Islak imza ve andıç davasında savunma yapmak için kürsüye gelen Başbuğ çok kısa bir savunma yaptı: ´Bir Genelkurmay Başkanının böyle iddialarla suçlanmaya çalışılması yetersizliğin komedisidir. Bu iddianameye hiç bir itibarım yoktur. Bana terör örgütü yöneticisi diyenlere şaşarım. Bu suçlama hiçbir zaman kişisel suçlama olarak kabul edilemez. Bu suçlama gerçekte şahsım üzerinden Türk Silahlı Kuvvetleri´ne de yöneltilen ağır bir suçlamadır. Mahkemenizin beni yargılamakta görevli olamadığını düşünüyorum. Savunma yapmayacağım, hiçbir soruya da cevap vermeyeceğim.´ Daha sonra çapraz sorgusu yapılan Başbuğ, Ergenekon sanıklarından İbrahim Şahin ve Fatma Cengiz arasındaki telefon kayıtlarının dinletilmesine tepki gösterdi ve duruşma salonunu terk etti.
27.03.2012 11:53 İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde birleştirilerek görülen ´Islak imza ve internet andıcı´ davasına 58. duruşma ile devam ediliyor. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi´ndeki küçük salonda görülen bugünkü duruşmaya tutuklu sanıklar İlker Bağbuğ, emekli Orgeneral Hasan Iğsız, Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu, korgeneraller Mehmet Eröz ve İsmail Hakkı Pekin, Tümgeneral Hıfzı Çubuklu, emekli Tuğamiral Alaettin Sevim, albaylar Sedat Özüer ve Ziya İlker Göktaş, emekli albaylar Dursun Çiçek, Fuat Selvi, Hulusi Gülbahar ve Cemal Gökçeoğlu, sivil memur Mehmet Bülent Sarıkahya, eski Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Deniz Yıldırım katıldı. Mahkeme heyeti tarafından duruşmadan men edilmesine karar verilen avukat Serdar Öztürk ise duruşmaya katılmazken, YAŞ kararıyla Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanlığı´na atanan ve hakkında yakalama kararı bulunan Orgeneral Hüseyin Nusret Taşdeler ile kırmızı bülten ile aranmalarına karar verilen Tümgeneral Mustafa Bakıcı ve Bedrettin Dalan ise duruşmaya gelmedi. Duruşmada, ikinci ´Ergenekon´ davası kapsamında tutuklu yargılanan bu davanın tutuksuz sanığı Hasan Ataman Yıldırım´ın da aralarında bulunduğu 6 tutuksuz sanık da hazır bulundu.
BAŞBUĞ SAVUNMA YAPMAYI REDDETTİ
Tutuklu sanık eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, duruşmada savunma yapmak için kürsüye geldi. Başbuğ, dünyanın hiçbir ülkesinde hem ülkenin silahlı kuvvetlerinin komutanı, hem de bir silahlı terör örgütünün yöneticisi olan Genelkurmay Başkanı´nın görülmediğini belirterek, Türkiye Cumhuriyeti´nin 26´ncı Genelkurmay Başkanı olduğunu vurguladı. Hayatının son 20 yılını terörle mücadele ile geçirdiğini ifade eden Başbuğ, ´Kara Kuvvetleri Komutanı ve Genelkurmay Başkanı olduğum yıllarda da, birilerinin düşündüğü ve iddia ettiği şekilde değil, bütün maddi ve manevi varlığımı ortaya koyarak, ülkemizin başına bela edilen terör sorununun ortadan kaldırılması için var gücümle çalıştım. Bu çalışmalarıma da çok kişi tanıklık etmiştir´ dedi.
´Şimdi bana terör örgütü yöneticisi diyenlere şaşarım´ diyen Başbuğ, şunları söyledi:
´Bu suçlama ile bir Genelkurmay Başkanı´nın görev süresinin iddianamede, hukuken bu şekilde tarif edilmesi, siyasi açıdan da özel olarak düşünülmesi gereken sıra dışı bir durumu ifade etmektedir. Bu suçlama, aynı zamanda, siyaseten devletimize de yöneltilen son derece ağır ve haksız bir ithamdır. Bu karmaşa, ülke yönetimini devredeceğimiz genç nesillere nasıl anlatılacaktır? Tarihe nasıl not düşülecektir? Hayatımda hiç hukuksuz davranmadım. Demokrasiye olan bağlılığım da ortadadır. Bu durum, kamuoyu ve beni yakinen tanıyanlar tarafından da çok iyi bilinmektedir.
Bütün bunlara rağmen, belirli amaçlara hizmet etmek için, şimdi kalkmışlar dünyanın en güçlü ordularından birisinin komutanı iken, iddia edilen bir terör örgütünün istekleri ve yönlendirmesi doğrultusunda, internet yoluyla ve yaptığım konuşmalarla darbeye teşebbüs ettiğimi iddia ediyorlar.
Beni suçlayanlar, komutanlık dönemimde tek bir internet sitesi bile açılmadığını, mevcut olanların da tarafımızca kapatılmış olduğunu bilmiyorlar mı? Beni suçlayanlar, söz konusu internet andıcının gerçekte herhangi bir suç unsuru taşımamasına rağmen, varsayımlar üzerinden bu andıca suç unsuru yüklenilmesinin hukuken doğru olmayacağını bilmiyorlar mı? Beni suçlayanlar, eğer söz konusu internet andıcında herhangi bir suç unsuru görseydim, tereddütsüz soruşturma emri vereceğimi bilmiyorlar mı?.´
´İrtica ile Mücadele Eylem Planı´ davasının tutuklu sanığı eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, ´Beni suçlayanlar, yapmış olduğum bu konuşmaları Genelkurmay Başkanlığı görevim ve sorumluluğum gereği olarak yaptığımı bilmiyorlar mı?´ dedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´ndeki duruşmada konuşan Başbuğ, darbe ortamı oluşturmak amacıyla, psikolojik harekat faaliyetlerini yönetmekle suçlandığını hatırlattı. Başbuğ, Genelkurmay Başkanlığı görevini devraldığı ilk günlerde, Bilgi Destek Dairesi´nin öncelikle küçültülmesi daha sonra da lağvedilmesi direktifini verdiğini, bu daireye ait dört bilgi destek taburundan ikisinin hemen, dairenin ise 11 Ağustos 2009´da lağvedildiğini kaydetti.
´Beni suçlayanlar, yapmış olduğum bu konuşmaları Genelkurmay Başkanlığı görevim ve sorumluluğum gereği olarak yaptığımı bilmiyorlar mı?´ diyen Başbuğ, şöyle devam etti:
´Ne yapmalıydım? Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin, masumiyet karinesi hiçe sayılarak medyada haksız ithamlarla yıpratılmasına ve itibarsızlaştırılmasına sessiz mi kalmalıydım? Bu iddialar ve suçlamalar yersizdir. Böyle bir iddianameyle, bir kişinin suçlanmaya çalışılması sadece, yetersizliğin bir komedisidir. Bu nedenlerle bu iddianameye hiçbir itibarım yoktur. Karşı karşıya bırakıldığımız bu davaya bir bütün olarak bakıldığında, sivil ve asker, sorumluluk taşıyan ve vicdan sahibi olan herkesin de, kendilerinden beklenildiği gibi dürüstçe davranacaklarına inanıyorum.´
Genelkurmay Başkanlığı´nın, devletin en önemli makamlarından biri olduğunu ifade eden Başbuğ, bu nedenle, Anayasa´nın 148´inci maddesinin bu makama da özel bir statü tanıdığını anlattı.
-Yüce Divan olayı-
Türkiye´deki birçok değerli ve saygın hukukçunun tereddütsüz belirttiği şekilde, şahsıyla ilgili bir yargılama olacaksa, bu yargılama yerinin Yüce Divan olduğunu ifade eden Başbuğ, ´Bütün bu nedenlerle, huzurunuzda savunma yapmaya zorlanmayı, işgal etmiş olduğum makama ve Türk Silahlı Kuvvetleri´ne karşı çok ağır haksızlık olarak görüyorum. Bu inançla, bugün burada savunma yapmayacağım ve hiçbir soruya da cevap vermeyeceğim. Bu davranış mahkemeye karşı bir tavır alma şeklinde algılanmamalıdır. Bu davranış, Anayasa´ya, hukukun üstünlüğüne ve kendime karşı olan saygımın ve taşıdığım sorumluluğun bir gereği ve doğal sonucudur´ diye konuştu.
Başbuğ, hizmetinde bulunmaktan her zaman şeref ve gurur duyduğunu söylediği millete de seslenerek, ´Bugün kişisel olarak hiçbir endişe taşımıyorum. Tek endişem, sağduyu sahibi pek çok kişinin de ifade ettiği gibi, güzel ülkemin ve güzel insanlarının çeşitli nedenlerle bir bölünmeye ve kutuplaşmaya doğru sürüklenmekte olmasıdır. Türk ordusunun üniformasını onur ve gururla taşıdığım 53 yıl boyunca vatanıma, milletime, devletime ve orduma sadakatle hizmet ettim. Aksini iddia edenleri, bugün benim, yarın ise tarihin affetmeyeceğine inanıyorum. Takdir yüce Türk milletine aittir´ dedi.
Bu sözler üzerine izleyici bölümünden gelen alkış sesleri duyuldu. Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, izleyicileri, ´Burası seminer salonu değil´ diyerek uyardı. Özese daha sonra da, savunmanın alındığını söyleyerek, Başbuğ´un soruşturma aşamasında verdiği ifadelerinin okunmasına geçileceğini söyledi.
Bunun üzerine Başbuğ, yaptığı konuşmanın savunma olmadığını belirterek, ´Ben savunma yapmayacağım ve hiçbir soruya cevap vermeyeceğim. Ben sadece bu konuşmamla Anayasa´nın 148´inci maddesi gereği mahkemenin beni yargılamaya görevli olmadığını açıklamak istedim. Bu konuşmayı, bir savunma olarak değil, yasal haklarıma dayanarak neden savunma yapmayacağımı açıkladığım bir konuşma olarak kabul edin´ diye yanıt verdi.
Başbuğ´un konuşmasını tamamlamasından sonra duruşma, daha önce alınan ifadelerinin okunmasıyla devam ediliyor.
Bu arada, ikinci ´Ergenekon´ davasında tutuksuz olarak yargılanan eski Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri emekli Orgeneral Tuncer Kılınç, emekli orgeneraller Atilla Işık ve Erdal Ceylanoğlu ile İlker Başbuğ´un eşi Sevim, kızı Feride ve oğlu Murat Başbuğ da duruşmaya izleyici olarak katıldı. Duruşma salonuna saat 9.30´da diğer tutuklu sanıklarla birlikte alınan İlker Başbuğ, bu sırada kendisini alkışlayan izleyicilerin bulunduğu bölüme yaklaşarak el salladı. ( AA)
-Başbuğ´dan eski genelkurmay başkanlarına sitem-
Kendisine yönelik suçlamaları, kürsüde yaptığı açıklamayla reddeden Başbuğ, duruşmaya verilen arada ise eşi Sevim Başbuğ, kızı Feride, oğlu Murat ve duruşmaya izleyici olarak katılan Ergenekon davasında tutuksuz yargılanan eski MGK Genel Sekreteri Tuncer Kılınç başta olmak üzere bazı eski generallerle sohbet etti. Sohbet sırasında Başbuğ, Onların kıldığı namaz, namaz değil. Ahiretlerini yakıyor, bizim ahiretimizi kurtarıyorlar diye konuşan eşi Sevim Başbuğ´un sözlerini kesti. Daha sonra izleyici olarak gelen emekli orgeneraller Atilla Işık, Erdal Ceylanoğlu, Hasan Aksay ve Tuncer Kılınç´a döndü ve izleyici sıralarını kafasıyla işaret ederek, Nerede o eski Genelkurmay Başkanları. Hiçbiri burada yok. Onların başına gelse biz koşar gelirdik buralara. Daha durun, anlatacak çok şeyim olacak. Zamanı gelince daha konuşacağız dedi. Başbuğ, basın mensuplarının bu açıklamalarını haberleştireceklerini söylemesi üzerine, ?Yazın, yazın. Burada bir genelkurmay başkanı yargılansaydı, ben dışarıda olsaydım onun duruşmasına gelirdim? dedi. Başbuğ´un eşi Sevim Başbuğ ise, Koskoca Genelkurmay Başkanını iftiralarla sanık sandalyesine oturtuyorlar. Hiç kimse de bir şey demiyor. Ayıp diye bir şey var diye konuştu.
-Başbuğ mahkeme salonunu terk etti-
Duruşmanın ilerleyen bölümlerinde Başbuğ´un çapraz sorgusuna geçildi. Başkanı Hasan Hüseyin Özese, çapraz sorgu sırasında İkinci Ergenekon davasının sanıklarından İbrahim Şahin ile Fatma Cengiz arasında geçen telefon konuşmalarını duruşma salonunda dinleterek İlker Başbuğ´a sorular yöneltti. Başbuğ, susma hakkını kullandı ve Duruşma iyice magazinleşti, Şahin ve Cengiz´i sizler benden daha iyi biliyor musunuz? dedi. Bu sözler üzerine izleyiciler Başbuğ´u alkışladı. Bunun ardından Mahkeme Başkanı, izleyicileri uyararak, Burada ciddi bir yargılama yapılıyor. Uyarımı dikkate almazsanız sizi dışarıya çıkarırım dedi.
-Başbuğ mahkeme başkanıyla alay etti-
Başbuğ da Bu mu ciddi? Çıkartın efendim çıkartın... Bunların burada dinlemesi bile ciddiyet değildir, efendim diye konuştu. Mahkeme Başkanı da, Size savunma hakkı vermek için bunları dinletiyorum karşılığını verdi. Başbuğ ise İsmi geçenleri de buraya çağırın o zaman diye konuştu. Mahkeme Başkanı Özese, tekrar Şahin ve Cengiz arasında geçen telefon konuşmalarını duruşma salonunda dinletti. Bunun üzerine sanık sandalyesinden kalkan Başbuğ, duruşma salonunu terk etti. Bu sırada Mahkeme Başkanı Nereye gidiyorsunuz efendim diye seslendi. Başbuğ´un salondan çıkması üzerine duruşmaya 1 saat ara verildi.
-Başbuğ tekrar salona geldi-
İlker Başbuğ bir süre sonra tekrar duruşma salonuna geldi. Ancak mahkeme heyetinin sorduğu sorulara cevap vermiyor.
-Başbuğ´un çapraz sorgusu tamamlandı-
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nde tutuklu sanık İlker Başbuğ´un çapraz sorgusuna ilişkin soru sorma işlemine devam edildi. Mahkeme Başkanı Özese´nin sorduğu sorulara Başbuğ, Bu sorunuza yanıt vermeyeceğim. dedi. Özese de, Başka sorular da soracaktım ama susma hakkınızı kullandığınız için sormayacağım. diye konuştu.
Sanık Başbuğ´un avukatı İlkay Sezer, üye Hakim Hüsnü Çalmuk´un 51 No´lu DVD´de yer alan ´Ağlama duvarı´ başlıklı fotoğrafa ilişkin soru sormasını eleştirdi. Sezer, Bu konu müvekkilimin etnik kökenine kadar götürülüyor. Tamamen yalan ve müvekkilimi itibarsızlaştırmak için kullanılıyor. Müvekkilimin camiye yaptığı ziyarete ilişkin görüntüler de var. Ama kullanılmıyor. Bu iddiaların tamamını reddediyoruz. İbrahim Şahin´in kullanmış olduğu kulaklık kadın ve erkek sesini ayırt edemeyecek şekildedir. Sadece mekanik bir ses tonunu iletecek şekildedir. Müvekkilimin tamamen dışında üçüncü şahıslar tarafından yapılan bu telefon görüşmelerinde başka kişilerin de ismi geçmiştir. Aynı zan bunlar için de geçerli mi? Hangisinin ifadesi alınmış? Mahkemenin bu konudaki tutumunu biliyoruz. Onlar için de geçerli olabilirdi. Bu konuşma içeriklerinin müvekkilimle kesinlikle irtibatı yoktur. dedi.
-Dursun Çiçek´in Kızı: Tanığımız var, tanık korumaya alınsın-
Daha sonra da tutuksuz sanık Yarbay Altınay Şahin, savunmasını yapması için kürsüye çağrıldı. Ancak Şahin, avukatının ve savunmasının hazır olmadığını belirterek ek süre verilmesini istedi. Bu sırada tutuklu sanık Dursun Çiçek´in avukatlığını yürüten kızı İrem Çiçek, bir tanıkları olduğunu ve tanık koruma programından faydalanmak istediğini söyledi. Talebi değerlendirmek üzere duruşmaya yarım saat ara verildi.
Ara karar için verilen arada basın mensuplarının bulunduğu alana yaklaşan Başbuğ, Bu kısım da basın ordusu mu? Neler yazdınız? diye sordu. Basın mensuplarının, Dediğiniz her şeyi yazdık, demesi üzerine Başbuğ da Ne dedim ben?. Yazdıklarınız şu anda televizyonda çıkıyor mu? diye sordu. Basın mensuplarının Sabah ki konuşmanızı, salondan çıkışınızı ve eski genelkurmay başkanlarına sitemleriniz yazdık. demesi üzerine Başbuğ başı ile onaylayarak, Ben dışarı mı çıkmışım? sorusunu yöneltti.
Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, tanık dinletilmesine ilişkin talep konusunda Cumhuriyet Savcısı tarafından mütalaa verildiğini açıkladı. Özese, bu tanığın kimler ve hangi konular hakkında ifade vereceğini, hangi gerekçe ile tanık koruma programından faydalanmak istediğini belirtmesi durumunda sanık savunmalarının tamamlanmasından sonra bir değerlendirme yapılabileceğine karar verdiklerini belirtti.
Duruşma, tutuksuz sanıklar Altunay Şahin´in savunmasının alınması için 29 Mart´a ertelendi. ( Cihan)
-Başbuğ´a Ağlama Duvarı´ndaki fotoğrafı soruldu-
29.03.2012 13:16 İnternet Andıcı davasının tutuklu sanığı Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ, dün duruşma salonunda sorulara cevap vermedi. Hakim, Başbuğ´un Kudüs´te Ağlama Duvarı´ndaki fotoğrafını sorunca avukatı, ´Din hürriyetine aykırı´ diye itiraz etti. Soruya cevap verilmeyerek bu şekilde bir itiraz yapılması, Başbuğ hakkında yahudi kökenli olduğuna dair iddiaları güçlendirdi. İddia konusu fotoğraf incelendiğinde Bağbuğ´un Kudüs´te yahudilerin ibadet mekanı olan ağlama duvarında dua ettiği görülüyor.
-51 nolu dvd-
Habertürk´ün haberine göre; mahkemede, Emekli Albay Levent Göktaş´ın bürosunda bulunduğu iddia edilen 51 No´lu DVD´nin içeriğine ilişkin sorular yönetildi. Üye Hakim Hüsnü Çalmuk, ´DVD içerisindeki video başlıklı klasörde 001 isimli bir video var. Kara Kuvvetleri Komutanı İlker Başbuğ başlıklı çeşitli görüntüler de var. Çekim gizli değil. Ağlama Duvarı konusu geçmektedir. Bu konu hakkında bilginiz var mı?´ diye sordu. Avukat İlkay Sezer, ´Hakimin soruduğu soru din ve vicdan hürriyetini bir kenara bıraksak bile internette dolaşan asılsız iddialara müvekkil cevap vermek zorunda bırakılmaktadır.´ diyerek tepki gösterdi. Mahkeme Başkanı Özese, Başbuğ´un bu soruya yanıt vermemesini, ´Sanık İlker Başbuğ´un cevap vermediği, susma hakkını kullandığı anlaşılmıştır´ şeklinde tutanağa koydu.. ( Sabah)
-İşte Başbuğ´u sinirlendiren o telefon görüşmeleri-
29.03.2012 13:51 İlker Başbuğ´un duruşma salonundan kaçmasına neden olan telefon kayıtlarına ulaşıldı. Söz konusu telefon görüşmelerine göre İbrahim Şahin ve Fatma Cengiz, İlker Başbuğ´la sürekli görüşüyormuş. Telefon görüşmelerine göre Ergenekon sanıkları, Genelkurmay eski Başkanı emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt ve Genelkurmay eski 2. Başkanı Çevik Bir´le görüşmüş. Görüşme kayıtlarında geçen Ağrı konusu, ?Başbuğ, İbrahim Şahin ile Ağrı´da ne ekibi kuracaktı? sorularını beraberinde getiriyor.
?İrtica ile Mücadele Eylem Planı? davasının tutuklu sanıklarından Genelkurmay eski Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, çapraz sorgusu sırasında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkeme Heyeti tarafından ikinci ?Ergenekon? davasının tutuklu sanıklarından Özel Harekat Dairesi eski Başkan Vekili İbrahim Şahin ve Fatma Cengiz arasındaki telefon kayıtlarının dinletilmesine tepki göstererek, duruşma salonunu terk etmişti.
ŞAHİN, BAŞBUĞ´A MALZEME SORMUŞ!
İlker Başbuğ´un, duruşma salonundan kaçmasına neden olan telefon kayıtlarına ulaşıldı. Söz konusu telefon görüşmelerine göre, İbrahim Şahin ve Fatma Cengiz, İlker Başbuğ´la sürekli görüşüyormuş. İbrahim Şahin, 3 Kasım 2008 tarihinde Fatma Cengiz´i aramış ve Cengiz´e İlker Başbuğ´la yaptığı görüşmeyi anlatmış. Şahin´in, Başbuğ´a, ?Malzemeler eskiymiş, ikide bir şarj ediliyor? dediği, İlker Başbuğ´un, ?Eskileri vermişler, yenileteyim orayı? dediğini anlatıyor. İbrahim Şahin, İlker Başbuğ´un Ağrı´da ekip kurmalarını istediklerini söylüyor. İbrahim Şahin, İlker Başbuğ´a, ?Evvelsi gece iki saat konuştum ya, o bambaşka ya, ona ben alenen söyledim sen gerçek Başbuğ´sun diye? dediğini söylüyor.
BÜYÜKANIT VE BİR´LE DE GÖRÜŞMÜŞ
Söz konusu görüşmelerinden; İbrahim Şahin ve Fatma Cengiz´in, İlker Başbuğ´un yanı sıra Genelkurmay eski Başkanı emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt ve Genelkurmay eski 2. Başkanı Çevik Bir´le görüştükleri anlaşılıyor.
İŞTE O GÖRÜŞMEDEN BAZI DETAYLAR
İbrahim Şahin´in, 3 Kasım 2008 tarihinde Fatma Cengiz´le yaptığı telefon görüşmesi şöyle:
İBRAHİM ŞAHİN: Belki şeye kızmıştır. Hani bu Başbuğ Paşa´ya ben dedim ya; ?Malzemeler eskiymiş ikide bir şarj ediliyor? diye. O da dedi ki; ?Eskileri vermişler, yenileteyim orayı? dedi.
(...)
İbrahim Şahin ve Fatma Cengiz, İlker Başbuğ´la sürekli görüşüyormuş. Telefon kayıtlarına göre Ergenekon sanıkları, Büyükanıt ve Bir´le de görüşmüş.
FATMA CENGİZ: Abi ben Ağrı´nın ayaklarını kurmaya başlıyorum. Kurmaya başlıyorum ben Ağrı´yı.
İBRAHİM ŞAHİN: Tamam, o da diyor ki...
FATMA CENGİZ: Ekibim hazır, ekip hazır, götürecem ekip hazır...
İBRAHİM ŞAHİN: Başbuğ Paşa da diyor ki, ?Ağrı´yı bekliyorum? diyor bana.
FATMA CENGİZ: Şey de, onu söylicem, o akşam Çevik Paşa operasyona giriyorlar ya şeyler jö...onlar operasyona giriyor ben dedi. Hatta ?Giricem? dedi ?Paşadan? dedim ?İzin aldın mı? dedim, ?Başbuğ Paşa´dan izin aldın mı?? dedim. ?Ben karışmam? dedim. ?Diyarbakır´dan girecekmiş onlar ne yapıyor? diye sordu. Seni dedim, ?Ne yapsın ondan sonra ne yapsın? dedim, ?Biliyon mu bekliyor? dedim, ?Öyle yollarınızı gözlüyor? dedim. ?Hanginiz nerdesiniz ona bakıyor? dedim. Ondan sonra bir oturdu, bir ağladı, ?O çocuğu? dedi ?Köşeye bıraktılar da? dedi ?Ağar gibi adamlara sahip çıktılar ya? dedi biliyon mu, sesinin tonu baya bir düştü senin adını duyunca...
?SADECE AĞRIYI BEKLİYORUM?
İBRAHİM ŞAHİN: Başbuğ Paşa dedi ?Sadece şey, Ağrı´yı bekliyorum ben seni yedirmem ortalığı? dedi, ?Ağrı´yı bekliyorum? dedi
FATMA CENGİZ: Ne dedi ne dedi, bir dakka, baştakini söyle hele ne dedi?
İBRAHİM ŞAHİN: ?Sadece senin sözünü dinliyor bu kez? dedi ?Ağrı´yı kursunlar? dedi. ?Ben gereken yardımı yapacağım? dedi, herhalde o İlker Paşam şeye bağırdı ki...
FATMA CENGİZ: Demek ?Yedirmem? dedi ha, ?Yedirmem? dedi, ya aslan bu adam ya.
İBRAHİM ŞAHİN: ?Eski malzemeyi vermişler Kayseri´ye? dedi.
FATMA CENGİZ: Abi sadece Kayseri´ye değil her yere eski malzeme verdiler de eski olması önemli değil, ben eski malzeme ile de çalışırım ama önemli olan sağlam olsun, eski olsun ama sağlam olsun yani illa bana gelin Amerika´dan şurdan buradan sıfır malzeme getirin demiyorum ki ben ona, onlara.
İBRAHİM ŞAHİN: İşte Metin Paşa´ya sen ona öylece şey yap ben çünkü saat birden üçe kadar konuştum ya onla bu şimdi...
FATMA CENGİZ: Abi ben geçen geldiğimde söyledim Metin Bey´e tamam mı Metin Bey´e ben söyledim, ondan sonra bana ne de di biliyor musun, bana ne dedi biliyor musun, dişlerinin arasından konuşarak bana sanki ?Ben mi çalışacam o sistemde, bana ne, çalışacak adam düşünsün? dedi, benim de cinler tepeme tepeme geldi.
İBRAHİM ŞAHİN: Başbuğ Paşa bağırdı demek ki onun için o sıkıştı.
FATMA CENGİZ: Ha o da bana bağıracak öyle mi tamam.
İBRAHİM ŞAHİN: Yok ya sana bağıramaz nereye bağırıyor ya.
FATMA CENGİZ: Ben de kaşırım, hiç gereği yok abi, ben de kaşırım, hiç gereği yok tamam mı.
?BEN GELDİKTEN SONRA BÜTÜN SORUNLAR BİTER?
İBRAHİM ŞAHİN: Hayır Başbuğ Paşa´ya bile demiş ?Ben o kızdan korktum? diye
FATMA CENGİZ: Tamam tamam ben yapacağımı biliyom, dur sen, ben ne olur ne olmaz sana bir şey mi söyledi diye ben şey yaptım.
İBRAHİM ŞAHİN: Sakin ol da şu şeyi kurduralım önemli olan.
FATMA CENGİZ: Önemli olan o abi zaten ben Ağrı´nın ayaklarını kurmaya başlayacam şimdi sen dedin diye kurmaya başlayacağım yoksa ben de diyorum ki verin şu adamı başıma diyorum, verin şu adamı başıma, ben Ağrı´nın ayağını 4 günde kurdururum ona diyorum.
İBRAHİM ŞAHİN: Ya neyse görüş...
FATMA CENGİZ: Onun elinde de var adam yani senin elinde de var anlayacak adam herhalde 4 günde kurarız biz orayı.
İBRAHİM ŞAHİN: Ben geldikten sonra bütün sorunlar biter zaten de...
FATMA CENGİZ: Önemli olan o işte şimdi ben bütün sistemi kurarım tamam mı, bütün her şeyi hazırlarım, bu sefer vermiyorum demeye kalkarsa ben o paşanın ... sulu tarlaya götürür susuz getiririm ben onun anasını tamam mı? (Yeni Akit)
(27 Mart 2012), son güncel.: (29 Mart 2012)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Genelkurmay´ın provokasyon siteleri ya da ´internet andıcı´ konulu manşetlerimiz
Islak imzalı ´İrtica ile Mücadele Eylem Planı´ ya da ´AKP ve Gülen´i Bitirme Planı´ manşetlerimiz
Başbuğ iddianamesinde arama yap
Andıç iddianamesinde arama yap
Islak İmza iddianamesinde arama yap
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap
Yargıtay da Başbuğ´u reddetti
İlker Başbuğ´a Yüce Divan reddi
İlker Başbuğ´un tahliyesine ret
Flaş!!! İlker Başbuğ tutuklandı
Başbuğ andıç uyarılarını dinlememiş
Başbuğ konuştu, andıç ve planlar yazıldı
Başbuğ´a dokunma, alta müebbet