Yargının içinde tam bir savaş yaşanıyor. HSYK tarafından geçen yaz korsan kararname ile Ergenekon mahkemelerinden ikisine atanan üç hakim tüm güçleriyle karşı atağa geçti ve camilerin bombalanmasını da içeren Balyoz soruşturmasına ´darbe´ vurdu. Hukukla ilgisi olamayacak bu girişimlerin hakim cüppesi altında işlendiği kamuoyunun dikkatinden kaçmıyor ve Kontrgerillanın en sert direnişi yargıda göstereceği zaten beklendiğinden şaşırtmıyor. İtalyan Ergenekon´u olan ´Gladio´ya yönelik soruşturmayı yürüten Savcı Felice Casson Türkiye ziyaretinde, 10 yıl süren soruşturmada en büyük direnişi yargıdan gördüğünü açıklamıştı. Ancak İtalyan halkının soruşturmaya sahip çıkmasıyla bu direnişi aşabilmiş. İtalya´da böyle oldu, Türkiye´de de böyle oluyor. Çok yakın zamanda gerçekleşecek anayasa değişiklikleriyle yargıdaki hakimiyetlerini yitirecek olan Kontrgerillacılar giderayak tüm güçlerini ortaya koymaya başladılar. HSYK´nın geçen yaz korsan kararname ile atadığı hakimler, Çetin Doğan dahil tutukluları bir bir tahliye ediyor. Önceki gün iki hakimin oyçokluğuyla aldığı karara karşı çıkan mahkeme başkanı, ´Kuvvetli suç şüphesi var. Tahliye kanuna aykırı´ uyarısı yaptı. Bir başka hakimin müdahale girişimini ise 12. Ağır Ceza heyeti oybirliğiyle durdurdu: ´Bu, soruşturmanın gizliliğini ihlaldir.´ Savcılar geçen hafta içindeki bazı tahliyelere itiraz ettiler. Son iki günde gerçekleşen 28 tahliyeye itiraz edeceklerine de kuşku yok. Çok açık ki birileri soruşturmaları baltalamak istiyor. Sanıklara Yargıtay´dan çekilen ´dinleniyorsun, dikkatli ol´ faksları, tutuklama öncesi sanıklara HSYK başkanvekilinden ´merak etme senin için elimizden geleni yapacağız´ şeklindeki destek telefonları, tutuklamayı yapan savcılara, sicil numaralarını sorarak gözdağı vermeler ve ardından aniden görevden almalar, bir taraftan Yargıtay ve Danıştay üyelerinin bu karara destek bildirisi yayınlamaları, diğer taraftan Yargıtay Başsavcısının aynı dakikalarda devreye girerek gündemde yokken ´Habur görüntülerini´ incelemeye aldığını açıklaması ve AK Parti için kapatma davası açacağını ´hissettirmesi´.. Kontrgerillacılar yargının yükseklerinde yuvalanmışlar. Aşağılarında pek etkileri yok. Kritik dava ve soruşturmalara HSYK atamalarıyla aşağıdaki ´normal adli´ yargıyı da kontrol altına almaya çabalıyorlar. Ergenekon davasından önce bu çabalarıyla normal adli yargıdaki hakim ve savcıları korkuyla sindirebiliyorlardı. Ancak artık öyle değil. Aşağıdaki yargı yüksekteki kontrgerillacılara direniyor.
İşte Kontrgerilla yargısı: HSYK hakimlerinden 2 günde 28 tahliye
Yargının içinde tam bir savaş yaşanıyor. HSYK tarafından geçen yaz korsan kararname ile Ergenekon mahkemelerinden ikisine atanan üç hakim tüm güçleriyle karşı atağa geçti ve camilerin bombalanmasını da içeren Balyoz soruşturmasına ´darbe´ vurdu. Hukukla ilgisi olamayacak bu girişimlerin hakim cüppesi altında işlendiği kamuoyunun dikkatinden kaçmıyor ve Kontrgerillanın en sert direnişi yargıda göstereceği zaten beklendiğinden şaşırtmıyor. İtalyan Ergenekon´u olan ´Gladio´ya yönelik soruşturmayı yürüten Savcı Felice Casson Türkiye ziyaretinde, 10 yıl süren soruşturmada en büyük direnişi yargıdan gördüğünü açıklamıştı. Ancak İtalyan halkının soruşturmaya sahip çıkmasıyla bu direnişi aşabilmiş. İtalya´da böyle oldu, Türkiye´de de böyle oluyor. Çok yakın zamanda gerçekleşecek anayasa değişiklikleriyle yargıdaki hakimiyetlerini yitirecek olan Kontrgerillacılar giderayak tüm güçlerini ortaya koymaya başladılar. HSYK´nın geçen yaz korsan kararname ile atadığı hakimler, Çetin Doğan dahil tutukluları bir bir tahliye ediyor. Önceki gün iki hakimin oyçokluğuyla aldığı karara karşı çıkan mahkeme başkanı, ´Kuvvetli suç şüphesi var. Tahliye kanuna aykırı´ uyarısı yaptı. Bir başka hakimin müdahale girişimini ise 12. Ağır Ceza heyeti oybirliğiyle durdurdu: ´Bu, soruşturmanın gizliliğini ihlaldir.´ Savcılar geçen hafta içindeki bazı tahliyelere itiraz ettiler. Son iki günde gerçekleşen 28 tahliyeye itiraz edeceklerine de kuşku yok. Çok açık ki birileri soruşturmaları baltalamak istiyor. Sanıklara Yargıtay´dan çekilen ´dinleniyorsun, dikkatli ol´ faksları, tutuklama öncesi sanıklara HSYK başkanvekilinden ´merak etme senin için elimizden geleni yapacağız´ şeklindeki destek telefonları, tutuklamayı yapan savcılara, sicil numaralarını sorarak gözdağı vermeler ve ardından aniden görevden almalar, bir taraftan Yargıtay ve Danıştay üyelerinin bu karara destek bildirisi yayınlamaları, diğer taraftan Yargıtay Başsavcısının aynı dakikalarda devreye girerek gündemde yokken ´Habur görüntülerini´ incelemeye aldığını açıklaması ve AK Parti için kapatma davası açacağını ´hissettirmesi´.. Kontrgerillacılar yargının yükseklerinde yuvalanmışlar. Aşağılarında pek etkileri yok. Kritik dava ve soruşturmalara HSYK atamalarıyla aşağıdaki ´normal adli´ yargıyı da kontrol altına almaya çabalıyorlar. Ergenekon davasından önce bu çabalarıyla normal adli yargıdaki hakim ve savcıları korkuyla sindirebiliyorlardı. Ancak artık öyle değil. Aşağıdaki yargı yüksekteki kontrgerillacılara direniyor.
Camilerin bombalanması, Türk jetinin düşürülmesi gibi kanlı eylemler içeren Balyoz darbe planı soruşturmasında önemli gelişmeler yaşanıyor. HSYK´nın krize yol açan kararnameleriyle atadığı hakimlerin tahliye kararları dikkat çekici boyutlara ulaştı. Dün son olarak 12. Ağır Ceza Mahkemesi Üye Hakimi Oktay Kuban, Balyoz´u hazırladığı belirtilen emekli Org. Çetin Doğan, Tümamiral Semih Çetin, emekli korgeneral Engin Alan ve emekli Tuğgeneral Süha Tanyeli´nin de aralarında bulunduğu 19 kişiyi serbest bıraktı. Önceki gün de 9. Ağır Ceza, oyçokluğuyla 9 tutukluyu tahliye etti. Bunların başında emekli Koramiral Ahmet Feyyaz Öğütçü, Tümamiral Cem Gürdeniz, Albay Hüseyin Özçoban da yer aldı. Alınan bilgilere göre 9. Ağır Ceza´ya yeni atanan Tuncay Aslan ve Yılmaz Alp, toplumsal konumları gerekçesiyle söz konusu şüphelilerin salıverilmesine hükmetti. Ancak mahkeme başkanı Nurettin Ak, bu görüşe karşı çıktı. Karara şerh düşen Ak, kuvvetli suç şüphesinin bulunduğuna ve tahliyelerin kanuna aykırı olduğuna işaret etti. Nöbetçi Hakim İdris Asan da aynı gerekçelerle daha önce tahliye taleplerini reddetmişti. Bu tahliyelerle Balyoz´da tutuklu sayısı 7´ye düştü. Kirli planda ıslak imzası çıkmasına rağmen Dursun Çiçek´i tahliye eden 12. Ağır Ceza hakimi Oktay Kuban´ın ismi başka bir girişimle daha gündeme geldi. ´Tutukluların ifadeleri, işlemlere ilişkin tutanak ve bilirkişi raporlarının şüpheli avukatlarına verilmesi´ni isteyen Kuban´a mahkeme heyeti oybirliğiyle ´dur´ dedi. Soruşturmanın gizliliği kararına dikkat çeken heyet, bunu tek başına kaldıran Kuban´ı eleştirdi ve yapılan işlemin ´kanuna ve usule aykırı´ olduğuna hükmetti.
Kontrgerillanın en sert direnişi yargıdan geliyor
HSYK´nın son yaz ve güz kararnameleri ile atadığı hakimlerin Ergenekon ve Balyoz soruşturması sürecindeki icraatları dikkat çekiyor. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi Hakimi Oktay Kuban, yine tartışmalı ve kanuna aykırı bir kararı ile gündeme geldi. ´Balyoz´ soruşturması kapsamında tutuklanan Tümamiral Ali Semih Çetin, emekli Tuğgeneral Süha Tanyeri ve Yarbay Ertuğrul Uçar´ın avukatları daha önce ´şüphelilerin ifade tutanakları, hazır bulundukları işlemler ve bilirkişi raporlarının kendilerine verilmesini´ talep etmiş ancak bu istekleri reddedilmişti. Avukatlar, Oktay Kuban´ın nöbetçi olduğu 22-28 Mart 2010 tarihleri arasında taleplerinin reddedilmesi kararlarına itiraz etti. Kuban, 30 Mart 2010´da avukatların bu itirazını kabul ederek dosyadaki delillerin şüpheli müdafilerine verilmesine hükmetti. Kuban, söz konusu evrakların şüphelilere verilmesinin soruşturmanın amacını tehlikeye düşürmeyeceğini gerekçe gösterdi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı özel yetkili savcıları aynı gün Kuban´ın bu kararına itiraz etti. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, Kuban´ın kararının kaldırılması talebini bir gün sonra değerlendirdi. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi´nin Başkan Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu ve üye hakimler Mehmet Karababa ile Mehmet Erdoğan´dan oluşan heyeti, İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliğinin üye hakim Oktay Kuban´ın ´şüphelilerin ifadeleri ile işlemlere ilişkin tutanak ve bilirkişi raporları örneklerinin talepte bulunan şüpheli avukatlarına verilmesi´ yönündeki kararının kaldırılması talebini değerlendirdi. Heyet, Oktay Kuban´ın ´şüphelilerin ifadeleri ile işlemlere ilişkin tutanak ve bilirkişi raporlarının şüpheli avukatlarına verilmesi´ yönündeki kararını kaldırdı.
Kritik hakimler kararname krizinde HSYK tarafından atandı
Tuncay Aslan HSYK´nın 22 Temmuz 2009 yaz kararnamesi ile Bakırköy Adliyesi´nden özel yetkili İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi´ne atandı. Hakim Oktay Kuban ise aynı kararnamede Diyarbakır hakimi iken, İstanbul Adliyesi´ne hakim olarak atandı. Kuban, 25 Ekim´de de HSYK´nın yetkilendirme kararı ile İstanbul 12´nci Ağır Ceza Mahkemesi´nde görevlendirildi. Hakim Yılmaz Alp de, 25 Ekim 2009 tarihli güz kararnamesi ile İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi´ne atandı. Hakim Yılmaz Alp daha görevine başlamadığı için İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi´nin Dursun Çiçek´i tahliye eden heyetinde Kuban geçici olarak görevlendirildi. Kuban ve Aslan, Çiçek´in tahliyesi yönünde görüş bildirdi. ( Zaman)
(02 Nisan 2010, 10:30)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Flaş!!! Albay Çiçek´in şok ses kaydı
Kontrgerilla´nın yargıdaki örgütlenmesi
Kuban´ın tahliyeleri görüşülecek
Balyoz tutuklusu uyuma tahliye başvurusu yap Kuban nöbette
Oktay Kuban manşetlerimiz
Balyoz gözaltılarının güncel listesi
Balyoz Planı manşetlerimiz