Faili meçhul cinayetler soruşturmasında Ömer Lütfi Topal dosyasını inceleyen Cumhuriyet Savcısı Hakan Yüksel, önemli bir belgeye ulaştı. Dosyada, Susurluk sürecinin ardından Cumhurbaşkanı Demirel´in başkanlığında toplanan liderler zirvesinin tutanakları bulundu. Susurluk´ta ortaya çıkan çete ve karıştıkları olaylarla ilgili dönemin cumhurbaşkanı, başbakanı ve muhalefet her şeyden haberdarmış.
18.09.2011 14:45 Faili meçhul cinayetler soruşturmasında Ömer Lütfi Topal dosyasını inceleyen Cumhuriyet Savcısı Hakan Yüksel, önemli bir belgeye ulaştı. Dosyada, Susurluk sürecinin ardından Cumhurbaşkanı Demirel´in başkanlığında toplanan liderler zirvesinin tutanakları bulundu. 22 Aralık 1996 tarihli, 75 sayfalık tutanaklar, Susurluk´ta deşifre olan yapı hakkında dönemin iktidar ve muhalefet liderlerinin bilgi sahibi olduğunu gösterdi. Tutanakların delil olarak kullanılabileceği belirtilirken, savcının çevresine şu değerlendirmeyi yaptığı öğrenildi: ´Susurluk´ta ortaya çıkan çete ve karıştıkları olaylarla ilgili dönemin cumhurbaşkanı, başbakanı ve muhalefet her şeyden haberdarmış.´
Eski Özel Harekatçı Ayhan Çarkın´ın ifadeleri ile genişleyen fail meçhul cinayetlere ilişkin soruşturmada önemli bir adım daha atıldı. Savcı, dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan´ın talimatı üzerine Susurluk konusunda hazırlandığı belirtilen ´2. MİT raporu´nu istedi. Özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sürdürülen ve Ayhan Çarkın ifadeleri üzerine genişletilen fail meçhul cinayetler soruşturması sürüyor. Kumarhaneler Kralı Ömer Lütfü Topal cinayetine ilişkin dava dosyası kısa bir süre önce İstanbul Savcılığı´nca istenilmişti. Gelen Topal dosyasından, 22 Aralık 1996 tarihinde Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel´in başkanlığında Çankaya Köşkü´nde yapılan tarihi ´Susurluk zirvesi´nin 75 sayfalık tutanakları çıktı. Buna göre, dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan, toplantıda Susurluk kazasında ortaya çıkan polis-mafya ve siyasetçi ilişkilerinin ´vahim noktada´ olduğunu ve bunun araştırılması için MİT´e talimat verdiğini anlatıyor. Ortaya çıkan bu bilgi nedeniyle soruşturmayı sürdüren savcılardan Hakan Yüksel harekete geçti. Yüksel, MİT´e yazı yazarak ´2. MİT raporu´ olarak bilenen raporu istedi.
Ayhan Çarkın´ın itiraflarıyla başlayan Susurluk dönemi faili meçhul cinayetlerine ilişkin soruşturmada, ´kumarhaneler kralı´ olarak bilinen Ömer Lütfi Topal´ın öldürülmesiyle ilgili dosya da inceleniyor. Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Hakan Yüksel, Topal´la ilgili Beyoğlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi´nden gelen dosyada Susurluk kazasının ardından gündeme gelen Susurluk Çetesi ve işlenen faili meçhul cinayetlerle ilgili dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel´in başkanlığında toplanan liderler zirvesinin tutanakları devam eden soruşturmaya delil olarak girdi. 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, 22 Aralık 1996 tarihinde Meclis´te grubu bulunan parti liderlerini Çankaya Köşkü´ne davet ederek Susurluk kazasının ardından yaşananları masaya yatırmıştı. Zirveye, dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan, DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, ANAP lideri Mesut Yılmaz, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu katılmıştı.
Dönemin Cumhurbaşkanı Demirel, iktidar ve muhalefet liderlerin bir araya geldiği toplantıda, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Kemal Yazıcıoğlu´nun görevden alınmasına ilişkin tartışmalar bulunduğu da öğrenildi. Öte yandan, tanık olarak ifadesine başvurulan Kutlu Savaş´ın hazırladığı Susurluk Raporu´nun Azerbaycan ile ilgili 15 sayfalık bölümünün, ´Uluslararası ilişkiler gerekçesiyle´ rapordan çıkartıldığını anlattığı öğrenildi.
ZİRVEDE LİDERLER NELER SÖYLEDİ?
Cumhurbaşkanı Demirel: Elinizde ne kadar mahrem bilgi varsa burada açıklayın.
Başbakan Necmettin Erbakan: Bana MİT ve Başbakanlık ve Teftiş Kurulu´ndan gelen ön raporlar, şu ana kadar kamuoyuna yansıyanlardan çok vahim. İki önemli olay var. Bunları savcılar kapatmışlar. Biz yeniden soruşturma açtırıyoruz. Bunlardan bir tanesi Gaziantep´te Yaprak Televizyonu sahibinin kaçırılması olayı, diğeri ise Söylemezler olayı. Şu anda kamuoyuna yansımayan olaylar da var. Maalesef bazı siyasilerin yakınları da bu olaylara karışmış. İstanbul Emniyet Müdürü Kemal Yazıcıoğlu bana gelip Ömer Lütfü Topalı üç özel tim görevlisi polisin öldürdüğünü söyledi.
Süleyman Demirel: İstanbul´a gittiğimde vali ve emniyet müdürü yanıma geldi. Yazıcıoğlu bana da üç özel tim görevlisinin Topal´ı öldürdüğünü söyledi.
Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller: Biz Yazcıoğlu´nu Başbakan ve Cumhurbaşkanı´na bilgi verip bize bilgi vermediği, elindeki bilgileri savcılığa iletmediği için görevden aldık. Sayın Yılmaz bir çok şey söylüyor. Siz Abdullah Çatlı´yı tanımıyor musunuz? Senin kongrende senin için çalışmadı mı? Seninle birlikte çekilmiş fotoğrafları var.
ANAP lideri Mesut Yılmaz: Biz buraya polemik yapmaya gelmedik.
Başbakan Erbakan: Buradaki konuşmaları gizli tutalım, kamuoyuna açıklamayalım.
Mesut Yılmaz: Neden gizli tutuyoruz böyle bir kararımız yok ki.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal: Evet böyle bir kararımız yok.
TOPAL CİNAYETİ NEDİR?
Kumarhaneler kralı olarak bilinen Ömer Lütfi Topal, 1996 yılında, İstanbul´da evine giderken uzun namlulu silahlarla yapılan saldırıda hayatını kaybetmişti. Cinayetle ilgili olarak Topal´ın eski iş ortakları Ali Fevzi Bir ve Sami Hoştan ile Özel Harekatçı polisler Ercan Ersoy, Ayhan Çarkın, Oğuz Yorulmaz ve Mustafa Altunok ile sigortacı Serdar Özdağ ve Haluk Kırcı, Beyoğlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi´nde yargılanmıştı. Mahkeme, mahkumiyetlerine yeterli, kesin ve inandırıcı kanıt elde edilemediği gerekçesiyle bu kişilerin beraatine karar vermişti. (Zaman, Radikal)
SUSURLUK ZİRVESİNDE FAİLİ MEÇHUL ATIŞMASI
24 Eylül 2011 - Çankaya Köşkü´nde 15 yıl önce gerçekleştirilen Susurluk zirvesinde ´hukuk dışı olayların ne zaman başladığına ilişkin´ tartışma yaşandığı ortaya çıktı. Mesut Yılmaz´ın, 1993´ten beri bu hukuk dışı olaylar devlette devam etmektedir. İki sene içerisinde 50 tane bireysel olay söz konusu. sözleri üzerine Tansu Çiller, Yılmaz´ın başbakanlığı döneminde 63 adi, 18 siyasî, 81 faili meçhul cinayet işleniyor. diyor.Özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı´nın kumarhaneler kralı Ömer Lütfi Topal cinayetine ilişkin dava dosyasında bulduğu tarihî ´Susurluk zirvesi´ tutanakları sansürlü çıktı. 74 sayfayla sınırlı tutulan tutanaklar, ´devlet sırrı´ kaygısıyla büyük bölümü kesildiği için zirvede konuşulanların tamamını yansıtmıyor. Ancak sansürlü dökümlere yansıyanlar, liderler arasındaki ´faili meçhul´ atışmasını gözler önüne seriyor. Söz konusu zirve, Susurluk kazasının ardından 22 Aralık 1996 tarihinde dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel´in çağrısı üzerine Çankaya Köşkü´nde gerçekleşmişti. Zirveye, dönemin Meclis´te bulunan siyasî aktörleri Başbakan Necmettin Erbakan, Başbakan Yardımcısı DYP lideri Tansu Çiller, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, CHP lideri Deniz Baykal, DSP lideri Bülent Ecevit ve BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu katılmıştı. İşte o diyaloglar:
Tansu Çiller: Lisede daha öğrenciydim, bir kontrgerilla diye çıkmıştır bu olay. Şimdi söylenen şey, bir başka boyutuyla aynı şeyi çağrıştırıyor. Sayın Ecevit, ondan sonra iki kez başbakan olmuş. Devlet içinde kontrgerillalarla ilgili Ecevit ne yapmış başbakanlığı döneminde ki onun aynısını yapalım hemen.
Bülent Ecevit: 1974 öncesinde bazen kontrgerilla sözünü genel anlamda kullanmış olabilirim. Fakat öğrendiğim bazı çok acı devlet gerçekleri üzerine Türkiye´de resmen kontrgerilla diye bir örgüt olmadığını, ama o işleri gören bir kurumun var olduğunu, Özel Harp Dairesi´nin sivil uzantısının var olduğunu ve bunların çok karanlık birtakım olaylara karışmış olabileceğini gördüm. 1978´de başbakan olur olmaz yeni Genelkurmay Başkanı Kenan Evren´e o zaman kullandığım tabirle ´devlet içinde ama devlet dışındaki´ kurumların hukuk devleti kuralları içine çekilmesi talimatını verdim.
Necmettin Erbakan: 1994 tarihinde Mehmet Özbay´a (Abdullah Çatlı), bir bakan onayı ile silah verilmiş. Hangi bakan tarafından? MİT raporunda ´Devlet içerisinde kendi kendine gruplar teşekkül etmiştir´ deniliyor. Raporda söylediği şu: 1982-1984 arasında ASALA´ya karşı 11 eylem yapılmıştır. Eylemlerin içinde Çatlı da vardır. ANAP dönemidir. Bu olaylardan iktidarın haberi yok mu? Bunlar resmi vesikalarla sabit. 1978´den beri uyuşturucu kaçakçılığından Hollanda´da ve ABD cezaevlerinde yatan sabıkalı Ömer Lütfi Topal´a kim pasaport vermiştir? 1978´den beri uyuşturucu kaçakçısı, kim otel ve kumarhane ruhsatı veriyor?
Mesut Yılmaz: 1993´ten beri bu hukuk dışı olaylar devlette devam etmektedir. Bir iddia var. MGK´da PKK´nın lojistik desteğinin kesilmesi konusunda bir karar alınmış. Karara dayalı olarak da devlet içinde birtakım odaklar yargısız infazlara girişmiştir. Çiller´in dediği gibi münferit olay söz konusu değildir. İki sene içerisinde 50 tane bireysel olay söz konusudur. Bu yargısız yetki kullanıldıysa kimin izniyle kullanılmıştır?
Süleyman Demirel: Geçen 5 sene zarfında kurulun başbakan olarak üyesiyim veya cumhurbaşkanı olduğum kurulların hiçbir tanesinde ´devletin güçleri dışında birtakım adamları kullanalım´ diye hiçbir şey alınmamıştır. 1991 Kasım ayından Yılmaz´ın bana hükümeti devrettiğinden bu yana başında bulunduğum hükümetler veya başında bulunduğum bu devlet, benim bilgim dahilinde hiçbir cinayet işine karışmamıştır. Buna karşı çıkmışımdır ve ´aman dikkat edin şu adamdan... ve aman devleti meşru olmayan işlere karıştırmayın´ şeklinde olmuştur.
Tansu Çiller: Yılmaz´ın yanında anlaşılan Ölmez diye çete reisi varmış. Ankara Valisi Ölmez´i Yılmaz´ın kongresindeki yemekte yanından alıyor. Devlet-mafya-çete ilişkisinin başında olan isim. Temmuz 1991-Kasım 1991 yani Yılmaz´ın başbakanlığı döneminde faili meçhul cinayetler olarak 63 adi, 18 siyasi, 81 faili meçhul cinayet işleniyor. (Zaman)
(18 Eylül 2011), son güncel.: (24 Eylül 2011)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Ayhan Çarkın´ın Susurluk cinayetlerine dair şok itirafları manşetlerimiz
Çarkın: Cinayetleri MGK biliyordu
Çarkın´ın itirafları dosyaları açtırdı
Susurluk skandalı ve cinayetlerine dair çeşitli devlet kurumlarınca hazırlanan raporlar