İkinci Ergenekon davasında 149. duruşma görülüyor. Duruşmada tutuksuz sanık emekli Tuğamiral İlker Güven savunmasını yapıyor.
12.01.2012 12:44 İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen İkinci Ergenekon davasının 149´uncu duruşması, cezaevi kampüsü içerisinde bulunan küçük duruşma salonunda başladı. Önceki duruşmada tutuklanan emekli orgeneral Hurşit Tolon, Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan´ın da aralarında bulunduğu 12 tutuklu sanık ile tutuksuz sanıklardan Erol Mütercimler, Yalçın Küçük ve İlker Güven hazır bulundu. Tutuksuz sanık Küçük, Oda TV davasından tutuklu olduğu için tutuklu sanık bölümünde yer aldı. 7 Ay tutuklu kaldıktan sonra 6 Şubat 2009 tarihinde tahliye edildiğinde sağlık sorunu ve yaş durumu da tahliye gerekçesine dahil edilen Hurşit Tolon, 10 Ocak 2012 tarihinde verilen tutuklama kararının ardından ilk kez tutuklu sanık bölümünde yer aldı. Tutuklu sanıklar Mehmet Haberal, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, İnönü Üniversitesi eski Rektörü Fatih Hilmioğlu, Hasan Atilla Uğur, Mustafa Dönmez ve Oğuz Bulut ise duruşmaya gelmedi.
Önceki duruşmada savunması tamamlanan Sinan Aygün´ün, Meclis çalışmaları olduğu için duruşmaya katılamadığı ve mazeret dilekçesi gönderdiği öğrenildi. Aygün´ün çapraz sorgusu bu nedenle yapılamadı.Duruşmada tutuksuz sanık emekli Tuğamiral İlker Güven´in savunmasına geçildi.
İLKER GÜVEN´İN SAVUNMASI
12.01.2012 16:35 İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen ikinci Ergenekon davasının bugünkü duruşmasında tutuksuz sanık Tuğamiral İlker Güven´in ifadesiyle devam edildi. Duruşmada, Güven´in soruşturma aşamasında verdiği emniyet ve savcılık ifadeleri okundu. İddianamede sanık İlker Güven, ´Ergenekon silahlı terör örgütünün üyesi olmak´ ve ´Yasaklanan belgeleri temin etmek´le suçlanıyor.
1994-1998 yılları arasında Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası üyesi olduğu bilgisini de verdi. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, sanık Güven´e Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) ve Mason Locası´na üye olduğu bilgisini verdiğini hatırlatarak, ADD´de önemli bir görevdesiniz. Bu iki dernek yapısı birbiriyle örtüşüyor mu? diye sorunca Mason locaları farklı algılanıyor. Siyonist oluşumlar değildir. ADD ile tabii ki çok farklı ilkeleri vardır. Buluştukları nokta ise sevgidir. Aralarındaki benzerlik Kanarya severler ile Fenerbahçeliler Derneği kadardır. cevabını verdi.
´Dost toplantısı´ ya da ´Arkadaş grubu´ gibi toplantıların ne amaçla yapıldığını soran Savcı Pekgüzel, Güven´den bu gruba katılanlar hakkında bilgi vermesini istedi. Güven ise, Tasavvuf grubuna katılmıştım. O gruba katılan kişilerden oluşur. dedi.
Bu arada, İlker Güven´in çapraz sorgusu sırasında söz alan Mustafa Balbay, Sorgu sırasında hiç adım geçmemesine rağmen ´genç subaylar rahatsız´ başlıklı yazımla ilgili olarak Savcı Pekgüzel adımı tekrar ortaya attı. Bu yazımda ben Başbakan ile Genelkurmay Başkanı arasındaki görüşmeyi yazmıştım. Geçen hafta 4 gazeteci Genelkurmay Başkanı ile görüştü ve genelkurmay başkanının açıklamasını ayrı ayrı yazdılar. Geçen hafta MİT müsteşarı basın mensuplarını kabul etti. Hassas bir dönemden geçiyoruz. İçeride 96 gazeteci tutuklu, bizim terörün bir parçası haline getirilmemesini rica ediyorum. Gazeteciler gazetecilik faaliyeti nedeniyle yargılanıyor. iddiasında bulundu. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, Burada gazetecilikten dolayı gazeteciler yargılanmıyor. İddianamedeki isnatlar belli. cevabını verdi. Balbay da, O zaman savcılık da ´Balbay şu faaliyetin içinde desin´ ona göre soru sorsun. ifadelerini kullandı. ( Cihan)
İkinci Ergenekon davasının 149. duruşmasında tutuksuz sanık emekli Tuğamiral İlker Güven´in savunmasını tamamlamasının ardından, emniyet ve savcılıkta verdiği ifadeler okundu. İfadelerini kabul ettiğini belirten Güven, soruları yanıtlamaya hazır olduğunu söyledi. Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, davanın 1 No´lu ve tutuksuz sanığı eski Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı, Eski Jandarma Genel Komutanı Emekli Orgeneral Şener Eruygur ile ne zamandan beri tanıştıklarını sordu. İlker Güven Ben 1978´de Milli Savunma Bakanlığı´nda Plan Personel Daire Başkanı iken Şener Paşa, Asker Alma Daire Başkanı idi. 1960´da aynı tarihte subay çıkmıştık. Aynı devre ve aynı dönemde göre yapmış olmamızdan dolayı arkadaşlığımız oluştu diye konuştu.
Savcı Pekgüzel´in tutuklu sanık Tuncay Özkan ile Şener Eruygur´un ilişkileri ve aralarının nasıl bozulduğu soruları üzerine Güven, şöyle konuştu: Tuncay Özkan ADD Genel Başkanı olmak istiyordu. Ben de Şener Paşa´ya ADD´nin başında asker bir kişinin olmasının uygun olmadığını söylemiştim. Şener Paşa önce istifa etti. Ama genel sekreteri karşı çıktı. Şener Paşa iki arada bir derede kaldı, istifasını geri aldı. Bu durum, Tuncay Özkan´ı hem üzdü, hem de kızdırdı
Savcı Pekgüzel´in 8 Nisan 2008 tarihinde İslam Akar ile aralarında geçen, eski Jandarma Genel Komutanı emekli Orgeneral Mehmet Şener Eruygur hakkındaki görüşmeyi sorması üzerine Güven, ´İslam Akar bir astrologdur. O dönemde ´Ergenekon´dan gözaltına alınacağı falan söyleniyordu. Şener Eruygur´un yıldız haritasına bakmasını istemiştim´ dedi.
Duruşmada söz alan tutuklu sanıklardan İbrahim Özcan, Güven´e Atatürk´ün masonlar hakkındaki söylem ve yazılarını ve mason derneklerinin kapatılma gerekçelerini bilip bilmediğinin sorulmasını istedi. Bunun üzerine söz alan Güven´in avukatı, itiraz etti. Başkan Özese´nin bunun bir yorum sorusu olduğunu ve Güven´in cevap vermeyebileceğini söylemesi üzerine söz alan Güven, ´Masonluk çete ya da terör örgütü değil. İçişlerinde kayıtlı olan legal bir dernektir´ yanıtını verdi.
BARBAROS HAYRETTİN ALTINTAŞ´IN SAVUNMASI
Güven´in çapraz sorgusunun tamamlanmasının ardından tutuksuz sanıklardan Barbaros Hayrettin Altıntaş´ın savunmasına geçildi. Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese, Altıntaş´ın savunmasının tamamlanmasının ardından emniyet ve savcılıktaki ifadelerin okunmasına ara vererek, duruşmayı yarın devam edilmek üzere erteledi. ( AA)
ADLİ TIP´TAN SON RAPOR: ŞAHİN´İN CEZAİ EHLİYETİ TAM DEĞİL
Öte yandan dava kapsamında tutuklu yargılanan eski Özel harekat Daire Başkanvekili İbrahim Şahin´in cezai ehliyetinin olup olmadığı hususunda Adli Tıp Genel Kurulu´nun hazırladığı rapor mahkemeye ulaştı. Adli Tıp Genel Kurulu Başkanı Doç. Dr. Haluk İnce ile birlikte 42 uzmanın imzasını taşıyan 27 Ekim 2011 tarihli raporda İbrahim Şahin´in cezai ehliyetinin tam olmadığı görüşü belirtildi. Adli Tıp Genel Kurulu raporunda Şahin adına düzenlenmiş adli tıbbi belgeler ile adli dosyasındaki isnat edilen suçun niteliğinin incelendiği belirtildi. Raporda şöyle devam edildi: Bilgi ve bulguların yorumlanmasında, cezai sorumluluğunu müessir ve kişide şuur ve harekat serbestisini azaltacak mahiyet ve derecede olan ´Organik kişilik bozukluğu´ denilen akli arıza saptandığı, adli tahkikat dosyasının tetkikinde mezkur suçları işlediği sırada fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını idrak etme ve bu fiil ile ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğini azaltacak boyuttaki adli arızanın etkisi altında olduğu anlaşıldığı, bu duruma göre İbrahim Şahin´in 7 Ocak 2009 tarihinde sanığı bulunduğu suçuna karşı cezai sorumluluğu tam olmadığı kararı oy birliğiyle mütalaa olunur.
´CEZAİ EHLİYETİ TAM DEĞİL´ NE DEMEK?
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı´nın farklı birimlerince, eski Özel Harekat Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin´in cezai sorumluluğunun tam olmadığı yönünde daha önce 3 kez rapor düzenlemişti. Adli Tıp Genel Kurulu İbrahim Şahin´in cezai ehliyetinin tam olmadığı yönündeki raporuyla nihai görüşünü belirtmiş oldu. ´Cezai ehliyeti tam değil´ demek ´cezai ehliyeti yok´ anlamına gelmiyor. Adli Tıp´ın tespitini mahkeme isterse dikkate alabilir. Bu durumda İbrahim Şahin´e dava sonunda ceza verilecekse mahkeme heyeti cezasında indirime gidebilir.
ADLİ TIP GENEL KURULU´NUN KARARI KESİN
13.01.2012 10:55 Adli Tıp Genel Kurulu, Ergenekon sanığı İbrahim Şahin´in, kendisine isnat edilen ´silahlı terör örgütü kurma, yönetme, devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etme ve hukuka aykırı gizli verileri temin etme´ suçlarını işlediği iddia edilen tarihte cezai ehliyetinin bulunduğuna ancak tam olmadığına karar verdi. Bu kararla yargılama sonucunda İbrahim Şahin hüküm giymesi halinde hapis yatacak ancak cezasında belli bir oranda indirime gidilecek.
Adli Tıp Genel Kurulu´nun verdiği bu karar nihai hüküm durumunda. Adli Tıp Genel Kurulu Başkanı Doç.Dr. Haluk İnce ile birlikte 42 uzmanın imzasını taşıyan 27 Ekim 2011 tarihli raporda, ´Organik kişilik bozukluğu´ denilen akli arıza saptandığı, adli tahkikat dosyasının tetkikinde mezkur suçları işlediği sırada fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını idrak etme ve bu fiil ile ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğini azaltacak boyuttaki adli arızanın etkisi altında olduğu anlaşıldığı, bu duruma göre İbrahim Şahin´in 7 Ocak 2009 tarihinde sanığı bulunduğu suçuna karşı cezai sorumluluğu tam olmadığı kararı oy birliğiyle mütalaa olunur. ifadeleri kullanıldı.
Adli Tıp´ın gönderdiği bu rapor, Şahin hakkında düzenlenen 5. belge. Bundan önceki 4 raporda da Şahin´in cezai ehliyetinin olduğu ancak tam olmadığı vurgulanmıştı. İbrahim Şahin´e -ceza alması durumunda- verilebilecek ceza ise TCK´nın 32. maddesinin ikinci fıkrasında şöyle düzenleniyor: .....işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan kişiye; ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine 25 yıl, müebbet hapis cezası yerine 20 yıl hapis cezası verilir. Diğer hallerde verilecek ceza, altıda birden fazla olmamak üzere indirilebilir. ( Cihan)
(12 Ocak 2012), son güncel.: (13 Ocak 2012)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: