Ankara´da dün gerçekleşen Danıştay saldırısı operasyonları dikkatleri bir kez daha saldırıdaki ayrıntılara çevirdi. Ergenekon soruşturmasında ele geçen bilgilerle birlikte baştan sonra çok planlı yapıldığı anlaşılan saldırıda, kameraların karartılması saldırının önemli sacayaklarından biriydi. Diğer bir ayak ise saldırının Ankara´daki mahkeme tarafından adeta örtülmesi olmuştu. Dün başlayan operasyonların davaya Ankara´da bakan mahkeme üyeleriyle soruşturma savcılarına da uzanabileceği ileri sürülüyor.
04.01.2012 11:54 Danıştay saldırısına bakan Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi hakimi Orhan Karadeniz, kameraların o gün çalışmaması ve diğer bir çok ayrıntıyla ilgilenmedi. Bu dava sürerken İstanbul´da Ergenekon soruşturması başladı. Savcı Zekeriya Öz, saldırının Ergenekon´la bağlantısına dair elde ettiği delil ve bulguları bir mektupla mahkemeye bildirdi. Ancak mahkeme bu mektubu hiç dikkate almadı ve davayı dinci kalkışma hükmüyle adeta apar topar kapattı. Dolayısıyla Hakim Orhan Karadeniz´in yaptığı eksik bir yargılama. Hakim Karadeniz, kamera arızasının üzerine niçin gitmedikleriyle ilgili skandal bir açıklama yapmış ve ´Oyak Güvenlik, kameraların arızalı olduğunu bildirdi, hem katil de yakalanmıştı. Niçin üzerine gidecektik ki; lüzumsuz bir iş olurdu´ demişti. Ergenekon mahkemesinin ortaya çıkardığı birçok şeyin Ankara´da eksik ve adil olmayan bir yargılama yapıldığını ortaya koyduğu zaten biliniyordu. Yargılama sürecinde kamera arızasına ve Ergenekon savcısınca mahkemeye iletilen çok sayıda somut delil ve bulgulara bu mahkemenin ilgisiz kalması olayda kasıt olabileceği şüphesini de doğurdu. Hukukçulara göre soruşturmanın Ankara 11. Ağır Ceza´nın başkan ve üyeleri ile soruşturma savcılarına sıçraması kaçınılmaz bir gereklilik.
Danıştay soruşturması 11. Ağır Ceza üyelerine uzanabilir
Danıştay saldırısının planlamasından örtülmesine kadar birbiriyle uyumlu gerçekleşen gelişmeler, ´Biri emretmiş, biri planlamış, biri vurmuş, biri karartmış, biri de örtmüş..´ iddiasını güçlendiriyor. Soruşturmada şu an OYAK hedefte. Ancak Ankara´daki ilgili yargıç ve savcıların da soruşturma kapsamında olduğu ileri sürülüyor. Bu ayrıntı aslında yeni de değil. Ankara Emniyeti´nin saldırı günü gönderdiği yazıya, 5 gün sonra cevap vererek bozuk harddiskin OYAK güvenlikte olduğunu yazan Danıştay Savcısı Mehmet Engin Çakmak´ın, Ergenekon örgütünün yargıya sızma faaliyetleri kapsamında ve sanıklarla ilişkisi olduğu şüphesiyle 4 hafta boyunca izlendiği ortaya çıkmıştı.
Savcıdan şüphe çeken ayrıntı: Polise 5 gün sonra bilgi verdi
Ankara Emniyeti Müdürlüğü saldırı günü, 17 Mayıs 2006´da Danıştay´a yazı yazarak, görüntü kayıtlarını istedi. Danıştay Savcısı Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Engin Çakmak, emniyetin yazısına tam 5 gün sonra, 22 Mayıs 2006´da cevap verdi. Çakmak yazısında kamera sisteminin daha önce Mayıs ayı içerisinde 3 kez arıza yaptığını belirterek ´Görüntülerin kaydedildiği harddiskin arızalı olması nedeniyle kayıtlara ulaşılamadığı şirket yetkililerince ifade edilmiş olup, kayıt cihazı halen OYAK Savunma ve Güvenlik A.Ş´de bulunmaktadır´ dedi. 274 sayılı yazıda Çakmak, polis ve savcıdan önce şirketin ´görüntülere ulaşılamadı´ bilgisinin alındığını belirtirken, olaydan 5 gün sonra polise harddiskin OYAK Güvenlik´te olduğunu bildirmesi şüphelere neden oldu. Çakmak yazısına, daha önce OYAK Güvenlik´e kamera sisteminde meydana gelen 3 arızayla ilgili gönderdiği 8 Mayıs 2006 tarihli belgeyi de ekledi.
71 yargı mensubu arasında
Polise 5 gün gecikmeyle bilgi vererek ´delil karartmaya zaman kazandırma´ kuşkusuna neden olan Danıştay Savcısı Genel Sekreter Yardımcısı Çakmak, Ergenekon sanıklarıyla ilişki şüphesiyle nedeniyle takibe alınan savcı ve hakimler arasında yer alıyor. Ergenekon savcılarının tespitleri ile Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu müfettişleri 71 hakim ve savcının takip edilmesi için iki kez mahkeme kararı çıkardı. Müfettişler 14 Ekim 2008´de İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi´ne, 3 Kasım 2008´de de İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi´ne başvurdu. ´Ergenekon örgütünün yargıya sızma faaliyetleri kapsamında, sanıklarla ilişkisi olduğu´ iddiasıyla aynı gün takip edilmeleri yönünde karar verilen hakim ve savcılar arasında Danıştay Tetkik Hakimi Mehmet Engin Çakmak da yer aldı.
Ergenekon sanıklarıyla bağlantılar
Mahkemelere sunulan belgede söz konusu yargı mensuplarının, Emekli Tuğgeneral Veli Küçük, emekli Albay Fikri Karadağ ve avukat Kemal Kerinçsiz´in de aralarında bulunduğu sanıklarla irtibatlarının tespit edildiği belirtildi. Bazı hakim ve savcıların Ergenekon sanıklarına yönelik ´Bir emrin var mı?´ şeklindeki soruları, Küçük´ün birçok hakim ve savcı ile irtibatlı olduğu ve bazı yargı mensupları hakkında ´bizim çocuklardan, arkadaşlardan´ dediği bilgisine yer verildi.
4 hafta teknik takip
Çakmak ile İstanbul Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, Ankara Başsavcısı Hüseyin Boyrazoğlu, Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner, Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz ve Yargıtay Savcısı Ömer Faruk Eminağaoğlu´nun da bulunduğu yargı mensupları, Ergenekon bağlantısı şüphesiyle 4 hafta süreyle telefonları dinlendi ve gittikleri yerlerde izlendi. Tetkik Hakimi Çakmak, izlendiği dönemde Danıştay 4. Dairesi´nde görev yapıyordu.
Hurşit Tolon ve diğer sanıkların M.E.Ç ile telefon görüşmeleri
Öte yandan ikinci Ergenekon iddianamesinde emekli Orgeneral Hurşit Tolon´un da aralarında bulunduğu bazı sanıkların ´M.E.Ç´ şeklinde kodlanmış bir kişiyle telefon konuşmaları yeralıyor. Konuşmaların bazılarında Danıştay´da karara bağlanacak bir dosyayla ilgili olması da dikkat çekti.
Saldırıda örgüt bağlantısına karşı çıkan Savcı da izlendi
Kanlı Danıştay saldırısıyla ilgili soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Salim Demirci´nin de Ergenekon şüphesiyle takip edildiği ortaya çıktı. Ergenekon sanıklarıyla bağlantılı oldukları şüphesiyle 4 hafta boyunca teknik takibe alınan 71 hakim ve savcılar arasında yer alan Salim Demirci, Danıştay ve Cumhuriyet gazetesine saldırı davasına bakan Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi´ndeki duruşmada örgüt bağlantısının araştırılmasına karşı çıkmıştı.
Cumhuriyet gazetesi örgüt var mı araştırılsın dedi Savcı karşı çıktı
Davaya müdahil olan Cumhuriyet gazetesi avukatları saldırının çok daha büyük bir oluşum tarafından organize edilmesi ihtimali bulunduğunu belirterek soruşturmanın genişletilmesini istemişti. Savcı Demirci ise, ´soruşturmanın genişletilmesine gerek yok´ diyerek karşı çıkmıştı. Mahkeme de bu talebi geri çevirmişti. Son duruşmada ise Ümraniye´de bulunan el bombalarının Cumhuriyet´e atılanlarla aynı seriden olduğunun ortaya çıkması üzerine Mahkeme Başkanı Orhan Karadeniz, dosyanın genişletilmesine karar verdi. Demirci yine önceki mütalaasını tekrarladı.
Hakim Orhan Karadeniz için yargı yolu açılabilir
Mahkeme sürecinde Danıştay baskınını aydınlatacak birçok noktayı araştırmadığı ortaya çıkan davanın hakimi Orhan Karadeniz için de yargı yolu açılabilir. Danıştay´daki kanlı baskının ardından soruşturmayı yürüten savcılık ve Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi´nin yargılama sürecinde olayı aydınlatacak birçok noktayı araştırmadığı belirlendi. TÜBİTAK´ın raporundan sonra Taraf ´a konuşan dönemin Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Orhan Karadeniz, Güvenlik şirketi kameraların kayıtta olmadığı yönünde bir yazı gönderdi. Arslan da yakalandığı için kayıtların akıbeti üzerinde çok durmadık diyerek kendisini savunmuştu. Ancak soruşturma sırasında karanlıkta bırakılan noktalar, Hakim Karadeniz´in görevini ihmal ettiği yönündeki iddiaları da beraberinde getirdi. Bu durum, Hakim Karadeniz için de yargı yolunun açılacağı şeklinde yorumlanıyor.
İşte kuşkulara yol açan noktalar:
1) Alparslan Arslan´ın saldırıdan bir gün önce keşif yaptığını gösteren OYAK Güvenlik´e ait Danıştay binasındaki kamera kayıtları incelenmedi. Mahkeme, OYAK Güvenlik Şirketi´nin kameraların kayıt yaptığı harddisk bozuk yazısıyla yetindi.
2) Danıştay binasının yanındaki Sıhhiye Orduevi ile bir bankanın kameralarına ait görüntüler dava sürecinde inceletilmedi. Genelkurmay Başkanlığı´nın Ankara Emniyet Müdürlüğü´ne gönderdiği kamera kayıtlarının açılamadığı belirtildi. Fakat Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Danıştay´da olduğu gibi, Orduevi´ne ait kamera görüntülerini de incelenmesi için TÜBİTAK´a gönderme gereği duymadı.
3) Danıştay Davası´na bakan Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi tetikçi Arslan´ın saldırıdan önceki 48 saatte gönderdiği 14 mesajın kime gönderildiğini de araştırmadı. Arslan, saldırıdan bir gün önce Bir eksiğin var mı, İçeride mi dışarıda mı, Uygun yer mi, Bilmiyorum yolcuyu görmeli miydim? şeklinde gönderdiği mesajları Elif adlı kızkardeşine attığını söyledi. Ancak, kızkardeşi Elif´in ifadesi alınmadı ve telefonu inceletilmedi.
4) Olaydan önce Arslan´ı Danıştay önünde iki kişiyle birlikte gördüğünü söyleyen tanık Aysel Sağlam, olaya karışan şüphelilerle yüzleştirilmedi.
5) Danıştay Davası sürerken, Ergenekon soruşturmasında, saldırının bireysel eylem olmadığını ortaya koyan bilgiler ortaya çıktı. Emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin´in, Alparslan Arslan´la bağlantısı tespit edildi. Danıştay sanığı Osman Yıldırım, Ergenekon sanığı emekli Tuğgeneral Veli Küçük´ün Cumhuriyet´e saldırıyı organize ettiğini itiraf etti. Ergenekon savcısı Zekeriya Öz, çok sayıdaki ayrıntıları bir mektupla mahkemeye bildirdi. Bunlara rağmen mahkeme ve savcılık saldırıdaki örgütsel bağlantıyı araştırma gereği duymadı.
BEYİN TAKIMI MI GİZLENİYOR?
Danıştay güvenlik kamera sisteminin kayıtlarının tutulduğu hard diskler saldırıdan önceki bir haftada üç kez arızalanması ve iki kez değiştirilmesi, ?Saldırıyı asıl planlayanların bina ve çevresinde yaptıkları keşfin görüntüleri mi yok edildi? sorusunu da gündeme getirmişti.
Bunlar tesadüf olabilir mi?
Saldırgan silahla Danıştay´a giriyor, güvenlikçiler müdahale etmiyor. Güvenlik kamera sistemi saldırıdan önce arızalanıyor. Sıhhiye Orduevi´nde olduğu gibi çevredeki kameraların kayıtları da yok oluyor. TÜBİTAK´ın bomba raporu, akıllara Danıştay saldırısı ve sonrasında yaşananlarla ilgili ?Bu kadarı da tesadüf olabilir mi? sorusunu getirmişti. Olayları tesadüf olarak görmeyen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ise dün yeni operasyonlara başvurdu. Operasyonların operasyonları doğuracağı ileri sürülüyor. İşte mahkemeyi de harekete geçiren ve ´korumalı ve planlı cinayet´ tezini güçlendiren tesadüfler!
1) Alparslan Arslan saldırıdan bir gün önce Danıştay binasına girip keşif yapıyor. Kimse fark etmiyor.
2) Katil avukat 17 Mayıs sabahı Danıştay binasına giriyor. Kapıdaki x-ray cihazı alarm veriyor ancak güvenlikçiler avukat kimliğini gösterince üst araması yapmaya gerek duymuyor.
3) Arslan toplantı sırasında koridorda dolanıyor ama kimseler fark etmiyor.
4) Saldırının ardından Arslan kaçarken Danıştay´da görevli OYAK Özel Güvenlik Şirketi çalışanları saldırganı farketmiyor ve yakalayamıyor.
5) Saldırgan girdiği kapıya değil de devamlı polis bulunmayan arka kapıya yöneliyor. Arslan nasıl biliyorsa orada güvenlik zaafiyeti olduğunu bilebiliyor. Allah´tan o sırada orada kahraman bir polis var da yakayı ele veriyor.
6) Saldırı günü kameralar kayıt dışı bırakılıyor ve mahkemeye ´Harddisk bozuktu´ yazısı gönderiliyor.
7) Danıştay çevresindeki özel işyerlerinin kamera kayıtları ´polisiz´ diyen kişilerce gerçek polislerden önce tek tek toplanıp yok ediliyor.
8) Danıştay´ın karşısındaki Sıhhiye Orduevi´nin kamera sistemi değiştiği için görüntüler izlenemiyor.
9) Yargılamayı yapan Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi ?bozuk da olsa o hard diski bir inceleteyim? deme gereği duymadan ´türban için´ kararı veriyor.
10) Saldırı sonrası Alparslan Arslan´la bağlantısı tespit edilen Ergenekon sanığı Muzaffer Tekin, intihar girişiminde bulunuyor. Gözaltına alınıp sorgulanıyor ancak hakkında dava açılmasına gerek duyulmuyor.
11) OYAK´ın ´Harddisk bozuk´ iddiasının yalan olduğu, hard diskin temizlendiği ortaya çıkıyor.
12) Ve Türk halkından tüm bunların bir tesadüf olduğuna inanması bekleniyor.
OYAK: Devleti korumak ayıp değil
Kanlı Danıştay saldırısına ait güvenlik kamera kayıtlarının silindiğine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, dün İstanbul, Ankara ve Zonguldak´ta 21 adreste arama yapıldı. Danıştay saldırısı olduğunda OYAK Güvenlik Müdürü olan Orhan Çoban ile birlikte 9 kişi gözaltına alındı. Halen Oyak Genel Müdürü olan Coşkun Ulusoy ise gözaltına alınmadı. Sadece evi ve ofisi arandı. Coşkun Ulusoy´un, Danıştay saldırısında kameraların karartıldığı iddialarında adının geçmesinden şikayetçi olan MİT´çi Kaşif Kozinoğlu´na, ´Devleti korumak ayıp değil günah değil´ dediği dinlemeye takılmıştı. Bu cümle aslında Danıştay saldırı sürecini ve olayın örtbas edilmesini bir anlamda açıklıyor. Hatırlanacağı gibi geçtiğimiz günlerde eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay ve bağlantılı kişiler hakkında ´Ergenekon davasını engelleme girişimleri´ konulu iddianame tamamlanarak mahkemeye sunuldu. Ergenekon davasını engelleme amacıyla Seyfi Oktay ve ekibinin görüştüğü iddia edilen kişilerden biri de Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Köksal Şengün idi. Şengün´ün bu baskılara direndiği ve çeteye hizmet etmediği biliniyor. Ancak kesin olan birşey varsa o da kendisine Ergenekon davasında Oktay ve ekibi tarafından baskı yapıldığı. Telefon görüşmeleri bunu ispatlıyor. Oktay ve ekibi arasında geçen bir telefon görüşmesinde Şengün´e baskı yapılması isteniyor ve onun gibi Atatürkçü insanlara bu ülkenin ihtiyacı olduğu belirtiliyordu. Yani Oktay ve ekibinin, diğer bir deyişle Ergenekon örgütünün Ergenekon davasını engelleme girişimlerindeki amaçları, rejimi korumak. Bunun için provokatif saldırılar yapmak hakimleri öldürmek kameraları karartmak davayı dincilere yıkarak örtbas etmek ayıp değil günah değil!..
(Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(04 Ocak 2012, 10:54)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Flaş!!! Danıştay saldırısında 9 gözaltı
Danıştay´ın silinen kayıtlarına soruşturma başlatılmış
Flaş!!! Danıştay kayıtlarına suç duyurusu
Flaş!!! TÜBİTAK: Kayıtlar silinmiş, bir kısmını kurtardık
Danıştay´ın kameralarına bakan OYAK Güvenlik´le ilgili tüm manşetlerimiz
Mahkeme tüm ayrıntılara iniyor: Orduevi kameraları da incelenecek
Flaş!!! Sıhhiye kameraları da karartılmış
Biri emretmiş biri planlamış biri vurmuş biri karartmış biri de örtmüş
Ergenekon´un kökleri ve Menemen
Danıştay ve Ergenekon davalarının birleştirilmesi manşetlerimiz
Danıştay soruşturması sil baştan
İşte adım adım Danıştay saldırısı
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap
Kontrgerilla´nın yargıdaki örgütlenmesi
Ankara´daki Danıştay davasında skandal
Danıştay, 11. Ağır Ceza´ya uzanabilir
Danıştay hakiminden skandal sözler
´Danıştay kararında vicdanım hala rahat´
Danıştay hakimi: Görüntüleri istememişlerse ben ne yapayım?
Birden niçin susuyor?
O gün çok konuşan hatta tekbir getirtenler(!) şimdi suskun