İstanbul Cumhuriyet Savcılığı´nın yürüttüğü ve Ergenekon´un ´Karargah Evleri´ ayağına yönelik soruşturmayı yürüten askeri savcı Zeki Üçok´un 1 no´lu sanık olduğu sahte çürük raporu soruşturmasıyla ilgili hazırlanan iddianame İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi´nce kabul edildi. İlk duruşma 29 Eylül´de. İddianamede dikkati çeken bir ayrıntı, soruşturmada adı gündeme geldiği halde Genelkurmay Adli Müşaviri Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu´nun adının geçmemesi. Şüpheli olarak ifadeye çağrılmasına rağmen gelmeyen Çubuklu hakkındaki soruşturma dosyasının ayrılarak Milli Savunma Bakanlığı´na gönderildiği öğrenildi. Çubuklu´nun Genelkurmay Adli Müşaviri olması nedeniyle hakkında soruşturma başlatılıp başlatılmayacağına Milli Savunma Bakanlığı´nın yaptığı incelemenin ardından karar vereceği bildirildi. Çubuklu´nun internete düşen ses kaydında, soruşturma savcısı tarafından istenen sanık Ahmet Zeki Üçok´un bilgisayarında bazı askeri şahıslarla birlikte belge temizliği yaptığı ileri sürülmüştü.
FLAŞ!!! Sahte çürük raporu iddianamesi kabul edildi
İstanbul Cumhuriyet Savcılığı´nın yürüttüğü ve Ergenekon´un ´Karargah Evleri´ ayağına yönelik soruşturmayı yürüten askeri savcı Zeki Üçok´un 1 no´lu sanık olduğu sahte çürük raporu soruşturmasıyla ilgili hazırlanan iddianame İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi´nce kabul edildi. İlk duruşma 29 Eylül´de. İddianamede dikkati çeken bir ayrıntı, soruşturmada adı gündeme geldiği halde Genelkurmay Adli Müşaviri Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu´nun adının geçmemesi. Şüpheli olarak ifadeye çağrılmasına rağmen gelmeyen Çubuklu hakkındaki soruşturma dosyasının ayrılarak Milli Savunma Bakanlığı´na gönderildiği öğrenildi. Çubuklu´nun Genelkurmay Adli Müşaviri olması nedeniyle hakkında soruşturma başlatılıp başlatılmayacağına Milli Savunma Bakanlığı´nın yaptığı incelemenin ardından karar vereceği bildirildi. Çubuklu´nun internete düşen ses kaydında, soruşturma savcısı tarafından istenen sanık Ahmet Zeki Üçok´un bilgisayarında bazı askeri şahıslarla birlikte belge temizliği yaptığı ileri sürülmüştü.
İstanbul Cumhuriyet Savcılığı´nın yürüttüğü ve Ergenekon´un ´Karargah Evleri´ ayağına yönelik soruşturmayı yürüten askeri savcı Zeki Üçok´un 1 no´lu sanık olduğu sahte çürük raporu soruşturmasıyla ilgili hazırlanan iddianame kabul edildi. İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi´nce kabul edilen iddianamede 8´i tutuklu 17 sanık yer alıyor. İlk duruşma 29 Eylül´de İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülecek. Davanın sanıkları arasında Genelkurmay Adli Müşaviri Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu da yer alıyor. Soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcısı Hikmet Usta tarafından hazırlanan iddianamede, Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok´un da aralarında bulunduğu 8´i tutuklu 17 sanığa, 60 eylemle ilgili suçlama yöneltiliyor. Hakim Albay Üçok´un ´örgüt yöneticisi olmak´la suçlandığı iddianamede, Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım da ´müşteki´ olarak yer alıyor.
Dava 29 Eylül´de başlayacak
´Sahte çürük raporu´ soruşturması kapsamında 8´i tutuklu 17 kişi hakkında hazırlanan ve İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianameye ilişkin ilk duruşma, 29 Eylülde yapılacak. Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok´un da aralarında bulunduğu 8´i tutuklu 17 sanığa 60 eylemle ilgili suçlama yöneltilen 247 sayfalık iddianameye yönelik mahkemece hazırlanan tensip tutanağında, duruşma tarihi olarak 29 Eylül ile 1 Ekim 2010 tarihleri gösterildi. Mahkeme heyeti, 29 Eylüldeki ilk duruşmada sanıkların, 1 Ekimdeki ikinci duruşmada ise aralarında Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım´ın da bulunduğu ´müştekiler´in dinlenilmesine hükmetti. Heyet, İstanbul dışında bulunan müştekilerden Mahmut Şahin´in Adana, Ulaş Birgöl ile Mehmet Şen´in İzmir ve Turgay Aksoy´un da Afyonkarahisar´dan tebligatla duruşmaya çağrılmasını kararlaştırdı. Mahkeme heyeti, Aydın Atay, Kahriman Cömert ve Mehmet Çevik adlı sanıkların da Ankara´da talimatla ifadelerinin alınmasına karar verdi. (AA)
Üçok´un 403 yıla kadar hapsi istendi
Sahte çürük raporu soruşturması kapsamında hazırlanan iddianamede 8´i tutuklu 17 sanık hakkında 1 ile 413 yıl arasında değişen oranda hapis cezası istendi. İddianamenin bir numaralı sanığı Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok´un 403 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Hikmet Usta tarafından hazırlanan ve 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, tutuklu sanıklardan Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok´un, ´suç işlemek amacıyla örgüt kurma´ suçundan 2 ile 6, 4 kez ´nitelikli yağma´ suçundan 20 ile 30, 48 kez ´nitelikli dolandırıcılık´ suçundan 96 ile 336, 6 kez ´nitelikli dolandırıcılık´ suçundan 6 ile 21 ve ´kamu görevini kötüye kullanmak´ suçundan da 5 ile 10 yıl olmak üzere toplam 129 ile 403 yıl arasında hapisle cezalandırılması istendi. İddianamede, 2 numaralı tutuklu sanık Murat Tugay Tepe için de Albay Üçok ile aynı suçlar ve ´fuhuş için aracılık ve yer temin etme´ suçundan da toplam 134 ile 413 yıl arasında değişen oranda hapis cezası verilmesi talep edildi. Tutuksuz sanıklardan iş kadını Sibel Fatma Çarmıklı ve oğlu Murat Can Çarmıklı hakkında ´suç örgütüne üyelik´, ´nitelikli yağma´ ve ´nitelikli dolandırıcılık´ suçlarından toplam 8 yıldan 17.5 yıla kadar hapis cezası istendi. 6´sı tutuklu 13 sanığın da benzer suçlardan 1 ile 403 yıl arasında değişen hapisle cezalandırılması talep edildi. ( Bugün)
Hıfzı Çubuklu´ya ağır suçlama
Genelkurmay Adli Müşaviri Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu, Albay Zeki Üçok´un başını çektği ´sahte çürük raporu çetesi´yle ilgili soruşturmada delilleri gizlemekle suçlandı. İddianamede örgütün Ankara sorumlusunun Fehmi Suna olduğu belirtildi. Ankara´da ofisi bulunan Astsubay Erdem Kılıç ve İstanbul Anadolu yakası bölge sorumlusu Murat Tugay Tepe´nin hayat kadını işlerine baktığı, Tahir Mete Turan´ın asker ve emniyet yetkililerine kadın ayarlama işi ile uğraştığı belirtildi. Emniyet Müdürü Cemal Keskin´in emniyet işlerinden sorumlu olduğu anlatıldı. İddianamede savcı Usta´nın soruşturma kapsamında çağırılmasına rağmen ifadeye gelmeyen Genelkurmay Hukuk Müşaviri Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu ve Genel Kurmay Adli Müşavirliği ile ilgili tespitleri dikkat çekti. İddianamenin takipsizlik kararı verilen şüpheliler ile ilgili bölümünde Ahmet Zeki Üçok´un iş yerinde el konulan bilgisayarlar ve dijital veri taşıyıcılarında bilirkişi incelemesi sürerken, bazı internet sitelerinde yayınlanan ve Hıfzı Çubuklu´ya ait olduğu öne sürülen ses kaydı hatırlatıldı. Savcı Usta, ses kaydını ihbar kabul ederek yayınlanmasının harekete geçtiklerini ve yeni bir bilirkişi incelemesi başlatılarak, askeri nitelikli belgelerin yeniden ayrılması çalışmasına başlandığını belirtti. İnceleme sonucu hazırlana raporda, 397 adet dosyanın soruşturma makamına hiç gönderilmediği, 10 adet dosyanın da askeri belge şeklinde ayrıldığının ancak bu kapsamda olmadığı vurgulandı. Takipsizlik kararında su dosyaların bir kısmının Karargah Evleri yapılanmasına ilişkin soruşturma kapsamıyla ilgili çok önemli bilgiler olduğu belirtildi. Kararda Askeri Savcılık´taki dosyalar ve işlemler üzerinde hiçbir denetim, gözetim, inceleme ve soruşturma yetkileri bulunmadığı halde, Milli Savunma Bakanlığı´nda görevli Albay Ahmet Neşet Uncu ile Genel Kurmay Adli Müşaviri Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu´nun tamamen keyfi davranıp bir kısım dosyaların İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı´na gönderilip gönderilmeyeceği noktasında ayrıştırma yaparak, hiyerarşik bakımdan üstünlüklerini de kullanarak şüpheli Askeri Savcılara da bu yönde emir ve talimat vererek delillerin gizlenmesi yönünde hareket ettikleri belirtildi.
Çubuklu´nun dosyası Milli Savunma Bakanlığı´nda
Soruşturma kapsamında ´şüpheli´ sıfatıyla ifadeye çağrılan ancak gelmeyen Hıfzı Çubuklu hakkındaki soruşturma dosyası ayrılarak Milli Savunma Bakanlığı´na gönderildi. Çubuklu´nun Genelkurmay Adli Müşaviri olması nedeniyle hakkında soruşturma başlatılıp başlatılmayacağına Milli Savunma Bakanlığı yaptığı incelemenin ardından karar verecek. Öte yandan Çubuklu´nun iddianamede hiç adının geçmemesi de dikkat çekti. Ancak, soruşturma kapsamında haklarında ek kovuşturmaya yer olmadığına karar verilen bazı kişilerle ilgili anlatımlı kararda, Çubuklu için ´şüpheli´ denilerek, önemli iddialarda bulunuldu.
Çürük soruşturması Ergenekon soruşturmasıyla kesişti
Askeri Savcı Zeki Üçok kısa süre önce Ergenekon kapsamında Zekeriya Öz tarafından sorgulanmış ve tutuklanmış, daha sonra itiraz üzerine tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. Aynı soruşturma kapsamında ´Delil karartma´ suçlamasıyla ifade vermeye çağrılan Genelkurmay Adli Müşaviri Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu ise, mazeret bildirmeden ifade vermeye gelmemişti. Ergenekon Terör Örgütü´nün İşçi Partisi öncülüğünde TSK içinde yapılandırmaya çalıştığı çok gizli ´Karargah Evleri´ örgütlenmesine yönelik sürdürülen askeri soruşturmayı Zeki Üçok yürütüyordu. Sahte Çürük Raporu iddianamesi kapsamında, Hakim Binbaşı Mehmet Çelik de tutuksuz yargılanıyor. Binbaşı Çelik de, bu soruşturma kapsamına dahil edilmeden önce Karargah Evleri soruşturmasında Hakim Albay Üçok´un yardımcılığını yürütüyordu. Bu ikilinin yürüttüğü soruşturmada inanılmaz gariplikler ortaya çıkmıştı. Örneğin İşçi partililerin şüpheli olduğu soruşturmaya İşçi partili bilirkişinin atanması gibi. Kamuoyundaki izlenim, askeri soruşturmanın örgütü ortaya çıkarmak için değil adeta örtmek için yürütüldüğü şeklindeydi. Karargah Evleri yapılanmasının sivil ayağına yönelik soruşturmayı titizlikle yürüten Ergenekon savcıları çok sayıda tutuklama yapmış, hatta askerleri de bir soruşturma başlatmak zorunda bırakmışlardı. İşte bu açıdan savcının tutuklanması çok önemli. Ergenekon savcıları anlaşılıyor ki savcı Üçok hakkında somut delillere ulaştılar. Ergenekon savcıları ´çürük´ soruşturmasını yürüten savcılardan Üçok´un bilgisayarlarını istemişlerdi. Savcıların defalarca silinerek bilgilerin tamamen yok edilmeye çalışıldığı ses kaydıyla da ortaya çıkan harddisklerde muhtemelen Karargah Evleri askeri soruşturmasının nasıl örtbas edildiğine dair bulgulara ulaştıkları tahmin ediliyor. Çürük soruşturmasıyla Ergenekon soruşturmasının bu noktada kesiştiği görülüyor. Bu açıdan, Üçok´un bilgisayarındaki bilgilerin temizlenmesi konulu Genelkurmay´daki toplantıya katılan muvazzaf subayların ´çürük´ soruşturmasını yürüten savcıya ifade vermeye gelmesi ve tutuklanma talebiyle mahkemeye sevkedilmeleri de önemli. Her ne kadar serbest bırakılsalar ve tutuksuz yargılanacak olsalar da ses kaydının doğruluğu bu sorgulamalarla ortaya çıkmış oluyor.
Karargah Evleri soruşturması askerlerce örtbas edilmeye çalışıldı
Karargah Evleri soruşturmasını yürüten Üçok ve Çelik ikilisinin inanılmaz şekilde birbirlerini aklamak amacıyla evrak sahteciliği yaptıkları ortaya çıkmış ve bu sebeple haklarında Yunak Cumhuriyet Başsavcılığı´nca suç duyurusu yapılmış, bu suç duyurusu dikkate alınmazsa re´sen soruşturma başlatılacağı belirtilmişti. Ortaya çıkan bu inanılmaz skandala ve çok sayıda diğer tuhaflığa karşı, iki askeri savcının kısa süre öncesine kadar bu soruşturmayı yürütmelerine göz yumulmuştu. Savcı Üçok´un son marifeti ise tutuklanmasına yol açan ve bugün davası açılan adi bir çete suçuna katılması oldu. Askeri savcıların yürüttüğü Karargah Evleri operasyonundaki tuhaflıklar ?Aynı suçtan muvazzaf subayları tutuklayan Ergenekon savcılarının önü mü kesilmek isteniyor? sorusunu gündeme getirmişti. İşçi Partisi´nin TSK´ya sızma projesi olarak bilinen ´Karargah Evleri´ ile ilgili soruşturmanın TSK ayağında başlangıcından beri tuhaf gelişmeler yaşanıyor. Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz´ün MİT tarafından konuyla ilgili 2005 yılında dosya verildiğini öğrendiği Genelkurmay´a ´Durum ne, Karargah Evleri soruşturması ne aşamada?´ diye sorması üzerine 2008 yılında yani 3 yıl sonra soruşturma başlatmak zorunda kaldığı anlaşılan askeri savcılığın soruşturmanın başlangıcından beri gösterdiği tuhaflıklar giderek artmış, adeta canlı yayında takip ettiğimiz ve soruşturmanın üstünün örtülmek istendiği izlenimini giderek netleştiren ayrıntıların sayısı 10´a ulaşmıştı.
Belge İşçi Partisi´nde bulundu
Kamuoyunun gündemine İsmail Küçükkaya´nın Akşam´daki haberiyle gelen Karargah Evleri, Ergenekon Soruşturması´na Doğu Perinçek ile girdi. 23 Mart´ta gözaltında ifadesine başvurulan Perinçek´e yöneltilen sorulardan bir tanesi de Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları ile buluşmasıydı. İşçi Partisi (İP) yeni bir oluşum içine girmiş, buna göre evler kurulmuştu. Bu oluşuma Karargah Evleri adı verilmişti. Bu evlere zaman zaman Alevi kökenli subaylar ve askeri öğrenciler geliyordu. Bir de Erzincanlı Balaban aşireti mensupları ile buluşmalar sağlanıyordu. Bu oluşumun Doğu Perinçek´e sorulmasının nedeni ise İP genel merkezinde yapılan aramada ele geçirilen bir CD´ydi. İP´in dördüncü katında bulunan CD açıldığında içinden Çok Gizli damgalı, beş sayfalık bir belge çıkmıştı. Bu MİT´in Genelkurmay Başkanlığı´na gönderdiği, Konu: İP/Karargah Evleri başlıklı belgeydi. İşçi Partisi ve Alevi kesimin yanı sıra bazı TSK mensupları ve memurların da katılımıyla, emperyalistlerle Cumhuriyet karşıtları, yıkıcıları ile mücadele amacıyla bir harekat başlatıldığı yönünde hassas kaynaktan bilgiler intikal etmiştir. Yürütülecek bu çalışmalarda hiçbir kurum ve oluşumun zarar görmemesi için ´Karargah Evleri´ adı altında çekirdek kadroların oluşturulmasının öngörüldüğü alınan bilgilerdendir. Bilgisiyle başlayan beş sayfalık yazı, oluşumun tüm şemasını ortaya koyuyor. Oluşumun en tepe noktasında İbrahim Aslan yazılı. Aslan´a bağlı olarak, İ. Yaşar Salihoğlu-Türkiyem Topluluğu ve Askeri Kesim-Albay Cengiz Köylü isimleri var. Askeri kesim de iki gruba ayrılmış: Birinci grup, Harp Akademisi başlığını taşıyor. Burada yine Albay Cengiz Köylü ismi ile karşılaşıyoruz. Alb. Köylü´nün dışında Alb. Yavuz Göker, Alb. Turan Toker, Fırat Kaymakçıoğlu, Hasan Günay Aktaş, Osman Şen, Mahmut Melih Başdemir, Y. Selim Özmen, Rıza Okur ile ismi tespit edilemeyen Turan soyadlı bir kişi ile soyadı bilinmeyen Kemal adında birisinin isimleri geçiyor. Askeri Kesim başlığının altındaki ikinci bölüm ise Hava Harp Okulu´na ayrılmış. Burada da yine soyadı tespit edilemeyen Binbaşı Bülent var. Bnb. Bülent isminin altında oluşumla ilişkileri bulunan öğrenciler sıralanıyor: Ozan Nizam, Gökhan Gülşen, Cihan Akyol, Alper Özkan, Emre Yılmaz, Çağdaş Doğan, Onur Sönmez, İbrahim Polat. Hava Harp Okulu´ndaki örgütlenme sırf bu isimlerle sınırlı değil. Destek sağlayanlar bölümünde ise; Alb. Sinan Kesici, Dr. Rıza Kurna var. Hemen altında ise TSK´da görev yapan sivil memurlara sıra gelmiş; Gönül Temiz, Nesime Akbulut tespit edilen iki isim.
(10 Haziran 2010, 11:20), son güncel.: (11 Haziran 2010)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Sahte çürük raporu soruşturması manşetlerimiz
Flaş!!! Çubuklu´nun ses kaydı Genelkurmay´ı sarsar: Üçok´un bilgisayarında belge temizliği
Karargah Evleri soruşturmasının askerlerce savsaklanması