İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, aralarında Hanefi Avcı´nın arkadaşı Necdet Kılıç ve SDP´lilerin de bulunduğu Devrimci Karargah terör örgütü üyesi 13 şüphelinin tutuklama kararına itirazını değerlendirdi. Mahkeme, kuvvetli suç şüphesi ve dosyadaki delil durumunu gerekçe göstererek tahliye taleplerini reddetti. Öte yandan bu örgüte yardım ve yataklık suçundan tutuklu bulunan Hanefi Avcı, itiraz süresinin son gününde tahliyesini talep etti. Avcı´yı tutuklayan Hakim Eryılmaz´ın yer almadığı İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti tahliye talebini 3 gün içinde değerlendirecek.
Devrimci Karargah´ın tahliyesi reddedildi, Avcı tahliye istedi
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, aralarında Hanefi Avcı´nın arkadaşı Necdet Kılıç ve SDP´lilerin de bulunduğu Devrimci Karargah terör örgütü üyesi 13 şüphelinin tutuklama kararına itirazını değerlendirdi. Mahkeme, kuvvetli suç şüphesi ve dosyadaki delil durumunu gerekçe göstererek tahliye taleplerini reddetti. Öte yandan bu örgüte yardım ve yataklık suçundan tutuklu bulunan Hanefi Avcı, itiraz süresinin son gününde tahliyesini talep etti. Avcı´yı tutuklayan Hakim Eryılmaz´ın yer almadığı İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti tahliye talebini 3 gün içinde değerlendirecek.
Devrimci Karargah terör örgütüne (DKÖ) yardım ve yataklık suçundan tutuklu bulunan Emniyet Müdürü Hanefi Avcı´nın avukatı tahliye talebinde bulundu. İstanbul Barosu tarafından Avcı´nın müdafiliğinde görevlendirilen avukat Bahtiyar Kurt, müvekkilinin tutukluluğunun kaldırılması için mahkemeye başvurdu. Avcı´yı tutuklayan Hakim Rüstem Eryılmaz´ın yer almadığı İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti tahliye talebini değerlendirecek. Avcı´nın avukatı Bahtiyar Kurt, müvekkilinin tahliye talebinden haberi olduğunu açıkladı. Tutuklama kararlarına 7 gün içinde itiraz edilmek zorunda. Avcı´ya 28 Eylül 2010´da verilen tutuklama kararına itirazın süresi dün doluyordu. İtiraz için son günde Avcı´nın dilekçesi mahkemeye verildi. Dilekçede Avcı´nın sabit ikametgahı olduğu, işi bulunduğu, kaçma ve delilleri karartma şüphesi bulunmadığı belirtilerek tahliye talebinde bulunulduğu öğrenildi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti üç gün içinde Avcı´nın tutuklama kararına itirazı değerlendirecek.Öte yandan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, aralarında Hanefi Avcı´nın arkadaşı Necdet Kılıç ve SDP´lilerin de bulunduğu 13 şüphelinin tutuklama kararına itirazını değerlendirdi. Mahkeme, kuvvetli suç şüphesi ve dosyadaki delil durumunu gerekçe göstererek tahliye taleplerini reddetti. Şüpheliler 24 Eylül 2010´da hakim karşısına çıkarılmış ve Devrimci Karargah terör örgütü üyesi olmak suçundan tutuklanmıştı. ( Zaman)
Ergenekon örgütleri boşalınca DKÖ doğdu
Avcı´nın tutuklanmasıyla tekrar gündeme gelen Devrimci Karargah´ın PKK ve DHKP-C´nin Ergenekon bağlantıları ortaya çıkınca devreye sokulduğu belirtildi.Hanefi Avcı´nın tutuklanması ile yeniden gündeme gelen Devrimci Karargah Örgütü´nün (DKÖ) yapısı terör uzmanlarını bile şaşırtıyor. Bir anda ortaya çıkan örgüt eylemlerinin yanı sıra kamuoyunca tanınan isimlerle olan bağlantıları ve diğer ilişkileri ile de dikkat çekiyor. Her türlü örgütten üye alarak yeni yeni yapılan bir örgüt olmasına rağmen DKÖ´nün tecrübeli örgütlerden bile sağlam yapılanması dikkat çekiyor.1. Ordu Komutanlığı´nın bulunduğu Selimiye Kışlasına yapılan havan toplu saldırıyı üstlenene kadar bir kaç terör uzmanı dışında kimsenin adını dahi bilmediği örgütün kuruluşu ile ilgili çok farklı iddialar var. Hikmet Kıvılcımlı´nın fikirlerinden etkilenen örgütün lider kadrosunun yurt dışında yaşadığı ve örgütün özellikle Hollanda´da yapılandığı belirtiliyor. Örgütün Avrupa yapılanmasında PKK´lılar önemli yer tutuyor.
Taşeronlar deşifre olunca kuruldu
15 yıl PKK içinde yer aldıktan sonra kaçan Bülent Dumlu isimli eski terörist, İstanbul Emniyet Müdürlüğü´nde 1 Aralık 2008 günü verdiği ifadede PKK, Hizbullah ve DHKP-C´nin Ergenekon´la bağlantıları ortaya çıkınca yeni bir örgüt kurulduğunu iddia etti. Bu örgütün Devrimci Karargah olduğunu belirten Dumlu ?Örgütler boşa çıkınca Devrimci Karargah diye bir örgüt kuruldu. PKK içerisinde eğitim alanları yeni bir örgütte toplayarak bu kaçışları önlemek istediler. Devrimci Karargâh Örgütü´nü Ergenekon´a hizmet eden bir yapı olarak görüyorum? dedi.
Türkiye sorumlusu Ulaş Erdoğan herşeyi itiraf etti
Örgütün derin yapılarla bağlantılarını, Bostancı´da çıkan çatışmada öldürülen terörist Orhan Yılmazkaya´nın ardından Türkiye sorumluluğu görevine getirilen tutuklu sanık Ulaş Erdoğan anlattı. Hırvatistan´da örgüt lideri ile bazı eylem planları yaptıklarını anlatan Erdoğan, ?uçak kaçırarak 11 Eylül tarzı eylem yapmak, lüks yatları kundaklamak, bir gazeteye saldırmak gibi eylemleri örgüt yönetiminin isteğini, kendisinin Mehmet Ağar´a yönelik bir eylem teklif ettiğinde ise bunun kabul edilmediğini? söyledi. Erdoğan, örgüt yöneticisi Ağar´a yönelik eylemi kabul etmeyince örgütün karanlık bağlantıları olduğunu düşünmeye başladığını anlattı.
Önce PKK´lı sonra Ülkücü lider!
Çok farklı üye profiline sahip olan Devrimci Karargah nerede ise tüm terör örgütlerinden üye alıyor. DKÖ´nün Bostancı´da öldürülen lideri Orhan Yılmazkaya PKK kamplarında eğitim almış bir isim. Yılmazkaya´nın yerine atanan Ulaş Erdoğan ise Ülkücülerle Çeçenistan´a savaşmaya gitmiş bir isim. Örgüte sol örgütlerden de PKK´dan da katılım var. Son operasyonda tutuklanan isimler ise Kurtuluş örgütü üyesi. Örgütün PKK ile bağlantıları tartışılan SDP içinde de yapılandığı biliniyor. Devrimci Karargah´a yönelik operasyonlarda ele geçirilen suç unsurları da örgütün bilinen tüm terör örgütlerinden farklı olduğunu gösteriyor. Son dalga DKÖ operasyonunda bir yazışma anahtarı ele geçirildi. Özel bir şifreleme yöntemi kullanan örgütün hazırladığı bu anahtar inceleyen tüm uzmanları şaşırttı. Çünkü bu tip bir yazışma anahtarının ancak çok köklü bir örgütte olabileceği, bir örgütün böyle bir anahtara sahip olabilmesi için onlarca kez baskın yemesi gerektiği belirtiliyor. ( Star)
Avcı Operasyonu Böyle Çöktü
Şamil Tayyar: Hanefi Avcı operasyonu başladığında ısrarla savunduğum bir tez vardı: Operasyon kitap yüzünden başlamadı, operasyonu önlemek için bu kitap yazıldı. Bu bağlamda, cemaat iddiasının işlendiği ikinci bölüm kitaba sonradan eklendi. Habertürk TV´deki olaylı tartışma programında konuşan Milliyet Yazarı Belma Akçura, istemeden de olsa bu iddiayı teyit eden önemli bir açıklama yaptı. Dedi ki: Hanefi Avcı kitabın taslağını bana mayıs ayında (2010) gönderdiğinde cemaat bölümü yoktu. 16 Ağustos 2010 günü katıldığı bir TV programında kitabı 10 Nisan polis günü nedeniyle yayımlamayı düşündüğünü ancak ertelediğini söyleyen Avcı, bu kararı almasa piyasaya sürülecek kitapta cemaat bölümü olmayacaktı. Avcı´nın sevgilisi ve karısı kadar güven duyduğu Milliyet Muhabiri Nedim Şener´in de avukat edasıyla yaptığı ısrarcı savunmasının ardından, operasyonun kitap yüzünden olmadığı görüşüne yakın tavır sergilemek zorunda kalması, ilginçtir. O halde problemin kaynağı nedir? Bu soruya daha sağlıklı cevap bulabilmek için soruşturmanın tamamlanmasını bekleyelim. Bakalım, bu köprünün altından daha ne sular akacak? ( Star)
Silivri´den mektup var: Avcı´dan savunma
Devrimci Karargâh soruşturmasında tutuklanan Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, gazeteciler Ruşen Çakır ve Nedim Şener gibi isimlere gönderdiği altı sayfalık mektupta hakkındaki iddialara yanıt verdi. Devrimci Karargâh soruşturmasında tutuklanan Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, gazeteciler Ruşen Çakır ve Nedim Şener gibi isimlere gönderdiği altı sayfalık mektupta hakkındaki iddialara yanıt verdi. İşkenceci olarak anılmaktan rahatsız olduğunu belirten Avcı, altı sayfalık mektupta cemaatle ilgili şu değerlendirmede bulundu:
Cemaati faydalı buluyorum
?Ben cemaati savunanları aksine ne Gülen Cemaatini ne de tarikatları ne de başka fikir, düşünce, inanç hareketlerini suç olarak görüyorum. Hatta kendi mecralarında kalmak kaydıyla faydalı bile olduklarını savunuyorum. Ama cemaat mensuplarının emniyete sızıp orada yaptıkları dinlemelerle, sahte evraklarla şantaj ve komplo yapmalarına karşıyım. Kitabımı tam okumayanlar Susurluk, 28 Şubat, Ergenekonvari düşünce ve anlayışlara karşı çıktığımı göremiyorlar.?
Kılıç benim yüzünden tutuklandı
Hanefi Avcı, kendisinin Necdet Kılıç yüzünden tutuklanmadığını asıl Necdet Kılıç´ın kendisi yüzünden tutuklandığını iddia etti: ?İddia ediyorum. Bir tek suç içeren konuşmam yoktur. Ne Necdet Kılıç´la ne de bir başka kişi ile. Necdet Kılıç´la bilgisayar üzerinden de hiç görüşmedim. TİB´de bütün e-posta dökümleri vardır. Baksınlar. Beni 7 kasımda dinlemeye başladılar. Bir hafta dinlediler. Tek istedikleri özel hayatıma dair bir telefon kaydı ve görüntü idi. Ben dinlenildiğimi anlayınca konuşmaların içeriğini değiştirdik. İstediklerini elde edemeyeceklerini anladıklarında da dinlemeyi bıraktılar. Kitap yayımlanınca suçlarına bahane bulmak için bu örgütü ve arkadaşım Necdet Kılıç´ı bahane kullandılar.?
Kitap daha önce yazıldı
Avcı, mektupta özel hayatıyla ilgili gizli görüntüler yüzünden bu kitabı yazmaya zorlandığı iddialarına da cevap verdi: ?Bana şantaj yapıldığı için kitabı yazdığım söyleniyor. Halbuki kitap çok önceden yazıldı. Özel hayatımla ilgili bilgileri bilmesi gereken yakınlarım zaten 2009´un altıncı ayından beri biliyorlar. Bundan dolayı kimse beni tehdit edemez. Ancak bundan dolayı ses bulup kaset vesaire ile şantajlar da yapıldı.?
İşkence yaptım ama...
Avcı kendisinden işkenceci diye bahsedilmesinden de rahatsız: ?12 Eylül öncesi tüm ülke genelinde olduğu gibi ben de o yanlış yöntemleri kullandım. Kişilerin onurunu kırmadığım için eskiden sorguladığım herkesle bugün dost ve arkadaşım.? ( Taraf)
´Devrimci Karargah´ iki yıldır gündemde
15 Ekim 2010: Türkiye, Devrimci Karargâh Örgütü´yle iki yıl önce tanıştı. Oysa söylenenlere göre örgütün 30 yıllık bir tarihi vardı. Liderleri Serdar Kaya, ilhamını Dr. Hikmet Kıvılcımlıdan almıştı. Militanları PKK kamplarında eğitildi. Türkiye sorumlusu Ulaş Erdoğan´ı ise Çeçenistan´a Ülkücüler götürdü. Emniyet müdürü Hanefi Avcı bu örgüte yardım ve yataklıktan tutuklandı. Sosyalist solun temkinle yaklaştığı örgüt bu hâliyle daha çok tartışılacağa benziyor. İnternete girip Devrimci Karargâh Örgütü (DKÖ) yazdığınızda karşınıza çıkan en çarpıcı başlık Ekşi Sözlük´ten: Kırk yıllık solcuyuz böyle örgüt görmedik! Gerçekten de örgütün adını birkaç yıl öncesine kadar ne duymuşluğumuz, ne de herhangi bir eylemine rastlamış lığımız var.
DKÖ son birkaç yıldır Türkiye´nin gündeminde. Adını önce Selimiye Kışlası´na atılan havan mermisiyle duyurdu. Sonrasında İstanbul- Bostancı´da örgüt lideri Orhan Yılmazkaya´nın öldürüldüğü çatışmayla gündeme geldi. Ardından da Adalet ve Kalkınma Partisi´nin İstanbul İl Başkanlığı aynı örgüt tarafından bombalandı. Bir polis memuru öldürüldü. Şimdi aynı örgüt bu defa Hanefi Avcı´nın tutuklanmasıyla birlikte tekrar gündemde. DKÖ gerçekten denildiği gibi çakma bir örgüt mü? Yoksa gerçekten iddia edildiği gibi Ergenekon çaresiz kalınca DKÖ´nü mü devreye soktu? İtirafçıların, gizli tanıkların iddia ettiği gibi taşeronsuz kalan derin devletin yeni bir tezgâhı mı? Bunları bilmemiz mümkün değil. Ama Selimiye Kışlası´nın bombalanmasının ardından PKK´nın DKÖ´nü sahiplenmesi, Dev-Sol´la birleşmesi yapılanları, yaşananları ciddiye almayı gerektiriyor. Aktüel hem kamuoyunda, hem de sol platformlarda çok tartışılan bu örgütü mercek altına aldı.
Çeçenistan´a savaşmaya gitti
Emniyet kaynaklarına göre DKÖ, Dr. Hikmet Kıvılcımlı´nın fikirlerinden ilham almış. İddialara göre geçmişi 1980 öncesine kadar uzanıyor. Liderliğini Sarp Kuray´ın yaptığı Partizan Yolu hareketi DKÖ´nün atası. Partizan Yolu 1988´de adını 16 Haziran Hareketi olarak değiştiriyor. Örgütün o dönemde önderi ise Serdar Kaya. 1988 yılı Partizan Yolu ya da 16 Haziran Hareketi için her anlamda bir dönüm noktası. Örgüt bu tarihte PKK ile anlaşma yapıyor. Yapılan anlaşmaya göre 16 Haziran Hareketi´nin deşifre olmamış kadroları Lübnan- Bekaa´daki PKK kamplarına yerleştiriliyor. Burada silahlı eylemler konusunda eğitiliyorlar. Ardından da yeni kadrolar Türkiye´de ses getirecek terör eylemlerine başlıyorlar. Bunun üzerine yapılan operasyonda örgütün Türkiye önderi Serdar Kaya çok sayıda militanla birlikte yakalanıp, tutuklanıyor. Tutukluluk sırasında örgüt lideri Sarp Kuray ile önder Serdar Kaya´nın arası açılıyor. Kaya, Kuray´ı cezaevinden gönderdiği mektuplarla eleştirmeye başlıyor. Bunun üzerine Yunanistan´da örgütün genel toplantısı yapılıyor ve Sarp Kuray örgütten arkadaşlarıyla birlikte ayrılıyor. Serdar Kaya ise 16 Haziran Hareketi´nin adını Devrimci Karargâh Örgütü olarak değiştiriyor.
MİT, örgütü tanımıyor
1992´den 2008´e kadar hiçbir eylemde bulunmayan örgüt bir anda gün yüzüne çıktı. Bu arada Serdar Kaya tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. Bundan yararlanarak yurt dışına, Hollanda´ya kaçtı. Sarp Kuray ise yaşadığı Fransa´dan Türkiye´ye döndü. Ancak Kaya´nın kendisine göndermiş olduğu örgüt raporları yüzünden cezaevinde. Müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Örgütü yurt dışından yöneten Serdar Kaya, Türkiye sorumluluğuna ilk başta Orhan Yılmazkaya´yı getirdi. Yılmazkaya PKK kamplarında eğitim almıştı. Bu eğitimin fotoğrafları basına da yansıdı. 27 Nisan 2009´da İstanbul-Bostancı´da polisle girdiği çatışmada öldürüldü. Yılmazkaya´nın ardından örgütün Türkiye sorumluluğuna Ulaş Erdoğan getirildi. Erdoğan, Marksist Leninist Komünist Partisi (MLKP) üyesiydi. Ancak örgütle anlaşmazlığa düşünce ayrılmış, 14 ay Çeçenistan´da Ruslara karşı savaşmıştı. Erdoğan´ı Çeçenistan´a götürenler ise Ülkücülerdi. Erdoğan, Çeçenistan dönüşünde Devrimci Karargâh Örgütü´ne katılmaya karar verdi. Yılmazkaya´nın öldürülmesinin ardından da örgütün Türkiye sorumlusu oldu.
Yılmazkaya´nın cenazesine solcular katılmadı
DKÖ´nün liderleri ardı ardına öldürülse, yakalansa da sonunu getirmek mümkün olmadı. Çünkü örgüte diğer sol gruplardan katılımlar olmaya başladı. Bu arada DKÖ, Dev- Sol (Devrimci Sol) ile birleştiğini açıkladı. Örgütün internet sitesinden duyurulan bu bildiri sosyalist sol gruplar tarafından şüpheyle karşılansa da Dev-Sol aksine bir açıklama yapmadı. Birleşme 1990´lı yıllarda aldığı darbelerle dağılma sürecine giren Dev-Sol´un Bedri Yağan grubuyla yapılmıştı. Örgüte en büyük destek ise PKK´dan geldi. PKK hem DKÖ´nün Selimiye Kışlası´na yönelik saldırısının ardından, hem de Orhan Yılmazkaya´nın öldürülmesinden sonra bildiri yayınladı. Oysa diğer sol ve sosyalist gruplar örgüte hep temkinli yaklaşıyorlardı. Bu yüzden örgüt lideri Orhan Yılmazkaya´nın cenazesine hiçbir sol grup katılmamıştı. Emniyet kaynaklarına göre örgüt son derece profesyonel çalışıyordu. Örgüt içi haberleşmede cep ya da ankesörlü telefon kullanılmıyordu. Konuşmalarda da buluşma yeri söyleniyor ama asla ayrıntıya girilmiyordu. Buluşmaya giden örgüt üyeleri de takip edildiklerini düşünerek hareket ediyorlardı. Örgüt yurt dışındaki liderleri Serdar Kaya ile haberleşmek için de özel bir yazılım geliştirmişti. Bu yazılım sadece çok özel durumlarda, örgüt içi haberleşmede kullanılıyordu. Bu yüzden hem polis, hem de Milli İstihbarat Teşkilatı bu yazılımı ve örgütün yapılanmasını çözmek için uzun süre uğraştı.
Ergenekon bağlantısı
DKÖ´nün Ergenekon´la bağlantısı da sık sık gündeme getirildi. Konuyla ilgili eski PKK ´lı Bülent Dumlu´nun açıklamaları ve yaptığı ihbarlar vardı. Örgütün Türkiye sorumlusu Ulaş Erdoğan da bir süre sonra Serdar Kaya´nın davranışlarından şüphelenmişti. Erdoğan ifadesinde Kaya´nın JlTEM´le çalıştığını ileri sürüyordu. Ancak bu sürede en şaşırtan gelişme Ergenekon Davası´nda yaşandı. Örgütle ilgili soruşturma başlatan savcı Zekeriya Öz bir yazıyla polis ve MİT´ten bilgi istedi. Yazıya Emniyet Genel Müdürlüğü elindeki bilgi ve dokümanları göndererek cevap verdi. Ancak MİT´ten gelen cevap herkesi şaşırttı; Konuyla ilgili ellerinde bilgi ve belge yoktu!
Solcuların şüphe ile baktığı sol örgüt
Devrimci Karargâh Örgütü ile tüm bu gelişmeler yaşanırken polis geçtiğimiz haftalarda yeni bir operasyon yaparak 17 kişiyi gözaltına aldı. 12 kişi ise yapılan sorgulamanın ardından tutuklandı. Tutuklananlar arasında yer alan Necdet Kılıç üzerinden Hanefi Avcı´ya ulaşıldı. Sonunda emniyet müdürü Hanefi Avcı da örgüte yardım ve yataklıktan tutuklanarak Silivri Cezaevi´ne yerleştirildi. Devrimci Karargâh Örgütü´nün kısa tarihi böyle. Sosyalist sol örgüt ve grupların şüphe ile baktığı, Türkiye´nin daha önce karşılaştığı örgütlere pek benzemeyen bu grup daha bir süre tartışılmaya devam edecek. Gerçek mi? O belki çok uzun zaman sonra ortaya çıkacak, belki de hiç çıkmayacak... ( Tuncay Opçin / Yeni Aktüel)
(06 Ekim 2010), son güncel.: (15 Ekim 2010)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Hanefi Avcı´nın iddiaları manşetlerimiz
Ergenekon davasını engelleme girişimleri
Flaş!!! Avcı´ya ´Devrimci Karargah´ gözaltısı
Devrimci Karargah Örgütü manşetlerimiz
İşte Hanefi Avcı´nın Ergenekon planı
Islak imzalı belge de cemaatleri hedeflemişti
Ergenekon´un karşı hamlesi Avcı´dan
Avcı´nın amacı soruşturmayı engellemek
Hanefi Avcı kuyuya bir taş attı
İşte Avcı´ya savcının yönelttiği sorular