Diyarbakır´da bugün görülen faili meçhul cinayetlerle ilgili davanın 20. duruşmasında müdahil avukatlar önemli bir olayı ortaya çıkardı. Mağdur avukatlarından Tahir Elçi, 1995 yılında Cizre´de görev yapan bir savcının Temizöz ve Yavuz Güneş kod adlı Burhanettin Kıyak hakkında hazırladığı fezlekenin akıbetini sordu. Elçi, savcının Temizöz ve bünyesindeki uzman çavuş ve itirafçılar hakkında fezleke hazırladığını belirterek, ´Dönemin Cizre savcısı fezleke hazırlayarak soruşturma için il idare kuruluna göndermiştir. Ondan sonra fezleke ve soruşturmanın akıbeti bilinmemektedir´ dedi. Elçi, 15 yıldır kayıp olan fezleke ile ilgili belgeleri mahkeme heyetine teslim etti. Bugünkü duruşmada faili meçhul cinayetlere kurban gittiği sanılan çok sayıdaki kişiyle ilgili tanıkların ifadesi dinlendi. 1994 yılından bu yana kendilerinden haber alınamayan Abdullah Özdemir ve İzzet Padır ile ilgili bildiklerini anlatan Tahir Özdemir, bu kişilerin bazı sanıklarca gözaltına alındığını ve o tarihten sonra o kişilerden bir daha haber alınamadığını anlattı. Bu kayıplardan Temizöz´ü sorumlu tutan Özdemir, ´Cemal Temizöz dağa gidip terörist öldürmemiştir, sadece çoluk çocuk sahibi kimseleri öldürmüştür´ dedi. Duruşmada ayrıca sık sık tartışmalar yaşandı. Bir sanık ile bir müdahil avukat salondan çıkarıldı.
Skandal: Temizöz´ün Cizre´deki JİTEM dosyası kaybolmuş
Diyarbakır´da bugün görülen faili meçhul cinayetlerle ilgili davanın 20. duruşmasında müdahil avukatlar önemli bir olayı ortaya çıkardı. Mağdur avukatlarından Tahir Elçi, 1995 yılında Cizre´de görev yapan bir savcının Temizöz ve Yavuz Güneş kod adlı Burhanettin Kıyak hakkında hazırladığı fezlekenin akıbetini sordu. Elçi, savcının Temizöz ve bünyesindeki uzman çavuş ve itirafçılar hakkında fezleke hazırladığını belirterek, ´Dönemin Cizre savcısı fezleke hazırlayarak soruşturma için il idare kuruluna göndermiştir. Ondan sonra fezleke ve soruşturmanın akıbeti bilinmemektedir´ dedi. Elçi, 15 yıldır kayıp olan fezleke ile ilgili belgeleri mahkeme heyetine teslim etti. Bugünkü duruşmada faili meçhul cinayetlere kurban gittiği sanılan çok sayıdaki kişiyle ilgili tanıkların ifadesi dinlendi. 1994 yılından bu yana kendilerinden haber alınamayan Abdullah Özdemir ve İzzet Padır ile ilgili bildiklerini anlatan Tahir Özdemir, bu kişilerin bazı sanıklarca gözaltına alındığını ve o tarihten sonra o kişilerden bir daha haber alınamadığını anlattı. Bu kayıplardan Temizöz´ü sorumlu tutan Özdemir, ´Cemal Temizöz dağa gidip terörist öldürmemiştir, sadece çoluk çocuk sahibi kimseleri öldürmüştür´ dedi. Duruşmada ayrıca sık sık tartışmalar yaşandı. Bir sanık ile bir müdahil avukat salondan çıkarıldı.
Kayseri eski Jandarma Alay Komutanı Emekli Albay Cemal Temizöz ve Cizre eski Belediye Başkanı Kamil Atağ´ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın yargılanmasına devam edildi. Duruşma salonunda gergin dakikalar yaşandı. Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar Emekli Albay Temizöz, Kamil Atağ, Tamer Atağ, Fırat Altın (Abdulhakim Güven), Hıdır Altuğ, Adem Yakin ve Kukel Atağ katıldı.
Temizöz dosyası 1995´ten beri kayıp
Duruşmada müdahil avukatlar önemli bir olayı da ortaya çıkardı. Mağdur avukatlarından Tahir Elçi, 1995 yılında Cizre´de görev yapan bir savcının Temizöz ve Yavuz Güneş kod adlı Burhanettin Kıyak hakkında hazırladığı fezlekenin akıbetini sordu. Elçi, savcının Temizöz ve bünyesindeki uzman çavuş ve itirafçılar hakkında fezleke hazırladığını belirterek, ´Dönemin Cizre savcısı fezleke hazırlayarak soruşturma için il idare kuruluna göndermiştir. Ondan sonra fezleke ve soruşturmanın akıbeti bilinmemektedir´ dedi. Elçi, fezleke ile ilgili belgelere mahkemeye heyetine teslim etti.Diyarbakır´da görülen JİTEM davasında kısa süre önce Uzman Çavuş Burhanettin Kıyak´ın Cemal Temizöz ile birlikte işlediği bir cinayet nedeniyle AİHM´de ceza aldığı ortaya çıktı. Bugün ise savcıların Temizöz hakkında açtığı JİTEM soruşturmasının il idare kurulunda kaybolduğunu iddia edildi. Bugünkü duruşmanın savunma alma bölümünde mağdur avukatları ile Bedran kod adlı Adem Yakin arasında gerginlik yaşandı. Yakin savunma yaptığı sırada mağdur avukatlara ´Terör örgütünün zihniyetine bürünmüş cübbeli haşereler´ şeklinde hakaret içeren sözler kullanınca salonda gergin anlar yaşandı. Avukatlar Yakin´e ´cellat´ demesi üzerine itirafçı Yakin ile Hıdıf Altuğ, avukatların üzerine yürüdü. Salonda bulunan jandarma ve polis ekipleri araya girerek tarafları sakinleştirdi. Mahkeme başkanı Yakin´i dışarı çıkardı.
Abdullah Efelti´nin öldürülmesi
Duruşmada, Cizre´de Abdullah Efelti´nin öldürülmesi olayıyla ilgili olarak Bostancı köyünde vekil imamlık yapan Süleyman Taşkın, tanık olarak dinlendi. Maktul Efelti´nin Güven mezrasında ikamet ettiğini ve tanıdığını anlatan Taşkın, olay günü köyden, biri toros marka olmak üzere iki beyaz renkli otomobilin geçtiğini belirtti. Araçta bulunanları tanımadığını kaydeden Taşkın, Güven mezrasına gitmek için yol bizim köyden geçiyor. Olay günü iki adet araç mezraya doğru gitti. Bir süre sonra bu araçlar hızlı bir şekilde geri dönüp köyden ayrıldı. Abdullah Efelti´nin oğlu köye gelip, ´Babamı götürdüler´ dedi. Araçtakileri tanımıyorum. Sadece biri sakallı ve şişmandı. Daha sonra Efelti´nin cesedinin Cizre´de bulunduğunu öğrendim dedi. Taşkın, köy girişinde jandarma karakolunun bulunduğunu, karakolun izni olmadan o dönemde köye giriş çıkışların yapılamadığını belirterek, araçlardan karakolun haberinin olması gerektiğini düşündüğünü söyledi. Taşkın, maktul Abdullah Efelti´nin bir gözünün kör ve yaşlı birisi olduğunu sözlerine ekledi.
Ramazan Uykur´un öldürülmesi
Duruşmada dinlenen ikinci tanık Mehmet Uykur da amcası Ramazan Uykur´un öldürülmesi olayıyla ilgili bildiklerini anlattı. Amcası Uykur´un 1994 yılında Cizre´deki Nusaybin Caddesi üzerinde sanıklar Tamer Atağ ve Kukel Atağ tarafından öldürüldüğünü ileri süren tanık Mehmet Uykur, şöyle dedi: Ben, amcam ve amcamın oğlu İsmet Uykur, tamircinin önündeydik. Beyaz renkli torosla gelen Tamer Atağ, amcama ´Seni babam çağırıyor´ dedi. Amcam da ´Benim senin babamla işim yok, gelmiyorum´ dedi. Amcam, daha sonra kaldırımda yürüyerek eve doğru gitmeye başladı. Biraz uzaklaştıktan sonra toros marka araç amcamın önünü kesti. Araçtan inen Tamer Atağ, amcamı zorla götürmeye çalıştı. Tamer Atağ, tabancasını amcama doğrultu. Amcam tabancayı onun elinden almaya çalışırken, silah patladı. Amcam yaralandı. Arabadaki Kukel Atağ da kaleşnikofla amcamı taramaya başladı. Biz oraya gidene kadar bu iki şahıs araca binip gitti. Olaydan sonra çevredeki esnaflar kepenklerini kapatarak kaçtılar. Orada kimse kalmadı, uçan kuşlar dahi geçmez oldu. Korktuğu için olayın faillerini güvenlik güçlerine anlatamadığını ifade eden tanık Uykur, Temizöz o dönemde Cizre´yi mahvetmişti. Eğer anlatsaydım bana ve aileme zarar verirlerdi. Panzerin altında ezer ya da topun ağzına koyup Cudi´ye fırlatırdı dedi. Mahkeme, 1994 yılında savcılık ve poliste verdiği ifadeyle şu anda verdiği ifadenin bazı bölümlerinin birbiriyle çeliştiğini sorması üzerine tanık Uykur, Korkuyordum. O yüzden bildiklerimi tam olarak anlatmadım. Şimdi burada söylediklerim doğru dedi. Uykur, olaydan 3-4 ay sonra polis kıyafetli 4 kişi tarafından panzere bindirilerek kaçırıldığını ve tehdit edildiğini de sözlerine ekledi. Uykur, kaçırılma olayının amcasının öldürülmesiyle ilgisinin bulunup bulunmadığını ise bilmediğini söyledi.
Duruşmada tartışma
Duruşma esnasında sanıklardan Cemal Temizöz´ün tanığa soru sorması üzerine bazı müdahil avukatlar, mahkemeye, sanıkların tanıklara soru sormasının usule aykırı olduğunu belirtti. Daha sonra sanık Temizöz´ün tanık Uykur´a Amcanın dağda olan çocuklarının isimleri neydi? sorusu üzerine müdahil avukat Bahattin Özdemir ile sanık avukatları arasında tartışma başladı. Tartışmanın büyümesi üzerine mahkeme başkanı, avukat Özdemir´den salondan çıkmasını istedi. Avukat Özdemir, bunun ancak alınacak bir kararla olabileceğini söylemesi üzerine mahkeme başkanı tutanağa, Avukat Bahattin Özdemir´in, kendisine söz hakkı verilmediği halde sanık Cemal Temizöz´ün sorularına müdahale ettiği için salondan çıkarılmasına karar verildi diye yazdırdı. Avukat Özdemir, duruşma salonundan ayrıldı. Mahkeme heyeti, duruşmaya ara verdi.
Temizöz ´top sakal´ bıraktı
Bu arada emekliye ayrıldığı için tutuklu bulunduğu 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Cezaevinden Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevine nakledilen sanık Emekli Albay Cemal Temizöz´ün, top sakal bıraktığı gözlendi. Diyarbakır´da 25 Mart 2009 tarihinde tutuklanan emekli Albay Temizöz, yaklaşık 18 ay askeri cezaevinde kaldıktan sonra geçen ay görülen 18. celsenin ardından sivil cezaevine nakledilmişti.
´Cemal Temizöz dağa gidip terörist öldürmemiştir, sadece çoluk çocuk sahibi kimseleri öldürmüştür.´
Abdullah Özdemir ve İzzet Padır cinayetleri
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde tanık Tahir Özdemir, 1994 yılından bu yana kendilerinden haber alınamayan Abdullah Özdemir ve İzzet Padır ile ilgili bildiklerini anlattı. Abdullah Özdemir´in kardeşi, İzzet Padır´ın da amcasının oğlu olduğunu belirten tanık Tahir Özdemir, ikisinin de aralarında bulunduğu dört kişinin Zivistan mezrasında gözaltına alındığını kaydetti. Kardeşi ve amcasının oğlunun, sanıklardan Abdulhakim Güven ve Adem Yakin´in de aralarında bulunduğu bir tim tarafından gözaltına alındığını anlatan Özdemir, şunları söyledi: Abdullah 2 evli ve 12 çocuk sahibidir, İzzet ise 2 evli ve 11 çocuk sahibidir. Gözaltına alınanlar Cizre Jandarma Komutanlığı´na götürüldü. İki kişi serbest bırakıldı. Kardeşim ve amcamın oğlundan ise bir daha haber alamadık. Cemal Temizöz, ´onları da serbest bıraktık´ demişti. Ancak bir daha eve gelmediler. Biz şikayetçi ve davacıyız. Cizre´de 1994 yılında ilk dilekçe verende biziz. Ben Cizre, İdil ve Silopi savcılıklarına başvurularda bulundum. Silopi savcısı bana, ´sen dilekçenden vazgeç, Cemal yoksa seni öldürür´ dedi, ben de kendisine ´ben kardeşimden farklı değilim isterse öldürsünler davamdan vazgeçmem´ diyerek dilekçemi verdim ancak dilekçemi işleme koyup koymadığını bilemiyorum. Cemal Temizöz dağa gidip terörist öldürmemiştir, sadece çoluk çocuk sahibi kimseleri öldürmüştür. Tanık Özdemir´in beyanları üzerine söz alan sanık Kamil Atağ da tanık Özdemir´in olaydan sonra kendisine geldiğini belirterek, kayıp şahısların durumlarını öğrenmek için aradığı Cemal Temizöz´ün kendisine ´onları serbest bıraktık´ dediğini ifade etti. Mağdur vekili Tahir Elçi, Abdullah Özdemir ve İzzet Padır´ın olayının tipik bir faili meçhul olay olduğunu savunarak, Bölgede yaşanan tüm faili meçhul cinayetlerin çözümlenmesi için ciddi ve derin bir araştırma ve soruşturma yapılması gerektiğini düşünüyoruz dedi. Avukat Hülya Üçpınar da sanıkların ifadelerinde devletin düzenini sağlamak için görev yaptıklarını ileri sürdüklerini belirterek, Ancak dosyaya konulan bilgi ve belgeler özellikle sanık Cemal Temizöz ve diğer suç arkadaşlarının söz konusu olayları devletin düzenini sağlamak amacıyla gerçekleştirmediğini ortaya çıkarmaktadır. Şemdinli iddianamesinde de sanık Temizöz ile ilgili iddialar bulunmaktadır diye konuştu.
Sanık Adem Yakin salondan çıkarıldı
Duruşmada söz alan sanıklardan Adem Yakin, mağdur vekillerinden Avukat Hişar Özalp´ın kardeşi Fahri Özalp´ın terör örgütü adına Silopi sorumluluğu yaptığını ve bunun herkes tarafından bilindiğini ileri sürdü. ´Objektif ajanlık´ olarak bilinen hususta açıklama yapmak istediğini kaydeden Yakin, şunları söyledi: Objektif ajanlık devlete yapılan bir ajanlık olmayıp, örgütün içerisinde pek işe yaramayan, pasif davranışlarda bulunan kişilere denilmektedir. Bu tür kişilere objektif ajan damgası vurularak örgüt tarafından infaz edilmektedir, bu iddianamede anlatılan kişilerin pek çoğu da bu şekilde infaz edilmişlerdir. Ancak şu anda bana ve diğer arkadaşlarıma bu suçlamalar yüklenilmektedir. Bunun üzerine mağdur vekilleri, sanık Yakin´in beyanlarına itiraz etti. Tartışmanın büyümesiyle olaya müdahale eden mahkeme başkanı, sanık Adem Yakin´i sözleri ve davranışları nedeniyle duruşma salonundan çıkarttı.
Temizöz: Silopi sorumlusunu dağdan indirttim
Savunmasını yapan Temizöz ise medyada yer aldığı gibi Arif Doğan ile hiçbir zaman çalışmadığını söyledi. Hiçbir zaman kötü niyetli olmadığını anlatan Temizöz, Cizre´de görev yaptığı sırada çocuklarının dağdan inmesi için aileleriyle görüştüğünü ve şu an PKK´nın Silopi sorumlusu olan Fırat Özalp´ı indirdiğini söyledi. Temizöz, Yanlış hatırlamıyorsam onun hakkında adli işlem bile yapmadan serbest bıraktık. Kötü niyetli olsaydım bu çalışmaları yapmazdım. dedi. Temizöz, 14 sayfalık yazılı savunmasını mahkemeye heyetine teslim etti.
Kamil Atağ: Öcalan bana mektup yazmıştı
Dosyada kesin ve inandırıcı nitelikte delil bulunmadığını savunan sanık Kamil Atağ da Abdullah Öcalan yaklaşık 16 yıl önce bana göndermiş olduğu bir mektupta, ´sen yıllar sonra tek kalacaksın ve sana kimse destek vermeyecek. Ben de seni affetmeyeceğim´ demişti ve bugün ben bu durumu yaşamaktayım dedi.Eski Cizre Belediye Başkanı ve eski korucubaşı Kamil Atağ, bölgede kendisinin önüne geleni sanki öldürmüş gibi gösterildiğini dile getirdi. Atağ, 1986 yılında Abdullah Öcalan´ın kendisine bir mektup yazdığını belirterek, Sen yıllar sonra arada kalacaksın dedi. Bugünlerimi ta o zamandan görmüş. Bana rahat yüzü bulamayacaksın dedi, bugün doğru çıktı. Ama ben bu savaştan vazgeçmeyeceğim. Benim oğlumu, babamı parçaladılar. Ben terör adı altında değil, terörle gerçek mücadele ettim. Terör mağduruyum. dedi. Atağ, önceki duruşmalarda olduğu gibi mahkemeye heyetinden tahliyesini istemediğini belirterek, hakkın yerini bulmasını talep etti.
Temizöz: Arif Doğan ile çalışmadım
Sanık Emekli Albay Cemal Temizöz de mahkemeye 14 sayfadan oluşan yazılı savunmasını sundu. Cizre´de terör nedeniyle nüfusun o dönemde azaldığını belirten Temizöz, şöyle dedi: Müdahil avukatlarından biri Arif Doğan´ın beyanlarından bahsetti, oysa bu kişinin bu olaylarla herhangi bir ilgi ve alakası da bulunmamaktadır. Yine ben söz konusu bu şahısla da herhangi bir şekilde çalışmış da değilim. Cizre nüfusunun terör zamanında azaldığı doğrudur ancak bu terör nedeniyle azalmıştır. Ben mahkemeye vermiş olduğu ilk ifademde terör örgütüne bulaşmış kişilerin aileleri ile görüşüp çocuklarının örgütten ayrılmaları için çalışmalar yaptığımı beyan etmiştim. Bu ailelerden biri de Adem Yakin´in söz ettiği Özalp ailesidir. Bu arada mahkeme, Emekli Albay Arif Doğan ile ilgili herhangi bir soruşturma yürütülüp yürütülmediği ve ifadesinin alınıp alınmadığının sorulması için Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı´na yazı yazılmasını kararlaştırdı.
Kıyat´ın işe yaramayacak ifadesi dava dosyasında
Mahkeme Başkanı, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen faili meçhul cinayetlerle ilgili soruşturma kapsamında Emekli Koramiral Atilla Kıyat´ın talimatla alınan ifadesinin bir örneğinin dava dosyasına konulduğunu belirtti. Mahkeme Başkanı, Kıyat´ın ifadesinde, Emekli olduktan sonraki süreçte 90´lı yıllarda işlenmiş olan faili meçhul cinayetlerin çok sayıda oluşu, okumuş olduğum haber, kitap ve basına yansıyan rapor ve olayları kişisel olarak değerlendirdiğimde kişisel kanaatim bu olayların bir devlet politikası olarak terörle mücadele kapsamında uygulandığıdır dediğini bildirdi. Mahkeme başkanının açıkladığı ifadeye göre Kıyat´ın savcılara işe yarar bir bilgi vermediği anlaşılıyor.
Gizli tanık ´Tükenmez Kalem´ ifadesini geri çekmiş
Önceki duruşmada alınan karar üzerine bir süre önce Tükenmez kalem adlı gizli tanığı kapalı oturumda dinlediklerini belirten Mahkeme Başkanı, gizli tanığın, önceki ifadelerini kabul etmediğini, Bu ifade şantajla çeşitli vaatlerle alınmış ifadelerdir. Kimse benim üzerimden bir şeyler elde etmeye ve mücadele etmeye çalışmasın dediğini kaydetti. Mahkeme, diğer gizli tanık Sokak lambasının da kapalı oturumla dinlenmesi yönünde karar aldı. Sanık avukatları, dinlenen tanıkların beyanlarının gerçeği yansıtmadığını ve bu beyanları kabul etmediklerini belirterek, müvekkillerinin tahliyesine karar verilmesini talep etti.
Tutukluluğa devam kararı
Mahkeme, verdiği kısa bir aranın ardından sanıkların tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.
İstenen cezalar
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanıkların TCK´nın adam öldürmek, cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak ve adam öldürmeye azmettirmek suçlarından cezalandırılmaları isteniyor. Sanıklardan Cemal Temizöz´ün 9, Kamil Atağ´ın 7, Tamer Atağ´ın 2, Adem Yakin´in 7, Hıdır Altuğ´un 3, Fırat Altın´ın (Abdulhakim Güven) 6, Kukel Atağ´ın ise bir kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor. Sanık Temizöz´ün 1993´te Cizre´de terörle mücadele ediliyor görüntüsü altında korucu, itirafçı ve uzman çavuşlardan bir grup oluşturduğu, Söz konusu grubun, süreç içerisinde asli görevinden ayrılarak, terör örgütü PKK´ya yardım ettiğinin değerlendirildiği ya da özel sebeplerden dolayı gözaltına aldıkları kişileri sorguladığı anlatılan iddianamede, grubun bu sorgulanan kişilerden bir kısmını öldürdüğü öne sürülüyor. ( Cihan, Zaman)
Temizöz´den şok itiraf: Kaç insan öldürdüğümü tek tek saymanın anlamı yok
16 Ekim 2010: Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi´nde önceki gün görülen ve geç saatlerde biten duruşmada 1994 yılında Silopi´de köyden alındıktan sonra kendilerinden bir daha haber alınamayan Abdullah Özdemir´in ağabeyi Tahir Özdemir tanık olarak dinlendi. Özdemir´in kendisini birçok cinayetten sorumlu tutan sözleri üzerine söz alan emekli Albay Cemal Temizöz şunları söyledi:?Terör, ilçeleri ele geçirmişti. Benim terörle nasıl mücadele ettiğimi, kaç kişi öldürdüğümü tek tek saymanın manası yok. O dönemde, ilçelerde kaymakamlık yapanlar, bugün önemli yerlerde validirler, kendileri anlatabilir. Bunlar haksız ve yakışıksız ithamlardır.? ( Taraf)
İşte Cemal Temizöz´ün sümenaltı edilen fezlekesi
17 Ekim 2010: Emekli Albay Cemal Temizöz´ün yargılandığı faili meçhuller davasının önceki günkü duruşmasında gündeme gelen ve kaybolduğu iddia edilen fezlekeye Zaman ulaştı. Dönemin Cizre Cumhuriyet Savcısı tarafından 1995 yılında hazırlanan fezlekede, Temizöz ve soyadı bilinmeyen Yavuz isimli şahıs sanık olarak gözüküyor. Fezleke, Cizre Cumhuriyet Savcısı Taner Tabel tarafından hazırlanmış. Veysi Özcan, Şehmus Ceylan ve Ethem Aksal´ın şikayeti üzerine başlatılan soruşturmada Cemal Temizöz ve sorgu amiri Yavuz isimli astsubay, ´gasp, hürriyeti tahdit ve ölümle tehdit´ suçlarını işlemekle suçlanıyor. Yürütülen soruşturma sonucunda Temizöz ve Yavuz isimli şahsın, söz konusu şahısları bir kaçakçılık işinde ajan olarak kullandıkları ancak daha sonra aralarında yaşanan anlaşmazlık nedeniyle bu isimleri araçları ile birlikte alıkoyarak ölümle tehdit ettikleri belirtiliyor. Söz konusu suçların işlendiğini tespit eden savcı, Temizöz´ün Cizre ilçe Jandarma komutanı olduğu, diğer sanığın ise astsubay olduğu belirlenerek, ilgili kanun gereği, söz konusu şahısların yargılanması için evrak Cizre İlçe İdare Kurulu´na gönderiliyor. Ancak, evrak burada sümenaltı ediliyor. Bu arada Cemal Temizöz´le beraber adı geçen Yavuz´un kod isim olduğu belirlendi. Söz konusu şahsın gerçek isminin Uzman Çavuş Burhanettin Kıyak olduğu belirlendi. ( Zaman)
Anlaşmazlık çıkınca kaçakçıya ölüm tehdidi
22 Ekim 2010: Faili meçhuller davasında avukatların ?Temizöz´ün soruşturma evrakları kayboldu, bulunsun? dediği dosyayı star buldu. Temizöz´ün kaçakçılarla arasında anlaşmazlık çıkınca onları tehdit ettiği anlatılıyor.20 faili meçhul cinayetin infaz emrini verdiği iddiasıyla 9 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanan emekli Albay Cemal Temizöz´ün, Cizre´de görev yaptığı dönemde hakkında açılan bir dava dosyasın kaybolduğu ortaya çıkmıştı. star, kaybolan o dosyaya ulaştı.Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 1995 yılında hazırlanan soruşturma evrakındaki bilgilere göre o dönem Cizre´de kaçakçılık yapan Veysi Özcan, Şeyhmus Ceylan ve Ethem Aksal, dönemin Cizre İlçe Jandarma Komutanı Temizöz´ün kendilerini ölümle tehdit ettiği gerekçesiyle Cizre savcılığına suç duyurusunda bulundular.
Savcılık görevsizlik kararı vermiş
Cizre Başsavcılığı, gasp, hürriyeti tahdit ve ölümle tehdit suçlaması ile Temizöz ve soyadı bilinmeyen astsubay Yavuz hakkında soruşturma başlattı. Ancak dosya daha sonra ´görevsizlik´ kararı ile Cizre İlçe İdare Kurulu´na gönderildi.Görevsizlik kararında ?Temizöz ve Yavuz´un kaçakçılığın ortaya çıkmasında görev aldıkları, ancak sonradan müştekiler ile sanıklar arasında çıkan bir takım anlaşmazlıklar nedeniyle şikayetçilerin araçları ve kimliklerini gasp ederek bir süre karakolda kanunsuz olarak tuttukları ve bu sırada ölümle tehdit ettikleri anlaşılmakla...? deniliyor.
İdare Kurulu´na gitti ve yok oldu
Savcılık, sanıkların asker olduğu ve görevleri sırasında bu suçu işlediklerini belirterek ´görevsizlik´ kararı veriyor ve dosyayı Cizre İlçe İdare Kurulu´na gönderiyor. Temizöz davası müdafii avukatı Tahir Elçi, ?İdare Kurulu´na giden evrakın akıbeti ile ilgili bir gelişme yok. Şu an evrakın Cizre ilçe idare kurulunda olduğu da net değildir? dedi. ( Star)
Temizöz AİHM´deki davada ´faili meçhul´den mahkum olmuş
Faili meçhuller davasında yargılanan emekli Albay Cemal Temizöz´ün 17 yıl önce gözaltında öldürülen Muhsin Taş cinayetine ilişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi´nde (AİHM) görülen dava dosyasında adının geçtiği ortaya çıktı. AİHM´deki dava dosyasına yansıyan bilgilere göre, Temizöz ve yardımcısı ´Yavuz Güneş´ kod adlı Uzman Çavuş Burhanettin Kıyak´ın isimleri ´faili meçhul´ olarak bilinen ve Türkiye´nin mahkumiyet aldığı dosyada yer alıyor.
Şırnak´ta 1993-95 yılları arasında faili meçhul cinayetlere ilişkin eski Cizre Tabur Komutanı Albay Cemal Temizöz, korucubaşı Kamil Atağ ve itirafçıların da yargılandığı JİTEM davasında Uzman Çavuş Burhanettin Kıyak, kod ismi olan ´Yavuz Güneş´ olarak geçiyor. Kıyak´ın Temizöz´le beraber isminin geçtiği ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi´nde Türkiye´nin mahkûm olduğu olay ise 17 yıl önce yaşanan bir cinayet vakası. Dava dosyasında yer alan bilgilere göre Cizre´nin Cudi Mahallesi´nde 14 Ekim 1993 günü polis ve jandarmalar tarafından yapılan operasyon sırasında Muhsin Taş adlı kişi ayağından yaralı halde vurularak gözaltına alınıyor. Muhsin Taş´ı silahla vurarak yakalayanlar arasında dönemin Cizre Tabur Komutanı Cemal Temizöz ve Burhanettin Kıyak´ın da adı geçiyor. Yaralı halde gözaltına alınan Taş´tan bir daha haber alınamadı. Taş´ın akıbetini araştıran aileye askeri yetkililerin verdiği cevap ise trajikomikti. Askeri yetkililere göre Muhsin Taş yaralı olduğu için koltuk değneğiyle yürümek suretiyle 9 Kasım 1993 tarihinde Gabar Dağı´nda PKK sığınaklarını göstermek için götürüldüğü sırada kaçarak PKK´ya katılmıştı. Aile, Taş´ın gözaltında öldürüldüğünü iddia ederek konuyu AİHM´ye taşıdı. Dosyada Muhsin Taş´ı tutuklayan Binbaşı Cemal Temizöz ve Uzman Çavuş Burhanettin Kıyak´ın adı suçlananlar arasında yer aldı. 14 Kasım 2000 tarihinde sonuçlanan davada, Muhsin Taş´ın gözaltında öldüğü kanaatine varan mahkeme, Türkiye´yi tazminata mahkum etti. ( Zaman)
(15 Ekim 2010), son güncel.: (22 Ekim 2010)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Temizöz´le ilgili tüm manşetlerimiz
Temizöz iddianamesinde ara
Askerlerin Ergenekon ve diğer soruşturmalara müdahalesi
G.kurmay´da hangi soruşturma sonuçlandı ki?