Ergenekon´da yargıyı etkilemekle suçlanan ve gözaltına alındıktan sonra tutuklanan avukatlardan biri de Kudbettin Avcı´ydı. Mahkeme kararıyla yapılan dinlemelerde Avcı´nın İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Erkan Canak´ı açıktan tehdit ettiği görülüyor. Avcı, hakime, istediği tahliye kararının verilmemesi halinde ´iftira´ atacağını anlatıyor. Diğer bir telefon görüşmesinde de Dev-Yol davasında, sanıklara verilen ağırlaştırılmış hapis cezalarının Oktay´ın müdahalesiyle Yargıtay tarafından bozulduğunu düşündüren diyaloglar yer alıyor. 9 Temmuz 2009´da alınan bozma kararından bir ay önce sanıklardan Nuri Özdemir ile Seyfi Oktay arasında gerçekleşen telefon konuşmasında Özdemir, ´Seyfi amca´ şeklinde hitap ettiği Oktay´a davaya bakacak yargıçların isimlerini veriyor ve hangisinin yanına gidebileceğini soruyor. İkili, yüksek yargının tepesindeki isimler hakkında görüş alışverişinde bulunuyor. Oktay, yargılamayı yapan 11. Ceza Dairesi üyeleri ve başkanlarıyla çok iyi ilişkileri bulunduğunu belirterek ´Görüşeceğim´ sözü veriyor. Son Ergenekon operasyonunda tutuklanan avukat Ali Hadi Emre´nin Avcılar Belediye Başkanı Mustafa Değirmenci ile yaptığı telefon görüşmesinde, belediye başkanının oğlu Ali Rıza Değirmenci´nin karıştığı adam öldürmeye teşebbüs davasının görüldüğü mahkemeyi etkilemeye çalıştığı ortaya çıktı. ´Adam öldürmeye teşebbüs´ten 10 yıla kadar hapis cezası alan sanıkların dosyasının nasıl temyize gidecekleri ve dosyayı kimin yardımı ile etkileyecekleri yer alıyor. Emre konuşmada şu çarpıcı sözleri sarfediyor: ´Ankara (Yargıtay) 1. Ceza Dairesi´ne gider bu dosya. Oranın başkanı bizim Seyfi Oktay´ın köylüsü... Yargıtay bozar bu dosyayı. Onu düşünmeyin.´
İşte yargıdaki iğrenç bağlantılar: Hakimler böyle tehdit edilmiş
Ergenekon´da yargıyı etkilemekle suçlanan ve gözaltına alındıktan sonra tutuklanan avukatlardan biri de Kudbettin Avcı´ydı. Mahkeme kararıyla yapılan dinlemelerde Avcı´nın İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Erkan Canak´ı açıktan tehdit ettiği görülüyor. Avcı, hakime, istediği tahliye kararının verilmemesi halinde ´iftira´ atacağını anlatıyor. Diğer bir telefon görüşmesinde de Dev-Yol davasında, sanıklara verilen ağırlaştırılmış hapis cezalarının Oktay´ın müdahalesiyle Yargıtay tarafından bozulduğunu düşündüren diyaloglar yer alıyor. 9 Temmuz 2009´da alınan bozma kararından bir ay önce sanıklardan Nuri Özdemir ile Seyfi Oktay arasında gerçekleşen telefon konuşmasında Özdemir, ´Seyfi amca´ şeklinde hitap ettiği Oktay´a davaya bakacak yargıçların isimlerini veriyor ve hangisinin yanına gidebileceğini soruyor. İkili, yüksek yargının tepesindeki isimler hakkında görüş alışverişinde bulunuyor. Oktay, yargılamayı yapan 11. Ceza Dairesi üyeleri ve başkanlarıyla çok iyi ilişkileri bulunduğunu belirterek ´Görüşeceğim´ sözü veriyor. Son Ergenekon operasyonunda tutuklanan avukat Ali Hadi Emre´nin Avcılar Belediye Başkanı Mustafa Değirmenci ile yaptığı telefon görüşmesinde, belediye başkanının oğlu Ali Rıza Değirmenci´nin karıştığı adam öldürmeye teşebbüs davasının görüldüğü mahkemeyi etkilemeye çalıştığı ortaya çıktı. ´Adam öldürmeye teşebbüs´ten 10 yıla kadar hapis cezası alan sanıkların dosyasının nasıl temyize gidecekleri ve dosyayı kimin yardımı ile etkileyecekleri yer alıyor. Emre konuşmada şu çarpıcı sözleri sarfediyor: ´Ankara (Yargıtay) 1. Ceza Dairesi´ne gider bu dosya. Oranın başkanı bizim Seyfi Oktay´ın köylüsü... Yargıtay bozar bu dosyayı. Onu düşünmeyin.´
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, ilk olarak Ergenekon terör örgütünde üst düzey yönetici olmakla suçlanan eski Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur´un eşi Muzaffer Eruygur´a ait ses kaydıyla gündeme gelmişti. Mukaddes Eruygur, daha sonra kendisinin de kabul ettiği söz konusu kayıtta, 12. ve 14. Ağır Ceza mahkemeleri bizden. diyordu. Ergenekon soruşturması kapsamında son yapılan operasyonun ayrıntıları yavaş yavaş gün yüzüne çıkıyor. Ergenekon´un dışarıdaki bağlantılarının yargı üzerinde nasıl bir baskı kurdukları, mahkeme kararıyla yapılan dinlemelere takılmış. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Erkan Canak, son operasyonda tutuklanan avukat Ali Hadi Emre ile yaptığı görüşmede, yine son operasyon sonrası tutuklanan Kudbettin Avcı´nın kendisini nasıl tehdit ettiğini anlatıyor. İşte o diyalog:
Ali Hadi Emre´de ele geçen mektup: Erkan Canak´ı tehdit eden kişi uyuşturucu baronu Cemal Nayır
Erkan Canak: Kudbettin beni ikide bir tehdit edip duruyor ya. Ya ne bileyim işte o hadiseden dolayı yok efendim işte bunu tahliye edeceksin, etmezsen seni müfettişe şikayet ederim. İftira ederim. Zafer Bey´e söylemiş. O da geldi bana söyledi. Moralim bozuluyor ya. Ya ben de anlamıyorum ki yok efendim işte seni şikayet edeceğim. Yok şunu yapacağım. Ben de yatarım. Sen de yat. Bizim Zafer başkana söylüyor. O da gelip bana söylüyor. Ya bu kafayı mı yemiş? Böyle tehditle bir şey mi istiyor? Ali Hadi Emre: Bir konuşurum başkanım, size uğrarım sonra.
E.C.: Yani adamı katil edecek bu adam ya. Hayır, kaç senelik arkadaşımız. Sesimizi çıkarmayalım diyoruz. Yok efendim müfettişe gideceğim. Her şeyi anlatacağım, demiş. Benim bir şeyim yok da, yani beni böyle taciz etmenin ne anlamı var? Kadir Bey´e de anlatacağım. Gerekirse Seyfi Bey´e de anlatacağım. Yani ne bileyim uyuşturucu baronunu tahliye etmem için beni böyle tehdit etmesi mi lazım yani, çok ayıp değil mi? A.H.E.: Ben konuşurum başkanım, siz rahat...
E.C.: Yok efendim. Beni sattı. Beni bilmem ne yaptı. Ben kimi sattım? Ne yaptım ben de anlamıyorum ki. Geldi burada, dedim, arkadaş bak böyle böyle, bu adamı ben nasıl tahliye edeyim, diyorum. Yok illa sen bunu tahliye edeceksin. Bu kadar üstüme gelinmez ya. Yakamdan düşmüyor. Bir ikincisi, bir de tehdit ediyor. Ya en çok zoruma giden o yani. A.H.E.: Ben onu hallederim. O sorunu kökünden çözerim.
E.C.: Vallahi eğer böyle giderse yine tehditvari şey yapacaksa ben çekip gideceğim bakanlığa, her şeyi söyleyeceğim. Yani bir de 200 kilo uyuşturucu yakalanmış, bilmem ne baronunu tahliye edeceğim nerede görülmüş ya? Ne adalet dinliyor... Hep kırmızı pabuç peşinde. ( Zaman)
Dev-Yol davası sanığından Oktay´a: Seyfi amca hangi yargıca gideyim?
Seyfi Oktay´ın yüksek yargının imza attığı önemli davaların kararlarında etkili olduğu görülüyor. Çeyrek asırlık dava olarak bilinen Dev-Yol davasında, sanıklara verilen ağırlaştırılmış hapis cezalarının Oktay´ın müdahalesiyle Yargıtay tarafından bozulduğu iddia ediliyor. 9 Temmuz 2009´da alınan bozma kararından bir ay önce sanıklardan Nuri Özdemir ile Seyfi Oktay arasında gerçekleşen telefon konuşmasında Özdemir, ´Seyfi amca´ şeklinde hitap ettiği Oktay´a davaya bakacak yargıçların isimlerini veriyor ve hangisinin yanına gidebileceğini soruyor. İkili, yüksek yargının tepesindeki isimler hakkında görüş alışverişinde bulunuyor. Oktay, yargılamayı yapan 11. Ceza Dairesi üyeleri ve başkanlarıyla çok iyi ilişkileri bulunduğunu belirterek Görüşeceğim. sözü veriyor. İşte Dev-Yol davasının bozma kararından yaklaşık bir ay önce yapılan telefon görüşmesi:
Özdemir: Seyfi amca benim. O isimler var da onları size ulaştırmak istiyorum. Nasıl yaparım? Oktay: Söyle söyle!
Özdemir: Dur söyleyeyim. Amca. Ersan Ülker, Sedat Bakıcı, İdris Çobanoğlu, Kubilay Taşdemir, Hüseyin Eken, Saniye Tarhan, İbrahim Şahbaz. Oktay: İyi, çok iyi. İbrahim Şahbaz biliyorsunuz.
Özdemir: Bilmiyorum ben efendim. O yabancı değil. Gideyim mi yanına ben? Oktay: Ya doçenttir kendisi. Aynı zamanda. Ondan sonra onunla bir görüşelim. (NOT: Oktay´ın Özdemir ile yaptığı telefon görüşmesinde ismi geçen yargıçlardan Ersan Ülker, o dönem 11. Ceza Dairesi başkanıydı. Yine görüşmede isimleri geçen Sedat Bakıcı, İdris Çobanoğlu, Kubilay Taşdemir, Hüseyin Eken, Saniye Tarhan, İbrahim Şahbaz ise aynı dairede üye konumundaydı. Seyfi Oktay, bozma kararından 5 gün sonra da 11. Ceza Dairesi üyesi İbrahim Şahbaz´la teşekkür mahiyetli bir telefon görüşmesi daha yapıyor.)
Şahbaz: Bakanım, Şahbaz 11. Ceza Dairesi üyesi. Merhaba, akşam aradım. Bağlantı kuramadım. Nasılsınız? Oktay: Sağ olun. Biraz hassasiyet göstermişsiniz. Ama sen bizim kardeşimizsin. Yani bana böyle 40-50 kadar şey geldi. Paket geldi. Dedim ki ben bunları ne yapayım? Yani sevdiğim, gönlümde olan insanlara gönderdim. Sonra sen bizim gözbebeğimizsin... Demokratik sistemimizin gözbebeğisin. Oralarda sizlerin bulunması ne demek? Yani çok önemli bir olay. Ya siz bu cumhuriyetin güvencesi olan ve cephede olan bu işin cephesinde olan insanlarsınız. ( Zaman)
Yargıtay 1. Ceza Dairesinin başkanı bizim Seyfi Oktay´ın köylüsü..
Yargıtay bu dosyayı bozar, onu düşünmeyin
Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan avukat Ali Hadi Emre´nin Avcılar Belediye Başkanı Mustafa Değirmenci ile yaptığı telefon görüşmesinde, belediye başkanının oğlu Ali Rıza Değirmenci´nin karıştığı adam öldürmeye teşebbüs davasının görüldüğü mahkemeyi etkilemeye çalıştığı ortaya çıktı. 2009 yerel seçimleri döneminde Demokratik Sol Parti (DSP) adayı Orhan Duran´ın basın danışmanının ve yardımcılarının bulunduğu gruba CHP logolu bir otomobilden inen Ali Rıza Değirmenci´nin de içinde bulunduğu bir grup tarafından bıçaklı saldırı düzenlenmişti. Ali Rıza Değirmenci ve yanındakiler ´adam öldürmeye teşebbüs´ten 10 yıla kadar ceza almışlardı. Avukat Emre ile Belediye Başkanı Değirmenci arasında geçen telefon konuşmasında nasıl temyize gidecekleri ve dosyayı kimin yardımı ile etkileyecekleri yer alıyor. Avcılar Belediye Başkanı Mustafa Değirmenci, Yargıtay´da süren dava için son Ergenekon operasyonunda gözaltına alınan Ali Hadi Emre´den yardım istiyor. 5 Mayıs 2010 tarihli görüşme şöyle:
Emre: Pazartesi bu şey var. Bu Avcılar Belediyesi´nin... DSP ile kavga etmişler. Adam yaralamışlar. Öldürmeye teşebbüsten savcı cezalandırmak istedi. Şey de bizim başımıza kaldı. Bir o arıyor. Öbürü arıyor. Başkanı arıyor.
(10 Mayıs) Emre: 10 yıl 10 ay ceza verdiler. Gerekçesini gördükten sonra temyiz dilekçesi vereceğiz. Ankara´da duruşmalı olacak. Kimi göreceğimizi ne edeceğimizi falan konuşuruz ama Ankara 1. Ceza Dairesi´ne gider bu dosya. Oranın başkanı bizim Seyfi Oktay´ın köylüsü... Yargıtay bozar bu dosyayı. Onu düşünmeyin. ( Zaman)
Mahkeme Başkanı Erkan Canak´ı tehdit eden kişi uyuşturucu baronu Cemal Nayır
10 Haziran 2010: Ergenekon soruşturması kapsamında yargıyı etkilemeye yönelik faaliyetleri sebebiyle tutuklanan avukatlara ilişkin iddialar netleşiyor. Son operasyonda tutuklanan avukat Kudbettin Kaya´nın, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Erkan Canak´ı, tahliye edilmesi için tehdit ettiği ´uyuşturucu baronunun´ Cemal Nayır olduğu ortaya çıktı. Savcılık sorgusunda Erkan Canak´ı tehdit ettiğine ilişkin iddiaların sorulduğu avukat Kaya, suçlamaları reddetti. Erkan Canak ile avukat Ali Hadi Emre arasında geçen konuşmadan haberi olmadığını beyan etti. Öte yandan Yıldırım ve Canak arasında 14 Mayıs 2010´da geçen bu konuşmanın içeriğini 1 Şubat 2010´da tarihli bir mektup da doğruluyor. Soruşturma kapsamında avukat Ali Hadi Emre´de ele geçen ve Cemal Nayır´la aynı davada yargılanan Kamal Sharifi Seydani´nin yazdığı anlaşılan mektupta çarpıcı iddialar yer alıyor. Ergenekon soruşturması dosyasına giren mektup, mahkeme başkanı Erkan Canak´ın tehdit edildiğine ilişkin konuşmalarını da doğruluyor. Cemal Nayır´ın yaklaşık 2,5 yıl önce 101 kilo eroinle ilgili yakalanmasını sağladığı ve jandarma istihbaratçısı olduğu iddia edilen Kamal Sharifi Seydani´nin yazdığı 3 sayfalık mektup soruşturma dosyasına girdi. Sayın Ali Hadi Emre, 29.1.2010 günü duruşmaya katıldım. Cemal´in yazdığı tehdit mektubu sayesinde dostunuz Erkan bey 6 saatlik savunma iznini Cemal´e verdi. Yani Cemal´le oynadığınız oyun işe yaradı diyebilirim. diye başlayan Seydani, mektubun devamında, Cemal´i tahliye etmek için Erkan´a nasıl bir baskı ve...yaptığınızı çok iyi biliyorum. Ve şunu bilmeni isterim ki, avukat Kudbettin ve Erkan´la olan ilişkinizi Cemal 2006 yılında detaylarıyla bana anlatmış, dolayısıyla geçmişten kalan her şeyden çok iyi haberim var...Kudbettin kimlerin dosyasına müdahale ettiğini ve kaç dosyada haksız tahliye kararı çıktığını ve hatta UYAP´ta oynadığınız oyunları tane tane biliyorum ifadelerini kullanıyor. Cemal Nayır´ın işlediği suçun kendi üzerine atılmak istendiğini belirten Seydani, Sayın Emre 20 Şubat´a kadar bana açıklama yapmanızı bekliyorum. Aksi halde 21 Şubat günü Cemal´in bana söylediği mahkemelerle tüm bağlantılarınız hakkında bakanlığa ihbar ve şikayet edeceğim. Kudbettin´le ne şekilde ne yaptığınız ve dosyalar hakkında müfettiş talep edeceğim. Bana yapılan haksızlığa tahammül edemem. şeklinde mektuba son veriyor. Kudbettin Kaya ise savcılık sorgusunda Seydani ile dava açılmadan önce görüştüğünü, ancak avukatı olmadığını belirtiyor. ( Zaman)
İşçi Partili Cengiz, güz kararnamesine müdahil olmuş
Üç yıllık Ergenekon soruşturması ve davası sürecinde, hâkim ve savcılara yönelik baskılar diğer davalarla kıyaslanamayacak kadar yoğun yaşandı. İlk önce Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz TSK, HSYK ve Adalet Bakanlığı´na şikâyet edildi. Dava ilerledikçe baskıların boyutu da değişti. Duruşmalar sırasında, mahkeme heyetine ve savcılara açık açık ´Suikasta uğrayacaksınız´ tehditleri savruldu. Bunların yanı sıra perde arkasında sürdürülen faaliyetler de 1 Haziran 2010 tarihli Ergenekon operasyonundan sonra ortaya çıktı. Eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay´ın HSYK Başkan Vekili Kadir Özbek´le diyalogları ve hâkim-savcı atamalarını yönlendirdiği iddiaları telefon görüşmelerine yansıdı. Ergenekon davası ile ilgili somut bir örnek de ´yargıyı etkileme girişimleri´ bulunanlara yönelik operasyon sonucu tutuklanan İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Avukat Mehmet Cengiz´in bir telefon konuşmasında açık açık dile getiriliyor. Mehmet Cengiz, 8.10.2009 tarihli telefon görüşmesinde H.B. isimli kişiye Güz kararnamesini görüşmek için Ankara´ya gittiğini söylüyor. ( Zaman)
(09 Haziran 2010, 11:27), son güncel.: (11 Haziran 2010)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Kontrgerilla´nın yargıdaki örgütlenmesi
Ergenekon soruşturmasını/davasını akamete uğratma girişimleri