Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığındaki (KKK) eylemlere ilişkin 142 sanıklı davaya sanıkların savcılığın esas hakkındaki mütalaasına karşı savunma yapmalarıyla devam edildi.
08.02.2020 13:43 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığındaki (KKK) eylemlere ilişkin 142 sanıklı davaya sanıkların savcılığın esas hakkındaki mütalaasına karşı savunma yapmalarıyla devam edildi.
21.01.2020 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile tarafların avukatları hazır bulundu.
Duruşmada, olay tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kuvvet Geliştirme ve Teşkilat Daire Başkanlığı yapan eski tuğgeneral Erhan Caha esasa ilişkin savunma yaptı.
Caha, olayın yaşandığı gün akşam saatlerinde Genelkurmay Başkanlığı'ndan arandığını terör tehdidine yönelik emniyet tedbirlerinin uygunluğunun denetlenmesi maksadıyla tatbikat yapılacağının söylendiğini iddia etti. Bu kapsamda kendisinin de Kara Kuvvetleri Karargahında görevlendirildiğini öne süren Caha, o gece vermiş olduğu emirlerin kanuna aykırılık teşkil etmediğini iddia etti.
Genelkurmay çatı davasında da yargılanan ve darbe yöneticileri arasında olduğu gerekçesiyle 141 kez ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırılan sanık Caha, bu dosyada kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve kasten adam öldürmeye teşebbüs suçlarından yargılandığını belirterek, o gece kimseye karşı silah kullanmadığını ve derdest emri vermediğini savundu.
'Emir gelince karargahtan ayrılmadım. Hızlı bir şekilde kışla emniyet tedbirlerini görmek maksadıyla gördüğüm bütün personele TSK'nın yönetime el koyduğu yönünde gelen bilgiden bahsetmeden, sadece bir tatbikat yapılacağından bahsettim.' diye konuşan Caha, dönemin KKK Personel Başkanı Tümgeneral Ömer Şevki Gençtürk'ü derdest edilmesinden haberi olmadığını iddia etti.
FETÖ üyesi olduğuna dair hakkındaki tanık beyanlarını da reddeden Caha, Kara Kuvvetleri Harekat Merkezini ele geçirdiği yönündeki iddiayı da kabul etmedi.
Duruşmaya yarın devam edilecek.
22.01.2020 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, tutuksuz sanık eski binbaşı İhsan Bozkurt'a, savcının esas hakkındaki mütalaasına karşı savunma yapması için söz verildi.
Olay tarihinde Hizmet Tabur Komutanı olarak görev yaptığını belirten Bozkurt, meslek hayatı boyunca amirleri dışında kimseden emir almadığını, TSK'den başka hiçbir yapıya mensup olmadığını vurguladı.
Hazırlık aşaması ve mahkeme huzurundaki ifadelerini kabul ettiğini ifade eden Bozkurt, hakkında 'anayasal düzeni ihlal' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildiği mütalaayı kabul etmediğini kaydetti.
Hem savcılık hem de mahkeme huzurunda, bilirkişilerce de teyit edilen doğruları söylediğini ifade eden Bozkurt, karargahtaki darbe girişimine yönelik önemli bilgilerin yer aldığı ifadeleri nedeniyle hedef alındığını aktardı.
Bazı sanıkların savunmalarında karargahta güvenlik tatbikatı kapsamında geldiğini iddia ettiğini hatırlatan Bozkurt, sözlerine şöyle devam etti:
'Kara Kuvvetleri Komutanlığı karargahında güvenlik tatbikatı adı altında personelin fiilen katıldığı bir tatbikat yoktur. 17 Kasım 2017'de arz ettiğim beyanımda bu hususu 'güvenlik tatbikatı diye bir zırvalık yoktur' diye belirtmiştim. Daha sonra mahkemece tayin edilen bilirkişi ve tanıklar da bu hususu doğruladı. Yani 15 Temmuz gecesi kara kuvvetleri karargahı ve kışlası bölgesinde meydana gelen olayları tatbikat ve emniyet sistemini takviye olarak açıklamak mümkün değildir. '
Bozkurt, darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz akşamı saat 20.00'de karargahtan ayrıldığını, yaklaşık 1,5 saat sonra Güvenlik Kontrol Merkezinden kendisini arayan askerin, 'Komutanım, personel başkanı tutuklanmış, kurmay başkanı da kışlaya geliyor' demesi üzerine karargaha gitmeye karar verdiğini ifade etti.
Nizamiye kapısında kendisini tanıtıp kimlik göstermesine rağmen ilk başta içeri alınmadığını dile getiren Bozkurt, 'Beni neden almadıklarına ilk başta anlam veremedim. Çünkü sorun yaşandığı aktarılan yer benim de sorumluluk alanımdaydı. Bir şekilde taburuma gidip neler olduğunu yerinde görmeliydim. Kapıda bekleyen Mustafa Şahin'in engellemesine rağmen içeri girdim.' ifadelerini kullandı.
'Cephaneliğin anahtarını vermedim'
Taburuna vardıktan sonra neler olduğunu anlamaya çalıştığını belirten Bozkurt, bu sırada eski albaylar Hasan Yılmaz ve Yusuf Yiğit ile karşılaştığını bildirdi.
Yılmaz'ın grup komutanı olarak atandığını söylemesi üzerine mevcut Grup Komutanı Albay Tuncay Polat'ın nerede olduğunu sorduğunu belirten Bozkurt, sorusunun cevapsız kaldığını, üstelemesi üzerine Yiğit'in, önemli bir gelişme olduğunu, zorluk çıkarmamasını istediğini aktardı.
Birliğinde görevli bazı askerlerin Yılmaz'ın kendilerine sıkıyönetim ilan edildiğini söylediğini anlatan Bozkurt, ülkede herşey normal şartlarda ilerlerken sıkıyönetim ilan edildiğinin söylenmesi karşısında şaşırdığını dile getirdi.
Bozkurt, ilerleyen saatlerde Hasan Yılmaz'ın, Kara Harp Okuluna mühimmat gönderilmesi için kendisinden cephaneliğin anahtarını istediğini ancak başka bir birliğe mühimmat gönderilmesi gibi bir sorumluluklarının olmadığını söyleyerek anahtarı vermediğini kaydetti.
Daha sonra dönemin Başbakanı Binali Yıldırım'ın 'bir grubun kalkışması' şeklindeki açıklamasını öğrendiğini belirten Bozkurt, bunun üzerine albay Yiğit'e, 'Sizin karışıklık dediğiniz bu muydu?' diye çıkıştığını anlattı.
Yiğit'in de kendisine TSK'nin yönetim el koyduğunu söylemesinin ardından 'Bunun için buraya gelmedim. Görüyorum ki pis bir işin içine düştüm. Birliklerimi alıp gidiyorum.' dediğini iddia eden Bozkurt, bu andan itibaren kendisi başta olmak üzere emrindeki askerlerin hiçbirinin darbe girişimine katkı sunacak bir eylemde bulunmadığını savundu.
Bozkurt, albay Yılmaz'ın kışladan ayrılması için talimat vermesine rağmen emrindeki askerleri darbe girişiminde kullanabileceği endişesiyle ayrılmadığını söyledi.
Gece boyunca emrindeki askerlerin yanı sıra ulaşabildiği herkesi yasa dışı bir eylemde bulunmamaları için uyardığını aktaran Bozkurt, 'Türk devletinin sancağının emanet edildiği makama yan bakanın gözünü oymak benim boynumun borcudur. O gün de bunun gereğini gücüm yettiği kadarıyla yapmaya çalıştım. Tanıklar da söylediklerimi teyit etti. Suçsuz olduğum ortadır. Bugüne kadar hep 'vatan sağolsun' dedik. Mahkemeden beraatımı istiyorum.' ifadelerini kullandı.
Bozkurt, iddianameye karşı yaptığı savunmasında da 'güvenlik tatbikatı' nedeniyle karargaha geldiğini iddia eden sanıkların aksine, bu isimle bilinen bir tatbikatın olmadığını söyleyerek söz konusu sanıkların savunmaları çürütmüştü.
Duruşmaya yarın devam edilecek.
23.01.2020 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, Serdar Kerem Koç, Muttalip Şahin ve Refik Durak savcının esasa ilişkin mütalaasına karşı savunma yaptı.
Sanık Koç, darbe girişiminde yer almadığını, yasa dışı bir eylemde bulunmadığını savunarak beraatini talep etti.
'Anayasal düzeni ihlal' suçundan hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen Şahin de söz konusu cezayı hak edecek herhangi bir faaliyette bulunmadığını, dosyada bunun aksini ortaya koyacak bir delilin bulunmadığını savundu.
Davanın ilk gününden bu yana aynı savunmayı yaptığını dile getiren Şahin, suçsuz olduğunu ileri sürerek beraatini istedi.
Ay suçtan cezalandırılması talep edilen sanık Durak ise emir komuta zinciri içinde hareket ettiğini, yasa dışı bir emri yerine getirmediğini ifade etti.
Durak, olay tarihinde komutanlarının talimatıyla karargaha geldiğini, darbe girişiminde yer aldığına ilişkin mütalaadaki tespitin gerçeği yansıtmadığını öne sürdü.
Uzun yıllar devlete hizmet ettiğini, amirlerinin dışında kimseden emir almadığını belirten Durak, ülkesine ve milletine sadakatle bağlı olduğunu savundu.
Sanıkların avukatı Kubilay Baran Fırat, müvekkillerinin darbe girişiminden bu yana tutuklu olduklarını belirterek, 'Gelinen aşamada tutuklama, bir tedbir olmaktan çıkmış ve cezalandırmaya dönüşmüştür. Müvekkillerimin suçsuz olduklarını bütün boyutlarıyla ortaya koyduğumuza inanıyorum. Bu kapsamda mahkemeden öncelikle tahliye, yargılama sonunda ise beraatlerini talep ediyorum.' dedi.
Duruşmaya, 27 Ocak pazartesi devam edilecek.
28.01.2020 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu.
Esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma yapması için söz verilen eski astsubay Mehmet Akkuş, olay tarihinde dönemin Kara Kuvvetleri Komutanlığı Personel Başkanı olan emekli Tümgeneral Ömer Şevki Gençtürk'ün emir astsubayı olarak görev yaptığını dile getirdi.
Davanın müştekisi olan ve darbecilerce derdest edilen Gençtürk'ün hürriyetinden yoksun bırakılmasından sorumlu olmadığını savunan Akkuş, söz konusu olay esnasında odasında bulunduğunu ileri sürdü.
Derdest olayına ilişkin Gençtürk'ün kendisini suçladığını hatırlatan Akkuş, 'Gençtürk, muhtemelen kendisini derdest eden ekipte gördüğü bir kişiyi bana benzetmektedir.' dedi.
Sanık Akkuş, darbeciler tarafından alıkonularak Akıncı Üssü'ne götürülen dönemin KKK Destek Grup Komutanı Albay Tuncay Polat'ı da derdest etmediğini öne sürerek, 'Tuncay Polat ile yan yana bir fotoğrafım bile yok.' diye konuştu.
15 Temmuz darbe girişimi sırasında, 'Oley, İçişleri Bakanı Efkan Ala'yı almışlar.' sözlerini kullandığı iddialarını da kabul etmediğini belirten Akkuş, darbe girişimini öğrendiğini iddia ettiği gece 01.00'den itibaren hiçbir olaya karışmadığını savundu.
Akkuş, tahliyesine ve yargılama sonunda beraatına karar verilmesini istedi.
Savunma yapan eski astsubay Yalçın Kızılçam da üzerine atılı suçları işlemediğini dile getirdi.
Davanın görülmesine yarın devam edilecek.
07.02.2020 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile tarafların avukatları hazır bulundu.
Duruşmada, ara karara yönelik savcının mütalaası sonrasında sanıklar ve avukatlarının tahliye talepleri alındı.
Müzakere arasının ardından ara kararını açıklayan mahkeme, tutuklu sanıkların mevcut hallerinin devamına hükmetti.
Duruşma 17 Mart'a ertelendi.
MÜATALAA
Davanın 22 Kasım 2019'da görülen duruşmasında Cumhuriyet Savcısı Mehmet Fatih Özdemir, esasa ilişkin mütalaasını açıklamış ve aralarında dönemin Kara Kuvvetleri Komutanlığı Cari Harekat ve Komuta Kontrol Daire Başkanı olan eski tuğgeneral Adem Boduroğlu ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı Harbe Hazırlık ve Eğitim Daire Başkanlığı eski tuğgeneral Ali Rıza Çağlar'ın da bulunduğu 94 sanığın 'Anayasayı ihlal'den ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilmesini istemişti.
Mütalaada 17 sanığın 'darbeye yardım' suçundan 20 yıla, iki sanığın ise 'FETÖ üyeliği' suçundan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti.
Başka mahkemelerce 'Anayasayı ihlal' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan 5 sanığın ise bu dosyada 'kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma' suçundan cezalandırılması, 12 sanığın ise beraatine karar verilmesi istenmişti.
Savcı, aralarında eski albaylar Uğur Karaca ve Nuh Altınsoy'un da bulunduğu 12 firari sanığın dosyalarının ise ayrılmasını talep etmişti.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-10 Nisan (2017) 'Ankara 142 sanık (ilk 150) Darbe/Kara Kuvvetleri Kom.' davası
(08 Şubat 2020, 13:43)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: