Turgut Özal, terör raporları hazırlayan merhum Adnan Kahveci ile Eşref Paşa´dan ´ortak bir çalışma´ istedi. Bu olaydan yaklaşık 2 ay sonra, 5 Şubat 1993 günü Kahveci trafik kazasında, Eşret Bitlis de 17 Şubat 1993 günü düşen uçakta can veriyor. Turgut Özal da 17 Nisan 1993´de vefat edince yeni rapor devlet arşivlerinde yer almıyor. Org. Bitlis´in bir önceki raporunda terörden rant elde eden 28 kişinin isminin Özal´a verildiği ve listede yer alan bu devlet görevlilerinin kademeli olarak bölgeden uzaklaştırıldığı iddia ediliyor. Bitlis´in uçak kazasıyla ilgili şok bir ayrıntı da ortaya çıkmıştı. Bitlis´in düşen uçağındaki ikinci pilot Tuğrul Sezginler´in kız kardeşinin, uçağın yapım ya da bakım hatasından arızalanmış olabileceği ihtimali üzerine yapımcı firmaya tazminat davası açtığı, davaya bakan Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesi´nin kararıyla yapılan bilirkişi incelemesinde ´buzlanma emaresine rastlanmamıştır´ şeklinde rapor verildiği öğrenilmişti. Bilirkişi heyetinin başkanı emekli Albay Erdal Özden iddialar üzerine tekrar konuştu ve kazada suikast olasılığı olup olmadığına bakmadıklarını, sadece buzlanma olasılığını incelediklerini belirtti.
Eşref Bitlis suikastinde yeni bilgiler
Turgut Özal, terör raporları hazırlayan merhum Adnan Kahveci ile Eşref Paşa´dan ´ortak bir çalışma´ istedi. Bu olaydan yaklaşık 2 ay sonra, 5 Şubat 1993 günü Kahveci trafik kazasında, Eşret Bitlis de 17 Şubat 1993 günü düşen uçakta can veriyor. Turgut Özal da 17 Nisan 1993´de vefat edince yeni rapor devlet arşivlerinde yer almıyor. Org. Bitlis´in bir önceki raporunda terörden rant elde eden 28 kişinin isminin Özal´a verildiği ve listede yer alan bu devlet görevlilerinin kademeli olarak bölgeden uzaklaştırıldığı iddia ediliyor. Bitlis´in uçak kazasıyla ilgili şok bir ayrıntı da ortaya çıkmıştı. Bitlis´in düşen uçağındaki ikinci pilot Tuğrul Sezginler´in kız kardeşinin, uçağın yapım ya da bakım hatasından arızalanmış olabileceği ihtimali üzerine yapımcı firmaya tazminat davası açtığı, davaya bakan Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesi´nin kararıyla yapılan bilirkişi incelemesinde ´buzlanma emaresine rastlanmamıştır´ şeklinde rapor verildiği öğrenilmişti. Bilirkişi heyetinin başkanı emekli Albay Erdal Özden iddialar üzerine tekrar konuştu ve kazada suikast olasılığı olup olmadığına bakmadıklarını, sadece buzlanma olasılığını incelediklerini belirtti.
SABAH, Türk siyasi tarihinde perde arkasında kalan önemli bir gerçeği daha açıklıyor. Ölümündeki sır perdesi aralanamayan Jandarma eski Genel Komutanı Org. Eşref Bitlis´in Kürt sorunu çözümüne ilişkin dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal´a yazdığı Son Mektupun detayları ile birlikte önemli bir ayrıntıya daha ulaştı. Özal´ın kendisine terör konusunda rapor sunan iki ismi Org. Eşref Bitlis ile Maliye eski Bakanı ANAP Milletvekili Adnan Kahveci´den ortak bir rapor istediği ortaya çıktı. İkili Aralık 1992´de gözlerden uzak bir mekânda buluşur. Ancak Şubat 1993´te 12 gün ara ile iki ismin de hayatını kaybetmesi sürecin sonlanmasına neden olur.
´AYRINTILI RAPOR YAZIN´
Mayıs 1992´de Maliye Bakanı ve ANAP Milletvekili Adnan Kahveci´den, Ağustos 1992´de de Org. Eşref Bitlis´ten terör sorunu na ilişkin iki ayrı rapor alan Turgut Özal, Kasım 1992 başında Org. Bitlis´e Bir araya gelin daha ayrıntılı bir rapor üzerinde çalışın talimatı veriyor. Özal, birkaç gün sonra Kahveci´ye de aynı talebi iletiyor.
ÖZAL´DAN İKİNCİ HAMLE
Kasım ayı başlarında dile getirilen bu talep Org. Bitlis´in yoğun programı nedeniyle bir türlü gerçekleşemiyor. Özal, 20 Kasım 1992 tarihli MGK toplantısı sonrasında Bitlis Paşa´yı ikinci defa çağırıyor. Bitlis Bölgedeydim, yoğunluk vardı. Kısa sürede görüşürüz, derhal yanıtını veriyor. Özal, Kahveci´ye de aynı hatırlatmada bulunuyor. Kahveci, Bitlis Paşa´yı arıyor ve Aralık 1992´nin ilk günlerinde ikili, gözlerden ırak bir adreste akşam saatlerinde bir araya geliyor.
GÖREV DAĞILIMI YAPTILAR
2 saatlik görüşmede Kahveci´nin işin ekonomik ve siyasi yönü, Bitlis Paşa´nın da güvenlik boyutu üzerinde yoğunlaşması, işin kültürel ve sosyal yönü içinse Özal´a danışılması ile raporun 3-5 ay içinde bitirilmesi konusunda mutabakat sağlanıyor. Ancak yaklaşık 2 ay sonra, 5 Şubat 1993 günü Kahveci trafik kazası sonrasında, Eşref Bitlis de 17 Şubat günü düşen uçakta can veriyor. Turgut Özal da 17 Nisan´da vefat edince yeni rapor devlet arşivlerinde yer almıyor.
İLK RAPORLARDA NE VAR?
Öte yandan Adnan Kahveci, Mayıs 1992´de Özal´a sunduğu ilk raporunda şu uyarılarda bulunuyor: Kürt sorunu artık siyasal yaşamı kilitleyen kriz haline dönüşmüştür. Krizden çıkabilmek için Kürt kimliği ve dili hızla kabul edilip siyasal alanda temsil olanağı sağlanmalıdır. Org. Bitlis´in raporunda ise terörden rant elde eden 28 kişinin ismi Özal´a veriliyor ve listede yer alan devlet görevlileri kademeli olarak bölgeden uzaklaştırılıyor.
´Buzlanma işareti yoktur´ diyen albay:SUİKAST MI DİYE İNCELEMEDİK
Eski Jandarma Genel Komutanı Org. Eşref Bitlis´in hayatını kaybettiği uçak kazasını inceleyerek, Buzlanma emaresine rastlanmamıştır diyen kaza kırım heyeti başkanı emekli Albay Erdal Özden, Olayı suikast yönüyle incelemedim, kazayı inceledim dedi. Bitlis´in düşen uçağındaki ikinci pilot Tuğrul Sezginler´in kız kardeşi, uçağın yapım ya da bakım hatasından arızalanmış olabileceği ihtimali üzerine yapımcı firma Beechcraft´a tazminat davası açtı. Bunun üzerine Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesi, bilirkişi incelemesine karar verdi. Olay sonrası fotoğraflar, görgü tanığı ifadeleri, kaza müfettişleri ve kaza inceleme heyetinin raporlarını ele alan bilirkişi heyeti, geniş çaplı kaza raporu hazırladı. 4 Kasım 1996 tarihli 7 sayfalık çarpıcı raporda, suikast şüphesinin de gözardı edilmemesi gerektiği vurgulandı. Raporda, kaza kırım heyeti başkanı Albay Erdal Özden´in de Motor hava girişinin buzla kaplı olduğuna dair bir emareye rastlanmamıştır ifadesi de yer aldı. Diğer bir deyişle, bilirkişi emekli Özden´e dayanarak buzlanma ihtimalinin olamayacağı görüşünü belirginleştirdi. Sessizliğini koruyan emekli Albay Erdal Özden de SABAH´a konuştu. Mahkemede de bunu dile getirdim diyen Özden şöyle konuştu: Açıklamayı Genelkurmay yapar. ´Suikast var mı, yok mu´ diye bakmadım. Bir beyanat veremem.
ESKİ DDK ÜYESİ, MHP MİLLETVEKİLİ VURAL: KAHVECİ´NİN ÖLDÜĞÜ KAZADA İHMALLER VAR
Eski Maliye Bakanı Adnan Kahveci´nin Ankara-İstanbul otoyolunda kaza sonucu ölümünü araştırmak üzere Turgut Özal, Devlet Denetleme Kurulu´nu görevlendirmişti. O tarihte DDK üyesi olan MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, şu noktalara dikkat çekiyor: Biz sadece kazanın oluş şekliyle ilgili görevliydik. Kahveci´nin üzerinde çalıştığı konularla kaza arasında bir bağlantı aramadık. Ancak süreçte çeşitli kuruluşların ihmalleri söz konusu. Örneğin 4 Şubat´ta Bayındırlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı ´Yol ulaşıma açılmaya uygun değil´ diye not gönderiyor. 5 Şubat´ta da kaza oluyor. Sanki açılış yapılması için yolla ilgili güvenlik önlemleri göz ardı edilmiş gibi... Öte yandan TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin de Turgut Özal ve Eşref Bitlis´e suikast iddialarının üzerine gidilmesi gerektiğini belirterek, Tüm bu kuşkuları giderici nitelikle bir inceleme yapılarak, kamuoyu vicdanı tatmin edilmelidir dedi. ( Sabah)
Bitlis´i PKK´yla savaştan rant sağlayan çevreler öldürdü
Emre Aköz (Sabah): Eşref Bitlis, mektubunu 1992´de Özal´a gönderiyor. Yani PKK´nın saldırılarının başlamasından 8 yıl sonra... Bu sekiz yıl, bazı kesimlerin TSK-PKK kapışmasından nemalanmaya başlaması için yeterlidir: Zaten mektubunda Bitlis de o fırsatçı kesimin altını çiziyor. Peki, kimleri suçluyor? 1) Çekiç Güç´te görev alıp PKK´ya yardım eden Amerikalı komutanlar... 2) Savaştan rant sağlayan devlet görevlileri... 3) Güvenlik güçlerinden aldıkları destekle PKK adına iş çeviren Kürt işadamları... Burada ABD´nin yaptıkları ayrı bir tartışma konusu. Onu şimdilik bir yana koyalım... Esas olan yerli aktörlerdir! Ve Eşref Bitlis düpedüz mensubu olduğu kurumu, yani Silahlı Kuvvetler´i suçlamakta... TSK içinde PKK sorunundan nemalanan ekiplerin olduğunu... Daha da vahimi, Genelkurmay´ın bunlara ses çıkarmadığını görüyor. İşte kritik nokta bu! Yoksa Eşref Bitlis´in çözüm önerilerinde, en azından bugünden bakıldığında, heyecan uyandıracak, yaşasaydı çözecekti dedirtecek bir fikir bulunmuyor. (Örneğin PKK´nın lider kadrosunun dağıtılması gerektiğini yazmış ki bunu herkes söyler.) Eşref Bitlis´in günahı, sorunun sadece dışarıdan değil, içeriden de kaynaklandığını Cumhurbaşkanı´na bildirmesiydi. Niye GK Başkanı´na ve Kuvvet Komutanlarına değil de, CB Turgut Özal´a?.. Çünkü diğerlerinin ya işin içinde olduğunu ya da yapılanlara göz yumduklarını düşünüyordu da ondan... Eh, bir de buna Amerikalı komutanları suçlamasını eklerseniz... Tarihte hep şahit olduğumuz bir olayla karşılaşırsınız: Menfaat çarkına çomak sokanı yok etmek... Abdullah Öcalan, 1993´te Bu işi bitirmeye kalkarsam, beni bitirirler demişti. Bitirmedi, yaşadı. Eşref Bitlis bitirmek istedi... Onu bitirdiler. Olay budur. ( Sabah)
Öldürülen askerler... Sır perdesi aralanacak mı?
Nazlı Ilıcak (Sabah): Türkiye´de faili meçhul cinayetlerden hesap sorulmaya başlanması bile, daha demokratik bir ortama girildiğinin delilidir. Evvelce konuşulması mümkün olmayan konular irdeleniyor, failler aranıyor. Cinayetlerin işlendiği dönemde sesini çıkarmaya cesaret edemeyen aileler, bugün hesap sorulsun istiyor. Faili meçhul cinayet derken, sadece PKK ile irtibatlı görüldüğü için öldürülen vatandaşlardan söz etmiyorum. Bir dizi yüksek rütbeli subay da hayatını kaybetmişti; açıklanan gerekçeler yakınlarını tatmin etmekten uzaktı.
Korgeneral Hulusi Sayın, Olağanüstü Hal Bölgesi´nde oluşturulan Asayiş Birlikleri Kolordu Komutanlığı´ndan 1 Eylül 1989´da emekli olmuştu. Başbakanlık Başmüşavirliği görevini yürütürken, 30 Ocak 1991´de, Ankara´da evinin önünde uğradığı silâhlı saldırı sonucunda öldürüldü. Cinayetten Dev-Sol sorumlu tutuldu. (Uyuşturucu kaçakçısı Hüseyin Baybaşin´e göre, Sayın yumuşama ve çözümden yana olduğu için ortadan kaldırıldı.)
Korgeneral İsmail Selen, emekli olduktan sonra, sahibi olduğu Renault bayiinde, Dev-Sol´lu militanlar tarafından öldürüldü (23 Mayıs 1991). Aynı gün Adana Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Temel Cingöz de, 4 Dev-Sol militanı tarafından arabasının içinde tarandı. Acaba, Dev-Sol´a bütün bu suikastlar sipariş mi edilmişti?
Orgeneral Eşref Bitlis´in uçağı, 17 Şubat 1993´te düştü. Kazanın buzlanmadan kaynaklandığı ileri sürülse de, bu konudaki şüpheler hep muhafaza edildi. Eşref Bitlis´in uçağının ikinci pilotu Yüzbaşı Tuğrul Sezginler´in ablası, işin peşine düştü ama bütün kapılar önünde kapanıyordu. Susması yolunda baskıya uğradı. Şimdi, hem Eşref Bitlis´in oğlu Tarık Bitlis, hem de Saime Sezginler uçak kazası dosyasının yeniden açılması için uğraşıyor.
Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın, 22 Ekim 1993´te, Lice Asayiş Bölük Komutanlığı binasının önünde vurularak öldürüldü. Suikastın PKK terör örgütü tarafından gerçekleştirildiği iddia edildi. Yüksekova çetesi soruşturması sırasında, bir çete üyesi, Aydın´ı JİTEMci itirafçıların öldürdüğünü söyledi. Bahtiyar Aydın, Eşref Bitlis´in ekibi içinde yer alan yüksek rütbeli bir askerdi.
Tunceli İl Jandarma Alay Komutanı Albay Kazım Çillioğlu, Eşref Bitlis´in ekibindendi. 3 Şubat 1994´te, lojmandaki odasında kafasına tek kurşun sıkılmış halde bulundu. Ailesi bunun intihar olduğuna hiçbir zaman inanmadı. Şimdi Çillioğlu´nun oğlu Gökhan Çillioğlu, suikastçılardan hesap sorulmasını istiyor. Babamı Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım´ın öldürdüğünü biliyorum. Babamı ortadan kaldırtan Tunceli Bölge Komutanı Tuğgeneral İsmail Kuru´dur. Onu herkes ´PKK Paşası´ olarak bilir.
Mardin Jandarma Alay Komutanı Albay Rıdvan Özden, 12 Ağustos 1995´te PKK ile girdiği çatışmada alnından vurularak öldürüldü. Ama eşi Tomris Özden, bu iddiaya hiçbir zaman inanmadı. Zaten eşinin, alnından değil ensesinden vurulduğunu ileri sürüyor. Daha sonra bir PKK itirafçısı Tomris Özden´i doğruladı. Kendisinin de içinde bulunduğu Bıçak Timi denilen bir JİTEM ekibinin Albay Özden´i öldürdüğünü iddia etti.
Sivil dikta diyerek, Türkiye´yi karanlık bir otoriter rejim içinde göstermek isteyenler, işin biraz da bu yüzüne baksınlar. Aksine, bugün, karanlıkta kalan birçok olay aydınlanıyor. Hiç değilse, aileler korkusuzca işin peşine düşüp, hesap sorulmasını isteyebiliyor. ( Sabah)
(06 Ekim 2010, 12:08)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
´Kod adı: KALE´: İşte Eşref Bitlis´ten Özal´a son mektup
Eşref Bitlis suikastiyle ilgili manşetlerimiz
Kanlı ve Kara Yıl: 1993.. PKK´nın tasfiyesi durduruldu
Flaş!!! ´Eşref Bitlis´in uçağı düşürüldü, hiç şüphem yok´
Albay: Bensiz Bitlis´i nah öldürürlerdi
Adalet Bakanı: Özal ve Bitlis´in ölümü şüpheli
Albay: Bitlis´in ekibi öldürülecek
Fotoğraftaki 10 subaydan 7´si öldü
Ergenekon-PKK bağlantısı manşetlerimiz
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde ara