İstanbul'da, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun avukatı Celal Çelik hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı. Savcılık, avukat Çelik hakkında "Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım", "Kamu görevlisine alenen hakaret", "Terör örgütü propagandası yapma" suçlarından 11 yıl 11 aydan 40 yıla kadar hapis cezası talebiyle iddianame düzenlendi. Bu gelişme Fetö'nün siyasi ayağı olarak hükümeti ve AK Parti'yi suçlayan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu bir kez daha zor durumda bıraktı. Fetö'nün siyasi ayağını Meclis'te araştıralım diyen Kılıçdaroğlu'nun etrafının Fetö üyelerince sarıldığı dile getiriliyor. "Aslında bu sarılma karşılıklı, birbirlerine sarılma durumu var" görüşleri de dile getiriliyor. Siyasi ayağın bizzat CHP ve lideri Kılıçdaroğlu olduğunu ispatlayan açık deliller var.
08.02.2020 14:50 İstanbul'da, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun avukatı Celal Çelik hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı ve iddianame hazırlandı.
30 Ocak'taki gelişmeye göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca hazırlanan iddianamede, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan "müşteki" olarak yer aldı.
İddianamede, şüpheli Celal Çelik'in 2011 yılında hakimlikten istifa ettiği, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün kontrolüne geçen ve örgüt ile irtibatları nedeniyle 667 sayılı KHK ile kapatılan YARSAV Derneği'ne HSYK üyeleri seçim süreci döneminde 17 bin TL bağışta bulunduğunun tespit edildiği belirtildi.
ESKİ YARSAV BAŞKANI İLE 417 KEZ İRTİBATI BULUNMUŞ
Şüpheli Celal Çelik'in, "FETÖ/PDY silahlı terör örgütü" ile bağlantılı olduğu öne sürülen kişilerle tespit edilen telefon irtibatlarına da yer verilen iddianamede, OHAL kapsamında çıkarılan 672 Sayılı KHK kapsamında kamu görevinden çıkarılan YARSAV eski başkanı Murat Arslan'a ait telefon hattı ile 417 kez irtibatının bulunduğu da ifade edildi.
"FETÖ ALGISINA KATKIDA BULUNDUĞU"
İddianamede, şüpheli Celal Çelik'in, 7 Şubat 2012'de MİT görevlilerinin kumpas soruşturması kapsamında ifadeye çağrılırken daha önceki yıllarda terörle mücadelede görev alırken gazi olan ve bu kapsamda tedavi gören kişilere FETÖ/PDY örgütünden almış olduğu bilgilerle ulaştığı, tamamen FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün oluşturmak istediği algı doğrultusunda 8 Şubat 2012 tarihli suç duyurusundan oluşan dilekçeyi gazilerin milli duygu ve hassasiyetlerini de istismar ederek imzalattığı öne sürüldü. 7 Şubat günü MİT krizinin gerçekleşmesinden bir gün sonra dilekçenin hazırlanmasının ve gazilere imzalattırılmasının mümkün görülmediği ifade edilen iddianamede, şüpheli Celal Çelik'in 7 Şubat MİT kumpası sürecinde FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün yargı ve emniyet teşkilatındaki mensuplarıyla eş zamanlı olacak şekilde FETÖ/PDY örgütünün oluşturmaya çalıştığı algının oluşmasına katkıda bulunduğu öne sürüldü.
SOSYAL MEDYADAN HAKARET ETTİ
İddianamede, şüpheli Celal Çelik'in sosyal medya hesabı Twitter'dan yapmış olduğu paylaşımlarla o dönem Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret ettiği belirtildi. Yine sosyal medya hesabından FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün amaçları doğrultusunda algı oluşturmak maksadıyla geliştirdiği söylemleri doğrultusunda paylaşımlar yaparak örgütün propagandasını yaptığı da ileri sürüldü. Şüpheli Celal Çelik'in FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne ait 13 radyo ve TV kanalının Digitürk platformundan çıkarılması sonrası silahlı terör örgütü tarafından protesto için Digitürk üyeliklerini iptal ettirdikleri dönemde dilekçeyle üyeliğini iptal ettirdiği iddianamede anlatıldı.
AĞIR CEZA MAHKEMESİNDE YARGILANACAK
Savcılık, şüpheli Celal Çelik'in, "FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etmek", "Kamu görevlisine alenen hakaret", "Terör örgütü propagandası yapmak" suçlarından 11 yıl 11 aydan 40 yıla kadar hapis talebiyle yargılanması talep edildi. İddianame kabul edilirse, şüpheli Çelik İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanacak.
DETAYLAR
FETÖ'nün yapısının anlatıldığı iddianamede, şüpheli Celal Çelik'in kullandığı tespit edilen "@celalcelik2" adlı Twitter hesabından, 2 ve 16 Mart 2014 tarihlerinde, o dönem başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik hakaret içeren, FETÖ üyelerinin kullandığı terimleri kullanarak paylaşımlar yaptığı belirtilerek, Çelik'in eylemlerinin zincirleme şekilde "kamu görevlisine hakaret" suçunu oluşturduğu ifade edildi.
Digitürk üyeliği iptali ve YARSAV'a para aktarma
Digitürk üyesi olan Çelik'in, 13 radyo ve televizyon kanalının platformdan çıkarılması sonrası, örgüt üyelerinin protesto için üyeliklerini iptal ettirdiği ve iptale yönelik çağrı yapıldığı süreçte, 2 Kasım 2015'te verdiği dilekçeyle üyeliğini iptal ettirdiği kaydedilen iddianamede, söz konusu dilekçede Çelik'in, "siyasi tasarruflar nedeniyle kanal sayısını azalttığınızdan" gerekçesini ileri sürdüğü dile getirildi.
Çelik'in konuyla ilgili savunmasında, "Firmanın siyasi tasarruflar sebebiyle bahsi geçen kanalları platformdan çıkarması nedeniyle üyeliğini iptal ettiği, yaklaşık 1,5 yıl sonra yeniden üye olduğu, bu yönde siyaset yaptığı partinin de görüş açıklaması sebebiyle hareket ettiği ve örgüte yadım gayesi taşımadığını" beyan ettiği aktarılan iddianamede, Çelik'in, FETÖ'nün kontrolüne geçmesi nedeniyle KHK ile kapatılan YARSAV'a 24 Eylül 2014'te 17 bin liralık bağış yaptığına ilişkin değerlendirme de yapıldı.
Bu bağışla ilgili 15 Eylül 2017'de çıkan haberlerin kullanıldığı iddianamede, Yargıtay tetkik hakimliği görevinden 24 Ekim 2011'de istifa ettiği belirtilen Çelik'in, söz konusu transfere ilişkin, "alkolün etkisiyle para yardımı yapmayı kabul ettiği" beyanında bulunduğu dile getirildi.
İddianamede, Çelik'in savunmasının aksine 2014 yılında HSYK seçimlerinde YARSAV'ın gösterdiği adayların birçoğunun, daha sonrasında FETÖ ile irtibatlı oldukları gerekçesiyle kamu görevinden çıkarıldıklarına dikkat çekilen iddianamede, dernek başkanı olan Murat Arslan'ın Ankara'da "FETÖ üyeliği" suçundan 10 yıl hapisle cezalandırıldığı hatırlatıldı.
FETÖ üyeleriyle irtibatları
Telefonunda yapılan hts incelemesine göre şüpheli Çelik ile "FETÖ üyeliği/yöneticiliği" suçundan haklarında soruşturma/kovuşturma yürütülen çok sayıda kişi arasında olağanın ötesinde, çok yoğun irtibatlar tespit edildiği vurgulanan iddianamede, Çelik'in görevden ihraç edilen tetkik hakimi Kazım Uslu'nun telefonuna ByLock programı yükleyen kişi olarak bilinen Yargıtay tetkik eski hakimi Mustafa Savaş ile toplamda 118 adet, eski YARSAV Başkanı Murat Arslan ile de 417 kez, Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmat davasına bakan mahkeme hakimi Mehmet Hamzaçebi ile 5 kez ve usulsüz mal varlığı araştırması yaptığı belirtilen eski Maliye Bakanlığı müfettişi Hamza Yetiş ile 1659 kez irtibatının tespit edildiği anlatıldı.
Çelik'in MİT tırlarının durdurulması soruşturmasında adı, tırların durdurulmasında görev alan sivil örgüt yöneticisi olarak geçen Süleyman Gürbüz ile aynı ByLock grubunda yer alan, FETÖ üyesi olduğu gerekçesiyle hakkında kamu davası açılan ve ByLock sistemini kullanan Fatih Gürsul ile de 26 adet görüşmesinin bulunduğu belirtilen iddianamede, Çelik'in diğer irtibatlarına da yer verildi.
İddianamede, "Şüphelinin haklarında 'FETÖ/PDY'ye üye olmak' suçundan soruşturma ve kovuşturma yürütülen kişilerle, olağanın ötesinde yoğun ilgi ve irtibatının bulunduğu anlaşılmıştır." denildi.
7 Şubat MİT kumpasıyla ilgisi
Celal Çelik'in, 7 Şubat 2012'de gerçekleşen ve kamuoyunda "MİT kumpası" olarak bilinen olaydaki eylemlerinin de anlatıldığı iddianamede, bu soruşturma kapsamında başsavcılıkça yapılan tespitlere göre, şüpheli Çelik'in de "örgüte yardım" niteliğinde bir kısım eylem ve işlemlerde bulunduğunun tespit edildiği, hakkındaki soruşturmanın tefrik edildiği bilgisi verildi.
FETÖ'nün MİT kumpası ve 15 Temmuz 2016 tarihli darbe kalkışmasına kadar geçen sürece ilişkin değerlendirme yapılan iddianamede, FETÖ'nün gerçekleştirmeye çalıştığı kumpas ile ilgili yürütülen soruşturmada elde edilen bulgular ışığında Celal Çelik'in eylemlerine, şu şekilde yer verildi:
"O dönem Ankara'da serbest avukatlık yapan Celal Çelik'in, 7 Şubat 2012 tarihinde, MİT görevlilerinin kumpas soruşturması kapsamında ifadeye çağrılırken, daha önceki yıllarda terörle mücadelede görev alırken gazilik mertebesine erişmiş ve bu kapsamda tedavi gören kişilere, FETÖ'den almış olduğu bilgilerle ulaştığı, tamamen FETÖ'nün oluşturmak istediği algı doğrultusunda, soruşturma dosyamız içerisinde yer alan 8 Şubat 2012 tarihli suç duyurusundan ibaret dilekçeyi gazilerin milli duygu ve hassasiyetlerini de istismar ederek imzalattığı, dilekçe içeriğinde öne sürülen hususlar ve olgular dikkate alındığında, 7 Şubat günü MİT krizinin gerçekleştiği günden sonra bir gün içerisinde hazırlanmasının ve gazilere imzalattırılmasının mümkün görülmediği, bu hususta daha öncesinden FETÖ'den yardım alınarak eş zamanlı sayılabilecek şekilde dilekçe hazırlayarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına sunduğu anlaşılmıştır.
Celal Çelik'in 7 Şubat MİT kumpası sürecinde, FETÖ'nün yargı ve emniyet teşkilatındaki mensuplarıyla eş zamanlı olacak şekilde, 'o dönem başbakan olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile MİT Müsteşarı ve diğer MİT görevlilerinin PKK ile iş birliği içerisinde hareket ediyormuş' şeklindeki FETÖ'nün oluşturmaya çalıştığı algının oluşmasına, eylemleriyle katkıda bulunduğu anlaşılmıştır."
"MİT kumpası öncesi paylaşımlarla algı oluşması eylemine katkıda bulundu"
Tüm bu eylemlere göre Çelik'in "silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme" suçunu işlediğinin tespit edildiği belirtilen iddianamede, Çelik'in, henüz MİT tırları durdurulmadan, 19 Ekim 2013'te Twitter hesabından, FETÖ'nün amacı doğrultusunda ve "MİT'in terör örgütlerine silah gönderdiği" algısını oluşturacak şekilde paylaşımda bulunduğu, bu paylaşımın FETÖ üyelerinin söylemleriyle ayniyet gösterdiği ve örgütün amaçları doğrultusunda algı oluşturmak maksadıyla paylaşımlar yaparak "FETÖ'nün propagandası yapma" suçunu işlediği ifade edildi.
Şüpheli Çelik'in 26 Temmuz 2017'de bir televizyon kanalındaki programda yapılan tartışmalar sırasında, MİT tırlarının durdurulması olayına ilişkin kişilere terör örgütüyle iltisaklı ve irtibatlı göstermeyi amaçlayan açıklamalarda bulunduğu ve 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili "kontrollü darbe" tabirini kullandığı belirtilen iddianamede, bu kişinin bu şekilde örgüt propagandası yaptığı öne sürüldü. Çelik'in "propaganda" suçunu oluşturacak diğer eylemleri de anlatıldı.
İŞTE SİYASİ AYAK, İŞTE CHP-FETÖ BAĞLANTILARI
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Fetö'nün siyasi ayağını Meclis'te araştıralım çağrısına tepkiler geldi. Siyasi ayağın bizzat CHP ve lideri Kılıçdaroğlu olduğunu ispatlayan açık bulgular var. Fetö ile mücadele sürecinde montajlanmış ses kayıtlarını meclis kürsüsünden dinleten Kılıçdaroğlu, kayıtların montaj olduğu ortaya çıkmasına karşın özür dilememişti. 15 Temmuz akşamı darbeci askerlerle görüşerek Atatürk Havalimanından ayrılan Kılıçdaroğlu, darbeden bir süre önce iddia ettiği darbe olursa tankların üzerine ilk ben çıkarım" açıklamasının aksine davranmış, Bakırköy'de bir otel odasına kapanarak gelişmeleri izlemeye başlamıştı. Darbe girişimine o saatlerde hiç bir tepki göstermeyen Kılıçdaroğlu otel odasında TV ve telefonlaşmalardan darbe seyrini takip etmeye çalışmıştı.
İKİ AYRI AÇIKLAMA: DARBE BAŞARILI OLURSA .., OLMAZSA ..
İddialara göre iki ayrı açıklama hazırlanıyordu. Darbe başarılı olduğu taktirde "Kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri Türkiye'yi diktatörlerden kurtardı. Onlar darbeci değil gerçek kahramanlardır" şeklinde bir açıklama, darbe başarılı olmadığı taktirde ise "Demokrasiye bağlıyız. Bu hain darbe girişimini kınıyoruz" şeklinde bir başka açıklama yapılması planlanıyordu.
Bu iddiayı güçlendiren bulgu, Kılıçdaroğlu'nun açıklamasını geç saatlerde yapmasıydı. Saat 22.00 gibi haberlerde yer almaya başlayan Darbe girişime ait bilgiler sonrası tüm TV'lerde dakika dakika alt yazılarla gelişmeler duyurulmaktaydı. Türkiye'de direniş ilk anlarda başlamıştı. Polisin darbeci askerlerle çatışmaya girdiği, ölü ve yaralıların olduğu bilgileri ilk anlarda haber olarak duyurulmuştu. 1. Ordu komutanı ilk saatlerde açıklama yaparak darbecileri teslim olmaya çağırmış, diğer üst düzey komutanlar da medyaya bağlanarak demokrasiye bağlılıklarını ve darbenin mağlup edileceğini açıklamışlardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan bir taraftan kendisini öldürmeye gelen suikastçilerden izini kaybettirmeye çalışırken diğer taraftan 3g cep telefonu ile CNN'ne canlı yayın bağlantısı kurmayı başarmış, halkı darbeye direnmeye çağırmıştı. Gece geç saatler olmasına karşın tüm camilerde selalar okunmaya başlanmış, halkın her yerde meydanlarda toplanmaya başlamıştı. İşte bu gelişmeler sonrası CHP lideri Kılıçdaroğlu'dan açıklama gelmiş hükümete desteğini bildirmişti. MHP ve diğer siyasilerden ilk anlarda açıklamalar gelmesine karşın Kılıçdaroğlu'nun açıklama yapmamasını "CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'dan hala bir açıklama gelmedi" şeklinde aktarmış, saatler sonra açıklama yapmasını ise o gece dakika dakika tüm gelişmeleri verdiğimiz "ŞOK! TSK'daki Fetö'den darbe, Türkiye 15 Temmuz saat 22:00'den beri şok dakikalar yaşıyor.." başlıklı canlı yayınında şu sözlerle duyurmuştuk:
"01:11 Kılıçdaroğlu nihayet konuştu: Demokrasimize sahip çıkıyoruz!.. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu darbe girişimiyle ilgili açıklama yaptı. Kılıçdaroğlu: "Bu ülke darbelerden çok çekmiştir. Aynı sıkıntıların yeniden yaşanmasını istemiyoruz. Cumhuriyet'e ve demokrasimize sahip çıkıyor; inancımızı eksiksiz bir şekilde koruyoruz. Herkes çok iyi bilmeli ki Cumhuriyet Halk Partisi, Parlamenter demokrasimizin vazgeçilmezi olan yurttaşlarımızın özgür iradesine bağlıdır."
Cumhurbaşkanı Erdoğan bir taraftan suikastçilerden kaçarak İstanbul'a ulaşmaya çalışırken diğer taraftan cep telefonu ile halka ulaşmayı başarabiliyordu. Ama CHP lideri havaalanını kuşatan tankların üzerine çıkamıyor, aksine darbecilerle görüşerek havaalanından ayrılıyordu. Bir kaç kilometre mesafede girdiği otel odasından nedense bir açıklama yapamıyordu. CHP liderinin darbe girişimi karşısındaki bu açık kararsızlığı ve sessizliği darbeye destek değilse başka nasıl yorumlanabilir? O gece Kılıçdaroğlu'nun durumunu en iyi anlatan husus yaptığımız canlı yayındır. Dakika dakika yaşanan gelişmelerin saatleri çeşitli kaynaklardan da doğrulanabilir.
CHP'nin Fetö'nün siyasi ayağı olduğunu gösteren başka bulgular da var:
-CHP'li milletvekilleri Eren Erdem ve Enis Berberoğlu'ya verilen hapis cezaları. Eren Erdem'in CHP'li yetkilileri kendisine sahip çıkmamakla suçlaması, suç konusu belgeleri CHP'li yetkililerden aldığını iddia etmesi, hapis cezası alması durumunda 'yanarsam yakarım' iması.
-Kılıçdaroğlu'nun 17 Aralık öncesi FETÖ'nün hakim olduğu Emniyet İstihbarat polisleri için 'vatansever' ifadesini kullanması.
-CHP milletvekili Birgül Ayman'ın '30 Mart seçimlerinde CHP Cemaat'le işbirliği yaptı' açıklaması, bu açıklama sonrası disiplin kuruluna sevk edilmesi ve istifa etmesi.
-Kılıçdaroğlu'nun başdanışmanlarından Doç. Dr. Fatih Gürsul'un Fetö silahlı terör örgütüne üye olmak suçunun sabit görülerek 10 yıl hapis cezası alması.
-CHP İzmir/Urla Belediye Başkanı İbrahim Burak Oğuz hakkında 'Fetö silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan dava açılması.
CHP-Fetö ilişkisi bunlarla sınırlı değil. Daha fazlası için şuraya bakılabilir. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
Paralel yapı-30 Ocak (2020) 'İstanbul 1 sanık CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun avukatı Celal Çelik' davası
Paralel yapı-16 Aralık (2019) 'İzmir 1 sanık CHP Urla Bel.Bşk. İbrahim Burak Oğuz' davası
CHP'ye iki şok: Başkan tutuklandı
Paralel yapı-CHP bağlantısı
Darbe kötüye gidince ortaya çıktı: Sosyal Medyada Binler Sordu: Asıl Sen Neredeydin?
(08 Şubat 2020, 14:40)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: