Terörle mücadelede büyük katkı sağlayan insansız hava aracı ´Heron´larla ilgili tüyler ürperten bir skandal gün yüzüne çıktı. PKK´lı teröristlerle irtibatlı havacı bir subayın görüştüğü üst rütbeli bir subaya ´kendi adamlarımız´ dediği teröristlere çok zayiat verdirdiği gerekçesiyle Heronlar´ın düşürülmesini ya da koordinatlarının değiştirilmesini istediği belirlendi. İsimleri tespit edilen iki subaya soruşturma açıldı. Ancak soruşturmayı yürütmekle görevli askeri savcı Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok´un, tıpkı Karargah Evleri soruşturmasında olduğu gibi ´ihanet soruşturmasını´ da kararttığı öne sürüldü. Hala görevde olan subaylarla ilgili aynı birlikte görev yapan askeri personelden komutanlarına ´Bu hainlere tahammül etmeye devam ettikçe inancımız sarsılmakta´ diyerek şikayet mektupları yağdı.
ŞOK!!! Üsteğmen: Çok PKK´lı vuruluyor düşürün şu Heronu!
Terörle mücadelede büyük katkı sağlayan insansız hava aracı ´Heron´larla ilgili tüyler ürperten bir skandal gün yüzüne çıktı. PKK´lı teröristlerle irtibatlı havacı bir subayın görüştüğü üst rütbeli bir subaya ´kendi adamlarımız´ dediği teröristlere çok zayiat verdirdiği gerekçesiyle Heronlar´ın düşürülmesini ya da koordinatlarının değiştirilmesini istediği belirlendi. İsimleri tespit edilen iki subaya soruşturma açıldı. Ancak soruşturmayı yürütmekle görevli askeri savcı Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok´un, tıpkı Karargah Evleri soruşturmasında olduğu gibi ´ihanet soruşturmasını´ da kararttığı öne sürüldü. Hala görevde olan subaylarla ilgili aynı birlikte görev yapan askeri personelden komutanlarına ´Bu hainlere tahammül etmeye devam ettikçe inancımız sarsılmakta´ diyerek şikayet mektupları yağdı.
Skandal görüşme 2007´de yaşandı. 10 Ekim 2007´de Ankara´daki 388 XX X6 nolu sabit telefondan bir GSM numarasını arayan subay heronların çok iyi tespit yaptığını, PKK elemanı olan kendi adamlarının çok zayiat verdiğini aktardı. Heronlar´ın düşürülmesini ya da koordinatlarının değiştirilmesini isteyen subaya karşı taraf ise bir çaresine bakacakları cevabını verdi. Skandal konuşmayı tespit eden Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) gereğinin yapılması için konuyu Kara Kuvvetleri Komutanlığı´na iletti. Kara Kuvvetleri Komutanı (O dönem İlker Başbuğ) ise 28 Ekim 2007´de olayla ilgili soruşturma emri verdi. Soruşturmayla görevlendirilen Askeri Savcı Naci Dalkılıç, Jandarma ve Emniyet kriminal vasıtasıyla konuşmayı yapan iki havacı subayın kimliklerini tespit etti. Zayiat veren PKK´lılar için kendi adamlarımız diyen ve Heron´ların düşürülmesi ya da koordinatlarının değiştirilmesini isteyen kişinin Hava Pilot Üsteğmen Fırat Ç., karşı taraftan bir çaresine bakarız diyen kişinin ise Hava Pilot Yarbay Selami Selçuk Çakmak olduğu belirledi.
Karargah Evleriyle birleştirmedi
Skandal konuşmayı yapan subayların Hava Kuvvetleri Askeri Savcılığı´nda devam eden İP/Karargah Evleri soruşturmasında adlarının geçmesi nedeniyle davanın bu dosya üzerinden devam etmesi için 9 Eylül 2008 tarih ve 2008/2-1 sayı ile yetkisizlik kararı verilerek dava dosyası Hava Kuvvetleri Askeri Savcılığı´na gönderildi. İhanet dosyasının takibatı Hava Kuvvetleri Askeri Savcılığı´ndaki 2008/339 nolu İP/Karargah Evleri dosyasını yürüten Hava Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok´a verildi. Tıpkı İP/Karargah Evleri dosyasında yaptığı gibi bu dosyayı da kararttığı iddia edilen Üçok, verdiği önem nedeniyle gelen Heron dosyasını Karargah Evleri dosyasıyla birleştirmedi.
Sadece bir gece nezarette tuttu
Dosyanın geldiğini 23 Eylül 2008´de Kara Kuvvetleri Komutanlığı´na bildiren Üçok, dosyayı birleştirmeden 2008/204 esas nosu ile ayrı bir dosya olarak devam ettirdi. Dosyaya 2009´un Temmuz ayına kadar dokunmayan Üçok´un, dosyada sadece Hava Pilot Üsteğmen Fırat Ç.´yi şüpheli olarak dinlediği ve sadece bir gün nezarete alıp tutuklamaya sevk etmeden bıraktığı iddia edildi. Ayrıca Üçok´un, Üsteğmen Fırat Ç.´yi bir çaresine bakarız diyen Yarbay Selami Selçuk Çakmak´ı ise şüpheli sıfatıyla değil tanık sıfatıyla dinleyip hakkında işlem yapmadığı öğrenildi.
Genelkurmay dosyaya bakacak
Üçok´un sahte çürük raporu çetesi soruşturmasından tutuklanması üzerine Hava Kuvvetleri Askeri Savcılığı´na atanan Hakim Albay Hakan Özbek ise dosyadaki sanıklardan birinin amiral olması ihtimaline binaen soruşturmayı yürütecek merciin Genelkurmay Askeri Savcılığı olduğunu belirterek görevsizlik kararı verdi. Hava Kuvvetleri Askeri Savcılığı´nın yetkisizlik kararında amiral şüphelinin kim olduğu belirtilmediği gerekçesiyle dosyayı alan Genelkurmay Askeri Savcısı Hakim Binbaşı Yaşar Yüce de Nisan 2010´da yetkisizlik kararı verdi. Ortada kalan dosya, ihtilafın halli için Milli Savunma Bakanlığı Adalet İşleri Başkanlığı´na gönderildi. MSB Adalet İşleri Başkanlığı ise dosyaya bakmakla görevli yerin Genelkurmay Askeri Savcılığı olduğu kararını verdi. Dosyaya normal şartlarda Hakim Binbaşı Yaşar Yüce´nin bakacağı belirtildi.
MİT belgesi bilgisayarından çıktı
Bilgisayarında Karargah Evleri yapılanmasıyla ilgili MİT Belgesi bulunan Yarbay Selami Selçuk Çakmak´ın açıklanması yasaklanmış bilgiyi temin etmek suçunu işlediği iddiasıyla tutuklandığı öğrenildi. Hava Kuvvetleri Askeri Savcılığı´nın 30 Mart 2003 tarih ve 2010/954-129 esas nolu davasından yargılanan Yarbay Ç., tutukluluğuna itiraz etti. İtirazı değerlendiren Genelkurmay Askeri Mahkemesi Hakimi Albay A. Rıza ise Yarbay Ç.´nin tahliyesine karar verdi.
Subaydan komutana şikayet mektubu
Havacı subayların ´ihanet´ konuşmaları görev yaptıkları askeri birliklerde büyük rahatsızlığa neden oldu. Sayın Komutanım diyerek üstlerine mektup yazan bir askeri personel PKK´lı olan Hava Pilot Üsteğmen Fırat Ç. birliğimizde bir huzursuzluk sebebidir dedi. Subay ve astsubay personelin TSK´nın misyonuna olan inancının sarsıldığını belirten asker, mektubunda şunlara yer verdi:
Bizim inancımız sarsılıyor
Birliğimizde birçok kişi Heronlar´ın PKK´lılarca düşürülmesi için casusluk yapmak eylemi nedeniyle Üsteğmen Ç. hakkında devam eden soruşturmadan haberdar ve Hava Kuvvetleri Askeri Savcısı Albay Ahmet Zeki Üçok tarafından göstermelik şekilde sadece bir gün gözetime alındıktan sonra serbest bırakıldığı konuşulmakta. Aramızdaki bu haine tiksinmeden bakmak imkansız. Yüz binlerce şehit verilerek kurulan Cumhuriyetimizin ordusu bu hainlere tahammül etmeye devam ettikçe bizim inancımız sarsılmakta. Üstününe üstlük bu kişinin gördüğü destek ile gittikçe artan şımarık ve pişkin tavırları sinirleri germekte. PKK yardakçısı bir hainin ordu içerisindeki bu rahatsızlığı, kendisini göstermelik olarak gözaltına aldıktan bir gün sonra serbest bırakan savcının desteği ve yardımdan olsa gerek. Bu duruma sebebiyet veren Hava Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok hakkında yasal işlem yapılmasının temini arz ederiz
Gediktepe ve Aktütün´de heron farkı
Terör örgütünün Hakkari Gediktepe baskınında PKK´lıların tüm adımlarını görüntülendiği ortaya çıkan Heronlar en son Siirt Pervari´deki terörist grubun saldırı hazırlığını ortaya çıkartarak büyük bir faciayı engellemişti. Heronlarla tespit edilen terörist gruba son ayların en ağır zayiatı verdirilmişti. İkisi asker 3´ü korucu 5 şehidin verildiği çatışmada 12 terörist etkisiz hale getirilmişti. Aktütün sınır karakoluna 2008 yılında gerçekleşen PKK saldırısının hazırlıkları da Heronlar tarafından tespit edilmişti. Taraf gazetesinin haberine göre saldırının yapıldığı 3 Ekim Cuma günü erken saatlerde Heronlar, Aktütün´ün karşısında 10 km Irak sınırları içinde kalan tepelerde PKK´lıların saldırı hazırlıklarını görüntüleyip askeri yetkililere ulaştırmıştı. Görüntüler canlı yayında izledi. Görüntülerde sayıları hızla artan PKK´lılar tepelere mevzileniyor, ağır silahlarını konuşlandırıyor, araziyi mayınlıyordu. ( Bugün)
İhanetin Asıl Büyüğü Türk Basınından
16 Temmuz 2010: Skandal haberin dün akşam, ETÖ yanlısı TV kanallarının ana haber bülteninde yer almaması; bugün ise postal meraklısı gazetelerde kendine yer bulamaması, ihanetin üstünün örtülmeye çalışılması mı?.. Bugün Gazetesi´nin dünkü manşetinde yer alan İşte İhanet haberi tüm Türkiye´nin tüylerini ürpertti. TSK´nın kendi personelinin, PKK´lılara ´kendi adamlarımız´ diye hitap ederek, insansız hava araçları Heronların, hainlerin yerlerini çok iyi tespit edip, bölücülere büyük zayiat verdiğini söyleyerek, bunun bir çaresinin bulunmasını istiyordu. Hemen hemen her gün bir şehit haberinin geldiği şu günlerde, böyle bir skandalın ortaya çıkması, ülke gündeminin bir anda değişmesini, sorumlularına ise cezalarının verilmesi gerekiyordu. Bu skandal haberin dün akşam, ETÖ savunucusu hiç bir TV kanalının ana haber bülteninde yer almaması; bugün ise postal meraklısı hiç bir gazetede kendine yer bulamaması, ihanetin üstünün örtülmeye çalışıldığının mı bir göstergesi? Türkiye´ye yapılan en büyük ihanetlerden biri olan bu olayın, bu kadar basite indirgenerek hiçe sayılması, ülkemize edilen ihanetlerin bir yenisi daha olabilir mi? ( Aktifhaber)
Milli Savunma Bakanı Gönül: İhanetin hesabını verecekler
17 Temmuz 2010: Savunma Bakanı Gönül, PKK´lıları korumak için Heron´u düşürmek isteyen iki subaydan hesap sorulacağını söyledi. Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, PKK´lılar için ?Adamlarımız çok ağır zayiat verdi. Heronu ya düşürün ya da koordinatlarını değiştirin? diyen subaylarla ilgili soruşturmanın sürdüğünü söyledi. Gönül, ?Herkes hesabını verecektir? dedi. Bugün gazetesinde önceki gün yayımlanan habere göre, MİT´in teknik takibine takılan Hava Pilot Üsteğmen Fırat Ç., Hava Pilot Yarbay Selim Selçuk Çakmak´ı cep telefonundan arayarak, ?Adamlarımız (PKK´lılar) çok ağır zayiat verdi. Heronları ya düşürün ya da koordinatlarını değiştirin? dedi. Yarbay Selim Selçuk Çakmak ise ?Çaresine bakarız? yanıtı verdi. MİT´in raporu üzerine o dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı İlker Başbuğ, askerî savcılığa soruşturma emri verdi. İki subayın adı Ergenekon yapılanması içindeki Karargâh Evleri soruşturmasında da geçtiği için dosya 23 Eylül 2008´de Hava Hâkim Albay Zeki Üçok´un önüne gitti. Soruşturmayı sürüncemede bırakan Üçok´un adı ?sahte çürük? davasında tutuklanmasıyla gündeme gelmişti.
Yetki tartışması yaşanmış
Taraf´ın sorularını yanıtlayan Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, önemli açıklamalarda bulundu: Bu vahim bir olay, soruşturma neden ihmal edilmiş? - Oradaki mesele yetki ihtilafından dolayı. Dosya bir müddet ortada kalmış ama şimdi yoluna girdi. Hava Kuvvetleri Savcılığı ile Genelkurmay Savcılığı arasında yetki ihtilafı, uyuşmazlık çıkıyor. O bakar, bu bakar derken bir müddet tereddütte kalınmış ama şimdi iş yolunda, tahkikat devam ediyor. Şu anda hangi savcılık bakıyor davaya? - Genelkurmay Askerî Savcılığı bakıyor. Milli Savunma Bakanlığı olarak size düşen yasal veçhesi nedir olayın? - Bu yetki ihtilafını çözen bizim (Milli Savunma Bakanlığı) Askeri Adalet İşleri Başkanlığı. Niye bu kadar ihmalkâr bir yasal süreç var ortada? - O (kuvvet) ona (Genelkurmay) yazıyor ki o (dosya) benim. O, ona yazıyorki dosya benim. Ondan sonra bize intikal ediyor sorun ve biz çözüyoruz meseleyi. Ne zaman çözüldü mesele? - Yakın tarihte çözüldü bu mesele. Basında yer alan haberden sonra mı? - Hayır daha önce çözülmüştü. Bu olaya ne diyorsunuz siz? - Biliyorsunuz, adliyeye intikal etmiş konularda yorum yapmıyorum. Herkes hesabını verecektir tabii. ( Taraf)
Skandal görüşme, Dağlıca baskınından 11 gün önce yapılmış
Üsteğmenin, yarbaya telefon açarak Çok PKK´lı vuruluyor, ya koordinatları değiştirin ya da düşürün şu Heron´ları talebinde bulunduğu skandal görüşmenin 13 mehmetçiğin şehit düştüğü Dağlıca baskınından 11 gün önce yapıldığı ortaya çıktı. Vahim iddialar kamuoyunu dehşete düşürürken, Genelkurmay sessizliğini koruyor. Terörle mücadelede kullanılan insansız hava aracı ´Heron´larla ilgili tüyler ürperten skandalın yankıları sürüyor. Bugün Gazetesi önceki gün manşetten verdiği haberde Hava Pilot Üsteğmen Fırat Ç.´nin, Hava Pilot Yarbay Selami Selçuk Çakmak´yi arayarak Çok PKK´lı vuruluyor, düşürün şu Heronları talebinde bulunduğu, Yarbay´ın da Çaresine bakarız karşılığını verdiği iddia ediliyordu. Haberde görüşmeyi MİT´in tespit edip Genelkurmay´a bildirdiği, ancak soruşturmanın üç yıldır savsaklandığı da belirtiliyordu. Gelişmeler kamuoyunu şoke ederken vahim olayla ilgili yeni bir ayrıntı daha ortaya çıktı. Skandal konuşma, 2007´deki Dağlıca baskınından 11 gün önce yapılmış. 21 Ekim 2007´de yapılan cumhurbaşkanlığı seçimleriyle aynı günde gerçekleşen Dağlıca baskınında 13 asker şehit olmuş, 8 asker de kaçırılmıştı. Dağlıca baskınında da istihbarat raporu olaydan 9 gün önce karakola ulaştığı tespit edilmişti. 10 Ekim´de geçen konuşmada Hava Pilot Üsteğmen Fırat Ç.´nin, Yarbay Selami Selçuk Çakmak´a, Kendi adamlarım (PKK´lı teröristler) çok zayiat veriyor, ya koordinatları değiştirin ya da Heron´ları düşürün. dediği belirtiliyor. Konuşmayı kaydeden MİT, bunu hemen Genelkurmay Başkanlığı´na ulaştırıyor. Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ tarafından 28 Ekim´de Adli Müşavirliğe talimat veriliyor ve soruşturma başlatılıyor. Ancak dosyaya bakan askeri savcılık, Üsteğmen Fırat Ç. ve Yarbay Selami Selçuk Çakmak´ın isimlerinin İP/Karargah Evleri soruşturmasında yer alıyor olması nedeniyle yetkisizlik kararı veriyor ve dosyayı Karargah Evleri soruşturmasına bakan Albay Ahmet Zeki Üçok´a gönderiyor. Üçok da Heron dosyasını davayla birleştirmiyor. Yalnızca Üsteğmen Fırat Ç.´yi tanık olarak dinliyor. Karargah Evleri soruşturması kapsamına alınmayan Heron soruşturması, 3 yıldır askeri savcılıkta bekliyor.
Bunun adı hıyanettir
Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi: Bu son derece mühim bir meseledir, ihmalin ötesinde yardım etmek anlamına gelir. Bunun adı da hıyanettir. Genellemeye gitmek doğru olmaz belki ancak soruşturma sürecinin bir an önce tamamlanması gerekir. Eğer dosya 3 yıldır bekletiliyorsa, hem failler hem de işi savsaklayanların acilen sorgulanması lazım. Türkiye´nin şu anda birinci gündem maddesi terördür ve böyle bir hadise bize önemli dersler vermeli. Bir kere sınırda terörle mücadele eden askerlerin durumunun daha iyi denetlenmesi gerektiği ortaya çıkıyor. İhmalde bulunan, alenen yardım ve yataklık eden ya da göz yumanlar varsa süratle cezalandırılmalı. Herhangi bir subayın bu şekilde davranmış olması akıl almaz bir şey. Şu anda en önemli gündem bu olmalı ve bütün sorumlular açıklama yapmalı.
Genelkurmay, derhal açıklama yapmalı
Emekli Binbaşı Gürcan Onat: Türk subayının bu şekilde bir ilişki içerisine girmesi tam bir ihanettir. Konunun üstü örtülmeden, Genelkurmay Başkanı´nın derhal bir açıklama yapması lazım. Rezalet bir durumla karşı karşıyayız. Hemen bir soruşturma başlatılıp olayın gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmalıdır. Başbuğ kendi personelini aklamak için bunu yapmalıdır. Eğer iddialar doğru ise o subay cezalandırılıp TSK´dan uzaklaştırılmadır. Konuyla ilgili müfettişler görevlendirilip geçmişte buna benzer olayların varlığı araştırılmalıdır. Yıllardır TSK içindeki birçok subayı irtica söylemi ile uzaklaştırdılar. Ancak böyle bir ihaneti yapan subay kurum içerisinde kalabiliyor. Halk artık bu çelişkiyi sorguluyor. Bu rezil durum kesinlikle açığa çıkarılmalı.
Bu yapıyla terör sorunu çözülmez
Emekli Binbaşı Şahin Akdoğan: Terör sorununun sadece PKK ve Kürt halkı ekseninde olmadığını zaten biliyorduk. Hem bölgedeki dış politikanın gerekleri hem de içerideki bazı yapıların katkısı olmadan terör örgütünün bu kadar zamandır var olabileceğine ihtimal vermiyorum. Zamanında kurulan Çekiç Güç´ün terör bitirme hedefinin uzağında olduğunu, bilakis teröre destek olabilecek hamleler yaptıklarını görüyoruz. Bu yapılanma ne terörü çözebilir ne de Kuzey Irak´taki çıkarlarımızı koruyabilir. Bölgede görev yapmış bir subay olarak, bu tarz bir telefon konuşmasına çok şaşırmadım açıkçası. Bölgedeki istihbarat paylaşımındaki eksiklikler, profesyonel olunmadığını ya da samimi hareket edilmediğini gösteriyor. Bunların kanıtlanması ve sorumlulara yaptırım uygulanabilmesi önemli.
Bu hainleri kim koruyor?
Emekli Kurmay Binbaşı Fuat Özçelebi: Skandal üstü skandal bir durum. Açıkça bir ihanet. Bu insanlar hala TSK içerisinde görev yapıyorlar. Rahatça hareket edip bana bir şey yapamaz edasıyla orduda görevlerine devam ediyorlar. Genelkurmay derhal konuyla ilgili bir açıklama yapmalı. Olay gerçekse bu kişi derhal ordudan uzaklaştırılmalı. İnsanlar canlarını ortaya koyarak savaşıyorlar. Bu kişiler ise vatana millete ihanet ediyorlar. Bu durumun hiçbir izahı yok. Kim adı geçen kişileri koruyorsa o da bu hainlerin arkasında demektir. Derhal cezalandırılmaları gerekiyor. ( Zaman)
Genelkurmay´dan Heron açıklaması geldi
23 Temmuz 2010:Genelkurmay Başkanlığı Bilgilendirme toplantısında son günlerin tartışma konularına yanıt verildi. Tuğgeneral Gürak, düzenlediği basın toplantısında, TSK içindeki bazı askeri personelin HERON insansız hava araçlarını düşürmeye çalıştıkları ile ilgili iddialar konusunda, bu konunun basında yer aldığı gibi ne isim, ne rütbe, ne de kimliğini belli edecek hiç bir bilgi olmayan iki belirsiz kişi arasında geçen bir konuşma metni olduğunu belirtti. Tuğgeneral Gürak, konuya ilişkin halen Genelkurmay Askeri Savcılığı´nın delil tespiti işlemleriyle ilgili çalışmaların çok yönlü olarak sürdürdüğünü ifade etti. Genelkurmay Hasan Tahsin Bilgi Merkezi´nde yapılan toplantıya Genelkurmay Genel Sekreteri Tümgeneral Ferit Güler ve İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak katıldı. Toplantının başında Tümgerenal Güler soru almayacaklarının altını çizerken açıklamanın terör olayları ve bazı gündemdeki konulara ilişkin yapılacağını söyledi. Toplantıda İHA ile ilgili basında yer alan konuşma kayıtlarına da açıklık getiren Genelkurmay İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, soruşturmanın uzun sürmesinde kasıt olduğunu ileri sürmek yanlıştır. Geniş bir yelpazede olayla ilgisi olabileceği düşünülen tüm şahıslar, mahkeme kararı ile dinlenecek, ses analizleri yapılacak, kimlikleri tespit edilecek, bu şahısların ifadeleri alınacak ve neticede bir sonuca ulaşılacaktır. Bu işlemler ise, doğal olarak zaman almaktadır. Ayrıca, bu süreçte istihbarat kaynaklarından ilave bilgi talep edilmiştir açıklamasını yaptı. Tuğgeneral Metin Gürak, son yaşanan operasyonlarda görüldüğü gibi yargı sürecinde sanık bile olsalar, bazıları tarafından masumiyet karinesi ayaklar altında çiğnenerek suçlu olarak gösterilseler dahi; bütün bu şartlar altında bile, Türk Silahlı Kuvvetlerinin bütün personeli görevinin başındadır. Bizim için vatan, şeref, dürüstlük, vazife ve sevgi her şeyin önündedir dedi.
Gürak: Bizim için vatan, şeref, dürüstlük, vazife ve sevgi her şeyin önündedir
Tuğgeneral Gürak son günlerde sıkça gündeme gelen HERON adlı insansız hava aracına ilişkinde şu açıklamaları yaptı: Bazı basın yayın organlarında, Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki bazı askeri personelin, kamuoyunca HERON diye bilinen ve Güneydoğuda görev yapan İnsansız Hava Araçlarını (İHA) düşürmeye çalıştıkları ile ilgili iddialara yer verilmektedir. Öncelikle, bu konu, basında da yer aldığı gibi, ne isim, ne rütbe, ne de kimliğini belli edecek hiçbir bilgi olmayan iki belirsiz kişi arasında geçen bir konuşma metninin, MİT´ten Genelkurmay Başkanlığına 25 Ekim 2007 tarihinde gönderilmesi ile başlamıştır. Konuşma metni, Genelkurmay Başkanlığınca incelenmiş ve 26 Ekim 2007 tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanlığına gönderilmiştir. K.K.K.lığına gönderilme sebebi ise; o tarihte İsrail´den kiralanan tek İHA´nın Kara Kuvvetlerinin kontrolünde Batman´da konuşlu olmasındandır. Kara Kuvvetleri Komutanı tarafından; 28 Ekim 2007 tarihinde verilen soruşturma emrini müteakip, K.K.K.lığı Askeri Savcılığı tarafından derhal soruşturmaya başlanmış, olayla ilgili olarak aynı gün, dinleme kararları alınmış ve soruşturma genişletilmiştir. Bugün itibariyle, soruşturmanın uzun sürmesi elbette eleştiri konusu olabilir.
Soruşturmanın uzun sürmesi eleştirilebilir ancak kasıt yoktur
Ancak, soruşturmanın uzun sürmesinde kasıt olduğunu ileri sürmek yanlıştır. Geniş bir yelpazede olayla ilgisi olabileceği düşünülen tüm şahıslar, mahkeme kararı ile dinlenecek, ses analizleri yapılacak, kimlikleri tespit edilecek, bu şahısların ifadeleri alınacak ve neticede bir sonuca ulaşılacaktır. Bu işlemler ise, doğal olarak zaman almaktadır. Ayrıca, bu süreçte istihbarat kaynaklarından ilave bilgi talep edilmiştir. Soruşturmanın K.K.K.lığından Hv.K.K.lığına aktarılmasının nedeni ise, soruşturma kapsamında belirlenen iki askeri personelin Hv.K.K.lığında görevli olmalarıdır. Nitekim soruşturmayı devralan Hv.K.K.lığı Askeri Savcısı da, ilave birtakım araştırmalarla, soruşturmayı daha da derinleştirilmiştir. Ancak, 25 Ekim 2007 tarihinde, Genelkurmay Başkanlığına gönderilen konuşma metninin, bütün uğraşılara rağmen delillendirilememesi nedeniyle soruşturmada istenen mesafe alınamamıştır. Diğer taraftan, soruşturmayı yürüten savcıya 26 Mart 2009 tarihinde gelen bir ihbar CD´sinin incelenmesi neticesinde, Hv.K.K.lığı Askeri Savcılığı tarafından 19 Şubat 2010 tarihinde verilen yetkisizlik kararından sonra ilgili dosya, Milli Savunma Bakanlığınca, 18 Mayıs 2010 tarihinde görevli savcılık olarak belirlenen Genelkurmay Askeri Savcılığına intikal ettirilmiştir. Halen Genelkurmay Askeri Savcılığı, konu üzerindeki delil tespiti işlemleriyle ilgili çalışmasını çok yönlü olarak sürdürmektedir. Bazı medya organlarında sürekli olarak adı zikredilen bir amiralin ise; o tarihte bulunduğu karargahta İHA ile ilgili bir görevi bulunmadığının altını çizen Tuğgeneral Metin Gürak, Amiral, 5 Kasım 2007 tarihinden sonra Savunma İşbirliği Ofisi (ODC)´nde ABD ile istihbaratın paylaşımı maksadıyla görevlendirilmiştir. Adı geçen amiral, elbette, bu insafsız iddiaları ortaya atanlar hakkında, yasal haklarını kullanacaktır dedi. İsrail´den kiralanan HERON İnsansız Hava Aracının, 14 Temmuz 2008 tarihinde düşmesi ile ilgili çeşitli iddialar ortaya atılarak, bu olayla ilişkilendirilmeye çalışılmasının yanlış olacağını vurgulayan Tuğgenaral Gürak, O tarihte İsrail´den kiralık olarak alınıp kullanılan HERON İnsansız Hava Aracı, İsrailli personel tarafından kullanılmaktaydı ve HERON iniş esnasında meydana gelen kırım sonucu kullanılmaz hale geldiğini söyledi. ( AA)
(15 Temmuz 2010), son güncel.: (23 Temmuz 2010)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Heron ihanetiyle ilgili manşetlerimiz
Ergenekon-PKK bağlantısıyla ilgili manşetlerimiz
Karargah Evleri soruşturmasının askerlerce savsaklanması