Islak imza ve andıç davasının bir sonraki duruşması 9 Şubat´ta. İddianame yetişirse Başbuğ´un da bu duruşmaya katılması ve kendisini suçlayan astlarıyla birlikte yargılanması bekleniyor. Bu davada yargılanan bir çok subay en üst sorumlu makam olarak kendisini işaret etmiş, bu ifadeler üzerine başlatılan soruşturmada Başbuğ tutuklanmıştı. İlginç şekilde Başbuğ´un da sorgusunda andıç olayında daha üst sorumlu olarak önceki Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt´ı işaret ettiği, internet andıcı sitelerinin onun döneminde yayına başladığını iddia ettiği belirtiliyor.
07.01.2012 12:45 İlker Başbuğ, İnternet Andıcı sanıklarının bulunduğu Silivri´deki 5 No´lu cezaevine yerleştirildi. Burada aynı davanın sanıklarından emekli Tuğamiral Alaettin Sevim, emekli Albay Dursun Çiçek, Albay Fuat Selvi de yer alıyor. Davanın bir sonraki duruşması 9 Şubat´ta görülecek. İddianame yetişirse Başbuğ´un da duruşmaya katılması bekleniyor.
İlker Başbuğ, mahkemede, hakkındaki iddiaları reddetti. Alınan bilgilere göre, darbeyle ilgili bir soru üzerine, 1-2 internet sitesi haberiyle hükümeti yıkmakla itham ediliyorsam, bu çok acıdır. Böyle kötü bir amacım olsa, 700 bin kişilik gücü elinde tutan bir komutan olarak bunu yapmanın başka yolları olabilirdi. dedi. Hâkim, sorgu sırasında Başbuğ için suç duyurusunda bulunan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nin tutanağını okudu. Tutanakta, aralarında Hıfzı Çubuklu ve Hasan Iğsız´ın da bulunduğu isimlerin Başbuğ´u suçlayan sözleri vardı. Bunları kabul etmeyen Başbuğ, andıçtan haberinin olmadığını savundu.
Ergenekon bağlantılı İnternet Andıcı soruşturması kapsamında ´darbeye teşebbüs, terör örgütü kurmak ve yönetmek´ iddiasıyla tutuklanan eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ´un, mahkeme sorgusunda suçlamaları reddettiği öğrenildi. Edinilen bilgilere göre, emekli Orgeneral Başbuğ, sevk edildiği İstanbul Nöbetçi 12. Ağır Ceza Mahkemesi´nde verdiği ifadede, ´Türkiye Cumhuriyeti Devleti´nin 26. Genelkurmay başkanı olarak ´silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmekle´ suçlanmasının trajikomik olduğunu söyledi. Başbuğ´un, Bu suçu reddediyorum. Bu suçla itham edilen kişi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti´nin 26. Genelkurmay başkanıdır. Bunu tarihe not olarak düşmekte yarar görüyorum. Ben, Genelkurmay başkanı olarak TSK´nın komutanıyım, ki bu TSK, dünyanın en güçlü ordularından biridir. Böyle bir orduya komutanlık eden bir kişinin, ´silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmekle´ suçlanması, gerçekten trajikomik diyebiliriz. dedi.
´Silahlı terör örgütü kurma ve yönetme´ suçlamasının çok üzücü ve anlaşılması zor olduğunu belirten Başbuğ´un, böyle bir suçlamanın, Silahlı Kuvvetler´e, ülkeye, devlete şerefiyle ve onuruyla görev vermiş biri için çok ağır bir iddia olduğunu anlattı. Başbuğ, Benim görevim esnasında böyle bir şey varsa gereken yapılmalıydı. ifadelerini kullandı.
´İnternet Andıcı´ başlığı altında, internet sitelerinde çıkan yazılar ve 1-2 haber ile Genelkurmay´ın itham edildiğini savundu. Başbuğ, 1-2 basın açıklaması ve 1-2 internet sitesi haberiyle hükümeti yıkmakla itham ediliyorsam, bu çok acıdır. Benim böyle kötü bir amacım olsa, 700 bin kişilik gücü elinde tutan bir komutan olarak bunu yapmanın başka yolları olabilirdi. Görev hayatım boyunca her zaman kanunların ve Anayasa´nın çizgisinde oldum. Ancak bugün iddia edilen suçlar ve bu suçlamaya giden değerlendirmeler, dosyadan vakıf olduğumuz üzere benim dönemimle ilgili internet siteleriyle bir ilgim olmadığı da savunmalarımda mevcuttur. şeklinde konuştu.
HÂKİMDEN BAŞBUĞ´A TUTANAKLI CEVAP
İlker Başbuğ, andıcın kendisine sunulduğu iddiasını ise yalanladı. Şunları söyledi: 30 Ağustos 2008´de Genelkurmay Başkanlığı görevime başladım. 4 Şubat 2009´da bu internet siteleriyle ilgili olarak bir haber yayınlandı. Konunun derhal incelenmesini istedik. İlk inceleme sonucunda, şekil ve teknik açısından bu sitelerin kanuna uygun olmadığı bilgisi bana verildiğinde bu siteleri kapattırdım. Aslında bana teşekkür edilmesi gerekir ki, ben bu siteleri kapattıran kişiyim. Bu andıç bana arz edilmedi. Arz edilmiş olsa muhakkak üzerinde imzam ya da parafem olurdu. (Bu andıcın üzerinde komutanın imzası ya da parafını gördüm) diyen bir kişi dahi yoktur. Şubat 2009´da kapattığımız sitelerin içerikleri nedir, burada ne yapılmıştır, konusunun cevabını veya bu konu ile ilgili bilgileri de ancak İnternet Andıcı ile ilgili iddianame çıktığı zaman kısmen öğrendim.
Başbuğ´un andıçta parafının olmadığını söylemesi üzerine Hâkim Vedat Dalda, mahkeme tutanaklarını okudu. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nde yapılan yargılamada sanıkların itiraflarının okunması üzerine Başbuğ, Bu bana okumuş olduğunuz İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tutanaklarındaki ´komutanın imzasını gördüm, komutan imzaladı´ yönündeki beyanlar sadece değerlendirmedir. Hatta aynı kişilerin daha sonraki beyanlarında bu kez de ´imzayı görmedim´ şeklinde beyanları vardır. Andıç, bir karargâhtaki faaliyetleri başlatan bir eylemdir. Bu andıç ile 4 sitenin kurulması işlemi başlamıştır, ancak bu sitelerin aktif hale gelmesi için andıç yeterli olmaz. Bunun olması için uygulama emri yayınlanması gerekir, ancak bu konuda öyle bir şey de söz konusu olmamıştır. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Serbest bırakılmamı talep ediyorum. ifadelerini kullandı.
Sitelerdeki haberler kapatma davasına malzeme olmuştu
Kara propaganda siteleri, hükümeti ve milleti hedef almıştı. Sitelerdeki haberler siyasete göre şekillenmiş, psikolojik harekât, ´irtica´ ve ´terör´ üzerinden yürütülmüştü. Sitelerin yayınları AK Parti´yi kapatma iddianamesine delil olmuştu. Danıştay saldırısı, Zirve cinayeti ve şehit cenazeleriyle ilgili yayınların provokasyon oluşturacak şekilde yapıldığı iddianameye de yansımıştı.
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ´un tutuklanmasına neden olan kara propaganda sitelerinde hükümet hedef alınmıştı. Genelkurmay Bilgi Destek Daire Başkanlığı Destek Şubesi tarafından kamuoyunu yönlendirmek maksadıyla kurulduğu, bizzat sanıklar tarafından itiraf edilen sitelerde yayınlanan haberlerin konusu ise siyasete göre şekilleniyordu.
Toplumu her iki konuda ´hassas´ hale getirmesi amacıyla yürütülen psikolojik harekâtın parçası olan sitelerde Danıştay saldırısı, Malatya Zirve Kitabevi´ndeki kanlı eylem, şehit cenazeleri, eski YÖK Başkanı Erdoğan Teziç´e yönelik saldırı, Genelkurmay Başkanlığı´nca düzenlenen ´Teröre Karşı Refleks´ mitingleri, başörtüsü, Abant Platformu ve Türkçe olimpiyatlarıyla ilgili haberler provokasyon oluşturacak şekilde yayınlanmıştı. Dönemin Genelkurmay Başkanı´nın bilgisi dâhilinde kurulan sitelerden ´terörvegüvenlik.net´ 2006 yılında dönemin YÖK Başkanı Erdoğan Teziç´e yapılan saldırıyla, Alparslan Arslan´ın gerçekleştirdiği Danıştay saldırısının benzer olduğu yönünde haberler yaptı. Haberde Danıştay saldırısının dinî sebeplerle gerçekleştirildiği iddia ediliyordu. Haberde, Teziç´e yapılan saldırı da aynı düzleme oturtulmuştu. Yine aynı sitede Malatya´daki Zirve Yayınevi´ndeki katliama dair haberler de yayınlandı. Bu haberlerde de dinî hassasiyet ön plana çıkartıldı. Saldırganların, katliamdan önce grubun lideri Emre Günaydın´ın isteği üzerine namaz kıldıkları şeklinde haberler yayınlandı.
2007 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde siteler aktif olarak çalıştı. ´irtica.org´ ve ´irtica.net´ sitelerinde cumhurbaşkanının AK Parti içerisinden birisi olmaması gerektiği yönündeki yazılar ve haberler sıklıkla yayınlandı. Sitede ´AKP´ye kaos uyarısı´ başlıklı haber yer almıştı. Yazıda, AK Partili birinin cumhurbaşkanı olmasının Türkiye´yi kaosa sürükleyeceği anlatılıyordu. Aynı sitede özellikle Fethullah Gülen´le ilgili çıkan haberler dikkat çekiciydi. Özellikle Gülen´in teşvikiyle gerçekleştirilen Uluslararası Türkçe Olimpiyatları, Abant Platformu gibi etkinlikler, dünyanın dört bir yanında açılan okullar, hiçbir dayanağı olmayan ifadelerle eleştiriliyordu. ( Zaman)
BÜYÜKANIT´I İŞARET ETTİ
?Silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek?ten tutuklanan eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, ?İnternet Andıcı? için selefi Yaşar Büyükanıt´ı işaret ederek ?Siteler benden önce kuruldu, ben kapattım? dedi. Tutuklanan eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ´un, sorgusunu yapan Ergenekon Savcısı Cihan Kansız´a ve tutuklama kararını veren mahkemede İnternet Andıcı´nın kendisinden önceki Genelkurmay Başkanı tarafından hazırlandığını söyleyerek, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt´ı işaret ettiği ortaya çıktı. Başbuğ, ifadesinde, ?Sayın K.´ya arz? şeklinde biten İnternet Andıcı belgesinde imzasının bulunmadığını belirterek, ?Aslında bana teşekkür edilmesi gerekir. Çünkü ben göreve geldiğimde bunları kapattıran kişiyim? dedi. Başbuğ´un,mahkemeye, soruşturmada adı geçmeyen, çoğu emekli bazı askerlerle ilgili belgeler verdiği ve soruşturmanın genişleyebileceği de ifade edildi.
´DÖNEMİMDEN ÖNCE HAZIRLANDI´
Sivil mahkemece ?silahlı terör örgütü kurmak, yönetmek? ve ?cebir ve şiddet kullanarak TC hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs? suçlarından tutuklanan Başbuğ, 40 sayfa ifade verdi. 50 soru yöneltilen Başbuğ, süreci detaylı şekilde anlattı. Başbuğ savcılara verdiği ifadede, İnternet Andıcı´nın isim vermeden emekli Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt döneminde hazırlandığına işaret ederek, ?Ben 30 Ağustos 2008´de Genelkurmay Başkanlığı görevime başladım. 4 Şubat 2009 tarihinde bu internet siteleriyle ilgili olarak bir haber yayınlandı. Bu haber üzerine yaptığımız ilk incelemede şekil ve teknik açıdan bu sitelerin kanuna uygun olmadığı bilgisi bana verildiğinde bu siteleri kapattırdım. Bana teşekkür edilmesi gerekir. Bu sitelerin son güncelleme tarihlerine bakıldığında benim görev sürem öncesidir? diye konuştu. Başbuğ, ?Dosyadan vakıf olduğumuz üzere benim dönemimle ilgili internet siteleriyle bir ilgim olmadığı da savunmalarımda mevcuttur? dedi. ( Habertürk)
BAŞBUĞ DOĞRU SÖYLEMEMİŞ: SUBAYLARA ANDIÇLI SÖRF TAVSİYESİ |
O SİTELER MEDYADA YAYINLANDI
Genelkurmay Başkanlığı´nın subaylara yönelik ´akredite internet siteleri´ duyurusu 4 Eylül 2005 tarihinde medyada yayımlandı. Türk Silahlı Kuvvetleri akreditasyon uygulamasını internet sitelerine de yansıttı. TSK Personelinin kişisel ve mesleki çalışmaları için toplam 42 internet sitesi önerildi denilen haberde, şu ifadelere yer verildi:
Türk Silahlı Kuvvetleri´nin gerek basın-yayın kuruluşları gerekse diğer kurumlarla olan ilişkilerinde göz önünde bulundurduğu akreditasyon şartını internet sitelerine de yansıttı. TSK personelinin, mesleki ve özel çalışma ile araştırmalarında yararlanmaları için önerilen siteler arasında faili meçhul bir cinayete kurban giden, Necip Hablemitoğlu´nun sitesi de yer alıyor.
4´Ü ANDIÇ, 12´Sİ KARDEŞ SİTE
4 Eylül 2005´te basına yansıyan ve 16 sitenin bulunduğu listede AK Parti hükümetine karşı kara propaganda amaçlı olarak kurulan 42 internet sitesinden 4´ü de yer aldı. TSK tarafından ´güvenilir´ olduğu belirtilen ve subaylara ´yararlanmaları´ için tavsiye edilen siteler şunlar: www.hablemitoglu2002.cjb.net, www.aydınlanma1923.org, www.ataturk.turkiye.org, www.armenianreality.com, www.fethullah.has.it, www.add.org.tr, www.kemalinaskerleri.8m.com, www.pkkgercegi.net, www.sonsofataturk.org, www.tekadam.8k.com, www.ermenisorunu.gen.tr, www.demokrasivakfi.org.tr, www.teror.gen.tr, www.turkatak.gen.tr, www.kemalist.org ve www.egemenlikulusundur.net.
Bu sitelerden ´turkatak.gen.tr´, ´pkkgercegi.net´, ´armenianreality.com´ ve ´fethullah.has.it´ adreslerinin İnternet Andıcı kapsamında da kara propaganda amaçlı olarak kullanılması dikkat çekti. Andıç´ta yer almayan fakat TSK´nın tavsiyede bulunduğu diğer internet sitelerinin ise andıç sitelerinin en çok alıntı yaptığı ve link verdiği siteler olması dikkat çekiyor. 2009´daki İnternet Andıcı´nda da 2005´te tavsiye edilen sitelerin ´psikolojik harekat´ amacıyla kullanılabileceği belirtiliyor.
DUYURUDA İLGİNÇ ZAMANLAMA
Haberin yayınlanma tarihi de dikkat çeken ayrı bir unsur olarak öne çıktı. İlker Başbuğ, 30 Ağustos 2005 tarihi itibariyle Genelkurmay İkinci Başkanlığı´ndan Birinci Ordu Komutanlığı´na atandı. Genelkurmay İkinci Başkanlığı görevine ise Orgeneral Işık Koşaner atandı. Başbuğ´un Birinci Ordu Komutanlığı´na geçmesinden hemen 4 gün sonra, subaylara yönelik yapılan akredite internet siteleri bildirisi haberleri yayımlandı. Söz konusu haber, kara propaganda sitelerinin Başbuğ´un İkinci Başkanlığı döneminde yayında olduğunu ve girmeleri için subaylara önerildiğini ortaya koydu.
SORUMLULUĞU BÜYÜKANIT´A VE IĞSIZ´A YIKTI
İlker Başbuğ, savcılık ifadesinde, 42 site için Yaşar Büyükanıt dönemine işaret ederken, Bu sitelerin son güncelleme tarihine bakıldığında benim görev sürem öncesidir dedi. Başbuğ andıca konu olan 4 yeni site için de o dönem Genelkurmay 2. Başkanı olan ve ifadesinde ´arz makamı Genelkurmay Başkanı´dır´ diyerek kendisini işaret eden tutuklu sanık Emekli Orgeneral Hasan Iğsız´ı suçladı. İnternet Andıcı´ndaki temel konunun Şubat 2009 tarihinden sonra 4 sitenin kurulması olduğunu söyleyen Başbuğ, şunları kaydetti: Bu andıç bana arz edilmedi. Arz edilmiş olsa muhakkak üzerinde imzam ya da parafem olurdu. Bu andıcın üzerinde komutanın imzasını ya da parafını gördüm diyen bir kişi dahi yoktur. Hazırlık aşamasında olan bu siteler de 19 Haziran 2009 tarihinde kapatıldı. İkinci başkan tarafından ´sayın komutana arz´ diye sunulan bir belgenin normal şartlarda bana arz edilmesi gerekir. Ancak kesinlikle arz edilmedi. Arz edilmiş olsa bir imza, bir paraf mutlaka konulurdu. Bu andıç 2´nci başkan tarafından 1 Nisan 2009 tarihinde paraflanmıştır. İddialara göre bu andıcın bana 14 Nisan 2009 tarihinde arz edildiği iddia ediliyor. Ancak bu andıcın 2 Nisan 2009 tarihinde karargah içinde işleme girdiğini de görüyoruz. ( Yenişafak)
GENELKURMAY: ANDIÇ EYLÜL 2009´DA İMHA EDİLDİ.. BAŞBUĞ: ANDIÇ´I KASIM 2009´DA GÖRDÜM |
Ergenekon kapsamına alınan İnternet Andıcı davasında son olarak eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ tutuklanarak Silivri Cezaevi´ne gönderildi. Başbuğ, ´terör örgütü kurmak ve yönetmek ve darbeye teşebbüs´le suçlanıyordu. Savcılık sorgusu 7 saat süren Başbuğ, mahkemeye ise 2 saat ifade verdi. Mahkeme, ´kuvvetli suç şüphesinin varlığı ve delilleri karartma ihtimali´ sebebiyle Başbuğ´un tutuklanmasına hükmetti. Eski bir Genelkurmay başkanının tutuklanması bazı kesimlerin eleştirisine sebep oldu. Ancak Genelkurmay´dan aynı dava kapsamında mahkemeye gönderilen yazı ve belgeler delillerin nasıl karartıldığını, imha edildiğini de gözler önüne serdi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Genelkurmay Başkanlığı´na yazı yazarak, ´İnternet Andıcı´ isimli belgenin aslı, ekleriyle ilgili tüm belgelerin eksiksiz olarak gönderilmesini talep etmişti. Genelkurmay Başkanlığı´ndan 16 Aralık 2011´de gönderilen yazıda, İnternet Andıcı belgesi orijinal nüshasının 3 Eylül 2009 tarihinde, İlker Başbuğ Genelkurmay başkanlığı görevini yürütürken Karargâh´ta imha edildiği bildiriliyor. Murat Uslukılıç tarafından yazılan internet siteleri konulu andıç ile paraflayanların imzalarının bulunduğu sayfa ve ekleri yer alıyor. Buna göre, gönderilen belgeler arasında 2 Nisan 2009 tarihli internet siteleri konulu yazının Cemal Gökçeoğlu tarafından ´aslı gibidir onayı´ ile onaylı, Dursun Çiçek´in imzasına açılan blokta imza olmayan sureti ile aynı tarihli andıcın fotokopisi var.
İmha tutanağı ile ilgili dört sayfalık yazıda başka çarpıcı bilgiler de yer alıyor. Buna göre, Genelkurmay´ın gönderdiği imha tutanağında İnternet Andıcı belgesiyle birlikte 12 adet evrakın daha yok edildiği belirtiliyor. İmha edilen belgeler arasında 41 sayfa Gizli, 55 sayfa Hizmete Özel, 71 sayfa Özel güvenlik dereceli belge yer alıyor. İki sayfalık imha tutanağında Yüzbaşı Murat Uslukılıç, Teğmen Ahmet Demirpolat, üstçavuş Hüseyin Tutal, sivil memur Bülent Sarıkahya´nın imzası bulunuyor.
İlker Başbuğ, mahkeme ifadesinde İnternet Andıcı belgesini ilk kez 4 Kasım 2009´da gördüğünü iddia etmişti. Genelkurmay´ın yazısında ise belgenin 3 Eylül 2009´da, yani yaklaşık 2 ay önce imha edildiği aktarılıyor. Başbuğ´un ´gördüm´ dediği belgenin andıcın aslı mı, yoksa fotokopisi mi olduğu merak konusu. Burada şu soru akla geliyor: Başbuğ, belge imha edildikten iki ay sonra nasıl görüyor?
İlker Başbuğ, savunmasında söz konusu andıçta onayının olmadığını, parafının da bulunmadığını savunmuştu. Ancak davanın diğer sanıkları ifadelerinde Başbuğ´u işaret etmişti. Tutuklu sanıklardan eski 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız, yayınlanan andıçta en yetkili makamın ´Genelkurmay başkanı´ olduğunu söylemişti. Dava konusu andıç hazırlandığında Genelkurmay 2. başkanı olarak görev yaptığını hatırlatan Iğsız, çapraz sorgusunda, savcının sorusu üzerine belgedeki ´Sayın komutana arz´ ifadesini de detaylandırmıştı. Iğsız, Sayın komutana arz demek, bu kişinin, yetkilisinin o olduğunu gösterir. Ona arz edilmeden hiç kimse kalem oynatamaz, işlem tamamlanamaz... ifadelerini kullanmıştı. Yüzbaşı Murat Uslukılıç da andıç belgesinin Hasan Iğsız tarafından İlker Başbuğ´a sunulduğunu aktarmıştı. ( Zaman)
BAŞBUĞ YALNIZ KALDI: KİMSE ONUN KOĞUŞUNU İSTEMEDİ |
Iğsız, Fırtına, Doğan ve Örnek´ten ret
Star gazetesinin haberine göre; eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, İnternet Andıcı davası tutuklu sanığı emekli Orgeneral Hasan Iğsız ve emekli Tümamiral Hıfzı Çubuklu ile Balyoz tutuklu sanıkları emekli Orgeneraller Çetin Doğan, İbrahim Fırtına ve emekli Oramiral Özden Örnek´in de kaldığı 5 No´lu L Tipi Cezaevi´nin F-2 koğuşuna yerleştirilmişti. İlk gecesini yalnız ve dinlenerek geçiren Başbuğ´un yanına bir veya iki tutuklu sanık daha verilmek istendi. Cezaevi yetkilileri Başbuğ´un yanına cezaevinde tutuklu bulunan Orgeneral rütbeli sanıklardan vermek istedi. Ancak Hasan Iğsız, Çetin Doğan, Özden Örnek ve İbrahim Fırtına gibi isimlerin yer aldığı emekli orgenerallerin Başbuğ ile aynı koğuşta kalma teklifini kabul etmedikleri öğrenildi.
Başbuğ Haberal´la kalmak istedi, ancak..
Bunun üzerine yetkililerin Başbuğ´a beraber kalmak istediği biri olup olmadığı soruldu. İlker Başbuğ´un da koğuşta Ergenekon sanığı Mehmet Haberal ile kalmak istediğini söylediği ifade edildi. Başbuğ´un Haberal´ın gözaltına alındığı gün Genelkurmay Başkanı olarak Süleyman Demirel´i arayarak üzüntülerini bildirdiği ortaya çıkmıştı.
´Tek kalıp kitap yazacağım´
Fakat, Başbuğ´un bu isteği yerine getirilemedi. Başbuğ´a Haberal hastanede. Beraber kalmak istediğiniz başka biri var mı? diye sorulduğu öğrenildi. Başbuğ´un da Yalnız kalıp kitap yazmak istiyorum demesi üzerine bu isteğinin onaylandığı kaydedildi. Başbuğ´un geceyi televizyonlardan haberleri izleyerek ve kitap okuyarak geçirdiği belirtildi. ( Sabah)
BAŞBUĞ´UN AVUKATI YALNIZLIK VE HABERAL İDDİASINI YALANLADI |
Nöbetçi İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi Hakimi Vedat Dalda tarafından Perşembe geceyarısı ?Örgüt yöneticiliği? ve ?Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti´ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs? suçlamalarıyla tutuklanarak Silivri Cezaevi´ne gönderilen emekli Orgeneral Başbuğ, önceki geceyi konulduğu 5 No´lu L Tipi Cezaevi´nde tek başına geçirdi. İstediği taktirde 1-2 kişiyle birlikte kalabilecek olan Başbuğ´un, henüz birlikte kalmak için bir isim bildirmediği, kendisini ziyaret edecek kişilerin listesini dahi oluşturmadığı belirtildi. Başbuğ´un avukatı İlkay Sezer, Başbuğ´un Prof. Dr. Mehmet Haberal´la birlikte kalmayı talep ettiği yönündeki iddiaların da doğru olmadığını söyledi.
7 gün içinde itiraz edecek
Avukat İlkay Sezer, Başbuğ´un tutukluluğuna yasal süre olan 7 gün içinde itiraz edeceklerini, bu konudaki hazırlıklarının sürdüğü de söyledi. Avukat Sezer, Başbuğ´un tutuklandığı duruşmada yaptığı savunmada, mahkemeye Genelkurmay Başkanlığı´ndan gelen andıçla ilgili yazışmayı sunmuştu. Sezer, ?Bunu özellikle dosyadaki andıç ile karşılaştırmanızı talep ediyorum. Tarihleri özellikle değerlendirmenizi talep ediyorum. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı´na Genelkurmay Başkanlığı´nca andıç çalışmaları başlıklı gönderilen 16.12.2011 tarihli belge ve ekleri ibraz edildi. Okundu, dosyaya kondu. Bu belgeden de anlaşılacağı üzere 29.12.2011 tarihli duruşmada Savcı Sayın Mehmet Ali Pekgüzel´in ifade ettiği üzere müvekkilimin andıç hazırlıkları ve benzeri hiçbir evrakta imza, paraf ya da başka bir aidiyet gösteren husus yer almamaktadır? demişti. Sezer ayrıca 30 Aralık 2011´deki duruşmada Başbuğ hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verildiğini hatırlatarak, ?Pazartesi günü derhal soruşturma başlatıldı. 4 gün sonra ise tutuklamaya sevk edildik. Dördüncü gün karşınıza geldik. Müthiş bir hız? diyerek soruşturmanın gerekli inceleme süresine tabi tutulmadığı yönünde eleştiride bulunmuştu. ( Milliyet)
İŞTE ADIM ADIM İNTERNET ANDICI OLAYI |
1- ´İnternet andıcı´ nedir ve soruşturma nasıl başladı?
İkinci Ergenekon davası tutuklusu emekli Albay Hasan Ataman Yıldırım´ın evinde yapılan bir aramada ´Hayhay´ isimli belge ele geçirildi. İddialara Yıldırım, TSK´daki bir sivil memurla buluşmuş ve kara propaganda yapmak için kurulduğu tahmin edilen siteler üzerine konuşmalar yapmıştı. Eski Ergenekon savcısı Zekeriya Öz, bu konuda soruşturma başlattı. Bütün sitelerin içerik sağlayıcıya verdiği ortak elektronik postanın ´hayhaytr@yahoo.com´ olduğu anlaşıldı. Çoğu birbirlerine link vererek bağlanan bu siteler Milli Savunma Bakanlığı´na bağlı IP numaralarını kullanıyordu ve siteler Genelkurmay Başkanlığı´na aitti. Bu araştırma sürerken, Ergenekon savcılarına ´ıslak imza´ olarak bilinen ´İrticayla Mücadele Eylem Planı´ belgesini gönderen meçhul ihbarcı ikinci bir ihbar maili gönderdi. Genelkurmay´ın iktidar ve cemaatler aleyhine kara propaganda yapmak amacıyla 42 internet sitesi kurduğu belirtiliyordu. İhbarda Bilgi Destek Daire Başkanlığı´nın yerli ve yabancı 430 internet sitesini de sürekli takip ettiği ileri sürüldü. İhbarı yapan kişi gönderdiği elektronik postaya ´internet andıcı´ olarak adlandırılan bir belge de ekledi.
2- Andıcı kim hazırladı?
İhbarcının gönderdiği belgeye göre Nisan 2009 tarihli ´andıç´ Genelkurmay Bilgi Destek Daire Başkanlığı tarafından hazırlanmıştı. Belgenin altında Topçu Albay Cemal Gökçeoğlu ve Albay Dursun Çiçek de dahil sekiz kişinin imzası bulunuyordu. Belgede ´Kimden´ bölümünde ´Harekât Başkanlığı´ndan´, ´Kime?´ bölümünün karşısında da ´Genelkurmay 2. Başkanı´na´ yazıyordu. Dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Hasan Iğsız´dı.
3- Genelkurmay iddialara ne demişti?
IP numaralarının sahibi olan Milli Savunma Bakanlığı, ?Genelkurmay istedi, biz de onların adına IP adreslerini aldık? derken, Genelkurmay Başkanlığı, ?Başbakanlık´ın bilgisi vardı? açıklaması yaptı. Başbakanlık yalanladı. Genelkurmay direktifin 2000´de verildiğini, sitelerin 2007´de açılıp daha sonra tümden kapatıldığını öne süren ikinci bir açıklama yapmıştı.
4- İlker Başbuğ olaya nasıl dahil oldu?
Dursun Çiçek ve Hasan Iğsız´ın da aralarında olduğu 15´i tutuklu 29 sanıklı dava, ´ıslak imza´ davası ile birleştirildi. Davada savunma yapan sanıklar ´internet andıcını´ doğrulayan anlatımlarda bulunuyordu. Propaganda amaçlı sitelerin açılması konusunda kendilerine emir gelmiş ve onlar da uygulamıştı. Tüm sanıklar ve belgeler ´yetkili isim´ olarak eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ´u işaret ediyordu. Bunun üzerine mahkeme Başbuğ hakkında suç duyurusunda bulundu. Savcı Başbuğ´u ifadeye davet etti. Başbuğ 12 saat sorgulandıktan sonra ?Silahlı terör örgütü kurmak ve darbe yapmaya teşebbüs? suçlamasından tutuklandı.
5- Bundan sonraki aşamada neler olacak?
´İnternet andıcı´ davası ´İrticayla Mücadele Eylem Planı´ davasıyla birleştirildi ve halihazırda bu dava sürüyor. İlker Başbuğ hakkında ise inceleme tamamlandıktan sonra ek iddianame hazırlanacak ve Başbuğ davanın sanıkları arasında yer alacak. Süren dava kapsamında ortaya yeni ifadeler ve yeni deliller çıkarsa savcılık bu bilgiler ışığında soruşturmayı genişletebilir. Bu durum hem ´andıç´ hem de ´ıslak imza´ davasının belgeleri için geçerli. ( Radikal)
ADIM ADIM ISLAK İMZALI KAOS PLANI VE İNTERNET ANDICI SORUŞTURMASI |
Tartışmalar devam ederken, İnternet Andıcı soruşturması başlatıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Başbakanlık ve Milli Savunma Bakanlığı´na söz konusu internet sitelerinin kurulma ve yayın yapma talimatının kendileri tarafından verilip verilmediğini sordu. Ancak her iki kurum tarafından da sitelerle ilgili Talimatımız yoktur. cevabı geldi. Soruşturma kapsamında aralarında Eski Genelkurmay ikici Başkanı Hasan Iğsız ve Genelkurmay Adli Müşaviri Hıfzı Çubuklu´nun da bulunduğu üst düzey generaller tutuklandı. Generaller ise ifadelerinde dönemin Genelkurmay başkanı İlker Başbuğ´u işaret etti. Andıçın onun bilgisi dahilinde hazırlandığını söyledi. Ve soruşturma Başbuğ´a uzandı.
İşte yaşanan o süreç:
11 Ocak 2009: Emekli Albay Hasan Ataman Yıldırım, ikinci Ergenekon davası kapsamında tutuklandı.
4 Şubat 2009: Taraf Gazetesi´nde çıkan manşet haberde Yıldırım´ın evinde yapılan aramalarda ´Hayhay´ isimli bir belgeye ulaşıldığı iddia edildi. Bu belgeden 35 ayrı sitenin ad ve içerikleri yer alıyordu. Sitelerin hayhaytr@yahoo.com diye bir ortak adresten alındığı bilgisi yer aldığı öne sürüldü. Aynı gün siteler kapatıldı.
1 Nisan 2009: Siteler kapatıldıktan yaklaşık 2 ay sonra tekrar açıldı. İddianameye yansıyan bilgilere göre internet sitelerinin yeniden açılmasının Albay Dursun Çiçek´in Orgeneral Hasan Iğsız ile yaptığı görüşme sonrasında gerçekleşti
1 Nisan 2009: İnternet andıcı ile ilgili belge ´Sn. Komutana Arz´ yazısı ile İlker Başbuğ´a sunuldu.
14 Nisan 2009: İnternet andıcı ile ilgili Başbuğ´a sunulduğu iddia edilen belge onaylandı.
12 Haziran 2009: Taraf Gazetesi´nde ´İrtica ile Mücadele Eylem Planı´yla ilgili haberi yayınlandı. Belgede, Albay Dursun Çiçek´in imza vardı. Aynı gün Askeri Savcılık tarafından soruşturma başlatıldı.
25 Haziran 2009: Askeri savcılık, ´Kaos Planı´yla ilgili yaptığı soruşturma sorunda ´kovuşturmaya gerek olmadığına´ karar verdi.
26 Haziran 2009: Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, düzenlediği basın toplantısında ´İrtica ile Mücadele Eylem Planı´nı ´kağıt parçası´ olarak tanımladı.
30 Haziran 2009: Albay Dursun Çiçek örgüt üyeliği iddiasıyla sevk edildiği mahkeme tarafından tutuklandı. Bir gün sonra tahliye edildi.
30 Eylül 2009: Kaos Planı´nın aslı Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılara posta yoluyla ulaştırıldı.
1 Kasım 2009: İrtica ile Mücadele Eylem Planı´nın ıslak imzalı orijinalini savcılara gönderen ihbarcı subaydan ikinci ihbar mektubu geldi. Meçhul subayın ihbar mektubunda ´İnternet Andıcı´nda sitelerin kuruluş emri ve Türkiye´deki pek çok internet sitesine yönelik bir fişlemeler yer alıyordu. İhbar mektubunda, Genelkurmay Başkanlığı tarafından iktidar ve cemaatler aleyhine kara propaganda yapmak amacıyla 42 internet sitesinin kurulduğu ve Genelkurmay´a bağlı Bilgi Destek Daire Başkanlığı´nın yerli ve yabancı 430 internet sitesini de sürekli takip ettikleri ileri sürüldü.
7 Kasım 2009: Başbakanlık, Genelkurmay Başkanlığı´ndan andıç siteleriyle ilgili bilgi istedi. Genelkurmay, 2000 yılında dönemin Başbakanı Bülent Ecevit´in verdiği talimat üzerine kurulduğunu iddia etti. Ancak Başbakanlıktan yapılan açıklamada böyle bir talimatın olmadığı belirtildi.
11 Kasım 2009: Albay Dursun Çiçek yeniden sevk edildiği mahkemece ´terör örgütüne üye olmak´ suçlamasıyla ikinci kez tutuklandı. Bir gün sonra yeniden tahliye edildi.
1 Mart 2010: İrtica ile Mücadele Eylem Planı´ndaki imzanın Albay Dursun Çiçek´e ait olduğu Jandarma Genel Komutanlığı Kriminal Laboratuarı tarafından bir kez daha tescillendi.
29 Nisan 2010: ´İrtica ile Mücadele Eylem Planı´ İddianamesi İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nce kabul edildi.
30 Nisan 2010: Albay Dursun Çiçek, savcının talebi üzerine üçüncü kez tutuklandı.
24 Ağustos 2010: Soruşturma kapsamında öncelikle 19 emekli ve muvazzaf subay ile birlikte eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Hasan Iğsız ve Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu ifade verdi.
20 Temmuz 2011: İrtica ile Mücadele Eylem Planı davasının tutuklu sanığı Albay Dursun Çiçek´ten davanın seyrini etkileyecek önemli bir itiraf geldi. Soruşturma kapsamında kendi isteğiyle ikinci kez savcılığa ifade veren Çiçek, şu sözlerle İlker Başbuğ´u işaret etti: Ne yaptıysam emir komuta içinde yaptım.
29 Temmuz 2011: AK Parti hükümetine yönelik kara propaganda içeren internet siteleriyle ilgili ´İnternet Andıcı´ iddianamesi İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nce kabul edildi. 22 sanığın yer aldığı 93 sayfalık iddianamede, generallere çarpıcı suçlamalar yer aldı.Aralarında emekli Orgeneral Hasan Iğsız ve Ege Ordu Komutanı Orgeneral Hüseyin Nusret Taşdeler´in de bulunduğu sanıklar, ´Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etmek´le suçlanıyordu.
2 Ağustos 2011: Genelkurmay Başkanlığı´nın internet siteleriyle ilgili suçladığı Dursun Çiçek, yargılandığı davanın 3 Ağustos´taki duruşmasında internet Andıcının gerçek bir belge olduğunu söyledi. Çiçek, belgenin altındaki imza ve paraflara dikkat çekti.
8 Ağustos 2011: İnternet Andıcı davası ´İrtica ile Mücadele Eylem Planı´ davasıyla birleştirildi.
10 Ağustos 2011: Eski Genelkurmay ikici Başkanı Hasan Iğsız tutuklandı. Iğsız´ın avukatı Orhan Önder, andıçın en üst makama kadar sunulduğunu söyleyerek Başbuğ´u işaret etti.
17 Ağustos 2011: Genelkurmay Adli Müşaviri Hıfzı Çubuklu´nun da bulunduğu üst düzey generaller internet andıcı davası kapsamında cezaevine konuldu. Tutuklanan generaller ifadelerinde sitelerin kurulması ve yayınlanmasıyla ilgili talimat konusunda tek bir isme işaret etti: İlker Başbuğ.
30 Aralık 2011: İnternet andıcı davasında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, sanık beyanları ve belgelerde adı geçen İlker Başbuğ hakkında gereğinin takdir ve ifası için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına karar verdi.
5 Ocak 2011: İlker Başbuğ, ´şüpheli´ sıfatıyla ifade verdi. Mahkemeye sevk edilen Başbuğ, ´darbeye teşebbüs ve terör örgütü kurmak ve yönetmek´ suçlamasıyla tutuklanarak Silivri Cezaevi´ne gönderildi. Başbuğ, sivil yargıya hesap veren ve tutuklanan ilk Genelkurmay başkanı olarak tarihe geçti. ( Zaman)
Genelkurmay´ın provokasyon siteleri ya da ´internet andıcı´ konulu manşetlerimiz
(07 Ocak 2012), son güncel.: (09 Ocak 2012)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Islak imzalı ´İrtica ile Mücadele Eylem Planı´ ya da ´AKP ve Gülen´i Bitirme Planı´ manşetlerimiz
İnternet andıcı iddianamesinde arama yap
Islak İmza iddianamesinde arama yap
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap
Flaş!!! İlker Başbuğ tutuklandı
Başbuğ tutuklanırsa istifa edecekler mi?
İlker Başbuğ´a soruşturma
Mahkemeden Başbuğ´a suç duyurusu
Andıcı İlker Başbuğ da onaylamış
Başbuğ andıç uyarılarını dinlememiş
Başbuğ konuştu, andıç ve planlar yazıldı
Başbuğ´a dokunma, alta müebbet
Başbuğ´dan korkunç bir tehdit
Başbuğ´dan inanılmaz gaflar: ´Böyle rezillik olur mu yeter yahu´