İlhan Cihaner´i kurtarma senaryosunun göstere göstere hayata geçirilmesi hukuk profesörlerini de isyan ettirdi. 19 Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakan Hakari, Cihaner´i tahliye eden Yargıtay´a can alıcı bir soru sordu: ´Kamuoyunda bu kadar ses kaydı çıkmasına ve şüphelere rağmen bu kararın verilmesini öğrencilerimize nasıl izah edeceğiz.´
´Cihaner kararı´na bir profesörün isyanı
İlhan Cihaner´i kurtarma senaryosunun göstere göstere hayata geçirilmesi hukuk profesörlerini de isyan ettirdi. 19 Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakan Hakari, Cihaner´i tahliye eden Yargıtay´a can alıcı bir soru sordu: ´Kamuoyunda bu kadar ses kaydı çıkmasına ve şüphelere rağmen bu kararın verilmesini öğrencilerimize nasıl izah edeceğiz.´
İlhan Cihaner´i kurtarma senaryosunun göstere göstere hayata geçirilmesi hukuk profesörlerini de isyan ettirdi. 19 Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakan Hakari bunlardan biri: Yargıtay´ın verdiği bu kararı öğrencilerimize anlatmadık hiç. Yargıtay içtihat oluşturdu ama böyle bir şey asla olmaz. Fotokopiler CD´ler üzerinden birleştirme olmaz. Yargıtay ilk derece mahkemesidir. Birleştirme konusunda emredici yetkisi yoktur ve Amir mahkeme değildir. Bunlar nasıl gerçekleşiyor onu da anlamıyorum. Birisi görevle ilgili diğeri çete suçlamasıyla ilgili davadır ve yargılamada farklı usullere tabidir. Birleştirilmeleri yasaktır. Bu uygulamanın elle tutulacak hukuki bir yönü yok. Tutuklamanın konusu terördür ama Yargıtay zorlama yapıp bu konuyu almış ve tahliye gerçekleşmiştir. Çok keyfi bir karar. Yarın öğrenci bunun dayanağını sorsa izah etmem mümkün değil. Türkiye´de belirli alanlarda gelişme oluyor ama yargı alanında ilerleme yok. Önceden açıkça planlanmış bir şekilde görevlerini kötüye kullanıyorlar. Yargıtay´ın üzerinde makam yok. Yargılama yönünden kendilerine disiplin yönünden HSYK´ ya bağlılar. Kendi içlerinde halledebildikleri için, sizi yargılayacakların kararını siz veriyorsanız böyle keyfi uygulamalar ortaya çıkar. Kamuoyunda bu kadar ses kaydı çıkmasına ve şüphelere rağmen bu kararın verilmesini öğrencilerimize nasıl izah edeceğiz. ( Zaman)
Hukukçulardan tepki yağıyor: Yetki gasbı yapıldı
Yargıtay 11. Ceza Dairesi´nin, Ergenekon terör örgütünün Erzincan ayağıyla ilgili Erzurum´da açılan dava kapsamında yargılanan Başsavcı İlhan Cihaner başta olmak üzere bütün tutukluları tahliye etmesi, hukukçulardan sert tepki gördü. Her şeyin internete düşen ses kaydında geçen kurtarma planı çerçevesinde geliştiğine dikkat çeken hukukçular, 11. Ceza Dairesi´nin göz göre göre hukuk ihlali yaptığını belirtirken şu çağrıyı yapıyor: Yargıtay´ın yetki gasbı var. Yetkili kişilerin bu duruma el koyması gerekiyor. Yargının yetkilerini net bir şekilde otaya koyan, düzenleyen yeni bir anayasaya ihtiyaç var. Bunun için de yasama ve yürütme organının titizlikle çalışması gerekiyor. Yargı ihlallerinde yargı üyelerinin yargılanmasının önü açılmalıdır.
FAİK TARIMCIOĞLU Emekli Askeri Yargıç: Hukuk öldü, artık 40´ında ve 52´sinde mevlitleri okunur
Yargıtay´ın yaptığı bir yetki gasbıdır. Normalde bu durumu çözecek mahkemeler vardır ve sorun çözülebilirdi. Ancak internette kayıtlar var. Bu kayıtlar, birleştirme ve ardından tahliye kararının çıkacağını zaten ilan ediyordu. Yargıtay, internetteki ses kayıtlarının çizdiği yol haritasının gereğini yaptı. Karardan, bir yol haritası olduğunu ve bu yolun takip edildiğini anlıyoruz. Şu aşamada kararın bir hukukiliği olmadığı için tahliyesini dahi tartışmak anlamsız. Birleştirme kararı doğru olmadığı için arkasından gelecek tüm kararlar da doğru olmayacaktır. Hukuk öldü, artık 40´ında ve 52´sinde mevlitleri okunur. Bundan sonra hukuk devletinden bahsetmek mümkün değildir. Öteden beri ´Türkiye´de hukuk yoktur´ dememin sebebi altında bu demokratik olmayan yapı vardı. Bu kararlar bunun tescili oldu.
AHMET GÜNDEL Em. Yargıtay Cumhuriyet Savcısı: 70 milyonun gözünün içine baka baka yargı oyunu oynanıyor
Ayın 28´inde İstanbul´da görülecek olan dosyayı beklemeden oranın verebileceği olası bir birleştirme kararından endişe duyarak dosyanın duruşmasını önceye aldı. Bir hukukçu olarak hayretler içerisindeyim. Bir an için dosyanın 11. Ceza Dairesi´nde birleştirilmesini hukuki olarak varsayarsak, dosya birleştirildikten sonra bu dairenin hiçbir işlem yapmaması gerekir. Birleştirilen dosyada silahlı terör örgütü üyesi olma suçu, ağır bir suç olduğu için ve bu ağır suça bakma görevi Yargıtay´ın 9. Ceza Dairesi´nin görevi. 11. Ceza Dairesi´nin, birleştirme kararı vermesinden sonra hiçbir işlem yapmadan, tutukluluk durumunu incelemeden derhal dosyayı Yargıtay´ın 9. Dairesi´ne göndermesi gerekir. İhtisas dairesi burasıdır. Ancak görüyorum ki, hukuk kuralları zorlanmak suretiyle ve 70 milyonun gözünün içine baka baka bir yargı oyunu oynanıyor.
AHMET GÖKÇEN MÜ Öğretim Görevlisi: Karar, yargı bağımsızlığını derinden etkileyecek
Yargıtay´ın görülmekte olan bir davada mahkemenin elinden dosyayı alarak, kendi dosyasıyla birleştirip karar vermesi, hukuken mümkün değildir. Yargıtay 11. Ceza Dairesi, bu olaya bidayet mahkemesi (ilk derece mahkemesi) sıfatıyla yani asliye ceza veya ağır ceza mahkemesi sıfatıyla bakıyor. Yargıtay 11. Ceza Dairesi´nin kendini yüksek görevli mahkeme sayması hukuka aykırıdır. Kendini yüksek görevli mahkeme sayarak önce birleştirme yapıp sonra tahliye kararı vermesi de Ceza Muhakemeleri prensipleriyle de bağdaşmaz. Kaldı ki Yargıtay, bu olayda yüksek görevli mahkeme olduğu kabul edilse bile bu takdirde görevli daire 9. Ceza Dairesi olmalıydı. Bu bakımdan yapılan işlem yanlıştır. Yargı bağımsızlığını derinden etkileyecek sonuçları olacaktır.
OSMAN KAŞIKÇI Fatih Üni. Hukuk Fak. Dekanı: Yargıtay üyelerinin yargılanmasının önü açılmalı
Bir başsavcının Yargıtay´da yargılanması için kendi görevi ile ilgili bir suç işlemiş olması gerekiyor. Terör örgütü üyeliği iddiası bir görev suçu değil. Yargıtay yerine özel yetkili mahkemelerde yargılanması gerekiyor. HSYK´nın bu olaya girişimi, Yargıtay üyelerinin ses kayıtlarının ortaya çıkması, davayı şaibeli hale getirmiştir. Öncelikle ses kaydı ortaya çıkan Yargıtay üyeleriyle ilgili işlem yapılması gerekir. Olaylar hukukun tamamen ayaklar altına alındığının ve tamamen hakimler, yargıçlar yönetimi dediğimiz bir sisteme geçtiğimizin açık göstergesidir. Yargıtay´ın yetki gasbı var. Yetkili kişilerin bu duruma el koyması gerekiyor. Yargının yetkilerini net bir şekilde otaya koyan, düzenleyen yeni bir anayasaya ihtiyaç var. Bunun için de yasama ve yürütme organının titizlikle çalışması gerekiyor. Yargı ihlallerinde yargı üyelerinin yargılanmasının önü açılmalıdır.
REŞAT PETEK Eski Cumhuriyet Başsavcısı: Şaşkınlık içindeyim, hukuk tarihinde böyle bir olay yok
15 gün önceden bir sanık kurtarma operasyonunun yapılacağı, önce birleştirme sonra tahliye yapılacağı internete düştü, konuşuldu ve şimdi bu gerçekleştirildi. Bir ceza hukukçusu olarak şaşkınlık içerisindeyim. Hukuk tarihinde böyle bir olay yok. Yargıtay 11. Ceza Dairesi´nin verdiği karar hukuki açıdan bir skandaldır. Bir mahkemenin elinden bir dosya alınıyor. Erzurum Ağır Ceza Mahkemesi defacto bir durumla karşı karşıyadır. Yakın geçmişteki uygulama gözlerimizin önünde duruyor. Danıştay saldırısıyla ilgili davada, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi İstanbul´la birleştirme kararı almadan önce bir muvafakat aldı. İstanbul Ağır Ceza Bu dava hukuki ve fiili yönden bizimle irtibatlıdır dedi ve kabul etti. Birleştirme süreci de bundan sonra gerçekleşti. Yargıtay´ın yaptığı olaya baktığımız zaman, ben yaptım oldu şeklinde bir durum görüyoruz. Bir anlamda hukuk kurallarını paketleyip bir tarafa bırakan, biz böyle de yaparız anlamına gelen bir uygulamayla karşı karşıyayız.
Müdahil avukat, Yargıtay üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunacak
Erzincan´daki Ergenekon terör örgütü davasına müdahil olma talebinde bulunan avukat Namık Kemal Hatipoğlu, Başsavcı İlhan Cihaner ve diğer sanıklar hakkında tahliye kararı veren Yargıtay 11. Ceza Dairesi hâkimleri hakkında suç duyurusunda bulunacağını söyledi. Hatipoğlu, Bu tamamen hukuka aykırı bir karardır. Yargıtay 11. Ceza Dairesi´nin terör örgütü davasında yargılananlarla işbirliği içerisinde hareket ettiği kanaatindeyim. dedi. Yargıtay 11. Ceza Dairesi´nin verdiği kararlar doğrultusunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi´ne (AİHM) giden tüm davaların iptal edildiğini belirten Hatipoğlu, Ergenekon davasında yaşanan mahkeme tartışmalarının İtalya´da görülen Gladyo davasıyla benzerlik gösterdiğine dikkat çekti. Hatipoğlu şöyle konuştu: Yargıtay 11. Ceza Dairesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi´nde son derece sabık bir mahkemedir. Bugüne kadar onaylanmış, hukuka uygun tek bir kararı yoktur. 11. Ceza Dairesi tarafından verilen kararlar doğrultusunda AİHM´e giden tüm kararlar iptal edildi. Hukuka aykırı bir karar verilmiştir. İtalya´daki Gladyo davasında mahkemenin yetkisiz olduğu, yüksek mahkemede yargılanması gerektiği iddia edilmişti. Fakat yetkili olan mahkeme tarafından yargılama yapıldı ve 15 yıl ceza verildi. AİHM de bu cezayı onayladı. Bu şu demektir; bu tür terör örgütü davaları sadece yetkili mahkemelerde görülebilir. Ceza Muhakemeleri Kanunu´na tamamen aykırı bir durumdur. 11. Ceza Dairesi´nin hâkimleri ile ilgili suç duyurusunda bulunmak için hazırlık yapıyorum. Bu davayla ilgili müdahil olma talebinde bulunmuştum. Bu nedenle kendileri hakkında suç duyurusunda bulunacağım. ( Zaman)
Demokrat Hukukçular Platformu: ´Yargıtay yetki gaspı yaptı´
21 Haziran 2010: Demokrat Hukukçular Platformu, yargıda yaşanan gelişmeleri değerlendirmek üzere dün Malatya´da toplandı. 11 ilin barolarına mensup avukatların katıldığı toplantıda Ergenekon sanığı Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner´in tahliyesi değerlendirilirken, ´ülkenin hukuk skandallarıyla sarsıldığına´ dikkat çekildi. Basın açıklamasını ise Avrasya Hukuk ve Demokrasi Derneği Başkanı Turan Canpolat yaptı. Hukuk adına hukuk cinayetlerinin işlendiğini vurgulayan Canpolat, Yargıtay 11. Ceza Dairesi, görev ve yetki sahasına girmeyen bir davaya müdahil olmuştur. Ergenekon silahlı terör örgütüne üye olmakla suçlanan kişileri tahliye ederek özel yetkili ağır ceza mahkemelerinin görev ve yetkilerini gaspetmiştir. dedi. Anayasa Mahkemesi´nin referandum sürecine müdahalesini de hukuk cinayetlerine örnek gösteren Canpolat, Anayasa´nın ayaklar altına alındığına dikkat çekti. Terör örgütüne üye olmakla suçlanan Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner´in, Yargıtay 11. Ceza Dairesi tarafından ´koşulsuz´ salıverilmesi hukuk camiasını tam anlamıyla şoka soktu. Kararı ´akıl almaz´ olarak yorumlayan hukukçular, Yargıtay´ın skandal tahliye kararıyla davada taraf olduğunu ispatladığını söylüyor.
YARGITAY, GÖREV VE YETKİSİNİ AŞMIŞTIR
Avrasya Hukuk ve Demokrasi Derneği Başkanı Turan Canpolat, Türkiye´de hukuk skandalları yaşandığını söyledi. Canpolat, Yargıtay 11. Ceza Dairesi, görev ve yetki sahasına girmeyen bir davaya müdahil olmuştur. dedi. Demokrat Hukukçular Platformu´nun daveti üzerine Malatya´da bir araya gelen 11 ilin barolarına üye avukatlar basın açıklaması yaptı. Bezginler Otel´de düzenlenen basın toplantısında, avukatlar adına konuşan Avrasya Hukuk ve Demokrasi Derneği Başkanı Turan Canpolat, Yargıtay 11. Ceza Dairesi´nin görev ve yetki sahasına girmeyen bir davaya müdahil olduğunu savundu. Ülkenin hukuk skandallarıyla sarsıldığını anlatan Canpolat, şöyle konuştu: Hukuk adına hukuk cinayetleri işlenmektedir. Kanunlaşma süreci tamamlanmayan anayasa değişikliği paketi hakkındaki iptal davasını (şeklen) görüşmek üzere (kabul) Anayasa Mahkemesi hukuku ve Anayasa´yı ayaklar altına almaktadır. Yüksek Mahkeme´nin bu girişimi TBMM´nin yasama yetkisine karşı yapılmış hukuk dışı bir müdahaledir. Turan Canpolat, benzer durumların adli yargıda da yaşandığını aktardı: Yargıtay 11. Ceza Dairesi, görev ve yetki sahasına girmeyen bir davaya müdahil olmuştur. Yani Yargıtay 11. Ceza Dairesi, ilk derece asliye ceza mahkemesi sıfatıyla bakabileceği bir davada Erzincan, Ergenekon´u silahlı terör örgütüne üye olmakla suçlanan kişileri de tahliye ederek özel yetkili ağır ceza mahkemelerinin görev ve yetkilerini gasp etmiştir.
Yargıtay tarafsız olmadığını ispatladı
Diyarbakır Barosu Başkanı Mehmet Emin Aktar ise Yargıtay´ın tarafsız olmadığını ispatladığını söyledi. Aktar, Yargıtay 11. Ceza Dairesi´nin yangından mal kaçırırcasına dosyaları birleştirip tahliye kararı vermesi herkesin kendi yargısını oluşturduğu gibi bir ortama gittiğimizi gösteriyor. Görünen şu ki; artık Türkiye´de herkesin yargıcı oluşmaya başlamış. Bu oldukça vahim bir tablo. Onun dışında kalanlar adaletsizlikten şikayet edecek ve herkes kendi yargıcını bularak kendince bir adalet gerçekleştirecek. Bu, yargıya güveni de sarsar. Dosyanın içeriğini tam olarak bilmiyorum, ama kamuoyuna yansıyan kısmı ile Yargıtay´ın bir günde birleştirme yapıp tahliye kararı vermesi gösteriyor ki, bu karar önceden oluşturulmuş. Bu da yargının tarafsızlığı konusunda Türkiye´deki tartışmaları çok daha derinleştirecektir. Yargıtay´ın tarafsız olmadığı yönünde toplumda oluşmuş bir kuşku vardı, bu kararla bu ispatlanmış oldu. ifadelerini kullandı.
Türk yargısı adına utanç verici
Müdafaa Demokrasi ve Hukuk Derneği Başkan Yardımcısı Yaşar Semiz de İlhan Cihaner´in tahliyesini Türk yargısı adına ´utanç verici´ olarak değerlendirdi. Semiz, Bu karar ve öncesinde yaşananlar, Türk yargısının bağımsızlık ve tarafsızlığına leke sürmüş, milletin yargıya olan güven ve inancını zedelemiştir. Basına yansıyan ve doğru olmamasını arzu ettiğimiz çarpık ilişki ve baskıların da gerçekliği bu karar ile ortaya çıkmıştır. Bu durum, yargı reformunun ne kadar gerekli ve elzem olduğunu bir kere daha göstermiştir. Yaşananları bu millete reva görenler ise millet vicdanında mahkum edilmişlerdir. dedi. ( Zaman)
(19 Haziran 2010, 14:14), son güncel.: (21 Haziran 2010)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Cihaner´i Yargıtay´da kurtarma planı manşetlerimiz
Uçaklar yaramadı, gelsin Yargıtay
İŞTE ADIM ADIM ERZİNCAN´DAKİ ISLAK KOMPLO
Erzincan´da savcı Cihaner ve Jandarma´nın ´ıslak imza´ operasyonları
Ergenekon soruşturmasını/davasını akamete uğratma girişimleri
Kontrgerilla´nın yargıdaki örgütlenmesi