Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) kumpas davalarından 'Ergenekon' davasına bakan 8 eski hakim ve savcının, 'suç uydurmak ve görevi kötüye kullanmak' suçlarından yargılandığı davaya devam edildi.
08.02.2020 13:21 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) kumpas davalarından 'Ergenekon' davasına bakan 8 eski hakim ve savcının, 'suç uydurmak ve görevi kötüye kullanmak' suçlarından yargılandığı davaya devam edildi.
03.02.2020 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 8. Ceza Dairesince görülen duruşmaya tutuklu sanıklardan eski savcı Dalkuş ve eski hakim Hüsnü Çalmuk katıldı.
Diğer tutuklu sanıklar ile telekonferans yöntemiyle bağlantı kuruldu. Bazı müştekiler ve taraf avukatları da salonda hazır bulundu.
Duruşmada, firari durumdayken 2019 Ekim'de yakalanan Dalkuş'a savunması için söz verildi.
Sanık Dalkuş, FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminden bir gün sonra açığa alındığını, 18 Temmuz'da da gözaltına alınmasından sonra adli kontrol şartıyla salıverildiğini dile getirdi.
Bu olaydan bir gün sonra serbest bırakılmasına savcılık tarafından itiraz edildiğini anlatan Dalkuş, 'Evrakımı hazırladım, valizimi hazırladım ancak teslim olmadım. Ne teslim oldum ne de kaçtım. İstanbul'da bulunduğum sürece yargılamayı da geciktirmedim. Savunma sırası bana daha yeni gelmişti.' diye konuştu.
Yargılandığı davanın kamuoyunda 'Ergenekon'da kumpas' olarak bilindiğini söyleyen Dalkuş, 'Ben kimseye kumpas kurmadım.' beyanında bulundu.
Sanık Dalkuş, Ergenekon davasında yargılama aşamasında hayatını kaybedenlere rahmet dilediğini ifade etti.
Kasım 2011'de PKK ve MLKP'nin İstanbul'da ortak eylem yaptığını, kendisine gönderilen polis fezlekesinde eylem talimatının 'Ergenekon Terör Örgütü' tarafından verildiğinin yazıldığını belirten Dalkuş, bunun üzerine görevli polisleri arayarak soruşturmanın böyle yürütülemeyeceğini söylediğini, fezlekeyi yazan polise amirleriyle görüşmek istediğini söylemesi üzerine eski İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün ile görüştüğünü savundu.
Sanık Dalkuş, şunları dile getirdi:
'Yurt Atayün'ü aradım, 'Kamu düzenini sağlıyorsunuz, her şey olduktan sonra mı görevinizi yerine getireceksiniz?' dedim. Bana, 'Bizim de rahatsız olduğumuz hususlar.' cevabını verdi. Bunun üzerine başsavcı vekiline gittim, Atayün, benden önce aramış başsavcı vekilini. Bu olaydan birkaç gün sonra Beşiktaş Adliyesine 3 yeni savcı tayin edildi. Fikret Seçen beni odasına çağırdı. Ergenekon davasına üçüncü savcı olarak beni tayin ettiğini bildirdi. Dava 2008'de başlamış, Zekeriya Öz'le davanın başından itibaren süreci bilen arkadaşlar olduğunu söyledi.
'Mütalaa hazırlanırken sen de duruşma savcılığı yaparsın.' dedi.'
- 'Diğer savcının talebiyle görevi kötüye kullanmakla suçlanıyorum'
Ergenekon soruşturmaları sonucu 3 ayrı dava açıldığını ve daha sonra birleşme kararı ile davanın tek dosya halinde karara bağlandığını belirten Dalkuş, davada ilk defa 6 Ocak 2012'de duruşmaya çıktığını beyan etti.
Ergenekon davasının 13 Ocak 2012'deki duruşmasında sanıklardan eski savcı Mehmet Ali Pekgüzel'in, sanıklar ve yakınlarına ait olduğu öne sürülen basın organlarındaki ses kayıtlarının dava dosyasına istenilmesini talep ettiğini anlatan Dalkuş, mahkemenin talebi kabul ettiğini söyledi.
Söz konusu talepten daha önce haberinin olmadığını savunan Dalkuş, bu ve benzeri hadiseler nedeniyle 'görevini kötüye kullanma' suçunu işlediği iddiasını reddetti.
Suçlama yöneltilen duruşmadaki eylemin kendisine ait olmadığını, diğer savcı Pekgüzel'in talebi doğrultusunda mahkemenin ara karar aldığını beyan eden Dalkuş, 'Ben hiç ağzımı açmadan, diğer savcının talebiyle görevi kötüye kullanmakla suçlanıyorum. Dünya tarihinde bunun başka bir örneği yoktur. Kahvehanede bile sonradan gelip masaya oturana 'yancı' denir ve ona hesap ödetilmez.' şeklinde konuştu ve beraatini istedi.
Duruşmalara tek başına çıkmadığını söyleyen Dalkuş, bazı sanıklar hakkında beraat, bazı tutuklu sanıklar hakkında da tahliye yönünde görüş bildirdiğini ileri sürdü.
04.02.2020 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 8'inci Ceza Dairesinde görülen duruşmaya tutuklu sanıklardan eski savcı Mehmet Murat Dalkuş, eski hakim Hüsnü Çalmuk ve taraf avukatları katıldı.
Müşteki Banu Şadan Erkmen, annesi merhum Ayşe Asuman Özdemir'in emekli olduktan sonra bazı basın organlarında FETÖ aleyhine yazılar kaleme aldığını, 2007'de ilk Ergenekon soruşturmanın başlamasıyla şüpheli olarak gözaltına alındığını, bir süre sonra tutuklandığını bildirdi.
Annesinin haksız yere tutuklandığını ve somut bir delil olmadan 'silahlı terör örgütü' üyesi olarak suçlandığını aktaran Erkmen, ailece maddi ve manevi olarak yıprandıklarını ifade etti.
Cezaevinde sağlık problemleri yaşayan annesinin tedavisi için defalarca tahliye dilekçesi vermelerine rağmen bu taleplerinin karşılanmadığını aktaran Erkmen, Özdemir hakkında tahliye kararı verilmesinden kısa süre sonra da annesinin komaya girdiğini ve ilerleyen süreçte de hayatını kaybettiğini dile getirdi.
Müşteki Erkmen, 'Dilekçelerimizi göz ardı eden ve bize bunları yaşatan o dönemdeki görevlilerin cezalandırılması talep ediyorum.' ifadelerini kullandı.
Diğer taleplerin de alınmasının ardından mahkeme heyeti ara kararları açıkladı.
Buna göre, sanık Dalkuş'un vareste talebinin kabulüne, sanıklar hakkında 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan açılan dava dosyalarının ilgili mahkemelerden istenilmesine, sanık Sedat Sami Haşıloğlu hakkındaki kırmızı bülten kararının infazının beklenilmesine, sanıklar hakkında Hakimler ve Savcılar Kurulu'na yapılan suç duyurusunun akıbetinin sorulmasına hükmedildi.
Davanın görülmesine 27 Nisan'da devam edilecek.
Paralel yapı-10 Temmuz (2017) 'Ankara 8 sanık Ergenekon hakim ve savcıları' davası (Yargıtay)
(08 Şubat 2020, 13:21)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: