İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi, ´Ergenekon soruşturmasını etkilemeye teşebbüs ettikleri´ öne sürülen ve aralarında eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay´ın da bulunduğu 11 şüpheli hakkında hazırlanan iddianameyi kabul etti. İlk duruşma 21 Mart 2012 tarihinde.
04.01.2012 10:59 ´Ergenekon soruşturmasını etkilemeye teşebbüs ettikleri´ öne sürülen ve aralarında eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay´ın da bulunduğu 11 şüpheli hakkında hazırlanan iddianame mahkemece kabul edildi. İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi, eski Adalet Bakanı Oktay, avukatlar Tülay Bekar, Ali Hamdi Emre, Mehmet Cengiz ve Kudbettin Kaya, emekli Albay Canfer Balçık, Türkiye Atletizm Federasyonu Asbaşkanı Hüseyin Yıldırım ile Sefa Altıoğlu, Nihan Atasagun, Ali Haberal ve Bülent Haberal hakkında hazırlanan iddianame üzerindeki incelemelerini tamamladı. İddianamenin kabulüne karar veren mahkeme heyeti, davanın ilk duruşmasının da 21 Mart´ta yapılmasına hükmetti.
DAVA 21 MART´TA BAŞLIYOR
Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz tarafından başlatılan daha sonra Savcı Cihan Kansız tarafından yürütülen ´Adil Yargılamayı Teşebbüs´ soruşturmasında hazırlanan iddianame Çağlayan Adalet Sarayı´nda bulunan özel yetkili İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. 251 sayfa olan iddianamede şüphelilerin eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay, avukatlar Ali Hadi Emre, Tülay Bekar, Kudbettin Kaya, Mehmet Cengiz, Hüseyin Yıldırım ve emekli Albay Canfer Balçık´ın ´örgüt üyeliği´ ile ´adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs´ suçlarından cezalandırılmaları isteniyor. İddianamede avukat Sefa Altıoğlu, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel´in yeğeni Nihan Atasagun ile Ergenekon tutuklusu Prof. Dr. Mehmet Haberal´ın oğulları Ali ve Erkan Bülent Haberal ise ´örgüte yardım ve yataklık etmek´le suçlanıyor. Davanın ilk duruşması, 21 Mart´ta Çağlayan´daki İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülecek.
ERGENEKON TUTUKLULARININ TAHLİYESİ İÇİN UĞRAŞMIŞLAR
İddianame ile Ergenekon davasının tutuklu sanıklarının tahliyesi için davaya bakan hâkimler ve özel yetkili savcıların adeta kuşatıldığı ortaya çıktı. Aralarında eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay´ın da olduğu 11 şüphelinin Ergenekon terör örgütünün yargıdaki kadrolaşma faaliyetlerini yürüttükleri anlatıldı. Şüphelilerin örgüt adına yerel mahkemeler, Yargıtay ve Danıştay´da davaları takip ederek müdahale ettikleri ifade edildi. İddianamede şüphelilere yöneltilen suçlamalar Yargılamalara müdahale faaliyetleri ve Ergenekon silahlı terör örgütünün yargıda kadrolaşma faaliyetleri başlıkları altında toplandı. Şüphelilerin 1 numaralı şüpheli olan Seyfi Oktay´a bağlı olarak hareket ettikleri anlatılarak hâkim ve savcıların izinsiz olarak kaydedilen veriler aracılığıyla baskı altına alındığı kaydedildi. Başta Mehmet Haberal olmak üzere birçok Ergenekon tutuklusunun tahliye edilmesi için faaliyetler yürüttükleri belirtildi. İddianamede ´Yargılamalara müdahale faaliyetleri´ başlığı altında şüphelilerin dönemin İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Köksal Şengün´e yönelik hukuka aykırı olarak etkileme, baskı ve yönlendirme yaptıkları da belirtildi. Şengün´ün sevgilisi olduğu iddia edilen avukat Tülay Bekar´ın Seyfi Oktay´a bağlı olarak hareket ettiği anlatıldı. Bekar´ın ´Yargı görevi yapanı baskı ve hukuka aykırı olarak etkileyerek yargı görevini yapanı etkileme ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs´ suçlarını işlediği anlatıldı.
GÜRBÜZ ÇAPAN´DAN SEYFİ OKTAY´A ´TAHLİYE´ TEŞEKKÜRÜ
04.01.2012 14:33 Eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay´ın da sanıkları arasında yer aldığı iddianamede, Ergenekon davalarına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine başkanlık yapan Köksal Şengün´le alakalı açıklamalar dikkat çekti. İddianamede mahkeme tarafından örgütün yaptığı çalışmalar sonucu bazı tasarruflarda bulunulduğu, ancak bu faaliyetlerin yargı kararlarına gölge düşürmemek için bu iddianamede ele alınmadığı belirtildi. İddianamenin ilerleyen bölümlerinde ise Köksal Şengün başkanlığındaki mahkemede tahliye edilen Gürbüz Çapan´ın, bir gün sonra Seyfi Oktay ile telefon görüşmesi yaptığı ve tahliyesi için teşekkür ettiği bilgisine yer verildi. İddianamede Sanık Seyfi Oktay hakkında 8 yıl 9 aydan 25 yıl 8 aya kadar hapis cezası isteniyor.Eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay´ın da sanıkları arasında yer aldığı adil yargılamayı etkileme suçlamasıyla açılan davanın iddianamesinde, sanıklara yöneltilen suçlamalar bütün ayrıntıları ile anlatıldı. Sanıkların örgüt adına yaptıkları faaliyetlerle yargıda kadrolaşmaya çalıştıkları, örgüt üyelerinin yargılandığı mahkemeler başta olmak üzere mahkeme hakim ve savcılarını etkilemeye, yargılama konusu davaları yönlendirerek kendi lehlerine karar çıkartmaya çalıştıklarının tespit olunduğu belirtiliyor. Sanıkların, suça konu faaliyetlerine muhatap hakim ve savcıların, yüksek yargı mensubu veya Ankara ve İstanbul´da görev yapan 1. sınıf hakim ve savcılardan oluştuğu da ifadeler arasında yer alıyor.
Örgütün yaptığı çalışmalar sonucu bazı hakim kararları ve idari tasarruflarda bulunulduğunun anlaşıldığı bilgisi dikkat çeken bölümler arasında yer aldı. Ancak bu faaliyetlerin yargı kararlarına gölge düşürmemek için iddianamede inceleme konusu yapılmadığı bilgisi verildi. Ayrıca örgüt üyesi olduğu ileri sürülen sanıkların suça konu eylemlerinin ortaya çıkartılması amacıyla kendi aralarında ve yargı üyeleriyle yaptıkları, mahkeme kararları doğrultusunda tespit olunan telefon görüşmelerinin de iddianame içerisine eklendiği anlatıldı. Bu görüşmelerden iddianamede dava konusu edilmeyen bazı kişilerin isimlerinin kısaltılmış, mümkün derecede delil mahiyetinde olmayan özel görüşmelerin de iddianame içerisine alınmadığı belirtildi. Bazı görüşmelerin önemi ve şüpheliler arasındaki delil bağlantısını ortaya koyabilmek amacıyla iddianamenin birden çok farklı bölümlerinde yer verildiği açıklandı.
KÖKSAL ŞENGÜN´Ü ETKİLEYEREK ERGENEKON SANIKLARINI TAHLİYE ETTİRMEYE ÇALIŞMIŞLAR
İddianamede, yaklaşık 2,5 yıl boyunca Ergenekon yargılamalarını yapan ve sonra Bolu´ya tayin edilen Mahkeme Başkanı Köksal Şengün ile ilgili de çarpıcı detaylar veriliyor. İddianamede, Şengün´ün ismi açık olarak verilmiyor. Şüpheliler arasında yer almadığı için de K.Ş. rumuzuyla adlandırılması dikkat çekiyor. İddianamede, Ele geçirilen delillerden şüpheli Mehmet Seyfi Oktay´ın şüpheliler Tülay Bekar, Ali Hadi Emre ve Kudbeddin Kaya ile birlikte, önceden belirlenen örgüt stratejisi doğrultusunda sırasıyla Ergenekon Silahlı Terör Örgütü davasının görüldüğü dönemin İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı K.Ş´nin (Köksal Şengün) etki altına alınıp yönlendirilmesi, K.Ş´nin Yargıtay üyeliğine seçilmesinin sağlanarak davadan uzaklaştırılması, istifa edip yapacağı basın toplantısıyla kamuoyunda yargılamayı yapan heyeti tartışılır hale getirmeye çalıştıkları... bilgisi veriliyor. Ayrıca, bu faaliyetler yürütülürken bir taraftan da Mahkeme Başkanı Köksal Şengün´ü etkileyerek bazı Ergenekon sanıklarını tahliye ettirmeye çalıştıkların tespit edildiği bilgisi de yer alıyor.
İddianamede, sanık Mehmet Seyfi Oktay´ın hukuki durumunun değerlendirildiği bölümde ise bu tahliyelere ilişkin çarpucu detaylar bulunuyor. İddianamede, sanık Seyfi Oktay ile 2. Ergenekon davası sanığı Gürbüz Çapan arasında 23 Ocak 2010 tarihinde saat 14.42´de yapılan görüşmeye yer verildi. Görüşmenin, Gürbüz Çapan´ın tahliye edildiği 22 Ocak 2010 tarihinden bir gün sonra gerçekleşmesi ise dikkat çekti. Tape kayıtlarından görüşme önce Gürbüz Çapan´ın kardeşi Zeki Çapan ile dava sanıklarından Ali Hadi Emre arasında geçiyor. Zeki Çapan´ın, telefonu Gürbüz Çapan´a vermesinden sonraki görüşmeler şu şekilde gerçekleşiyor:
Ali Hadi Emre : Sağol geçmiş olsun. Artık ağzına sahip ol ağzına, bak görüyorsun başına gelenleri.
Gürbüz Çapan : Ya ne dedik kardeşim, kime ne dedik ya.
Ali Hadi Emre Bi bi şey konuşuyorsun içeri girip çıkıyorsun. Alışkanlık edindin bak. Biraz akıllı ol bundan sonra. Tamam mı.
Gürbüz Çapan : Yakında şeyden bu seferde ticari ... gireceğiz içeri.
Ali Hadi Emre Çare tükenmez. Bak Seyfi abi yanımda, istiyor seni ona.
Gürbüz Çapan : Ha ver bi merhaba deyim.
İddianamede bu bölümde Ali Hadi Emre´nin, telefonu Mehmet Seyfi Oktay´a verdiği bilgisi veriliyor. Görüşmenin bundan sonraki bölümü ise Oktay ile Çapan arasında geçiyor;
Mehmet Seyfi Oktay : Geçmiş olsun.
Gürbüz Çapan : Sağol Seyfi Abi. Çok teşekkür ederim. Çok sağolasın. İlginden dolayı da teşekkür ediyorum.
Mehmet Seyfi Oktay : Sağol, bu sefer ilgisiz kalmadık canım.
Gürbüz Çapan : Biliyorum, biliyorum. Haberini aldım. Çok sağolun.
Mehmet Seyfi Oktay : Geçmiş olsun. Çok geçmiş olsun.
Gürbüz Çapan : Zahmet etmişsin. Çok teşekkür ederim.
Mehmet Seyfi Oktay : Rica ederim. Nasılısınız? Ne var ne yok?
Gürbüz Çapan : Yani saygımı minnetimi kabul edin.
Mehmet Seyfi Oktay : Estağfurullah, estağfurullah. Yanaklarından öpüyorum. Geçmiş olsun, görüşürüz.
Gürbüz Çapan : Çok sağol Seyfi Abi. Çok teşekkürler, ellerinizden öpüyorum.
İddianamede sanık Mehmet Seyfi Oktay hakkında Adil yargılamayı etkileme, Kişisel verileri kaydetme ve Örgüt üyesi olmak suçlamasıyla 8 yıl 9 aydan 25 yıl 8 aya kadar hapis cezası ile cezalandırılması isteniyor. Sanık Tülay Bekar´ın hukuki durumunun değerlendirildiği bölümde de Bekar hakkında 8 yıldan 21 yıl 2 aya kadar hapis cezası isteniyor. ( Cihan)
İDDİANAMENİN KONUSU VE BÖLÜMLERİ
Soruşturma evrakı incelendi başlığı altında iddianamenin düzenlenme amacı ve hangi bölümlerden oluştuğu açıklanıyor:
Ergenekon Silahlı Terör Örgütü´ne karşı yürütülen soruşturmada elde edilen delillerin değerlendirilmesi sonucu örgütün yapılanması ile ilgili bilgiler daha önce Cumhuriyet Başsavcılığımızca düzenlenen iddianamelerde ayrıntısıyla anlatılmıştır. Elde edilen deliller neticesinde; şüphelilerin örgüt adına yaptıkları faaliyetlerle yargıda kadrolaşmaya çalıştıkları, örgüt üyelerinin yargılandığı Mahkemeler başta olmak üzere Mahkeme Hakim ve Savcılarını etkilemeye, yargılama konusu davaları yönlendirerek kendi lehlerine karar çıkartmaya çalıştıkları tespit olunmuştur. Şüphelilerin suça konu faaliyetlerine muhatap Hakim ve Savcıların, Yüksek Yargı Mensubu veya Ankara ve İstanbul´da görev yapan Birinci Sınıf Hakim ve Savcılardan oluştuğu anlaşılmakla, bu kişilerle ilgili yasal gereğinin takdir ve ifası için toplanan delillerle birlikte ilgili yerlere bildirimlerde bulunulmuştur.
Örgütün yaptığı çalışmalar sonucu bazı Hakim kararları ve idari tasarruflarda bulunulduğu anlaşılmış ise de, bu faaliyetler yargı kararlarına gölge düşürmemek için iddianamede inceleme konusu yapılmamıştır. Fakat örgüt üyesi şüphelilerin suça konu eylemlerinin ortaya çıkartılması amacıyla şüphelilerin kendi aralarında ve Yargı Üyeleriyle yapmış oldukları ve Mahkeme kararları doğrultusunda tespit olunan telefon görüşmeleri iddianame içerisine eklenmiştir. Bu görüşmelerden iddianamede dava konusu edilmeyen şahısların isimleri kısaltılmış, mümkün mertebe delil mahiyetinde olmayan özel görüşmeler iddianame içerisine alınmamıştır. Bazı görüşmelerin önemi ve şüpheliler arasındaki delil bağlantısını ortaya koyabilmek amacıyla iddianamenin birden çok farklı bölümlerinde yer verilmiştir.
Ergenekon Silahlı Terör Örgütü´nün yargı ile ilgili faaliyetlerinin ortaya çıkartılması amacıyla yapılan soruşturma sonucu 37 klasör delil elde edilmiştir. İddianame; Örgütün Yapısı, Yargı ile İlgili Faaliyetleri ve Şüphelilerin Hukuki Durumları olmak üzere (3) ana bölüm halinde yazılmıştır. Şüphelilerin eylemlerinin bir bölümü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK.´nın 250. Maddesi ile Yetkili Bölümü)´nin yargılama faaliyetlerine yönelik olduğu anlaşılmakla, Ergenekon Silahlı Terör Örgütü yargılamasının ana dosyasının bulunduğu İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK.´nın 250. Maddesi ile Yetkili Bölümü)´ne birleştirme talepli kamu davası açılmamıştır.
İddianamenin bundan sonraki bölümleri şu başlıklar altında ele alınacaktır.
A) ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜ
1) Devlet İçindeki Yapılanması
2) Yargı Yapılanması
3) Şüphelilerin Örgütsel İrtibatları
B) ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN YARGI İLE İLGİLİ FAALİYETLERİ
1) Yargılama Faaliyetlerine Yönelik Eylemleri
a) Dönemin İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanına yönelik hukuka aykırı olarak etkileme, baskı ve yönlendirme faaliyetleri
b) Sanık Gürbüz Çapan´ı tahliye ettirmek için yürütülen faaliyetler
c) Sanık Mehmet Haberal´ı tahliye ettirmek için yürütülen faaliyetler
d) İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin çalışmasını engellemek ve yıpratmak amacıyla yürütülen faaliyetler
e) İstanbul Adliyesinin CMK.´nın 250. Maddesi ile Yetkili Bölümünde görev yapan Hakimler ve Mahkeme Başkanları üzerinde yapılan faaliyetler;
f) Örgüt adına takip edilen davaların Anayasa, Yargıtay, Danıştay ve yerel mahkemelerde tavassut yoluyla etkilemeye yönelik faaliyetler
2) Ergenekon Silahlı Terör Örgütü´nün Yargıda Kadrolaşma Faaliyetleri
C) ŞÜPHELİLERİN HUKUKİ KONUMLARI VE UYGULANMASI TALEP OLUNAN KANUN MADDELERİ
OKTAY İÇİN 28 YIL HAPİS TALEBİ
Eski Adalet Bakanı Mehmet Seyfi Oktay´ın Ergenekon silahlı terör örgütü yapılanmasının yargı teşkilatındaki örgütlenmesinden ve dava takiplerinden sorumlu örgüt üyesi olduğu, adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ve yargı görevini yapanı etkileme suçlarını işlediği anlatıldı. Oktay hakkında 9 yıldan 28 yıla kadar hapis cezası isteniyor. İddianamede şüphelilere ´örgüt üyesi olma´, ´yargı görevini yapanı baskı ve hukuka aykırı olarak etkilemeye teşebbüs´, ´örgüte yardım etmek´ suçlamaları yöneltilerek 7,5 ile 17 yıl arasında değişen hapis cezaları istendi.
KILIÇDAROĞLU´NUN ADI GEÇİYOR
İddianamede Ergenekon davasını etkilemeye çalıştıkları öne sürülen eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay´ın eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile konuşmaları yer aldı. İddianamenin bir numaralı sanığı olan Oktay´ın CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu´na partinin yol haritasının belirlenmesi için görüşmek istediğini bildirdiği ifadeler bulunuyor.
SEYFİ OKTAY 1 NUMARALI SANIK
Soruşturma kapsamında yapılan teknik takibe o tarihlerde CHP Genel Başkanı olan Deniz Baykal da takılmıştı. Seyfi Oktay´ın telefon dinlemelerine takılan Baykal´ın, Oktay´a talimat vererek Anayasa paketi değişikliğinin iptali için Anayasa Mahkemesi üyesi Fulya Kantarcıoğlu ile görüşmesini istediği, Oktay´ın da Anayasa Mahkemesi üyeleriyle yaptığı görüşmelerin ardından Baykal´ı telefonla bilgilendirdiği iddia edilmişti. Seyfi Oktay´ın 1 numaralı şüphelisi olduğu soruşturma dosyasında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu´na partinin yol haritasının belirlenmesi için görüşmek istediğine dair ifadeler yer alıyor.
BAYKAL FEZLEKESİ İPTAL EDİLMİŞTİ
CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal hakkında ´Adil yargılamayı etkileme´ soruşturması kapsamında eski Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz tarafından hazırlanan fezleke daha önce iptal edilmişti. Öz´den dosyayı devralan Savcı Cihan Kansız, Baykal´ın soruşturmada ´şüpheli´ olmadığına kanaat getirmiş, bu nedenle fezlekeyi iptal etmişti.
ESKİ ERGENEKON HAKİMİ ŞENGÜN´ÜN ADI DA VAR
Ergenekon davalarının görüldüğü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi eski Başkanı Köksal Şengün´ün adının da geçtiği iddianamede, Şengün´ün yönlendirilmeye çalışıldığı iddia ediliyor. Köksal Şengün´ü etkilemeye ve yönlendirmeye çalıştığı gerekçesiyle tutuklandıktan 6 gün sonra serbest bırakılan avukat Tülay Bekar´ın teknik takibe takılan telefon konuşmaları da iddianamede yer aldı. Şengün´ün ´aşkım´ diye hitap ettiği avukat Bekar, Köksal Şengün´e her fırsatta Ergenekon davasından çekilmesi, emekli olması için telkinlerde bulunuyor. Karşılıklı olarak ´seni seviyorum´ diyen ikili görüşmelerinde gelecek ile ilgili planlar da yapıyor. Seyfi Oktay ile Hakim Şengün´ün buluştuklarına dair fotoğraflar geçtiğimiz günlerde basında da yer almıştı. İddianameye de konu olan, Oktay ve ekibi arasında geçen telefon görüşmelerinden birinde, Şengün´e baskı yapılması isteniyor, onun gibi Atatürkçü insanlara bu ülkenin ihtiyacı olduğu belirtiliyordu. Şengün´den Ergenekon davasındaki tutukluların tahliye edilmesi için devreye girmesi isteniyordu. Şengün´ün bu baskılara direndiği ve çeteye hizmet etmediği ileri sürülüyor. Ancak kesin olan birşey varsa o da kendisine Ergenekon davasında Oktay ve ekibi tarafından baskı yapıldığı. Telefon görüşmeleri bunu ispatlıyor. Dikkati çeken çok önemli bir ayrıntı da Hakim Köksal Şengün´ün Ergenekon davasında iddialarla adeta örtüşecek şekilde sanıkların tahliyesi konusunda ısrar etmesiydi. Şengün´ün HSYK tarafından görevinden alınmasında bu örtüşmenin payı büyüktü. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
Hâkim Şengün´e HSYK´dan ret
04.01.2012 16:21 Ergenekon davasını etkilemeye yönelik faaliyette bulundukları tespit edilen bazı şahıslarla meslek etiğine uygun olmayan ilişkileri olduğu iddiasıyla İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı´ndan alınarak Bolu Hâkimliği´ne atanan Köksal Şengün´ün karar düzeltme başvurusu Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 2. Dairesi tarafından reddedildi. Geçtiğimiz günlerde iddianamesi hazırlanarak İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi´ne gönderilen Ergenekon´da yargıyı etkileme soruşturması kapsamında yargı sürecini etkilemeye çalışan bazı kişilerle görüşmeleri tespit edilen Köksal Şengün, temmuz ayı içinde HSYK 2. Dairesi tarafından yer değiştirme cezasına çarptırılmıştı. ( Sabah)
ERGENEKON YARGI YAPILANMASI: AMAÇ MAHKEMEYİ ÇALIŞAMAZ HALE GETİRMEK
04.01.2012 16:28 Bugün kabul edilen Seyfi Oktay iddianamesinde şüphelilerin Ergenekon terör örgütünün yargı yapılanması içinde faaliyet gösterdiği belirtiliyor. Örgütün adliye içerisine sızmak için stratejiler geliştirdiğinin anlatıldığı iddianamede, Örgütün amaç ve hedefi, bir şekilde soruşturmaya muhatap örgüt yöneticisi ve üyesi şüphelilerin usulsüz olarak soruşturmadan kurtararak tahliyesini sağlamak, yargılaması devam eden davayı etkisizleştirmek, davanın görülmekte olduğu mahkemeyi çalışamaz hale getirmek olduğu tespit edilmiştir denildi.
VELİ KÜÇÜK İRTİBATI İDDİANAMEDE YER ALDI
Sanıkların örgütsel birlikteliklerini gösteren delillerin yer aldığı iddianamede sanık avukat Tülay Bekar´ın Veli Küçük ile irtibatlı olduğu iddia edildi. İddianamede, Soruşturma kapsamında elde edilen delillerden, şüphelilerin örgütsel birlikteliklerinin uzun bir geçmişe dayandığı tespit edilmiştir. Bu bağlamda Şüpheli Tülay Bekar´ın bir kısım telefon görüşmelerinde geçen Batı Trakya Dergisiyle ilgili araştırma yapılmış, derginin 2007 yılı içerisinde yayınlanan sayılarında, Tülay Bekar´ın, Batı Trakya Dergisinde Haber Müdürü olarak görev yaptığı, aynı derginin Yayın Kurulu Başkanlığını Veli Küçük´ün, Hukuk Danışmanlığını ise Kemal Kerinçsiz´in yaptığı, Şüpheli Canfer Balçık ise araştırmacı-yazar olarak görev aldığı tespit edilmiştir. Her ne kadar Şüpheli Tülay Bekar ifadesinde; söz konusu dergide Veli Küçük tutuklandıktan sonra görev aldığını, Veli Küçük´ü ismen tanıdığını beyan ederek örgütsel irtibatlarını gizlemeye çalışmış olsa da, yapılan araştırmalarda Tülay Bekar´ın, aynı zaman aralığında şüpheli Veli Küçük ve Kemal Kerinçsiz ile birlikte derginin birçok sayısında görev aldığı tespit edilmiştir ifadelerine yer verildi.
AVUKAT MEHMET CENGİZ, YALÇIN KÜÇÜK, HANEFİ AVCI VE DOĞU PERİNÇEK İLE İRTİBATLI
İddianamede diğer sanık avukat Mehmet Cengiz´in ise Yalçın Küçük, Hanefi Avcı ve Doğu Perinçek ile irtibatının olduğu belirtilerek, Soruşturma sonucu dava konusu olan 06/10/2009 tarihinde ODATV internet sitesinde yayınlanan CMK.´nın 250. Maddesi ile Yetkili Hakim ve Savcılarla Emniyet mensuplarının yemek fotoğraflarının şüpheli tarafından verildiği tespit olunmuştur denildi.
EMNİYETE İHBAR GELMİŞ
Eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay´ın da aralarında yer aldığı 11 şüpheli hakkında hazırlanan Adil Yargılamayı Etkilemeye Teşebbüs iddianamesi kabul edildi. İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, konuya ilişkin 2009 yılında 155 polis ihbar hattına bir ihbar geldiği belirtildi. İhbarda, Ergenekon davasında İşçi Partili sanıkların avukatı Mehmet Cengiz, Trabzon Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Canfer Balçık ve Tülay… İsimli bir avukatın davayı kendi lehlerine çevirmek için hakim ve savcıları etkilemeye yönelik çalışma yaptıkları, bu ekibin Veli Küçük ve Doğu Perinçek´e bağlı çalıştığı yönünde bilgelerin yer aldığının belirtildiği iddianamede, ihbarın araştırıldığı anlatıldı.
İHBAR ARAŞTIRILDI, SORUŞTURMA DERİNLEŞTİ
İddianamede soruşturmanın gelişimi şöyle anlatıldı:
İhbarda yer alan konularla ilgili yapılan araştırmada, ihbarda isimleri geçen şüpheliler Mehmet Cengiz ve Canfer Balçık isimli şahısların Tülay Bekar isimli bir avukat ile yakın ilişki içerisinde bulundukları anlaşıldığından ihbarda adı geçen Avukat Tülayın, Avukat Tülay Bekar olabileceği kuşkusu ile soruşturma bu yönde derinleştirilmiştir.
TEKNİK TAKİPTE ESKİ BAKAN İLE İRTİBATLARI TESPİT EDİLDİ
Yapılan çalışmalar sonucu elde edilen deliller çerçevesinde mahkeme kararları doğrultusunda teknik takip çalışmalarına başlanılmıştır. Geçmişte Adalet Bakanı olarak da görev yapmış bulunan şüpheli Av. Mehmet Seyfi Oktay ile diğer şüpheliler Av. Tülay Bekar, Av. Ali Hadi Emre, Av. Kudbeddin Kaya, Av. Mehmet Cengiz, Av. Sefa Altıoğlu, Canfer Balçık ve Hüseyin Yıldırım´ın Ergenekon Terör Örgütü üyesi oldukları ve örgütün yargı birimi içinde görevli oldukları, örgütün talimatları doğrultusunda yargılamaları devam eden örgüt üyelerinin öncelikle tahliye ettirilmesi ve akabinde süren davalarda mahkeme başkan ve üyelerini çeşitli şekillerde etkileyerek baskı altına alıp istedikleri şekilde karar çıkartmaya çalıştıkları, bu faaliyetlerde avukatların değişik şekillerde hakim ve savcılarla irtibata geçip bu kişilerin yer değiştirme, Yargıtay üyesi seçtirme ve bazen de menfaat temin etmek suretiyle etki altına aldıkları, çeşitli yerlerde yemekler organize edip hakim ve savcıları şüpheliler Mehmet Seyfi Oktay ve Tülay Bekar vasıtasıyla dönemin HSYK Başkan Vekili ile görüştürüp çeşitli vaatlerle istedikleri işleri yaptırmaya çalıştıkları anlaşılmaktadır.
ERGENEKON MAHKEMESİNİN BAŞKANINA BASKI VE YÖNLENDİRME
İddianamede sanıkların, Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Köksal Şengün´e yönelik hukuka aykırı olarak etkileme, baskı ve yönlendirme faaliyetleri yürütüldüğü belirtildi.
DOSYAYI GÖNDER BASKISI
İddianamede yer alan sanıkların, eski Mahkeme Başkanı Köksal Şengün´ü etki altına alarak, öncelikle dosyayı görevsizlik kararıyla Ankara´ya göndermesi ya da emekli olması yönünde baskı yaptıklarının anlatıldığı iddianamede, İkinci olarak mahkeme başkanlığından uzaklaştırmak ve HSYK tarafından yeni bir başkan atanmasını sağlamak için Yargıtay´a üye seçtirmeye çalıştıkları, ayrıca bu şekilde Köksal Şengün´e yönelik faaliyetlerini sürdürürken, diğer taraftan da Köksal Şengün´ü etkileyerek bir kısım Ergenekon sanıklarını tahliye ettirmeye çalıştıkları ve bazı tutuklu şahısları tahliye ettirdikleri anlaşılmaktadır.
MAHKEME ÜYELERİNİ İTİBARSIZLAŞTIRMA
Örgüt üyelerinin, dönemin mahkeme başkanın emekli olması veya istifa etmesini sağlamaya çalıştıkları, dönemin mahkeme başkanını, emekli olduktan sonra basın açıklaması yapmaya zorladıkları, bugüne kadar ele geçen Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün amaç ve hedeflerini gösteren belgelerde yer aldığı gibi kamuoyunda yargılamayı ve yargılamayı yapan diğer mahkeme üyelerini itibarsızlaştırmaya çalıştıkları belirlenmiştir denildi.
Deniz Baykal ´D.B´ OLARAK İDDİANAMEDE YER ALDI
İddianamede söz konusu sanıkların teknik takibe takılan telefon görüşmeleri de yer aldı. Sanıklardan Seyfi Oktay´ın telefon görüşmelerinde eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile Anayasa Mahkemesi Üyesi Fulya Kantarcıoğlu da yer aldı. Ancak iddianamede Deniz Baykal ve Fulya Kantarcıoğlu´nun isimleri kodlanarak yazıldı. Deniz Baykal iddianamede D.B, Fulya Kantarcıoğlu ise F.K olarak yer aldı.
SEYFİ OKTAY: ERGENEKON İLE BAĞLANTIM YOK
İddianamede, bir numaralı sanık Seyfi Oktay´ın ifadesi de yer aldı. İfadesinde Ergenekon davasında süreci hiçbir zaman takip etmediğini belirten Oktay, Köksal Şengün beni yemeğe davet etti. İki kez birlikte yemek yedik. Şengün ile yaptığım bu görüşmelerde davayı etkilemeye yönelik herhangi bir konuşma ve görüşme yapmadım. Bu görüşmelerde Ergenekon davası sanıklarının tahliyesi konu olmadı.dedi.
Soruşturma sürecinde talimat ile Ankara´da ifadesi alınan Oktay´ın suçlamaları kabul etmediği ve Ergenekon ile hiçbir irtibatının olmadığını belirttiği iddianamede anlatıldı. Oktay ifadesinde, Ergenekon diye adlandırılan davaya bakan ağır ceza mahkemesi başkanı, bir yargıçta bulunması gereken, yetenek, birikim ve yüksek karaktere sahip ideal bir yargıç. Mahkeme başkanı ile görüşmekten ve tanışmaktan mutluluk duyarım dedi.
BAŞKAN ŞENGÜN BENİ YEMEĞE DAVET ETTİ
Ergenekon´dan hakkında işlem yapılanların hiçbirini tanımadığını ve Ergenekon davasında süreci hiçbir zaman takip etmediğini belirten Oktay, Köksal Şengün beni yemeğe davet etti. İki kez birlikte yemek yedik.
GÖRÜŞMELERİMİZ DAVAYI ETKİLEMEYE YÖNELİK DEĞİLDİ
Köksal Şengün ile görüşmelerim sohbet amaçlıydı. Şengün ile yaptığım bu görüşmelerde davayı etkilemeye yönelik herhangi bir konuşma ve görüşme yapmadım. Bu görüşmelerde Ergenekon davası sanıklarının tahliyesi konu olmadı. Köksal Şengün´ün emekli olması veya tatile gitmesi şeklinde bir görüşmeye tanık olmadım.
TÜLAY BEKAR´I BEN YÖNLENDİRMEDİM
Köksal Şengün´ün emekli olması ya da Ergenekon Davasını bırakması yönünde yapılan çalışmalardan herhangi bir bilgisinin ve faaliyetinin olmadığını belirten Oktay, Tülay Bekar´ın Köksal Şengün´e emekli olması ya da dosyası bırakması yönünde baskı yaptığına ilişkin bilgim yok. Tülay Bekar´ı bu şekilde konuşma yapması için ben yönlendirmedim dedi. ( DHA)
İSTEDİKLERİ HAKİMLERİ BAŞKAN YAPIP, DOSYALARI BU MAHKEMELERE DÜŞÜRMÜŞLER
10.01.2012 21:37 Yargıyı etkileme soruşturmasında sanık avukatı Ali Hadi Emre´ye, yargıyı nasıl etkilediklerini anlatmakla tehdit eden mektup gönderen, Emre´nin eski müvekkili Naji Sharifi Zindeshti´nin bilgisine başvurulan ifadesinde, sanıkların istedikleri kişilerin mahkeme başkanı olması için uğraştıklarını, bunu başardıktan sonra da UYAP üzerinden istedikleri davanın bu mahkemelere düşmesini sağladıklarını anlatmış.Yargıyı etkileme soruşturması kapsamında sanık avukatı Ali Hadi Emre´nin bürosunda eski müvekkili Naji Sharifi Zindeshti´nin yargıyı nasıl etkilediklerini anlatmakla tehdit ettiği mektubunun ele geçirilmesi üzerine, Zindeshti´nin bilgisine başvurulmuş.
Emre´nin, kendisinin eski avukatı olduğunu ifade eden Zindeshti, uyuşturucu baronu olduğu belirtilen Cemal Nayır ile aynı dosyada yargılandığını anlattı. Yapılan bir uyuşturucu sevkiyatını da anlatan Zindeshti, Nayır´ın kendisini kurtarmak için bazı askeri şahıslara daire ve para verdiğini öne sürdü.
Zindeshti, Bu dosya ile ilgili Ali Hadi Emre, Nayır ile irtibata geçti, avukatı oldu. Davanın olumlu sonuçlanabileceğini düşündükleri ve mahkeme başkanlarını tanıdıkları İstanbul 10. ve 14. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülmesi için karar aldılar. dedi.
Emre´nin, davanın bu mahkemelere düşmesi için çalışma yaptığını anlatan Zindeshti, Bu konuda UYAP sisteminde görevli, genç olduğunu söylediği iki görevliden bahsetti. Bu görevliler Nayır´ın dosyasını 14. Ağır Ceza Mahkemesi´ne düşmesini sağlamışlar. Bu konuyla ilgili ismini bilmediğim görevlilere 10 bin dolar civarında para verilmiş. Ben bu konuyu Ali Hadi´nin konuşmalarından biliyorum. ifadelerini kullandı.
Emre ile birlikte yargıyı etkileme davasının diğer sanığı avukat Kudbeddin Kaya´nın, 10. ve 14. Ağır Ceza Mahkemesi´nde hakim olan Zafer Başkurt ve Erkan Canak´ın başkan olması için Ankara´da çalıştıklarını kaydeden Zindeshti, Bu şahısların başkan olmasını sağladılar. Bildiğim kadarıyla Emre, daha önce Adalet Bakanı olan Seyfi Oktay´ın adamı, Kaya ise daha önce Adalet Bakanı olan Mehmet Moğultay´ın adamıdır. Bu nedenle Canak ve Başkurt´un mahkeme başkanı olması için bu şahıslarla irtibata geçtiklerini biliyorum. şeklinde konuştu.
Seyfi Oktay´ın da hakimleri ayarlaması için HSYK´da Kadir Özbek ile görüşmeler yaptığını belirten Zindeshti, bu şekilde mahkeme başkanlarını ayarladıklarını söyledi.
Zindeshti, bu dosyalardan Emre, Kaya, Oktay, Moğultay ve diğer irtibatlı oldukları kişilerin maddi olarak pay aldığını anlattı. Cemal Nayır´ın tahliyesi için mahkeme başkanı Canak´a verilmek üzere avukat Kaya´ya 1 milyon dolar verdiğini iddia eden Zindeshti, Nayır´ın tahliyesi için çalışıldı. Canak her ne kadar Nayır´ın lehine uğraşmış ise de ifade verenler nedeniyle Nayır tahliye edilemedi. dedi.
Bu aşamadan sonra Emre´nin, stratejik olarak Nayır´ın avukatlığından çekildiğini belirten Zindeshti, Bunun sebebi Nayır´ı tahliye edemeyen Canak´a gözdağı vermekti. Emre ve Canak samimi olduğu için Emre aradan çekildikten sonra Canak, Kaya ile karşı karşıya kaldı. Kaya, Canak´a baskı uygulamaya başladı. Kaya, tahliyeyi gerçekleştirmesini, yoksa eskiden yaptıkları kirli ilişkileri müfettişlere açıklayacağını söyleyerek, Canak´ı tehdit etmeye başladı. Bu şekilde Nayır´ın tahliyesini sağlamaya çalışıyordu. Ancak durum medyaya yansıdığı için tahliye sağlanamadı. diye konuştu.
Ali Hadi Emre´nin bürosunda el konulan mektubunda Zindeshti, Sayın Emre, Cemal´i tahliye etmek için Erkan´a nasıl bir baskı ve ...yaptığınızı çok iyi biliyorum. Ve şunu bilmeni isterim ki avukat Kudbettin ve Erkan´la olan ilişkinizi Cemal, 2006 yılında detaylarıyla bana anlatmış dolayısıyla geçmişten kalan her şeyden çok iyi haberim var. Mektupta çok açıklayamam ancak köfte ile ilgili nasıl ve ne karşılığında tahliye olduğunu sonra neden tekrar tutuklama çıktığını ve tekrar tutuklamanın nasıl geri çekildiğini biliyorum. Ayrıca Kudbettin kimlerin dosyasına müdahale ettiğini ve kaç dosyada haksız tahliye kararı çıktığını ve hatta UYAP´ta oynadığınız oyunları tane tane biliyorum. demişti.
Bu ifadelerdeki hangi dosyalara müdahale edildiği, köftenin kim olduğu, ismi geçenlerin mahkemelerle olan bağlantıların ne olduğu sorularına cevap vermeyeceğini söyleyen Zindeshti, neden cevap vermek istemediği sorusuna ise Cevap veremem, çünkü ailemi ve beni tehdit ediyorlar. cevabını verdi.
Soruşturma kapsamında, Emre ile İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi´nin eski Başkanı Erkan Canak´ın telefon görüşmesi dinlemeye takılmıştı. Görüşmede Canak, Kaya´nın kendisine baskı kurduğunu, müfettişlere şikayet etmekle tehdit ettiğini anlatmıştı. ( Cihan)
(04 Ocak 2012), son güncel.: (10 Ocak 2012)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
İşte iddianamenin tam metni.. İndirmek ve/veya okumak için tıklayın
Seyfi Oktay´ın Ergenekon davası için yargıyı etkileme girişimleri soruşturması manşetlerimiz
Ergenekon soruşturmasını/davasını akamete uğratma girişimleri
Kontrgerilla´nın yargıdaki örgütlenmesi
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap