet varlık ve yokluğunu denemesinin, sınamasını yapmak istemesidir...? dediği görülüyor.

Ateş açarız, canlar yanar

?Nitekim alınan haberlere göre bütün bu içra planları hakkında gerekli direktifler, gerek sendikalara gerekse Türkiye´deki diğer isimleri, kendi başlarına demokratik diye takmış oldukları efendim bu demokratik örgütlere bizim radyo ve Türkiye komünist partisinin sesi radyosu vasıtasıyla devamlı olarak talimat verilmektedir? diyen Üruğ sözlerini şu şekilde sürdürüyor: ?Geçmiş yıllardaki 1 Mayısların da talimatı bu kararlardan, bu odaklardan verildiğine de şüphe yoktur. Bu itibarla 1 Mayıs meselesi Türk Silahlı Kuvvetlerinin devletini kendini ve Atatürkçülüğü koruma, manen var olma ve yok olma meselesi haline gelmiş bulunmaktadır. Mitinge bağlı olucu tahditler gerektiği zaman alınacaktır. Ancak bunu ifade ederken büyük bir acı duyma, vatandaşına karşı sanki İstanbul´u kısa zamanda işgali bahis konusudur. Düşman İstanbul´un varoşlarına varmıştır. Yani İstanbul´da, İstanbul şehir muharebesi verecek şekilde İstanbul´un korunmasını sağlayan bir planı ona benzer bir planı hazırlamak gibi. Çok üzücü, esef verici ve hepimizi bütün birinci ordu mensuplarını eleme sürükleyici bir vazife ile karşı karşıya bulunmaktayız. Bütün bu tedbirlerde temel amacımız cana zarar getirmeden evvela caydırıcılık, yasaya saygılı olmaya davet ederek ve korku salan eylemcileri dağıtmaktır. Muhitten İstanbul´a, İstanbul merkezine doğru 3 iç içe kuşak halinde aldığımız önlemler ve tedbirlerle İstanbul´da eylemcileri dağıtmaya çalışacağız. Buna rağmen eğer göze almışlarsa bir ihtilal metodu denemeyi mutlak surette bu kuşakların üzerinde aşmaya gayret edeceklerdir. Aralardan sızmaya gayret edeceklerdir. Güvenlik kuvvetleri bile köşe kapmaca oynayacaklardır. Binaenaleyh o noktadaki askerin, o noktadaki küçük rütbeli subayın 87. Maddesinin kullanma takdirine kalmıştır. Ve bundan dolayı da kimse mesul olmaz. Kanun gayet sarihtir. O halde bunun afakili, bunun sonucu tamamen DİSK yöneticilerine ait olacaktır. Veyahut DİSK´le beraber bu mitinge katılan diğer dernek, demokratik dernek yöneticilerine ait olacaktır.?

Başlarını ezeceğiz

1 Mayıs eyleminin gerçekleştiği takdirde sıkıyönetime karşı koyacaklarını ifade eden Üruğ, ?DİSK yöneticilerinin devlet otoritesine meydan okurcasına verdikleri beyanlar birinci orduyu galeyan haline getirmişlerdir. Ben DİSK´in yapacağı hareketten çok bu galeyan halindeki silahlı kuvvetlerin tetiğine parmaklarını getirmemek için nasıl tedbir alacağım. Endişesindeyim. DİSK´i hiç kimse kale almamaktadır. Ve büyük üzüntü içinde ifade edeyim ki, zati alinizi devreye efendim engin devre sistemi ile ve milli hislerimizle hareket ederek işçi ile askeri karşı karşıya getirmemek gibi bir icrası durumu dahi düşürmeleri bizimi için büyük üzüntü kaynağı olmuştur. Hatırlarsanız sıkıyönetimin ilan edildiği ilk gün DİSK yöneticileri efendim sıkıyönetimin karşısındayız ifadesini buyurmuşlardır. O halde sıkıyönetimin karşısında bulunan bir insanda yahut insanlar kitlesinden yöneticilerinden sıkıyönetim herhangi bir yardım beklemektedir. Tek bir şey beklemektedir. Devlet otoritesine, kanunları üstünlüğüne hürmet davranışını beklemekteyiz. Bunu yapmayanın mutlaka başı ezilecektir. DİSK yönetimin yasaklarına rağmen bu mitingi yapmaya yeltenirse İstanbul´daki manzara şöyle olacaktır. DİSK yöneticileri tutuklanacaktır. İstisnasız tabi bunların içinde eğer varsa efendim teslimatımızda olanlar onlar içinde efendim ilgili makamlara müracaat etsin. Sendikaların çok faaliyetleri durdurulacaktır. 1 Mayıs günü sokağa çıkma yasağı uygulanacaktır. İstanbul´daki kişilerin ulaştırma araçları girip çıkmaları, sürati katiyede men edilmiştir. Bütün bunlara rağmen eylem devam ederse biraz evvel söylediğim gibi efendim 3 numaralı bildiride yetki verilmiştir. Silah kullanma yetkisi bunun akıbet sorumluluğu şüphesiz DİSK yöneticilerine ait olacaktır.? (Milat)

(23 Nisan 2012), son güncel.: (15 Mart 2013)

HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN

HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:

12 Eylülcüler 1 Mayıs´ı örtbas etmiş

1 Mayıs katliamında Ergenekon izi

12 EYLÜL SORUŞTURMASIYLA İLGİLİ MANŞETLERİMİZ

Flaş!!! 12 Eylül iddianamesine kabul

12 EYLÜL İDDİANAMESİNİ OKUMAK/İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN

Flaş!!! 12 Eylül´e soruşturma açıldı.. Dosya no: 2010/605

http://www.kontrgerilla.com/mnsetgoster.asp?haber_no=4486    yazdır/print

ŞOK! TSK'daki Fetö'den darbe

15.07.2016 22:46 Türkiye, 15 Temmuz saat 22:00'den beri şok dakikalar yaşıyor.. İlk önce Jandarmadan bazı birliklerin İstanbul'un iki yakasını birbirine bağlayan köprüleri tanklarla ulaşıma kapattığı haberleri geldi. İlerleyen dakikala..
Tamamı 15.7.2016

İşte çılgınlıklarının nedeni

17.07.2016 14:13 TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimi "çılgınca" ve "gözü dönmüş" olarak değerlendiriliyor. Bir çok detay bu değerlendirmeye yol açıyor. Örneğin Meclis'in bombalanması.. Örneğin TRT'yi ele geçirirken canlı yayında darbe..
Tamamı 17.07.2016

İşte Paralel'in 81 il imamı

20.01.2015 21:02 Fetullah Gülen cemaatinin Marmara bölge imamı ile birlikte 8 il imamı olduğu iddia edildi. Bu isimlerin fotoğraflı özgeçmişleri yayınlandı. Bu imamların bir devlet memuru gibi terfi alarak kademe kademe yükseldiği iddia ediliyor..
Tamamı 20.01.2015

Paralel'e de Ergenekon'a da hayır

11.03.2014 14:52 Türkiye'de dün yargıda şiddetli bir deprem yaşandı. Daha önce benzeri yaşanmayan bu depremin merkez üssü, Ergenekon davasına bakan özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi oldu. Ergenekon davasına bakan İstanbul ..
Tamamı 11.3.2014

Büyükanıt: Huzurum kalmadı!

19.12.2015 23:00 Abdullah HARUN / kontrgerilla.com - 27 Nisan e-muhtırası soruşturmasında 'şüpheli' olarak sorgulanan dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın ifadesi ortaya çıktı. Kontrgerilla.com'un ulaştığı iki sayfalık ifaded..
Tamamı 19.12.2015

Fehmi Koru sitemize taş attı

12.10.2015 19:46 Maişet derdi nedeniyle yaklaşık 1 yıldır günlük yerine haftalık haber girişine geçmek zorunda kaldık. Dikkat edenler bunu farketmiştir. Saatlerdir süren bu haftalık haber girişini de az önce tamamlamış ve internet..
Tamamı 12.10.2015

Şok!!! Savcı Öz yurtdışına kaçtı

18.08.2015 20:19 HSYK tarafından haklarında terör örgütü üyeliği suçlamasıyla soruşturma başlatılan, ardından mahkemece yakalama kararı çıkarılan savcılar Zekeriya Öz ve Celal Kara'nın yurtdışına kaçtıkları ortaya çıktı. Mahkeme eski s..
Tamamı 18.08.2015

Balyoz Planı gerçek: 7 beraate itiraz

09.10.2016 13:55 Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın beraat kararının bozulması yönünde görüş bildirdi. 6 Ekim'de yaşanan gelişmeye göre, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı adına B..
Tamamı 9.10.2016

Belgesel: Gezi'nin ardındakiler

24.06.2013 11:20 Taksim Gezi olaylarına katılanlar.. Haber, açıklama ve attıkları twitlerle destek verenler.. 'Çapulcu' olduklarını açıkça belirtenler.. 'Mesele Gezi değil sen hala anlamadın mı?' diyerek hükümeti bir ayaklanma ile devirmeye destek verenler..
Tamamı 24.06.2013

7 sanıklı Balyoz davası kapandı mı?

16.12.2018 11:00 İstanbul'da, Fetö yargısının etkin olduğu dönemde açılan ve 237 sanığın müebbet hapse mahkum edildiği, Fetö ile mücadelenin başlamasının ardından davanın kumpas olduğuna dair somut delillerin ortaya çıkması üzerine..
Tamamı 16.12.2018

Humeyni planı suya düştü

08.11.2014 13:58 Yıllardır ABD'de yaşayan Türk vatandaşı Fetullah Gülen'in Türkiye'ye dönmekten kesinlikle vazgeçtiği ileri sürülüyor. Gülen cemaatinin liderliğini yapan Fetullah Gülen, kendisine DGM tarafından dava açılmadan hemen önc..
Tamamı 8.11.2014

Gülen: 28 Şubat MGK'sı sevaptı

01.11.2014 17:35 Erdoğan'ın ilk kez 'Cumhurbaşkanı' sıfatıyla başkanlık ettiği Ekim ayı MGK toplantısı 10 saati aşarak en uzun MGK rekorunu kırdı. 28 Şubat süreci kararlarının alındığı MGK toplantısı ise 8 saat sürmüştü. MGK'da paralel..
Tamamı 1.11.2014

Ayrıntılarıyla 7 Şubat krizi

08.02.2014 15:18 Tarih: 7 Şubat 2012.. Ankara, Cumhuriyet tarihinde benzeri görülmemiş bir olayla sarsıldı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan dahil 5 MİT yöneticisi hakkında savcılık tarafından yakalama kararı çıkartıldı.. Sabah gazetesinden A..
Tamamı 8.2.2014

Beddua etti, suç duyurusu yağdı

27.01.2014 13:03 Fetullah Gülen'in avukatı: Psikolojik harekâtta yeni aşamaya geçildi.. Fetullah Gülen Hocaefendi'nin avukatı Nurullah Albayrak, müvekkili hakkında ortaya atılan iftiraların suç duyurusu şeklinde yargıya taşınması suret..
Tamamı 27.1.2014

Paralel Yapı = P2 Locası

14.01.2014 15:48 Gülen cemaatinin lideri Fethullah Gülen'in paralel yapıyı uzaktan yönetmek için yaptığı telefon görüşmeleri bugün internette yayınlandı. (1) Görüşmelerde Gülen'in, bir dini cemaat liderinin ötesine geçerek siyaset..
Tamamı 14.1.2014

Özkök ve Yalman'dan şok inkar

03.11.2014 19:23 Balyoz davasında Anayasa Mahkemesi'nin verdiği 'hak ihlali' kararı üzerine yeniden yargılama başladı. Duruşma, Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Anadolu Adalet Sarayı'ndaki 450 kişilik Şehit Hakan Kılıç Konferans Salo..
Tamamı 3.11.2014

Yabancı vakıflara suç duyurusu

02.12.2013 16:57 Sivil Toplum Kuruluşu Adalet Platformu, Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı vakıflar hakkında, yasak olmasına karşın Türkiye'deki siyasi olaylara müdahale ettikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusund..
Tamamı 2.12.2013

Düşünen adam da olacak mı?

19.06.2013 17:17 Taksim Gezi olayları 19 günlük bir süreç sonra polisin Gezi parkını boşaltmasıyla sona erdi. Ancak artçı gelişmeler sürüyor. İki gündür 'duran adam' eylemi gündemde. Hükümeti protesto eden ve Gezi eylemcilerine destek ..
Tamamı 19.6.2013

Fetö'nün Şok Mangasına dava

21.11.2022 14:22 Ankara'da, Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'cü olmayan askeri öğrencilerin "şok mangası" yöntemiyle fiziki ve psikolojik şiddet uygulayarak okulu bırakmalarına neden oldukları ileri sürülen 8 eski asker hakkında "işkence ..
Tamamı 21.11.2022

Kara Kuvvetleri: 80 Müebbet Onandı

29.11.2022 10:33 Ankara'da, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) karargahında yaşanan olaylara ilişkin aralarında 4 eski generalin de bulunduğu 132 sanıklı dava dosyasının istinaf incelemesi tamamlandı..
Tamamı 29.11.2022

Kars: 12 Müebbetin Gerekçesi

30.11.2022 13:13 Kars'ta, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine katıldıkları ve örgütün kentteki sözde 'ana komuta kademesi'nde yer aldıkları iddia edilen, aralarında örgütün sözde 'sıkıyönetim komutanı' ve dönemin 14. Me..
Tamamı 30.11.2022

Yakalanan İlk Darbeciye Müebbet

29.11.2022 11:03 Bursa'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Bursa'da sözde 'sıkıyönetim komutanı' olmayı beklerken 'yakalanan ilk darbeci' olan dönemin İl Jandarma Komutanı Yurdakul Akkuş'un da..
Tamamı 29.11.2022

Darbeci Yaver'in Müebbeti Onandı

29.11.2022 10:43 Ankara'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi akşamı Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın kaldığı oteli darbecilere bildirdiği belirlenen eski başyaver Ali Yazıcı'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet ile eski Dalaman Deni..
Tamamı 29.11.2022

Çatı Davada Müebbetler Değişmedi

29.11.2022 10:22 Ankara'da, Yargıtay'ın 15 Temmuz darbe girişiminden önce açılan FETÖ çatı davasında, örgütün tepe yöneticileri eski Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, eski milletvekili İlhan İşbilen, keski Zaman Gazetesi İm..
Tamamı 29.11.2022

Askeri Hakimlere Müebbet Onandı

02.12.2022 09:55 Ankara'da, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesince FETÖ'nün darbe girişiminde yer alan dönemin Genelkurmay Başkanlığı adli müşavirleri Hayrettin Kaldırım ve Muharrem Köse'nin de aralarında bulundu..
Tamamı 2.12.2022

Poyrazköy Kumpası: 1. Dava Başladı

28.11.2022 13:39 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün "Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmat, Kafes eylem planı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), Amirallere Suikast" gibi davalardaki usulsüzlüklere ilişkin polis mem..
Tamamı 28.11.2022

Poyrazköy Kumpası: 2. Dava Yargıya

28.11.2022 15:42 İstanbul'da, kamuoyunda 'Poyrazköy davası' olarak bilinen dava ve soruşturmalarda görev alan 48 eski hakim ve savcı hakkında 'gizliliği ihlal', 'iftira', 'suç delillerini yok etme', 'kişisel verileri hukuka aykırı olar..
Tamamı 28.11.2022

1985'teki Sınav Hırsızlığına Dava

02.12.2022 12:37 Ankara'da, FETÖ irtibatı nedeniyle hakkında dava açılan eski Albay Cengiz C.'nin, 1985'te yapılan askeri lisesi sınav sorularını, 'örgüt abisi' aracılığıyla önceden aldığını itiraf etmesi, verdiği bilgilerin doğru çı..
Tamamı 2.12.2022

Pinhan Restaurant'a 9 Hapis

30.11.2022 12:08 İstanbul'da, Fetullah Gülen liderliğindeki terör örgütü (Fetö) adına faaliyetlerde bulunulduğu gerekçesiyle kayyum atanan örgütün karargahı konumundaki Maltepe Pinhan Restoran yapılanmasına dair 45 sanıklı davaya devam..
Tamamı 30.11.2022

Zırhlı Tugay Darbe davası

30.11.2022 12:40 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin aralarında muvazzafların da bulunduğu 28'si tutuklu 138 askerin 'kamu malına zarar verme' suçundan altışar yıl ile 'Anayasal düzeni ort..
Tamamı 30.11.2022

Darbede Valilik İşgali davası

30.11.2022 12:29 İstanbul'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul Valiliğinin işgalini konu alan 90 sanıklı davada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından bozulan eski Yarbay Recep Karaçam'ın yeniden yargılan..
Tamamı 30.11.2022

Donanma Darbe davası

28.11.2022 13:24 Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığındaki eylemlere ilişkin davada dosyaları ayrılan 6'sı tutuksuz, 13'ü firari 19 sanığın yargılanmasına devam edildi..
Tamamı 28.11.2022

Adana Yasadışı Dinleme davası

21.11.2022 12:10 Adana'da, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden hüküm giyen eski İl Emniyet Müdürü Ahmet Zeki Gürkan ile terörden sorumlu emniyet müdür yardımcısı İsmail Bilgin'in, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensubunu yasa ..
Tamamı 21.11.2022

Tır Kumpası Organizatörleri davası

21.11.2022 11:57 Adana ve Hatay'da MİT tırlarının durdurulması ve aranmasını organize ettikleri gerekçesiyle haklarında 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 50 yıl 5'er ay hapis cezası istemiyle dava açılan Fetullahçı Terör Örgütü'nün ..
Tamamı 21.11.2022

13.08.2001'den beri ziyaretçi sayısı:
63.585.315