Birinci Ergenekon davasının bugün görülen 211. duruşmasında, gizli tanık ´Poyraz´ ifade veriyor. Poyraz, sanık Sedat Peker ile olan irtibatını anlattı.
23.01.2012 12:52 İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Ergenekon ana davasının 211. duruşmasında Veli Küçük, Doğu Perinçek ve Muzaffer Tekin´in de aralarında bulunduğu 24 tutuklu sanık ile tutuksuz sanıklardan Güler Kömürcü Öztürk, Semih Tufan Gülaltay ve Sedat Peker hazır bulundu. Peker ile Gülaltay, başka suçtan tutuklu bulundukları için tutuklu sanık bölümünde yer aldı. Tutuklu sanıklar Muzaffer Şenocak, Hayrettin Ertekin, Oktay Yıldırım, Seyhun Zaim ve Danıştay saldırısı faili Alparslan Arslan ise duruşmaya katılmadı.
Duruşmada, ´Şike davasında´ da gizli tanık olan bu dosyanın gizli tanığı ´Poyraz´, sesi ve görüntüsü değiştirilerek duruşma salonuna yansıtılarak dinlendi.Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, bugünkü duruşmada gizli tanık Poyraz´ın ifadesine başvurulacağını söyledi. Başkan Özese, tanığın, gizli tanık odasında sesinin ve görüntüsünün bozularak duruşma salonuna yansıtılmak sureti ile ifadesini vereceğini açıkladı. Gizli tanık Poyraz´ın yanında üye hakim Hüsnü Çalmuk ile zabıt katibinin de bulunduğu belirtildi.
GİZLİ TANIK POYRAZ´IN İFADESİ
´Gizli tanık Poyraz´ 1974´ten beri İstanbul´da yüz kızartıcı suç haricinde bir çok suç işlediğini belirterek, 1982 yılında gayri resmi aleme girdiğini, 1988´de adam kaçırma, hürriyeti tahdit suçlarından Paşakapısı Cezaevinde yatarken Şike Davası´nın tutuklu sanıkları Sivasspor Kulübü Başkanı Mecnun Odyakmaz ile ardından da Sedat Peker´le tanıştığını anlattı.
Tanıdıkları Vedat Kadıoğlu´nun aracılığıyla Alaattin Çakıcı ile tanıştığını ifade eden gizli tanık, cezaevinden tahliye olunca Alaattin Çakıcı´nın işlerini koşuşturmaya başladığını, aynı zamanda da Anadolu yakasında Sedat Peker ile ilişkisini gizli gizli yürüttüğünü kaydetti.
Çakıcı´nın 4. Levent´teki yazıhanesinde çalışırken uyuşturucu işiyle uğraşan Celal Ateş ile Dündar Kılıç arasında tartışma çıktığını ifade eden gizli tanık, ´Çakıcı bana ´kadroyu kur´, dedi. Ben de ona Sedat Peker´i söyledim. Peker´i Çakıcı´nın yanına çıkardım. Ekibimizi oluşturduk. Celal Ataş´e pusuya gittik. Onun arabasının arkasından elinde telsizli ve silahlı kişiler çıktı. Ateş´in narkotik polisleriyle arası iyiydi. Onları görünce biz de kaçtık. Ateş istese bizi polislere rahat yakalatabilirdi´ dedi.
Bu olayın ardından Çakıcı´dan tamamen koparak Sedat Peker ile takıldığını belirten gizli tanık, Sedat Peker´in sevdiği adamlardan biri olan ve soyadını değiştirerek Peker ile aynı yapan Tolga Peker´in boynundaki bozkurt amblemli kolyenin PKK´lı olduğu söylenen kişi tarafından kopartılması üzerine bu kişiyi ayağından ve kolundan yaraladığını anlattı.
´Şike Davası´nın tutuklu sanığı Olgun Peker´in de, Peker´e bağlı hareket ettiğini ileri süren gizli tanık, şöyle devam etti:
´O gece nezarette olmamız gerekirken ben bardaydım. Sedat Peker, ´Bu gece dinlenin yarın gideceksiniz´, dedi. Vurulan kişi PKK´lı falan da değilmiş. Eniştesi Gebze´de komiser olunca, olay araştırıldı. Biz 3 kişi tutuklandık. Bir kaç gün sonra Bayramoğlu´nda Peker´in çok sevdiği biri bıçakla öldürüldü. Öldüren kişinin Gebze Cezevine geleceği söylendi. Peker bana silah verdi. 2 tane de 250´şer liralık deste para verdi. Paraları gardiyanlara dağıta dağıta koğuşa gittim. Koğuşta eski TİKKO´cu vardı. Bizim öldürme planımızı duyarak gardiyana söyleyip başka koğuşa gitti. Öldürülecek adamı da hücreye koydular. O zamanlar cezaevinde kapılar açık rahat rahat hareket edebiliyoruz. Bedri Yağan grubundan 2 kişi gelerek silahı teslim etmemizi istedi. ´Etmem´ dedim. Ben de Özgür Başçavuş´un yanına giderek 8 tane DHKPC´li olduğunu, silahı vermezsem beni öldüreceklerini söyledim. ´Bu fırsatı kaçırmayalım, DHKPC´lileri öldürmek için büyük fırsat´ dedim. Büyük silah istedim. ´Hem halk, hem de emniyet gözünde bir numara oluruz´ dedim. Sedat Peker, ´bu işi erteleyeceğiz´ dedi. Aradan bir zaman geçti, İzmit Cezaevinde giderken isyan çıkınca geri göndük. O gece koğuşta kalmayıp jandarmada kaldık. Ben cezevinde kalırken belimde silah vardı.´ ( AA)
DANIŞTAY SANIKLARI OSMAN YILDIRIM´A SALDIRDI
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Ergenekon davasında duruşma salonunda kavga çıktı. Danıştay dava dosyasının sanığı Erhan Timuroğlu, aynı dosya sanığı Osman Yıldırım´a saldırdı. Osman Yıldırım, Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet gazetesine el bombası atılmasına ilişkin önemli itiraflarda bulunmuştu.Sanıkların duruşma salonuna giriş çıkışlarını yaptıkları salona giren Timuroğlu, ani bir hareketle Yıldırım´a doğru koşmaya başladı. Saldırıyı fark eden jandarma ekipleri sanık Timuroğlu´nu tutmaya çalıştı. Ancak Timuroğlu jandarma ekiplerince yakalanmadan Yıldırım´a yumruk savurdu. Yıldırım´ın eğilmesi üzerine yumruk sırtına isabet etti. Olaya hemen müdahale eden ekipler Timuroğlu´nu yakaladı.
Jandarma ekipleri Timuroğlu ve Yıldırım´ı ayırırken sanık bölümünün arka tarafında oturan diğer Danıştay dosyası sanığı İsmail Sağır da Yıldırım´a saldırmaya kalkıştı. Normal günlerde tutuklu sanık bölümünün ön kısımlarında oturan Sağır´ın, saldırıdan önce Yıldırım´ın yakınlarındaki bir koltuğa oturması da dikkat çekti.
Sağır´ın teşebbüsü Jandarma ekiplerince engellendi. Sağır´ın iki elini arkasında birleştiren askerler yerinden hareket etmesine de mani oldu.
Bu sırada Cumhuriyet gazetesine molotof atma eylemine ilişkin dava dosyasının sanığı Bedirhan Şinal´e refakat eden jandarma erleri ile uzman çavuş da sanıkları yatıştırmak için yerlerinden ayrıldı. Bu sırada boşta kalan Şinal´in, Osman Yıldırım´a doğru fırlatmak üzere bir sandalyeyi kaptığı gözlendi. Ancak jandarma görevlileri Şinal´in bu saldırısını da engelledi. Timuroğlu duruşma salonundan çıkarıldı.
Timuroğlu, salondan jandarmalar tarafından zorla çıkarılırken, Yıldırım´ın da güçlükle zapt edildiği görüldü. Bu sırada Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese, Yıldırım´a ´Sakin olun´ dedi.
Yıldırım´ın jandarmalar tarafından salondan dışarı çıkarılırken küfür ettiği duyuldu. Bu sırada Şinal de, ´Sen mahkemeye küfür edemezsin. Mahkemeye küfür ediyorlar´ derken, Başkan Özese, duruşmaya ara verdi.
Timuroğlu salondan çıkarıldıktan sonra Osman Yıldırım jandarma ekiplerince güçlükle sakinleştirildi. 5-6 kişilik asker ekibi tarafından duruşma salonundan çıkartılmaya çalışılan Yıldırım, kendisine saldıran Timuroğlu ve Sağır´a ağır küfürler etti.
Öte yandan, davanın 20 Ocak 2012 tarihli duruşmasında sanıkların ihtiyaç için duruşma salonundan çıktıkları bölümde meydana gelen gürültü sesinin de yine Osman Yıldırım ile diğer Danıştay sanıkları arasında çıkan tartışmadan kaynaklandığı öğrenildi. Sanıkların birbirine saldırmaları üzerine tutanak tutulduğu, her iki tarafın da kendilerine yönelik küfür edilmesi ve kendisini korumak için karşı koyduğunu söyledikleri öğrenildi.
Davanın tutuklu sanıklarından Alparslan Arslan, Osman Yıldırım ve Bedirhan Şinal, tutumları ve diğer sanıklar ile ilişkileri nedeniyle 3´er jandarma askeri ve birer uzman çavuş nezaretinde duruşma salonuna getirilip götürülüyor. Bu sanıklar, duruşma sırasında da sanık bölümünde en arka sıralarda yine aynı koruma çemberinde oturtuluyordu. (Cihan)
SANIKLARA KISITLAMA, 4 SALDIRGANA 16 DURUŞMA YASAK
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Ergenekon davasının öğleden sonraki bölümü başladığında Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, heyet olarak aldıkları bir kararı açıkladı. Alınan bu karara, İsmail Sağır ve Erhan Timuroğlu ile Bedirhan Şinal´in Osman Yıldırım´a saldırmasının ardından alındığı öğrenildi.
Başkan Özese, duruşmanın öğleden önceki bölümünde meydana gelen kavga nedeniyle duruşma görüntülerinin izlendiğini açıkladı. Özese, görüntülerde kavgaya karıştıkları tespit edilen İsmail Sağır, Erhan Timuroğlu, Özkan Kurt ve Bedirhan Şinal´in bu duruşmadan itibaren görülecek olan 16 duruşmaya girmelerinin yasaklandığını söyledi. Öte yandan olay sırasında Osman Yıldırım´a sandalye fırlatmaya çalışan sanığın da Özkan Kurt olduğu öğrenildi.
Bu kararda sanıkların duruşmaları takip etmeleri gerektiği, canları her istediğinde duruşma salonundan çıkıp tekrar gelmelerinin doğru olmadığı, salonda meydana gelişmeleri takip etmeleri gerektiği de belirtildi. Alınan bu karar sonrasında duruşmalara öğleden önce 10.50 ile 11.00 arasında ve öğleden sonra da 15.15 ile 15.30 arasında ihtiyaç arası verilecek ve sanıklar da sadece bu sürelerde duruşma salonundan dışarıda bulunabilecekler.
Duruşmalardan yasaklanan 4 sanık salondan çıkarılırken, Bedirhan Şinal de, Ben kime saldırmışım? diye bağırdı. Bağırmaya devam edince ağzı jandarmalar tarafından kapatılan Şinal, zorluk çıkarmaya devam edince ellerinden ve bacaklarından tutularak salondan çıkarıldı. Duruşma, gizli tanık Poyraz´ın dinlenilmesiyle devam ediyor. ( Cihan)
´VATAN UĞRUNA MÜCADELE ETTİĞİMİZİ SANIYORDUK, KANDIRILMIŞIZ´
Ergenekon ana davasında gizli tanık Poyraz, tutuklu sanık emekli Tuğgeneral Veli Küçük´ün, organize suç örgütü liderliğinden yargılanan Sedat Peker´e talimatlar verdiğini söyledi. Veli Küçük´e ´amca´ diyorduk. diyen Poyraz, Derin devlet vardı. Vatan, millet, Sakarya uğruna mücadele veriyorduk. Meğer biz kullanılmışız. ifadelerini kullandı.İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Ergenekon ana davasında gizli tanık Poyraz, davanın sanıkları Sedat Peker ile emekli Tuğgeneral Veli Küçük arasında yakın bağlantılar olduğunu anlattı. Veli Küçük´ün Kocaeli İl Jandarma Komutanı olduğu döneme değinen gizli tanık Poyraz, Veli Küçük o dönemde bizim arkamızdaydı. Polis tarafından aranan 2 kişiyi, Gebze Jandarma Komutanlığı´nda 15 gün boyunca sakladılar. Gebze adeta bizim Cumhuriyetimizdi ifadelerini kullandı.
Gizli tanık Poyraz, Şike Davası´nın da tutuklu sanığı olan Sivasspor Kulübü Başkanı Mecnun Odyakmaz´ın düğünü olduğu dönemde, sanık Sedat Peker´in de polis tarafından arandığını anlattı. Gizli tanık Poyraz, Kadıköy evlendirme dairesinde nikahı olacaktı, otel´de de düğünü olacaktı. Sedat Peker, polis tarafından arandığı için düğüne gelmesi çok zordu. Bu dönemde Veli Küçük´ün yardımıyla Sedat Peker jandarma arabasında düğüne geldi. Daha sonra Sedat Peker´e hoşgeldin sefası yapıldı. Sağolsun Veli Küçük. dedi.
´VELİ KÜÇÜK´ÜN ELİNİ ÖPTÜM, AH ÖPMEZ OLAYDIM´
Zamanında Sedat Peker ile güzel işler yaptıklarını belirten Poyraz, Olgun Peker´in de aynı ekipte yer aldığını söyledi. Sedat Peker ve Olgun Peker ile birlikte İzmit Alay Komutanlığı´na gittiklerini ifade eden Poyraz, Nöbetçi arabayı tanıyordu. İçeri arabayla girdik. Veli Küçük´ün yanına gittik, hoşbeş. Sedat Peker, Veli Küçük´e beni anlattı. Çevremin oldukça geniş olduğunu söyledi. Veli Küçük´ün elini öptüm, keşke öpmez olsaydım. Biz devamlı Kocaeli Alay Komutanlığı´na gidiyorduk. Orada Veli Küçük´ten talimatlar alıyorduk. Sonra Gebze Cezaevi´nde Uzman Çavuş Özgür´ün yanına gidiyorduk. Sonra da nasıl hareket edeceğimizi konuşuyorduk. diye konuştu.
´ARİF DOĞAN VE MUZAFFER TEKİN SİLİVRİ´DEKİ TOPLANTILARA GELİYORDU´
Paşakapısı Cezaevi´nin arkasında Peker´e ait bir yerde ya da Silivri´de Klasis Otel´de toplandıklarını söyleyen gizli tanık, Arif Doğan ve Muzaffer Tekin de oraya geliyordu. Ankara´da ise Sheraton Oteli´nde toplanıyorduk. İsim kaydetmeden kalıyorduk. Ankara´da bir arkadaşım Sedat Peker´in yanındaki adamları görünce ´ben bu adamları tanıyorum JİTEM´ci. Bunlarla senin ne işin var? Seni de ölürdürler.´ dedi. ifadesini kullandı.
Gizli tanık Poyraz, Zeytinburnu Sahili´nde bir yer nedeniyle Peker´in, Nihat Yazıcı ve Halim Kırnap´ın grubuyla aralarında anlaşmazlık çıktığını söyledi. Poyraz, Veli (Küçük) Amca Peker´e ´hepsini hallederiz´ dedi. Veli Küçük yol verince çıktık geldik Bostancı´ya. O sırada Mecnun Odyakmaz, Sedat Peker´e telefon edip Halim Kırnap´ın görüşmek istediğini söyledi. Peker, ´görüşme´ dedi. Halim Kırnap arabasıyla Mecnun Odyakmaz´ın evinde gitmiş. Peker telefonla görüşmeler yaptı. Halim Kırnap, Mecnun Odyakmaz´ın evinin önündeyken bir beyaz bir Toros geldi. İçinde telsizli birileri vardı. Kırnap´ı alıp götürdüler. Peker ´şimdi anasının bilmem nesini gördü. Bu gidişin dönüşü yok´ dedi. şeklinde konuştu.
´VELİ KÜÇÜK´E ´AMCA´ DİYORDUK´
Gizli tanık Poyraz, O zamanlar Veli Küçük´e ´amca´ diyorduk. Derin devlet vardı. Vatan millet Sakarya uğruna mücadele veriyorduk. Meğer biz kullanılmışız. Şimdi devlete güveniyorum. O yüzden konuşuyorum. ifadesini kullandı.
BU KEZ OSMAN YILDIRIM SATAŞTI
Bu arada, Duruşmaya ara verildiği sırada kendisine refakat eden askerlerin arasında ihtiyacını gidermesi için salondan dışarı çıkarılan Osman Yıldırım´ın, arka tarafına doğru bir kitap fırlattığı, jandarmaların olaya müdahale ettikleri gözlendi. Yıldırım´ın, arka tarafında duruşma salonundan çıkmaya çalışan tutuklu sanık Muzaffer Tekin´in ise Mahkeme Başkanı Özese´ye hitaben, Bana mı atıyordu? Bana bir fiske gelse bin tane jandarma bile elimden alamazdı. dediği duyuldu.
YILDIRIM 6 DURUŞMADAN MEN EDİLDİ
Aranın ardından duruşma başladığında Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, aldıkları başka bir ara kararı okudu. Sanık Osman Yıldırım´ın, sanık Muzaffer Tekin´e kitap fırlatmak istediği, bu şekilde duruşmanın intizamını bozduğu ve ileride bu hareketlerine devam etme ihtimali bulunduğu gerekçesiyle bu duruşma dahil 6 duruşmaya katılması yasaklandığını söyledi. ( Cihan)
SERGEN YALÇIN
´Gizli tanık Poyraz´ eski futbolcu Sergen Yalçın´ın Cem Uzan döneminde Beşiktaş´tan İstanbulspor´a 400 bin liraya transfer olduğunu belirterek, parasının 300 bin lirasını alamayan Yalçın´ın Sedat Peker´e geldiğini söyledi. Gizli tanık, ´Peker, Sergen´i anlından öptü. Sergen de bizden oldu. Etiler´deki bir bara Sergen ortaktı. Olgun Peker de o dönemde sosyeteye girdi´ dedi.
-Şike iddiaları-
´Gizli tanık Poyraz´, şike yapılarak maç kazanıldığına ilişkin de, şu iddialarda bulundu:
´Sergen, Tümer, İbrahim, Beykoz´a geldi. Beykoz´da bunlara, ´maçı kaybedin´ talimatı veriliyor. Ama bu Fenerbahçe-Beşiktaş maçı değil. Fenerbahçe başkasıyla, Beşiktaş´ta sanırım Samsunspor ile oynuyordu. Maçı Samsunspor´un kazanacağını söyleyerek girdiğim iddia da, 2 takım elbise kazandım. Aziz Yıldırım bu maç öncesi Sedat Peker´i arıyor. Peker de Beşiktaşlı futbolcular Tümer, Sergen ve İbrahim´i arayarak, çocuklar bu maçta dikkatli olun ayağınız kırılabilir uyarısında bulundu. Maç sırasında Tümer yedek kulübesinden bağırarak hakemin yüzüne tükürdü. Hiç oynamadan kırmızı kart gördü. Sezon sonunda da Fenerbahçe´ye transfer oldu. Bu şekilde Beşiktaş´ın elinden şampiyonluğu aldılar. Sedat Peker Aziz Yıldırım´dan yine para isteyince, Yıldırım Peker´in baskısından kalp sektesi geçirdi.´
Sedat Peker´e ait otoparkların sorumlusu Zeki Yalçın´dan büyük miktarda para çıkınca, Yalçın´ın bu paraya açıklık getiremediğini ifade eden gizli tanık, ´Boğaçkaan Murathan da, bu işi üstlendi. Yalçın öldürüldü´ dedi.
Gizli tanık yorulunca duruşmaya ara verildi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen Ergenekon ana davasında gizli tanık Poyraz, ifadesini tamamlamasının ardından savcı Mehmet Ali Pekgüzel´in sorularını cevapladı. Abdullah Çatlı´yı tanıyıp tanımadığı sorulan gizli tanık, Allah rahmet eylesin. Toprağı bol olsun. cevabını verdi. Savcı Pekgüzel´in, Sedat Peker de aynı şeyi söylüyor. sözleri üzerine gizli tanık, Sedat Peker onu tanımaz. Çatlı´yı çok iyi tanıyan Drej Ali (Ergenekon sanığı), Muhsin başkandır. Çatlı´yı eskiler tanır. Peker´in yaşı yetmez. dedi.
ÇATLI BOYNU KIRILARAK ÖLDÜRÜLDÜ
Susurluk kazası ile ilgili bilgisi olup olmadığı sorulan gizli tanık Poyraz, kaza haberini ilk alanın Veli Küçük olduğunu söyledi. Poyraz, sözlerinin devamında, Abdullah Çatlı ve Gonca Us´un, kaza nedeniyle değil de 3-4 kişi tarafından boyunları kırılarak öldürüldüğünü iddia etti. Kaza geçiren arabayı arkadan takip eden Sedat Bucak´ın koruması ´Abaza Yalçın´ın eski özel harekatçı olduğunu belirten Poyraz, Kaza yerine anında gelen Abaza Yalçın´dır. Ben Abaza Yalçın ile sohbet ettim. Bana, kazadan değil de boyunları kırılarak öldürüldüğünü söyledi. Kaza haberini ilk alan Veli Küçük, boyunlarını kıran 3-4 kişi de biliyor. Bunları açıklasın. Benim çok iyi bilgim var ama ispatım yok. şeklinde konuştu.
VELİ KÜÇÜK SEDAT PEKER´İ BABALARIN BABASI YAPTI
Gizli tanık Poyraz, Sedat Peker´in yaşının genç, gözükara ve atak olmasının, Veli Küçük´ün dikkatini çektiğini söyledi. Gizli tanık Poyraz, Veli Küçük tam aradığını bulmuştu. Sedat Peker gibi birini bulduğu için havalara uçuyordu. Önce Veli Küçük, Hadi Özcan´a, ardından da Kürşat Yılmaz´a mafya babalarının babası olmayı teklif etti. Onlar kabul etmeyince de Sedat Peker´e teklif etti. Bundan sonra Sedat Peker´in etrafına Veli Küçük´ün itirafçıları yerleştirildi. Bu itirafçılar arasında Hüseyin Eren de vardı. diye konuştu. Sedat Peker´in, babalar üstü olduğunu belirten Poyraz, Oldu ama arkasında Korkut Eken ile Veli Küçük vardı. dedi.
Gizli tanık Poyraz, bir gün Sedat Peker ile birlikte Ankara´da Sheraton Oteli´ne gittiğini belirterek, KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş da o oteldeydi. Her yerde polis vardı. Bakan korumalarının üzerinde bir silah varken, benim üzerimde 2 tane silah vardı. Gülmekten öldüm. Bir polis geldi ve ´Hangi bakanın korumasısın´ diye sordu. Ben de ´Sedat Peker´in korumasıyım dedim. Eee ne de olsa arkamızda Veli Küçük vardı. diye konuştu.
Savcı Pekgüzel´in, Veli Küçük, Sedat Peker´in çek-senet tahsilatı işinden haberi olmadığını söylüyor. Bu konuda bildiklerinizi anlatır mısınız? diye sordu. Gizli tanık Poyraz ise Nasıl yokmuş. Devleti dolandıran banka işlerini Peker´e ihale eden de kendisi değil miydi. cevabını verdi.
İkinci Ergenekon davasının tutuksuz sanığı Adil Serdar Saçan´ın, Sedat Peker´i gözaltına aldığını belirten Poyraz, Önceleri Adil Serdar Saçan´ın adını duyan fellik fellik kaçıyordu. Peker´in gözaltına alınması ve güzelce bir sorgulaması üzerine Veli Küçük, Saçan´a tehditler yağdırdı. Araya Korkut Eken girdi. Daha sonra da Adil Serdar Saçan, Veli Küçük safına geçti. Saçan da dere olup ırmağa aktı, Irmak da Veli Küçük´ün havuzuna döküldü. diye konuştu.
Gizli tanık Poyraz, savcı Pekgüzel tarafından kendisine yöneltilen sorular sırasında İbrahim Şahin´in deşifre olmasından sonra yanındaki grupların, Peker´in yanına geçtiğini anlattı. Gizli tanık Poyraz, İbrahim Şahin ile Sedat Peker arasında yakınlık ve samimiyet olduğunu da söyledi.
Sanık Sedat Peker´in babalar üstü olarak tayin edilmesinin ardından, Kocaeli İl Jandarma Alay Komutanı olan Veli Küçük´e sık sık ve rahat bir şekilde gittiklerinden bahseden Poyraz, Yolda gidersen Peker telefon edip plakamızı ve otomobilimizin eşgalini veriyordu. Kimse bizi aramadan Veli Küçük´ün yanına rahatlıkla girebiliyorduk. Giderken de Veli Küçük otomobilin yanına kadar geliyor ve bizi yolcu ediyordu. şeklinde konuştu.
Mahkeme heyeti tarafından öğleden önce ve öğleden sonra birer kez ara verildiğinde, duruşma salonundan ihtiyaç için çıkılabileceğine ilişkin ara kararına sanıkların uymadığı gözlendi. Sanıkların duruşma salonundan yine sık sık çıktıkları, ancak ara kararın ardından mahkeme başkanına izin isteyen bir şekilde işaret etmelerinden sonra çıktıkları görüldü. Gizli tanığın, Veli Küçük hakkında iddialarda bulunduğu sırada da Küçük, ihtiyaç için duruşma salonundan çıkmak istedi. Başkan Özese, Sizle alakalı konulardan bahsediyor. hatırlatmasını yaptı. Sanık Küçük ise Dinlemek istemiyorum. Avukatım da duruşmada zaten. O dinliyor. karşılığını verdi. Mahkeme Başkanının Tamam o halde demesi üzerine Küçük´ün, Midem bulandı. diyerek duruşma salonundan çıktığı gözlendi.
Poyraz, Sedat Peker´in eski başbakanlardan Tansu Çiller´in eşi Özer Çiller ile de ilişkisi olduğunu iddia ederek, Özer Çiller de Sedat Peker´i arardı. DYP kongrelerinde ilçede, ilde kimin seçilmesini istiyorlarsa onu kazandırırdı. Zaten karşısındaki kazanamazdı. diye konuştu.
Sedat Peker´in, organize suç örgütü kuruculuğundan yargılanan Kürşat Yılmaz ile yakın ilişki kurduğunu anlatan Gizli Tanık Poyraz, Kürşat Yılmaz, Peker´e ´Reis´ dedi. Peker ´Tavşana kaç, tazıya tut´ dedi. Peker, Antalya´da ´Dozer Süleyman´ olarak tanınan Asayiş Şube Müdürü´nün çocuğunu yurt dışında tedavi ettirdi. Sonra Kürşat Yılmaz´a operasyon yaptırtıp yakalattı. dedi.
Sanık Boğaç Kaan Murathan´ın sanık Sedat Peker´e ait otoparklara bakan Zeki Yalçın´ı, Peker´in paralarını vermediği gerekçesiyle vurduğunu da iddia etti. Duruşma, saat 17.50´de 24 Ocak 2012 tarihine (Yarına) ertelendi.( Cihan)
(23 Ocak 2012, 12:52)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: