Odatv davasına 11. duruşma ile devam ediliyor. Duruşma tutuklu sanık Ahmet Şık ile avukatı Fikret İlkiz´in savunmalarıyla devam ediyor. Duruşmanın ilerleyen saatlerinde ara karar alan İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi, davanın tutuklu 4 sanığı gazeteciler Nedim Şener, Ahmet Şık, Sait Çakır ve Coşkun Musluk´un tahliyesine karar verdi. Tahliye kararlarına gerekçe olarak, ´suç vasfının değişme ihtimali´ ve ´tutuklu kaldıkları süre´ gösterildi.
12.03.2012 11:50 OdaTV davasına 45 günlük aranın ardından devam edildi. ´Ergenekon´ soruşturması kapsamında Odatv´de yapılan aramalar sonrasında gazeteciler Ahmet Şık, Nedim Şener ve Soner Yalçın´ın da aralarında bulunduğu 12´si tutuklu 14 sanık hakkında açılan davanın 11. duruşması başladı. İstanbul Adalet Sarayı´ndaki özel yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuklu sanıklar eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, gazeteciler Nedim Şener, Ahmet Şık, Soner Yalçın, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Muhammet Sait Çakır, Coşkun Musluk, Müyesser Uğur ile tutuksuz sanık İklim Ayfer Kaleli katıldı. Tutuklu sanıklardan Yalçın Küçük ile tutuksuz sanıklar Şükrü Doğan Yurdakul ve Ahmet Mümtaz İdil ise duruşmaya gelmedi. CHP Milletvekili İlhan Cihaner ile gazeteciler Uğur Dündar, Haluk Şahin ve Ruşen Çakır da duruşmaya izleyici olarak katıldı. Dava kapsamında Silivri Cezaevi´nde tutuklu bulunan OdaTV Genel Koordinatörü yazar Doğan Yurdakul, 21 Şubat´ta sağlık sorunları nedeniyle tahliye edilmişti.
-Dijital deliller TÜBİTAK´a yeni bir bilirkişi incelemesi için gönderildi-
Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci, dava dosyasıyla ilgili gelişmeleri açıkladı. Başkan Ekinci, TÜBİTAK´a müzekkere yazıldığını daha önce belirlenen bilirkişi listesine yapılan itiraz nedeniyle başka bir bilirkişi listesi istendiğini, gelen 10 kişilik listeden ise 3 kişinin belirlendiğini belirtti. Başkan Ekinci, dosyadaki dijital delillerin imajlarının ve sanık avukatlarının konuyla ilgili verdiği dilekçeler ve mahkemenin hazırladığı sorularla birlikte gönderildiğini ifade etti. Başkan Ekinci ayrıca kuruma raporun en hızlı şekilde hazırlanmasını istediklerini belirten bir yazıda gönderdiklerini bildirdi.
-Emniyet: Ergenekon terör örgütüdür-
Emniyet Genel Müdürlüğü´nden mahkemeye gönderilen Ergenekon yapılanmasının bir terör örgütü olup olmadığına ilişkin cevap yazısındaki, Konu kovuşturmayı yürüten bağımsız mahkemelerin yetkisinde kalmakla beraber ´Ergenekon´ yapılanması bir terör örgütüdür açıklaması Başkan Ekinci tarafından okundu.
-Barış Terkoğlu´nda ele geçen MİT dokümanı çok gizli-
Davanın tutuklu sanığı Barış Terkoğlu´nun ikametinde ele geçirilen ve MİT´e ait olduğu belirtilen dokümanların gizlilik derecesinde olduğunu açıklayan Başkan Ekinci, bu nedenle söz konusu belgelerin, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından muhafaza altına alındığını söyledi.
-Hanefi Avcı´nın Devrimci Karargah dava dosyası Odatv davasına istendi-
Başkan Ekinci İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi´nden Hanefi Avcı´nın yargılandığı Devrimci Karargah davası dosyasının bir örneğinin talep üzerine gönderildiğini kaydetti.
FİKRET İLKİZ´İN SAVUNMASI
Duruşmada daha sonra, Ahmet Şık´ın avukatı Fikret İlkiz´e savunmasında eksik kalan bölümleri anlatması için söz verildi. Avukat Fikret İlkiz, iddianamede Şık´a talimat verdiği iddia edilen kişinin kendisi olduğunu öne sürdü. İlkiz, iddianamede yer alan telefon tapelerinde müvekkili ile yaptığı görüşmeler bulunduğunu söyledi. İlkiz, Bana kitabıyla ilgili haberler çıktığında ´ne yapayım?´ diye sordu. Ben de ´bir an önce yayınla da üzerindeki şaibe kalksın´ dedim. İşte o tapelerdeki talimat verdiği iddia edilen Fikret ağabey benim. diye konuştu. Savunması sırasında zaman zaman işaret parmağın heyeti doğru sallayarak tüm dikkatleri üzerinde toplayan İlkiz, Biz gazetecileri topluma düşman gibi göstermesin. Gazeteciler yazdıkları için, savcılar gazeteciler nedir anlamadıkları için yargılanıyorlar. dedi.
Fikret İlkiz iddianamedeki iddiaları tek tek yanıtlarken Medya faaliyetlerini iddialarınızın delili olarak sunuyorsunuz dedi. Hakim Ekinci, İlkiz´i Siz diye kast ettiğiniz savcılık makamıdır. Öyle söylerseniz daha doğru olur. Biz daha karar vermedik diye uyardı. İlkiz savunmasında şunları söyledi:
AİHM çerçevesinde ifade ve düşünce özgürlüğünü bu salonda tartışmamamız için hiçbir sebep yok. Bu davanın iddianamesi yazılırken hukuk ve insan hakları kurallarına uyulmadığını görüyoruz. İddianamenin hukuka aykırı olduğu bizim için kesindir. Savcılık iddia makamıdır. Sanığın karşıtı değildir. Davaya bakan mahkeme olağan dönemde olağanüstü görevlidir. Bu davada savcıların davranış biçimleriyle yargı etiği ihlal edilmiştir. Barış, ´Cezaevi avlularında sadece bir avuç gökyüzü var´ demişti. Savcılara soruyoruz; Sizin avlunuzda kaç avuç gökyüzü var? Hukuksuzluğun suç ortağı olmak istemiyoruz. Kimse gazetecileri topluma düşman olarak göstermesin, bu suçtur. Başbakan kitaba bomba diyor. Nereden biliyor? Bu adil yargılamayı etkileme değil midir? İddianameyi yazanlar gazetecilikten zırnık kadar anlamıyor. Telefon tapelerinde benimle yaptığı görüşmeler var. Bana kitabıyla ilgili haberler çıktığında ´Ne yapayım?´ diye sordu Ahmet Şık. Ben de ´Bir an önce yayınla da üzerindeki şaibe kalksın´ dedim. İşte o tapelerdeki talimat verdiği iddia edilen Fikret Abi benim. Gazetecilerin haber kaynakları gizlidir ve korunmalıdır.Ama bu davada haber kaynaklarına el konuldu. İddianamede ´anlaşılmıştır´, ´tespit edilmiştir´ deniliyor ama biz ne anlayabildik ne tespit edebildik.
AHMET ŞIK´IN SAVUNMASI
Fikret İlkiz´in savunmasını tamamlamasının ardından Ahmet Şık ve Nedim Şener´in çapraz sorgusuna geçildi. İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Odatv davasında, tutuklu sanık Ahmet Şık, mahkeme heyetinin sorularını cevapladı. Ahmet Şık, söylenecek çok şeyin bulunduğunu ancak susmayı tercih ettiğini belirtip, suskunluğunun masumiyetinden ve haklılığından geldiğini söyledi. Şık, üye hakimin, gazeteci Alper Görmüş´ün Nokta Dergisinde yayınlanan ´darbe günlükleri´ haberine ilişkin soru sorması üzerine, sinirlenerek ses tonunu yükseltti. Şık, ´Bana doğru dürüst soru sorun. Bunun davayla ne ilgisi var?´ demesi üzerine Başkan Ekinci, Şık´ı uyararak sorulara cevap vermesini, aksi takdirde yerine oturmasını istedi. Ahmet Şık, yüksek ses tonuyla konuşmaya devam edince bazı jandarma görevlilerinin ayağa kalktığı görüldü.
Şık, Alper Görmüş´ün yaptığı haberde kendi adının bulunmadığını ancak bir gazeteci olarak böyle bir habere imza atmak isteyeceğini ifade etti. Üye hakimin, iddianamede yer alan telefon tapelerine dair sorularını da cevaplayan Şık, ´Tapelerin tamamının okunması lazım. Savcı işine gelen yerleri almış, gelmeyen yerleri almamış. Yazdığım kitapta kimsenin katkısı yoktur ve kimseden kitabımla ilgili talimat almadım. Nedim Şener´in bu kitapla hiçbir ilgisi yok. Olsaydı söylerdim. Ben kimsenin emeğini yemem. Telefonda ´Fikret Ağabey´ dediğim kişi avukatımdır. Avukatım bile davanın gizli sanığı haline gelmiştir.´ şeklinde konuştu. Ahmet Şık çapraz sorgusunda şunları söyledi: ´Yine susma hakkımı kullanıyorum. Bilin ki susmam suçsuzluğumdan ve haklılığımdan. Tapelerin tamamının okunması lazım. Savcı işine gelen yerleri almış, gelmeyen yerleri almamış. Nedim Şener´in bu kitapla hiçbir ilgisi yok. Olsaydı söylerdim. Ben kimsenin emeğini yemem. Bu kitabı yazmakta tek katkı benim haber kaynaklarım.´
NEDİM ŞENER´İN SAVUNMASI
Ahmet Şık´ın ardından kürsüye gelen Nedim Şener de üye hakimlerin sorularını cevapladı. Nedim Şener, yapmadığı ve yazmadığı bir şeyi anlatmaya çalıştığını ve bunun çok zor olduğunu söyledi. Şener, gözaltına alınmadan önce bir kitap çalışmasının bulunmadığını ancak tahliye edildiğinde Devlet Denetleme Kurulu raporları doğrultusunda, Hrant Dink cinayetiyle ilgili yeni bir kitap yazacağını kaydetti. Sanık Şener, ´Ahmet´le mahkemede ayrıldık. Ben ´ilahi adalet´ diyorum, o ´diyalektik adalet´ diyor.´ ifadesini kullanarak tahliyesini talep etti.
Üye hakim, Şener´e Dink cinayeti ile ilgili yeni kitap çalışmalarını sordu. Şık, Çıkınca DDK´nın Dink cinayetiyle ilgili ortaya çıkardığı skandalı da anlatacağım bir kitap yazacağım diye cevap verdi. Nedim Şener, ´Ahmet Şık´ın kitabının çıkması için yardımcı oldunuz mu?´ sorusuna, ´Yayınevinden Ertürk Bey´i tanırım. Ahmet´e katkım yoktur´ yanıtını verdi. Şener, sorgusunda şunları söyledi: Bu davada herkes yazdığı şeyden sorumlu. Benim zorluğum, başkalarının yazdıkları yüzünden suçlanıyor olmam. Beni dinleten Emniyet. İçine şifre de konmuş. Dink cinayeti üzerinden emniyet ve jandarma yıpratılıyor. Ahmet´le mahkemede ayrıldık. Ben ´ilahi adalet´ diyorum, o ´diyalektik´ diyor. Kitapları yazdığıma ve katkı yaptığıma dair tek delil yok. Yargılama konum gazetecilik faaliyetimdir. 100´e yakın davaya çıktım. ´İleride soracaklar neden yattın?´ diye ´Yazmadığım kitaplardan´ demek zorunda kalacağım.
SONER YALÇIN´IN SAVUNMASI
Soner Yalçın çapraz sorgusunda ´Büyük ihtimalle bizi yine burdan Silivri´ye göndereceksiniz. Yeni bir tarih vereceksiniz. Biz tekrar gelip gazetecilik, yazarlık üzerine konuşmalar yapacağız. Masumiyetimizi anlatacağız ve tekrar Silivri´ye döneceğiz. Bu böyle sürüp gidecek. Bu yüzden herhangi bir talebim yok. Tutukluluk kararı veren hakim ve savcıların en az 3 gün hapishanede yatması gerekir´ ifadelerini kullandı.
BARIŞ TERKOĞLU´NUN SAVUNMASI
Gazeteci Barış Terkoğlu da çapraz sorgusunda şunları söyledi: Ben inandıklarımı yazmaya devam edeceğim. Beni hapsederek engelleyemezsiniz. Gir çık, gir çık olacaksa müebbet verin veya tedavi ettirin beni. Çünkü ben tüm yazdıklarıma sonuna kadar inanıyorum. Ben Balyoz´la ilgili bir haber yapıyorum. Bir yanlışlığı düzeltiyorum. Ben adalete yardımcı oluyorum. Yaptığım haberlere ait bir düzeltme var mı? Yok. Demek ki doğru yapmışız. Sizden sadece bu tabloya baktığınızda ´bir hata yapılıyor mu´ diye bakmanızı istiyorum. Sizden tahliye isteyerek sizi zor durumda bırakmak istemiyorum. Ben adalet istiyorum.
BARIŞ PEHLİVAN´IN SAVUNMASI
Terkoğlu´ndan sonra konuşan Barış Pehlivan, Bilgisayar kullanmamız konusunda kararınıza rağmen bilgisayarı kullanamamaktayız dedi. Pehlivan, Odatv ofisinde el konulduktan sonra dosyaya konulmayan ama kendilerine de verilmeyen yazılı evrakların adli emanetten istenmesini talep etti. Pehlivan, Odatv çalışanlarının evlerine son altı ayda 3 kez hırsız girdi. En son 1 Mart´ta oldu. Ama evlerden hiçbirşey çalmıyorlar sadece ortalığı dağıtıyorlar. Bir hırsız birşey çalmayacaksa neden eve giriyor. Bunun normal olmadığını biliyorum. Bu gözdağlarıyla bizlere pislikleri bulaştıramazlar. Ahmet Şık´ın kitabını Odatv´ye kimin koyduğunu bir sonraki duruşmada söyleyeceğim. Nasılsa tutukluğum devam edecek. şeklinde konuştu.
MÜYESSER UĞUR´UN SAVUNMASI
Müyesser Uğur da çapraz sorgusunda ´Artık hüküm verin´ dedi ve şunları söyledi: Bizim konumumuzu anlaşılır halde açıklayabilir misiniz lütfen? Tecavüzcü mü, terörist mi; ne? Artık bana hüküm verin. Buraya gelip gitmekten utanıyorum. İklim Ayfer Kaleli´nin işlediği öne sürülen suçlar ve onun için talep ceza benden fazladır. O tutuksuz ben tutukluyum. Neden? 1 yıldır bunun cevabını arıyorum. O sarışın sen esmersin veya o uzun boylu sen kısa gibi bir cevap bile kabulümdür. Yeter ki bir cevap veriniz. Annemin durumu ağırlaşırsa onu görmek için izin istiyorum.
COŞKUN MUSLUK´UN SAVUNMASI
Davanın meşruiyetini yitirdiğini ancak hala devam ettiğini belirten sanık Coşkun Musluk ise, Burada savunma yapmak zorunda kaldığı için utanıyorum dedi.
-Sanıklarla konuşan eski Emniyet Müdürü Emin Arslan dışarı çıkarıldı-
Bu arada taleplerin alınması sırasında verilen kısa aranın ardından Mahkeme Başkanı Ekinci, duruşmayı izleyen eski Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Aslan´ın arada sanıklarla konuştuğunu belirterek, İleride tanık olma durumunuz olabilir. Lütfen dışarı çıkın dedi.
-Savcı, Sait Çakır´ın tahliyesini istedi-
Savunma ve taleplerin alınmasının ardından Savcı Ufuk Ermertcan mütalaasını açıkladı. Savcı, tutuklu sanık Odatv yazarı Sait Çakır´ın tahliyesini isterken diğer 9 sanığın tutukluluk halinin devamı yönünde karar verilmesini istedi.
4 SANIĞA TAHLİYE KARARI
Duruşmanın ilerleyen saatlerinde ara kararlarını açıklayan İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi, davanın tutuklu 4 sanığı gazeteciler Nedim Şener, Ahmet Şık, Sait Çakır ve Coşkun Musluk´un tahliyesine karar verdi. Tahliye kararını oybirliği ile alan mahkeme heyeti, karara gerekçe olarak, ´suç vasfının değişme ihtimali´ ve ´tutuklu kaldıkları süre´yi gösterdi.
-Diğer tutukluluklara devam-
Heyet ayrıca tutuklu sanıklar Yalçın Küçük, Soner Yalçın, Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Hanefi Avcı ve Müyesser Uğur´un üzerlerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların bulunması, delillerin henüz toplanamamış olması, sanıklar hakkında isnad edilen suçun katalog suçlardan olmasını gerekçe gösterip diğer koruma tedbirlerinin bu aşamada yeterli olamayacağını belirterek sanıkların tahliye taleplerini oy birliği ile reddetti. Böylece söz konusu davada tutuklu yargılanan sanık sayısı 6´ya düştü.
-Duruşma 18 Haziran´a ertelendi-
Mahkeme ayrıca,dava dosyasındaki dijital verilerle ilgili bilirkişi raporu hazırlayacak olan TÜBİTAK´a olası gecikmenin önlenmesi amacıyla raporun en hızlı şekilde hazırlanması için yeniden müzekkere yazılmasına karar verdi. Duruşma 18 Haziran´a ertelendi.
-Duruşmadan notlar-
Mahkeme Başkanı Yalçın Küçük´ün gelmediğini görünce Yalçın Küçük yoksa duruşmanın yarısı bitmiş demektir dedi ve güldü. Aralarda sanıkların kulağına birşeyler fısıldadığı görülen Emin Aslan salondan çıkartıldı. Hakim, ´İleride tanıklığına başvurulabilir´ dedi. Hanefi Avcı, kitabının çıktığı yayınevinin redaktör ve editörlerinin duruşmaya getirilmesini, bu tarih karmaşasını aydınlatmalarını talep etti. Hanefi Avcı gelecek duruşmada bir saat bilgisayarlı sunum yapma sözü aldı. Avukat Celal Ülgen, Doğan Yurdakul´un tahliyesi için Yetmez ama teşekkürler dedi. Sait Çakır gazetelerde çıkan ´Tuncay Özkan´ın tecriti bitti´ haberleri hakkında Özkan tecritten alınmadı. Ben tecrite, Tuncay Özkan´ın yanına alındım dedi.
CEZA İSTEMLERİ
Özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliğince hazırlanan iddianamede, Yalçın Küçük´ün ´silahlı örgüt kurmak ve yönetmek´, ´kaos ortamı oluşturmak amacıyla halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek´, ´devletin güvenliği veya iç ve dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri temin ekmek´, ´yasaklanan bilgileri temin etmek´, ´adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmek´ suçlarından ve ´örgüt yöneticisi sıfatıyla diğer şüphelilerin işlemiş olduğu özel hayatın gizliliğini ihlal etmek´ suçundan 21 yıldan 43 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.
Soner Yalçın´ın ´silahlı örgüte üye olmak´, ´kaos ortamı oluşturmak amacıyla halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek´, ´devletin güvenliği veya iç ve dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri temin etmek´, ´yasaklanan bilgileri temin etmek´, ´adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmek´, ´özel hayatın gizliğini ihlal etmek´ ve ´kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydetmek´ suçlarından 14 ile 36,5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istenen iddianamede, gazeteci Ahmet Şık ile eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı´nın ´silahlı örgüte yardım etmek´ suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.
İddianamede, Nedim Şener´in ´silahlı örgüte yardım etmek´ suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması öngörülüyor.
İddianamede, diğer sanıkların da benzer suçlara ilişkin olarak 7,5 ila 23 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırılması isteniyor.
(12 Mart 2012), son güncel.: (13 Mart 2012)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Odatv davası duruşmaları
Odatv iddianamesinde arama yap
Odatv ile ilgili manşetlerimiz
Kontrgerilla Medyası
Ergenekon davasını engelleme girişimleri
Flaş!!! Odatv´ye 2. baskın
Flaş!!! Odatv´ye baskın
Virüs adı: Oda.. Hedefi: Ergenekon´u bozmak
Ergenekon medyası ´karanlık oda´da yapılandırıldı
Sabah Akşam ´Karanlık Oda´yı aydınlattı
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap