Ergenekon davasına bakan ve yargıtayca tazminata mahkum edilen hakimlerin avukatı Ömer Güntay, tutuklu sanık Mehmet Haberal´ın taburcu edilebileceğini gösteren heyet raporunun üst yazısını delil olarak Yargıtay´a sundu. Kardiyoloji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Erhan Kansız imzasıyla İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü´ne gönderilen 1 Ekim 2010 tarihli yazıda, Haberal´ın ayakta tedavi görebileceği yönündeki 5 kişilik sağlık kurulu raporunun Kardiyoloji Anabilim Dalı tarafından işleme konulmadığı itiraf ediliyor. Heyet raporundan tam bir yıl sonra Prof. Dr. Sezer Karcıer imzalı tek kişilik raporla sağlık kurulunun raporu çürütülmeye çalışılıyor. Diğer taraftan, Yargıtay´ın skandal tazminat kararlarıyla Ergenekon ve benzeri davaları çökertme çabasını boşa çıkarmak için Meclis´in harekete geçmesi, kamuoyunda çok olumlu karşılanırken Ergenekon çevrelerinde ise büyük bir hayal kırıklığına neden oldu. CHP, yasanın Meclis´ten geçmesi halinde Anayasa Mahkemesi´ne gideceğini açıkladı.
´Haberal sağlam´ raporundaki itiraf Yargıtay´a sunuldu
Ergenekon davasına bakan ve yargıtayca tazminata mahkum edilen hakimlerin avukatı Ömer Güntay, tutuklu sanık Mehmet Haberal´ın taburcu edilebileceğini gösteren heyet raporunun üst yazısını delil olarak Yargıtay´a sundu. Kardiyoloji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Erhan Kansız imzasıyla İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü´ne gönderilen 1 Ekim 2010 tarihli yazıda, Haberal´ın ayakta tedavi görebileceği yönündeki 5 kişilik sağlık kurulu raporunun Kardiyoloji Anabilim Dalı tarafından işleme konulmadığı itiraf ediliyor. Heyet raporundan tam bir yıl sonra Prof. Dr. Sezer Karcıer imzalı tek kişilik raporla sağlık kurulunun raporu çürütülmeye çalışılıyor. Diğer taraftan, Yargıtay´ın skandal tazminat kararlarıyla Ergenekon ve benzeri davaları çökertme çabasını boşa çıkarmak için Meclis´in harekete geçmesi, kamuoyunda çok olumlu karşılanırken Ergenekon çevrelerinde ise büyük bir hayal kırıklığına neden oldu. CHP, yasanın Meclis´ten geçmesi halinde Anayasa Mahkemesi´ne gideceğini açıkladı.
Haberal´ın taburcu raporunun saklanmasına kılıf aranırken, skandal üstüne skandala imza atıldı. Mahkemeye giden yazı yeni sorular gündeme getirdi. Ergenekon sanığı Mehmet Haberal´ın bir yıl boyunca mahkemeden saklanan ´taburcu raporu´ skandalı her geçen gün biraz daha büyüyor. Haberal´ın kendisini tahliye etmeyen hakimlere açtığı son davada yeni bir skandal daha ortaya çıktı. Rapor saklama skandalının ortaya çıkmasının ardından 5 kişilik heyetin verdiği ´taburcu raporu´ndan tam bir yıl sonra tek doktor ´o rapor geçersiz´ raporu vermiş. Bu da mahkemeye ´neden saklandı´nın cevabı olarak gönderilmiş.
Yargıtay´da hakimlerle ilgili 15 dava görüldü
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi ilk derece mahkemesi sıfatıyla, dün Ergenekon sanıkları haklarında tutuklama ve tahliye taleplerine kararı veren hakimlerle ilgili 15 ayrı davaya baktı. Bu davalardan 11 tanesi Mehmet Haberal´ın açtığı davalardan oluştu. Haberal´ın İstanbul özel yetkili hakimleri Resul Çakır, Yakup Hakan Günay, Rüstem Eryılmaz hakkında ayrı ayrı açtığı dava duruşmalarında ilginç bir gelişme yaşandı.
Mahkemeye 6 ekli yazı gitmiş
Hakimlerin avukatı Ömer Güntay, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi üyelerine, İ.Ü.. Kardiyoloji Enstitüsü´nün Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´ne gönderdiği Haberal´ın saklanan sağlık raporuyla ilgili bir yazıyı gösterdi. Enstitü Müdürü Prof. Dr. Erhan Kansız imzasıyla İ.Ü. Rektörlüğü´ne gönderilen, rektörlüğün de mahkemeye gönderdiği 1 Ekim 2010 tarih ve ?B30.2.İST.051.0000? sayılı ve 6 adet eki bulunan yazı çok ilginç bir skandalı daha ortaya çıkardı.
Mahkeme sorunca kılıf arandı
5 doktorun imzasını taşıyan 16 Ekim 2009 tarihli raporun neden gizlendiğine kılıf, mahkeme ´o rapor nerede?´ diye sorunca hazırlanmış. Taburcu raporundan tam bir yıl sonra 30 Eylül 2010 günü, Prof. Dr. Sezer Karcıer, 5 kişilik heyetin verdiği ´taburcu´ raporunun geçersiz olduğuna yönelik bir rapor hazırlamış.
Hakimlerin avukatı skandalı belgeleyen üst yazıyı yargıtaya delil olarak sundu
Haberal´ın hakimler Resul Çakır, Yakup Hakan Günay ve Rüstem Eryılmaz hakkında ayrı ayrı açtığı davada ise hakimlerin avukatlığını yapan Ömer Güntay, sağlık raporuyla ilgili ilginç bir yazıyı mahkemeye sundu. İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Erhan Kansız imzasıyla İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü´ne gönderilen 1 Ekim 2010 tarihli yazıda, Haberal´ın sağlıklı olduğu yönündeki 16 Ekim 2009 tarihli rapor yer aldı. Üst yazıda Haberal´ın ayakta tedavi görebileceği yönündeki 5 kişilik sağlık kurulu raporunun Kardiyoloji Anabilim Dalı tarafından işleme konulmadığı belirtildi. Prof. Dr. Zerrin Yiğit, Prof. Dr. Cengiz Çeliker, Prof. Dr. Vedat Sansoy, Prof. Dr. Tevfik Gürmen ve Doç. Dr. Cengizhan Türkoğlu tarafından verilen sağlık raporunun İÜ Rektörlüğü´ne gönderildiği ifade edildi. Yazıda şunlar belirtildi: Hasta Mehmet Haberal ile ilgili basın yayın organlarında yayınlanan, Kardiyoloji Anabilim Dalı tarafından işleme konulmamış olan raporun yayınlanması ile ilgili olarak İÜ Kardiyoloji Enstitüsü´nde gerekli soruşturma başlatılmıştır. Bu heyet raporundan tam bir yıl sonra ise Prof. Dr. Sezer Karcıer imzalı tek kişilik bir raporla 5 kişilik sağlık kurulunun raporu çürütülmeye çalışılıyor.
Heyet mi yoksa tek doktor mu ya da bir 5´ten büyük mü?
Karcıer imzalı raporda ?16 Ekim 2009 tarihli raporunun ardından, hastanın şikayetlerinin artması ve ilaçların yan etkisiyle 15 gün sonra 1 Kasım 2009 günü Prof. Cengiz Çeliker tarafından yatarak tedavisine yönelik rapor verildiği? anlatılıyor. Ve raporda ?Heyet raporunun hiçbir zaman işleme konulmadığı ve hiçbir geçerliliğinin bulunmadığı? öne sürülüyor.
Bir varmış bir yokmuş
Mehmet Haberal´ın avukatı Efsun Ünal da Haberal´ın sağlıklı olduğuna dair heyet raporunun geçersiz olduğunu savunuyor. Ünal, Erhan Kansız imzalı yazıda 16 Ekim 2009 tarihli müvekkillerinin sağlam olduğu yönündeki raporun üniversite hastanesince hastalığının ilerlediği için işleme konulmadığından söz edildiğini anlattı. Ünal, Böyle bir rapor var ancak yok hükmündedir. dedi. Davalı hakimlerin avukatı Ömer Güntay ise 5 uzman kişinin imzasıyla verilmiş bir raporun, üst yazıyla yok sayılamayacağını söyledi. Güntay, Bu belge hukuken doğmuş bir belgedir. diye konuştu. Haberal hakkında verilen sağlık kurulu raporunun, ancak başka bir sağlık kurulu raporu tarafından ortadan kaldırılabileceğini de ifade etti. Haberal´ın avukatı Serdar Özersin ise 23 Kasım 2010 tarihli bir başka sağlık raporunun İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´ne sunulduğunu kaydetti.
Madem geçersiz niçin sayı numarası verildi, 5 doktor niçin imza attı?
1 yıl boyunca saklanan raporu İ.Ü. Kardiyoloji Enstitüsü´nün kılıf uydurma çabası ve mahkemeye gönderilen yazılar beraberinde birçok soruyu da getirdi.
İşte kafa kurcalayan sorular
1) 16 Ekim 2009 tarihli rapor, iddia edildiği gibi ´rapor taslağı´ ise Anabilim Dalı Başkanı Prof. Zerrin Yiğit, Prof. Cengiz Çeliker, Prof. Vedat Sansoy, Prof. Tevfik Gürmen ve Doç. Cengizhan Türkoğlu o raporu neden imzaladılar?
2) O rapor ´geçersiz´ ise, ?Sayı: 571? sayı numarası neden verildi?
3) 16 Ekim´de heyet tarafından ´taburcu´ raporu verilmesine rağmen, Haberal15 gün boyunca 1 Kasım 2009 tarihine kadar hastanede neden tutuldu?
4) 15 gün önce ´taburcu raporu´ veren heyette yer alan Prof. Çeliker 15 gün sonra nasıl ´yatarak tedavi´ raporu verdi?
5) Sağlık Kurulu Heyeti´nin verdiği bir rapor, tek doktorun vereceği raporla geçersiz hale getirilebilir mi?
Yargıtay´dan itiraf: ´Böyle hatalar oluyor!´
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi´ndeki dünkü 15 ayrı dava ile ilgili duruşmalara Daire Başkanı Mustafa Kıcalıoğlu´nun itirafı damga vurdu. 9 hakimi Haberal dosyasının aslını görmeden tazminata mahkum eden, karardan sonra skandal ortaya çıkınca dosyayı İstanbul´dan isteyen, ancak onu da yanlış mahkemeden yanlış sayı numarasıyla isteyen 4. Hukuk´un Başkanı Kıcalıoğlu, Haberal dosyası diye Cumhuriyete atılan bombalarla ilgili davaların dosyasını istemelerini ?Biz ilk derece mahkemesi olmadığımız için böyle hatalar oluyor? itirafında bulundu.
´Sağlık´ artık gerekçe değil
Dünkü duruşmada Mehmet Haberal´ın avukatı Serdar Özersin, Haberal´ın tutukluluğuna karşı yaptıkları itirazı ?sağlık gerekçesiyle? yapmadıklarını, sağlık gerekçesinin uğranılan zararın sonucu olduğunu öne sürdü. Ancak, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, Haberal´ın tahliye başvurularını inceleyip ´ret´ kararı veren 9 hakimi ?Sağlık raporlarına rağmen neden tahliye etmediniz? gerekçesiyle tazminat ödemeye mahkum etmişti. Bu tavır değişikliğinde 1 yıl saklanan sağlık raporunun ortaya çıkmasının etkisi olduğu belirtiliyor.
Bakırköy savcısına soruşturma açıldı
Adalet Bakanlığı, Mehmet Haberal´ın ´sağlık raporları´yla ilgili haberler üzerine harekete geçti. Bakanlık, ´Bakırköy ilgili cumhuriyet savcısı ve doktorunun Kardiyoloji Enstitüsü servisinde yatan Haberal´ın sağlık durumu ile ilgili olarak gerekli işlemleri yapmadıklarına dair iddiaların´ incelenmesi amacıyla 26 Kasım 2010´da adalet müfettişi görevlendirildiğini bildirdi. Adalet Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği´nden yapılan açıklamada, Bakırköy ilgili cumhuriyet savcısı ve doktorunun, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kardiyoloji Enstitüsü servisinde bulunan bir tutuklunun sağlık durumu ile ilgili olarak gerekli işlemleri yapmadıklarına dair iddiaların incelenmesi amacıyla adalet müfettişi görevlendirilmiştir. ifadelerine yer verildi. ( Zaman, Star)
Meclis´in harekete geçmesi ürküttü
Öte yandan Yargıtay 4. Hukuk Dairesi´ndeki duruşmalarda, hakimler başta olmak üzere devlet memurlarına doğrudan tazminat davası açılmamasını öngören torba yasa üzerinde tartışmalar da yaşandı. Ergenekon sanığı Doğu Perinçek ve ailesinin Hakim Hasan Hüseyin Özese´ye açtığı tazminat davası duruşmasında, Perinçek´in avukatı Mehmet Cengiz, Yargının verdiği karar, yasa ile yok sayılmaya çalışılıyor. dedi. Bunun üzerine söz alan Hakim Hasan Hüseyin Özese´nin avukatı Sadrettin Haşıloğlu, Ona bakarsanız bazı sanıkların da milletvekili yapılarak ceza almaktan kurtarılacağı konuşuluyor. Yasa değişikliğindeki amacın, CMK 141. ve 142. maddelerindeki hükümler ile Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu´nun bazı hükümlerinin birbiriyle çelişmesi. Bana göre düzenleme anayasaya uyum için. diye konuştu. ( Zaman)
Hakimler artık ceza tehdidi olmadan karar verecek
Yargıç teminatını sağlayacak kanun teklifine parti yöneticilerinden destek geldi. AK Parti Grup Başkan Vekili Bekir Bozdağ, soruşturma ya da dava devam ederken hakim ve savcılar hakkında tazminat davası açılmasını engelleyecek düzenlemenin yargıya müdahaleyi ortadan kaldıracağını söyledi. Bozdağ, düzenlemenin ´hakimlerin bağımsız, tarafsız hiçbir makamdan endişesi ve korkusu olmadan karar vermesine yardımcı olacağını´ belirtti. Meclis Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya ise değişikliğin, ´yargılanan ile yargılayanın hukukunu denkleştireceğini´ ifade etti.
Hakim karar verirken tazminat baskısı hissetmemeli
AK Partili üç milletvekili, önceki gün ´hakim ve savcılara hukuk güvencesi´ getirecek kanun teklifini Meclis´e sunmuştu. Teklife göre hakim ve savcıların bir soruşturma, kovuşturma veya davayla ilgili yaptıkları işlem ve verdikleri karar nedeniyle haklarında tazminat davası açılamayacak. Söz konusu işlem ve kararlar için devlet aleyhine tazminat davası açılacak. Eğer tazminat kararı verilirse devlet, ilgili kararın kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içinde ´görevini kötüye kullanan´ hakim ve savcıdan tahsil edecek. AK Parti Grup Başkan Vekili Bekir Bozdağ, teklifle getirilecek düzenleme ile ´kanunları kullanarak yargı süreçlerine müdahalenin ortadan kaldırılacağını´ söyledi. Düzenlemenin ´hakimlerin bağımsız, tarafsız hiçbir makamdan endişesi ve korkusu olmadan karar vermesine yardımcı olacağını´ kaydeden Bozdağ, Herkes hakimlerin hiç kimseden baskı, korku, ceza ve tazminat tehdidi olmadan karar vermesini istemiyor mu? İstiyor. Bu düzenleme de hakimlerin ceza tehdidi altında olmadan korkusuz bir şekilde hukukun gereği neyse onu yapmasına imkan sağlanacak. Yargı bağımsızlığının ve hakimlik teminatının güçlenmesine katkı sağlayacak. diye konuştu.
Davaların bloke olma riski kalkıyor
Meclis Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya da söz konusu düzenlemenin ´yargılanan ve yargılayanın hukukunu denkleştirilmesine´ katkı sağlayacağını dile getirdi. İyimaya şu ifadeleri kullandı: Yargılama sırasında bu gerilimi taraflardan birisinin davaya dönüştürmesi görülmekte olan davayı bloke eder. Bilhassa İtalya´da son bir düzenleme yapılmıştır. Hem vatandaşın hukukunu korumak hem de yargılamanın selametle yürütülmesi açısından davanın devlete karşı açılması benimsenmiştir. Yargılama sonunda verilen karar sistem testine tabidir. Temyiz edilecektir, gerekirse karar düzeltmesine gidilecektir. Bu yargılama sonunda da suç işlediğine kanaat getirilirse hakimle ilgili cezai sorumluluk söz konusu olacaktır. Yine bu halde hakime karşı devletin ödediği para rücu yoluyla işleme konulabilecektir.
CHP Anayasa Mahkemesi´ne gidiyor
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, hakim ve savcıları tazminattan kurtaracak düzenlemenin Genel Kurul´dan aynı şekilde geçmesi halinde konuyu Anayasa Mahkemesi´ne götüreceklerini açıkladı. TBMM´de konuşan Hamzaçebi, Meclis´te görüşülmekte olan Ergenekon yargıçlarını da ilgilendiren kanun tasarısının aynen yasalaşması durumunda Anayasa Mahkemesi´ne gideceğiz dedi. ( Cihan)
(08 Aralık 2010, 10:34)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Flaş!!! Yargıtay´ın Haberal skandalına karşı yasa teklifi
Örgüte para lazım: Ergenekoncular 468 bin lira istiyor
Haberal ve onun yargı ile sağlıkta kollanması manşetlerimiz
Böyle olur yükseklerin alçak hukuku: Skandala yargıtay onayı
Haberal´ın dava açtığı iki hakim ´Şemdinli kararını´ hatırlattı
Balyoz hakimlerinden Yargıtay´a isyan: Baskı yapmayın
Ergenekon hakimlerinin Yargıtay tazminatlarıyla yıldırılma çabası
Yargıda kontrgerilla örgütlenmesi
Ergenekon davasını engelleme girişimleri