Adalet Bakanı Sadullah Ergin kamuoyu vicdanını yaralayan tahliyelerle ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı. Tüm bunların engellenebileceğine dikkat çeken Ergin, ´Yargıtay Başkanı, ´Biz UYAP üzerindeki sıraya göre dosyaya bakarız´ diyor ama 6. Ceza Dairesi, ´Biz bu süreci öngördük, 1 yıl öncesinde dosyaları taradık. 3 ay öncesinde bunları görüşmeye başladık, başka işe bakmadık. Bizim dairemizde tahliye yoktur.´ diyor. Aynı Yargıtay içerisinde farklı dairelerin uygulamalarıdır. Bu süreç 2004´ten buyana göz göre göre gelen bir süreç. 6 yıl öncesinden bu engellenebilirdi. 6. Ceza Dairesi başkanı ve üyelerinin gösterdiği hassasiyet bir miktar gösterilebilseydi bunlar oluşmayacaktı. Bu kadar toplumun vicdanı kanatılmayacaktı.´ şeklinde konuştu.
´6. Ceza gibi hassas olsalar bu tahliyeler yaşanmazdı´
Adalet Bakanı Sadullah Ergin kamuoyu vicdanını yaralayan tahliyelerle ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı. Tüm bunların engellenebileceğine dikkat çeken Ergin, ´Yargıtay Başkanı, ´Biz UYAP üzerindeki sıraya göre dosyaya bakarız´ diyor ama 6. Ceza Dairesi, ´Biz bu süreci öngördük, 1 yıl öncesinde dosyaları taradık. 3 ay öncesinde bunları görüşmeye başladık, başka işe bakmadık. Bizim dairemizde tahliye yoktur.´ diyor. Aynı Yargıtay içerisinde farklı dairelerin uygulamalarıdır. Bu süreç 2004´ten buyana göz göre göre gelen bir süreç. 6 yıl öncesinden bu engellenebilirdi. 6. Ceza Dairesi başkanı ve üyelerinin gösterdiği hassasiyet bir miktar gösterilebilseydi bunlar oluşmayacaktı. Bu kadar toplumun vicdanı kanatılmayacaktı.´ şeklinde konuştu.
Bakan Ergin, CnnTürk´te canlı yayına katılarak, tahliyelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 3365 hakim savcı kadrosunun boş, niçin bunları doldurmadınız? şeklinde sorular sorulduğunu belirten Ergin, Adalet Bakanlığı´nın hakim, savcı alım sürecinde son 5 yılda 4 kez yürütmeyi durdurma kararı verildi. Biz her defasında hakim savcı alımına çıkmışız, sınavlar yapmışız bu sınavlar Danıştay tarafından yürütmesi durdurulmuş. Anayasa Mahkemesi´ne Adalet Bakanlığı´nın böyle bir sınav yapamayacağına dair dava açmış. Anayasa Mahkemesi ´hayır bu dava doğru değildir. 1934 yılından beri Adalet Bakanlığı hakim savcı adayı alıyor.´ demiştir. Stajdan sonra mesleğe kabullerini gene HSYK yapıyor. Bu çok önemli bir şey. Bakanlık hakim savcı alamıyor. Son 5 yılda açtığımız hakim savcı alımlarının 4 tanesi yürütmeyi durdurmayla engellenmiş, kör topal yürütülmüştür bu işlemler. dedi.
Ergin, bu davaların bir kısmının YARSAV, bir kısmının da sınavı kaybeden adayların açmış olduğu davalar olduğunu söyledi. Danıştay´ın 2006 tarihine kadar mülakatlarla ilgili davalarda ´Adalet Bakanlığı bu sınavı yapar herhangi bir yasaya Anayasa´ya aykırılık söz konusu değildir´ şeklinde içtihatları bulunduğunu aktaran Ergin, Ama 2006 tarihinden sonra bir anda Danıştay yürütmeyi durdurma kararı veriyor. Bu yürütmeyi durdurma bir üst mahkeme tarafından kaldırılıyor. Anayasa Mahkemesi karar veriyor ´Adalet Bakanlığı bu sınavı yapabilir.´ Danıştay yeni bir yürütmeyi durdurma veriyor. ´Mülakatı yapar ama mülakat çok muğlak bunun şartları düzeltilsin.´ Bakanlık peki diyor, mülakatın oranını yüzde 30´a düşürüyoruz. Mülakatta neler sorulacağını kanuna yazıyoruz. Bütün bunları koyduktan sonra YARSAV, ÖSYM´nin yapmış olduğu sınavı dava etti. Bu uygulamanın yasayı aykırı olduğunu gerekçesiyle yürütmeyi durdurmasına kararı verildi. diye konuştu.
6. Ceza Dairesi üyelerinin gösterdiği hassasiyeti diğer daireler de gösterseydi bu tahliyeler olmazdı
Tahliyelerin kamuoyu vicdanını yaraladığını söyleyen Ergin, bunların engellenebileceğini fakat bu sürecin biraz da göz göre göre bu noktaya doğru geldiğine değindi. Tüm bunların engellenebileceğine dikkat çeken Ergin, Bugünkü yayınlara bakarsanız, Yargıtay Başkanı, ´Biz UYAP üzerindeki sıraya göre dosyaya bakarız´ diyor ama bir başka yayına bakıldığında 6. Ceza Dairesi, ´Biz bu süreci öngördük, 1 yıl öncesinde dosyaları taradık. 3 ay öncesinde bunları görüşmeye başladık, başka işe bakmadık. Bizim dairemizde tahliye yoktur.´ diyor. Aynı Yargıtay içerisinde farklı dairelerin uygulamalarıdır. Bu süreç 2004´ten buyana göz göre göre gelen bir süreç. 6 yıl öncesinden bu engellenebilirdi. Geç kalınmış değil, tamamı sonuçlanmış değil, bunları önleyici çalışmalar ortaya konulabilir. Bundan sonra zararın neresinden dönülürse kardır. 6. Ceza Dairesi başkanı ve üyelerinin gösterdiği hassasiyet bir miktar gösterilebilseydi bunlar oluşmayacaktı. Bu kadar toplumun vicdanı kanatılmayacaktı. şeklinde konuştu. ( Cihan)
İşte Yargıtay´daki Daire Farkları
Yargıtay´daki daireler 102. maddeyi dayanak göstererek suçluları bir bir salıverirken; 6. Ceza Dairesi bir tek suçluyu bile bırakmadı. İşte Yargıtay´daki daire farkı... Yargıtay´da aralarında cinayet, uyuşturucu kaçakçıları, Hizbullah´ın beyin takımı serbest kalırken gasp ve hırsızlık suçlarına bakan 6. Ceza Dairesi tutuklu dosyaları 3 ay önceden incelediği için CMK´nın 102. maddesi kapsamında tek bir tahliye yapmadı. Ceza Muhakemesi Kanunu´nun (CMK) tutukluluk sürelerini sınırlayan 102. maddesinin yürürlüğe girmesinin ardından başlayan tahliyeler tartışma yaratırken Yargıtay 6. Ceza Dairesi´nin örnek bir uygulama yaparak tutuklu sanıkların dosyalarını 3 ay önce incelemeye başladığı ortaya çıktı. Daire böylece bin 500 dosyadaki 3 bin tutuklu sanıkla ilgili temyiz incelemesini 102. maddenin yürürlüğe girdiği 31 Aralık tarihine kadar tamamladığı için bu maddeden tahliye edilen sanık olmadı.
Daire hangi suçlara bakıyor?
6. Ceza Dairesi hırsızlık suçları, kapkaç, yankesicilik, bir örgütün faaliyeti çerçevesinde hırsızlık, gasp (yağma) suçları, suç örgütlerinin oluşturduğu korkutucu güçten yararlanarak gasp, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi, bir suçun işlenmesiyle elde edilen eşyayı satın almak suçlarının temyiz incelemesini yapıyor. Daire´nin önünde, 2009 yılından devreden 58 bin 895 dosyanın yanı sıra 2010 içinde gelen 32 bin 90 dosyayla birlikte 90 bini aşkın dosya vardı. Daire, 2010 yılı içinde bu dosyaların 21 bin 304´ü hakkında karar verdi. Daire bu iş yükü arasında CMK´nın tutukluluk sürelerini sınırlayan maddenin 31 Aralık´ta yürürlüğe gireceğini öngörerek çok önemli bir çalışma sistemine imza attı. Daire Başkanı Celal Altunkaynak, 3 ay önce tutuklu dosyalarını öne alarak görüşülmesi talimatını verdi. Böylece son 3 ayda yaklaşık bin 500 tutuklu dosyası öne alındı ve dosyalar esastan görüşülerek temyiz incelemesi yapıldı. Bu süreçte daire başka dosya ele almadı. Bu incemeler sonunda kimi dosyalarda onama, kimilerinde bozma kararı verildi. Böylece cezası onanan çete, hırsızlık ve gasp sanıklarının CMK´nın 102. maddesinde öngörülen tahliyeden yararlanmaları önlenmiş oldu. Daire, bazı dosyalarda tutuklu sanıklara verilen mahkumiyet kararlarını da bozdu. Böylece tutuklu sanıkların uzun yargılamadan kaynaklanabilecek mağduriyetlerini de gidermiş oldu. Daire´nin bu şekilde yaklaşık 3 bin tutuklu sanıkla ilgili tahliyeyi veya mağduriyetleri önleyecek kararlar verdiği belirtildi.
Diğer Daireler ne yaptı?
6. Ceza Dairesi´nin tutuklu dosyaları öne alarak bir yandan temyiz sonunda suçlu bulunan sanıkların tahliyesini önlemesi bir yandan da cezaları bozulan sanıkların mağduriyetini gidermesi yoluna gitmesine rağmen Yargıtay´ın diğer daireleri bu yola gitmedi. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 26 Ekim´den bu yana önünde olan Hizbullah ana Davası´nda tebligat sorununu gerekçe göstererek Ocak ayında duruşma tarihi verdi. Bu yüzden 188 cinayetten sorumlu tutulan Hizbullah´ın 10 yöneticisi CMK´daki tutukluluk süreleri nedeniyle tahliye edildi. Daire ayrıca PKK ve diğer örgüt davalarından yargılanan 16 sanığı da tahliye etti. Cinayet ve yaralama suçlarına bakan Yargıtay 1. Ceza Dairesi de tutuklu 3 bin dosyayı öne alarak incelemediği için CMK´nın ilgili maddesinin yürürlüğe girmesinden sonra her gün ortalama 50 sanığın tahliyesine karar veriyor. Uyuşturucu satıcılarının davalarına bakan 10. Ceza Dairesi de şimdiye kadar yaklaşık 20 sanığı tahliye etti. ( Vatan)
Gerçeker´in yanıt veremediği soru
Son günlerde kamuoyunda rahatsızlık yaratan tahliyelerle ilgili Yargıtay Başkanı Gerçeker bir açıklama yaptı. Gerçeker, iş yükü çok dedi ama o soruya yanıt veremedi. Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, kamuoyunda ciddi rahatsızlık yaratan son tahliyelerle ilgili bugün bir basın toplantısı düzenledi. Gerçeker yaptığı açıklamada Yargıtay´a yönelik eleştirilerin haksız olduğunu, ilgili dairelerde çalışan tetkik hakimlerin özveri ile çalıştığını söyledi. Sorunun çözümü için de İstinaf Mahkemelerinin bir an önce faaliyet geçmesi ve yeni dairelerin kurulmasını öneren Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, kamuoyunun merakla beklediği sorulara tatmin edici yanıtlar veremedi.
6. Daire bir tek tahliye bile vermedi, demek ki oluyormuş, peki ya diğerleri?..
Öncelikle durumu kısaca özetleyelim. 2004 yılında AB uyum yasaları çerçevesinde tutukluluk sürelerini düzenleyen CMK 102. maddede değişiklik yapıldı. Bu değişiklik 2005 yılında yürürlüğe girdi. Yargıtay da bu dosyaların 2010´a kadar neticelendirilmesi konusunda uyarıldı. (AKP´li Bekir Bozdağ´ın açıklaması bu yönde) Ancak aradan geçen 5 yıl gibi bir süre içinde sayıları 953 olan bu dosyalara bakıl(a)madı. Peki bakan Yargıtay dairesi yok mu? Var tabi... Bugün Vatan Gazetesi´nde Kemal Göktaş imzası ile çıkan haberde, Yargıtay´da aralarında cinayet, uyuşturucu kaçakçıları, Hizbullah´ın beyin takımı serbest kalırken gasp ve hırsızlık suçlarına bakan 6. Ceza Dairesi tutuklu dosyaları 3 ay önceden incelediği için CMK´nın 102. maddesi kapsamında tek bir tahliye yapmadığı belirtiliyordu. Yani 6. Ceza Dairesi, 2010´da zaman aşımı nedeniyle tahliye edilecek isimlerin dosyalarını 3 ay önceden tespit etmiş ve o dosyaların sanıkları tahliye edilmemiş. Hasan Gerçeker´e bu soru bugün soruldu. Gerçeker, her dosyanın içeriği farklıdır diyerek bu soruyu geçiştirdi.
Gerçeker´den gerçekçi olmayan savunma
Gerçeker´in cevap veremediği, daha doğrusu verdiğini sandığı sorulardan birisi; 2005-2010 yılına kadar, zaman aşımı nedeniyle ilgili dosyalara neden 5 yıl boyunca bakılmadığı sorusuydu. Gerçeker bu soruya da Deniyor ki Bu dosyaların önlemi neden alınmadı. Bu iddia doğru değil. ben de ceza dairesinde görev yaptım. Bütün arkadaşlar tutuklu dosyaları gelir gelmez gerekeni yaptı. Her dosyanın inceleme prosedürü vardır. Her dosya aynı şekilde incelenmez. Tebligatların davaların taraflarına ulaşması gerekiyor. şeklinde yanıt verdi.
Cihaner´de jet diğerlerinde kağnı
Ve gelelim asıl soruya. Yargıtay Başkanı bu soruyu öyle bir geçiştirdi ki... İlhan Cihaner, Osman Kaçmaz ve Mehmet Haberal davaları Yargıtay tarafından hemen karara bağlandı. Bu dosyalarda herhangi bir gecikme sözkonusu bile olmadı. Hatta İlhan Cihaner´in tahliye kararı fotokopi üzerinden verildi. Dosyanın aslı bile beklenmedi. İşte Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker´e bu soruda soruldu. Bazı dosyalar Hizbullahçıların, PKK´lıların dosyaları 5 senedir beklerken, neden bu dosyalar hiç bekletilmeden Yargıtay tarafından görüşüldü? Hasan Gerçeker bu soruya bakın nasıl yanıt verdi: Dosyaları kıyaslamak doğru değil. Dosyanın niteliğine göre bu durumlar değişebilir. Ortaya çıkmış somut bir gecikme durumu yok. Önceliği verilmesi gereken dosyalara öncelik verilmiştir. ( Aktifhaber)
(07 Ocak 2011, 14:35)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
10 yıllık tutukluluk süresi tartışmalarıyla ilgili manşetlerimiz