Ergenekon davasının tutuklu sanığı Eski Özel Harekatçı İbrahim Şahin, sorgulandığı Susurluk dönemi ´faili meçhuller´ soruşturmasında da tutuklama talebi ile mahkemeye sevk edildi. İlerleyen saatlerde sorgusu yapılan Şahin mahkemece tutuklandı.
İbrahim Şahin´e bir tutuklama daha
Ergenekon davasının tutuklu sanığı Eski Özel Harekatçı İbrahim Şahin, sorgulandığı Susurluk dönemi ´faili meçhuller´ soruşturmasında da tutuklama talebi ile mahkemeye sevk edildi. İlerleyen saatlerde sorgusu yapılan Şahin mahkemece tutuklandı.
Ayhan Çarkın´ın itiraflarıyla Ankara´da başlatılan Susurluk dönemi faili meçhul cinayetler soruşturmasında önemli bir gelişme yaşandı. Ergenekon davasının tutuklu sanığı Eski Özel Harekatçı İbrahim Şahin, soruşturmaya bakan özel yetkili Ankara Cumhuriyet Savcısı Hakan Yüksel tarafından sorgulandıktan sonra tutuklanması talebi ile mahkemeye sevk edildi. Şahin, getirildiği Ankara Adliyesi´nde yaklaşık 3 saat 45 dakika süreyle soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Hakan Yüksel´e ifade verdi. Savcı Yüksel, ifade işleminin ardından Şahin´i tutuklama talebiyle mahkemeye sevk etti. Savcı Hakan Yüksel´in Şahin´e Ayhan Çarkın´ın itiraflarını sorması bekleniyordu. Bunun dışında Şahin´e emirleri nereden aldığı, cinayetlerin ne amaçla işlendiği ve iddialara konu olduğu gibi cinayetlerde MGK kararlarının etkili olup olmadığı sorularının da sorulması bekleniyor. Şahin´e faili meçhul kurbanı yaklaşık 20 kişinin infazıyla ilgili detaylı sorular sorulacağı iddia ediliyor.
18.00: Şahin tutuklandı
İbrahim Şahin, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Nöbetçi Hakimliğinde sorgusunun ardından tutuklandı. 5 faili meçhul cinayete ilişkin yürütülen soruşturmada tutuklanan Eski Özel Harekatçı Ayhan Çarkın savcılığa verdiği ifadede cinayetlerin İbrahim Şahin´in bilgisinde işlendiğini söylemişti. Bu soruşturma çerçevesinde ifadesi alınan Şahin, tutulama istemiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi. Nöbetçi 11. Ağır Ceza Mahkemesi´nde hakim karşına çıkan Şahin, tutuklandı. Şahin´in savcılıktaki sorgusu sırasında Çarkın´ın faili meçhul cinayetlere ilişkin ifadeleri anımsatıldı. Edinilen bilgiye göre, Şahin suçlamaları kabul etmedi. Şahin´in savcılıktaki ifadesi sırasında Çarkın´ın para karşılığı bu yönde ifade verdiğini iddia ettiği öğrenilirken, savcının sorduğu birçok soruya da farklı cevaplar verdiği belirtildi. İbrahim Şahin´in cürüm işlemek amacıyla oluşturulan örgütün faaliyetleri çerçevesinde birden fazla adam öldürmek suçlamasıyla tutuklandığı bildirildi.
´Ergenekon´ davasının tutuklu sanıklarından eski Özel Harekat Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin´in avukatı Basri Aydın, müvekkilinin ´cürüm işlemek amacıyla kurulan örgüt faaliyeti çerçevesinde, birden fazla adam öldürmek´ suçlamasıyla tutuklandığını bildirdi. Aydın, tutuklamanın ardından adliye önünde gazetecilere yaptığı açıklamada, müvekkilinin, eski özel harekatçı Ayhan Çarkın´ın iddialarıyla ilgili olarak Ankara´da sorgulandığını hatırlattı. İddiaların soyut olmaktan öteye gitmeyen ´atfı cürüm´ niteliğinde olduğunu ifade eden Aydın, ´Müvekkilim suçları kabul etmediği gibi Ayhan Çarkın´ı açıklamalarını ´deli saçması´ olarak nitelendirdi. Suçlamaya yönelik hiçbir maddi kanıt ortaya konulmamıştır. Biz gerekli yasal itirazlarımızı yapacağız´ diye konuştu. Müvekkilinin ´delil olmadan tutuklandığını´ savunan Aydın, Şahin´in polis memuruna yasa dışı emir ve talimat vermesinin söz konusu olmadığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
´Yıllar sonra birinin çıkıp sırf kendini de yakacak şekilde böyle beyanda bulunması bir delil gibi nitelendiriliyor. Özellikle 2001 yılındaki Susurluk dosyasındaki mahkumiyet kararı da o dönemde işlenen suçlar nedeniyle, örgütün faaliyeti kapsamında işlenen suçlar olarak nitelendirilerek tutuklama kararı verilmiş. Biz tabi yasal müracaatlarımızı yapacağız. Soruşturma devam ediyor. Nitelendirilen örgüt daha önce müvekkilin Susurluk dosyasındaki örgüt yöneticiliğinden mahkumiyeti nedeniyle, yeni bir örgüt söz konusu değil. Zaten faili meçhul olduğu ileri sürülen cinayetler o tarihlerde işlenmiştir, o dosya kapsamında. Ama müvekkil Susurluk dosyasında bu iddialarla ilgili olarak yargılanmadı, kendisine böyle bir soru da sorulmadı. O dönemde o suçların müvekkil tarafından ya da onun emir ve talimatı gereği işlendiği tespit edilmiş olsaydı ki bütün dosyalar ellerinde zaten soru sorulurdu. Dolayısıyla suçlamalar asılsızdır.´
İbrahim Şahin´in ´akli dengesinin yerinde olmadığına dair´ birden çok raporun bulunduğunu belirten Aydın, bu raporları soruşturma makamına da mahkemeye de arz ettiklerini söyledi. Şahin´in dosyasının Adli Tıp Genel Meclisi´nde olduğunu, buradan çıkacak rapora göre de durumunun değerlendirileceğini kaydeden Aydın, ´Suç tarihinde her ne kadar akli dengesi yerindeyse de yakalandığı hastalık nedeniyle, suç işledikten sonra bilincini kaybetmesi halinde kovuşturma yapılamaz diyor kanunun emredici hükmü´ dedi. Aydın, müvekkilinin ´cürüm işlemek amacıyla kurulan örgüt faaliyeti çerçevesinde, birden fazla adam öldürmek´ suçlamasıyla tutuklandığını belirtti. Aydın, ´Enteresan olan, Ayhan Çarkın denilen şüpheli bu olayların hep içinde olduğunu söylüyor ama hiçbirini kendi öldürmemiş, hep seyretmiş ve suç attığı adamların hepsi de ölmüş´ diye konuştu. Aydın, İbrahim Şahin´in Silivri Cezaevine götürüldüğünü ifade etti. ( Zaman, Anka)
AYHAN ÇARKIN´A KORUMA ÖNLEMİ
Bu arada şok itiraflarıyla Susurluk dönemi faili meçhul cinayetler soruşturmasının başlatılmasına neden olan eski özel harekatçı Ayhan Çarkın tek kişilik F tipi koğuşa alındı. Faili meçhul cinayetlerle ilgili yaptığı açıklamalarla gündeme gelen Susurluk davası hükümlüsü eski özel harekat polisi Ayhan Çarkın´ın, tutuklu bulunduğu Sincan Cezaevi´nde L-1 tipi koğuşlardan, F Tipi koğuşa nakledildiği öğrenildi. Çarkın´ın 90´lı yıllarda yaşanan faili meçhul cinayetlere yönelik açıklamalarından dolayı ölüm tehditleri aldığı, bu sebeple 3 kişi ile paylaştığı koğuştan, tek kişilik F Tipi koğuşa aktırıldığı belirtildi. Susurluk davasının karakutusu olarak görülen Ayhan Çarkın 1990´lı yıllarda yaşanan faili meçhul cinayetlerle ilgili medya aracılığıyla yaptığı itiraflarla gündeme gelmişti. Yaptığı açıklamalar üzerine Ankara Özel Yetkili Savcılığı tarafından ifadeye çağrılan Çarkın, tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. İtiraflarını tutuklu bulunduğu cezaevinde de sürdüren Çarkın, 1994 yılında Ankara´da işlenen Eski Altındağ Nüfus Müdürü Mecit Baskın, Sanatçı Yılmaz Erdoğan´ın amcası Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı Namık Erdoğan, tazminat davalarıyla ünlenen Avukat Yusuf Ekinci, avukat Faik Candan ve ANAP´lı Metin Vural cinayetlerinin kendilerinin işlediğini itiraf etmişti. Çarkın, cinayetlerin o dönem Emniyet Özel Harekat Dairesi´nin başında bulunan İbrahim Şahin´in talimatıyla işlendiğini öne sürmüştü.
Çarkın´ın ifadelerinin ardından eski özel harekat polisleri Ayhan Akça, Yusuf Yüksel, Ziya Bandırmalıoğlu, Seyfettin Lab ve Önder Ulu tutuklanmıştı. Ayhan Çarkın´ın itiraflarında ismi geçen eski özel harekâtçılardan Sait Yıldırım ise geçen haziran ayında Ankara Eryamanlar´daki evinde oğlu tarafından ölü bulunmuştu. ( Cihan)
TOPAL CİNAYET ZANLILARININ AĞAR´IN TALİMATIYLA BIRAKILDIĞINI KABUL ETTİ
12 Ekim 2011 - Özel Yetkili Savcı Hakan Yüksel tarafından sorgulanan İbrahim Şahin´in, Çarkın´ın itirafları karşılığında PKK´dan 3 milyon dolar aldığını iddia etti. Kumarhaneler kralı Ömer Lütfü Topal cinayeti kapsamında bilgisinin olmadığını aktaran Şahin, Topal cinayetini işlediği iddia edilen özel timcilerin ise Mehmet Ağar´ın talimatıyla bırakıldığını itiraf etti. Devlet görevi kapsamında ´talimat olmaksızın fevri hareketlerin olmayacağını ifade eden Şahin, kendisine yönelik tüm suçlamaları ´soyut´ olarak değerlendirdi. Ankara Savcılığı´nın, Mehmet Ağar´ın da dinlenmesi için tebligat hazırlığında olduğu belirtildi. ( Star)
ŞAHİN´İ SMS MESAJI TUTUKLATTI, S1 PLANI DA SORULDU
İbrahim Şahin´in, işadamı Behçet Cantürk, Ömer Lüfi Topal, avukatlar Yusuf Ekinci, Faik Candan, Altındağ Nüfus Müdürü Mecit Baskın ve Sağlık Bakanlığı Eski Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı Namık Erdoğan´ın öldürülmesi için talimat verdiği öne sürülüyor. Şahin´e savcılık sorgusunda eski özel harekât polisi Ayhan Çarkın´ın fail meçhul cinayetlere ilişkin itirafları da soruldu. Çarkın´ın dile getirdiği cinayetlerle ilgisi olmadığını ileri süren Şahin, ?Benim kesinlikle bu konuda bir talimatım olmadı. Benim dışımda özel harekâtçı polislerin karıştığı birtakım olaylar olabilir? dedi. Şahin, Çarkın´ın açıklamalarını para karşılığı yaptığını iddia etti.
Savcı sorgu sırasında İbrahim Şahin´e Ergenekon davası kapsamında gündeme gelen S1 planlarını da sordu. Şahin´in söz konusu planlarla ilgili olarak ?Kandırıldım? dediği öğrenildi. Kürt işadamı Behçet Cantürk cinayetiyle ilgili olarak Ergenekon davası kapsamında tutuklu bulunan Fatma Cengiz´e ?Bu adamı öldürdün diye ceza verdiler? şeklindeki SMS de Şahin´e soruldu. İbrahim Şahin söz konusu SMS´in bir tepki mesajı olduğunu anlatarak, ?Susurluk davası kapsamında yargılandım. Cantürk cinayeti ceza almamda delil olarak gösterildi. Bu nedenle gösterdiğim bir tepkiydi. Cantürk, uyuşturucu işinde dolayı öldürülmüş olabilir? dedi.
´Susurluk üzerime kaldı´
Şahin´e ´Kumarhaneler Kralı´ Ömer Lütfü Topal cinayeti ardından Çarkın´ın da aralarında bulunduğu özel harekâtçı polislerin gözaltına alındıktan sonra Ankara´ya getirilmesi de soruldu. Şahin söz konusu özel harekâtçı polislerin dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar´ın talimatıyla Ankara´ya getirildiğini anlattı. Susurluk´la ilgili Mehmet Ağar´ı ve eski MİT Kontr terör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür´ü suçlayan Şahin, şöyle konuştu: ?Bu işlere Mehmet Ağar nedeniyle karıştım. Ancak Susurluk olayı üzerime kaldı. Günah keçisi ilan edildim.? Dönemin Başbakanı Tansu Çiller tarafından dile getirilen listedeki Kürt işadamlarının öldürülmemek için kendisine para getirip getirmediğine dair soruya ise Şahin ?Bu iddialar doğru değil? yanıtını verdi.
AVUKAT: İDDİALAR DELİ SAÇMASI MÜVEKKİLİMİN CEZAİ SORUMLULUĞU YOK
İbrahim Şahin´in avukatı Basri Aydın, adliyeden ayrılırken gazetecilere şunları şöyledi: ?Çarkın´ın iddiaları müvekkilim tarafından deli saçması olarak nitelendirildi. Böyle bi talimat veremez. Zaten böyle bir emir ve talimat yok. Adli Tıp Kurumu´ndan tam cezai sorumsuzluk, kısmi cezai sorumsuzluk şeklinde rapor var.?
İŞTE DELİL OLAN O SMS MESAJI
Şahin´in 2008´de Fatma Cengiz´e geçtiği ?B.C.´le akrabadır ve bana da bu adamı öldürdün diye ceza verdiler? yazılı mesajı delil sayan savcılık, ´B.Ç´nin Behçet Cantürk olduğunu tespit etti. ( Radikal)
ŞAHİN´İN SORGUSUNDAN AYRINTILAR
13 Ekim 2011 - Tutuklanan İbrahim Şahin savcılığa verdiği ifadede, ?Emniyet teşkilatının altın çocuğuyum. Ayhan Çarkın paragözün teki, sahte kahraman. Çarkın´ın sözlerini kabul etmem mümkün değil? dedi. FAİLİ meçhul cinayetlerle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında verdiği ifadenin ardından tutuklanan eski Özel Harp Dairesi Başkanı İbrahim Şahin´in savcılık ifadesine STAR ulaştı. Şahin, ifadesinde, ?Bu cinayetleri işlesem asker, MİT ve polis arkadaşlarım benimle görüşüyor. O zaman neden görüşsünler? dedi. Ayhan Çarkın´ı paragöz olarak nitelendiren Şahin, kendisini emniyet döneminin Altın çocuğu olarak tanımladı. Savcı Hakan Yüksel´in faili meçhul cinayetler ile ilgili sorularına zaman zaman farklı konulara girerek cevap veren Şahin, savcının bir sorusunda da Özal´ı nasıl koruduğunu anlattı.
MİT ve polisle hala görüşüyorum
Demas hastalığı nedeniyle Özel Yetkili Savcı Hakan Yüksel´in sorularına sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ı Paris´te nasıl koruduğunu anlatarak başlayan Şahin, asker ve MİT mensuplarının hala kendisiyle görüştüğünü söyledi. İbrahim Şahin, savcılık ifadesinde, kendisine yönetilen suçlamaları deli saçması olarak nitelendirirken arkadaş çevresinin MİT, polis ve askerlerden oluştuğunu ve 5 yıldan bu yana bu insanlarla görüşmeye devam ettiğini bildirdi. İnsan öldürme suçunu işlese bu arkadaşlarının kendisiyle görüşmeyeceğini iddia eden Şahin, Susurluk ve Ergenekon davalarından ailesinin mağdur olduğunu söyledi.
Çarkın hiç yaralanmadı bile
Kendisini emniyet teşkilatının ´altın çocuğu´ olarak lanse eden Şahin, eski Özel Harekat Polisi Ayhan Çarkın´ı ise, ´paragöz, sahte kahraman´ olarak nitelendirdi. Ayhan Çarkın´ın sözlerini kabul etmesinin mümkün olmadığını bildiren Şahin, İstanbul´da 3 teröristin öldürüldüğü DHKP-C operasyonunda kendisinin bir numara olarak görev yaptığını anlattı. Çarkın´la ilgili ?Para için her şeyi yapabilecek kapasitede bir adamdır? diyen Şahin, ?Çarkın bugüne kadar vurulmamıştır bile. Sahte kahraman o operasyonda da kapıda bekledi? dedi.
Ergenekon´la öldüm, beni tekrar öldürmeyin
ESKİ kumarhaneler kralı Ömer Lütfü Topal´ı öldürdüğü iddia edilen özel timcileri Mehmet Ağar´ın talimatıyla İstanbul´dan teslim aldığını söyleyen Şahin, İstanbul Emniyeti´ne girmeden Çamlıca gişelerinde Çarkın ve ekibini teslim aldığını aktardı. Susurluk davasıyla hayatının mahvolduğunu söyleyen Şahin, ailesinin mağdur olduğunu ve meslek hayatının paramparça hale getirildiğini belirtti. Susurluk´ta bir çetenin yaratıldığını iddia eden Şahin, suçsuz olduğunu kanıtlamalarına rağmen bir buçuk senedir bu sahte delillerle uğraştığını savundu. ?Ben Susurluk ve Ergenekon davası ile zaten öldürüldüm? diyen Şahin, savunmasında, ?Beni yeniden öldürmeyin. Ben bu suçlamaların hiç birini kabul etmiyorum? ifadelerini kullandı. ( Star)
Cantürk uyuşturucu kaçakçısı olup PKK´ya yardım ediyordu
İbrahim Şahin, Ankara Özel Yetkili Başsavcı Vekilliği´ne faili meçhul cinayetlerle ilgili çarpıcı ifadeler verdi. Ayhan Çarkın´ın, ölüm listesi olduğunu ve talimatlarını verdiğini iddia ettiği Şahin Kürt iş adamları bürokratlarına yönelik benim bildiğim ölüm listesi yok. Sadece kimin getirdiğini bilmediğim, Kürt Ulusal Meclisi (KUM) üyelerine ilişkin bir liste bulunmaktaydı dedi. Şahin, Ömer Lütfü Topal Cinayeti şüphelisi özel harekatçıların serbest bırakılmasıyla ilgili olarak ise Şüpheli özel harekat mensuplarını İstanbul´dan alarak Emniyet Genel Müdürlüğü´ne götürdüm. Bana orada Mehmet Ağar ´ifadelerini al serbest bırak´ dedi diye konuştu. Şahin, Behçet Cantürk´ün öldürülmesi için emir verdiği iddiasıyla ilgili olarak ise Behçet Cantürk cinayetini biliyorum. Bu şahıs uyuşturucu kaçakçısı olup PKK´ya yardım eden bir kişi. Uyuşturucu işi içinde CIA ve MOSSAD da var dedi. Ağar Abdullah Çatlı´yı Susurluk Kazası´nda ölünceye kadar iş adamı Mehmet Özbay olarak tanıdığını söyledi. (Sabah)
Susurluk´u Ağar´a sorun
Susurluk´un kilit ismi İbrahim Şahin, savcılık ifadesinde Eğer ortada illegal bir yapı varsa bana değil gidin Mehmet Ağar´a sorun dedi. Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği´nce yürütülen faili meçhul cinayetler soruşturması kapsamında ifade veren eski Özel Harekât Daire Başkanı İbrahim Şahin, çarpıcı açıklamalarda bulundu. Radikal´in ulaştığı ifadelerde Şahin, illegal bir yapı varsa bunun Mehmet Ağar ve kardeşine sorgulanması gerektiğini de belirterek, Ağar´ın kardeşi ile ünlü bir işadamının o dönem ortak olduğunu ileri sürdü.
Susurluk üzerime kaldı
Görev alanının Kayseri´nin öbür tarafı olduğunu söyleyen Şahin, faili meçhul cinayetlerle ilgisi bulunmadığını savunarak şöyle devam etti: ?Susurluk olayı benim üzerime kalmış ve günah keçisi ilan edilmişimdir. Susurluk olayına katılma sebebim Ömer Lütfü Topal olayında cinayet şüphelisi olarak gözaltına alınan özel harekât polislerini tutanak karşılığında Ankara´ya götürmem sebebiyle olmuştur.? Topal cinayetine karışan polislerin alınması için Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Halil Tuğ´un emrettiğini de belirten Şahin, ?Tuğ bana şahısların İçişleri Bakanı olan Ağar tarafından Ankara´ya getirilmesinin istenildiğini söyledi. Ağar beni arayarak ´İstanbul´da özel timciler gözaltına alınmış, onları sana teslim edecekler. Ankara´ya getirdiğinde ifadelerini al´ dedi. Ankara´ya doğru yola çıktık. Ağar ´ifadelerini al serbest bırak´ dedi. Şayet böyle bir illegal yapı varsa bunun benden sorulmaması gerekirdi. Bu konuda Ağar´ın ve kardeşlerinin sorgulanması gerekirdi? dedi.
SMS´teki şifreleri anlattı
Şahin, Ergenekon davası kapsamında tutuklu Fatma Cengiz´e gönderdiği SMS´nin detaylarını da anlattı: ?Bu mesajda H. Çetin, Hikmet Çetindir. ´H.A´ kısaltması Hanefi Avcıdır. ´E.´ ise Mehmet Eymür´dür. Burada kastettiğim Cantürk, Hanefi Avcı ve Eymür´ün ABD´nin has adamı olduğu hususudur.?
Tarık Ümit, ´Beni öldürecekler´ diyordu
?Benim bildiğim kadarıyla Tarık Ümit, MİT´e çalışırdı. Ben evine de gider gelirdim. Hatta bir ara bana ´Abi beni öldürecekler´ dedi. Çelik yelek giydiğini söylemişti. Bizzat kendim de gördüm. Ümit ile en son görüşen kişiler Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu´ydu.
Ağar danışman olarak Eken´i aldı
Bilinenin aksine Ağar ile Eymür arasında sorun yoktu. İkili arasındaki bağlantıyı Korkut Eken sağlardı. Çok içki içmesi sebebiyle onu özel harekâtta istemedim. O zaman Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar da Eken´i yanına danışman olarak aldı.
Veli Küçük´ü tanımam
Veli Küçük´ün Mehmet Ağar ve Korkut Eken ile bir irtibatının olup olmadığını bilmiyorum. Ben hiçbir zaman Susurluk olarak adlandırılan illegal bir oluşum içinde olmadım. Hiçbir zaman yasalara aykırı bir şekilde yetkilerimi kullanmadım.
Sapanca ölüm üçgeni
4 Kasım 1993´te dönemin Başbakanı Tansu Çiller´in İstanbul´da Holiday Inn Oteli´nde ellerinde PKK´ya haraç veren işadamlarının ve sanatçıların listesi olduğunu belirterek ?Onlardan hesap soracağız? açıklamasının ardından Kürt işadamları öldürülmeye başlandı. O dönem Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, Kocaeli Jandarma Alay Komutanı ise şimdi Ergenekon davasının tutuklu sanığı olan Veli Küçük´tü.
BEHÇET CANTÜRK: Şoförü Recep Kuzu´yla birlikte cesedi 15 Ocak 1994´te Sapanca yakınlarında bulundu. Cantürk´ün, öldürülecek 67 Kürt işadamı listesinin ilk sırasında yer aldığı belirtildi.
FEVZİ ASLAN/ŞAHİN ASLAN: 28 Mart 1994´te Şehremini´de bir kafeden polis olduklarını söyleyen 4 kişi tarafından alındılar. Ertesi gün cesetleri Hendek´te bulundu.
SAVAŞ BULDAN/HACI KARAY: 3 Haziran 1994´te Yeşilköy Çınar Oteli´nden çıkarken ´polis´ yazan yelekli silahlı kişilerce alıkonulduktan iki gün sonra Melen Çayı kenarında öldürülmüş halde bulundular.
MEDET SERHAT: Behçet Cantürk´ün avukatlığını da yaptı. 12 Kasım 1994´te Bostancı´daki evinin yakınlarında otomobili kurşunlanarak öldürülmüştü.
Elimizde KUM listesi vardı
?Ben kesinlikle Ayhan Çarkın´ın ifadelerini kabul etmiyorum. Kesinlikle Kürt işadamları bürokratlarına yönelik benim bildiğim bir ölüm listesi yoktur. Sadece şahsımda kimin getirdiğini bilmediğim, Kürt Ulusal Meclisi (KUM) üyelerine ilişkin bir liste bulunmaktaydı. Bu kapsamda yurtdışına giden PKK ile toplantı yapan kişileri belirtir bir liste vardı.?
KUM nedir?
PKK´nın kurumsallaşma çabalarından biri olarak 1992 yılında faaliyete geçen Kürdistan Ulusal Meclisi´nin (KUM) amacı iç ve dış kamuoyunu etkilemekti. KUM´da Selim Çürükkaya, Faik Candan, Osman Öcalan gibi isimler yönetici olarak faaliyet gösterdi. KUM, Avrupa´da da yoğun olarak faaliyetteydi. KUM daha sonra Sürgünde Kürt Parlamentosu adını aldı. ( Radikal)
(11 Ekim 2011), son güncel.: (13 Ekim 2011)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Ayhan Çarkın´ın Susurluk cinayetlerine dair şok itirafları manşetlerimiz
Susurluk skandalı ve cinayetlerine dair çeşitli devlet kurumlarınca hazırlanan raporlar