Eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay´ın da aralarında bulunduğu 11 sanığın ´Ergenekon davası ve soruşturmasını etkilemeye teşebbüs ettikleri´ iddiasıyla 10 ila 26.5 yıl arasında değişen hapis cezaları istemiyle yargılanmasına 21 Mart´ta başlanacak. Dava Çağlayan´daki İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülecek. ´21 Mart´ta Seyfi Dede´nin yanında olacağız!´ diyen Alevi Bektaşi Federasyonu, vicdan sahibi bütün insanları Oktay ile dayanışmak için dava günü adliyeye davet etti.
19.03.2012 11:22 Eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay´ın da aralarında bulunduğu 11 sanığın ´Ergenekon davası ve soruşturmasını etkilemeye teşebbüs ettikleri´ iddiasıyla 10 ile 26,5 yıl arasında değişen hapis cezaları istemiyle yargılanmasına 21 Mart´ta başlanacak. İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesince Çağlayan´daki İstanbul Adalet Sarayında 21 Mart´ta görülmesine başlanacak davanın iddianamesinde, Mehmet Seyfi Oktay´ın ´Ergenekon silahlı terör örgütünün yargı yapılanması ve yargıya müdahale alanında faaliyetler yürüttüğü´ belirtiliyor.
Mevcut soruşturma evrakına göre Oktay´ın, soruşturmaya konu diğer şüphelilerin de faaliyet yürüttükleri örgütün yargı yapılanması içerisindeki hücreden sorumlu konumda olduğu, bu faaliyetlerinin yanı sıra devam eden davalara müdahale, davaların seyrinin değiştirilmesi ve dava takip işlerinden sorumlu bulunduğunun anlaşıldığı belirtilen iddianamede, ele geçirilen delillerden, Oktay´ın şüpheliler Tülay Bekar, Ali Hadi Emre ve Kudbedin Kaya ile birlikte önceden belirlenen örgüt stratejisi doğrultusunda ´Ergenekon silahlı terör örgütü´ davasının görüldüğü dönemin İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı K.Ş´yi etki altına alıp yönlendirdiği öne sürülüyor.
-Davalara müdahale girişimleri-
Şüphelilerin, söz konusu mahkemenin tahliyelerle ilgili itirazların değerlendirildiği İstanbul 10 ve 14. ağır ceza mahkemelerine yönelik de faaliyetler yürüttüğü kaydedilen iddianamede, bu kapsamda mahkeme başkanları E.C. ve Z.B´nin geçirdikleri adli soruşturmalardan kurtulmaları için Oktay´ın, dönemin HSYK Başkan Vekili K.Ö´den 2 kez randevu aldığı, mahkeme başkanlarının Ankara´ya götürülmesini de şüpheliler Kudbedin Kaya ve Ali Hadi Emre´nin organize ettiği, telefon görüşmelerine göre bu kişilerin soruşturmalardan kurtulmalarının sağlanarak, örgüt amaçları doğrultusunda kararlar vermelerinin sağlanmasının hedeflendiğinin anlaşıldığı anlatılıyor.
Oktay´ın dosyada mevcut birçok görüşmesi ve şüphelinin ikametlerinden ele geçirilen belgelerde, başta hakim ve savcılar olmak üzere birçok adliye personeli alımı için düzenlenen sınavlar ile adliye personellerinin yer değişikliği atamalarıyla ilgili referans notlarının bulunduğu anlatılan iddianamede, yine aynı notlar içerisinde aralarında Yargıtay ve Danıştay gibi yüksek mahkemelerin de bulunduğu birçok mahkemede görülmekte olan çeşitli davalara müdahale edilmesi ile ilgili çok sayıda referans notlarının yazılı olduğunun tespit edildiği kaydediliyor.
İddianamede, Oktay´ın bir dönem Adalet Bakanı olarak kamu görevlisi olduğu, görevinin verdiği yetkiyi kötüye kullanarak, adli camiada yer alan birçok şahsın kişisel verilerini, kişilerin siyasi, felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine ilişkin belgelerini kişisel veri olarak kaydettiği öne sürülüyor.
-Duygusal yakınlık iddiası-
Sanık Tülay Bekar´ın diğer sanıklar Mehmet Seyfi Oktay, Mehmet Cengiz, Kudbedin Kaya, Ali Hadi Emre, Canfer Balçık, Sefa Altıoğlu ve Hüseyin Yıldırım ile birlikte ´Ergenekon silahlı terör örgütü´nün yargı yapılanması içinde aktif olarak görev aldığı belirtilen iddianamede, toplanan delillerin değerlendirilmesine göre Bekar´ın ´Ergenekon silahlı terör örgütü´nün yargı yapılanması içerisinde, avukat olmasının da verdiği hukuki görünümlü geniş hareket alanıyla aktif olarak görev aldığı kaydediliyor.
İddianamede, Bekar´ın kendisine örgüt tarafından verilen görev gereği, ´Ergenekon´ davasına bakan dönemin İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı K.Ş. ile duygusal yakınlık kurduğu ve bu şekilde ´Ergenekon´ davasını yönlendirmeye çalıştığı, bazı tutuklu sanıkların tahliyesi konusunda girişimde bulunduğu ve başkan K.Ş´yi davadan çekilerek kamuoyu oluşturmak ve yargılamayı yapan heyeti tartışılır hale getirmek için basın açıklaması yapmaya zorladığının belirlendiği anlatılıyor.
Sanıklar arasındaki ilişkinin tamamen örgütün menfaatlerinin korunması amacıyla sürdürüldüğünün anlaşıldığı belirtilen iddianamede, sanıkların ´Ergenekon silahlı terör örgütü´ adına yüksek yargı da dahil birçok hakim ve savcının tayininden terfisine, disiplin cezalarının kaldırılmasına kadar yapılan çalışmalarla, HSYK üyeleriyle birçok hakim ve savcıyı görüştürüp daha sonra da kendilerine bağımlı hale getirip örgüt adına kullanmayı amaçladıklarının anlaşıldığı kaydediliyor.
İddianamede, Seyfi Oktay ile diğer şüpheliler arasında mahkeme başkanı K.Ş´yi etkileme faaliyetleri, bazı sanıkların tahliye edilmesi çalışmaları konusunda yapılan telefon konuşmalarına da yer veriliyor.
-Ceza istemleri-
Oktay´ın ´silahlı örgüte üye olmak´, ´hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek´, ´yargı görevini yapanı etkilemeye teşebbüs etmek´ ve ´adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmek´ suçlarından 10 yıl 9 ay ila 26,5 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması istenen iddianamede, diğer sanıklar Tülay Bekar, Ali Hadi Emre, Mehmet Cengiz, Kudbedin Kaya, Canfer Balçık ve Hüseyin Yıldırım´ın da ´silahlı örgüte üye olmak´, ´yargı görevini yapanı etkilemeye teşebbüs etmek´ ve ´adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmek´ suçlarından 10 ila 22´şer yıl arasında hapis cezasına çarptırılmaları öngörülüyor. Sefa Altıoğlu, Şehriban Nihan Atasagun, Ali Haberal, Erkan Bülent Haberal´ın, ´Ergenekon silahlı terör örgütü´nün hiyerarşik yapısına dahil olmamakla birlikte, örgüt adına suç işledikleri belirtilen iddianamede, bu şüphelilerin de 10 ila 22´şer yıl arasında hapis cezasına çarptırılmaları isteniyor. (AA)
ABF: 21 MART´TA ?SEYFİ DEDE?NİN YANINDA OLACAĞIZ!
19.03.2012 12:02 ´21 Mart´ta Seyfi Dede´nin yanında olacağız!´ diyen Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF), bir bildiri yayınlayarak vicdan sahibi bütün insanları Oktay ile dayanışmak için dava günü adliyeye davet etti. Yayınlanan bildiride geçtiğimiz günlerde 5 sanık açısından zaman aşımına uğrayarak düşen Sivas davası vesilesiyle alevi düşmanlığının tekrar gündeme geldiği iddia ediliyor. Bildiride dikkat çeken ayrıntı ise Çarşamba günü başlayacak Ergenekon bağlantılı davadaki suçlama konularına ise hiç değinilmemiş olması. Seyfi Oktay´a sadece alevi olması nedeniyle destek olacakları anlaşılan bu çevrelerin bildiride bir taraftan alevi düşmanlığını eleştirip diğer yandan farklı bir konuda yargılanacak olan bir eski bakana sırf alevi diye sahip çıkıyor olmaları garip bir tezat oluşturuyor. Alevi Bektaşi Federasyonu´nun bildirisi aynen şu şekilde:
Sivas katliamının bir insanlık suçu olduğunun kamuoyu gündemine oturması, katliamla yüzleşmek istemeyen bütün çevreleri rahatsız etmiş durumda. Başbakan Erdoğan´ın mahkeme kararını ?hayırlı olsun? diye yorumladıktan sonra, zamanaşımına karşı çıkan bunun için Adliye önünde kararı protesto eden Alevileri de ?belli bir fraksiyonun, ideolojinin borazanlığını yaptığımızı? ilan etmesi buradan kaynaklanıyor. Sivas katliam davasında sanıkların avukatlığını yapanları Aleviler için ?tek tarafa ben siyasi bir servis yapmayı doğru bulmuyorum? diyen 2 Temmuz 1993´te Sivas Madımak´ta gerçekleşen katliama ?katliam? bile diyemeyen Erdoğan ve benzeri çevreler, Anayasa Referandumu ve 12 Haziran seçimleri sırasında Adalet Eski Bakanı Seyfi Oktay şahsında ?yargıyı Dedeler ele geçirdi? biçimindeki yaklaşımlarını yeniden piyasaya sunuyorlar. ?Beni bu Dedeler mahkum ettirdi? diyerek Seyfi Oktay´ın Aleviliğine vurgu yaparak hedef gösteren Erdoğan´a, Akit Gazetesi birkaç gündür ?Sivas andıcı Seyfi Dede? biçiminde yaptığı manşet haberlerle destek veriyor.
?Seyfi Oktay Sivas olaylarından 80 gün sonra, 7 savcıya ´Düşünce Örneği´ adı altında müdahale ederek Sivas davasının seyrini değiştirdi: Sivas ve Kayseri´de ´Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu´na muhalefetten yargılanan sanıklar, Seyfi Dede´nin andıcı sonrası, 3 davanın Ankara DGM´de birleştirilmesi ile ´Anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüsten yargılandı ve 33 sanığa idam, 4 sanığa 20 yıl, 1 sanığa 15 yıl, 9 sanığa ise 7,5 yıl hapis cezası verildi.? (Yeni Akit Gazetesi 15 Mart 2012)
Gazetenin bu yaklaşımına sanık avukatları da olan AKP eski milletvekili Hüsnü Tuna ve Cüneyt Toraman da ?bu olaylarda Anayasal düzene yönelik bir suç olmadığını? açıklayarak destek veriyorlar.
Bunları okuyunca Başbakan´ın, katliamda öldürülmüş olanların ailelerin mağduriyetleri ortadayken, katliama karışmış ve mahkum olmuş olanların çocuklarından bahsetmesini daha iyi anlıyoruz. Çünkü onlara göre ?Cumhuriyet burada kuruldu burada yıkılacak?, ?laiklik gidecek şeriat gelecek? sloganları Anayasal düzene karşı bir kalkışma olmadığı gibi, günler öncesinden dağıtılan bildiriler, Sivas´ta estirilen terör, 8 saat boyunca oteli kuşatmak ve arkasından da sevinç çığlıkları atarak oteli ateşe vermek ve 35 kişiyi öldürmek tümüyle ?bireysel? bir tepki. Bu yalana göre ?binlerce Müslüman tahrik oldu ve bu tahrikten dolayı Madımak Oteli´ni yaktılar?! Seyfi Oktay´ın talimatı olmasa ?Masum Sivaslılar? Anayasal düzeni değiştirmeye, bunun için de otel yakmaktan ve adam öldürmekten ceza almayacaklardı!
İşte bu kadar pervasızlar, bu kadar vicdansızlar ve Alevilere karşı bu kadar kin dolular! Seyfi Oktay´a oyunlarını bozduğu ve ?bu katliam Cumhuriyete karşı bir kalkışmadır? şeklinde yargılamayı doğru bir rotaya soktuğu için saldıranlar bu nedenle her ağızlarını açtıklarında Seyfi Oktay´a kin kusuyorlar. Bitmeyen bu kinlerinin aslında hedefi yalnızca Seyfi Oktay değil, saldırıların hedefi aslında bir bütün olarak Alevi toplumu!
Siyasal İslam, 16. yüzyıldan bu yana Alevileri yok edilmesi gereken bir topluluk olarak görüyor. Siyasal İslamcılar, bırakın Alevilere ?eşit yurttaşlık hakkı tanımayı, cemevlerini bir inanç merkezi olarak görmeyi, Alevilerin okumalarına, yargıç, kaymakam, vali olmalarına, ekonomik olarak güçlenmelerine, yerel ya da merkezi iktidarlarda ?karar? mekanizmalarında yer almalarına asla tahammül edemiyor. Bu nedenle yüzlerce yıla yayılan ?Sünni refleks? ortaya çıkıyor ve Seyfi Oktay örneğinde olduğu gibi, bir gün Oktay, bir gün Kılıçdaroğlu, bir gün başka bir isim şahsında Alevilere saldırıyor kin ve nefret tohumları ekiyorlar...
Çünkü, kin ve nefret suçunu işleyenler, insanları yakanlar serbest bırakılıyor, cezalandırılmıyor. Tam tersine cinayet işleyenleri savunmak ise ödüllendirmeyi gerektirecek kadar kutsal bir göreve dönüşüyor! Sorun burada! Öncelikle bu zihniyeti mahkum etmek gerekiyor. Bu zihniyet değişmediği ve ?eşit yurttaşlık? kabul edilmediği sürece, ayrımcılık ve nefret suçu, kendisine benzemeyen, kendisi gibi düşünmeyen herkesi ?kıstırdığı yerde? ölüme mahkum etmeye devam edecektir!
Bu karanlık iklim değişmeli, başka yolu yok! Bu karanlık iklimi değiştirmek için daha fazla alanlara çıkmak artık kaçınılmazdır. Türkiye´nin dört bir yanında ve Almanya´dan yükselen sesin anlamı budur! Bu ses yükseldikçe herkes kendine çeki düzen verecektir. Eğer Erdoğan Almanya´ya gidip ödül alamadıysa bu haklı tepkilerin dalga dalga büyümesinin büyük rolü vardır!
Alevi Bektaşi Federasyonu, vicdan sahibi bütün insanları haksızlığa karşı çıkmak için 21 Mart Çarşamba günü ?yargıya müdahale ettiği gerekçesiyle? İstanbul´da yargıç önüne çıkacak Seyfi Oktay ile dayanışmak için İstanbul Çağlayan Adliyesi önün davet ediyor! Orta doğu halklarının yeni günü olan 21 Mart´ta yapılacak bu duruşmanın, eşitlik, kardeşlik ve özgürlük için de yeni bir gün olmasını diliyoruz! 21 Mart´ta ?Seyfi Dede?nin yanında olalım! 18 Mart 2012, Ankara Alevi Bektaşi Federasyonu ( alevifederasyonu.org.tr)
(19 Mart 2012, 11:22)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Seyfi Oktay´ın Ergenekon davası için yargıyı etkileme girişimleri soruşturması manşetlerimiz
İŞTE SEYFİ OKTAY İDDİANAMESİNİN TAM METNİ
Ergenekon soruşturmasını/davasını akamete uğratma girişimleri
Kontrgerilla´nın yargıdaki örgütlenmesi
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap