Sanki düşman mahkemelerde yargılanıyormuş(!) düşman cezaevlerinde esir tutuluyormuş(!) gibi gösterilmeye çalışılan Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, savaş uçaklarının işe yaramaması üzerine devreye giren Yargıtay´daki kontrgerillacılar tarafından bu esaretten kurtarılmaya çalışılıyor. Cihaner´e atfedilen suçlar terör suçları.. Masum insanları suçlu göstermek amacıyla sahte operasyonlar tertiplemek, yani kontrgerilla yöntemleri kullanmak.. Bunlar bir başsavcının doğal görevi olarak görülüyor bazılarınca.. ´Delil yoksa üretir..´ Dolayısıyla Başsavcı Cihaner, görev alanına girmese de Yargıdaki kontrgerillacılar tarafından girdirilen suçlamalardan dolayı Yargıtay´da yargılanmak ve tabi Sincan Hakimi Osman Kaçmaz gibi beraat ettirilmeye çalışılıyor adım adım.. Cihaner´in ´görevi kötüye kullanmak ve resmi belgede sahtecilik´ suçlarından yargılandığı davanın üçüncü duruşması bugün Ankara´da Yargıtay 11. Ceza Dairesi´nde yapılacak. Duruşma, 8. Ceza Dairesi Üyesi Hamdi Yaver Aktan olduğu iddia edilen kişinin Cihaner davasının Yargıtay´a alınıp kapatılmasını deşifre eden internetteki ses kaydının gölgesinde gerçekleşecek. Erzurum´daki davada Cihaner´e yönelik suçlamanın ´terör örgütü üyeliği´ olduğunun altını çizen hukukçular, dosyayı isteyen Yargıtay´ın kanunlara aykırı olarak birleştirme kararı vermesi halinde hukuk skandalına imza atacağını vurguluyor. Bir önceki duruşmada İlhan Cihaner ve avukatı Turgut Kazan´ın ağzından çıkan inanılmaz ifadeler ve Yargıtay´ın onların isteği doğrultusunda yerel mahkemelere baskısı, bu çevrelerin Erzurum ve bağlantılı olarak İstanbul, Diyarbakır gibi Cihaner´in yargılanmasına dolaylı ya da doğrudan katılan mahkemeleri ve o illerdeki cezaevlerini adeta düşman ülke mahkemeleri ve cezaevleri gibi gördüklerini gösteriyor. Yargıtay´daki ikinci duruşmada söz alan ve Erzurum´daki dava dosyasının Yargıtay 11. Ceza Dairesi´ne gönderilmemesini anlayamadığını ifade eden Kazan, ´O dosya, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, HSYK ve Türkiye´nin hukuk düzeni değiştirildikten sonra Yargıtay´a getirilmek isteniyor. Cihaner için tutuklu diyemiyorum, ´esaret´ yaşıyor´ demişti. Kazan, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi´ndeki dava dosyasının ´derhal´ Yargıtay´a getirilmesini isteyerek, İstanbul ve Erzurum´a kurye gönderilerek dosyanın kurye vasıtası ile getirilmesini, bir sonraki duruşmanın en geç gelecek hafta cuma gününe (21 Mayıs 2010) bırakılmasını ve Cihaner´in duruşma gününe kadar Ankara´da bir ceza evinde tutulmasını talep etmişti.
2. Şemdinli: Cihaner Türk mahkemelerinden kurtarılıyor
Sanki düşman mahkemelerde yargılanıyormuş(!) düşman cezaevlerinde esir tutuluyormuş(!) gibi gösterilmeye çalışılan Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, savaş uçaklarının işe yaramaması üzerine devreye giren Yargıtay´daki kontrgerillacılar tarafından bu esaretten kurtarılmaya çalışılıyor. Cihaner´e atfedilen suçlar terör suçları.. Masum insanları suçlu göstermek amacıyla sahte operasyonlar tertiplemek, yani kontrgerilla yöntemleri kullanmak.. Bunlar bir başsavcının doğal görevi olarak görülüyor bazılarınca.. ´Delil yoksa üretir..´ Dolayısıyla Başsavcı Cihaner, görev alanına girmese de Yargıdaki kontrgerillacılar tarafından girdirilen suçlamalardan dolayı Yargıtay´da yargılanmak ve tabi Sincan Hakimi Osman Kaçmaz gibi beraat ettirilmeye çalışılıyor adım adım.. Cihaner´in ´görevi kötüye kullanmak ve resmi belgede sahtecilik´ suçlarından yargılandığı davanın üçüncü duruşması bugün Ankara´da Yargıtay 11. Ceza Dairesi´nde yapılacak. Duruşma, 8. Ceza Dairesi Üyesi Hamdi Yaver Aktan olduğu iddia edilen kişinin Cihaner davasının Yargıtay´a alınıp kapatılmasını deşifre eden internetteki ses kaydının gölgesinde gerçekleşecek. Erzurum´daki davada Cihaner´e yönelik suçlamanın ´terör örgütü üyeliği´ olduğunun altını çizen hukukçular, dosyayı isteyen Yargıtay´ın kanunlara aykırı olarak birleştirme kararı vermesi halinde hukuk skandalına imza atacağını vurguluyor. Bir önceki duruşmada İlhan Cihaner ve avukatı Turgut Kazan´ın ağzından çıkan inanılmaz ifadeler ve Yargıtay´ın onların isteği doğrultusunda yerel mahkemelere baskısı, bu çevrelerin Erzurum ve bağlantılı olarak İstanbul, Diyarbakır gibi Cihaner´in yargılanmasına dolaylı ya da doğrudan katılan mahkemeleri ve o illerdeki cezaevlerini adeta düşman ülke mahkemeleri ve cezaevleri gibi gördüklerini gösteriyor. Yargıtay´daki ikinci duruşmada söz alan ve Erzurum´daki dava dosyasının Yargıtay 11. Ceza Dairesi´ne gönderilmemesini anlayamadığını ifade eden Kazan, ´O dosya, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, HSYK ve Türkiye´nin hukuk düzeni değiştirildikten sonra Yargıtay´a getirilmek isteniyor. Cihaner için tutuklu diyemiyorum, ´esaret´ yaşıyor´ demişti. Kazan, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi´ndeki dava dosyasının ´derhal´ Yargıtay´a getirilmesini isteyerek, İstanbul ve Erzurum´a kurye gönderilerek dosyanın kurye vasıtası ile getirilmesini, bir sonraki duruşmanın en geç gelecek hafta cuma gününe (21 Mayıs 2010) bırakılmasını ve Cihaner´in duruşma gününe kadar Ankara´da bir ceza evinde tutulmasını talep etmişti.
Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner´in ´görevi kötüye kullanmak ve resmi belgede sahtecilik´ suçlarından yargılandığı davanın üçüncü duruşması bugün Yargıtay 11. Ceza Dairesi´nde yapılacak. Duruşma, 8. Ceza Dairesi Üyesi Hamdi Yaver Aktan olduğu iddia edilen kişinin Cihaner davasının Yargıtay´a alınıp kapatılmasını deşifre eden internetteki ses kaydının gölgesinde gerçekleşecek. Erzurum´daki davada Cihaner´e yönelik suçlamanın ´terör örgütü üyeliği´ olduğunun altını çizen hukukçular, dosyayı isteyen Yargıtay´ın kanunlara aykırı olarak birleştirme kararı vermesi halinde hukuk skandalına imza atacağını vurguluyor. Yargıtay´daki duruşmanın ardından İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Köksal Şengün, Erzurum´daki dosyayı beklemeden dosyayı Yargıtay´a gönderirken, Erzurum´daki mahkeme birleştirme kararına dosyadaki müştekinin itiraz etmesi üzerine dosyayı özel yetkili Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi´ne gönderdi. Yargıtay´ın bugünkü duruşmada avukatların talepleri doğrultusunda Erzurum´daki dava dosyasını yeniden isteyebileceği belirtiliyor. Hukukçular, ses kaydı sonrası İlhan Cihaner´in Yargıtay´daki davasıyla ilgili endişelerini dile getiriyor. Hukukçular, ses kaydı sonrası Cihaner hakkındaki her türlü kararın kamuoyunda şaibeli karar olarak algılanacağını belirtiyor. Terör örgütü üyeliği suçunun görev suçu olmadığını vurgulayan uzmanlar, Erzurum´daki dava dosyasının Yargıtay´a getirilmesinin hukuka aykırı olacağını belirtiyor.
Savaş uçakları ve ses kayıtlarının gölgesinde yargılama
Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Vahap Coşkun, iddianamede İlhan Cihaner´e yönelik ithamların CMK 250. maddeye giren suçlardan olduğunu belirterek şunları söylüyor: Bir başsavcının, birinci sınıf hakimin Yargıtay´da yargılanması için yaptığı eylemin kendi göreviyle ilgili olması gerekiyor. Ancak terör örgütü üyeliği iddiası görev suçu değil. Bu yargılamanın Yargıtay yerine özel yetkili mahkemelerde yapılması şu anki hukukun da gereği. Davanın Yargıtay´a getirilmesi, yürürlükteki hukuka aykırı. Aksi durum HSYK´nın girişiminin hukukta yol açtığı yarayı derinleştirecek. Öylesine bir ses kaydı var ki ortada. Yargıtay üyeleri arasında tamamen İlhan Cihaner´i kurtarmaya yönelik birtakım eylemlerin yapıldığı görülüyor. Yargıtay Başkanı (Hasan Gerçeker) gerekli incelemeleri yapacaklarını söyledi. Görüşmeleri yapan hakimlerin böyle bir eylemde bulunup bulunmadıkları net şekilde tespit edilmediği takdirde, Cihaner hakkındaki her türlü karar kamuoyunda şaibeli karar olarak algılanacaktır. Yargıtay´ın öncelikle görevi bu konudaki soruşturmayı bitirip üyeleri hakkında bir karara varmasıdır. Cihaner davasını Yargıtay´da görmekten de bir şekilde imtina etmelidir. Bu kayıtlar ortada dururken, Yargıtay´da bu davanın devam etmesi hukuka güvenirlik açısından toplumda ciddi soru işaretine neden oluyor. Bu tür uğraşlar aslında İlhan Cihaner´e yönelik de bir haksızlık içeriyor. Çünkü böyle bir yargılama neticesinde Cihaner hakkında beraat kararı verilse bile toplumsal vicdanda rahat kabul edilebilir bir karar olmayacaktır. Erzurum´daki davaya HSYK´nın girişimleri zaten çok ciddi yara açtı. Bu davanın salt hukuki dava olarak, hukuki dava olarak görülebilme ihtimalini ortadan kaldırıyor.
Hiçbir hakim ve savcının görevi hükümeti devirmek değildir
Hukukçular Birliği Vakfı Başkanı Avukat Sinan Kılıçkaya da şunları söylüyor: Dursun Çiçek´in dosyası ile ilgili Yargıtay´ın bir görevi yoktur. O dosyanın Yargıtay´a gönderilmiş olmasının hukuken anlaşılır bir yanı da yoktur. Hakim ve savcıların görevleri ile ilgili işledikleri suçlara Yargıtay bakar. Mesela adam öldürme gibi bir konuda Yargıtay´a gidemezsiniz. İddianamedeki Dursun Çiçek´le ilgili söz konusu fiiller göreviyle ilgili değildir. Hiçbir hakim ve savcının ´cürüm işlemek amacıyla çete kurmak ve hükümeti devirmek´ gibi bir görevi yoktur. Bununla ilgili suç iddiasında dosyanın Yargıtay´a gönderilmesi doğru değildir. Son zamanlarda Cihaner´i kurtarma operasyonu gibi iddialar var. Bu hareket, şüpheleri kuvvetlendirmektedir. Olayların patlak verdiği dönemde HSYK´nın tarafgir davranışlarını da düşündüğümüzde bu, bir kurtarma operasyonu gibi görünmektedir.
Yargıtay üst mahkeme değildir
Emekli Başsavcı Reşat Petek´in görüşü ise şöyle: İlhan Cihaner´in yüksek mahkemede yargılandığı davada Yargıtay 1. derecedeki mahkeme durumundadır. Üst mahkeme sıfatıyla yargılama yapmıyor. Herhangi bir davanın temyizine bakmıyor. Dolayısıyla ne İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ne de Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi´ne göre üst bir mahkeme değildir. İstanbul´da görülecek Dursun Çiçek davası ve Erzincan Ergenekon davası dosyalarını emir talimatla isteme yetkisine sahip değildir. Cihaner´in Yargıtay´da görev suçundan dolayı yargılandığı davayla bu davaları birleştiremez. İddianameleri ancak incelemek için isteyebilir. Daha sonra geri verir. Herhangi bir tahliye veya tutukluluk halini değerlendiremez. Bu hukuken mümkün değildir. (Zaman)
Süreç hepimizi hukuk adına endişelendiriyor
Hukuk ve Hayat Derneği Başkanı Avukat Erdem Gençay, Yargıtay´ın Cihaner davasında alt derece mahkemesinin üstü gibi hareket ettiğini, ancak böyle bir şeyin mümkün olmadığını ifade ediyor. Yayınlanan ses kayıtlarına dikkat çeken Gençay, Şaibeler var. Dosya Yargıtay´a geldikten sonra yaşanacak süreç hepimizi hukuk adına endişelendiriyor. Erzurum´daki davanın devam etmesi gerekiyor. Dosyaların Yargıtay´a gönderilmesi ve birleştirme kararı verilmesi tamamen hukuka aykırı işlem olur. CMK 250. maddedeki ifade çok net, terör suçu göreviyle ilgili suç değil. dedi.
Ses kayıtları nedeniyle yargılamaya güvenilemez
Kırıkkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Adnan Küçük ise şunları söyledi: Dava Yargıtay´a alındığında dosyaya söz konusu ses kayıtlarının sahipleri olduğu iddia edilen şahısların üyesi olduğu daire bakacak. Verilecek karar tatmin edici olmayacak. Yargıya güven esastır. Ancak böyle şaibeli bir ortamda nasıl güvenilecek? Cihaner göreviyle alakalı bir suçtan dolayı yargılansaydı davaya Yargıtay´ın bakması gerekirdi. Halbuki göreviyle ilgili olmayan bir suçtan yargılanıyor. ( Zaman)
Dosyanın kuryeyle gibi ifadelerle istemesi Yargıtay´ın hukuka uygun olmayan amacını ortaya koyuyor
Emekli Savcı Gültekin Avcı, kurye ile dava dosyasının göndertilmesinin, devlet menfaatini ilgilendiren davalar gibi gizlilik dereceli işlerde uygulandığını söyledi. Avcı şunları söyledi: ?Bu kadar ses kaydı ve Ergenekon Hakimi Köksal Şengül´ün gittikçe şaibe altında kalan tutumları dikkate alındığında, bunun İlhan Cihaner´i CMUK´un ilgili maddelerinin tatbikinden ve TCK´ya göre suçlanmaktan kurtarmak için ses kayıtlarındaki planın hayata geçirildiğini ve yürümesi olduğunu gösteriyor. Dosya gönderilmemeliydi. Dosyayı ivedilikle, kuryeyle gibi ifadelerle istemesi Yargıtay´ın hukuka uygun olmayan amacını ortaya koyuyor.? ( Bugün)
Adalet Bakanı: Millet vicdanına da gölge düşüren olaylar yaşanmıyor değil
Kaos Planı´na ilişkin Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek´in dava dosyasının incelenmek üzere Yargıtay 11. Ceza Dairesi´ne gönderilmesini Bükreş´ten değerlendiren Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Türkiye´de demokratik gelişim sürecinde zaman zaman arzu edilmeyen hadiseler olabildiğini ancak demokratikleşme yolunda kimsenin bu yoldan kendilerini döndüremeyeceğini söyledi. Bakan Ergin, Dursun Çiçek dosyasının Yargıtay´a gönderilmesi ile ilgili şöyle konuştu: Devam eden soruşturma ve kovuşturmalara ilişkin değerlendirme yapmıyoruz. Bu konuda değerlendirme yapmamızda anayasa ve yasalarımızda bizi sınırlayan hususlar var. Elbette anayasa ve yasalarımıza göre kuvvetler ayrılığı çerçevesinde normal faaliyetlerini yapacaklar. Ancak kamuoyu nezdinde millet vicdanına da gölge düşüren olaylar yaşanmıyor değil. ( Star)
(28 Mayıs 2010, 11:01)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Yargıtay üyelerinin Ses kaydı: Yargıtay´ın Cihaner planı
Cihaner´i Yargıtay´da kurtarma planı manşetlerimiz
Kontrgerilla´nın yargıdaki örgütlenmesi
Uçaklar yaramadı, gelsin Yargıtay
Ergenekon soruşturmasını/davasını akamete uğratma girişimleri
İşte adım adım Erzincan´daki Islak Komplo ve boşa çıkarılması
Erzincan´da savcı Cihaner ve Jandarma´nın ´ıslak imza´ operasyonları
Islak İmza davası Erzincan´ı destekledi
Erzincan iddianamesinde arama yap
Tüm Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap