Birinci ´Ergenekon´ davasının 196. duruşması başladı. Taleplerin alındığı duruşmada söz alan tutuklu sanık Muzaffer Tekin, mahkeme heyetine ağır suçlama ve hakaretlerde bulundu. ´Bizleri lağımda bulunan delillerle içeride tutuyorsunuz. Lağımdan gelecek delillerden medet umuyorsunuz´ diyen Tekin´e Mahkeme Başkanı tepki gösterdi. Bunun üzerine önce üslubunu düzelten Tekin´in hakaret etmeye devam etmesi ve bunun seyirciler tarafından alkışlanması üzerine duruşmaya ara verildi.
Tekin´den mahkemeye hakaretler
Birinci ´Ergenekon´ davasının 196. duruşması başladı. Taleplerin alındığı duruşmada söz alan tutuklu sanık Muzaffer Tekin, mahkeme heyetine ağır suçlama ve hakaretlerde bulundu. ´Bizleri lağımda bulunan delillerle içeride tutuyorsunuz. Lağımdan gelecek delillerden medet umuyorsunuz´ diyen Tekin´e Mahkeme Başkanı tepki gösterdi. Bunun üzerine önce üslubunu düzelten Tekin´in hakaret etmeye devam etmesi ve bunun seyirciler tarafından alkışlanması üzerine duruşmaya ara verildi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi´ndeki salonda yapılan duruşmaya, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, emekli Tuğgeneral Veli Küçük, emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin ile Alparslan Arslan´ın da aralarında bulunduğu 23 tutuklu sanık katıldı. Tutuklu sanıklar Ergün Poyraz, Sevgi Erenerol, Osman Yıldırım ve Mehmet Fikri Karadağ ile başka davadan tutuklu sanık Sedat Peker ise duruşmaya gelmedi.
Kerinçsiz´in açıklamaları
Duruşmada önce, tutuklu sanık avukat Kemal Kerinçsiz´in talepleri alındı. Kerinçsiz, devam eden davada bazı usul hataları yapıldığını öne sürerek bu yanlışları mahkeme heyetine açıklayacağın söyledi. Ergenekon davasındaki sanıkların bir kısmının 4 yıldır tutuklu bulunduğunu ifade eden Kerinçsiz, bu durumun Ceza Muhakeme Kanunu´nun 102. Maddesine aykırı olduğunu savundu. Gerekçeden yoksun şekilde 45 aydır tutukluluğunun sürdürüldüğünü, bunun da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, CMK ve Anayasaya aykırı olduğunu savunan Kerinçsiz, kendisiyle aynı suçtan yargılanan birçok kişinin tahliye edildiğini belirterek, toplumsal konumu, iş ve ikamet sahibi oluşu nedeniyle tahliye talebinde bulundu. Mahkeme kararıyla Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesince 15 Haziran 2006´da tanık olarak dinlenilen Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili Hamza Keleş´in ifadesine dikkati çeken Kerinçsiz, önceki duruşmalarda tanık olarak dinlenilen avukat Mehmet Ener´in, Keleş´e Osman Yıldırım´ın Cumhuriyete atılan el bombalarını Veli Küçük´ten aldığı ve diğer Ergenekon sanıklarına yönelik iddialarını aktardığını ama tutanağa bağlamadığı iddialarını da anımsattı. Kemal Kerinçsiz, şöyle devam etti:
Savcı Hamza Keleş, Mehmet Ener´in kendisiyle görüşmediğini, çelişkili ifadeler verdiğini, kendisini yıpratma amacıyla bu tür beyanlarda bulunduğunu, anlatımların kurgu olup hakaret ve iftira niteliğinde olduğunu, bu kişi hakkında şikayetçi olduğunu ifade etmiştir. Mehmet Ener´in tanıklığı, sözde ´Ergenekon´ davasıyla Danıştay cinayeti dosyasının birleştirilmesi konusunda dikkate alınan Osman Yıldırım´ın beyanlarının çıkış noktası olması itibarıyla önem arz etmektedir. Avukat Mehmet Ener ile Savcı Hamza Keleş´in tanıklık ifadeleri arasında uzlaşmaz çelişkiler vardır diyen Kerinçsiz, mahkemenin bu çelişkileri gidermesi, giderilmediği takdirde Mehmet Ener´in yeniden dinlenilmesi gerektiğini söyledi.
Tekin´den Zirve tanığına hakaret
Kerinçsiz´den sonra söz alan tutuklu sanık emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin, Hrant Dink ve Zirve Yayınevi cinayeti davası tanığı Erhan Özen´in Malatya 3. Ağır Ceza mahkemesinde verdiği ifadedeki, Zirve Yayınevi cinayetinin azmettiricisi olduğunu söylediği Varol Bülent Aral ile Ergenekon davası sanıkları emekli Tuğgeneral Veli Küçük ve emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin irtibatlıdır. 1997-2005 yılları arasında JİTEM için çalıştım. Ekibimiz, Muzaffer Tekin´le bir araya geldiğinde Varol Bülent Aral ile ilgili konular konuşuluyordu. sözlerine tepki gösterdi. Kendisinin JİTEM ile irtibatlandırılması için yalancı tanık icat edildiğini iddia eden Tekin, Namussuz bir adam yüzünden Zirve Yayınevi cinayetiyle ilişkilendiriliyorum. dedi. Tekin´in hakaret içeren sözlerine müdahale eden Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, Tekin´den savunma hakkını aşıcı hakaretvari sözler kullanmamasını istedi. Tekin, Özese´nin uyarısından sonra Özen için Namuslu, haysiyetli, şerefli ifadelerini kullandı. Tekin´in bu tutumu mahkeme salonuna gelen izleyiciler tarafından alkışla karşılandı. Mahkeme Başkanı Özese alkış sonrası, Lütfen bunu bir daha yapmayın. Burada yargılama yapıyoruz. Burası mahkeme salonu. diyerek izleyicileri uyardı. Salonun sessizliği sağlanması ardından Tekin savunmasına devam etti.
Tekin´den mahkemeye hakaret: ´Lağım delilleri´
Gerçek suçluların dışarıda bulunduğunu, kendilerinin ise haksız yere tutuklu kaldığını iddia eden Tekin, Bizleri lağımda bulunan delillerle içeride tutuyorsunuz. Lağımdan gelecek delillerden medet umuyorsunuz. sözlerini sarf etti. Tekin´in bu sözlerine tepki gösteren Hakim Özese, Biz hiç bir yerden medet ummuyoruz. Sizlerin lehine ve aleyhine olan delilleri topluyoruz. Savunma maksadını aşan konuşmalar yaptığınız takdirde sözünüzü yarıda kesmek zorunda kalacağım. dedi. Tekin, Başkanın bu ikazına, Neresinden keserseniz kesin karşılığını verince mahkeme salonundaki izleyiciler tekrar alkışlamaya başladı. İkinci kez izleyicilerin alkış tutmasına sinirlendiği gözlenen Başkan Özese, Bir daha yaparsanız salonu boşaltmak zorunda kalacağım. diyerek duruşmaya 10 dakika ara verdi.
Duruşmalardaki hakaretlere sık sık seyirciler de katılıyor
Duruşmaya ara verilmesi ile birlikte izleyicilerden birisi, Böyle düzmece adalet olmaz. Çocuklarınıza nasıl anlatacaksınız bunu? Onların suratına nasıl bakacaksınız? diyerek bağırmaya başladı. Etrafındaki insanların teskin etmesine aldırış etmeyen izleyici, bağırmaya devam etti. Mahkeme Başkanı Özese, salonun güvenliğini sağlayan jandarma ekiplerine salonun disiplinini bozan izleyicinin dışarı çıkarılmasını istedi. Jandarma görevlilerinin, kendi isteği ile duruşma salonunu terk eden bu izleyicinin ifadesine başvurduğu ve konuya ilişkin tutanak hazırladıkları öğrenildi. ( Cihan)
Veli Küçük´e mahkemeye hakaretten 4 yıl hapis
Balyoz ve Ergenekon davasında sanık ve yakınlarının mahkeme heyetlerine hakaretleri artık hemen her duruşmada yaşanır oldu. Hakaretlerde ısrar eden Birinci Ergenekon terör örgütü davasının tutuklu sanıklarından emekli Tuğgeneral Veli Küçük, ilk cezasını hakim ve savcılara yönelik hakaretleri sebebiyle almıştı. Çeşitli duruşmalardaki sözlerinin ´savunma sınırlarını´ aştığını belirten Silivri 1. Sulh Ceza Mahkemesi, Küçük´ü 4 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırmıştı. En üst sınırdan verilen cezada, hiçbir indirime de gidilmemişti. Veli Küçük dışında diğer bazı sanıklar hakkında da benzer şekilde, mahkeme heyetine hakaret ettikleri suçlamasıyla halen yürütülmekte olan ceza davaları bulunuyor.
Aranın ardından taleplerine devam eden Tekin, ilk günden beri bir komploya kurban edildiğini öne sürdü. İkinci Dünya Savaşı sırasında kullanılan pentotalin üzerinde uygulanmasını isteyen Tekin, Bu yöntemle 5 dakika içinde her şeyi çözebiliyorsunuz. Ertesi gün ölümcül etki yapacağını bilsem de alçakça şahsıma bulaştırılmak istenen terör örgütü mikrobundan arınmak için bunun şahsıma uygulanmasını ivedilikle talep ediyorum. Böylece masum olduğum tespit edilecektir şeklinde konuştu.
Veli Küçük´ün beyanları
Duruşmada söz alan tutuklu sanık Veli Küçük, Türkiye üzerindeki senaryonun 1974 yılında Amerika´da yazıldığını, bu senaryoya göre ilk önce elemanların yetiştirildiğini, ardından uygulamaya geçildiğini öne sürdü. Türkiye´nin güçlü olması gerektiğini, aksi taktirde içi titreyenlerin çok olduğunu iddia eden Küçük, çünkü Türkiye´nin, bütün enerji kaynaklarının kontrol edilebileceği bir bölgede yer aldığını dile getirdi. Dünyanın en büyük ordusunun Türk ordusu olduğunu, 700 bin kişilik bu orduda gerilla muharebesi yapabilecek niteliğin bulunduğunu anlatan Küçük, İç titreten bir ülkeden bu ordunun pasivize edilmesi gerekiyordu dedi. Kendisinin Anadolu´nun ücra bir köşesinde büyüdüğünü, Kuleli Askeri Lisesi´nin sınavlarına giderken ayakkabısının altının bile delik olduğunu ifade eden Küçük, Bütün güçlüklere göğüs gerecek yapıya sahibim. Ben 19 tayin gördüm. Buraya ise yüce Allah tayin etti. Oynanan oyunun artık farkında olalım. Ben arkamda polislerin gezdiğini biliyordum ama polisin beni terörist diye takip edeceği nereden aklıma gelirdi? Türk polisine hakaret etmem ama içinde senaryoya uygun yetiştirilenlerin takibine uğradım şeklinde konuştu.
Jandarma istihbaratının oluşumunu sağladığını ve zamanla jandarmanın istihbaratının göze battığını belirten Küçük, Dediler ki, ´Aytaç Yalman ile 3 TIR dolusu külçe altını yurt dışından getirdi´, ´Yurt dışından 500 milyon dolar para getirdi´. Mali Suçlar Araştırma Kurulu, 4,5 ay araştırdı mal varlığımı. Ortaya 2004 model bir otomobil, bankada 2 bin 893 TL para, Gayrettepe´de ödemeleri devam eden banka kredisiyle alınan bir daireden başka bir şey çıkmadı. Ben paraya tamah etmedim. Yeni Cami´de dilendiysem, Sultanahmet´te dağıttım dedi.
Kocaeli´nde görev yaptığı dönemdeki faili meçhul cinayetlerin sorumlusu olarak gösterildiğini ifade eden Küçük, Benim bölgemde suç işleyen cezasını bulur. Veli Küçük Müslüman, Türk milliyetçisi, vatanperver olduğu için hedef alındı şeklinde konuştu.
Emekli Tuğgeneral Veli Küçük, iddianamede polisin Tuncay Güney´in ifadelerinden ve MİT´e gönderilen ihbar mektubunun ekinde yer alan CD içeriğindeki belgelerden hazırlanan Ergenekon şemasının açıklanmasını defalarca talep etmesine karşın, mahkeme tarafından isimlerin kapatıldığını anlattı. Şemada sadece Doğu Perinçek ve kendi adının açık olduğunu belirten Küçük, Deniz Feneri soruşturmasında görevli 3 savcı yaptıkları yazışmalarda bazı isimlerin üzerini kapattıkları gerekçesiyle görevden alındı. Bu suçsa, ´Ergenekon´ şemasında benim altımdaki, üstümdeki isimlerin kapatılması da suçtur diye konuştu. ( AA)
Ergenekon davasında izleyiciler salondan çıkarıldı
Silivri Cezaevi önünde gösteri yapmak üzere İşçi Partisi ve Vardiya Bizde Platformu önderliğinde toplanan sivil toplum kuruluşları üyeleri, bu sırada görülen Ergenekon ana davasının duruşmasına girip alkışlı protesto yapınca gerginlik yaşandı. Alkışlı protestolar birkaç kez yaşanırken Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, her defasında uyarmasına rağmen ikazlarına uyulmayınca izleyicileri dışarı çıkararak duruşmaya izleyicisiz olarak devam etti.İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen Ergenekon ana davasının 196´ncı duruşmasına, eylem için cezaevi önüne gelen çeşitli grupların da katılması zaman zaman gerginliğe neden oldu. İzleyicilerin sanıklar tarafından yapılan konuşmaları desteklemek ya da yargılama veya mahkeme heyetini alkışlarla protesto etmeleri nedeniyle Başkan Özese, sık sık uyarılarda bulundu. Taşkınlık yaptığı gerekçesi ile bir seyirci hakkında da tutanak tutuldu.
Tutuklu sanık Bedirhan Şinal, talepler bölümünde yaptığı konuşmasında, Ben size gerçekleri anlatıyorum fakat siz hiçbir şey yapmıyorsunuz. dedi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Özese, Biz gerekeni yapıyoruz, değerlendiyoruz. şeklinde cevap verdi. Şinal´ın, Ne yaptınız? sorusu üzerine Özese yanıt veremeyince duruşma salonundaki izleyiciler gülmeye başladı. Salondaki gülüşmeler ve alkışlamalar üzerine Özese, izleyicilerin salondan çıkarılmasını istedi ve duruşmaya ara verdi. İzleyicilerin olduğu bölümden Özese´nin kararına tepkiler geldi. Alkışlayarak duruşma salonunu terk eden izleyiciler, Öncü cesur Doğu Perinçek, Perinçek çıkacak hesap soracak, Faşizme karşı omuz omuza sloganları attı. Susma sustukça sıra sana gelecek şeklinde slogan atan ve ama olduğu görülen bir izleyicinin, kendisini sessiz olması yolunda uyaran başka bir izleyiciye Kusura bakmayın ablacığım. Ben eski örgütçüyüm. demesi dikkat çekti.
Duruşmaya devam edildiği sırada İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek´in avukatı Mehmet Cengiz, izleyicilerin salondan çıkarılmasına itiraz etti. Cengiz, Dışarıda bini aşkın kişi izlemek için beklemektedir. Salon kapasitesi olmadığı için girememiştir. Düzeni bozanlarla ilgili adli kontrol emri verebilirsiniz. Gerçi bunu da tartışırız. İzleyiciler olmadan duruşma devam edemez. Aksi taktirde aleniyet ilkesi ihlal edilmiş olur. Bizler de burada fazlalık oluruz. diye konuştu. Sanık Doğu Perinçek de CMK gereğince aleniyet ilkesinin sağlanması gerekir şeklinde konuştu.
Bu konuda mütalaası sorulan savcı Mehmet Ali Pekgüzel ise mütalaasında, Duruşma salonunun düzenini mahkeme başkanı sağlar. Mahkeme başkanı çıkarılması kararı vermiştir. Kamu adına kararın uygulanması talep ediyoruz. dedi. Mahkeme heyeti, izleyicilerin duruşma salonuna alınmaması yönünde karar verdi. Mahkeme Başkanı Özese kararı okuduktan sonra Perinçek´in avukatı Hasan Basri Özbey karara itiraz etmek için söz almak istedi. Avukat Özbey´e söz vermeyen Başkan Özese, Zamanı gelince konuşursunuz. dedi. Özbey´in konuşmak istemesi üzerine Özese, Atarım sizi o zaman dedi. Özbey de, Atın o zaman cevabını verdi. Özese, 10 dakika ara diyerek Özbey´in salondan çıkarılmasını istedi. Jandarma görevlilerin Özbey´in yanına gelmesi üzerine Özbey, Dokunmayın bana şeklinde tepki verdi. Diğer tüm sanık avukatları da Özbey´in yanına gelerek kendisine destek verdi.
Salondan çıkmayan üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu, Hasan Bey, siz bir hukukçusunuz. Lütfen böyle davranmayın diye seslendi. Avukat Özbey ise Görevdeki 6. Kolordu Komutanını tutukluyorsunuz. Herhalde vatandaşın tepkisi olacak. Vatan bölünüyor, parçalanıyor. cevabını verdi. Haşıloğlu, Bu sizin görüşünüzdür. Aklı selim olmak lazım. şeklinde konuştu. Özbey, Haşıloğlu´nun bu sözleri üzerine, Bu lafınızı geri alın. Bunlar ne biçim sözler. dedi. Haşıloğlu, Sabırlı olmak lazım diyerek duruşma salonundan ayrıldı. Avukatlar Haşıloğlu´nun bu sözleri üzerine Artık sabır mı kaldı? şeklinde tepki gösterdi. Avukat Özbey, Benim buradan cesedimi çıkarırlar dedi. Daha sonra avukatlar Baro Başkanı gelene kadar buradayız. diyerek beklemeye başladı.
Duruşma 31 Ekim´e ertelendi
Yaklaşık yarım saatlik bir aranın ardından bu koşullarda mahkemenin sürdürülemeyeceğini belirten mahkeme heyeti, duruşmanın 31 Ekim 2011 tarihine ertelediklerini açıkladı. Sanıklar ve avukatları tarafından yapılan taleplerin, celse arasında değerlendirileceği belirtildi. ( Cihan)
Balyoz sanıklarına destek eyleminde ´belediye´ çadırı
Balyoz davası sanık eşlerinin oluşturduğu Vardiya Bizde Platformu üyeleri ve İşçi Partililer, Silivri Cezaevi önüne çadır kurarak eylem yaptı. Çadırların üzerindeki ´Sarıyer Belediyesi´ yazısı ve logosu, afişlerle kapatıldı. Konudan bilgilerinin olmadığını söyleyen Sarıyer Belediyesi yetkilileri de, Böyle bir olayın bilgimiz dahilinde olması mümkün değil. dedi.Ergenekon ve Balyoz davalarının görüldüğü Silivri cezaevi yanındaki duruşma salonunun önü sabah saatlerinden itibaren bir gösteriye ev sahipliği yaptı. Balyoz davası tutuklu sanıklarının eşlerinin yöneticiliğini yaptığı Vardiya Bizde Platformu üyeleri ve İşçi Partililer, adliye ve cezaevi önündeki boş alana 3 çadır kurdu. Çadırların üzerinde yer alan ´Sarıyer Belediyesi´ logosu ise, çadırların kurulmasının ardından bez afişlerle kapatıldı. Konuyla ilgili bilgilerinin olmadığını ifade eden Sarıyer Belediyesi yetkilileri, Böyle bir olayın bilgimiz dahilinde olması mümkün değil. dedi.
Duruşma salonu önündeki eyleme katılmak için gelen kalabalığın duruşmaya da katılmak istemesi nedeni ile bina giriş kapısı önünde de yoğunluk yaşandı. Saat 11.00´de duruşma salonu önündeki otopark olarak kullanılan boş arazide kurulan üç çadırın önünde basın açıklamaları yapıldı. Tutuklu sanık emekli Orgeneral Çetin Doğan´ın eşi Nilgül Doğan, eşlerini, savcı ve hakimlerin karanlık köşelere hapsettiklerini öner sürerek, Onların fikirleriyle birlikte biz onları destekleyen laik Atatürkçü, bu ülkeye gönül vermiş insanların ruhlarını hiçbir zaman hapsedemeyecekler. diye konuştu.
Milletvekili yeminini yapmayarak dikkatleri üzerine çeken CHP İstanbul Milletvekili İsa Gök ise, hukuka ve adalete inanmadığını söyledi. Gök, Ergenekon ve Balyoz gibi darbeye teşebbüs suçunu yargılayanların, sanıkların yerinde ileride aynı koltuklarda yargılanacaklarını savundu. ( Cihan)
(09 Eylül 2011, 12:01)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap
Ergenekon davasını engelleme girişimleri
Veli Küçük´e mahkemeye hakaretten 4 yıl hapis