Hrant Dink davası öncesinde ortaya koydukları dayanışmayla kamuoyunun gündemine gelen Toplumsal Bellek Platformu bugün Meclis´e çıkarma yapacak. Çeşitli tarihlerde faili meçhul cinayetlere kurban giden aydınların ailelerinin oluşturduğu platform, aynı zincirin halkaları olarak gördükleri suikastların aydınlatılması için Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin ve parti gruplarını ziyaret edecek. Aralarında Doğan Öz, Abdi İpekçi, Çetin Emeç, Uğur Mumcu ve Musa Anter´in yakınlarının da bulunduğu grup, Türkiye´yi yasa boğan olayların arkasındaki örgütlü yapının ortaya çıkarılması için Meclis araştırma komisyonu kurulmasını isteyecek. Kendiliğinden ortaya çıkan platforma katılımlar da sürekli artıyor. Yola 20 aile olarak çıkan grup, birkaç gün içinde 23 aileye ulaştı. Gruba son olarak 2002´de öldürülen araştırmacı-yazar Necip Hablemitoğlu´nun ailesi katıldı.
Meclis araştırması isteyen faili meçhul yakınları hareketi büyüyor
Hrant Dink davası öncesinde ortaya koydukları dayanışmayla kamuoyunun gündemine gelen Toplumsal Bellek Platformu bugün Meclis´e çıkarma yapacak. Çeşitli tarihlerde faili meçhul cinayetlere kurban giden aydınların ailelerinin oluşturduğu platform, aynı zincirin halkaları olarak gördükleri suikastların aydınlatılması için Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin ve parti gruplarını ziyaret edecek. Aralarında Doğan Öz, Abdi İpekçi, Çetin Emeç, Uğur Mumcu ve Musa Anter´in yakınlarının da bulunduğu grup, Türkiye´yi yasa boğan olayların arkasındaki örgütlü yapının ortaya çıkarılması için Meclis araştırma komisyonu kurulmasını isteyecek. Kendiliğinden ortaya çıkan platforma katılımlar da sürekli artıyor. Yola 20 aile olarak çıkan grup, birkaç gün içinde 23 aileye ulaştı. Gruba son olarak 2002´de öldürülen araştırmacı-yazar Necip Hablemitoğlu´nun ailesi katıldı.
İlk olarak Hrant Dink davasında bir araya gelen faili meçhul cinayetlere kurban giden aydınların yakınları, bugün Meclis´e çıkarma yapacak. Acılı aileler, Meclis Başkanı ve parti gruplarını ziyaret edecek. Hrant Dink davası öncesinde ortaya koydukları dayanışmayla kamuoyunun gündemine gelen Toplumsal Bellek Platformu bugün Meclis´e çıkarma yapacak. Çeşitli tarihlerde faili meçhul cinayetlere kurban giden aydınların ailelerinin oluşturduğu platform, aynı zincirin halkaları olarak gördükleri suikastların aydınlatılması için Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin ve parti gruplarını ziyaret edecek. Aralarında Doğan Öz, Abdi İpekçi, Çetin Emeç, Uğur Mumcu ve Musa Anter´in yakınlarının da bulunduğu grup, Türkiye´yi yasa boğan olayların arkasındaki örgütlü yapının ortaya çıkarılması için Meclis araştırma komisyonu kurulmasını isteyecek. Kendiliğinden ortaya çıkan Toplumsal Bellek Platformu´na katılımlar da sürekli artıyor. Yola 20 aile olarak çıkan grup, birkaç gün içinde 23 aileye ulaştı. Gruba son olarak 2002´de öldürülen araştırmacı-yazar Necip Hablemitoğlu´nun ailesi katıldı.
Katılım giderek artıyor: Meclis Araştırma Komisyonu kurulsun talebi
Toplumsal Bellek Platformu, Meclis´te ilk olarak AK Parti grubunu ziyaret edecek. Grup, saat 10.30´daki bu görüşmenin ardından Meclis İnsan Hakları Komisyonu´yla buluşacak. Mağdur ailelerin, saat 12.00´deki adresi ise CHP olacak. Saat 13.00´te DSP´yi ziyaret edecek olan aileler, saat 14.00´te Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin tarafından kabul edilecek. Toplumsal Bellek Platformu üyesi ailelerin son durağı BDP olacak. Acılı aileler, yarım asırdır topluma tarifi imkansız acılar yaşatan karanlık yapıların ortaya çıkarılması için araştırma komisyonu kurulmasını isteyecek. Bu amaçla Meclis Başkanlığı´na verdikleri dilekçenin gereği için partilerden destek isteyecek. Kendiliğinden ortaya çıkan Toplumsal Bellek Platformu´na katılımlar da her geçen gün büyüyor. Yola 20 aile olarak çıkan grup, birkaç gün içinde 23 aileye çıktı. Gruba son olarak 2002´de öldürülen araştırmacı-yazar Necip Hablemitoğlu´nun ailesi katıldı. Grup, dün yaptığı basın açıklamasında, Biz aşağıda imzası bulunan yakınlarını siyasi cinayetlerde kaybeden aileler; 11 Şubat Perşembe günü TBMM´ye siyasi cinayetlerin aydınlatılması için bir araştırma komisyonu kurulması amacıyla ortak bir dilekçe vereceğimizi duyururuz. sözlerine yer verdi. Açıklamada Meclis ziyaretine katılacak aileler şöyle sıralandı: Sabahattin Ali Ailesi, Doğan Öz Ailesi, Abdi İpekçi Ailesi, Cevat Yurdakul Ailesi, Cavit Orhan Tütengil Ailesi, Ümit Kaftancıoğlu Ailesi, Sevinç Özgüner Ailesi, Kemal Türkler Ailesi, İlhan Erdost Ailesi, Çetin Emeç Ailesi, Turan Dursun Ailesi, Musa Anter Ailesi, Uğur Mumcu Ailesi, Nesimi Çimen Ailesi, Metin Altıok Ailesi, Behçet Aysan Ailesi, Hasret Gültekin Ailesi, Onat Kutlar Ailesi, Yasemin Cebenoyan Ailesi, Hasan Ocak Ailesi, Metin Göktepe Ailesi, Hablemitoğlu Ailesi ve Hrant Dink Ailesi. ( Zaman)
Aileler Meclis´i ziyaret etti: ´Cinayetlerdeki emir komuta zincirine ulaşın´
Faili meçhul cinayete kurban giden aydınların aileleri Meclis´e çıkarma yaptı. Başkan Mehmet Ali Şahin ve parti gruplarını ziyaret eden aileler, araştırma komisyonu kurulmasını istedi. MHP´nin randevu vermediği heyeti, Uğur Mumcu´nun eşi Güldal Mumcu öğle yemeğinde ağırladı. 27 ailenin İnsan Hakları Komisyonu´nu ziyareti sırasında Zafer Üskül, gözyaşlarını tutamadı. Heyetin dilekçesindeki şu cümleler dikkat çekti: Siyasi hesaplaşma içinde değiliz. Emir-komuta zincirine ulaşılmadıkça, suçlular bulunmadıkça dosyalar kapanmış sayılmasın. Acılı aileler, ilk ziyareti AK Parti´ye yaptı. Grup başkan vekilleri Bekir Bozdağ ve Ayşenur Bahçekapılı, konuklarını toplantı salonunun girişinde karşıladı. Bir saate yakın görüşmede, aileler taleplerini Bozdağ ve Bahçekapılı´ya iletti. Sıcak bir atmosferde geçen görüşmede Bekir Bozdağ, AK Parti´nin karanlıkların aydınlatılması için mücadele verdiğini vurguladı. Ailelerin taleplerini Başbakan Tayyip Erdoğan ve AK Parti yetkili kurullarına ileteceklerini belirten Bozdağ, heyete, geçmişte Meclis´te faili meçhul cinayetlerle ilgili kurulan araştırma komisyonlarından sonuç alınamadığını örnekler vererek anlattı. Araştırma komisyonlarının ´arşiv ve derleme´den başka bir işe yaramadığını belirten Bozdağ, daha etkin sonuç alabilmek için araştırma komisyonlarının güçlendirilmesine yönelik olarak TBMM İçtüzüğü´nde değişiklik yapılması gereğine dikkati çekti.
Komisyon başkanı Üskül ağladı
Platformun ikinci durağı, Meclis İnsan Hakları Komisyonu oldu. Duygusal anların yaşandığı görüşmede Komisyon Başkanı Zafer Üskül dahil bazı aileler gözyaşlarını tutamadı. ´Duygusal bir karşılaşma olduğunu´ söyleyen Üskül, grubun içinde, kendisinin çok yakından tanıdığı arkadaşlarının, zaman zaman birlikte çalıştığı kişilerin, meslektaşlarının ve hocalarının yakınları olduğunu söyledi. Anılarının tazelendiğini belirten Üskül, Sonuç olarak, bu tablo çok acı bir tablo. dedi.
CHP´nin şov ayrıcalığı
Ardından CHP´ye geçen platform üyeleri, CHP Grup Başkan Vekili Kemal Anadol tarafından karşılandı. Heyetin özel isteği üzerine diğer görüşmelerde basına açıklama yapılmazken Anadol, bu kuralı bozdu. Anadol, demokrasi adına bu cinayetlerle yüzleşmek gerektiğini, konunun günlük politikaya alet edilmemesi gerektiğini savundu. Bir süre daha konuşan Anadol´a, heyetten Abdi İpekçi´nin kızı Nükhet İpekçi dayanamayarak tepki gösterdi. Diğerleri isteğimiz üzerine basına açıklama yapmadı. Siz yapınca eşitsizlik oldu, basını dışarı çıkaralım. müdahalesinde bulundu. Anadol da, Daha sözümü bitirmedim. Konuya verdiğimiz önemi vurgulamak için konuşuyorum. Sorunlarınızda biz sizin yanınızdayız. cevabını verdi.
Şahin: İçtüzükte değişiklik yapılabilir
CHP´nin ardından heyet, Cumhurbaşkanı Vekili ve TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin tarafından kabul edildi. Basına kapalı görüşmede Şahin, ailelerin acılarını paylaştığını vurguladı. Daha şeffaf bir Türkiye için çalışıldığını vurgulayan Şahin, Meclis başkanı olarak üzerine düşeni yapmaya hazır olduğunu ve heyetin araştırma komisyonu talebini partilere göndereceğini kaydetti. Ancak mevcut içtüzükle oluşturulacak bir araştırma komisyonunun pek bir işe yaramayacağını belirtti. Ailelerle yakından ilgilenen Şahin, Meclis´in gündeminde bir içtüzük değişikliğinin de bulunduğunu, bu değişiklikte araştırma komisyonlarının işlevine ilişkin değişiklikler yapılabileceğini ifade etti.
Dilekçeyi, 27 aile imzaladı
Meclis´e verilen dilekçede 27 ailenin imzası yer aldı. Dilekçede ´siyasi bir hesaplaşmanın içinde olmadıkları´nı vurgulayan aileler, şu mesajı verdi: Hukuk talebimizle geldik. Süreklilik halindeki bir hukuk dışılıkla yüzleşmemiz gerek. Cinayetlerin ardındaki örgütlenmeler ortaya çıkarılmadıkça, bu tür suçların tekrar tekrar işlendiğini edindiğimiz tecrübelerden biliyoruz. Emir komuta zincirine ulaşılmadıkça, geride kalan, kaçan, kaçırılan, korunan, gizlenen tüm suçlulara ulaşılmadıkça bu cinayet dosyaları kapanmış sayılmasın. Dilekçeye şu aydınların aileleri imza attı: Sabahattin Ali, Orhan Yavuz, Doğan Öz, Necdet Bulut, Abdi İpekçi, Akın Özdemir, Cevat Yurdakul, Cavit Orhan Tütengil, Ümit Kaftancıoğlu, Sevinç Özgüner, Kemal Türkler, İlhan Erdost, Çetin Emeç, Turan Dursun, Muammer Aksoy, Musa Anter, Uğur Mumcu, Nesimi Çimen, Metin Altıok, Behçet Aysan, Hasret Gültekin, Onat Kutlar, Yasemin Cebenoyan, Hasan Ocak, Metin Göktepe, Necip Hablemitoğlu ve Hrant Dink. ( Zaman)
Faili ´devlet´
Mahmut Övür (Sabah): 13 Şubat 2010: Faili meçhul cinayet ve suikastlarda hayatını kaybeden aydınların yakınları ve çocukları Ergenekon süreci açısından çok anlamlı bir çabaya giriştiler. Siyasi cinayetlerin faillerinin bulunması için Meclis´in harekete geçmesini istediler. İstediler çünkü; Başın öne eğilmesin diyen Sabahattin Ali´den Güvercin Tedirginliği yaşayan Hrant Dink´e kadar, son 60 yılda öldürülen onlarca aydının gerçek katili, daha doğrusu ölüm emrini veren katili bulunamadı. Bilinçli bir biçimde hepsi faili meçhul kaldı. Oysa devleti tanıyanlar katilin adresini de biliyordu. Sabahattin Ali öldürüldüğünde de, Doğan Öz, Ümit Kaftancıoğlu, Uğur Mumcu, Musa Anter öldürüldüğünde de... Ancak üzerine gidemedik. Devlet güçlüydü ve iç düşmanları birbirine düşürmeyi iyi beceriyordu. Sadece vicdanlarımızda mahkûm edebilmiştik.
Talat Turhan: Devlet cinayet işlemiştir. Taylan´ı 69´da öldüren bir üsteğmendir. Şu anda bir generaldir
Alın o 70´li yılların başındaki Taylan Özgür cinayetini... Bugün kardeşi Hale Özgür Kıyıcı, Taylan Özgür cinayetinin TBMM Araştırma Merkezi uzmanlarınca hazırlanan Kozmik Oda raporunda yer aldığını belirtiyor ve şöyle diyor: Kardeşimi kontrgerilla ya da Özel Harp Dairesi´nin öldürdüğünü 41 yıldır dile getiriyoruz ama destek bulamıyoruz. Kıyıcı Zaman gazetesine yaptığı açıklamada, Emekli Kurmay Albay Talat Turhan´ın Çeteleşme isimli kitabında şu çarpıcı bilgilere yer verdiğini de açıklıyordu: Devlet cinayet işlemiştir. Taylan´ı 69´da öldüren bir üsteğmendir. Şu anda bir generaldir. Kıyıcı bu sonucu şöyle yorumluyor: Bunların hepsi bugün Ergenekon´da yargılanan isimlerdir.
Kocasının cinayetinden devleti sorumlu tutan Güldal Mumcu katillerin avukatlığına soyunan CHP´de
Gördüğünüz gibi ortada öyle faili meçhul bir durum yok. Aynı şeyi Uğur Mumcu cinayetinde de gördük. Uğur Mumcu´nun eşi Güldal Mumcu bugün CHP Milletvekili... Daha önce de yazdım, Mumcu´nun öldürülmesinden sonra Güldal Mumcu bir söyleşisinde davaya bakan Savcı Ülkü Coşkun´un şu sözlerini aktarıyordu: Bu olayı devlet yapmıştır. Siyasi iktidar isterse bu iş çözülür. Adres yine belli... Tabii sadece Mumcu cinayeti değil, 16 Mart katliamı davasından Kürt işadamlarının öldürülmesine kadar her olayda aynı iz söz konusu. Bu gerçeği Kutlu Savaş Susurluk raporunda devlet sırrı diyerek açıkladı. Yine aynı dönemde Meclis çatısı altında oluşturulan Faili Meçhul Siyasi Cinayetleri Araştırma Komisyonu ise faili devlet olarak gösterdi. Elde yeteri kadar belge ve bilgi var. Geriye bir tek siyasi irade kalıyor. Meclis, bu anlamda çok önemli bir görevle karşı karşıya... Artık 90´lı yıllardaki gibi darbecilerin esip gürlediği bir zemin de yok. Bu nedenle Meclis´in oluşturacağı bir araştırma komisyonu çok daha etkili olabilir. Burada sadece Meclis´te yer alan partilerin nasıl tavır alacağı merak ediliyor. Özellikle de ana muhalefet partisi CHP´nin... Siyasi cinayetlerin aydınlatılmasını isteyenler arasında Uğur Mumcu´nun kızı ve oğlu da vardı. Ancak Meclis´te görüştükleri anneleri Güldal Mumcu´nun durduğu nokta gerçekten ilginçti... Bu yüzden Ümit Kıvanç haklı olarak sordu: Güldal Hanım, resmi katillerin avukatlığına soyunduğunu ilan eden bir liderin partisinde ne işiniz var?
Savcı Doğan Öz´ün Kızı: Babam, Ergenekon´u gördüğü için öldürüldü
Son üç yıldır Ergenekon dava sürecinde insanların kafaları çok karıştırıldı. Oysa bu süreç, sadece darbecileri değil, darbecilere ortam hazırlamak için aydınları katleden kaos yaratıcılarını da açığa çıkartan bir süreçti. En son Hrant Dink böyle bir süreçte katledildi. Bu yüzden dün olanlarla bugün yaşananlar arasında derin bir bağ var. Bunu en açık biçimde 1978´de Kontrgerilla´nın ipuçlarını yakaladığı için öldürülen Savcı Doğan Öz´ün kızı tiyatro sanatçısı Bengi Heval Öz söylüyor: Benim babam, şu an Ergenekon denen olayı görmüş olduğu için öldürüldü... ( Mahmut Övür, Sabah)
Talat Turhan: Taylan Özgür´ü bir üsteğmenin öldürdüğünü söylemedim. Onu polis memuru öldürdü
Mahmut Övür (Sabah, 25 Şubat 2010): Bir süre önce yazdığım Faili Devlet başlıklı yazıma, yazar Talat Turhan bir cevap gönderdi. Yazınızda ´Çeteleşme´ kitabımda şöyle dediğim söyleniyor: ´Devlet cinayet işlemiştir. Taylan´ı 69´da öldüren bir üsteğmendir. Şu anda bir generaldir.´ Ben, Taylan Özgür´ü bir üsteğmenin öldürdüğünü söylemedim. Orduyu yıpratmak isteyenler bu iddiaları yayıyorlar ve benim ismimi de iddialarını kanıtlamak için haksız yere kullanıyorlar. İnternet sitemin (www.talatturhan. com) Taylan Özgür cinayeti bölümünde cinayeti işleyen polis memuru dahil pek çok bilgiye rastlayacaksınız. Not: Yazımda yer verdiğim cümle bana değil, Taylan Özgür´ün ablası Hale Özgür Kıyıcı´ya aitti. ( Mahmut Övür, Sabah)
Ordunun yıpratılmasını istemeyen Turhan önceki açıklamalarını inkar mı ediyor?
Mahmut Övür (Sabah, 27 Şubat 2010): Türkiye ilk darbeden bu yana geçen 50 yıl içinde ne darbeleri önleyebildi ne de darbelere haklılık kazandırmak için işlenen faili meçhul cinayetleri... Bu da ortaya bir Darbeler Cumhuriyeti çıkardı. Bu gerçeği bir süre önce ele almış ve Faili Devlet başlıklı bir yazı yazmıştım. Yazıda 1969´da ODTÜ öğrencisi Taylan Özgür´ün arkadan kurşunlanarak öldürülmesine değinmiş ve Emekli Kurmay Yarbay Talat Turhan´ın şu sözlerine yer vermiştim. Devlet cinayet işlemiştir. Taylan´ı 69´da öldüren bir üsteğmendir. Şu anda bir generaldir. Bu yazı üzerine Talat Turhan bir mail gönderdi: Ben, Taylan Özgür´ü bir üsteğmenin öldürdüğünü söylemedim. Orduyu yıpratmak isteyenler bu iddiaları yayıyor. Bizzat iddiayı ortaya atan isim, yıllar sonra kendisine mal edilen beyanın doğru olmadığını söylüyordu. Şaşırsak da cevap hakkına saygı nedeniyle yayınladım. Ancak gerçek böyle değildi. Birkaç yerde Turhan´ı yalanlayan bilgi vardı. Bunları da en iyi bilen isim, Taylan Özgür´ün ablası Hale Kıyıcı Özgür´dü. Özgür´ün gönderdiği maili biraz kısaltarak yayınlıyorum:
Sanıyorum Talat Turhan, son senelerde geçmişte yaptığı bu tür açıklamaların bizim yani Taylan Özgür´ün ailesinin arşivinde saklı olduğunu tahmin edemedi. Turhan, ´Orduyu yıpratmak isteyenler bu iddiaları yayıyorlar´ diyerek daha önceki açıklamalarını inkar edip sayfanıza açıklama gönderiyor. Ben Türk Silahlı Kuvvetleri´nin ancak kendi içinden çıkan zihniyetler tarafından yıpratılabileceğini düşünüyorum. Ve Sayın Talat Turhan´a hatırlatmak (!) amacı ile geçmişte yapmış olduğu açıklamaları kaynak ve tarih göstererek sizlerle tekrar paylaşıyorum:
1- 27 Kasım 1990´da Gazeteciler Cemiyeti´nde Kontrgerilla ile ilgili yaptığı basın toplantısında, Taylan´ı vuran bir üsteğmendir. Şu anda üst düzey generaldir´ dediği... 28 Kasım 1990 / Milliyet / Melih Aşık
2- 1990 Kasım Milliyet Gazetesi Rafet Ballı ile yaptığı söyleşi: Türk Gladyosu ve Özel Harp
3- Can Dündar ´Bir Kontrgerilla Klasiği´ 12.10.2000
Ve çarpıcı bir örnek... 12 Ekim 2000´de Can Dündar soruyor: Peki, bu üsteğmeni izlediniz mi? Talat Turhan: İzledim tabii. Yükselebildiği kadar yükseldi. Bu ismi yalnız MİT Başkanı´na özel bir sohbette kayda geçirmek için söylerim. Acaba bu açıklamaları başka bir Emekli Yarbay Talat Turhan mı yapmış diye sorarlar insana... 1978´de Hasan Fehmi Güneş, İçişleri Bakanı olmasının hemen akabinde bu dosyayı, Deniz Baykal, Ertuğrul Günay ve Uğur Mumcu´nun yanında Hasan Fehmi Güneş´e verdiğini söyleyen de Talat Turhan´dır. Hasan Fehmi Güneş´in bana dava açtığı ve tazminata mahkûm ettiği iddiası ise tamamen ibretlik bir seviye tespit olayıdır. Bir yalana sığınmadır. Böyle bir davanın muhatabı olmadım. Olmayı çok isterdim, ancak cesaret bile edemediler. Keşke Hasan Fehmi Güneş ve Genelkurmay kendilerine sorduğum yazılı ve sözlü soruları mahkeme önünde cevaplayabilselerdi. Onlar da sustu ve/veya susturuldu. Evet, bu iddialara göre TSK içinde üst düzey general olan eli kanlı bir katil var. 12 Mart´lara 12 Eylül´lere nasıl gelindiğini tarih bir gün elbet yazacaktır.
Baykal´a kontrgerilla raporu
Kontrgerilla konusunda birçok kitaba imza atan Talat Turhan Ocak 1979´da CHP´li Süleyman Genç´in evine bomba atılması üzerine Başbakan Ecevit´in Özel Kalem Müdürü Galip Uzun´la buluşur. Sonrasını Can Dündar´a şöyle anlatır: Galip Uzun, belgeleri (kontrgerilla ile ilgili) Başbakan´a göstermek üzere aldı, sonra fotokopilerini çektirip verdi. Verirken de ´Başbakan konuyu bir de Deniz Baykal´a anlatmanızı rica ediyor´ dedi. ´Memnuniyetle´ dedim. Baykal´la da buluşup 3-4 saat ona da anlattım. Baykal, ´Bize bu konuda bir rapor hazırlar mısınız´ diye sordu. Hemen 9 sayfalık bir rapor hazırlayıp 1 Mayıs 1979 günü teslim ettim. O raporda ülkenin nasıl 1980 darbesine sürüklendiğini haber veriyordum. Dikkate alsalar belki darbe olmazdı. Almadılar. Bu size bir şeyi hatırlatıyor mu? ( Mahmut Övür, Sabah)
(11 Şubat 2010, 13:09), son güncel.: (27 Şubat 2010)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: