Ankara'da, Yargıtay'ın onamasıyla 28 Şubat davasında müebbet hapis cezası alan 14 isim için başlayan infaz süreciyle birlikte aralarında eski Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir ve eski 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan'ın da bulunduğu isimler tutuklanarak cezaevine gönderildi. Laik kesimden gelen 'Cumhurbaşkanı bu darbecileri yaşlı oldukları için affetsin, cezaevinde yatırmakla kimse bir şey kazanmaz, adalet de yerine gelmez' talepleri kamuoyunda büyük tepki gördü. Tepki üzerine bu kesim bu kez de 'Ya, zaten Erdoğan'ın affı onları küçültür, boş verin yalvarmayın' demeye başladı. Geçtiğimiz aylarda 101 emekli amiral tarafından yayınlanan bildiriyi hatırlatanlar 'Su uyur darbeci uyumaz. Emekli ve yaşlı halleriyle bile hala bildiri yayınlamaktan ve hükümete ayar verme hevesinden vazgeçmiyorlar. Vazgeçmezler de. Darbe en aşağılık suçtur. Laik kemalisti de fetöcüsü de aynıdır. 28 Şubat günlerinde bu iki yapılanmanın birbirini nasıl desteklediği unutulamaz. Halk iradesine saygı göstermeyenlere asla saygı gösterilmez. Bu sanıkların rütbeleri daha fazla gecikmeden sökülmeli.' uyarısında bulunuyorlar.
09.09.2021 14:49 Ankara'da, Yargıtay'ın onamasıyla 28 Şubat davasında müebbet hapis cezası alan 14 isim için başlayan infaz süreciyle birlikte aralarında eski Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir ve eski 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan'ın da bulunduğu isimlerin tümü tutuklanarak cezaevine gönderildi.
25 Ağustos itibarıyla edinilen bilgilere göre, ilk günde emekli orgeneral Çetin Doğan, dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir, dönemin Jandarma Genel Komutanlığı Harekat Başkanı emekli Korgeneral Hakkı Kılınç, Cevat Temel Özkaynak, Erol Özkasnak, Fevzi Türkeri ve Yıldırım Türker ceza infaz kurumuna gönderilmişlerdi.
Diğer sanıklardan dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ahmet Çörekçi, dönemin Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Koramiral Aydan Erol, dönemin MGK Genel Sekreteri Orgeneral İlhan Kılıç, dönemin Genelkurmay İç Güvenlik Harekat Dairesi Başkanı Tümgeneral Kenan Deniz, dönemin Genelkurmay İstihbarat Başkanı Korgeneral Çetin Saner, emekli Tuğgeneral İdris Koralp, Vural Avar ise ertesi gün yakalandı. Sanıklar adliyedeki işlemlerinin ardından cezaevine gönderildi.
28 Şubat sürecinde camilere gidenleri ve Müslümanları fişliyorlardı
28 Şubat sürecinde adı fişlemeler ile anılan Batı Çalışma Grubu'nun başkanlığını yapan dönemin Genelkurmay Harekat Başkanı Orgeneral Çetin Doğan, kendisinin imzası olan 16 Nisan 1997 tarihli ve bütün askerî birimlere gönderilen bir BÇG belgesinde, laiklik aleyhtarı faaliyetlerin arttığını öne sürerek camilerin gözetim altına alınmasını emrediyordu.
Belgeye göre görevli askerî personel camilere gidecek ve laiklik karşıtı fiil ve sözleri hemen garnizon komutanlıklarına bildirecekti.
Doğan, daha önce fişlemelere ilişkin bir gazeteye yaptığı açıklamada, o belgeyi imzaladığını itiraf etmiş, 'Mademki irtica ile mücadele edeceksin, 'Duyum alınan yerlere personel görevlendirin, hangi camide kim ne demiş bize bildirin' demişizdir. Cumhuriyet'i ve laikliği korumak bütün yurttaşların ortak görevidir. Silahlı Kuvvetler'in elinde imkânlar varsa tabii ki kullanacaktır. Adam laiklik karşıtı eylem yapıyorsa, hangi konumda olursanız olun onu uyarmanız ve şikâyette bulunmanız lazım.' sözlerini sarf etmişti.
Genelkurmay 2. Başkanı Emekli Orgeneral Çevik Bir de 28 Şubat sürecinde, irticai faaliyetlerde bulunduğu iddiasıyla Müslümanların takibi için kurulan Batı Çalışma Grubu ile tanındı. Ordu içinde faaliyet gösteren 'Batı Çalışma Grubu' ile medyanın gündemine geldi.
AYM'DEN RET
Anayasa Mahkemesi, cezaevine konulan 28 Şubat sanıklarının tedbir talebini “yaşamlarına yönelik ciddi tehlike yok” diyerek reddetti.
AYM bu kararı sanıklardan Çetin Doğan'ın avukatı Hüseyin Ersöz'ün başvurusu üzerine aldı. Ersöz o başvuruda müvekkilinin 81 yaşında olduğunu ve hayatını tek başına sürdürebilecek durumda olmadığını belirtti. Doğan'ın sağlığının yakın bir risk altında bulunduğunu ifade ederek, infazın durdurulmasını istedi.
O talep AYM Üyeleri İrfan Fidan ve Recai Akyel'den oluşan komisyon tarafından değerlendirildi. Komisyon incelemeler sonucunda; talebi reddetti. Doğan tarafından sunulan belgelerin hiçbirinde başvurucunun cezaevinde tek başına yaşamını sürdüremeyeceğine dair belge içermediği belirtilen kararda, “Bu aşamada başvurucunun yaşamına ya da maddi veya manevi bütünlüğüne yönelik ciddi bir tehlikenin bulunmadığı değerlendirilmiştir” denildi.
GÖZLER ADLİ TIP'TA OLACAK
AYM'nin bu kararı sonrası gözler Adli Tıp Kurumu'nda olacak. Sanıkların infazların durdurulması ve cezaevinden sağlık koşulları gerekçesiyle tahliyesi ancak Adli Tıp'ın vereceği “cezaevinde kalamazlar” raporu ile mümkün olacak. Avukatlar bu sürecin başlatılmasına dair taleplerini Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na iletti.
CEZAEVİNE KONULMUŞLARDI
Müebbet hapis cezaları kesinleşen aralarında Çetin Doğan ve Çevik Bir'in de bulunduğu 14 isim geçen hafta cezaevine konulmuştu.
8 ŞUBAT DAVASINDA TUTUKLANAN GENERALLER İÇİN 3 SEÇENEK
Ankara 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nin tutuklama kararları sonra cezaevine giren, dönemin Genelkurmay 2'nci Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir, Genelkurmay Harekat Başkanı emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında olduğu 14 generalin, ilerlemiş yaşları ve sağlık sorunları nedeniyle, cezalarının cezaevi dışında infazı için üç seçenek bulunduğunu belirten Türk-Alman Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Kemal Yıldız, emekli generallerin 80 yaşın üzerinde olmalarının infazın ertelenmesi, infazın hastanede geçirilmesi ya da af için yeterli olmadığını söyledi.
Türk-Alman Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Kemal Yıldız, DHA'ya yaptığı açıklamada, emekli generallerin 80 yaşın üzerinde olmalarının, infazın ertelenmesi, infazın hastanede geçirilmesi ya da af için yeterli olmadığını belirtti. Yıldız, 28 Şubat hükümlüsü 14 emekli generalden, cezaevi koşullarında tedavi edilemeyecek derecede hasta olanların daha önce 12 Eylül davasının hükümlüleri Tahsin Şahinkaya ve Kenan Evren'e resen uygulandığı gibi, tutuklu ve hükümlülerin kalabileceği hastanelere sevk edilmesinin sağlanabileceğini bildirdi. Prof. Dr. Yıldız bunun için cezaevi infaz savcısının kararıyla önce cezaevi revirine, ardından gerekli görüldüğünde bir hastaneye sevkiyle mümkün olabileceğini belirterek, hastanede geçirilen sürenin cezadan düşeceğinin de kanunda düzenlendiğini bildirdi.
İNFAZ ERTELEMESİ
Yıldız, yasada bu durumda bile hapis cezasının infazının mahkumun hayatı için kesin bir tehlike oluşturması halinde, iyileşinceye kadar infazının ertelenmesine karar verilebileceği düzenlendiğini de belirtti. Bu durumda ağır hastalıkları olan emekli generallerin için Adli Tıp Kurumu raporuna göre cezalarının infazının ertelenebileceğini ifade eden Yıldız, iyileşinceye kadar infazın geri bırakılabileceğini bildirdi.
ADLİ TIP RAPORUYLA CUMHURBAŞKANI AFFI
Bir diğer seçeneğin Cumhurbaşkanlığı affı olduğunu belirten Prof. Ali Kemal Yıldız, hayat hakkı kapsamında Cumhurbaşkanı kendisine tanınan af yetkisini, herhangi bir başvuru olmadan da re'sen kullanabileceğini bildirdi. Ancak bunun için de Adli Tıp Kurumu raporuna ihtiyaç olduğunu belirten Yıldız, bir başkasının desteği olmadan hayatını idame ettiremeyecek durumda olan hükümlüler için af kararı verilebileceğini belirtti.
ANAYASA MAHKEMESİ İHLAL KARARI
Üçüncü seçenek olarak ise 28 Şubat davasının tüm sanıklarının Anayasa Mahkemesi'ne yaptıkları bireysel başvurulara 'ihlal' kararı verilmesi. Yaklaşık bir ay önce yapılan başvurularla ilgili henüz karar verilmedi. Prof. Yıldız, başvuruların Anayasa Mahkemesi tarafından görüşülerek bir karar verileceğini belirterek, ihlal kararı verilmesi halinde generallerin yeniden yargılanmak üzere tahliyelerinin mümkün olabileceğini ifade etti.
GÜVENLİK GEREKÇESİYLE CEZAEVİ DEĞİŞTİRİLDİ
Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin, 28 Şubat davasında 'darbeye teşebbüs' suçundan haklarında verilen müebbet hapis cezası kararlarını onaması nedeniyle, Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından dönemin Genelkurmay 2. Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir, Genelkurmay Harekat Başkanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Ahmet Çörekçi, Genelkurmay Genel Sekreteri Erol Özkasnak, eski Jandarma Genel Komutanı Fevzi Türkeri, MGK Genel Sekreteri İlhan Kılıç ile emekli generaller Aydan Erol, Cevat Temel Özkaynak, Çetin Saner, Hakkı Kılınç, İdris Koralp, Kenan Deniz, Vural Avar ve Yıldırım Türker hakkında tutuklama kararı verildi. Bodrum'da bulunan Doğan ve Bir tutuklanarak önce Muğla Cezaevi'ne gönderildi. Ancak adli hükümlülerin kaldığı Muğla Cezaevi yerine özel güvenlikli Buca Kırıklar'da bulunan İzmir 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'na nakledilmelerinin uygun olduğuna karar verildi. Doğan ve Bir'in bu sabah nakillerinin yapıldığı belirtildi.
TERÖR HÜKÜMLÜLERİ İLE KARŞILAŞTIRILMAYACAKLAR
Öte yandan Çetin Doğan ve Çevik Bir'in korona tedbirleri nedeniyle ilk haftalar ayrı koğuşlarda tutulacağı öğrenildi. DHKP/C, PKK, DEAŞ ve FETÖ terör örgütlerinin tutuklu ve hükümlülerin kaldığı cezaevinde, Doğan ve Bir'in bu hükümlülerle aynı havalandırma, koridor ve sosyal alanları paylaşmayacakları hatta karşılaşmayacakları özel bir bölümde tutulacağı belirtildi. İlerlemiş yaşı ve hastalıkları nedeniyle bakıma desteğe ihtiyaç duyan bazı generaller için bir yardımcı hükümlü desteği sağlanacağı da öğrenildi.
FETÖ'NÜN ÇEVİK BİR'E MEKTUBU VE MERHAMET
Kanal D'den Zafer Şahin, 27 Ağustos tarihli yazısında 28 Şubat darbecilerine merhamet taleplerinin ikiyüzlü olduğunu işliyor. Şahin'in yazısından ilgili bölüm şu şekilde:
'Cezaevindeki 28 Şubat'ın kudretli generallerinin affedilmesini isteyenler ‘merhamet' diyor!
28 Şubat sürecinde ülke hortumlanırken, milyonlarca insan işini, umudunu, hepsinden önemlisi, bu ülkeye olan inancını kaybederken kimsenin aklına gelmeyen bir kavramdı merhamet.
28 Şubat sürecinde aktif rol oynadıktan sonra emekliye ayrılan paşaların birçoğu büyük holdinglerin yönetim kurullarına girmişti. Dönemin kudretli paşalarından Güven Erkaya, işadamı Korkmaz Yiğit'in danışmanı oldu. Vural Beyazıt, Etibank'ın, Teoman Koman, İnterbank'ın, Muhittin Fisunoğlu ise Sümerbank'ın yönetim kurulu üyesiydi.
Milletin parasının banka sistemi üzerinden iç edildiği bu ‘Lale Devri' 2001'deki büyük krize kadar sürdü. Sırtını paşalara dayayan sermaye çöktü. Ali Balkaner, Hayyam Garipoğlu, Cavit Çağlar ve Murat Demirel'in bankalarına el konuldu, kendileri de hapse atıldı. Ne ilginçtir ki bu patronların bankalarının yönetim kurullarındaki paşaların hiçbiri ne sorgulandı, ne de hapse girdi. Hatta ifadelerine bile başvurulmadı. Yönetim kurullarına paşa almayan Yurtbank ve Egebank'ta ise patronlarla beraber yöneticilerin tamamı yargılanıp cezalandırıldı!
Dönemin ruhu merhameti sadece emekli paşalar söz konusu olunca hatırladı. Bir de Fetullah Gülen'e merhamet gösterildi o dönemde.
1997'yi 1998'e bağlayan yılbaşında FETÖ elebaşının Çevik Bir'e yazdığı bir mektup var. Her yönüyle ibretlik...
“Genelkurmayımızın çok değerli 2. Başkanı... Sayın Komutanım” diye başlıyor. Okullarına el konulmasından korkan FETÖ elebaşı uzun uzun kendini anlatıyor, Çevik Bir'e bağlılıklarını bildiriyor ve okulları devlete devretmeye hazır olduğunu söylüyor! “Devletimiz zaten kendisinin olan bu okulları dilediği zaman devralabilir. Türkiye Cumhuriyeti'ni koruma ve kollama vazifesini deruhte etmiş şanlı ordumuzun şerefli bir mensubu ve Genelkurmayımızın İkinci Başkanı olarak, nerede, ne zaman ve ne şekilde arzu buyurursanız bu okulları şereflendirebilir ve her türlü teşrifi yapabilirsiniz. Böyle bir mektupla kıymetli vakitlerinizi işgal etme su-i edebinde bulunduğum için tekrar özür diler, yeni yılda sıhhat ve afiyet dileklerimle birlikte, en derin saygılarımın kabulünü arzederim efendim. Fetullah Gülen”
Sonra ne mi oluyor? O dönemde Hürriyet'te yayımlanan ve “Moskova” mahreciyle verilen Ferai Tınç imzalı “Fetullahçıları Rahatlatan Mesaj” başlıklı yazıdan aktaralım.
“Fetullah Gülen adına bir grup, bir süre önce Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir'e gidiyor ve okullarla ilgili bilgi veriyor. Orgeneral Bir onları dinledikten sonra ‘Biz diyalogsuzluğun kurbanı olmuşuz' diyor! Genelkurmay kaynaklı bu mesaj, Türkiye dışındaki 200 okulda görev yapan 5 bin öğretmen ve okulları finanse eden işadamlarını rahatlatmışa benziyor.”
İşte böyle. 28 Şubat ruhu tam olarak budur. Dershanelerini kapattığı için Recep Tayyip Erdoğan'a savaş açan FETÖ, Çevik Bir'e okullarını devretme teklifinde bulunuyor! Bütün bunlar olurken bankalar hortumlanıyor, millet soyuluyor ve kimse yoksul millet için merhamet kavramının adını bile anmıyor.'
28 ŞUBAT MAĞDURU KANMAZ: 'KESİNLİKLE CEZAEVİNDEN TAHLİYE EDİLMELERİNİ İSTEMİYORUZ'
28 Şubat post modern darbesinde Türk Silahlı Kuvvetleri'nden disiplinsizlik gerekçesiyle ihraç edilen ve 2011 yılında çıkan 6191 sayılı kanun ile emekli olan Adaleti Savunanlar Derneği Konya Şube Başkanı Mehmet Kanmaz, 'Artık cezaevinde cezalarını çekecekler, cezaevinde müebbet cezasıyla bize yapmış oldukları zulümleri düşünecekler. Herhangi bir şekilde onların yaşlarından dolayı veya başka bir hastalıklarından dolayı kesinlikle cezaevinden tahliye edilmesini istemiyoruz' dedi.
28 Şubat davasında alınan müebbet hapis cezası kararları Yargıtay tarafından onandı. Hükmün kesinleşmesinin ardından davada yargılanan 14 sanık hakkında infaz süreci başlatılarak emekli Orgeneraller Çevik Bir ve Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu sanıklar, gözaltına alınmasının ardından cezaevine gönderildi.
28 Şubat sürecinde yaşadıklarını anlatan Adaleti Savunanlar Derneği Konya Şube Başkanı Mehmet Kanmaz, '28 Şubat sürecinde yaşadığımız, 2013'den bu tarafa gelen yargılama neticesinde 105 kişi ile başlayan bu iddianame suçluları en son 21 kişiye düşmüştü ve bunlardan 7 kişi de zaman aşımından dolayı tahliye kararı verilmişti. En son dün alınan karar neticesinde Yargıtay'ımızın 28 Şubat çalışma grubunun cuntasında 14 generalin tutuklanmasına ve cezaevinde müebbet hapis yatmasına karar verildi. Bu bizim için çok önemli. Ülkemiz son 110 yıldan beri hep darbe sürecini yaşadı ama 28 Şubat diğer darbelere benzemedi. Çünkü batı çalışma grubu silahla müdahale etmedi. O zamanın millet idaresiyle yönetime gelen hükümeti bir şekilde devirerek diğer siyasi partilerimizi kullanarak maalesef iktidarı değiştirdi. İktidarı değiştirdikten sonra özellikle milletimizin değerleriyle mücehhez olan kurumları, kuruluşları sivil toplum kuruluşları ve bunların içerisinde öğretmeniyle, hanım kardeşlerimizle, üniversite öğrencilerimizle 28 Şubat 97, 98 ve 99 dönemlerinde ülke içerisinde müthiş bir kaos yaşandı' dedi.
'Gerçek inancımızdan dolayı silahlı kuvvetlerden ihraç edildik'
Adaleti Savunanlar Derneği Konya Şube Başkanı Kanmaz, 'Yine o dönemde Yargıtay'ımız Danıştay'ımız o dönemin hukukçuları maalesef genelkurmayın brifinglerine katılarak, talimatları uygulayarak 28 Şubat'ın içerisinde mücadele eden kardeşlerimizi sadece düşünceye göre yargılayıp ve maalesef 400 civarındaki bu kardeşlerimiz halen cezaevinde çile çekiyor. Silahla en ufak bir şey yapmamış. Çünkü bizim geçmişimiz olsun, şu anda olsun biz Türk milleti içerisinde Türk Silahlı Kuvvetleriyle beraber peygamber ocağı olarak görüp onla mücadele eden insanlarız. Bizim en ufak bir terör hadisemiz yoktur. Bizim görevimiz çok sevdiğimiz silahlı kuvvetlerimizin içinde görev alırken dışarıdan gelen düşmana karşı mücadele etmek. Ama 28 Şubat döneminde yapılan bu uygulama neticesinde kesinlikle bir suçu olmadan sadece disiplinsizlik düşüncesiyle ama gerçek inancımızdan dolayı bin 400 civarındaki silahlı kuvvetler mensubu silahlı kuvvetlerden ihraç edildi' şeklinde konuştu.
'FETÖ o dönemde kendisine inancı olmayan subay ve astsubayları bir şekilde ihraç etti'
ASDER Konya Şube Başkanı Kanmaz, 'Geriye doğru baktığımız zaman bunun da büyük bir proje olduğunu, FETÖ'nün o dönemde kendisine inancı olmayan subay ve astsubayları bir şekilde ihraç ederek daha sonra 2000'li yıllarda da balyoz iddianamesiyle tasfiye ederek kendilerinin önünü açmışlar. Rabbim tabii ki bunlara müsaade etmedi ama 2016 değil de 2019 veya 2020 yılında o dönem yaşansaydı bunlar sessiz ve kansız bir şekilde ülkeyi ele geçireceklerdi. Ama Rabbim müsaade etmedi, 15 Temmuz'u yaşadık 250 şehidimiz 3 bin 200 tane gazimiz var' ifadelerini kullandı.
'Bunlar artık cezaevinde ceza çekecekler bize yapmış oldukları zulümleri düşünecekler'
Dernek olarak mücadele ettiklerini anlatan Kanmaz, 'Biz Cumhurbaşkanlığına bir liste verdik. Biz göreve yine hazırız diye. Çünkü biz başımıza gelen tüm sıkıntıya biz sabrettik biz dedik ki bizi biz yapan değerlerle AK Partimiz bizim haklarımızı alır dedik. 2011 yılında bizimle ilgili bir yasa çıktı ama eksik çıktı. Biz yine hamd ediyoruz ki arkadaşlarımızın birçoğunun mağduriyetleri bir şekilde giderildi. Biz istedik ki Yargıtay'ımız bu konuda 2013 yılında açılan 28 Şubat batı cuntasının yargılama neticesinde bizim de haklarımızı alır düşüncesinde mücadele ettik. Aylarca 28 Şubat yargılamalarına katıldık Ankara'daki 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ne ama sonuca baktığımız zaman bizi sevindiren bir tarafı var üzüntü olan bir tarafı var. Sevinen tarafımız 14 tane batı çalışma içerisinde bulunan cunta bunun başında bulunan Çevik Bir olmak üzere bunlar artık cezaevinde ceza çekecekler, cezaevinde müebbet cezasıyla artık bize yapmış oldukları zulümleri düşünecekler. Biz bundan dolayı çok memnunuz. Herhangi bir şekilde onların yaşlarından dolayı veya başka bir hastalıklarından dolayı kesinlikle cezaevinden tahliye edilmesini istemiyoruz. Çünkü bu şekilde olup cezaevlerinde 28 Şubat mağduru olan büyük abilerimiz kardeşlerimiz var şuanda onlar orada çile çekiyor. Bizim beklentimiz şudur, uğramış olduğumuz mağduriyetten dolayı müşteki idik bu nedenle oluşan haklarımızın verilmesini istiyoruz. Yani bizim önümüzün açılmasını istiyoruz. Yani biz özetle yargılanmak istiyoruz. Eğer bizi yargılamıyorlarsa da Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde AK Parti, MHP, diğer partileriyle bizim haklarımızın verilmesini istiyoruz' şeklinde konuştu.
'Dikkat ederseniz biz hiçbir zaman sokaklara taşmadık'
Kendilerinin o dönemden bugüne mağdur olduklarını anlatan Başkan Mehmet Kanmaz, 'Çünkü biz mağduruz. Bu bin 400 civarındaki kardeşimiz onun artısında karalama mağduru olan 3 bin kardeşimiz bu şekilde mağdur ama hiç birinden ses çıkmıyor. Dikkat ederseniz biz hiçbir zaman sokaklara taşmadık. Biz ülkemizde silahlı kuvvetlerimizle beraber bu ülkenin değerleriyiz, biz mücadelemize devam edeceğiz. Biz inanıyoruz ki önümüzdeki günlerde meclis açıldığı zaman bizlerin haklarının alınması konusunda meclisimiz bizim için bir karar verecektir' ifadelerini kullandı.
KAMUOYUNDAN AF TALEPLERİNE BÜYÜK TEPKİ: EN AŞAĞILIK SUÇU İŞLEDİLER!
Öte yandan 28 Şubat darbecileri için Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yapılan af çağrıları kamuoyundan büyük tepki gördü. Laik kesimden gelen 'Cumhurbaşkanı bu darbecileri yaşlı oldukları için affetsin, cezaevinde yatırmakla kimse bir şey kazanmaz, adalet de yerine gelmez' talepleri kamuoyunda hem şaşkınlıkla hem tepkiyle karşılandı. Tepki üzerine bu kesim bu kez de 'Ya, zaten Erdoğan'ın affı onları küçültür, boş verin yalvarmayın' demeye başladı.
101 AMİRAL OLAYI KANITLADI: DARBECİLER ASLA İFLAH OLMAZ
Geçtiğimiz aylarda 101 emekli amiral tarafından yayınlanan bildiriyi hatırlatanlar 'Su uyur darbeci uyumaz. Emekli ve yaşlı halleriyle bile hala bildiri yayınlamaktan ve hükümete ayar verme hevesinden vazgeçmiyorlar. Vazgeçmezler de. Darbe en aşağılık suçtur. Laik kemalisti de fetöcüsü de aynıdır. 28 Şubat günlerinde bu iki yapılanmanın birbirini nasıl desteklediği unutulamaz. Halk iradesine saygı göstermeyenlere asla saygı gösterilmez. Bu sanıkların rütbeleri daha fazla gecikmeden sökülmeli' uyarısında bulunuyorlar. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
28 Şubat gerekçeli kararı açıklandı
28 Şubat Darbesine 21 müebbet
28 Şubat sivillerine soruşturma
Çiller davayı sarstı: 28 Şubat darbedir
28 Şubat davası duruşmaları
28 Şubat soruşturması manşetlerimiz
28 Şubat süreci manşetlerimiz
28 Şubat davasında 'paralel' tartışması
28 Şubat iddianamesinde arama yap
Gülen: 28 Şubat MGK'sı sevaptı
Paralel yapı-28 Şubat süreci
(09 Eylül 2021, 13:56)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: