İkinci Ergenekon davasına 163. duruşma ile devam ediliyor. Duruşma, tutuksuz sanık Türkiye Gençlik Birliği (TGB) Başkanı Adnan Türkkan´ın savunmasıyla sürüyor. Ergenekon iddianamelerinde TGB´nin Ergenekon´un gençlik yapılanması olduğuna dair çok sayıda ve çarpıcı delile yer veriliyor. İki yıl önce Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç´a suikast hazırlığı suçlamasıyla yakalanan iki özel harp subayının da TGB bağlantıları çıkmıştı. Yine geçtiğimiz yıl seçime doğru bazı üniversite öğrencileri tarafından peşpeşe gerçekleştirilen yumurtalı protestoların da TGB bağlantısına dair bulgular ortaya çıkmıştı.
01.03.2012 12:52 İkinci ´Ergenekon´ davasına 163. duruşma ile devam ediliyor. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi´nde oluşturulan küçük salonda görülen duruşmaya, CHP İzmir Milletvekili ve gazeteci Mustafa Balbay, gazeteci Tuncay Özkan, emekli Orgeneral Hurşit Tolon´un da aralarında bulunduğu 14 tutuklu sanık katıldı. Tutuklu sanıklardan CHP Zonguldak Milletvekili ve Başkent Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, Oğuz Bulut ve Mustafa Dönmez ise duruşmaya gelmedi. Duruşmaya, ´Odatv davası´ kapsamında tutuklu olan bu davanın tutuksuz sanığı Yalçın Küçük ile tutuksuz sanıklar Adnan Türkkan, Erol Manisalı, Ünal İnanç ve İlyas Çınar da iştirak etti. Duruşmayı izleyenler arasında, CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi de yer aldı. Hamzaçebi, duruşma başlamadan önce CHP İzmir Milletvekili olan tutuklu gazeteci sanık Mustafa Balbay ile selamlaşarak bir süre sohbet etti.
ADNAN TÜRKKAN´IN SAVUNMASI
Duruşmada savunması alınan tutuksuz sanık Türkiye Gençlik Birliği (TGB) Başkanı Adnan Türkkan, TGB´nin 2006 yılından beri faaliyet gösterdiğini belirterek, derneğin hiçbir yasa dışı eyleminin bulunmadığını söyledi. TGB´nin iddia olunan ´Ergenekon silahlı terör örgütü´nün güdümündeki bir sivil toplum kuruluşu olduğu ve bu bağlamda toplumda kaos yaratacak eylemlerde bulunduğu iddialarını kabul etmeyen Türkkan, şöyle konuştu:
´Türkiye çapında terörü lanetleyen eylemler yaptık. Bunlar kesinlikle kaos ve kargaşanın olmadığı eylemlerdi. Eylemlerde Türk-Kürt yurttaşların birliğini amaçlayan sloganlar atılmıştır. Türkiye´nin birliği ve beraberliğinin savunulduğu eylemler organize edilmişti. Ayrıca düzenlediğimiz eylemlerin hiçbirinde bir kişi veya kuruluşa karşı linç girişiminde bulunmadık.´
Türkkan, 26 Ekim 2007 tarihinde İstanbul Üniversitesinde şehitler için anma töreni düzenlendiğini, bunun ardından da yaklaşık 10 bin öğrencinin Dolmabahçe Sarayına yürüyüş yaptığını ve bunun iddianamede suçlama konusu yapıldığını söyleyen Türkkan, ´Türkiye´de 30 yıldır şehitler veriliyor ve bununla ilgili eylemler yapılıyor. Ancak belki de ilk defa bir şehit eylemi iddianamede dava konusu haline getirildi. Bunun nedeni ise Türkiye´de Amerikan emperyalizmine karşı birleştirici irade ortaya konulmasıdır´ dedi.
En ufacık ses çıkardıklarında suç işlediklerinin iddia edildiğini öne süren Türkkan, ´İddianamede suç işlediğimize dair somut bir olgu ve maddi delil yoktur. Bu iddianame, Atatürkçülerin kendi arasında görüşmelerini suç saymaktadır´ diye konuştu.
Duruşmaya, tutuksuz sanıkların savunmalarının alınmasıyla devam ediliyor. (AA)
TGB, ERGENEKON´UN GENÇLİK YAPILANMASI
Türkiye Gençlik Birliği (TGB), İkinci Ergenekon iddianamesinde Ergenekon´un yönetimindeki sivil toplum kuruluşlarından biri olarak geçiyor. TGB´nin Ergenekon sürecindeki eylemleri ve iddianamelerde hakkındaki iddialar incelendiğinde, Ergenekon Gençlik Birliği olarak görev yaptığı iddiaları güçlenmekte. Birliğin adı bu şekilde ön plana çıkınca Ergenekon sanığı Yalçın Küçük, Ergenekon algısının oluşmaması için TGB´den Ergenekon davası aleyhindeki eylemlere katılmamasını istemişti. Ancak Küçük bu algıyı engellemekte çok geç kalmış bulunuyor. Çünkü Türk Gençlik Birliği (TGB), Ergenekon iddianamesindeki tespiti doğrularcasına çok sayıda eylemde ortaya çıktı. Ergenekon´un gençlik örgütlenmesi ya da Kontrgerilla Gençlik Birliği (KGB) olarak da adlandırılmaya başlanan bu yapılanma, Ergenekon sanığı Doğu Perinçek´in İşçi partisi ile bağlantılı. Örgüt Ergenekon´la ilgili her faaliyette öncü olarak aktif şekilde yer alıyor.
ARINÇ SUİKASTÇİSİ ÖZEL HARP SUBAYLARI DA TGB BAĞLANTILI
TGB ile ilgili şok bir ayrıntı daha ortaya çıkmıştı. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç´a suikast hazırlığı suçlamasıyla Arınç´ın evi civarında gözlem yaparken yakalanan ve ellerindeki adres kağıdını aceleyle ağızlarına atarak yok etmek isteyen Özel Harp Dairesi (ÖHD) mensubu iki subayın da TGB ile bağlantıları iddia edildi. Arınç´a suikast hazırlığı şüphesiyle yakalanan subayların Ergenekon Terör Örgütü´yle bağlantılarının araştırıldığı da belirtilmişti. Arınç´a suikast soruşturmasının tamamlandığı ve iddianamesinin yazımına başlandığı arada bir dile getirilse de soruşturma 2,5 yıldır sonuçlanmış değil. Bu iddianamenin ortaya çıkmasıyla gözaltına alınan Özel Harpçi subayların TGB ve Ergenekon´la bağlantıları ortaya çıkacak.
YUMURTALI PROTESTOLARDAKİ İLGİNÇ ZAMANLAMA
2011 seçimlerine giden süreçte tam 1 yıl kadar önce TRT Haber´de, ´Büyük Takip´ programında Ergenekon yöneticisi olarak yargılanan Yalçın Küçük´e ait bazı görüntüler yayınlanmıştı. Türk Gençlik Birliği (TGB) isimli örgütün toplantısında konuşan Küçük, PKK´nın güç kaybetmesinden üzüntü duyduğunu belirtiyordu. PKK´nın dibinin oyulduğunu belirten Küçük, Fethullah Gülen Hareketi hem Musul´da hem Diyarbakır´da PKK´nın dibini oyuyor. diye konuşuyordu. Yumurtalı eylemlerin küçümsenmemesi gerektiğini söyleyen Küçük, 27 Mayıs´a giden yolda kendisinin de içinde olduğu bu tarz gençlik hareketlerinin rol oynadığını anlatıyordu.
Yumurtalı protestoların, ´Öğrenci Kollektifleri´ adlı sol görüşlü gençlik örgütlenmesi tarafından 2011 Haziran seçim sürecinde hükümeti zor durumda bırakmak amacıyla planlanan öğrenci eylemlerinden biri olduğu iddia edilmişti. TGB´nin bu hareketlenmedeki rolü net bilinmiyor. Ancak hükümet yanlısı olmakla itham edilen liberal aydın, gazeteci, bürokrat ve hükümet bakanlarına yönelik peşpeşe gerçekleşen yumurtalı protestoların, Ergenekon bağlantılarının gündeme gelmesinin ertesinde kesilmesi dikkat çekmişti. İstanbul Dolmabahçe´de ve Erzurum´da Başbakanı protesto amaçlı ve polisin şiddet kullanmaya zorlandığı protesto eylemlerinin de yaklaşan seçimlere yönelik Ergenekon destekli öğrenci eylemlerinden biri olduğu medyada dile getirilmişti. Bu tartışmaların üzerine Taraf yazarı Emre Uslu´nun yazısı şok bir iddiayı dile getirmişti. Buna göre Erzurum Kış Olimpiyatlarında Başbakan Erdoğan ve hükümet üyelerini protesto için yola çıkan öğrencilerin otobüs paralarının CHP´li belediyelerce ödendiğine dair yine o öğrencilerin arasında yer alan bir öğrenci itirafta bulunmuştu.
ERGENEKON İDDİANAMELERİNDE TGB
-İkinci Ergenekon iddianamesinde TGB-
TGB, İkinci Ergenekon davasının konularından. İkinci iddianamenin 23 sayfasında TGB´ye yer verilmekte. İddianamenin 1364. sayfasında Türkiye Gençlik Birliği´nden Ergenekon´un yönetimindeki sivil toplum kuruluşlarından biri olarak bahsedilmekte:
e-E. Delillerin ve Hukuki Durumunun Değerlendirilmesi Ergenekon Terör Örgütüne ait örgütsel dokümanlarda, Ergenekon´un kendi kuracağı sivil toplum örgütlerine ihtiyacı olduğu, Sivil Toplum Örgütleri aracılığıyla kamuoyunun etki altına alınarak yönlendirilebileceği, etkinlik ve eylemleri organize ve kontrol eden güçlü bir mekanizma olarak kalacağının belirtilmektedir. Türk Gençlik Birliği´nin (TGB) de ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜnün güdümündeki sivil toplum kuruluşlarından biri olduğu, örgüte bağlı olarak faaliyet yürüttüğü, bu bağlamda şehit cenazelerinin provoke edildiği ve TGB´ nin bu eylemlere önderlik eden gruplar içerisinde yer aldığı, terör örgütünün amaçlarına ulaşabilmek için yaşamsal derecede önem verdiği toplumda kriz, kaos ve kargaşa çıkarılmasına yönelik faaliyette bulunduğu, bu eylemler sırasında bir yürütme organı üyelerinin linç edilmeye çalışıldığı, bu girişimin TV ekranlarına da yansıdığı, şüpheli Adnan Türkkan´ ın TGB´ nin üyelerinden olup 2006-2008 tarihleri arasında başkanlığını yürüttüğü, TGB İstanbul İl Başkanı Tunç Akkoç ile birlikte TGB´ nin provakatif amaçlı eylemlerine katıldığı, Beyoğlu ilçesi Meşrutiyet Caddesi No:3 sayılı adreste yapılan aramada şüpheliler Sevgi Erenerol, Semih Tufan Gülaltay, Kemal Kerinçsiz ve Kuvayi Milliye Derneği´ne ait kartvizitlerin ele geçirildiği, bazı televizyon programlarına dezenformasyon maksatlı katılımcı temin ettiği, ÇEV isimli vakıftan usulsüz bağış alıp kişisel menfaatleri için kullandığı, TGB ile İşçi Partisi arasındaki ilişki ve bağın açığa çıkmaması için gayret gösterdiği, Tunç Akkoç ile yaptığı 4758 nolu tapedeki görüşmeden de görüleceği gibi bu bağı gösteren bilgi ve belgeleri aramalarda ele geçmemesi için temizlediği, ...
İkinci Ergenekon iddianamesinin 728. sayfasında TGB ile ilgili çok çarpıcı bilgiler verilmekte, sanık Hurşit Tolon´un TGB bağlantılarından bahsedilmekte:
5-Türkiye Gençlik Birliği ile irtibatlı olduğu, İşçi Partisi ile irtibatlı ve sanık Doğu Perinçek tarafından organize edilen TGB isimli oluşumla birlikte hareket ettiği. Bu oluşumu da Doğu Perinçek´in bulunmadığı zamanlar yönlendirdiği, yukarıda ayrıntısı bulunan Tape No:6318 de kayıtlı 05.05.2008 S. Y. ile yaptığı görüşmede; şüpheli A.H. Tolon´un ?Önce bir Başkanla filan bir gelin sizinle görüşeceğimiz bazı şeyler var? dediği, S. Y.´in ?Tabi biz bugün Selda hanımın yanınada gittik bazı sıkıntılar varmış? dediği, A. H. Tolon´un ?Sıkıntılar değil benim menuniyetsizliğim var sıkıntı benim memnun olmadığım hususlar var yani burda görev verdik size görevi yapmadınız? dediği, S.Y.´in ?İşte orda bazı yanlış anlaşılmalar olmuş? dediği, A. H. Tolon´un ?Olmaz beni yanlış anlamayacaksınız kardeşim ben bu yaşa gelmişim anlamıyorum da benim torunum yaşındaki insanlar yanlış anlayınca üzülürüm? ?Ben sizin için her deliğe koşuyorum? ?Öyle onu gelinde görüşelim Perşembe günü? dediği, anlaşılmaktadır. Ayrıca beyanında Belediyenin TGB´lilere ceza yazdığını bu sorunun giderilmesi için kendisinden tavassutta bulunmasını istediklerini beyan etmesinde de bu grubun tüm işleri ve yönlendirilmesinden Doğu Perinçek ve arkadaşlarının cezaevinde olmalarından dolayı şüpheli Ahmet Hurşit Tolon´un sorumlu olduğu. Şüpheli Ahmet Hurşit Tolon, Doğu Perinçek ile irtibatlarının bulunmadığını söylemesine rağmen aynı kişinin kontrolünde bulunan TGB´ni de sevk ve idare etmesi ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN amaçları doğrultusunda bu birlikteliklerin oluştuğunu göstermektedir.
İkinci Ergenekon iddianamesinin 1369. sayfası:
Türkiye Gençlik Birliği´nin de ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜ´nün güdümündeki sivil toplum kuruluşlarından biri olduğu, örgüte bağlı olarak faaliyet yürüttüğü, şehit cenazelerinin provoke edildiği eylemlerde TGB´nin bu eylemlere önderlik eden gruplar içinde yer aldığı, bu eylemlerle toplumda kriz, kaos ve kargaşa çıkarılmasının amaçlandığı, bu eylemler sırasında TV ekranlarına da yansıdığı gibi yürütme organı üyelerinin linç edilmeye çalışıldığı, şüpheli Tunç Akkoç´un TGB´nin kurucularından olduğu ve sayılan eylemlere katıldığı, TGB ile İşçi Partisi arasındaki ilişkinin ele geçen delillerden açıkça anlaşıldığı, bu ilişkinin açığa çıkmaması için şüphelinin gayret gösterdiği anlaşılmaktadır. Şüphelinin Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde, ülkede kaos ve karışıklık çıkartılması amacına yönelik ses getirecek eylemlerle, Yüksek Öğretim Kurumu Başkanına kendi ifadesine göre ?militan eylem? yapmayı planladığı, 18 yaşından küçük liseli gençleri TGB bünyesine katıp provokatif eylemlerde kullandığı, bu eylemlerde (24.klasör, dizi 159´da yazıldığı gibi) ajitasyon ve sloganlarla kitleleri harekete geçirdiği ve bu kişilerden aidat adı altında para topladığı, Ulusal Kanal´da arama yapılacağı sırada İşçi Partisi-Ulusal Kanal ve TGB ilişkisinin ve faaliyetlerinin ortaya çıkmaması için kanaldaki bilgisayarlarda bulunan TGB ile ilgili kayıtları sildirdiği, kişileri böylece ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜ üyesi olarak kendisine verilen görev doğrultusunda faaliyette bulunduğu anlaşılmakla, ...
İkinci Ergenekon iddianamesinin 132. sayfası:
Şüpheli Adnan TÜRKKAN´ın, Tunç AKKOÇ ile TGB adı altında sanık Doğu PERİNÇEK´in talimatlarına uygun olarak eylem ve gösteri yürüyüşleri tertip ettikleri, bu şüphelilerin birçok toplumsal olayda şüpheli Ahmet Hurşit TOLON´ dan talimat aldıkları, Adnan Türkkan´ın genç olmasına rağmen Atatürkçü Düşünce Derneği Yönetim kurulunda olması da ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN yönetimini ele geçirmek için ADD hakkında örgütsel rapor hazırladığı..
İkinci Ergenekon iddianamesinin 311 - 312. sayfaları:
*Tape No: 4757´ de kayıtlı 21.03.2008 saat:09.28 de Önder..? ile yaptığı görüşmede özetle; Tunç AKKOÇ´un ?Önder bu masa üstünde, TGB İLE İLGİLİ ŞEYLERİN HEPSİNİ SİLİYORUZ, lazım mı sana?? dediği, Önder´in ?Eeeee, sanırım hepsini Flash Diskime almis olmam lazim? dedigi, Tunç AKKOÇ´un ?... SILMEMIZ LAZIM. ARAMA YAPIYORLAR BURDA? dedigi tespit edilmistir.
İkinci Ergenekon iddianamesinin 1368. sayfasında TGB belgelerinin polis aramasından kaçırılmasıyla ilgili başka bilgiler de yer almakta:
Tape no: 4757, (Ulusal Kanalda arama yapıldığı tarihlerde) 21.03.2008 tarihinde saat:09.28 de ÖNDER isimli şahısla yaptığı görüşmede özetle; Tunç Akkoç´un ?ÖNDER bu masa üstünde TGB ile ilgili şeylerin hepsini siliyoruz... silmemiz lazım. Arama yapıyorlar burada? diyerek TGB ile ilgili bilgileri sildiği, bu görüşmenin ayrıca TGB ile Ulusal Kanal arasındaki bağı gösterdiği, Tape no: 4758, 21.03.2008 tarihinde saat:10.14 de ADNAN isimli şahısla yaptığı görüşmede özetle; Tunç Akkoç´un ?...kültür merkezinde bir şey var mı, olumsuz bir şey. Bir daha düşünelim, bir şey varsa şey yapacağız? dediği, Adnan´ın da ?...Ankara´dakiler boşaltmışlar, şeyi, üye formlarını falan, eve götürmüşler, ...temizlik, gerekirse temizlik yapalım. O zaman geçelim kültür merkezine? diye karşılık verdiği, şüphelinin emniyet aramasından bilgi, belge kaçırdıkları anlaşılmaktadır.
Bunların dışında İkinci Ergenekon iddianamesinde çok miktarda bilgi daha yer almaktadır. Örneğin 432 - 433. sayfalarda TÜRKİYE GENÇLİK BİRLİĞİ başlığıyla geniş bilgiler bulunurken, 1366 - 1367. sayfalarda ise TGB´nin İşçi Partisi ile bağlantısına dair sanıklardan ele geçirilen çok çarpıcı notlara ve TGB´nin hangi amaçla kurulduğuna dair satırlara yer verilmektedir.
-3. Ergenekon iddianamesi-
Üçüncü Ergenekon iddianamesinin 250. sayfasında sanık Erol Manisalı´nın Ergenekon´la bağlantısına dair deliller kapsamında TGB konusuna yer verilmekte.
-ÇYDD-ÇEV iddianamesi-
ÇYDD-ÇEV iddianamesinin 353. sayfasında sanık Mustafa Namık Kemal Boya´nın Ergenekon´la bağlantısına dair deliller kapsamında TGB konusuna da yer verilmekte.
-Odatv iddianamesi-
Odatv iddianamesinin 8 - 9´ncu sayfalarında sanık Yalçın Küçük´ün Ergenekon algısının oluşmaması için TGB´den Ergenekon davası aleyhindeki eylemlere katılmaması şeklindeki görüşlerine şu satırlarla yer verilmekte:
3) ´YALÇIN HOCA İLE GÖRÜŞÜLDÜ´ İBARESİ İLE BAŞLAYAN ÖRGÜTSEL DOKÜMAN: ODATV´de ele geçirilen ST3120827AS4MS1TF89 seri numaralı bilgisayar hard diski içerisinde silinmiş bölgede ´Yalçın Hoca ile görüşüldü´ ibaresi ile başlayan bir belge bulunmuş, belgenin yapılan incelemesinde, Yalçın Küçük´ün talimatlarını içeren örgütsel notlar olduğu görülmüştür. Belgenin içeriğine bakıldığında; ´Gençlik hareketleri ile ilgili denenmiş alternatifler konusundaki hazırlıklar anlatıldı. Hoca önerilerini anlattı kısaca not aldık. Projeyi hazırlayanlara iletilmesini istiyor. Sokaklar çok önemli. GENÇLİĞİN ÖZELLİKLE ÜNİVERSİTE GENÇLİĞİNİN SOKAĞA İNMESİ LAZIM. Doğru teşhis koymuşsunuz, geç bile kalındı diyor. Ama tedavide dikkatli olunmalı. Kemalist devrim ruhunun canlanması için birilerinin ayağa kalkması gerek. Altyapı eksik ama manipüle edilirse AKP yi çok zorlar. 60 öncesi tekrar incelenmeli diyor. Sivil görünüm şart. Kesinlikle açık verilmemeli. Kitleyi yönlendirecek çocuklar iyi belirlenmeli. Dernekler öncülük edebilir ama en önde bizzat üniversiteliler olmalı. Devrim şehitlerinin fotoğrafları kullanılmasın. İlk planda kalabalığa gerek yok. İlk dalga çok önemli. Fitil ateşlensin yeter. Referandum öncesi denendi ama çok ses getirmedi. Güçlü bir medya desteği gerekli. Bağcılara gidilip anlatılmalı. Onlar el atarlarsa mutlaka ses getirir. Gençlik hareketleri iktidar karşıtı gösterilere dönüşmeli. AKP´nin yıpratılmasında çok ciddi bir koz. İslami demokrasi olamayacağının ispatı olacak bu hareket. Tüm ülkeye yayılırsa anlam kazanır. ODATV yakından izlemeli. İlk gösteriler ideolojik bir olaya dönüştürülmemeli. Bir hak arayışı olarak verilmeli. En önemli vurgu öğrencilerin maddi imkansızlıklarına yapılmalı. Sol kendiliğinden destek verir ama uyarılmalılar. ADD´nin genel bir talimat vermemesi doğru. En güvenilir çocuklar derneklerin politikası değilmiş izlenimi vererek sokağı organize edebilirler. Bu hamle derneklerinde elini güçlendirecek. CHP Halkevlerinin bize yakın şubelerini harekete geçirmekte geç bile kaldı. Bunlar neden bu kadar atıl. Onlara da canlılık getirebilir. TGB olaylara katılmasın. Olayları Ergenekon organize ediyor diyecekler. Bu algı oluşmamalı. (Burası çok önemli uzun uzun anlattı.) Ama irtibatları sağlayabilir. Polisi şiddet kullanmaya zorlamalı, tahrik edilmeli. Yakalanan her kare basında kullanılmalı. Yayınlanacak bir şey bulunamıyorsa oluşturulmalı. YARSAV çok önemli, içerisinde bu kadar çok yüksek yargıç, yüksek mahkeme başkanı, başsavcı olan bir muhalif kuruluş daha yoktur, dünyada örneği yoktur, büyük bir projedir, büyük işler yapmıştır, AKP karşı devriminin kadrolaşma ayağını en fazla zorlamış yapıdır. Birlikte çalışmaya devam edilsin ki bu büyük güç arkamızda dursun. YARSAV iki ayrı katmanda ele alınmalı, temaslı olduğumuz yargı mensuplarının yer aldığı profesyonel yapı ve karşı devrimle mücadelede kullanılan yönetim kademeleri olarak. Kurulduğu günden bu yana yönetim kademelerinde bilinç, özveri, mücadele isteği hep yüksek oldu, ancak tarihsel deneyim ve örgütlü mücadelenin stratejik konularında zayıflardı, yaşları, deneyimleri bakımından. Yönetim kademelerinin TGB ile temasları bu anlamda önem kazanıyor. Yönetim kademeleri ile TGB´nin koordinesi aksamamalı.´ ifadelerine yer verildiği görülmüştür.(Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
EROL MANİSALI´NIN SAVUNMASI
Duruşmada tutuksuz sanık Prof. Dr. Erol Manisalı savunmasını yaptı. Hakkındaki iddiaları reddeden Manisalı, Erol Manisalı´nın iddia edildiği gibi bir örgüte taraf olması, üye olması mümkün değildir. Bu iddianamede anılan kişi ben değilim dedi. Kendisinin akademisyen olarak bilgisini insanlarla paylaşan bir kişi olduğunu ifade eden Manisalı, Ben bir araba lastiği satıyorum. Lastiği takan adam kaza yapıyor ancak bana ´Lastiği sen sattın, verilen zararı da sen karşılayacaksın´ deniliyor. Böyle bir ilişki kuruluyor. Lastiği sattım ama arabayı ben kullanmıyordum. O insanlara ben çarpmadım. İddianamede dolaylı mantık silsilesi kurularak suçlanıyorum ve huzurunuzda bu iddialara cevap vermek zorunda kalıyorum dedi. Hayatı boyunca demokrasiyi savunduğunu ve darbelere karşı çıktığını ifade eden Manisalı, 12 Mart ve 12 Eylül aleyhinde yazılar yazdım. Hükümetleri eleştirdim. Süleyman Demirel, Tansu Çiller, Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit ve bugünkü hükümetleri eleştirdim. Kendilerinin talebi üzerine onlara bilgilerimi aktardım. Ancak aynı zamanda da eleştirilerimi yaptım diye konuştu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile de 1995 yılında Türkiye- Avrupa Birliği konularında görüştüğünü ifade eden Manisalı, Sayın Gül, 8 Mart 1995 yılında meclisteki konuşmasında benim görüşümü, adımı da vererek destekledi dedi.
Hakkındaki TBMM´yi devirmeye teşebbüs suçlamasını asla kabul etmediğini ifade eden Manisalı, Anayasa ve kanunlara saygımdan TBMM´ye yazı yazdım. Avrupa Birliği-Türkiye Ortaklık Konseyi´nin 6 Mart 1995 tarihli toplantısında kabul edilen Gümrük Birliği Kararı´nın Anayasa´ya aykırı olduğunu ve bir komisyon kurulması gerektiğini meclise ilettim. Komisyon kuruldu ve başına Sümer Oral getirildi. Ben de Erol Manisalı olarak kendisine bu konuyu anlattım. Bu suçlama kara mizah hadisesidir. Bu benim demokrasi anlayışıma aykırıdır diye konuştu.
Elektronik posta atmayı bile bilmediğini savunan Manisalı, Benimle herkes temas kurmak isterdi. İlk e-mail çıktığında asistanlarım şifremi aldı. Onlar bilirdi şifremi gelen mailleri onlar bana aktarırdı. 8-9 kişi şifremi bilirdi o kadar da açık bir insanım. Hayatımda kimseye mail atmadım. Cep numaramı da herkes bilirdi. Bazen tanımadığım insanlar arar, ben ´hı,hı,hı´ diyerek atlatırdım onları. Emniyette sorgumu yapan polisler bile bana ´Hocam siz de amma atlatmışsınız bu insanları´ demişlerdi ifadesini kullandı.
Erol Manisalı´nın gizli kapaklı örgütle mörgütle işi olmaz diyen Manisalı, Türkiye´de Vehbi Koç´tan Turgut Özal´a Süleyman Demirel´den Abdullah Gül´e birçok önemli isimle Avrupa Birliği, Dış ticaret, Gümrük Birliği gibi konularda görüştüğünü belirtti. Erol Manisalı, Abdullah Gül ile çok sık görüşmelerim olmuştur. Görüşmelerimde talep hep onlardan gelmiştir. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan´ın İstanbul Belediye Başkanlığı döneminde İstanbul meseleleriyle ilgili ikili görüşmem olmuştu. Görüşmemizde Japonya Büyükelçisi de vardı. Benim o zamanlar gazetede Japonya´yla ilgili yazılarım vardı. Aynı masada oturduk. Japonların İstanbul´daki yatırımlarıyla ilgili olarak görüştük. Herkesin masasında bulundum. Kendi bilgilerimi bilim insanı olarak başkalarına aktardım. ABD Büyükelçisiyle dahi görüştüm onu bile yazılarımda yazdım. Bu kadar açık bir adamım diye konuştu.
Davanın sanıklarından emekli Orgeneral Şener Eruygur ile iki defa görüştüğünü ifade eden Manisalı, Birincisi, Jandarma Genel Komutanlığı´ndan üniversite kanalıyla yazı geldi. AB-Türkiye ilişkileri konusunda konferans vermem için. Üniversitenin görevlendirmesiyle gittim, konferans verdim. İkincisinde ise 2008 yılında Eruygur beni Harbiye Orduevi´ne davet etti. Gönüllü olmasam da görüşmeye gittim. 1 saat herkesin bulunduğu kalabalık bir yerde görüştük. Bana Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) için kime konferans verdirip verdiremeyeceğimizi sordu. Emin Çölaşan´ı sordu. Ben de kendisine ´O olmaz, o patronuna bağlı´ dedim. Kendisine, Hasan Hacısalihoğlu, Yıldırım Koç gibi birkaç isim verdim dedi.
İddianamede bu görüşmenin hem tarihinin değiştirildiğini hem de görüşmenin gizli gibi gösterildiğini belirten Manisalı, İddianamede bilmem kaç numaralı odaya çıktığımız ve gizli görüşme yaptığımız öne sürülüyor. Ben kendisiyle orduevinin herkese açık olan bölümünde görüştüm. Sürekli saate bakıyordum görüşme boyunca nasıl çıkarım diye. Kendimle ilgili iddiaları okuyunca tüylerim diken diken oluyor. Ben neymişim haberim yokmuş diyorum ifadesini kullandı. ADD´nin başında bir askerin bulunmasına karşı olduğunu kaydeden Manisalı, Bir gazeteci, akademisyen ya da işadamı olabilirdi. Ama hem sivil toplum kuruluşuyuz diyeceksiniz, hem de militer bir dokuya oturtacaksınız dedi.
Davanın tutuklu sanıklarından emekli Orgeneral Hurşit Tolon ile Benim ´Hükümeti devirme diye bir mantalitem olamaz´ diye haykırarak ifade etmek istiyorum. Benim dünya görüşüme ters gelen ifadeler iddianamede yer almış diye konuştu. Yedek subaylığını yaptığı sırada Genelkurmay´da görev aldığı bir komisyondan itirazlarını açıkça dile getirdiği için atıldığını söyleyen Prof. Dr. Manisalı, Ben açık oynayan bir insanım. Bugünkü hükümetin üyeleriyle de görüşürüm. Prof.Dr. Erol Manisalı, 1970 yılında nüfus kayıtlarında bir karışıklık olduğunu ve isminin sonundaki lı harflerinin silinmesi nedeniyle adının kayıtlarda Manisa olarak yer aldığını belirtti. Prof.Dr. Erol Manisalı, Dava katılımcılarından emekli orgeneral Hurşit Tolon ve Prof.Dr. Yalçın Küçük ile hiç tanışmadım. Hülya Avşar´ın programına bile katıldım ama Prof.Yalçın Küçük duruşma salonunda biraraya geldim dedi. Yalçın Küçük de Aynı şekilde efendim diye seslendi. Manisalı´nın savunmasının ardından avukatının savunmasına geçildi.
ÜNAL İNANÇ´IN SAVUNMASI
Manisalı´nın ardından tutuksuz sanık gazeteci Ünal İnanç savunmasını yaptı. İnanç, darbeden en çok mağdur olanın kendisi olduğunu belirterek, Solcu musun derseniz pek hoşlanmam ama Kemalizm´e yürekten bağlıyım dedi. İnanç, Mahkeme Başkanın Hikmet Çiçek´i tanır mısınız? diye sorması üzerine şunları söyledi: Ben iyi bir gazeteciydim. Hem de öyle palavradan değil. O zamanlar işkencecilere falan fena takmıştım. Ama çalıştığım derginin patronu bir yerden sonra ´yazmayacağız´ dedi. O zamanlar da Aydınlık Gazetesi çıkacaktı. Ben de haberlerimi yayımlamak istiyorum. Hikmet o zaman gençti. Oradan tanırım. ( DHA)
(01 Mart 2012, 12:52)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Ergenekon iddianamelerinde Türkiye Gençlik Birliği (TGB)
TGB ile ilgili manşetlerimiz
KGB, Ergenekon davasına çok öfkeli
8 özel harpçinin sağ-sol ilişkisi
Üniversite protestocuları Ergenekoncu çıktı
Gençler üzerinden darbe kışkırtanlar.. O devirler geçti artık
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap