İkinci ´Ergenekon´ davası sanıklarından eski Özel Harekat Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin, ´bunama-demans´ olduğunu iddia ettiği hastalığının cezai ehliyetini etkileyip etkilemediği konusunda rapor alınması amacıyla Adli Tıp Kurumuna sevk edildi. Bir süre Adli Tıp´ta kalacak olan Şahin´e çeşitli testler uygulanarak gözlem yapılacağı bildiriliyor.
İbrahim Şahin Adli Tıp´ta: Bunama var mı yok mu?
İkinci ´Ergenekon´ davası sanıklarından eski Özel Harekat Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin, ´bunama-demans´ olduğunu iddia ettiği hastalığının cezai ehliyetini etkileyip etkilemediği konusunda rapor alınması amacıyla Adli Tıp Kurumuna sevk edildi. Bir süre Adli Tıp´ta kalacak olan Şahin´e çeşitli testler uygulanarak gözlem yapılacağı bildiriliyor.
Tutuklu bulunduğu Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi´nden cezaevi ring aracıyla Adli Tıp Kurumuna getirilen İbrahim Şahin´in, hakkındaki raporun hazırlanabilmesi amacıyla bir süre bu kurumda kalacağı öğrenildi. İkinci ´Ergenekon´ davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Şahin´e ait evrakın gönderilerek sanığın Adli Tıp Kurumu Gözlem İhtisas Kurulu´na sevk edilmesine ve hastalığının TCK´nın 32. maddesi kapsamında cezai ehliyetini etkileyip etkilemediği hususunda rapor alınmasına karar vermişti. ( AA)
Şahin Ergenekon´un en önemli ve aktif sanıklarından birisi
Bir ay kadar önce Aralık 2010´da kabul edilen son Ergenekon iddianamesi, ´Sivas´ta Ermeni lidere suikast girişimi´ hakkındaydı ve Şahin suikast grubunun lideri olmakla suçlanıyordu. Şahin aynı teşhisle yıllar önce ´bunamıştır´ raporu aldığını, eski Cumhurbaşkanı Necdet Sezer´in kendisini affederek Susurluk davasından yatmakta olduğu cezaevinden çıkardığını, bu raporun halen geçerli olduğunu iddia etmiş ve Ergenekon davasında tahliyesini istemişti. Ancak mahkeme, ortaya çıkan şüpheler ile bunamış bir insanın gösteremeyeceği bulgular ve ayrıca önceki rapor hakkındaki şüpheler nedeniyle Şahin´in tekrar Adli Tıp´ta kontrolünü istemişti. Şahin hakkında çok çarpıcı bir gelişme daha olmuştu. Adli Tıp 4. İhtisas Dairesi, başka bir tutuklu sanığa ait dosyayı inceleyerek Ergenekon sanığı İbrahim Şahin´e ´cezai sorumluluğu tam değil´ raporu vermiş, ancak bu yanlış, Ergenekon davasına bakan mahkeme heyetinin dikkati sayesinde ortaya çıkmıştı.
Şahin bunadığını ileri sürerek tahliye istiyordu
Özel Harekatçı İbrahim Şahin, Ergenekon davasının ilk duruşmalarında avukatları vasıtasıyla, yıllar önceki bunama raporunu hatırlatarak tahliye talebinde bulunmuş ancak mahkeme bu talepleri reddetmişti. Duruşmalardan birinde söz alan Şahin, bunamış durumda olduğunu, eski Cumhurbaşkanı Necdet Sezer´in bile bu rapora istinaden Susurluk davası hapis cezasından kendisini affettiğini vurgulayarak Ergenekon davasına bakan mahkemenin bu rapora güvenmemesini eleştirmişti. İbrahim Şahin´in evinde suikast planları ve çok sayıda silahlar ele geçirildi. Polis aramalarındaki çok ilginç bir ayrıntı da Şahin´in evindeki arama sırasında oturduğu koltuktan saatlerce kalkmamasından şüphelenen polisin koltukta yaptığı aramada gizli bir bölmede glock silah bulması olmuştu. İbrahim Şahin´in adı son olarak da geçtiğimiz haftalarda Ergenekon davasına bakan mahkemece kabul edilen, Sivas´ta Ermeni cemaat lideri Minas Durmazgüler´e suikast girişimi iddianamesinde de geçmişti. İddianamede, Durmazgüler´e suikast girişimine katılmakla suçlanan kişilerin İbrahim Şahin´in ekibinde yer aldığı belirtiliyor. Ergenekon soruşturmasında gözaltına alınan eski Özel Harekat Dairesi Başkanı İbrahim Şahin´in evinde bulunan bir kroki üzerine Ankara Gölbaşı´ndaki bir arazide başlatılan kazıda bulunan poşet içerisinde çok sayıda silah, mühimmat, uzi mermileri, bomba ve lav silahı çıkmıştı.
RAPOR ÇIKTI: CEZAİ SORUMLULUĞU TAM YOK
18 Mart 2011 - Adli Tıp Kurumu Başkanlığı, eski Özel Harekat Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin´in cezai sorumluluğunun tam olmadığı yönünde üçüncü kez rapor düzenledi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin, Şahin´in mevcut hastalığının suç tarihinde ve halen TCK´nın 32. maddesi kapsamında cezai ehliyetini etkileyip etkilemediğine ilişkin Adli Tıp Kurumu Gözlem İhtisas Dairesince 4 Şubat´ta düzenlenen raporda, hakkında daha önce çeşitli hastanelerden alınan raporlara yer verildi. Şahin´in 24 Ocak-4 Şubat tarihleri arasında muayene edildiği belirtilen raporda, nöropsikolojik değerlendirme sonucunda Şahin´in kişisel bilgilerinin tam, genel ve güncel bilgilerinin yetersiz olduğu, çevreye ilgisi azaldığından zaman yönetimini yapamadığı, sadece mevsimi söyleyebildiği, basit dikkat ve dikkati sürdürmesinin bozuk olduğu, sözel akıcılığının azaldığı, görsel dikkat ve görsel belliğin bozuk olduğu, adlandırmada güçlük çektiği, bellek performansının bozuk olduğu kaydedildi.
Raporda, kişilik testi uygulamasında ise az sayıda elde edilen cevaplarda yoğun savunma mekanizmaları kullandığı, dış dünyaya karşı merakı azaldığı, sosyal uyumu bozuk, insanlarla ilişkilerinin zayıf olduğu, yoğun anksiyete içeren tepkiler verdiği kaydedildi. Raporda tartışma konusu olarak geçen bölümde ise Gözlem İhtisas Dairesinde yattığı sürede Şahin´in yapılan psikiyatrik muayenesinde uyku bozukluğu, vertigo, küçük bir uyarı ile saldırganlık, anksiyete, sosyal uyumsuzluğun devam ettiği ifade edilerek, bu bulguların ise Şahin´in daha önce geçirdiği kafa travması sonucu meydana geldiği ve halen devam ettiği vurgulandı. Muayene sonucunda konulan postkontüzyonel sendromun, kişide sosyal işlevsellikte önemli düzeyde bozulmaya yol açtığı ifade edilen raporda, Şahin´in yapılan muayene, müşahedesi, tetkikleri ve adli dosyasının incelenmesi sonucunda, kendisinin ceza ehliyetini azaltacak mahiyet ve derecede olan organik kişilik bozukluğu denilen akıl hastalığının olduğu belirtildi. Raporda, Şahin´in mezkur suçuna bu hastalığının rol oynadığı, bu duruma göre sanığın 7 Ocak 2009´da yargılandığı suçlara karşı ceza ehliyetinin tam olmadığı kaydedildi.
Muhalif 2 uzman: Cezai sorumluluğu hiç yok
Adli Tıp Kurumu Başkanı Doç. Dr. Haluk İnce´nin yanı sıra ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı 7 doktorun imzasının bulunduğu raporda, doktorlardan 2´si ise muhalif görüş bildirdi. Doç. Dr. Hüsnü Erkmen ve Dr. Nihat Alpay, Ceza ehliyetini ortadan kaldıracak mahiyet ve derecede olan postkontüzyonel sendrom denilen akıl hastalığı tespit edilmiş bulunduğu, bu haliyle Şahin´in ceza sorumluluğunun olmadığını belirterek, muhalif kaldıklarını kaydettiler. Şahin´in 24 Şubat 2010´da Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesinde yapılan muayenesinin ardından düzenlenen raporda ise cezai sorumluluğu tam olmadığına oybirliği ile karar verildiği belirtilmişti. Mahkemenin talebi üzerine, Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu tarafından Eylül 2010´da gönderilen yeni raporda ise Şahin´in Kadıköy 5. Sulh Ceza Mahkemesinde ruhsatsız telsiz bulundurmak suçundan yargılandığı dosyaya göre değerlendirme yapılmış, cezai sorumluluğunun tam olmadığı görüşünün oy çokluğuyla alındığı dile getirilmişti. Gözlem ve İhtisas Dairesinde görevli Ruh Sağlığı ve İç Hastalıkları uzmanı Prof. Dr. İbrahim Balcıoğlu, Şahin´in postkontüzyonel sendrom denilen akıl hastalığı bulunduğunu belirterek, ceza sorumluluğunun olmadığı gerekçesiyle karara muhalif kalmıştı. ( AA)
(24 Ocak 2011), son güncel.: (18 Mart 2011)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Mahkeme dikkatli çıkınca, Ergenekon Şahin´i kurtaramadı
İbrahim Şahin´e Adli Tıp´ta şüpheli raporlar verilmesi manşetlerimiz
Adli Tıp´taki Kontrgerillacılar
Sağlıkta kontrgerilla örgütlenmesi
Ergenekon davasını engelleme girişimleri
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde ara