Ergun Babahan (Star): Heronlar yüzünden ´PKK´lıların çok fazla zayiat verdiğinden´ yakınan subaylar var. Her çok ölümlü karakol baskınında akla sığmayacak boyutta ihmal var. Çobanları militan, militanları çoban sanan bir komuta kademesi sanki şehit çetelesinin yükselmesini arzuluyor. Şehit cenazeleri artsın ki, hükümete yönelik öfke de artsın, Kürt ile Türk´ün çatışma ihtimali de... Bu tip çatışmaların hem halkta otorite arayışını güçlendireceği, hem de iktidarı zayıflatacağı düşünülüyor. Bu süreç Abdullah Öcalan´ın ´Batı illerinde Kürt-Türk çatışması çıkabilir´ açıklamasının ardından başlamıştır. Öcalan´ın İmralı´daki hücresinden böyle bir süreci öngörmesi mümkün değildir. Bu örgüte verilmiş ´Kürt-Türk çatışmasını başlatın´ talimatıdır. Öcalan´a bu talimatı verdiren gücün de Ergenekon benzeri yapılanma olması ihtimal değil, neredeyse bir gerçekliktir. çatışma provalarına ´provokasyon´ demek yetmez. Saldırılarda bir siyasi partinin simgesinin kullanılması, bu partinin geçmiş dönemlerde darbecilerle işbirliği düşünüldüğünde daha kapsamlı bir kışkırtmayla karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir. İşi sarhoş spor amigolarına yıkmak, başını kuma gömmek demektir. İktidarın böyle bir lüksü yoktur. Unutmasınlar ki, Çorum, Kahramanmaraş katliamını gerçekleştirenler de işsiz güçsüz lümpenlerdi. Onları kamyonlarla oraya taşıyan, eline balta, keser verip bebeleri doğramalarını isteyen güç ortaya çıkarılmadığı için 12 Eylül yaşandı.
İnegöl´dekiler sarhoş amigolar değil derin devletin milisleri
Ergun Babahan (Star): Heronlar yüzünden ´PKK´lıların çok fazla zayiat verdiğinden´ yakınan subaylar var. Her çok ölümlü karakol baskınında akla sığmayacak boyutta ihmal var. Çobanları militan, militanları çoban sanan bir komuta kademesi sanki şehit çetelesinin yükselmesini arzuluyor. Şehit cenazeleri artsın ki, hükümete yönelik öfke de artsın, Kürt ile Türk´ün çatışma ihtimali de... Bu tip çatışmaların hem halkta otorite arayışını güçlendireceği, hem de iktidarı zayıflatacağı düşünülüyor. Bu süreç Abdullah Öcalan´ın ´Batı illerinde Kürt-Türk çatışması çıkabilir´ açıklamasının ardından başlamıştır. Öcalan´ın İmralı´daki hücresinden böyle bir süreci öngörmesi mümkün değildir. Bu örgüte verilmiş ´Kürt-Türk çatışmasını başlatın´ talimatıdır. Öcalan´a bu talimatı verdiren gücün de Ergenekon benzeri yapılanma olması ihtimal değil, neredeyse bir gerçekliktir. çatışma provalarına ´provokasyon´ demek yetmez. Saldırılarda bir siyasi partinin simgesinin kullanılması, bu partinin geçmiş dönemlerde darbecilerle işbirliği düşünüldüğünde daha kapsamlı bir kışkırtmayla karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir. İşi sarhoş spor amigolarına yıkmak, başını kuma gömmek demektir. İktidarın böyle bir lüksü yoktur. Unutmasınlar ki, Çorum, Kahramanmaraş katliamını gerçekleştirenler de işsiz güçsüz lümpenlerdi. Onları kamyonlarla oraya taşıyan, eline balta, keser verip bebeleri doğramalarını isteyen güç ortaya çıkarılmadığı için 12 Eylül yaşandı.
Demirel´in meşhur sorusudur: 11 Eylül sabahı akan kan, 12 Eylül´de nasıl durdu? Anlatmak istediği darbecilerin bu kanlı ortamı destekleyip, darbe için şartların oluşmasını beklediği gerçeğiydi. Zaten darbeciler de ?şartların olgunlaşmasını? beklediklerini açıklamıştı. O zaman birbirine düşürülen unsurlar, solcular ve sağcılardı. Bu kez Kürt-Türk çatışması üzerine oynanıyor. Heronlar yüzünden ?PKK´lıların çok fazla zayiat verdiğinden? yakınan subaylar var. Her çok ölümlü karakol baskınında akla sığmayacak boyutta ihmal var. Çobanları militan, militanları çoban sanan bir komuta kademesi sanki şehit çetelesinin yükselmesini arzuluyor. Şehit cenazeleri artsın ki, hükümete yönelik öfke de artsın, Kürt ile Türk´ün çatışma ihtimali de... Bu tip çatışmaların hem halkta otorite arayışını güçlendireceği, hem de iktidarı zayıflatacağı düşünülüyor. Balyoz´un farklı bir uygulamasına tanıklık ediyoruz sanki. Türk Silahlı Kuvvetleri´nin komuta kademesinin önemli bir bölümü ?siyasi iktidar ve parlamentoya? komplo kurduğu iddiasıyla yargı önünde. Evet, aksi ispat edilene kadar herkes masumdur. Ancak bir iktidar da kendine karşı kalkışma ve komplo hazırlığında olduğuna inandığı asker bürokratları emekli etme hakkına sahiptir. Daha da ötesi, bu demokrasinin sağlıklı işlemesi için temel bir görevdir. Kimsenin mahkemenin tutuklama kararının arkasına sığınma lüksü yoktur. Türkiye´nin darbeler, komplolar ve faili meçhullerle dolu tarihi bu konuda önemli bir karinedir.
Darbeler öncesi yaşanan katliamlar, kıyımlar, eli silahlı katillerin devlet görevlisi olarak istihdam edilmesi bu coğrafyanın gerçekleri arasındadır. İktidara elkoymayı hedef edinen zihniyet için her yol mübahtır ve bu yolda halk çocuklarının şehit düşmesi gerekebilir. Kendi üniversitelisini öldürtmekten çekinmeyen bir zihniyetin, gariban Mehmetçiğe önem vermemesi şok edici gelmemelidir. Unutmayın ki bu süreç Abdullah Öcalan´ın ?Batı illerinde Kürt-Türk çatışması çıkabilir? açıklamasının ardından başlamıştır. Öcalan´ın İmralı´daki hücresinden böyle bir süreci öngörmesi mümkün değildir. Bu örgüte verilmiş ?Kürt-Türk çatışmasını başlatın? talimatıdır. Öcalan´a bu talimatı verdiren gücün de Ergenekon benzeri yapılanma olması ihtimal değil, neredeyse bir gerçekliktir. İktidarın, Öcalan´ın avukatlarıyla görüşmesini izleme altına alması, cezaevinde denetiminde sivilleri güçlendirmesi geç olsa da, doğru yolda atılmış adımlardır. Ancak çatışma provalarına ?provokasyon? demek yetmez. Saldırılarda bir siyasi partinin simgesinin kullanılması, bu partinin geçmiş dönemlerde darbecilerle işbirliği düşünüldüğünde daha kapsamlı bir kışkırtmayla karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir. İşi sarhoş spor amigolarına yıkmak, başını kuma gömmek demektir. İktidarın böyle bir lüksü yoktur. Unutmasınlar ki, Çorum, Kahramanmaraş katliamını gerçekleştirenler de işsiz güçsüz lümpenlerdi. Onları kamyonlarla oraya taşıyan, eline balta, keser verip bebeleri doğramalarını isteyen güç ortaya çıkarılmadığı için 12 Eylül yaşandı. Aynı kanlı günleri yaşamak istemiyorsak, herkesin daha cesur olması gerekir. ( Ergun Babahan / Star)
Emre Aköz (Sabah): Profesyonel kışkırtma
İçişleri Bakanı Beşir Atalay herkesi ikna edebilir, beni edemez! Elbette Türkiye´nin sıradan vatandaşları da çeşitli nedenlerle birbirlerine girişir. Bunlar Mahallenin kızına laf attın ya da Kuyrukta önüme geçtin türü olaylardır... Sıradan vatandaşların başlattığı kavgalar belli sınırları aşmaz. Örneğin polise ciddi biçimde saldırılmaz. Taşlar atılır, camlar kırılır, sonra olaylar yatışır. Eğer böyle olmuyorsa... Olaylar büyüyorsa... Sürüyorsa... Kontrolden çıkıyorsa... İşin içinde mutlaka profesyonel kışkırtma vardır: Yani kitleleri galeyana getirmeyi bilen uzmanların kışkırtması. 6-7 Eylül (1955) yağmasının, 1970´lerdeki Malatya, Maraş, Çorum katliamlarının, kanlı 1 Mayıs´ın (1977), Sivas ve Gazi olaylarının tesadüfen mi çıktığını sanıyorsunuz? Hepsi özel harp operasyonudur. Hepsi tezgâhtır. PKK saldırıları 1984´te başladı... O günden beri savaş sürüyor... Yine de sokakta bir Kürt-Türk kavgası çıkmadı. Herkes bundan özenle kaçındı. Peki, şimdi ne oluyor? Halkın jetonu çeyrek asır sonra mı düştü? Değişen şu: Son dönemde etnik kavga çıksın diye sistematik biçimde uğraşılıyor. Başka bir alandan örnek vereyim: Seyirci kültürünü bilmeyenler, tribünlere bakıp mesela F.Bahçeliler ile G.Saraylıların birbirini doğramak istediğini sanır. Halbuki kimsede böyle bir arzu yoktur. Tribün terörü lafı bir hurafedir. Buna karşılık özel harpçilere emir verin... Üç-beş bıçak, bir tabanca ile anında tribünleri kana boyarlar. Taraftarlar gırtlak gırtlağa geliverir. Yapılmak istenen şudur: 1) Türk-Kürt kavgası çıkarmak. 2) Hükümetin ülkeyi yönetemediği kanısını yaymak. 3) Amaca ulaşıldığında da, olaylara son vererek, yeni düzeni başarılı göstermek. Bakan Atalay´ın bütün bunları anlatacak hali yok elbette. Mecburen münferit diyecek. Gerçeği yakalamak isteyenler, milliyetçilerin demeçlerine baksın. Her şey o sözlerde var: Teröristlerle çatışma yaşandığını ve içlerinden birisinin yaralı olduğuna halk bir anda inandı. Halkın esas amacı vatanseverlik duygusuyla gelip emniyet teşkilatımıza yardım etmekti. Apaçık söylüyor işte! ( Emre Aköz / Sabah)
(29 Temmuz 2010, 13:40)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
6-7 Eylül olayları İnegöl ve Hatay´da tekrarlanmak istendi
Generaller adliyeye gelmedi, Özel Harpçiler ortaya çıktı
Ergenekon´un kanlı iç savaş operasyonları
İnegöl´deki olaylar kirli bir tezgah mı?
Özel Harp Dairesi ile ilgili manşetlerimiz
Özel Harp Dairesi sayfamız