Ergenekon davasının tutuklu sanığı SESAR başkanı stratejist İsmail Yıldız, Mustafa Yücel Özbilgin´in ölümüyle sonuçlanan Danıştay saldırısının tetikçisinin sanıklardan Oktay Yıldırım olduğunu ileri sürdü. Oktay Yıldırım´ın da aralarında bulunduğu Ergenekon sanıklarının Yıldız´ın iddiasına sessiz kalması dikkatlerden kaçmadı. Yıldız´ın birkaç duruşmadır delil göstermeden çok ilginç iddialarda bulunması, psikolojik sorunları olabileceği ya da kafa karıştırmaya çalışıyor olabileceği şeklinde yorumlanıyor. Mahkemenin Yıldız´ın taleplerini dikkate alıp almayacağı merak ediliyor. Sanıklardan İsmail Yıldız gibi Alparslan Arslan´ın da Danıştay saldırısı konusunda birkaç gündür ağızlarında birşeyler gevelemeye çalışması dikkat çekiyor. Danıştay saldırganı Alparslan Arslan, pişman olduğunu ve baskı altında bulunduğunu bugünkü duruşmada da tekrarladı ancak hakimlerin baskı yapanlar kimler şeklindeki ısrarlı sorularına rağmen gerisini yine getirmedi.
Ergenekon davasında SESAR başkanının ilginç iddiaları
Ergenekon davasının tutuklu sanığı SESAR başkanı stratejist İsmail Yıldız, Mustafa Yücel Özbilgin´in ölümüyle sonuçlanan Danıştay saldırısının tetikçisinin sanıklardan Oktay Yıldırım olduğunu ileri sürdü. Oktay Yıldırım´ın da aralarında bulunduğu Ergenekon sanıklarının Yıldız´ın iddiasına sessiz kalması dikkatlerden kaçmadı. Yıldız´ın birkaç duruşmadır delil göstermeden çok ilginç iddialarda bulunması, psikolojik sorunları olabileceği ya da kafa karıştırmaya çalışıyor olabileceği şeklinde yorumlanıyor. Mahkemenin Yıldız´ın taleplerini dikkate alıp almayacağı merak ediliyor. Sanıklardan İsmail Yıldız gibi Alparslan Arslan´ın da Danıştay saldırısı konusunda birkaç gündür ağızlarında birşeyler gevelemeye çalışması dikkat çekiyor. Danıştay saldırganı Alparslan Arslan, pişman olduğunu ve baskı altında bulunduğunu bugünkü duruşmada da tekrarladı ancak hakimlerin baskı yapanlar kimler şeklindeki ısrarlı sorularına rağmen gerisini yine getirmedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Ergenekon ana davasının bugün görülen 167. duruşmasına tutuklu sanıklardan Hayrettin Ertekin, Erkut Ersoy, Ergun Poyraz ve Nusret Senem katılmadı. Aralarında İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ile emekli Tuğgeneral Veli Küçük´ün de bulunduğu 18 tutuklu sanık ile tutuksuz sanıklardan gazeteci Güler Kömürcü Öztürk, duruşmada hazır bulundu. Duruşmanın başlamasıyla birlikte daha önceki iki duruşmada olduğu gibi yine tutuklu sanıklardan Stratejik Ekonomik ve Siyasal Araştırmalar Merkezi´nin (SESAR) kurucusu İsmail Yıldız, Danıştay saldırısına katılan dördüncü kişiyi açıklayacağını belirterek söz istedi. Yıldız´ın, kürsüye geçerek açıklama yapmak istemesi üzerine Başkan Şengün, sanık bölümünden mikrofon aracılığıyla açıklayabileceğini belirterek, kürsüye geçmesine izin vermedi.
´Danıştay tetikçisi Oktay Yıldırım´
02 ve 03 Aralık tarihlerinde görülen duruşmalarda Danıştay saldırısına 3 kişinin katıldığı şeklinde açıklamada bulunduğunu hatırlatan Yıldız, Üçüncü kişinin Ahmet Nejdet Peker olduğunu söylemiştim. Bu kişinin gerçek adı Mustafa Levent Göktaş´tır. Saldırı sırasında tetiği çeken kişi, yani dördüncü kişi de Oktay Yıldırım´dır. Oktay Yıldırım´ın gerçek adı da Osman Yıldırım´dır. Oktay Yıldırım, Ankara´ya sanıklardan Mehmet Demirtaş ile birlikte gitmiştir. Ben burada koğuşumda ilk günden beridir Oktay Yıldırım ve Mehmet Demirtaş ile birlikte kalıyorum. Oktay Yıldırım 2008 yılı Aralık ayında bana ´Bizim bir örgütümüz var. Eğer sen de katılırsan zorluk çekmezsin.´ diye teklifte bulundu. Bunu Mehmet Demirtaş´a da sordum. Nüfus Müdürlüğü Kütük İsim Tashih Daire Başkanlığı´na yazı yazılarak 6 ay içinde dava sanıklarından isim tashihi yapılanların tespit edilmesini talep ediyorum. dedi. Oktay Yıldırım´ın da aralarında bulunduğu Ergenekon sanıklarının Yıldız´ın iddiasına sessiz kalması dikkatlerden kaçmadı.
Mahkeme başkanı mikrofonu kapattı
Bu arada Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, Bütün bunları nereden biliyorsun? diye sordu. Bunun üzerine Yıldız, stratejist olduğunu ve uzun zaman Ak Parti ile birlikte çalıştığını söyledi. Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, sanık Yıldız´a, iddialarını yazılı olarak mahkemeye sunmasını isteyerek konuşmasını bitirmesini istedi. Yıldız´ın ısrarla konuşmaya çalışması üzerine Başkan Şengün´ün talimatı ile Yıldız´ın kullandığı mikrofonun sesi kapatıldı. ( Cihan)
Tanık Salih Yaşar ifade verdi
Birinci Ergenekon davasının tutuklu sanığı Alparslan Arslan, pişman olduğunu tekrarlayarak, Danıştay ve Cumhuriyet Gazetesi olayları baskı altında oluşmuş hadiselerdir dedi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´ndeki duruşmada tanık olarak bilgisine başvurulan Salih Yaşar, tutuklu sanık Kemal Kerinçsiz´in sorularını yanıtladı. Sorular üzerine Yaşar, Alparslan Arslan ile fazla birlikteliği olmadığını belirterek, Arslan´ın tüm gününü kendilerinin yanında geçirmediğini söyledi. Yaşar, Arslan´ın isteği üzerine dua okuduğunu, dua sırasında bir zorlama, Arslan´ın üzerine çıkma gibi bir durumun olmadığını belirtti.
Arslan yine konuşmadı
Bunlara ilişkin söz verilen Alparslan Arslan da ilk olarak sanıklardan Salih Kurter´in 2005´te ocak ya da ilkbahar aylarında kendisine dua okuduğunu belirterek, Salih Yaşar´ın da Kurter´in evinde onun isteği üzerine dua ettiğini kaydetti. Yaşar´ın ikinci kez de Üsküdar´da kendi evinde dua okuduğunu belirten Arslan, burada bir zorlama olmadığını dile getirdi. Arslan, Dua sırasında Salih Yaşar ´uzan´ diyor. Ayıp olmasın diye uzanıyorsun. Uzanınca nefes alamıyorsunuz. Ama kırmamaya çalışıyorsunuz. Reddedemiyorsunuz diye konuştu. Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün´ün Niçin okuyor sorusuna Arslan, Hal vardır. Moral bozuktur. Kafa bir şeylere takılmıştır dedi. O dönemde baskılar söz konusuydu diyen Arslan, Danıştay ve Cumhuriyet Gazetesi olayları, Mustafa Yücel Özbilgin´in rahmetli olduğu olay baskı altında oluşmuş hadiselerdir şeklinde konuştu. Şengün´ün Bunların evveliyatı mı baskı yaptı sorusuna da Arslan, Olaylar gerçekleştiği dönemde baskı altındaydım. Anlatabildim mi? yanıtını verdi. O zamandan beri pişmandım Şengün de Anlatamadın. Neden, kimden baskı gördün diye sordu. Arslan ise baskı altında olduğunu tekrarlayarak, Neticede pişmanlığım o zamandan beri vardı da anlatmadım dedi. Şengün´ün baskının ne olduğunu sorması üzerine Arslan, Halin altına girme şeklinde cevap verdi. Şengün´ün Halin altına girme nedir sorusuna da Arslan, Ben kanunlara aykırı bir şey yapma taraftarı değilim. Kanunlara bağlıyım. Pişmanım yanıtı verdi. Üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu ise Arslan´a, Kendisine mi yoksa ailesinin, yakınlarının üzerine baskı olup olmadığını sorması üzerine, hukuk eğitimi aldığını, kanunları okuduğunu söyledi. Haşıloğlu´nun şu anda üzerinde baskı olup olmadığı, kimden baskı gördüğü şeklindeki sorusu üzerine Arslan, kanunlara uyulması taraftarı olduğunu tekrarladı. Tutuklu sanık İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek´in, Salih Kurter´in evine baskıyla götürülüp götürülmediğine ilişkin sorusuna ise Arslan, Bizler yüzde yüz bağımsız varlıklar değiliz. Bazı şeyleri istemeyerek irade dışı yapabiliriz diye yanıt verdi. Duruşmaya öğle arası verildi. ( Cnnturk)
Avukat Küçük´den tanığa sorular
Veli Küçük´ün kızı olan avukatı, davada Arslan´ın yaptığı o görüşmeyi sordu. Birinci ´Ergenekon´ davasının tutuklu sanığı Alparslan Arslan´ın babası İdris Arslan, oğlunun can güvenliği olmadığı şeklindeki beyanları nedeniyle Silivri Cumhuriyet Savcılığına ifade verdi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´ndeki duruşmada tanık olarak dinlenen Salih Yaşar´a Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, dosyada bulunan Arapça yazıları gösterdi. Yaşar da, bunların Kur´an-ı Kerim´den ayetler, şifa amacıyla okunan dualar olduğunu belirterek, kendisinin bunlarda bir katkısının olmadığını, bu yazıların hoca olarak bilinen sanık Salih Kurter´e ait olduğunu söyledi. Duruşmada, tutuklu sanık Veli Küçük´ün avukatı olan kızı Zeynep Küçük de, bu davada Salih Yaşar ismini ilk kez kendisinin ortaya çıkardığını belirterek, telefon kayıtlarına ilişkin Yaşar´a bazı sorular yöneltti. Avukat Küçük, Yaşar´a telefon kayıtlarına göre, tanık olarak dinlenen Recep Özkan ile Danıştay saldırısında önce çok görüştüklerini hatırlattı. Bunu anımsamadığını söyleyen Yaşar, Özkan ile saldırıdan sonra görüştüklerini savundu. Küçük, Yaşar´a, kayıtlara göre Alparslan Arslan´ın evine her pazar günü gittiğinin anlaşıldığını belirterek, Arslan´a dua okudukları tarihin de 14 Mayıs değil 7 Mayıs 2006 olduğunu söyledi. Yaşar ise hatırladığı kadarıyla Arslan´ın evine iki kere gittiğini, 14 Mayıs tarihinde de dua okuduğunu kaydetti.
Arslan´ın savcılarla mı görüştü?
Avukat Küçük ayrıca, duruşmaya öğlen arası verildiği sırada Alparslan Arslan´ın annesinden duyduğuna göre, Arslan´ın öğlen saatinde savcılarla görüştüğünü söyledi. Bunun üzerine duruşmada izleyici olarak bulunan Arslan´ın babası İdris Arslan söz alarak, sabahleyin duruşmaya geldiğinde cezaevi savcısının kendisini çağırdığını duyunca, Silivri Adliyesine giderek oğlunun can güvenliğiyle ilgili ifade verdiğini kaydetti. Avukat Küçük, duyduğunun bu olmadığını, Arslan´ın öğlen savcı çağırdığı için görüşe çıkmadığını duyduğunu dile getirdi. Bunun üzerine savcı Mehmet Ali Pekgüzel, ´Bizimle konuştuğunu ima ediyor. Konuşmamızda herhangi bir sakınca yok. Ama Arslan ile görüşmedik´ dedi. Bu arada, duruşma sırasında rahatsız olduğuna ilişkin dilekçe yazdığını ifade eden Osman Yıldırım, duruşmadan ayrılmak istediğini söyledi. Başkan Köksal Şengün ise kendisi hakkında bir beyan olabileceği gerekçesiyle Yıldırım´ın salondan ayrılmasına izin vermedi. Öte yandan, İdris Arslan´ın Silivri Cumhuriyet Savcısı Mehmet Kurt tarafından alınan ifadesinde, davaya bakan mahkemeye verdiği dilekçede oğlunun can güvenliğinin tehlike altında olduğunu belirttiği kaydedildi. Duruşma, Yaşar´a soruların yöneltilmesiyle devam ediyor. (AA)
Ergenekon´dan tutuklu sanık İsmail Yıldız, ayrı bir odada tutulacak
Birinci ´Ergenekon´ davasında, Danıştay saldırısıyla ilgili çeşitli iddialarda bulunarak, koğuşunun değiştirilmesini isteyen tutuklu sanık İsmail Yıldız´ın ayrı bir odada tutulması için cezaevine faks çekilmesine karar verildi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada avukat Zeynep Küçük, baz istasyonu kayıtlarından ulaştığı sonuçlara göre tanık olarak dinlenen Salih Yaşar´a birçok soru yöneltti. Küçük, bu kayıtlara göre, Alparslan Arslan´ın Cumhuriyet gazetesine üçüncü bombanın atılmasından sonra sanık Süleyman Esen´i aradığını, Esen´in de hemen ardından Salih Yaşar´ı aradığını, Arslan´ın daha sonra Gültepe´de Salih Kurter´in evine yakın bir noktadan Salih Yaşar´ı aradığını söyledi. Küçük´ün yine bu verilere göre Arslan´ın gazeteye ikinci bomba atıldığı gün Coco Bar´dan çıktıktan sonra gece yarısına doğru Salih Kurter´in evine gittiğini ve evde Salih Yaşar ile Esen´in de olduğunu belirtmesi üzerine Yaşar, ´Benim onlarla bir irtibatım yok. Kuyumculuk yapıyorum. Hurdaları toplamak için çok geç saatlere kadar kaldığım oluyordu. Süleyman Esen´i ´geliyorum´ diye aramışımdır. Bilsem şikayet ederdim. Hocanın evine de sokmazdım. Danıştay olayından sonra gazetelerde çarşaf çarşaf yayınlanınca haberimiz oldu´ diye konuştu.
Duruşmada söz alan Arslan, kendisine dua okunmasıyla ilgili açıklama yaparak, ´Salih Kurter, Süleyman Esen ile Salih Yaşar´a, ´Bu arkadaşı bir okuyun.´ dedi. Yaşlı adam, bir şey diyemedim. Okuma denen olay böyle başladı. Üsküdar Zeynep Kamil´deki eve gittik. Üç kişiydik. Orada da Salih Yaşar okuma işini yaptı´ diye konuştu. Tutuklu sanık Doğu Perinçek´in, ´Yere yatırılarak Kur´an okuma hangi adaba sığar? Bunu sordun mu?´ diye sorduğu Arslan ise, ´Cezaevinde de en fazla 1 saat ayakta kalıyorum. Geri kalan 23 saatim yatakta geçiyor. Ben zaten rahatsız bir insanım. Çoğu zaman uzanırım´ yanıtını verdi. Arslan, 2006 yılı Mayıs ayında rahatsız olduğunu, 10-15 gün yemek yemediğini, yaklaşık 45 gün kadar tam kendinde olmadığını söyledi.
İsmail Yıldız´ın iddiaları
Duruşmada Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, tutuklu sanık İsmail Yıldız´ın dilekçe vererek, sanıklardan Oktay Yıldırım ve Mehmet Demirtaş ile aynı koğuşta kalmasının mümkün olmadığını, Demirtaş´ın kendisine saldırdığını, koğuşunun değiştirilmesini istediğini belirtti. Şengün, Danıştay saldırısıyla ilgili iddialarının yer aldığı dilekçelerinin Anayasa Mahkemesi, Genelkurmay Başkanlığı ve MİT´e gönderilmesini talep eden Yıldız´ın, can güvenliğinin tehlikede olduğunu, başka bir cezaevine naklini istediğini kaydetti. Şengün, ardından Yıldız´a söz vererek, birkaç günden beri söylediği bu iddialarını neden şimdiye kadar dile getirmediğini sordu. Yıldız da, kendisinin bir stratejist olduğunu belirterek, Danıştay dosyasında tanık olarak dinlendiğini ve sürecin tamamlanma aşamasından olduğunu söyledi. Danıştay saldırısı, Hrant Dink cinayeti ve Necip Hablemitoğlu cinayetleriyle ilgili iddialarda bulunan Yıldız´a Başkan Şengün, bu bilgileri kendisine veren kişilerin isimlerini söylemesini istedi. Yıldız, bu kişilerin AK Parti milletvekilleri olduğunu ileri sürdü.
´Yıldız´ın sağlığından endişe ediyoruz´
Yıldız´ın sabahki oturumda Danıştay saldırısında asıl katil olduğunu öne sürdüğü Oktay Yıldırım ise, ´İsmail Yıldız 1,5 yıla yakın zamandan beri hayvansal hiçbir gıda almıyor. Patates ve ekmekle besleniyor. Koğuşta yemekleri Mehmet Demirtaş yapar. Onun salatasını çorbasını ayrı hazırlar´ dedi. Demirtaş´ın Yıldız ile tartıştığı gün de Yıldız´ın bir haftadır yemek yemediğini ifade eden Yıldırım, Yıldız´ın sağlığından endişe ettiklerini söyledi. Yıldız´ın kendisine yönelik suçlamalarını duyduğunda ´Acaba tıbbi durumu nedeniyle mi böyle konuşuyor, ya da gerçekten bir niyet mi var?´ diye düşündüğünü belirten Yıldırım, ´Sayın Başkan bu adam tanrının altında 6 kişilik yönetim kurulu olduğunu, onların sürekli insan ürettiğini söylüyor. Biz bunları dinliyoruz. Cezaevindeyken çocuğu oldu. İnsanlar çaresiz. Nasıl bu hale geldi? Lütfen tahliye edin´ şeklinde konuştu. Mehmet Demirtaş da, 26 aydır Yıldız ile aynı koğuşta olduğunu, kendisine Allah´tan şifa dilediğini belirterek, hiç yemek yememesi nedeniyle 24 saate bir beslenmesi için Yıldız´ı tehdit ettiğini söyledi. Bu arada söz isteyen Alparslan Arslan da, cezaevinde sigara vermediklerini, bunun vatandaşlık hakkına aykırı olduğunu söyledi. Başkan Şengün de, görevlilere ´mikrofonu kapatın´ diye uyarıda bulunarak, Arslan´a bunu cezaevi yönetimine bildirmesi gerektiğini kaydetti. Şengün, Yıldız´ın, ayrı bir odada tutulması için yattığı cezaevine faks çekilmesine karar vererek, duruşmayı yarına erteledi. ( Zaman)
İBDA-C ve Hizbullah avukatları Arslan´ı savunmak istemiş
07 Aralık 2010: Ergenekon davasında tutuklu sanık Alparslan Arslan´ın gerçekleştirdiği Danıştay saldırısı nedeniyle bir dönem avukatlığını da yapan arkadaşı Ahmet Doğan, tanık sıfatıyla ifade verdi. Doğan, Danıştay olayından sona dini hassasiyeti olan avukatların davaya müdahil olma istekleri vardı. Hizbullah ve İBDA-C davalarına bakan birkaç avukat, istememiz halinde davaya müdafi olarak katılabilecekleri yolunda teklifte bulundu. Ancak ben buna karşı çıktım. dedi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yürütülen Ergenekon ana davasında Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet gazetesine el bombası atılması olaylarına ilişkin tanık ifadelerinin alınmasına 168´inci duruşmada da devam edildi. Alparslan Arslan tarafından gerçekleştirildiği ileri sürülen Danıştay saldırısından sonra bir dönem avukatlığını da yürüten arkadaşı Ahmet Doğan, tanık sıfatıyla dinlenmek üzere kürsüye çağrıldı.
Avukat Doğan, Danıştay saldırısı sırasında Adana Adliyesi´nde olduğunu, Teoman Ekşioğlu´nun kendisini arayarak haber vermesi üzerine olaydan haberdar olduğunu anlattı. Doğan, olayı haber almasından sonra da Ankara´ya gittiğini ifade etti. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi´ndeki dava sırasında Alparslan Arslan´ın avukatlığını yaptığını belirten Doğan, Alparslan Arslan´ın isteği üzerine Osman Yıldırım ile müdafi olarak görüştüm. Yıldırım´ın öğretmen olan kardeşi ve eşi de beni ısrarla aradılar. Osman Yıldırım ile Arslan´ın menfaat çatışması olduğu için ilk celsede Yıldırım´ın avukatlığından çekildim. diye konuştu. Doğan, radikal dinci örgüt davalarından tanınan Abdurrahman Sarıoğlu´nun Arslan´ın avukatlığını üstlenmesiyle Arslan´ın kendisini azlettiğini anlattı. Arslan´ın neden kendisini azlettiği konusundaki sorular üzerine Doğan, Kendisi dini hassasiyetlerle bu eylemi yaptığını söylüyordu. Savunma şekli konusunda uyuşamadık. ´Birkaç yıl içinde çıkacağım, beni savunma´ diyordu. Ben de ´seni buradan çıkarmaya yetecek hiçbir güç yok´ dedim. ´Bir iki yıl içinde çıkarım, beni savunma´ diyordu. ifadelerini kullandı. Avukat Abdurrahman Sarıoğlu´nun meslekten ihraç edildiği ve neden Arslan´ın savunmasını üstlenmek istediğinin sorulması üzerine Doğan, o dönemlerde mesleğe yeni başladığı için acemi olduğunu belirterek şöyle konuştu; Danıştay olayından sona dini hassasiyeti olan avukatların davaya müdahil olma istekleri vardı. Hizbullah ve İBDA-C davalarına bakan birkaç avukat, istememiz halinde davaya müdafi olarak katılabilecekleri yolunda teklifte bulundu. Ancak ben buna karşı çıktım. Alparslan Arslan da söz alarak, Abdurrahman Bey cezaevinde ziyaretime gelmişti. ´Avukatlığını yapabilirim´ demiş. Ben de talep edilince kabul yönünde düşüncem oldu. diye açıklamada bulundu.
Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, Osman Yıldırım´ın çapraz sorgusunda Avukat Ahmet Doğan ile gelen Avukat Teoman Ekşioğlu bana Muzaffer Tekin´in selamını getirdi. Tekin´in ´vatanseverliği işlemesin, dini içerikli savunma yapsın´ şeklinde mesajını iletti şeklindeki iddialarını sordu. Bu iddiaları yalanlayan Ahmet Doğan, Ekşioğlu ile Yıldırım´ın yalnız görüşmediklerini söyledi. ( Cihan)
(06 Aralık 2010), son güncel.: (07 Aralık 2010)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Alparslan Arslan pişman oldu mu?
Alparslan Arslan pişman oldu mu?
Danıştay ve Ergenekon davalarının birleştirilmesi manşetlerimiz
Danıştay soruşturması sil baştan
Ergenekon davasını engelleme girişimleri
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde ara