2011 Ergenekon tutukluları için çok kötü başladı. Ergenekon sanıklarından tutukluluk süreleri 4 yılı dolduracak olanlar, yeni düzenlemeye göre tahliye edilmeyi bekliyordu. Ancak anayasal suçlarda tutukluluk süresinin 10 yıla çıkarılabilmesine Yargıtay da onay verince bu hesap tutmadı. Davaları yargıtayda onay bekleyen ve 10 yıllık tutukluluk süresini tamamlamış Hizbullah, PKK gibi terör örgütü tutukluları grup grup tahliye edilirken, tahliye edilmeyi bekleyen Ergenekon tutuklularının 6 sene daha cezaevinde kalabileceklerinin ortaya çıkması bu çevrelerde tam anlamıyla şok etkisi yaptı. Hizbullah ve PKK tutuklularının serbest bırakılmasını eleştiren bu çevreler, Ergenekon tutuklularının ise derhal tahliye edilmesini talep ediyorlar. Oysa durum çok farklı. Yeni Akit gazetesi yazarı Hasan Karakaya bu çelişkiye dikkat çektiği köşe yazısında, çarpıcı örnekler vererek Ergenekon medyasını çifte standart uygulamakla suçluyor.
06.01.2011 13:36 Hasan Karakaya (Yeni Akit): Selek´i Melek, Doğan´ı Serçe yaptılar!.. Son günlerde, bunun ?yansıma?larını çok daha sık görüyoruz... Mesela, ?tahliye? olaylarında, herkes ?durduğu yer?e göre görüş beyan ediyor!.. Tahliyelere ?hukuk penceresi?nden bakanlar, tahliyeleri ?gayet normal? bulurken, ?Ergenekon penceresi?nden bakanlar, ?tahliyelere ateş püskürüyor!? Mesela, kartel medyası, mesela CHP Genel Başkanı Bay Kemal Kılıçdaroğlu, diyorlar ki; ?CMK´nın tutukluluk sürelerini yeniden düzenleyen 102. Madde gereği yapılan tahliyeler, kamuoyunda, tartışılıyor... Kamuoyu vicdanını rahatsız eden tahliyeler bunlar... Tutuksuz, içerde olup hala yargının karşısına çıkmayan, aylardır, yıllardır yargının karşısına çıkmayanlar var iken, öbür taraftan yine davaların sonuçlanmaması, üstelik ölümle, cinayetle suçlanan pek çok davada da kişilerin serbest bırakılması kamu vicdanını rahatsız ediyor.? Bay Kılıçdaroğlu, ve ?kartel medyası?nın kastettikleri, ?PKK ve Hizbullah sanıklarının tahliyesi?dir!.. Demek istedikleri ise şudur: ?Hizbullah sanıkları tahliye edilirken, Ergenekoncular niye tahliye edilmiyor??
2004´te yasa çıktığında Ergenekon mu vardı?
Oysa, Yargıtay 9. Ceza Dairesi bir karar almış, o kararda demiş ki; ?Örgütlü suçlarda tutukluluk süresi 10 yılı geçemez.? Yargıtay 1. Ceza Dairesi de bir karar alıp, demiş ki; ?Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde, tutukluluk süresi en çok 2 yıldır. Bu süre, zorunlu hallerde, gerekçesi gösterilerek toplam 3 yıl uzatılabilir.? Yani, süre ?en fazla 5 yıl?dır!.. O halde, tartışılan ne?.. Öncelikle, şunu belirtelim: Yargıtay´ın verdiği bu karar, ?1 Ocak 2011 günü yürürlüğe giren yasa?ya açıklık getirmek içindir... Çünkü, o gün yürürlüğe giren yasadan ?Ergenekon sanıkları?nın yararlanıp yararlanamayacakları tartışılıyordu. Yargıtay da, bu tartışmalar üzerine ?son nokta?yı koyup, dedi ki; ?Örgütlü suçlarda tutukluluk süresi en fazla 10 yıl, bireysel suçlarda en fazla 5 yıl olabilir... Bu süreyi dolduranlar tahliye edilmelidir!? Tahliyeler, bu karar üzerine başladı. Tabii, tartışmalar da!.. Bremen Mızıkacıları, hep bir ağızdan ve en yüksek perdeden bağırmaya başladı: ?PKK ve Hizbullah sanıkları tahliye edilirken, Ergenekon sanıkları niye içeride tutuluyor?? Bunlara sormak lazım; ?CMK´nın 102. maddesi ne zaman düzenlendi?.. Bu yasa, 6 yıl önce, yani 2004´te çıktığında, ortada Ergenekon mu vardı??
Hizbullah terörist, Ergenekon melek!
Şunu da sormak lazım; ?Sizler, nasıl çifte standartlı insanlarsınız ki; bir yanda tutukluluk sürelerinin uzunluğundan yakınıyorsunuz, bir yandan da 10 yıldır tutuklu bulunan insanların tahliye edilmelerine karşı çıkıyorsunuz?? Bu ne perhiz, bu ne turşu?.. Hem, ?Ergenekon sanıkları hala içeride? diyorsunuz, hem de ?10 yıldır içeride? olan insanların tahliye edilmesine karşı çıkıyorsunuz?!.. Bir ?çifte standart? değil mi bu?.. Bu, ?ikiyüzlülük? değil mi?.. Nerede kaldı Anayasa´nın 10. maddesi?.. Nerede kaldı, ?Yasalar önünde herkes eşittir, kimseye imtiyaz tanınamaz? cümlesi?.. Hem ?hukuka saygı? diye bir yerlerinizi yırtıyorsunuz, hem de ?hukuka tecavüz edilsin? istiyorsunuz!.. Siz, nesiniz Allah aşkına?.. Siz ne biçim ?mahluk?larsınız ki; Hizbullah´ı ?öcü? gibi gösterip, Ergenekon sanıklarını neredeyse ?melek? ilan ediyorsunuz! Adamlar ?tahliye? edildiler diye ?beraat? etmediler ki!.. Hala ?sanık?lar!.. Ergenekoncular da, ?tutuklu? diye, ?suçlu? demek değil ki!.. Onlar da ?sanık!? Sizin yaptığınız; ?Sanığa göre? ahkam esmek!.. Sizin gözünüzde, ?PKK veya Hizbullah sanıkları? birer ?katil?dir, ?canavar?dır ama ?Ergenekon sanıkları birer melek?tir!.. Sanki o ?darbe planları?nı Ergenekon sanıkları değil de, babam yaptı!.. Sanki o ?faili meçhul?leri ve ?asit kuyuları?nı Ergenekoncular değil de, ben yaptım!
Pınar Selek mi Melek?
?Hizbullah kelek, Ergenekon melek? öyle mi?.. Gerçi, ben kime laf anlatmaya çalışıyorum ki?.. Bu ?kartel medyası? değil miydi; 1998´de Mısır Çarşısı´na ?bomba? koyup ?7 kişinin ölmesi?ne ve ?127 kişinin yaralanması?na yol açan Pınar Selek adlı kadını masum bir ?melek? diye kakalayan?.. Yargı, ?kesin hüküm? verip; ?Bombayı Pınar Selek koydu? derken; ?Hayır; Pınar Selek bir melek? diyen bu medya değil miydi?.. Sorarlar adama; Pınar Selek, madem ?suçsuz?dur, madem ?melek?tir, o halde niye kaçtı yurt dışına?.. Niye ?adil yargılama?yı kabul etmedi?. Yargıya göre, Pınar Selek; bir ?sosyolog? değil, ?psikopat bir katil?dir, azılı bir ?terörist?tir!.. Eğer ?yargı kararları?nı tartışacaksak, buyrun tartışalım... Ne yani yargı; PKK veya Hizbullah konusunda ?doğru? karar verdiyse, Pınar Selek veya Ergenekon konusunda ?yanlış? karar mı vermiştir?.. Ya da, tam tersi!. Bırakın artık, şu çifte standardı!.. Bırakın artık; ?Benim teröristim bir melektir? demeyi!.. Bırakın da, ?kimin ne olduğuna? yargı karar versin!.. Hem ?yargıya saygı?dan dem vuracaksınız, hem de ?işinize gelmeyen kararlar?da yargıya yükleneceksiniz!.. Nerede bu yoğurdun bolluğu?.. Dürüst olun, dürüst!.. Vazgeçin ?önyargı?larınızdan!.. Sizin ?melek?(!)lerinizin nasıl birer ?şeytan? olduğunu gayet iyi biliriz biz!.. Bir kadın; çarşıya ?bomba? koyacak, ?7 kişinin ölmesine, 127 kişinin yaralanmasına? yolaçacak ve siz gözlerini kan bürümüş böyle bir teröriste ?melek? diyeceksiniz, öyle mi?.. Yemezler!..
Doğan oldu Serçe!
Sizlerin, nasıl ?alicengiz oyunları? oynadığınızı, nasıl ?psikolojik savaş taktiği? uyguladığınızı da gayet iyi biliriz biz!.. Sizler değil misiniz; ?Camileri bombalamayı, gazetecileri tutuklamayı, Ege üzerinde savaş uçağımızı düşürmeyi? ve sonrasında ?Hükümet´i yıkmayı? planladığı iddiasıyla yargılanan Balyoz sanığı Çetin Doğan´ı, bir ?serçe? gibi masum göstermeye çalışan?. Ohh, ne ala memleket... Katil Selek, bir ?melek!? Doğan da bir ?serçe!? Suyundan da koy!.. Sizler değil misiniz; Çetin Doğan´ın kızı Pınar Doğan ve Yahudi damadı Dani Rodrik´e sayfalarınızı ve ekranlarınızı açıp da, ?yürüyen bir dava? için ahkam kestirten?.. Sizler değil misiniz; Pınar Doğan ve Dani Rodrik´e kucak açmanın, ?Yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçu? olduğunu bile bile; onların, ?Balyoz Davası imal edilmiş belgelerle yürütülüyor? demelerine fırsat veren?.. Hani ?yargı bağımsız?dı, hani ?herkes yargıya saygı göstermeli? ve hani, hiç kimse ?yargıyı etkilemeye teşebbüs etmemeli?ydi?.. Peki, sizin şu yaptığınız nedir?.. ?Çetin Doğan´ın kızı?nı ve ?Yahudi damadı?nı manşetlerinize ve ekranlarınıza çıkarıp, ?belgelerin imalat ürünü? olduğuna dair ahkam kestirmeniz, ?yargılamayı etkilemeye teşebbüs? ve ?yargıya yargısız infaz? değil midir?.. Sizler de gayet iyi biliyorsunuz ki; İddianamedeki belgelerin hiçbiri ?imal edilmiş? değildir... Hepsi ?gerçek?tir!.. Ki, bu belgelerin ?gerçek?liği, hem ?TÜBİTAK? hem emniyet ve hem de ?bilirkişi raporları? ile tescil edilmiş, ?Balyoz CD´leri?nde işlem yapan isimlerin ?el ürünü? işlemleri ne zaman yaptıkları tek tek ortaya konulmuştur!.. Buna rağmen, Çetin Doğan´ın ?suçlu? olduğunu iddia ediyor değiliz... Ama o, bir ?sanık?tır!.. ?Suçlu? olup olmadığına elbette ?mahkeme? karar verecektir!.. Ama, Pınar Selek´i masum bir ?melek? olarak, Çetin Doğan´ı da ?serçe? olarak gören kartel; ?medya mahkemesi?ni çoktan kurmuş ve ?karar?ını çoktan vermiş olmalı ki; ?Balyoz? konusunda ?hipnoz? yapıp, halkı aldatıyor!.. Hem de, her zaman ve sürekli yaptığı gibi!.. En başta dedik ya; Kim, ?nerede? duruyorsa, hangi ?fikir ve ideoloji?ye sahipse, olaylara da ?o pencere?den bakar!.. Dolayısıyla, ?Ergenekon avukatları?ndan; kalkıp da ?tahliye?lere ?olumlu? bakmaları beklenemez!.. Öyle ya; ?Benim teröristim iyidir!? Ötekiler tu kaka!.. Ben, severim böyle ?kafa?yı!.. (Hasan Karakaya / Yeni Akit)
PINAR SELEK´E ŞOK: AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET!
25.01.2013 MISIR Çarşısı´nda 7 kişinin ölümü, 127 kişinin de yaralanması ile sonuçlanan 1998 yılındaki patlamaya ilişkin 14 yıldır devam eden davada üçüncü kez kararını açıklayan mahkeme heyeti, Yargıtay´ın bozma kararına uyarak Pınar Selek ve Abdülmecit Öztürk hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Ağırlaştırılmış müebbet cezası alan Pınar Selek Hürriyet´e yaptığı özel açıklamada, ?Çok yakınımın ölüm haberini almış gibiyim. Çok üzüntülüyüm? dedi.
Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan Pınar Selek Hürriyet´e özel açıklamalarda bulundu. Selek, Çok yakınımın ölüm haberini almış gibiyim. Çok üzüntülüyüm? dedi. Pınar Selek, Türkiye´de insan hakları maraton koşusu yapıldığını belirterek, ?Ben bu koşuyu sonuna kadar yapacağım? açıklamasında bulundu.
Korkuyu değil, güçlenmeyi öğrendik
Kararı öğrendikten 5 dakika sonra kendisine ulaştığımız Pınar Selek, hala haberin şokunu yaşadığını belirterek şöyle konuştu: ?15 yıl boyunca süren davada 3 beraat kararım var ve ilk kez mahkumiyet kararı alındı. Anlamaya çalışıyorum ama bu mümkün değil. Etrafımda olağanüstü bir dayanışma çemberi var. Henüz Yargıtay süreci var. Hem Türkiye, hem de Fransa´da oluşan dayanışma çemberimle birlikte ben dimdik ayaktayım. Bu dayanışma çevremi ve beni yıldırmaya çalıştılar ama yıldıramadılar. Korkuyu değil, zamanla güçlenmeyi öğrendik. Ben daha çok babamı düşünüyorum. O güçlü bir adamdır ve buna o da direnecektir?.
DURUŞMAYA KATILMADI
İstanbul 12´inci Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen duruşmaya başka bir suçtan tutuklu bulunan sanıklardan Maşallah Yağan katıldı. Strasbourg Üniversitesi´nde doktora eğitimi gören Pınar Selek´in de arasında bulunduğu diğer sanıklar ise duruşmaya katılmadı. Duruşmayı çok sayıda yabancı heyet, CHP Milletvekili Mahmut Tanal, oyuncu Nur Sürer, eski Milletvekili Ufuk Uras ile Selek´in halen doktora öğrencisi olduğu Strasbourg Üniversitesi rektör yardımcısı da izledi. Saat 10.00 başlaması gereken duruşma mahkeme heyetinin davanın hangi salonda görüleceği yönünde karar verememesi üzerine 11.00´de başladı. Mahkeme duruşmayı kendi salonunda yapmak yerine büyük salonda yapmaya karar verdi. Mahkemeye daha önce Pınar Selek hakkında beraat yönünde oy kullanan hâkim Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu başkanlık yaptı. Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu Yargıtay´ın beraati bozma kararına uyan heyette yer almamıştı.
KARAR HUKUKEN YOK
Pınar Selek´in babası ve avukatı Alp Selek kararı şöyle yorumladı: Artık bu mahkemeler sıkı yönetim mahkemelerinden ve DGM´lerden çok daha hukuksuz işler yapmaktan çekinmiyorlar. Bu davada kesinleşmiş bir beraat kararını ortadan kaldırma cesareti, hem de savcı tarafından temyiz olmuş, genel kurula gitmesi gerekirken hAkları olmadan karardan rücu edip ceza verme yoluna gitmişlerdir. Bize göre hukuken yok bir karardır.
KARARDAN DÖNÜLMESİ MAHKEMEYİ TÖHMET ALTINDA BIRAKIR
Sanık avukatlarının, mahkemenin beraate direnme kararından dönülmesine dair kararından vazgeçilmesine ilişkin talebi mahkemece oy birliğiyle reddedildi. Talebin oy birliği ile reddedilmesine sanık avukatları tepki gösterdi. Yargıtay´ın bozma kararının ardından mahkemece verilen direnme kararı ile Selek ve Öztürk hakkında daha önce verilen beraat kararının kesinleştiğini savunan bazı sanık avukatları, ?Mahkeme beraate direnme kararından geri dönemez, dönülmesi halinde mahkeme töhmet altında kalır. Mahkemenin beraat kararında direnmesi sanıklar yönünden usuli olarak kazanılmış bir haktır. Mahkeme bundan dönemez. Siz bu kazanılmış hakkı reddederek fikrinizi de beyan etmiş oluyorsunuz? dedi.
?KARARI VERDİKTEN SONRA SAVUNMA YAPIN DİYORSUNUZ
Pınar Selek´in avukatı Akın Atalay, ?Sayın mahkeme verdiği bu kararla bozmaya uyulması konusunda direndi. Bu, Pınar Selek yönünden ağırlaştırılmış müebbet hapis kararı verdiniz demektir. Siz zaten kararınızı vermişsiniz. Kararı verdikten sonra savunma yapın demek.... afedersiniz ama söyeleyerek kabalaşmak istemiyorum? diye tepki gösterdi.
?BİZ DE MAHKEME DE SON SÖZÜMÜZÜ SÖYLEDİK
Selek´in avukatlarından Bahri Bayram Belen de ?Mahkemenizce beraat kararı verilmiştir. Beraate direnme kararı ile mahkeme Selek ve Öztürk yönünden dosyadan el çekmiştir. Bu yüzden savunma yapmamızı gerektirecek usuli bir süreç ve yargılama aşaması bulunmamaktadır. Esas hakkında savunma yapmamız mümkün değildir. Biz son sözümüzü söylemiştik. Aslında mahkemede Pınar Selek yönünden son sözünü söylemiştir. Bu aşamada ayrıca bir son söz söylemek için imkan yoktur? dedi.
BAŞKAN DİRENDİ ÜYELER CEZA İSTEDİ
Mahkeme üçüncü kararını oy çokluğuyla aldı. Daha önce Pınar Selek´in beraati yönünde karar veren Başkan Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu, aynı kararında direndi ve Pınar Selek´e ceza verilmemesi yönünde oy kullandı. Üye hakimler Mehmet Hamzaçebi ile daha önce beraat kararı veren Mehmet Erdoğan ise Selek´e ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesi yönünde oy kullandı.
YARGITAY´A YENİDEN GİDECEK
Pınar Selek´in 147 yıl sonra ceza aldığı dava dosyası yeniden Yargıtay´a gönderilecek. Kararı bir kez daha Yargıtay 9. Ceza Dairesi inceleyecek. Yargıtay cezayı onarsa karar kesinleşecek. Yargıtay kararı herhangi bir nedenle bozarsa dosya yeniden İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi´ne gönderilecek ve yeniden yargılama yapılacak.
1 SAATLİK ARANIN ARDINDAN
Mahkeme sanık avukatlarından son sözlerini sorarak, karar için duruşmaya 1 saat ara verdi. Aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, Pınar Selek hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi.
Duruşma öncesi İstanbul Adalet Sarayı önünde toplanan grup basın açıklaması yaptı. Pınar Selek´in babası Alp Selek, kardeşi Seyda Selek, sanatçı Nur Sürer ve yurtdışından çok sayıda sivil toplum örgüt üyesinin de aralarında bulunduğu yaklaşık 150 kişilik grup, ?Pınar Selek´in beraatini geri istiyoruz? yazılı pankart açtı. Grup, ?Pınar Selek yalnız değildir? şeklinde slogan attı. Basın açıklamasını okuyan sanatçı Nur Sürer, Pınar Selek´in iki duruşmadır süren davasında reddi hakim talebinin usulsüzce reddedildiğini söyleyerek, ?22 Kasım Perşembe günü görülen duruşmada mahkemenin yetkisi olmadığı halde kendi nihai beraat hükmünü Yargıtay Ceza Kurulu yerine geçerek ara kararla bozmaya yeltendiğini gördük? dedi. Pınar Selek´in babası Alp Selek de, değerlendirme yapmanın zor olduğunu belirterek, davanın hukuk olmayan bir davaya dönüştüğünü belirtti. Pınar Selek´in kardeşi Seyda Selek ize ?Artık 15 sene oldu. Adalet beklemiyorum. Beraatimizi geri verseler bile adalet yerini bulmaz. Artık bu davadan kurtulmak istiyoruz? dedi.
DAVANIN SEYRİ
Patlamayla ilgili 8 yıl süren ilk yargılamada, mahkeme patlamanın bombadan mı yoksa LPG´den mi kaynaklandığının tam tespit edilememesi nedeniyle Pınar Selek hakkında ceza verilmemesine karar verdi ancak beraat ettiği yönünde bir hüküm kurmadı. Yargıtay 9´uncu Dairesi, hüküm kurulması gerektiğini belirterek yerel mahkemenin kararını bozdu.
İKİNCİ KEZ YAPILAN YARGILAMADA BERAAT ETTİ
Yargıtay´ın bozma kararın ardından ikinci kez yapılan yargılamada kararını açıklayan mahkeme heyeti, Mısır Çarşı´ndaki patlamanın neden kaynakladığını tespitinin mümkün olmadığını ifade ederek patlamayı gerçekleştirdikleri iddia edilen Pınar Selek´in delil yetersizliğinden beraatlerine karar verdi.
AİHM´E BAŞVURDU
Yargıtay 9´uncu Ceza Dairesi yerel mahkemenin beraat kararını bu kez ?ceza verilmesi? yönünde bozdu. Kararın bozulması üzerine Selek´in avukatları Mayıs 2010´da ?Adil yargılama yapılmadığı?, ?İşkenceye maruz kaldırğı?, ?Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı ilkesi ihlal edildiği? gerekçesi ile AİHM´sine başvurdu. Olumsuz karar çıkması durumunda yeniden yargılanma hakkı da isteyen Selek, manevi tazminat talebinde de bulundu. Selek´in başvurusunu kabul eden AİHM gelişmelerin de bildirilmesini istedi.
MAHKEME ÜÇÜNCÜ YARGILAMADA BERAAT KARARINDA DİRENDİ
Yargıtay´ın ikinci kez verdiği bozma kararının ardından üçüncü kez yapılan yargılamada mahkeme heyeti oy birliği ile Pınar Selek hakkında verdiği beraat kararında direndi.
DİRENME KARARINDAN VAZGEÇTİ
22 Kasım 2012´de görülen duruşmada ise mahkeme heyeti ani bir kararla Selek ve Öztürk yönünden verdiği beraat kararında direnmekten usule aykırı olduğu gerekçesi ile vazgeçti. Mahkeme heyeti, Yargıtay 9´uncu Ceza Dairesi´nin Selek´in ağırlaştırılmış müebbet hapsine karar verilmesi istemiyle verdiği bozma kararına uyulmasına karar verdi. 9 Şubat 2011´de Selek ve Öztürk hakkında verilen beraat kararına direnme kararının altında İstanbul 12´inci Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu üye hakimler Mehmet Karababa ve Mehmet Erdoğan´ın imzası vardı. Karardan bir süre sonra Mehmet Karababa Adalet Komisyonu üyeliğine atandı. Başkan Vedat Yılmazabdurahmanoğlu rahatsızlığı nedeniyle heyete başkanlık yapamadı. Heyette beraat kararına direnen hakimlerden sadece Mehmet Erdoğan yer aldı. (Zeynel Lüle, Ayşegül Usta / Hürriyet)
GEREKÇELİ KARAR AÇIKLANDI
06.03.2013 17:33 Sosyolog Pınar Selek´i, 24 Ocak´ta ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptıran İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, Mısır Çarşısı´nda, 1998´de meydana gelen ve 7 kişinin ölümü, 127 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan patlamaya ilişkin görülen davanın gerekçeli kararının yazılmasını da bitirdi. 407 sayfalık gerekçeli kararda, Pınar Selek ile ilgili aleyhte olan delilleri sıralandı. Bu deliller arasında, Taksim´de bulunan sokak sanatçıları atölyesinde ele geçirilen bomba yapımında kullanılan malzemelerin üzerinde Pınar Selek´in parmak izinin bulunduğu belirtiliyor. Mısır çarşısındaki patlamada kullanılan bombanın hazırlandığı belirtilen evde daha sonradan yapılan aramada bomba yapımında kullanılan TNT kalıbı parçalarının bulunduğu belirtiliyor. Patlamanın meydana geldiği büfede hayatını kaybeden işçilerin üzerinde, bomba yapımında kullanılan asitlerin de tespit edildiği belirtiliyor.
ZAMAN AYARLI BOMBA
Mısır Çarşısı´ndaki patlamaya ilişkin davanın gerekçeli kararında, olay yerinde bombaya ait bir bulguya rastlanılmamasının nedenleri arasında, ´itfaiyenin olay yerinde söndürme ve soğutma işlemleri için çok su sıkması´ gösterildi
Mahkemenin hazırladığı gerekçeli kararda, dosyada bulunan bilirkişi raporlarına değinildi. Olayla ilgili İstanbul Emniyet Müdürlüğü´nde görevli bomba imha uzmanlarınca hazırlanan ekspertiz raporunun inceleme bölümünde, patlamanın merkezinin tarif edildiği belirtildi. Patlamanın büfe içerisinde belli bir noktada meydana geldiğinin belirtildiği ifade edilen kararda, olay yerinden toplanan parçalar, malzemeler ve elbiseler üzerinde yapılan kriminal incelemede de ´nitroselüloz ve nitrit´ iyonları bulunduğunun tespit edildiğinin yer aldığı kaydedildi.
Kararda, bunların patlayıcı maddelerin içerisinde bulunan artıklardan olduğu ifade edilerek, ´Ancak olayda bombaya ait olabilecek herhangi bir madde ve malzemeye rastlanılmadığından patlamanın bombadan mı yoksa gazlardan mı meydana geldiğinin tespit edilemediği´nin belirtildiği anlatıldı.
´İTFAİYE ÇOK SU SIKTI; DELİLLER BULUNAMADI´
Ekspertiz raporu dikkatle incelendiğinde bomba patlamadığı şeklinde herhangi bir ifade veya tespitin olmadığı vurgulanan kararda, şöyle denildi: ´ ´Sadece bombaya ait herhangi bir bulguya rastlanılmamıştır´ denilmektedir. Bunun sebebi olaydan sonra itfaiyenin olay yerinde söndürme ve soğutma işlemleri için çok su sıkması, patlamadan sonra meydana gelen panik neticesinde bir çok insanın sağa sola koşması, yaralı ve ölülerin olay yerinden uzaklaştırma çalışmaları neticesinde olay yerinde bulunabilecek delillerin kaybolmasıdır. En önemli sebep muhtemelen orada patlayan bomba bir zaman ayarlı bomba olduğu için, zaman ayarlı bir bombanın patlaması neticesinde bombaya ait bulunabilecek parçalar, zaman ayarını sağlayan saat, akım kaynağı olarak kullanılan pil parçaları olur. Bu olayda bunların bulunmamasının en büyük nedeni patlamanın meydana geldiği büfe önünde saat ve pil gibi malzemeler satan bir seyyar tezgahın bulunması ve patlama sonrasında olay yerinde çok sayıda pil ve saat parçalarının olduğu görülmüş, bunların hangisinin bombaya ait olabileceğine dair bir tespit yapılamamıştır.´
BAŞKAN YILMAZABDURRAHMANOĞLU: ´ÇELİŞKİLER GİDERİLMEDİ´
Mahkemenin verdiği Selek´in cezalandırılmasına ilişkin karara muhalif kalan Mahkeme Heyeti Başkanı Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu, birçok kez yaptırılan bilirkişi incelemeleri ve raporları arasındaki çelişkilerin giderilmediğini belirtti. Soruşturma aşamalarında Mısır Çarşısı´ndaki patlamanın hangi sebepten kaynaklandığı ve yapılan araştırmalar sonucu bunun bir bomba patlamasıyla meydana gelip gelmediğinin tespit edilemediğini aktaran Yılmazabdurrahmanoğlu, sanığın olaya katılıp katılmadığı konusundan daha önemli olan şeyin patlamanın bombadan mı yoksa, başka bir sebepten mi kaynaklandığının tespiti edilmesi olduğunu ifade etti.
Yılmazabdurrahmanoğlu şunları kaydetti: ´Öncelikle isnat edilen suçun oluşması için en önemli unsur durumunda olan patlamanın bir bomba sonucu meydana geldiğinin tespit edilememiş olması. Bu husustaki şüphe, delil durumu nazara alınarak sanıklar Pınar Selek ve Abdülmecit Öztürk´e isnat edilen Mısır Çarşısı patlamasına ilişkin atılı suçu işlediklerine dair mahkumiyetlerine yeterli kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediğinden her iki sanığın bu suçtan beraatlerine ve bu nedenle sanık Pınar Selek hakkında çıkartılan yakalama emrine dair, sayın çoğunluğun görüşüne muhalif olduğuma dair diğer hususlarda ise verilen kararın oy birliği ile verildiğine dair muhalefet şerhimdir.´ (Sabah, AA)
SELEK´İN İTİRAFI
07.03.2013 10:12 Gerekçeli kararda, Selek´in suçunu kabul ettiği ve pişman olduğu yönündeki emniyet, savcılık ve mahkeme ifadelerine yer verildi. Yakalandığı sırada cebinde bulunan kâğıtları yutan Selek´in bu durumu kabul ettiği vurgulandı. Selek´in savcıya, ?Emniyette alınan ifademi aynen kabul ediyorum. Baskı uygulanmadı. Zaten polis de beni izliyormuş, bu bakımdan olayları inkâr etmenin anlamı yok.? dediği aktarıldı. Sanığın sevk edildiği mahkemede de benzer bir ifade verdiği belirtildi. Selek´in şu sözlerine atıf yapıldı: ?Fransa´da Heval diye birisi, Türkiye´de zor durumda olan PKK´lılara yardım etmek için beni ikna etti. Onun aracılığıyla Azad isimli bir kişi ile tanıştım. Patlayıcı hazırlamak için bir yere ihtiyacı olduğunu söyledi. Ben de Beyoğlu´nda arkadaşlara ait olan Sanat Atölyesi´nde çalışabileceğimizi söyledim. Azad oraya patlayıcı hazırlamak için bazı maddeler getirdi. Bundan tedirgin oldum. Malzemelerden bir kısmını çantaya koydum. Kendisine vermek üzere götürdüm. Polisler, buluşmamıza fırsat kalmadan yakaladı. Yaptığım işin çok yanlış olduğunu anlıyorum. Pişmanım.? Mahkeme, Selek´in daha sonra suçlamaları kabul etmemesini ve ifadesinin baskı altında alındığını söylemesini ise ´inkâra yönelik savunma´ olarak değerlendirdi. Müşteki ve tanık anlatımlarının, yakalama ve el koyma tutanaklarının, ekspertiz ve bilirkişi raporlarının bu savunmayı çürüttüğünü kaydeden mahkeme, şu tespiti yaptı: ?Leyla kod adlı sanık Pınar Selek´in, diğer sanıkları organize ettiği, eylem talimatları verdiği, örgüt adına vahamet arz eden eyleme katıldığı, örgüt içerisinde yönetici konumunda olduğu anlaşılmıştır.? (Yakup Çetin / Zaman)
(06 Ocak 2011), son güncel.: (07 Mart 2013)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
10 yıllık tutukluluk süresi tartışmalarıyla ilgili manşetlerimiz
Ergenekon çevreleri ´10 yıl´ şokuna girdi
Ergenekon sanıklarına yeni yıl şoku
Ergenekon sanıklarına şok: Tutukluluk 10 yıla uzayabilir
Kontrgerilla Medyası
Ergenekon davasını engelleme girişimleri