İstanbul'da, FETÖ'nün "Tahşiyeciler grubuna" kumpas kurduğu gerekçesiyle görülen davada, kapatılan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca'ya Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) yöneticiliğinden, 18 sanığa da terör örgütü üyeliğinden verilen hapis cezaları Yargıtay 16. Ceza Dairesince onandı. Bu gelişmeyle ilgili konuşan Tahşiye kumpası mağdurları çok çarpıcı açıklamalar yaptı. Nurcu görüşe sahip olarak bilinen Tahşiye Yayınevi grubunun yıllardır yaptığı yayınlarla aynı görüşteki Gülen terör örgütünden bir çok elemanın ayrılmasına neden olmasının Gülen örgütünü bu kumpasa yönelttiği ileri sürüldü.
21.05.2021 10:02 İstanbul'da, FETÖ'nün "Tahşiyeciler grubuna" kumpas kurduğu gerekçesiyle görülen davada, kapatılan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca'ya Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) yöneticiliğinden, 18 sanığa da terör örgütü üyeliğinden verilen hapis cezaları Yargıtay 16. Ceza Dairesince onandı.
20 Nisan'da Yargıtay 16. Ceza Dairesi, FETÖ'nün "Tahşiyeciler grubuna" kumpas kurduğu gerekçesiyle açılan davada, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 3 Kasım 2017'de sanıklar hakkında verdiği karara yönelik temyiz incelemesini tamamladı.
Karaca'ya, FETÖ yöneticiliğinden verilen 18 yıl hapis cezasını onayan Daire, suç tarihinde İstanbul'da görevli eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer, Tufan Ergüder, Erol Demirhan, Yurt Atayün, Ömer Köse, Ertan Erçıktı, Bayram Özbek ile diğer sanıklar Mustafa Kılıçaslan, Kazım Aksoy, Ekrem Çelik, Ahmet Öztürk, Ufuk Yıldırım, Yasin Koyuncu, Ali Cihan, Mustafa Altunbulak, Abdullah Seyit Ateşçi, Selçuk Ocaktan ve Aytekin Ağören'in silahlı terör örgütü üyeliğinden aldığı 12'şer yıl hapis cezasını da onadı.
"Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan hapis cezasına çarptırılan Adem Akpınar, Halit Akbulut, Hüseyin Nohut, Mehmet Ali Doğan, Talat Burak Karaltı, Tolga Güzeltaş, Yakup Ergün ile "silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme" suçundan ceza alan Çetin Öztürk, Recep Güleç, Mustafa Uyanık hakkındaki hükümler ise eksik araştırma gerekçesiyle bozuldu.
Ayrıca Daire, "silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından hapis cezasına mahkum edilen Erdem Kısa ve Rıfat Aslan hakkındaki hükümlerin bozulmasına karar verdi.
Bozma gerekçesinde, örgütsel bağlantıları tespit edilmeyen, örgütün amaç ve talimatları doğrultusunda hareket ettiklerine dair yeterli delil bulunmayan sanıklar hakkında başkaca delil olup olmadığının araştırılması istendi. Gerekçede, başka delil elde edilmediği takdirde resmi görev kapsamındaki faaliyetlerin suç olarak kabul edilmesinin mümkün olamayacağı dikkate alınarak, bu sanıklar hakkında beraat kararı verilmesi gerektiği kaydedildi.
Daire, aralarında Karaca ile Atayün'ün de bulunduğu bazı sanıklara "resmi belgede sahtecilik" suçundan verilen hapis cezalarını bozdu.
BİZİ HEDEF ALMALARININ NEDENİ YAYINLARIMIZIN ÖRGÜTTEN KOPMALARI GETİRMESİDİR
Bu gelişmeyle ilgili konuşan Tahşiye kumpası mağdurlarından yazar Mustafa Kaplan, Yargıtay'ın davada verilen hapis cezalarını onamasıyla ilgili konuştu. Kaplan, "Olması gereken oydu, güzel bir netice. Fetullah Gülen, dış güçlerin ajanıdır, İslamiyet ile hiçbir alakası yoktur. Bu ülkeyi bölmek parçalamak için yetiştirilmiştir" dedi.
Kumpas nedeniyle 17 ay hapis yatan mağdurlardan yazar Mustafa Kaplan, kararı 22 Nisan'da İhlas Haber Ajansı'na değerlendirdi. Kaplan, kumpas nedeniyle o dönemde büyük zorluklar yaşadıklarını anlatarak, FETÖ'nün Türkiye'ye büyük zararlar verdiğine dikkat çekti.
"Bize Yapılan En Büyük İftira; Terörist İftirasıydı"
Yargıtay'ın verdiği onama kararını değerlendiren kumpas davası mağdurlarından yazar Mustafa Kaplan, "Olması gereken oydu. Daha benim düşündüğüm şekilde bir neticeye gidilmedi. Şu anda verilen ceza emniyet mensupları ve kumpasın içinde yer alan bazı medya mensuplarına, bize kumpası kuranlar bunlardan ibaret değil ki. Amerika, İngiltere, Vatikan'ı da yanlarına olarak uzun vadeli bu ülkedeki hedeflerine ulaşabilmek için bu yapıya vücut vermişler. Bizim bunlarla tek başına mücadele etme gücümüz yok zaten ama Müslümanız. Bizi ilmen ve fikren susturamayınca devletin ellerindeki gücüyle bizi susturma yoluna gittiler. Paralel devlet yapılanması içindeki bu hadiseye karışan insanların hepsi daha sandalyesine oturmadı. Onların da oturması lazım. Bize yapılan en büyük iftira; terörist iftirasıydı. Biz, El Kaide'nin Türkiye temsilcisi olarak lanse edildik. Halbuki Türkiye Cumhuriyeti'nde El-Kaide diye bir yapılanma yok ki. Bu ne demektir biz Avrupa'daki Türkiye'deki istihbarat teşkilatlarının devamlı gözetimi altında kalacağız demektir. Bundan daha büyük bir bela olmaz ki bizim için. 17 ay hiç sorgusuz sualsiz hapis yattım. Beni terör örgütü lideri olarak görüyor adam, bir tane soru sorulmuyor" şeklinde konuştu.
"Biz Fetullah Gülen'in Adamlarından Tabiri Caizse Kopardık"
Kendilerine yapılan kumpasın nedenlerini anlatan, o döneme ilişkin bilgi veren Kaplan, "Adaletin çalışması bundan sonra yanlış yapacakların kendisine gelmesi, doğru yapan insanlara da teşvik noktasında gayet güzel bir şey. Gecikmiş de olsa bu güzel bir şey ben bunu küçüksemiyorum, güzel bir netice. Beni bir gece yarısı terörle mücadelenin başındaki arkadaş o zaman Yurt Atayün, özel konuşmaya çağırdılar. Beyaz sorgu tabiri caizse orada bana Yurt Atayün'ün söylediği çok enteresan "Sizin sözünüz tesir ediyor" o güne kadar biz içeri alınana kadar Fetullah Gülen'den bir tane adam koparması mümkün değildi. Biz Fetullah Gülen'in adamlarından tabiri caizse kopardık, çaldık. Onlara yazdığımız kitaplarla, fikirlerle, yapılan harekatın yanlışlığını bu hareketin dinle, imanla alakası olmadığını anlatarak, ikna ederek oradaki insanları kazanmaya başladık. Asıl sıkıntıları odur. Kendinden adam kaybetmeleri bozdu. Bu kişilerin ciddi tövbe etmeleri lazım. Biz yanıldık, bizi aldattılar demeleri lazım. Bunu demedikleri müddetçe ben bunu harekatın ortadan kalkacağına inanmıyorum" ifadelerini kullandı.
"Onun Din İle Müslümanlıkla Alakası Yok"
FETÖ lideri Fetullah Gülen ile ilgili açıklamalarda bulunan Kaplan, "Bu adam dış güçlerin ajanıdır. Ajan olarak yetiştirilmiştir İslamiyet ile hiçbir alakası yoktur. Bu ülkeyi bölmek parçalamak için yetiştirilmiştir ve vazifesini de hakkıyla yapmıştır. Onun din ile Müslümanlıkla alakası yok. Silahla emniyet gücüyle ortadan kaldırılamaz, fikirle ortadan kaldırılabilir. Fetullah Gülen harekatının temelinin yıkılacağını gördüğü için bize bu kumpası kurmak mecburiyetinde kaldı. Peki niye bu riski aldı bu Fetullah Gülen ve kurmayları bunlar sıradan insanlar değiller ki. Ali Fuat Yılmazer, Yurt Atayün sıradan bir insan değil" şeklinde konuştu.
"Ailemdekiler, ağır travma geçirdiler"
Kumpas nedeniyle kendisi ve ailesinin büyük sıkıntılar yaşadığını belirten Kaplan, "Bütün insanlar bize şüpheyle baktı, devlet bir şey yapmışsa herhalde yanlış değil dediler. Bundan dolayı sıkıntımız oldu. Bazı insanların kafasında hala şüphe ve tereddüt gitmedi. Ben Fetullah Gülen ile 1975'ten beri mücadele ediyorum. Ailemdekiler, ağır travma geçirdiler ama bana inandıkları için, benim yanlış yapmayacağımı bildikleri için dik durdular. Ama çok sıkıntı çektiler, kolay değil" dedi.
KİMSE YUNAN'A BU KADAR İTLİK YAPMADI
Tahşiye kumpası mağdurlarından diğer bir isim olan dönemin Tahşiye Yayınevi'nin sahibi Mehmet Nuri Turan da, Yargıtay'ın kararını çarpıcı açıklamalarla değerlendirdi. Turan, kumpas sürecinde kendisinin ve mağdurların yaşadıklarını anlattı. Yargıtay'ın verdiği karardan kendi adına mutlu olduğunu belirten Turan, FETÖ'nün Türkiye'ye büyük zarar verdiğini belirtti.
"Karar beklediğim bir şeydi"
Yargıtay'ın verdiği onama kararını değerlendiren dönemin Tahşiye Yayınevi'nin sahibi Mehmet Nuri Turan, "Pek bir şey hissetmedim. Hanım dedi ki sizin davayı Yargıtay onamış, ne davası dedim. Benim beklemediğim bir şey değildi, beklediğim bir şeydi. Bana sorarsan bu sonuçtan mutlu musun kendi adıma evet ama millet adına hayır, keşke Türkiye'de bunlar olmasaydı. Sürekli bunları yaşıyoruz, olmaması lazım. Hepimizin temennisi adil yargılama. Adam yaptığını suç olarak görmüyor. Hidayet Karaca'yı ben tanımam. Yerel mahkeme 2 bin 600 küsur sayfa gerekçeli karar yazdı. Bu Türkiye tarihinde ilk, madde madde her şeyiyle ispatlanmış bir davaydı o dava. Mahkeme heyeti çok titiz bir çalışmayla Tahşiyecilere kurulan kumpası FETÖ'cülerin kurduğu kumpası bütünüyle deşifre etti. Hidayet Karaca'ya iftira suçundan 18 yıl, resmi evraktan sahtecilikten ve benzer şeylerden toplamda 31 sene ceza verildi. O sanıkların tamamı 15 Temmuz'dan önceki bütün duruşmalarda son derece hoyratça, tepeden bakan bir tavırla ifade veriyorlardı. Sanki bizi yargılıyorlardı, sonrasında her biri kendisinin ne kadar büyük bir kahraman olduğunu anlatıyordu. Yapığı hizmetleri de gördük. Tahşiyecilere kumpas, Ergenekoncu dedikleri adamlara kumpas, ona kumpas, buna kumpas" diye konuştu.
"Keşke biz haksız olsaydık Türkiye'nin başına bunlar gelmeseydi"
Kendilerine neden kumpas kurulduğuna ilişkin açıklamalarda bulunan Turan, "FETÖ grubuyla, daha cemaatken herkes bir şekilde iyi geçinmeye çalışıyordu. Çekiniyor, cesaret edemiyorlardı. Yayıncılığa geçmemin tek sebebi buna karşı bir duruş sergilemek, FETÖ dini bir grup olarak ortaya çıktı söylemleri bundan 30 sene önce de dine muhalifti şimdi de muhalif. Eğer onlar o zaman gerekli refleksleri ve tepkiyi gösterseydiler böyle bir çakma İslami cemaat olmazdı. Bütün faaliyetlerini bu ümmet finanse etti. Yardım paralarıyla bunlar uzaydan gelmediler, biz verdik. Buna karşı durmak lazımdı, bunlar muhalefeti kabul etmiyorlardı. Sınavları mı çalmadılar, her şeyi istiyorlardı. Keşke biz haksız olsaydık Türkiye'nin başına bunlar gelmeseydi. Bir tüccar olarak ticari itibarımız biraz zarar gördü. Kolay değil çünkü El-Kaide örgütüne mensup olarak hapse girmişsiniz. Millet 'vay yıllardır tanıdığımız adam ne çıktı' diyor. Mağdur olan arkadaşlarımız vardı, hapis zordur en zor tarafı dışarıdakiler için daha zordur. Gereksiz yere hapsedildiğin zaman da bunları yaşıyorsun. Ergenekon'da artık yelpazeyi o kadar genişlettiler ki kim kimdir, birbirine karıştı" dedi.
"FETÖ Türkiye'yi mahvetti, sadece kişi, cemaat, grup değil"
14 Aralık operasyonunun başlaması için o dönem mahkemeye dilekçe vermesiyle ilgili konuşan Turan, "İlk şikayet dilekçesini ben verdim, başkaları da vermiş. Fetullah Gülen ve onun emriyle bize kumpas kuranlardan davacıyım dedim. Adamın Fetullah Gülen ile yaptığı telefon görüşmesini MİT tespit etmiş. Adam, dizideki repliği soruyor Fetullah Gülen'e ya, bir de 'efendim haberi yok onun'. Bir replikle Fetullah Gülen'in ne alakası olabilir bir mesaj değilse. Replikler patrona takdim ediliyor, patron şurayı şöyle koyun, burayı böyle yapın der mi yani. Bir bobin kağıt, bir galon mürekkep, bir terörist bir araya gelince gazete olmuyor. Bu medyaya yapılmış bir operasyon değil, terör örgütünün bizatihi kullandığı bir terör yuvasıdır. Bugün bu adamların bir kısmı televizyonda boy gösteriyor 'FETÖ ile mücadele ediyoruz' diye. Mahzun insanları da FETÖ'cü diye ihbar ediyor, bu akıl alacak bir şey değil. FETÖ Türkiye'yi mahvetti, sadece kişi, cemaat, grup değil." ifadelerini kullandı.
"Fetullah Gülen imanını da, ahlakını da memleketini de kaybetti"
FETÖ ile mücadeleye ilişkin konuşan Turan, "Gezi olayları oldu, şu oldu, bu oldu, mağdur olan Türkiye oldu. Bundan hızla çıkmamız için çalışmamız lazım. Askeri, emniyet ve yargıda bu mücadele çok temiz yapılıyor. Ali Fuat Yılmazer'in falan tutumu dediğin zaman, şöyle söyleyeyim vicdanlı bir insan ekmek yediği kapıya sadık olur. Beğenmiyorsa bırakır. Bir memurun sadakati kendi milletine olmalı, bir hocaya şuna buna olamaz. Bunlar kendi milletlerine, ekmek yedikleri kapıya ihanet etti. Bundan daha büyük bir felaket olmaz. Fetullah Gülen kaybetti, ona söyleyecek hiçbir şeyin bir anlamı yok, imanını da, ahlakını da memleketini de kaybetti. Yunan televizyonlarına verdiği bir röportaj; halkını kardeş biliyor, onlara minnettarlığını ifade ediyor. Tarihte mecbur kaldığı için zorda kaldığı için kaçıp düşmana sığınanlar olmuş ama kimse düşmana bu kadar itlik yapmamıştır. Benim Fetullah Gülen'e söyleyecek hiçbir şeyim yok" dedi.
Tahşiye iddianamesine ulaşmak için tıklayın
Paralel yapı-14 Aralık (2014) 'İstanbul 33 sanık Gülen karşıtı Nurcu grup Tahşiyecilere kumpas' davası (bitti)
Paralel Yapı-14 Eylül (2020) İstanbul 45 sanık Gülen karşıtı Nurcu grup Tahşiyecilere kumpas davası
19.12.2014: Paralel yapıyı Tahşiye çarptı
19.12.2014: Flaş!!! Bir ilk: Gülen'e yakalama kararı
14.12.2014: Flaş!!! Büyük operasyon başladı
Paralel yapıya açılan ve sonuçlanan davalar
Paralel Yapı-Tahşiye Kumpası
(21 Mayıs 2021, 10:02)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: