DSP´lilerin öfkesi AK Parti´den CHP´ye dönmüş durumda. Çünkü 2002 yılında Haberal´ın başrolde olduğu, Ergenekon´un Ecevit´i iş göremez raporu ile başbakanlıktan düşürme planı iddiası tekrar gündemde, hem de çok ilginç şekilde. DSP´lilere göre Ergenekon CHP eliyle Ecevit´ten intikam alıyor..
Sinan Aygün´e mahkemenin cevabı
DSP´lilerin öfkesi AK Parti´den CHP´ye dönmüş durumda. Çünkü 2002 yılında Haberal´ın başrolde olduğu, Ergenekon´un Ecevit´i iş göremez raporu ile başbakanlıktan düşürme planı iddiası tekrar gündemde, hem de çok ilginç şekilde. DSP´lilere göre Ergenekon CHP eliyle Ecevit´ten intikam alıyor..
Eski Başbakan Bülent Ecevit´i Clinton karşısında iki büklüm gösteren AK Parti seçim afişinin başlattığı tartışma döndü dolaştı çok ilginç bir noktaya geldi. DSP ve CHP, afişten dolayı ilk anda AK Partiye çok büyük tepki göstermiş hatta CHP lideri Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan´ın Ecevit adını ağzına almadan önce abdest alması gerektiğini dahi söyleyebilmişti. Ancak CHP´de milletvekili adayı yapılan Ergenekon davası sanığı Sinan Aygün´ün 2002´de Ecevit´in artık iş göremeyeceği ve dolayısıyla başbakanlıktan düşürülmesi kararı için mahkemeye başvurduğunun ortaya çıkması şok etkisi yaptı. Yoğun tepkilere rağmen Aygün ve Haberal gibi Ergenekon sanıklarını kararlı şekilde aday yapan, hatta Haberal´ı Ecevit´in memleketi Zonguldak´tan aday yapan Kılıçdaroğlu zor durumda. DSP´lilerin öfkesi AK Parti´den CHP´ye dönmüş durumda. Çünkü 2002 yılında Haberal´ın başrolde olduğu, Ergenekon´un Ecevit´i iş göremez raporu ile başbakanlıktan düşürme planı iddiası tekrar gündemde. DSP´lilere göre Ergenekon CHP eliyle Ecevit´ten intikam alıyor. Ergenekon davasına bakan mahkemenin de soruşturduğu Ecevit´e yönelik komplo iddiaları, Aygün´ün başvurusu ile daha da güçlendi. Yenişafak yazarı Abdulkadir Selvi köşeyazısında bu iddiaları değerlendiriyor. İşte Selvi´nin yazısı:
Abdulkadir Selvi (Yenişafak): Bir hikaye anlatacağım bugün. Yok yok hikaye değil, yaşanmış bir olaydan söz edeceğim. Gazeteci Doğan Akın T24´de yazana dek, hiçbirimiz hatırlamadık. Ne zaman ki Başbakan Erdoğan meydanlarda gündeme getirdi, o zaman kafamıza dank etti. Özellikle de biz Ankara gazetecilerinin. Çünkü bir kısmımızın perde arkasında nelerin çevrildiğinden haberdar olduğumuz bir konuydu. Ecevit´in siyaseten tasfiye edilmesi operasyonu. Fikret Bila, Sedat Ergin, Murat Yetkin, Fatih Çekirge, Mehmet Çetingüleç, Bilal Çetin, Serhan Asker o dönemi çok yakından takip edip, yazan gazetecilerdi. O dönemi yakından takip etmiş gazeteciler başta olmak üzere, bu konunun yazılması gerekiyor. Yazılmalı ki kimler ne rol oynamış, nerede durmuş ortaya çıksın.
DSP Genel Başkanı Masum Türker´in bugün,Ecevit´ten hınç alıyor diye isyan etmesine yol açan Sinan Aygün, Mehmet Haberal olaylarının iç yüzleri de aydınlansın. Şener Eruygur´un Sarıkız, Ayışığı darbe planlarını hayata geçirmeye çalıştığı sıralarda, ATO emrinizdedir Paşam diye başvuru mektupları yazan Sinan Aygün´dü. Yazılmalı ki, Ergenekon tutuklusu olduğu dönemde aynı koğuşu paylaştığı Hurşit Tolon ve Şener Eruygur´a, Hiç bulaşık yıkatmadım diyerek övünmekte olan Sinan Aygün gibilerin o günlerde hangi Bulaşıkları yıkadıklarını öğrenelim.
Çünkü o dönem Ecevit üzerinden bir operasyon yürütüldü. 10-11 ve 12 Temmuz 2002 tarihlerinde, siyasetin ´Pearl Harbor´ olayını anımsatan bir baskınla 36 saat içerisinde DSP, milletvekili istifalarıyla çökertildi. Tsunami sonucunda Tokyo Borsasının çökmesine benzer bir süreçti o. Ardından Troyka olarak adlandırılan İsmail Cem, Hüsamettin Özkan ve Kemal Derviş üçlüsüyle, bir siyasi çekim merkezi oluşturuldu. 28 Şubat sürecinde etkili olan kalemlerin (Cengiz Çandar sonradan eklendi) tümü Troyka´ya destek verdi, YTP´nin yüzde 65´lere kadar tırmanacağına varan yazılar yazdılar. Gaz vermek hafif kalır, adeta Jet yakıtı kullandılar. Süreci 2001 ekonomik krizi tetikledi ama operasyon Ecevit´in sağlığı üzerinden yürütüldü.
Ünlü İşgöremez raporu... Operasyonun Ecevit´in tasfiyesi, DSP´nin parçalanması ve YTP´nin iktidara getirilmesi gibi bir görünür ayağı vardı. Bir de Cumhurbaşkanlığı´na uzanan görünmeyen yüzü. Ama bunlar usta bir şekilde, aynı anda ve eşgüdüm halinde yürütüldü. 5 Temmuz 2002 tarihinde ATO Başkanı Sinan Aygün´ün gazete kupürleriyle desteklenmiş bir dosya ile Ankara Adliyesi´ne başvurması da aynı zamana denk geliyor. Çünkü sürecin bir parçası. Bülent Ecevit 12 Temmuz 2002 tarihinde kontrol için Başkent Hastanesi´ne gidecek. O tarihten önce ise DSP Genel Merkezine,Ecevit´e işgöremez raporu verilecek diye bir ihbar geliyor. İstihbaratı getiren kişinin güvenilirliği ve kaynağının Başkent Hastanesi´nin içinden olması nedeniyle DSP yönetimi, ihbarı yabana atmadan araştırıyor. Benzer istihbaratlar da eklenince 11 Temmuz günü Ecevit´in evinde bir toplantı yapılıyor ve hastaneye gitmeme kararı alınıyor. Aynı hafta içerisinde Sinan Aygün, Ankara Adliyesi´ne Ecevit´e vasi tayin edilmesi talebiyle başvuruda bulunuyor. Bu kadar tesadüf olur mu?
Sinan Aygün dilekçesinde, Başbakan Ecevit´in sağlık durumunun kişisel ihtiyaçlarını bile karşılamaya elvermeyecek kadar bozuk olduğunu, makamına gelemediğini ve ekonomiyi yönetemediğini belirtiyor. Başbakan´ın üstlendiği ağır görevler dikkate alındığında, Sayın Bülent Ecevit´in sorumluluklarını yerine getirip getiremeyeceğinin tespitinin gerekli olduğu düşünülmektedir diyor ve medeni kanun uyarınca Vesayet altına alınması nı talep ediyor. Vasi tayin kendisini yönetmekten aciz olmakla birlikte aklı melekeleri yerinde olmayanlara verilir. Boğaz´a nazır bir Köşkü olan kimsesiz yaşlıların elindeki mallarına konmak için mafyanın kullandığı bir yöntemdir;Vasi tayini. Kabaca,Bunak muamelesi yapılmasıdır. Ecevit´e yapılmak istenen de tam budur.
Sinan Aygün´ün Ankara Adliyesi´ne başvurusu orada kalmıyor. Vasi tayini,Ahkamı şahsiye ye girdiği için 3.Sulh Hukuk Mahkemesi´ne sevk ediliyor. Burada işlem görüyor ve mahkeme,Ekonominin bozulması, vasi tayinini gerektiren bir husus değildir. diyor. Esas:2002/1022 Karar:2002/ 848 Peki mahkemeden bu karar değil de başka bir karar çıksaydı. O günkü konjonktüre göre bu pekala mümkündü. O zaman Mahkeme kararıyla kendisine vasi tayin edilip, Başbakanlıktan uzaklaştırılan bir Ecevit. Kıbrıs fatihi Karaoğlan işte o zaman ölürdü.
Ecevit´e, İşgöremez raporu iddiasıyla gündeme gelen kişi CHP´nin Zonguldak´tan birinci sırada Milletvekili adayı olan Mehmet Haberal. Ecevit´in mahkeme kararıyla Başbakanlıktan uzaklaştırılması için girişimde bulunan kişi CHP´nin Ankara´dan milletvekili adayı Sinan Aygün. Ayrıca,Ecevit´i şikayet ettim ne var bunda diyecek kadar da rahat. Ne de olsa arkasında, PM´ye karşı kendisini aslanlar gibi savunan bir Kılıçdaroğlu ve Ecevit´e vasi tayin edilmesi talebini dahi,Kişisel bir taleptir diye savunabilen bir Gürsel Ağabeyi var. Kemal Kılıçdaroğlu-Gürsel Tekin ikilisi değil miydi başlarına kasket geçirip Ecevit´in mirasına soyunan. Bu CHP değil mi, Ecevit´in oylarına talip olan. Bu Rahşan Ecevit değil mi, Haberal´a, Sinan Aygün´e destek veren. Bu durumda bana da ittifakınız hayırlı olsun demek düşer. ( Abdulkadir Selvi / Yenişafak)
DSP LİDERİ TÜRKER´DEN CHP´YE TEPKİ |
?Değerli devrimci dava arkadaşlarım? diyerek sözlerine başlayan Türker, 2 yıl önce genel başkan olduğunda ilk vaadinin DSP´yi yapılacak ilk milletvekilliği seçimlerine sokmak olduğunu belirterek, ?Bugün burada kurultayda verdiğimiz vaadini yerine getiren adaylar olarak devrim yürüyüşümüzü başlatıyoruz? diye konuştu.
Türker, partisinin seçim projesini değil, seçim programını açıkladığını ifade ederek projeleri ancak belediye başkanlarının sunduğunu, liderin ise ülkenin geleceğini düşünerek program sunduklarını belirtti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan´ın ?Kanalİstanbul? projesine işaret eden Türker, bunun DSP´nin 1994´teki yerel seçimlerde İstanbul Büyükşehir Belediyesi´nin projesi olduğunu söylediklerini hatırlatarak, ?Gazeteler malın sahibini değil, çakma sahibini haber yaptılar? dedi.
BROŞÜRÜ GÖSTERDİ
Türker, Başbakan Erdoğan´ın projenin Ecevit´e ait olduğunun iddia edilmesinin ardından ?Varsa projesi nerede?? sözlerine de belgeyle yanıt verdi. Türker, salona söz konusu broşürü göstererek, ?Bu proje, 27 Mart´ta ´İstanbul´a Bahar Geliyor´ seçim bildirgesinin içinde, finansmanı dahil anlatılmış bir projedir. Belli ki aynı dönemde Necdet Özkan´la yarışıp seçimi kazanan Tayyip Erdoğan´ın hoşuna gitmiş, bu broşürü saklamış, Şimdi yeni bir proje olarak getirdi. Kendisine, düşüncemizden etkilenmiş, teşekkür ediyoruz? dedi
ECEVİT´İN ŞAPKASI DİYE MOTORCUNUN ŞAPKASINI GİYDİRİYORLAR
12 Haziran´daki genel seçimler için CHP´nin kendilerine ´oyları bölmeyin´ dediklerini ifade eden Türker, ?Biz oyları bölmüyoruz, Türkiye´nin bölünmesini engellemek için yola çıkıyoruz. 30 yıl. Tıpkı şimdi size söyledikleri gibi; ´bir bölen´ dedikleri, Bülent Ecevit´e söylüyorlar? dedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu´na işaret eden Türker, ?Ecevit´i o kadar tanımıyorlar ki; Ecevit şapkası diye kendilerine Zonguldak´ta bir motorcunun, gemicinin şapkasını giydiriyorlar. Aramızdaki fark bu? diye konuştu.
?BİR BÖLEN DEĞİLİZ?
Neden ?bir bölen? olmadıklarını açıklayan Türker, ?Bir partinin oyları arttığı zaman milletvekili sayısı artıyor ama oy kullanmayan tarafsızlar arttığı zaman oy oranı en yüksek olan parti, büyük sayılar kanununa göre beleş milletvekili sahibi oluyor, hiç yorulmadan. Şimdi biz o beleşliğe alışmışların işini, düzenini bozmak istiyorsak, yeni parti olarak, bir grup olarak parlamentoda yer almalıyız. Bizim oylarımız, solda tek parti olsun diye bizi yok etmeye çalışanların düşündüğü gibi, eklendiği zaman CHP´nin milletvekili sayısı artmıyor, AKP´nin milletvekili sayısı artıyor? dedi. Kendi milletvekili sayıları arttığı zaman ise, parlamentoda AKP dışındaki her parti ile koalisyon kuracaklarını belirten Türker, ?İstenen AKP´yi götürmek değil mi? Biz seçilelim, gelin koalisyon kuralım. Demek ki biz bir bölen değil, bir ekleyeniz. İktidar partisine giden beleş milletvekillerini paçasından tutup, bizim paçamıza doğru götüren bir partiyiz? diye konuştu.
CHP´YE DERSİM DOSYASI İLE YÜKLENDİ
Türker, salondaki milletvekili adaylarına seslenerek, ?Size ´bölüyorsunuz oyları´ diyenlere; ´alın seçim bildirgenizi okuyun, siz Dersim dosyasıyla Atatürk´ü yargılayacaksınız´ deyin. Mazlumların önderi olduğu Atatürk´ü yok etmek isteyen çok uluslararası lider var, ülkemizde de yok etmek isteyenler var; kimileri irtica nedeniyle, kimileri bölme nedeniyle. Ama Atatürk´ün kurduğu partinin bunu seçim bildirgesine koymasını anlamak mümkün değil. Onun Atatürk´ün adını ağzına almak yerine, seçimde 30 yıldır söylemediklerini bırakmadıkları liderimize sarılmakla gidermeye çalışıyorlar? dedi.
OKUDUKÇA TÜYLERİM DİKEN DİKEN OLUYOR, AĞLAYASIM GELİYOR
Türker, CHP Ankara 2. Bölge Milletvekili Adayı Sinan Aygün´ün, geçmişte Ecevit için ?işgöremez? raporu verilmesini istemesini de değinerek, ?Ecevit´e şimdi ana muhalefet partisi de sahip çıkıyor, daha 9 yıl evvel Ecevit´i, Kemal Derviş´in başlattığı operasyonla düşürmeye çalışanların şu anda seçilecek yerde aday yapan biz miyiz? Ecevit için ´çalışamaz´ kararını almaya giden Sinan Aygün´ü Ankara´nın 2. bölgesinde aday gösteriyor. Sen Ecevit´i seviyorsan, Ecevit´in kemiklerini sızlattığının farkında mısın? CHP liderini Anakara 2. bölgesinde, Ankaralıların gömmesi gerekir. Neden? Şimdi sahip çıkmaya çalıştıkları Ecevit´in ´işgöremez´ diye. İnsan o dava dilekçesini yazmaya utanır? dedi.
Türker, ?O dava dilekçesi çoğaltılacak, Türkiye´nin her yerine yollanacak. Ve Ankara 2. bölgesinin liste başındaki Genel Başkan Yardımcımıza görev verdim; ´ayrılma Ankara´dan 2. bölgede Sinan Aygün´ü sandığa göm´ dedim.
Dava dilekçesinin örneğini salona gösteren Türker, ?Okudukça tüylerim diken diken oluyor. Ağlayasım geliyor. O gün yanı başında olduğumuz Ecevit´e neler yazılmış, şimdi bu zatı CHP parlamentoya taşımak istiyor. Bunları niye söylüyorum, döneceksiniz bölgenize, propaganda yapacaklar; ´aman ha bölmeyin´ diye. ´Hadi canım sende, Ecevit´in kemiklerini sızlatan adamı meclise mi taşıyacağız´ diye söyleyin. Hiç merak etmesinler Ecevit´e uzanacak dili biz kesmesini biliriz? diye konuştu. ( Milliyet)
(02 Mayıs 2011, 11:50)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Aygün: Ecevit Başbakanlık yapamaz
ECEVİT´İN ´İŞ GÖREMEZ´ RAPORU İLE BAŞBAKANLIKTAN DÜŞÜRÜLME GİRİŞİMİ MANŞETLERİMİZ