1993 yılında şüpheli bir uçak kazasında hayatını kaybeden Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis, ölümünden 7 ay önce Özal´a sunduğu mektubunda Çekiç Güç´ün PKK´ya yardım ettiğini telsiz konuşmalarıyla ortaya koyup, ´Devreye girin, önü alınamayan risklerle karşı karşıyayız´ diyordu. ´Kod Adı: Kale´ planı MGK´ya gelince ise rahatsızlıklar başlamıştı. 1993 yılı Türkiye için kanlı ve kara bir yıl. En kanlısının Bingöl´deki 33 er katliamının olduğu çok sayıda peşpeşe gelen olaylarda kendi alanında güçlü ve simge isimler aynı yıl, art arda hayatlarını kaybetti: Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis, Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın, JİTEM Grup Komutanı Binbaşı Cem Ersever ve yakın arkadaşları ile gazeteci Uğur Mumcu. Kimi öldürüldü, kiminin ölümünün üzerindeki sis perdesi hala aralanamadı. Bu dört ismin ortak özelliği ise ya PKK´yla mücadelenin doğrudan içinde yer almaları ya da sorunun çözümü için ciddi mesai harcamalarıydı. Bu olaylar sonucunda bugünlerde ´demokratik açılım´ projesiyle yapılmaya çalışılanın benzeri, yani PKK´nın tasfiyesinin sağlanarak Doğu ve Güneydoğu´nun terörden kurtulması ve barışın sağlanması projesi rafa kaldırıldı.
´Kod adı: KALE´: İşte Eşref Bitlis´ten Özal´a son mektup
1993 yılında şüpheli bir uçak kazasında hayatını kaybeden Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis, ölümünden 7 ay önce Özal´a sunduğu mektubunda Çekiç Güç´ün PKK´ya yardım ettiğini telsiz konuşmalarıyla ortaya koyup, ´Devreye girin, önü alınamayan risklerle karşı karşıyayız´ diyordu. ´Kod Adı: Kale´ planı MGK´ya gelince ise rahatsızlıklar başlamıştı. 1993 yılı Türkiye için kanlı ve kara bir yıl. En kanlısının Bingöl´deki 33 er katliamının olduğu çok sayıda peşpeşe gelen olaylarda kendi alanında güçlü ve simge isimler aynı yıl, art arda hayatlarını kaybetti: Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis, Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın, JİTEM Grup Komutanı Binbaşı Cem Ersever ve yakın arkadaşları ile gazeteci Uğur Mumcu. Kimi öldürüldü, kiminin ölümünün üzerindeki sis perdesi hala aralanamadı. Bu dört ismin ortak özelliği ise ya PKK´yla mücadelenin doğrudan içinde yer almaları ya da sorunun çözümü için ciddi mesai harcamalarıydı. Bu olaylar sonucunda bugünlerde ´demokratik açılım´ projesiyle yapılmaya çalışılanın benzeri, yani PKK´nın tasfiyesinin sağlanarak Doğu ve Güneydoğu´nun terörden kurtulması ve barışın sağlanması projesi rafa kaldırıldı.
SABAH, Ankara Cumhuriyet Savcılığı´nın ölümüyle ilgili tekrar soruşturma başlattığı Jandarma Eski Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis´in ölümünden 7 ay önce dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal´a yazdığı son mektubu açıklıyor. Bitlis´in Sayın Cumhurbaşkanım, Zatı Aliniz bu olaya müdahil olmalı, aksi takdirde bölgede sonu alınamayacak ciddi risk ve tehditlerle karşı karşıya kalabiliriz dediği üç sayfalık mektupta Kürt sorununa ilişkin önemli uyarılar yapılıyor ve çözüm önerileri sunuluyor.
ABD´DEN PKK´YA YARDIM
Bitlis, mektubun ilk bölümünde ABD tarafından bölgede konuşlu Çekiç Güç´teki bazı komutanların terör örgütü PKK´ya yardım ettiğini ayrıntıları ile açıklıyor. Bu iddiayı güçlendiren görüntü ve telsiz konuşmaları aktarılıyor. ABD´li bazı komutanlarla, PKK lider kadrosunun yaptığı üç toplantıya ilişkin ayrıntılar veriliyor. Eşref Bitlis, mektubunda ikinci olarak devlet içindeki bazı unsurların terörden rant sağladığını vurguluyor ve isimler veriyor. Güneydoğu´daki bazı işadamlarının güvenlik güçlerinin de desteğini alarak bölgede terör örgütü PKK adına kaçakçılık yaptığını belirtiyor. Mektubun ikinci bölümünde ise Kürt Sorunu Çözüm önerilerini içeren bir rapordan bahsediliyor. Kod Adı: Kale olarak tanımlanan planda öncelikli olarak terör belasının defedilmesi gerektiği belirtiliyor. İkinci aşamada ise Kürt halkına yönelik ılımlı adımların atılması için devlet politikası oluşturulması gerektiği vurgulanıyor ve Bölge halkının kazanılması zaruridir. Halk yanlış yönetim ile terör örgütü arasında sıkışmış durumdadır. Bunu suiistimal eden unsurların bertaraf edilmesinin zorunluluğu ortadadır tespitinde bulunuluyor.
MGK GÜNDEMİ OLDU
Kürt sorunu çözüm planını ciddi şekilde değerlendiren Turgut Özal, kendisine gelen mektuptan sonra Org. Bitlis ile iki görüşme gerçekleştiriyor. Bitlis Paşa´dan planın nasıl uygulanması gerektiğine ilişkin ayrıntılı yeni bir çalışma yapmasını istiyor ve bu konuda bazı sivil isimlerden yardım alabileceğini belirtiyor. Turgut Özal, Bitlis´le yaptığı ilk görüşmeden sonra konuyu devletin zirvesinde tartışmaya açıyor. Planın içeriğini önce dönemin Başbakanı Süleyman Demirel ve Genelkurmay Başkanı Org. Doğan Güreş ile değerlendiriyor. Konunun ayrıntıları daha sonra MGK toplantılarında ele alınıyor. Özal, Bitlis´in de tavsiyesine uyarak MGK´nın Ağustos 1992 tarihli toplantısını Diyarbakır´da olağanüstü topladı. 27 Ağustos tarihinde gerçekleştirilen toplantı sonrasında 6 maddelik bir bildiri yayınlandı. Adeta Kod Adı: Kale planının izlerini taşıyan bildiride terörle mücadelenin yasalar çerçevesinde yürütüleceği ve Bölge halkının yaşam seviyesinin yükseltilmesi için çalışmalar yapılacağı vurgulandı. Eylül, Ekim, Kasım, Aralık 1992 tarihli MGK toplantılarda da terör konusu ayrıntılı bir şekilde işlendi ve aynı şekilde bildirilere yansıtıldı.
EŞREF BİTLİS KİMDİR?
1933´te Malatya´da dünyaya geldi. Kara Harp Okulu´ndan 1952´de teğmen rütbesiyle mezun oldu. 1966´da Kara Harp Akademisi´ni tamamladı. Dil eğitimini Almanya´da yapıp 1969´da Silahlı Kuvvetler Akademisi´nden mezun oldu. 1973´te Alman Harp Akademisi´ni bitirdi. Bir yıl Kara Harp Akademisi´nde başöğretmen olarak görev yaptı. 1978´de tuğgeneral oldu ve Bolu Komando Tugay Komutanlığı´na getirildi. 1982´de tümgeneral ve Kıbrıs 28. Tümen Komutanı oldu. 1986´da korgeneral rütbesi aldı. 1988´de Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı oldu. 1990´da orgeneral rütbesi aldı ve 20 Ağustos 1990´da Jandarma Genel Komutanlığı´na atandı. 17 Şubat 1993´te uçağının düşmesi sonucu Ankara´da öldü.
RAHATSIZ OLDULAR
Org. Bitlis´in Kürt sorununa ilişkin çözüm planı devlet içinde bazı kesimlerde rahatsızlığa neden oldu. TSK içinde de bazı komutanlar Org. Bitlis´e yönelik sert eleştiriler dile getiriyor, rahatsızlığın bir başka boyutunu ise Org. Bitlis´in planın uygulanması konusunda doğrudan Cumhurbaşkanı Özal ile temasa geçmesi oluşturuyordu. Bitlis´in bu çalışmaları bazı dış güçler tarafından da yakın takibe alındı. Bitlis´i Erbil´e götüren helikopter taciz ateşi ile karşılaştı. Özal ile ikinci görüşmesini Aralık 1992´de yapan Bitlis, bütün ağırlığını bundan sonra Kürt sorunu üzerine verdi. Kendine yakın kurmay kadrodan bir ekip oluşturdu. Bu isimlerle planın ayrıntıları üzerine yeni bir çalışma başlattı. Ancak bu sırada uçak kazası oldu. Yapılan açıklamalarda uçağın buzlanmadan düştüğü belirtildi, ancak kaza sonuç raporu kimseyi tatmin etmedi. ( Sabah)
´Eşref Bitlis´in ölümü suikasttır´
Turgut Özal döneminin Başbakan yardımcılarından Ekrem Pakdemirli, hakkında yeniden soruşturma başlatılan, eski Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis´in 17 Ocak 1993´de bir uçak kazasında ölmesinin suikast olduğunu belirtti. Olayın yaşandığı 17 yıl önce de bunu yazdığını hatırlatan Pakdemirli, üstü örtülmesin diye yazılı ve görüntülü medyada bu yargısının sebeplerini anlattığını söyledi. Tecrübeli bir pilot olduğunu ve düşürülen söz konusu uçağı da iyi tanıdığını vurgulayan Pakdemirli, www.egedesonsoz.com sitesindeki yazısında şunları kaydetti: Uçağın kalkışından 7 dakika sonra arızalanıp düşmesi ihtimali, yok denecek kadar azdı. Genelkurmay Başkanlığı, bu kazayla ilgili inceleme başlattı. Tabii emir-komuta zinciri içinde yürütülen bir soruşturmanın sonunda, ´O gün hava sisli ve soğuktu. Buzlanmadan ötürü uçak düştü.´ şeklinde kamuoyu yanıltıldı. O gün buzlanma oluşturacak kadar kalın bulut tabakası yoktu. Üstelik bu uçağın buz kırıcıları var ve otomatik olarak devreye girer. Girmezse manuel olarak devreye sokulur. Uçak bulut tabakası içinde çok kısa kalacağından, buzlanma için gereken süre ve bulut tabakası kalınlığı yoktu. 17 yıl evvel görev başında bulunan bir kuvvet komutanı öldürüldü. Olay ortaya çıkarılmadı, aksine örtbas edildi. Aynı yıl dört ay sonra, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal da şüpheli bir şekilde öldü. Bir dört ay sonra da Başbağlar katliamı... Bir müessese şeffaf değilse ve denetimden uzaksa, bünyesinde derebeyi, gangster, sahtekâr ve hırsızlar türer. Bunu önlemenin yolu, o müessesenin şeffaflaştırılması ve millete hesap verir hale sokulmasıdır. ( Cihan)
Albay Özden´in eşi: Biz o kadar çaresizdik ki
ALBAY Rıdvan Özden´in eşi Tomris Özden, kocasının öldürüleceğini bildiğini açıkladı: ´Biz Eşref Paşa´nın grubuyuz. Mardin´de öldürecekler beni´ dedi. Sonra öldürüldü. O kadar çaresizdik ki! Eski Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis ve ekibinin ölümlerinin yeniden gündeme geldiği son günlerde, 1995 yılında öldürülen Bitlis´in ekibinden Mardin Alay Komutanı Albay Rıdvan Özden´in eşi Tomris Özden de konuştu. Özden, eşi Rıdvan Özden´in, Mardin´e giderken ?Beni Kuzey Irak´ta öldüremediler. Eşref Paşa´nın ikinci grubuyuz biz oraya giden. Bizi tasfiye ediyorlar. Asker mafyalaştı, çeteleşti. Bak Mardin´de öldürecekler beni´ dedi ve öldürüldü? dediğini aktardı. Taraf´ın ?Bitlis´in bütün subayları öldürüldü? sürmanşetiyle gündeme taşıdığı suikast ya da şüpheli şekilde ölen subayların yakınları konuşmaya devam ediyor. Lojmanında ölü bulunan ve intihar denilerek üstü kapatılan Albay Kazım Çillioğlu´nun oğlunun ardından 1995 yılında Mardin´de ?çatışmada öldü? denen Mardin Alay Komutanı Albay Rıdvan Özden´in eşi Tomris Özden de Taraf´a konuştu. Eşinin intihar ettiği söylenen Albay Çillioğlu´nu yakından tanıdığını vurgulayan Tomris Özden, şunları söyledi: ?Eşim, Kazım albaya uğrardı. ´Ne olacak halimiz´ diye dertleştiklerini biliyorum. Sonra ´Kazım Albay intihar etti´ dendi. Oysa Kazım Çillioğlu ile eşini Güzelçam´a geldiklerinde kampta ağırladık. Kesinlikle aile problemi yoktu. Kazım Çillioğlu, intihar edebilecek bir yapıya sahip değildi.?
Öldürüleceğini biliyordu
Tomris Özden, eşinin ölümüne ilişkin de çok çarpıcı detaylara dikkat çekti. Özden şöyle konuştu: ?JİTEM´i biliyorum JİTEM vardı. Eşime de teklif etmişti Arif Doğan. 1989´da kurulmuştu ama 1987´de aşamaları vardı. Eşim derdi ki ´Asker mafyalaştı. Aman dikkat et konuşma.´ Cem Ersever öldüğünde salonda yürüyordu, kendi kendine ´asker mafyalaştı, asker çeteleşti´ diyordu. Bir de Mardin´de ölmeden bir ay önce yataktan fırlayarak kalkıyordu resmen. ´Ne oldu?´ diyordum. ´Ağzıma yastık kapattılar misafirhanede beni öldürüyorlar´ diyordu. ´Kim öldürüyor?´ derdim. ´Devletin mafyaları, çeteleri öldürüyor´ derdi.? Rıdvan Özden, 1994´te tayinle geldiği Mardin´de resmî aracına kurulan pusudan sağ olarak kurtuldu. 12 Ağustos 1995´te bir çatışmada öldürüldü. Cenazesi otopsi yapılmadan toprağa verildi. Eşi Tomris Özden, ölümü kuşkulu bulurken, raporlara ?Özden´in sol kaşının altı santim üstünde bir kurşun deliği bulunmaktaydı? yazıldı. Tomris Özden, bu iddiayı yalanladı.
Katliam sanığını yakalamadılar
Tomris Özden, ´Yeşil´ kod adlı Mahmut Yıldırım´a ilişkin de ilginç şeyler söylüyor. ?Ben Yeşil´i belki tanıyordum. Ama Yeşil kim? O kılık değiştiren bir insan. Ben Yeşil´i belki gördüm, belki aynı evde yaşadık. Çünkü itirafçılarla biz Güneydoğu´da aynı lojmanda yaşıyorduk. Alt katta bahçıvan, postacı, sivil, şoför geliyordu. Kimdi bunlar bilmiyorduk ki? diyen Özden, çok çarpıcı başka bir iddiayı da dile getiriyor:?Eşim en son ölmeden iki ay önce uyardı beni Güzelçam´da. ´Aman Tomris, ben ölür giderim sen dikkat et, senin alt katında Ünal Osmanağaoğlu var´ dedi. Alt katımızda emlakçı dükkânında otururdu Ünal Osmanağaoğlu. Bahçelievler Katliamı sanığı, DİSK Başkanı Kemal Türkler´i öldürmekten yargılanan kişi. 10 defa deşifre ettim ama yakalamadılar.? ( Taraf)
(04 Ekim 2010, 12:18)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Eşref Bitlis suikastiyle ilgili manşetlerimiz
Kanlı ve Kara Yıl: 1993.. PKK´nın tasfiyesi durduruldu
Flaş!!! ´Eşref Bitlis´in uçağı düşürüldü, hiç şüphem yok´
Albay: Bensiz Bitlis´i nah öldürürlerdi
Adalet Bakanı: Özal ve Bitlis´in ölümü şüpheli
Albay: Bitlis´in ekibi öldürülecek
Fotoğraftaki 10 subaydan 7´si öldü
Ergenekon-PKK bağlantısı manşetlerimiz
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde ara